24 Haziran 1937 CUMHURİYET Türkiye Norveç iktısadî münasebatı genişliyor Norveç sefiri M. Siprd Betnzon diyorki: iktısadî hareketler Mahsul ve mahreclerimiz ne vaziyettedir? Memleketimizin mahsul ve mahreç va Acıbadem ziyeti hakkında hakikî malumat alacak en sahibi salâhiyet makamlardan birisi adem kelımesi birçoğumuza «Türkler yalnız iyi asker ve çiitçi yetistiren bir Türkofistir. Türkofisin son neşrettiği bül Eski Babıâlînin yerinde yapılacak bir bina badem ezmesini, badem hel tene nazaran bu sene havaların müsaid vasmı, badem sübyesini hatırmillet değildir. Bunu memleketin az zaman gitmesi esasen geniş mikyasta zer'iyatı ya ashabı mesalihe daha uygun düşmez mi? latır. Dil merakhları o kelimeden badem başlıca maddelerimizin neşvü parmak tabirine intikal ederler. Malum içlnde iktısadî noktadan da gösterdiği şayanı pılmış olanyardım etmiş ve mahsulün genemasma ya el ve ayağin baş parmaklanna badem rek miktar ve gerek kalite itibarile yük' hayret terakki isbat etmektediry> parmak denir. Arablar, bilinmez neden, sek olacağı ümidlerini kuvvetlendirmiştir bu manada ibham kelimesini kullanırlar. Bir zamanlar Norveç îskandinavya gaze Yağan yağmurlar bahusus hububat Halbuki ibham ayni zamanda kapalı söz çimentosu bina yaptı sebze, pamuk, zeytin, incir, tütün üzerine tecilerinden Fischer'in demektir. Bu iki mefhumu çöl çocuklarıranlar tarafından ısrarla iyi tesirler yapmıştır. Bu sene tütün, paHariciye Vekilimizle nm bir kelimede birleştirmelerindeki se isteniyordu. Şimdi ise muk, yapağı, tiftik, hububat ve zeytin yaptığı mülâkatı neşbeb, mübhem olarak dahi belli değil!.. yerli çimento bunun ye mahsullerinin geçen seneden miktar ve retmiştik. Şimalli gazeHer neyse, Biz gene bademe gelelim: rini tutmaktadır. Kâğıd evsaf itibarile yüksek olacağı kuvvetle teci ahiren îskandinavya Süse meraklı olanların bu kelimeyi du ihracatımız birinci dere tahmin olunmaktadır. Bu yılın kuruüzüm devletlerinin Ankaradayar duymaz hatırlıyacakları nesne, şüp cededir. Non'eç Kâğıd ve fındık rökoltelerinin miktarca geçen ki mümessillerile de göhe yok ki, tilki paçasıdır. Çünkü türkçe ları Türkiyede çok tak sene derecesinde fakat kalite itibarile da rüşmüştür. Bunlardan de onun adı «badem kürk» tür. Fakat dir edilmektedir. Hüku ha üstün olacağı istihsal mmtakalanndan Norveç sefiri M. Sigurd bademin doktorlara ilk lâhzada gösteremet münhasıran Norveç bildirilmektedir. İncir mahsulümüzün de Bentzon'Ia yaptığı müceği mefhum bademcik, âşıklara içlerikâğıdı kullanmaktadır. iyi bir vaziyette olduğu ve her sene ağaçlâkatı Türkiye ile şimalî ni çektire çektire hatırlatacağı medlulse Muhtelif Türk gazete Iara arız olan (basra) hastalığmm bu yıl Avrupa devletleri ara sevgililerinin gözüdür. Söylemeğe hacet leri ve bunlann arasın kışın soğu'k gitmesi yüzünden zuhur et sındaki siyasî, iktısadî olmadığı üzere yürek toplatan güzel gözda büyük gazete Cum mediği anlaşılmaktadır. Palamut mah ve hissî münasebetleri lerin aliyyülâlâsı Badami olanlardır. Norveç sefiri M. huriyet Norveç kâğıdı sulü bu sene geçen seneye nisbetle 50,000 çok güzel izah eylediSigurd Bentzon Fakat benim gibi tatlıyı sevmiyenler, ton daha az olacaktır. na basılmaktadır. ğinden naklediyoruz: dıl meraklısı olmıyanlar, kürk, mürk bilFakat İzmitte kurulan kâğıd fabrikası ihracat mevsiminin sonuna gelindiği « Devletlerin yeni Türkiyeye nekamiyenler, ve çoktanberi de güzel gözlerdar ehemmiyet verdikleri, bir çölde do Norveç kâğıdlarile hissolunacak derecede için ekseri mallarımızın stokları da tükenle alâkayı kesmiş bulunanlar badem keğan modern şehir Ankarada muhteşem rekabete başlamıştır. Fakat daha ümidim miş olduğundan piyasalarda geniş mik limesinden bambaşka bir manaya intikal Gazeteler, Adliye Vekilimiz Şük yet binası yıktınldığı zaman Babıâli cadsefaret binalan vücude getirmekte birbir vardır: Şimdiye kadar kâğıd işlerinde yasta bir hareket görülmemektedir. ru Saracoğlunun beyanatına atfen desini doğrudan doğruya ve belkı de ederler. Bu mana, «uzaktan akraba» taBu şerait dahilinde Almanyaya ihra lerile adeta rekabet yapmalarile de sabit rekabet yapabiliyorduk. Bundan sonra bırile ifade olunagelen ve bir taraftan yatir. Norveç küçük bir devlet olduğu hal da sellüloz hususunda rekabette muvaf cat yapılamaması piyasadaki muamele Adliye sarayınm Sultanahmedde, U merdivenli, ağaclı, bulvar halinde ve keskınlık gösterdiği halde bir taraftan ya lerin cereyanına büyük bir sekte verme mumî hapisane yerine yapılacağını, ha tirme tarzda Ebussüud caddesine indirde Almanya ve Sovyet sefarethanelerinin fak olacağız. bancıhk ihsas eden vaziyetin aynini göspisanenin de bugünkü Tevkifhaneye nak mek ve birleştirmek kabildir. Ne güzel de arasında gayet müsaid bir sahada sefaSon klering mukavelesi Norveçli ihra miştir. Yalnız pamuk, fındık, yumurta, terir. olurdu, değil mi? ledileceğini haber veriyorlar. rethanesini kurmuştur. catçılar için şimdilik müsaid değildir. tiftik, yapağı ve deri piyasalannda görüÇünkü badem, nebatatta verdiyye deEski Babıâli arsası dört tarafı yolla Halka kolay ve uygun yerde yapılMilletler ve bahusus uzakta bulunan Tüccarlar paralarını alabilmek için üç len nisbî durgunluk alelumum fiatların çevrili büyükçe bir ada halini alırdı. îşte nilen gül fasilesine mensubdur. Lâkin olar, mümessillerinin şahsiyetile tanılır. dört sene beklemek mecburiyetinde kalı dünya piyasaları seviyesine doğru bir te mak şartile çok muhtac olduğumuz bina nezzül temayülü takib etmesini intac et ve saraylardan biri de şüphe yok ki Ad bu ada üzerinde, bir kapısı Ebussüud nun bu aileye nisbetini ispat etmek için Çok uzakta bulunan Norveç milleti de yorlar. Bunun için Norveçli ihracatçılar miş bulunuyor. Bu vaziyet mahreclerin liye sarayıdır. Bu bakımdan düşünülün caddesine açılacak şekilde Adliye sarayı bir değil, bin şahid ister. Öyle ya gül Türklere kendisini tanıtmak ve teveccüh Türkiye piyasasmdan kâfi derecede istitaaddüdü noktai nazarından müsaid te ce Sultanahmedde yapılacak bir Adliye binası yapılsa Sultanahmede nisbetle nerede, badem nerede?.. Herhangi ne lerini celbetmek için en sevimli ve mukte fade edemiyorlar. Halbuki ufak bir fiat sirini hissettirmektedir. sarayınm halka, yani «ashabı mesalihe» şehrin merkezine daha yakın, düşmez batat kitabını açsanız size gülün sevda dir bir diplomatını Ankaraya gönder farkile muvazeneyi temin edebilirlerdi. Mayıs ayı zarfında Holanda, Belçika, uygun bir yerde bulunmuş olacağı pek mi? Ebussüud caddesi, daha şimdiden, ilâhesi Afrodıt tarafından ve onun sev miştir. Türkiye ile Norveç arasındaki bahri İngiltere, Fransa, Amerika, Sovyet Rus iddia edilemez. Istanbul cihetinde, o da tramvay caddesinden geniş ve biraz him ilisi Adonis'in kanından halkolunduğuHariciye Vekili bana verdiği mülâ ticaret münasebatına gelince şarkla şimal ya, Polonya, Çekoslovakya, İtalya, Yu tramvay yolu boyunca oturanlardan baş metle Istanbulun en güzel caddelerinden na dair bir kayid görürsünüz ve bununla lcatta Norveç sefiri Sigurd Bentzon'u şu arasında daimî muvasala köprüsünü nanistan ve diğer bazı memleketlere ih ka, diğer Istanbul halkı için Sultanahmed biri olabilir. Otobüsler, otomobiller bura gülün tarihten önceki devirlerde mevcud Fred Olsen hattı temin ediyor. Bu hatta suretle tarif etmiştı: racat yapılmıştır. Bu arada hususî takas merkezî bir yer değildir. Hele tüccar ve dan geçmeğe başlaymca bu cadde üze olduğunu anlarsınız. işliyen Norveç vapurları Yunanistana, rindeki Adliye sarayınm merkeziyeti ve « Kendisi benim dostumdur. Bu yolile yapılan ihracat bu istikametteki avukatlara çok aykın düşer. Halbuki bademin böyle bir tarihçesi ehemmiyeti büsbütün göze çarpardı. büyük diplomat ve sempatik adamı seve Kıbrısa, Filistine ve Suriyeye dahi uğrar. hareketlerın vakit vakit canlılığını ve piyoktur, yabanlarda yetişmedıği için yaşı Geç değilse! rim. Bütün dünya da kendisini sever.» Bu hattın daimî olarak kalmasını can ve yasa istıkrarlarını temin etmek hususunda 4 Eskizaptiye kapısı: Yukarıdaki hakkında bir fikir edinilmek de mümkün Evet geç değilse, bu işi, birkaç Vekâ fikir kabul edilse, Eskizaptiye kapısı yeBu sözlere ilâve edecek birşey yoktur. gönülden dilerim. Benim kanaatime göre âmil olmustur. M. Tezel değildir. Buna rağmen gülün akrabasınlet başbaşa vererek şehre ve hepimize rile orada yapılan istimlâkler de çok ise dan sayılmaktadır. Hazin ve çok hazin Norveçin mümessili Ankarada sefir bahrî ticarette dahi geniş iş görmek imlerin en iriyarı yapıhsıdır. Sevimli olduğu kânları vardır. Bu hat halihazırda hem Kadıköy Su şirketi bir haf ta daha uygun başka bir şekilde de hallet yarardı. Burasını, yavaş, yavaş istimlâk bir karabet!.. mek imkânı yok mudur? Bu bakımdan ede ede, eski Düyunu Umumiye binası kadar mehabetli olan bu diplomat şöylece ciddî, hem de kârlı bir surette işlemektedır su vermiyor Bununla beraber badem, kendini be ' dir. söze başladı: Kadıköy Su şirketi, müştejilerinden fikrimi ötedenberi işgal eden, birbirine yerile mütenazır düşecek bir ada haline şeriyete sevdirmiştir. «Uzaktan akraba» Türk tacirleri ve yolcuları, bu vapurla temmuza kadar abone paralarını aldığı bağlı zincirleme bir takım meseleler var. getirmek mümkün olurdu. Ve bu iki ada« Norveç devletinin Türkiyeye ilk rm nakil işlerindeki dikkatten dolayı halde bir haftadanberi suyu kesmiştir Bu münasebetle saymadan geçemiyece dan birisi Vilâyet olutca diğeri Belediye kabılınden alâkalanmak istediği gül gibi sefiri olarak 1930 senesinde Ankaraya 14 bin çeşidi yoktur, yazın ayn ve güzün Birçok okuyucularımız bıze müracaat e ğim: olabilirdi. geldim. Daha ziyade iktısadî düşünccler memnuniyet izhar ediyorlar. ayrı çiçek açmaz. Fakat gül gibi de kokTürkiyeden aldığımız mallara gelince derek Kadıköy Su şirketinin bu gayri*** 1 Mekteb: Sultanahmeddeki hapiçoktanberi Türkiyeye elçi göndermek ilanıp atılmaz. Ağızlarda çiğnenir, içine kanunî hareketi hakkında şikâyette buçin beslenen tasavvuru tahakkuk ettirdi. bunlann basında kuru üzüm ve ıncir bu lunmuşlardır. Karilerimizin bu haklı şi sane arsa ve bahçesi güzel bir mekteb yeBu suretle, en mühim resmî daireleri karıştığı tatlılar yüzünden ağız sulandı Hakikaten Norveçi temsil etmeğe başla lunuyor. Fakat şurasını da teessüfle kay kâyetleri hakkında alâkadar makamatın ri ohnaz mı? Fikrimce Kadastro binasın uygun yerde ve adeta bir park içinde rır, iştiha uyandırır. da yapılacak tadılâtla ve bu binaya ilâ birleştirmiş bulunmak gibi büyük bir faydığımdanberi işlerimiz hayli artmıştır. Şu dedeyim ki Türk istihsalâtı bize çok pa nazarı dikkatini celbederiz. Onun bir de (acı) sı vardır ve beyaz halı geliyor. Her memleket Türkiyeye kadar var ki bu işte biraz geç kalmışız. Hitlerle, Mussolini gelecek veler yapmak suretile veya baştanbaşa da eldc edilmiş bulunurdu. Şehir plânın çiçek açan badem ağaclanndan çıkarak yeni inşaatla burada, bahçe içinde güzel da böyle bir tasavvur varsa Adliye saraTürkiyeye mümessil göndermekte daha mal göndermek istiyor. Halbuki kleringeczacılıkta, kokuculukta kullanılır. Pemsene görüşecekler bir lise binası kazanabilirdik. Eski Dü yını şimdiden Ebussüud caddesi boyunca, evvel davranan memleketler daha ziyade ten buna imkân yoktur. Bunun için Türk Hitler, Mussoliniyi, Münih artistik yunu Umumiye binasındaki lise, îstanbul Vilâyet arsasına yapmağa baslamakla be çiçek açan ağaclardan yetişen tatlı malları ekseriya pahalı oluyor. îskandimüşteri bulmuşlardır. badem gibi bunun da kıymeti ve faydası haftasına 20 temmuzdan 23 temmuza ka Erkek Lisesi buraya taşınırdı. Istanbul şehrini imar noktasından müŞahsiyetin büyük tesiri bulunan şark navya memleketleri için gerek Türkiyevardır. dar iştirake davet etmiş, Düçe, bu dave2 Vilâyet veya Belediye binası: him, cok mühim bir kazanc temin etmiş ta ve Balkanlarda iş yapmak için ihtisasa den, gerek Yunanistandan tütün almak Acaba Istanbulun en güzel bir yerini iyi bir iş olur. Buralara tütün mütehassıs ti. şarta muallâk olarak kabul etmiştu. Zaten mekteb için değil, bilâkis daire bulunmaz mıyız? ihtiyac vardır. Ecnebi bir memleket kendi îki devlet adamı arasında vuku bulacağı teskil eden Acıbademin bu mubarek yelan göndermek kârlı oluyor. Çünkü fiatolarak yapılmış olan Düyunu Umumiye V. B1RSON zevkine uygun usul ve tarzda değil müşmişle münasebeti ne olabilir? Nebatattalar ucuz olduğu gibi tütünlerin cinsieri de evvelce haber verilen resmî mülâkatın binasını işgal eden lise yeni yerine geçtikterilerinin arzularına uygun mah göstergelecek seneye talik edildiği haber verili ki acı badem, bir meyvadır, Kadıköyle fevkalâde iyidir.» ten sonra hâkim bir tepede bulunan ve Trakya at yarışları melidir. yor. Çamlıca arasında yükselen temiz havalı denizden de çok iyi görünen bu binayı, Gazeteci Fischer sefirin Hariciye VeEdirne (Hususî) On senedenberi mıntaka, Istanbul hududu içinde bir ma• Norveçten Türkiyeye ne gibi eşya gÖnderildiğine gelince herşeyden evvel şu kilimizle telefonla görüşmesi üzerine kesi rum. Muhtelif sahalarda Türklerin gös Vilâyet veya Belediye binası ıttıhaz bütün Trakyaya şamil olmak üzere halledir. O meyva ile bu mahalîeyi hanolur gibi görünü Kırklarelinde senede iki defa yapılmaknöktaya nazarı dikkati celbedeyim kı len mülâkata tekrar başlamak üzere şu terdikleri kavrayış ve hâkim olmak kud etmek muvafık yor. Zannederim ki Kadastroya varıtıcı ta olan büyük at yarışları bu seneden i alâka bir isim altında birleştiriyor? reti hayrete şayandır. Türkiyedeki cumTürkiye sanayileşmekte ilerledikçe ecne suali sormustur: Ben şu mevzua temas ederken onu da Ekselâns Türkiyedeki vazifeniz huriyet rejimi biz ecnebilere öğretti ki ya kadar bugün perakende bulunan bü itibaren Edirnede yapılacaktır. Başvekil bi memleketlerin Türkiyeye ihracat yapİsmet İnönünün himayesinde tertib edı düşündüm ve buldum: Acı olsun, tatlı Türkler yalnız iyi asker ve çiftçi yetisti tün daireleri burada toplamak mümkün mak imkânları değişmektedir. Yakın za den memnun musunuz? len bu koşuların her defasında 2000 olsun badem, gül fasilesine mensub ol Sefir şu cevabı vermiştir: ren bir millet değildir. Bunu memleketin olurdu. Bu binanm bahçesinden kısacık mana kadar Türkiyede bizim sıkı kapa2500 lira mükâfat verilmekte ve yarış duğu halde ona, uzaktan akraba gibi « Kendimi pek bahtiyar hissediyo az zaman içinde iktısadî noktadan da merdivenli, güzel bir yol indirerek bura lar bütün Trakyahlar tarafından büyük nan tencere ve emsali mutfak eşyası çok aranıyordu. Şimdi bu gibi eşyaya karşı rum. Çok büyük kıymet verdiğim seciye gösterdiği sayanı hayret terakki isbat sını Ankara caddesine ve dolayısile Sir bir alâka ve heyecanla takib edılmek kalmıyor mu?.. Istanbulun Acıbadem yüksek tarife konulmuştur. Kontenjan da meselesinde Türkler mümtaz bir millet etmektedir. Memleketin her tarafına ya keciye kestirme bir şekilde bağlamak ka tedir. Edirnede haftalardanberi hazır mahallesi de Istanbula karşı o vaziyette. • lıklara devarn edilmektedir. Yarışlar 27 Çünkü ne yolu, ne suyu, ne ışığı var!.... yoktur. Yerli mallar ihtiyacı kapatıyor tir. Nezaketlerini ve yüksek zekâlarını yılmakta olan demiryolları dahilî ticaret bildir. M. TURHAN TAN lar. Çimento vaziyeti de böyledir. ' büyük zevk ve takdirle müşahede ediyo için fevkalâde müsaid zemin hazırlıyor.» 3 Adliye sarayı: Bugünkü Vilâ haziran cuma günü yapılacaktır. oluşudur, değil mi? Yoksa, diyorsun, ö en tam halinde insan, yalnız ölüm kar doğru yürüdü. kat size çok zaran vaı. Kalbiniz çok lümün her darbesine mukavemet edilir. şısındadır. Çok iyi anlıyorum bunu şimdi. Orhan onu seyrederek: yorgun. Cumhuriyetin edebî tefrikası: 108 Hele menenjit gibi dimağ âfetlerinde sen Bunun için hastalanmaya da, ihtiyarla Bak şu adama, dedi, yetmiş ya Orhandan müsaid bir cevab alama çok haklı görünüyorsun. Vedianın içinde, maya da lüzum yok: Doğmak kâfi. Dün şında var. Şapasağlam. Bütün ömrü ih yınca Necatiye döndü: içinin en çukur ve kapalı yerinde bir his, yaya geldiğimiz andan itibaren bir tek tiyac ve sefalet içinde geçmiş olabilir. Biraz uyuması lâzım, dedi. ona: «Yaşa!» demiyorsa bu kız ölecek. davamızın hükmü var: Ölüme karşı. Orhan mınldandı: Fakat şimdi yukan katta yatan kanserli Bu hastalığa yakalanmasaydı başka şey ^ = = = = = = = s s = = Yazan: Peyami Safa «Ben hayatıma şöyle bir bakıyorum. milyonere sor, onun yerinde olmağa ra Uyuyamam ki. den, meselâ bir kazadan ölecekti, değil Ne olmustur? Ne düşündümse aksi. Ha Zaran yok. Uzanırsmız, dinlenir» Orada başka bir doktor daha vardı. bacaklarını kıstı, iki dizini birbirine ya mi? Içimizin her an verdiği o «yaşa!» yatımm her anı fıkirlerimi tekzib etti. zıdır. Ben de razıyım. Onun yerinde olsiniz. Bu hastanenin havasmdan çıkmız. mak şartile ona gencliğimi, kafamı, parapıştırdı ve kollannı göğsü üstünde kavuş emri verilmez olduğu an ya tedbirlerimiz Necati sordu: Kendimi materyalist sanıyordum. Üç s« mı, malımı, herşeyimi vermeğe razıyım. Kalmamda bir mahzur varsa... Orhan Beyin hastası için doktoru turdu. Omuzlannı yukan kaldınp, ba eksilir, kazadan ölürüz, ya mukaveme nedenberi aşkların en romantik cinsile se Hayır... Bir mahzur yok... Sizin şını önüne iğdi ve kaşlarını çattı. Vü'u timiz eksilir, hastalıktan ölürüz, diyor Bakışlarını bahçenin parmaklıkların bu gece çağırmak lâzım mı? viyorum. Hayatımm en büyük kararları, dan geçirerek dışanya baktı ve devarn için söylüyorum. Asistan göz kapaklannın hareketine dünün bütün yaylarını sıkıştırarak mu sun. Yanılmıyorsun. Defterlerini okur içimin en büyük saldırışları fikirlerime taOrhan önüne baktı ve asistan, ihtan vakkat bir muvazene bulmuştu. Parmak san anlıyacaksın ki Vedianın içini kemiinhisar eden bir alâka ile cevab verdi: etti: mamile zıd çıktı. Süleymana da bir za Şimdilik lüzum yok. Bütün gece larını kollarına batırıyordu. Bir hastanenin dışındaki insanlann nın ehemmiyetini tebarüz ettirecek kadar ren bir yaşama kararsızlığı var. Uç bu manlar kanar gibi oldum. Saadeti maddî ben buradayım. Lüzum olursa çağırırız. Uzun müddet bu vaziyette kaldı. Son çuk senedir ben bu sallantıya şahid olhepsi abes şeylerle uğraşıyorlar. Asıl da durduktan sonra, hiç birşey ilâve etmeden şartların düzelmesinde sanıyordum. EliOrhanın yüzüne bakınca sordu: ra tekrar arkasına yaslanmış ve bacak dum. Hangi hâdise üzerine vapurda ona vanın yanında gülünc bir pul kolleksi uzaklaştı. me para geçti. Şaştım kaldım. Hiçbir fark Orhan onun arkasından bakarak: Gene rahatsız mısmız? Istirahat et lannı uzatmıştı. Omuzları biraz gevşedi bir kriz geldiğini hâlâ bilmiyorum. Fakat yoncusile sosyal demokrat fırkası reisinin Hakkı var, dedi, çok yorgunum, melisiniz. Yahud biraz dolaşınız. ve yüzüne bir tevekkül serinliği gelir gibi işte o kriz, Vedianın içinde yokluğa tes yoktu. Bazan sefalet günlerimin hasretini farkı nedir? Abesliğini ilân eden pul kolNecati doğruldu: oldu. Gözlerinde hummalı fikirler vardı. lim olmamak iradesinin parçalanmıya yüz bile çekiyordum. En büyük meselenin mü leksiyoncusu, belki ötekinden daha sarih Orhan mırıldandı: Başını ağır ağır kaldırdı ve isyandan id tutuşudur. Meneajiti davet eden de kat savatsızhkta olduğuna inandığım anlar ve iddiasızhğile daha kabili tahammül Kalk, çıkalım, ya size, ya bize gK Yokuş ve güneş... . oldu. Hangi müsavatsızhk? Olüm karşıdelim. Bahçede oturunuz. Hava daha iyi rake geçen müphem ve yorgun bir sesle: iyyen budur. Seniu nazariyenle bütün dür. smda hepimiz biriz. Bu gece Vediayı kurOrhan güldü: gelir size. Bu gece ölebilir, dedi. Kimsenin hastalıklarda böyle ruh faktörleri buluBahçe kapısma doğru ilerliyen asistan taracak mucizeye bütün s€rvetimi ver Kabil mi dostum? Benim aklun yuiki arkadaş tekrar bahçeye çıktılar ve haberi olmadan. Sanki benim yüreğim de nabilir. Doktorların «müsaid zemin» deonlan görünce yaklaştı ve Orhana soronunkile bir anda duracak. Mukaveme dikleri şey uzviyette değil, ruhdadır. meğe hazırım. O kurtulmıyacaksa şimdi karıda. Onun başmda bulunmak istiyo kanapeye oturdular. du: rum. Gel, seninle beraber çıkalım. Orhan kanapeye oturduktan sonra ge t)m son damlasına geldi. Eğer senin ölüm Yahud ne birinde, ne ötekinde, fakat o servet beş misli, yüz misli olmuş ne Nasılsınız? Biraz rahatladınız fayda? ne bacaklarını uzatarak arkasına yas hakkındaki nazariyenin esası varsa ben insandadır. İnsanı arayalım. Peki. Hastanenin ihtiyar kapıcısı, bahçenin mı? lânmıştı. Ellerini karnınm üstüne koydu. bu damlamn içındeyim. Yaşamak ira Kalktılar. Orhan Necatinin koluna gîrOrhan gözlerini kapadı, epey durdu büyük demir parmaklıklı kapısını örtüyor Evet. Sonra birdenbire sıçradı ve göğsünü öne dem o kadar ufaldı. Her zaman ne derdi. Biraz başı dönüyordu. Sendeledi ve Ben size birşey söyleyim: Kabilse kendini toplıyarak yürüdü. du. Yerdeki taşları ayaklarile dağıttı ve doğru attı. Sağa sola sallandı. İçine o ânı sin sen: Kaza, hastalık, ecel, ölümün her ve açtı: Şimdi içime hakikatler doluyor. kapıyı kapadıktan sonra avuclannı birbi hemen eve gidip yatınız. Burada bulunnın dehşetini sığdırabileceği en geniş tavrı türlüsü bir intihardır, değil mi? Ölüm, (Arhası ıar) arar gibi kollannı iki yana açarken hemen insanın gizli bir nza ile yokluğa teslim İnsan nerededir? En dolu, en gergin, rine sürterek dinc adımlarla kulübesıne manızın hastaya hiçbir faydası yok; fa Adliye Sarayı nerede ve nasıl yapılmalı? SEHİRCİLİK KöSESi B i Z İNSANLAR