CUMHURİYET 14 Haziran 1937 Küçük hikâye Tulumba Rami Türkkuşu kampında On Sekiz Siir Kitabı •• Son Uç Ay Türk havalarını koruyacak olan yarının kahra man tayyarecileri nasıl hazırlanıyorlar? k Hüsnü Bey, tekaüd edildıkten sonr; guldüler. Büyük incir ağacının dibindek çoluğunu çocuğunu toplayıp Çamncadc tulumbanm yamna gelmişlerdi. Ali kap ki köşke çekilmişti. Aldığı tekaüd ikram tan, basbayağı bir demir parçasmdan yesinin bir kısmını, uzun senelerdenbe koskoca bir fabrika tesisatına intikal ede Geçenlerde burada senenin ilk iki a boş ve bakımsız kalan köhne binanın s cek kadar geniş ilhamından, fikri sabi yına aid olan şiir kitablarından bahset valan dökük duvarlarına, bel vermiş ta halinde kafasında taşıdığı makine bahsin miş ve bunlardan elimize geçen yedı ta nesini karilerimize tanıtmıştık. vanlanna, kırık camlarına, sarsak çerçe dair bir mevzu çıkarmak için, tulumba Bu son üç ay zarfmda on sekiz şiir ki velerine sarfetti; içinde doğup büyüdüğ nın sapım tuttu, kımıldattı. Fakat tulum ba bozuktu; sap, aşağı yukan işliyor, lâ tabı daha neşrolundu. Bu neşriyat âle baba bucağını, kabil olduğu kadar iş kin, ağzından, su yerine, göğüs darlığ mimiz için oldukça büyük bir yekundur yanyacak bir hale getirdi ve yerleşti. 1 Derhal kaydedelim ki bu son günlei çeken bir hasta gibi, kuru bir hışıltı çıkı Yaşı altmışı geçmişti. Dünya gailele de, hatta mükerreren, neşrolunan şair rile, istese de, uğraşacak hali yoktu. Kır yordu. Ali kaptan, makine bahsindek antolojileri bu hesaba dahil değildir senesini kâğıd ve defter yaprakları içind bilgisinin derya kadar genişliğini, lâfl Onlan sıraya koyarak burada ayrıca ta geçirdiği hayatının son yıllarında olsu: değil, işle ispat edebilecek fırsatı ele ge nıtacağız. çirmekten memnun: Geçen sene elimize' geçen şiir kitab çiçek yapraklan arasında yaşamağa ka ları kırk beşi bulmuştu. Bu senenin ilk Hüsnücüğüm, bu tulumba hap rar vermişti. Şehre, üç aydan üç aya, te beş ayının yirmi beş kitab hediye etmiş kaüd maaşmı almak için inecek; pek mec yutmuş! dedi. bur kalmadıkça, boynunu kolalı yakanı Hüsnü Bey, başını çevirmeden cevab olması gösteriyor ki bu sene şiir kıtabları daha mebzulen basılacak. Yalnız usüslü cenderesine sokmıyacak; memuri verdi: Türkkuşu kampında bir plânör uçuşa hazırlanıyor mumiyetle eser tenkidine az yer veren yet hayatındaki tekellüfün tamamen zıd Evet, eskidenberi bozuktur. Ka. mecmualarımız ekseriyetle şiir kitablaRami köyünü biraz geçtikten sonra o darpaşa lisesi 10.» dına, alabildiğine babayani bir ömür sü defa tamir ettirdik, nafile. Bu sefer ta nnı ihmal ederler. Ümid edelim ki mü tomobil şosenin kenarındaki hendeği zorTalebelerin hepsi yüksek sınıflardan. recek; tabiatin ortasında sereserpe dola şındıktan sonra usta birini bulup yaptıra nekkidlerimiz kendilerine hazırladığı lukla aştı ve tarlada süratle gitmeğe başIçlerınde üç tane de kız var. şacaktı. yım dedim amma, bir türlü elim değmedi mız bu fırsattan istifade ile ismi geçmiş ladı. İki dakika sonra çadırdan bir hanGenclerin ülküsü şu: olan ve geçen bu kitablarm değerlerin: garın önünde durdu. Sakın ha! Bu öyle sobacı, tulum Bahçeye, ağaca, çiçeğe bayıhrdı. Me r « Türk yurdunun semalarına dü§ muriyet hayatının icabları, vesaitsizlik bacı işi değil. Markaya bak! Jakson tu ve değerli olanlarını, lâ} ık oldukları giRamideki Türk Kuşu kampındayız. man sokmamak.» hayat pahalılığı gibi sebebîer, onu sene lumbası bu. Düyanın en meşhur tulumba bi tebarüz ettirirler. Hangarda talimlerde hasara uğnyan Ve çalışıyorlar. Havanın yalnız sakin Son üç ay zarfında çıkan kitablar şunlerce Çamlıca havasından mahrum etmiş fabrikasıdır. Bunu ben sana tamir edive bir plânörü Türk Kuşunun genc azaları kısımlarmda değil, tehlikeli görülen sa lardır: baba yadigârı köşkten şehre indikten son reyim. Dua edersin. A. Polat Ateş Bir Ulus Doğarken tamir etmekle meşgul. Bunları yıllarca halarında da kahramanca dolaşmağı ra, belki on beş sene, ağac yerine yaz Hüsnü Bey, «Ne zahmet canım! De (Ankara). tamircilik etmiş ustalar sanırsınız. Fakat mümkün kılmak için çalışıyorlar. masasmın tahtasını seyretmiş, çiçek ko ğer birşey değil, elbet birini bulur, yaptı Gökler ve Gökmenler için. daha bir senelik bir mesainin neticesi.. Plânörler uctukça Hava Kurumu başkusuna hasret kalan burnunu kalem oda rırız, sen yorulma» diyecek oldu. Fakat, Hayri Alper Sevda Yaprakları (Ga İleride kampın açıkhava lokantası var. kan muavini Feridun talebeleri sorguya sının toz ve küf kokusile doldurmuştu biran içinde düşündü ki, babasının sağlı zianteb). Lckantanın bilhassa meyva kısmı çok İbrahim Şeyda Sevin Dalgalar (İz zengin.. Memleketimizde ilk defa R a çekiyor, uçuşlar hakkında sualler soruyor. Çamhcaya taşındığı gündenberi vücu ğındanberi, en aşağı on beş defa tami Her sualin cevabını alınca yüzü gülüyor dünde başka bir zindelik, ruhunda başka edildiği halde bir türlü yola gelmiyen bu mir). mide yetiştirilen yumurta büyüklüğündeve yanmda bulunan Hava Kurumu Isİbrahim Tarık Çakmak Yalnızlığım bir ferahlık hissediyordu. tulumbaya, Ali kaptan bir merak sardı ki çilekleri Türk Kuşu talebeleri öyle beM. H. Gülerman Damlalar. tanbul vilâyet merkezi başkanı îsmail * Köşk, büyücek bahçe içindeydi. Hüs rırsa, kendisi o sayede biraz rahat edecek Mehmed Serpin Bahit Ulvi Akgün nimsemişler ki.. Hakkıya: L nü Bey bir rencber tuttu, yıllardanber kafasını dinliyecektir. Derhal: Talebeler ders başında olduklanndan Kamâl Çatıkkaş Üç Gönül (İzmir). « Genclerimiz çok iyi yetişiyor, ^Hbakımsız kalan bu bahçenin otlannı ayık Allah razı olsun. Kuyudan su çek Murad Öner Bahara Giriyorum ilerliyoruz. On dakikahk bir yoldan sonmemnun oldum.» diyerek çalışmalarını ^ ı a t t ı , toprağını belletti, ağaclan budattı mekle zaten bahçeyi sulamağa yetişemi (Afyon). ra vâsıl olduğumuz tepeden gencler ve takdir ediyor. Kendi elile çiçekler dikti; gene kend yorum. Aman §u işi beceriver Aliciğim Mübin Manyasiğ Geçerken (An plânörler görülüyor. elile bahçenin bir köşesini telle böldü, ta dedi. kara). Talebelerin hepsi yeşil tulum ve tay Bir, iki, on, on beş, yirmi... Uçuşlar vuklara ayırdı. Şimdi, serin Çamhc; Necdet Rüştü Yürekler Acısı. Ve Ali kaptan paçalan sıvadı. T u yareci başlığı giymişler, bir posta plâ devam ediyor ve daha bir haftadanberi rüzgânnm tatlı okşayışlarile, uykudan lumba söküldü; aletleri dört tarafa ser Necmeddin Pündük İçli (İzmir). ucuşa başlamış talebeler öyle güzel uçuNureddin Rüştü Büngül Türk Er nörii uçuşa hazırlarken diğer posta ba yorlar, öyle muvaffak oluyorlar ki... genc bir adam gibi dipdiri uyanıp, çiçek pildi; ufak, büyük bütün parçalar petrolyırın aşağısmda bulunan plânöre beygir leri, ağaclan, tavuklarile karşıkarşıya sa lara yatırıldı; bahçenin o köşesi bir hır lerine Armağan. Kava kararmak üzere... Bu güzel kosmuş, yukarıya getiriyorlar. O. Ferda Güley Yolculuk. bah kahvesini içerken hayata yeniden davatçı dükkânına döndü ve Hüsnü manzarayı bırakarak geri dönüyoruz. Kampta boş duran yolda, plânörler Orhan Mete Egede Üç Yıl (İzmir). doğduğunu hissediyor, içi açılıyor, yaşa Bey, çiçeklerile, tavuklarile başbaşa bü Şakır Attilâ Kuran Köyümün Yol uçarken talebeîer dikkatle arkadaşların;n Sırtı çıkarken plârför hocalarının emirleri manın manasını anlıyordu. tün bir hafta ideal bir hayat yaşarken, A ları (Adana). uçuşlarını takib ediyor ve hatalarını tes ve talebelerin cevabları kulağımıza hoş Çamhcaya tanışırken kendi kendin< li kaptan, makinistliğinin bütün meharetibit ediyorlar, hocalanndan soruyorîar, nağmeler halinde geliyor: Şükrü Kaya Gökozanoğlu Şairin verdıği kararlardan birisi de, yeni ahbab ni göstermek azmile, yüzü gözü demir Sesi. birbirlerine anlatıyorlar, not alıyorlar.. Pilot!. edinmemek, komşularla temastan kabi pası ve yağ içinde bir hafta didındi. Lâ Talât Mümtaz Yaman Maniler (Kas Sırtın üstünde âmirlerini görünce bize Hazır... olduğu kadar kaçınmak, kendi kendine kin, haftanın sonunda da, tulumba, pırıl tamonu). en yakın olan talebeler derhal büyük bir Kanad pınl boyalı bir halde yerine takılmış, kokalıp kafasını dınlemekti. Hazır... Vecihi Nedim Karatunç Tunç Şar intizamla sıra oldular. luna bir dokunmakla bilek kahnlığında su kısı (İzmir). Zaten, eski komşulardan hemen he Türk Hava kurumu başkan muavini Amortisör Feridun genclere hatır sorunca hep bir Hazır... men hiç kimse kalmamiştı. Koskoca köşk vermeğe başlamıştı. ağızdan bağırlar: lere sığamıyan aileler, ufala ufala, uşak Tulumbanm tamiri, Hüsnü Bey için Ve başımı geri çevirince kuyruğunda « Sağ ol.» odasını ancak dolduracak hale gelmiş ikinci bir felâket oldu. Ali kaptan, tamir şanlı ay yıldızı havaya doğru uçuran satıp savmış, oraya buraya dağılmıştı ettiği tulumbadan, bahçeye su değil de Başkan muavini genclerin hangi mek • plânörü görüyorum. Yeni komşular da, onun, etrafa fazla il sanki servet akıtmış gibi, koltuklarını Türk çocuğu çalışıyor, yakında bu teb ve sınıflardan olduklarmı sorunca tifat etmek istemediğini anlayınca elbe kabarta kabarta, her dakika tulumba lâçalışma ile Türk havaları da tamamen aldığı cevablar şu oldu: ısrar göstermezler, rahatsızlık vermezler fı etmeğe başlamıştı. « Galatasaray 11, Muallim mektebi emnıyete girecektir. di. Sabahleyin, Hüsnü Bey bahçeye çı Nejad Ferhad 11, Darüşşafaka 10, Hayriye 10, HayHüsnü Beyin bu hesabı pek doğru idi karken, adeta hesabla hareket eder gibi, ancak, ne çare ki, Ali kaptanı bu hesabî o da, bahçe kapısından içeri giriyor; katmamıştı. Hüsnü Beyi görür görmez uzaktan: Munich 13 (A.A.) Doktor Kung Bütün ömriinü Çamlıcada geçiren Al Nasıl? Tulumba işliyor mu? refakatinde Çin sefirile birçok Çin ricali kaptan, Hüsnü Beyin genclik arkada Diye soruyordu. Tulumba ile başlı şıydı. Hayatının en neşeli, en parlak yıl yan lâf, akşama kadar bu mevzudan olduğu halde bu sabah buraya gelmiştir. larmı bir arada yaşadığı ve senelerden bir parmak harice çıkmıyor, kaptan, her Resmî merasim yapılmamıştır. Kung Münich istasyonunda resmî misafirlere beri yüzünü gormediği bu eski dostun dö fırsatta bir münasebet düşürüp: nüp dolaşıp Çamhcaya geldiğini haber Tulumba, böyle tamir edilir işte. tahsis edilen hususî salonda öğle yemeğiahnca ziyaretine koşmuştu. Bak nasıl kaymak gibi işliyor. Aman ni yemiştir. Çin heyeti bundan sonra Hitler'in Hüsnü Bey, kendisine eski bahtiyar dikkat, ufacık bir bozukluk olursa hemen gönderdiği dört otomobile binerek Berchgünleri hatırlatan ihtiyar arkadaşını kar haber ver, gene icabına bakalım. tesggaden'de bir gezinti yapmıştır. şısında ilk gördüğü gün, eşten dosttan Yahud: uzak yaşamak hususundaki karannı unuKung, göllerin sahilinde gezindikten Epey uğraştırdı amma, nihayet tacak kadar sevindi. Kucaklaştılar, öpüş düzeldi. Artık yerden yere vursan birşey sonra maiyetile birlikte saat 15 te Füh tüler; başbaşa verip eski günîeri yadet olmaz. rer tarafından kabul edilecektir. tiler; delikanlılık çağlannda, gerçekten Ve yahud d a : birer delifişek gibi, dağ bayır demeyip, Biz bu sakalı değirmende ağartmaEşya p i y a n g o s u bisiklet üstünde yaptıklan gezintileri; dık oğlum! Makine tamiri dedin mi karşıKadıköy Türk Hava Kurumu Şubesindaha sonraki senelerde, Çamlıca sırtlan ma kimse çıkamaz evvelâllah! den: 27 haziran 937 pazar günü saat 10 da Kadıkoy Hâle sineması üstundeki salonda nı sabahlara kadar inim inim inleten saz Gibi,, hep kendi methine gelip daya Noter huzurunda çekilecektir. Bu zengm âlemlerini; bütün bunların arasında, ma nan tulumba lâfını akşama kadar yüz piyangonun her bılet bedeli (50) kuruş ovi bir gözün, kumral bir kâkülün, şeffaf lerce defa tekrarlıyordu. Hüsnü Bey, lup hiç boş yoktur. bir tenin hatıralannı; bir genclik, bütün yakasını Ali kaptandan kurtarmak ümibir ömür dolusu acı, tatlı tahassüslen an dile sanldığı çarenin aleyhine çıktığını Zayi Eski Darülmuallimine bağlı dılar. Ali kaptan, o gün Hüsnü Beye görmüştü. tatbikat kısmmda okuduğuma dair 159 Asaf adına aldığım tasdıknamemi kayveda edip evine giderken, gün kavuşu Aradan bir ay geçmiş, Ali kaptan, bettim. Yenisini alacağımdan eskisınin yordu. Hüsnü Bey, arkadaşını, bahçe gündelik ziyaretlerinden bir tanesini bıle hükmü yoktur. kapısına kadar selâmetledı ve aynlırlarWindsor Dükü ve Düşesinin. Fransada evlendikten sonra Avusturyaya şaşırmamış ve her sabah, bahçe kapı Kızıltoprak Karakol sokak 12 No. da döndüklerini yazmıştık. Bugün yeni evlilerin izdivacı müteakıb alınmış re ken: sından içeri girer girmez, Hüsnü Beye: Asaf Aka simlerıni neşrediyoruz. Sık sık beklerim h a ! Tulumba iyi işliyor ya? Diye tenbih etmeğj unutmadı. Fakat, Diye sormağı unutmamıştı. şimdi, Ali kaptana bu kadar fazla mülBir sabah, Ali kaptan, ilk defa olarak ' tefit davrandığına nadim oluyordu. Çün elmedi. O gün Hüsnü Bey adeta bay İngiliz Kralının tac givme merasimine gelen Airikalı hükümdarlardan kü, Ali kaptan, o günden itibaren, Alla ram etti. Ne makine, ne tulumba, ne ta. ..,, İngiltere Nigeria'sında hın günü, sabah karanlığı damlıyor, mir lâfı ile yorulmıyan kafası, o gece, » \*'"""*• " 1 Abclokonta Kralı şimdi Hüsnü Beyi, bahçesinden, çiçeklerinden, yastıkta daha rahat dinlendi. Ali kaptan l i Avrupada gezintiler ve tavuklanndan ayırmağa ahdetmiş gibi, ertesi günü de görünmedi. Herhalde tetkikler yapmaktadır. ^ 1 Resimde bir lokomotifi bir dakika yalnız bırakmıyordu. hastalanmış olacaktı. Hüsnü Bey, bu ihgözden geçirirken görü HüsnÜ Bey, senelerce süren ayrılık imali düşününce, adeta memnun oldu. lüvor. Majeste muhteşem tan sonra, hiç beklemediği bir sırada bir Bir parça istirahate öyle muhtacdı ki. şemsivesini de ihmal et denbire karşılaştığı eski arkadaşınm bu memistir. Üçüncü günün sabahı, Hüsnü Bey, sırnaşıklığından fena halde müşteki idi. uykudan yeni kalkmış, entarisi akasınAli kaptanın, sabahtan akşama kadar da, pencerenin önünde sabah kahvesini durup dinlenmeden, makine gibi işliyen çiyordu. Sokak kapısı çalındı. Vakit pek çenesi, adamcağızın kafasını kazana çe rken olduğu için evde herkes uykuda viriyordu. O dinlese de dinlemese de, be di. Kapıyı kendisi açtı. Karşısında, basriki, denizden, havadan, gemiden, maki ma entarili, ayağı takunyeli, yılışık suratlı neden ve mutlaka manasız, lüzumsuz bir ekiz yaşlarında bir kız çocuğu duruyorşeyler bulup, ipsiz sapsız cümlelerle an du. Hüsnü Beyi görünce, ağzını kulaklatıyor, anlatıyordu. arına kadar yayan bir tebessümle: Bir gün, bahçede, Hüsnü Bey çiçek Amca, dedi, ben Ali kaptanın kılerin tırtıllarını ayıklamakla, Ali kaptan, lyım. Babam hasta; selâm söyledi. Tubermutad, gölge gibi onun peşisıra dolaşa umba iyi işliyor mu diye sordu... dolaşa, gene bir maval okumakla, meş HAMDİ VAROGLV r Bu aksamki program J İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 muhtelıf plâk neşriyatı 14,00 SON 18,30 plâkla dans musikisi 19,30 Afrika av hatıraları: S. Salâhaddm Cihanoğtarafından Türk musikisi ve halk şarkı lu tarafından 20,00 Rifat ve arkadaşlan ları 20,30 Omer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 Safiye ve arkadaşlan tara fından Turk musikisi ve halk şarküarı ıSaat ayarı) 21,15 ORKESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 SON. VIYANA: 18,25 ŞAN KONSERI, PİYANO KONSERI 19,30 karısık yayın 20,35 KONSER 21,30 KABARE NUMARALARI 22,30 EG LENCELİ KON'SER 23,15 muhtelif h a t berler 23,25 KONSER. BERLİN: 18,05 şiırler ve melodiler 18,35 KÜÇÜK KONSER 19,05 EĞLENCELI KONSER • « 20,05 gunun akıslerı, gTamofon, haberier, gramofon 22,05 musikLsi 23,05 hava, haberier spor 23,35 ten kısa dalga ile) MUSIKI VE DANS HAVALARI. PEŞTE: 18,35 PİYANO KONSERİ 19,05 konferans 19,35 ŞAN KONSERI 20,20 seya hat 20 50 ASKERÎ BANDO 21,45 ha berler 22,05 ODA MUSIKİSİ 23.05 ha va, gramofon 23,35 ŞAN KONSERI 24,05 almanca haberier 24,10 ÇINGENE OR KESTRASI 1,10 son haberler. BUKREŞ: 19,15 EGLENCELİ KONSER 20,15 konferans, gramofon, konferans 21,30 ODA MUSİKİSİ 22,05 kitablara dair 22,15 ŞAN KONSERI 22,35 hava, haberler ve saıre 22,50 GECE KONSERI 23,50 al manca, fransızca haberler 24 son haberler. BELGRAD: 18,25 KONSER, ORKESTRA KONSERİ 19,35 konferans, gramofon, ulusal yayın 21,05 Zagreb'den nakil 22,45 haberler, gramofon ve saıre 23,55 senfoniler. LONDRA: 19,05 ASKERÎ BANDO 20,05 haberler ve saire 20,35 ŞAN KONSERI 21,05 MUSIKILI PİYES 21,20 BUYUK KONSER 23,15 haberler, hava, spor, konuşma 23,40 DANS ORKESTRASI 24,35 haberler ve saire 24,45 gramofon. PARIS [P.T.T.l: 18,05 edebi yayın, konuşmalar 19,05 ŞARKILAR, PİYANO MUSİKİSİ, ŞARKI LAR 19,50 karışık yayın 21,35 piyes 23.35 haberler 23,50 gramofon, hava. ROMA: 18,20 KARIŞIK MTJSİKİ 18.55 karisik ,ayın 21,45 KARIŞIK MUSIKİ 22,05 hatıralar 23,20 konser, sonra DANS MUSIKISI, istirahat esnasında haberler, hava. RADVO Çin Maliye Nazırı Hitlerin yanmda Dr. Kung'a karşı Almanyada büyük bir hüsnü kabul gösterildi Bu akşam şehrin muhtelif semtlerinde nöbetçı olan eczaneler şunlardır: ' * >İstanbul cihetlndekiler: Eminonünde (Bensasoni, Beyazıdda (Belkis), Kuçukpazarda (H. Hulusi), Eyubsultanda (Mustafa Arif), Şehremminde (Hamdı), Karagumrukte (Fuad), Samatyada (Teofılos), Şehzadebaşında 'Asaf), Aksarayda (Etem Pertev), Fenerde (Emllyadi), Alemdarda (Abdülkadir), Bakırkoyde (Merkezi. Beyoğlundakiler: Istıklâl caddesinde (Matkoviç), Yüksekkaldırımda (Vıngopulo), Galatada (Mer kezl, Taksimde 'Kemaî Rebül), Şişîıde Osmanbeyde (Şark Merkezt, Kasımpaşada (Mueyyed), Haskoyde (Nesim Aseo), Be şiktasta (Ali Rıza), Sarıyerde (Osman). Usküdar. Kadıkoy ve Adalardakiler: Üsküdarda Iskelede (Merkez), Kadıkö yünde Altıyol ağzmda <Merkez\ Büyükadada (Şinasi Rıza 1 , Heybelide (Halk). NÖBETCİ ECZANELER Bahçe Mimarı | Mevlud Baysal Dördüncü Vakıf Han dördüneü kat, 18 numara. Telefon: 23426 Büyük şehir ve kasaba parklan; Anıt, tneydan, çocuk parklan ve villâ bahçeleri için modern proje ve plânlar bazırlar; keşifnameler tanzim eder. Projelerin arazide tatbikatını dernhde ve taahhüd eder. Büket, nişan sepeti ve çelenkler icin yapılan siparişler sür'atle hazırlanır. Çiçek, sebze tohumlan; fide ve fidanlar; süs, meyva ağaç ve ağaççıklan: bahçe alât ve edevatı ve ehliyetli Bahçivanlar gönderir. Katalogu (50) buruştuı. Alâkadarlara parasız gönderilir. Kara Majestenin tetkikleri Narlıkapı Şafak sineması Bu akşam 21,15 te Halk Tiyatrosu KURT AĞZINDA KUZU Yarm akşam ESKİMO PARİS Sergisinde Sabahlara kadar doya doya eöre bilecek grup, tam 14 temmuz şenllklerlnl 1TEMMUZDA istanbuldan haıeket ediyor Acele kaydolunuz* hareket edecek büyük seyahat için yerler azalmışhr. Hemen kamaranızı kapatınız. Müracaat • Beyoğlu • Telefon: 44914 • 30 TEMMUZDA N ATT A