CUMHURİYET 13 Haziran 1937 ( Şehir ve Memleket Haberleri j Siyasî icmal Tarihî tefrika : 148 Yazan : M. Turhan Tan .Terrüme ve iktibas edilemezl ! Benzincilerin yaptığı ihtikâr Tahkikat îçin bir komisyon kuruluyor Benzin fiatlarmın kumpanyalar tara fından sebebsiz bir şekilde yükseltilmesi üzerine hareket gelen muhtelif makam lar tetkiklerine devam etmektedirler. Belediyenin tetkikini bitirmesine ve ihtikârı tesbit etmesine rağmen Ticaret Odası el'an karannı verememiştir. Oğrendiğimize göre Belediye ikhsad müdürlüğünce ihtikânn tesbit edilmesi kâfi görülerek ihtikânn men'i hakkındaki kanun hükümlerine göre «ihtikâr komisyonu» nun toplanması için hazırlanıl maktadır. Bu komisyonun Valinin veya vekil edeceği bir zatm riyaseti altında Belediye ve Ticaret Odasından birer zattan mürekkeb olması kanun iktızasındandır. Bu komisyon bundan iki sene evvel ilk terazi ihtikârı dolayısile toplanmıştı. Bu komisyonun içtimaı hakkmda Valinin pazartesi günü bir karar vermesine intizar edilmektedir. istiyoruz! Bu doktor için tahkikat yapılmalıdır Dinar kazasının Çardak köyün den 316 doğumlu Ahmed oğlu Akif Oral imzasile bir mektub aldık. Bu mektubda deniliyor ki: «Uç ay evvel, evlenmek üzere nişanlımla beraber raporumuzu almak için Dinara geldim. Hükumet tabibi Necmeddm Ulker, «Sende belsoğukluğu var, kırk lira vereceksin, iki iğne vuracağım, sonra rapor vereceğim» dedi. Vuracağı ığneleri eczaneden almak istedim, «Onları ben Istanbuldan getirdim, eczanede yoktur, kırk lira vermedikten sonra olmaz» dedi. Doktora verecek 40 liram yoktu, Denlzliye giderek saylav operator Hamiiye ve mütehassıs Haydarla Denizli heyetl sıhhiyesine muayene oldum; ittifakla hasta olmadığım hakkmda rapor verdiler. Bu raporları Dinar hükumet doktoruna getirdim, okuduktan sonra yırttı ve «geçen gun senden 40 lira istemiştim. şimdi 25 lira ver, raporunu vereylm» dedi. Param olmadığım söylediğim vakit de küfür ederek beni kovdu. Bunun üzerine Devlet Demiryolları 8 inci işletme doktoru Hakkı Uraya gittim. Bu doktor, benim için «evlenebilir. sağlamdır» diye bir rapor verdi. Hükumet doktoruna bu raporu da gdtürdüm. «Defol karsımdan, 25 lira vermedikçe senin evlenmene müsaade etmiyeceğim» diye beni tekme ile dışan attı. Bunun üzerine doktora, «Sen haksızlık ediyorsun, seni şikâyet edeceğim» dedim, «Ben. kanun. hükumet tanımam> dedi. Ağlıyarak Müddeiumumî Süleymana gittim, o da beni Afyon heyeti sıhhiyesine gönderdi. Oradaki doktorlar da her türlü hastahktan âridir, dediler. Bu raporun da bir fayda temin etmiyeceğlni tahmln ederek Afyon Sıhhat Müdürü Remziden bir kart aldım, Dinara döndüm. Dinar hükumet doktoru, Sıhhat Müdürünün kartını yırttı, ayaklarile çiğnedi. bereket versin bu defa raporu doktora vermedim ve yırtılmaktan kurtardım. Doktor hâlâ 25 lira Istemekte ısrar edivordu. Bunun üzerine Dahlliye ve Sıhhive VekâletIerine telgraflar cektim. Nihavet 63 srün sonra evlenebildim Bu vü^en seref ve hayslvetim kırıldı. Hükumetimlz, evlenme harclannı kaldirmadan önce biT» kolavca ranor temin etmelidir. Cünkü her köylü evlenme işlerinde bu zorluklarla penceleslyor.> Bu köylünün acıklı sikâyptinin hulâsasını vukarıya yazdık. tddi anın ne dereceve kadar vak'aya mutahık olduğunu bilmivoruz. fakat Akif Oral, Mdiasıncia bircok isim, zaman ve mekân zikretti&ine arore sözlerine imnmak insana malftıl görünuvor. Bu hususta Sıhhî \ ye Vekâletinin acilen tahkikat yap. hrarak hakikati mevdana cıkar . ması lâzımdır. Ejrer hakîkaten Dinar hükumet tabibi. iddia edildiği gribi hareket etmisse, kanunun pençesine tevdi olunmasını. iddia asılsızsa icab edenin yapılma sını, Memnu mmtaka dahilindeki köyler Buralara hiçbir ecnebi giremiyecek Köy kanununun 88 inci maddesi ec nebilerin köylerde kısa veya uzun zaman ikameti için Dahiliye Vekâletinden izin almalannı emretmekte olduğundan Polonez ve emsali köylerde yabancılann oturabilmeleri için kendilerinden mezuniyet kâğıdı istenilmektedir. Memnu mmtaka dışmdaki köylere gündüz gidip gelmek serbesttir. Gece kalmak izine mütevakkıftır. Memnu mmtaka dahiline hiçbir ecnebi giremez. îkincı memnu mıntakaya Türkler, haritasız, fotografsız girebilmektedirler. Ecnebilerin köylerde gayrimenkule tasarruf ermele rini köy kanununun 87 nci maddesi menettiğinden yabancılar belediye sınırları dışında gayrimenkul satın alamamakta dırlar. Memnu mmtaka smırlanna yakın Polonez köyünün başka bir yere naklede ceği hakkındaki haberler teeyyüd etme miştir. Almanya Bulgaristan Imanya Hariciye Nazın Baron von Neurath Sofyada fevkalâde iyi karşılandı. Umumî Harbdenberi ilk defa bir büyük devlet Hariciye nazınnın Bulgaristanı ziyareti bütün Bulgar milleti tarafından büyük bir şeref sayılmakta ve Almanyaya karşı derin minnettarlık gösterilmektedir. Umumî Harbden perişan, mağlub, metruk ve siyasî ve askerî cihetten tecrid edilmiş bir halde çıkan Bulgaristan Avrupa politikasmda kendisine kıymet verildiğini ilk defa açık olarak hissetmektedir. Bulgar milletine manen büyük kazanc temin eden bu seyahat ayni zamanda Bulgaristanla Almanya arasında ötedenberı mevcud an'anevî rabıtalar ve müna • sebetler dolayısile bir kat daha ehemmiyet bulmuştur. Slâv halklarının kültürleri üzerinde en ziyade çalışan ve büyük neticeler elde eden alimlerin kahir ekseriyeti Alman ırkma mensubdur. Bulgar milleti ikinci defa muhtariyet ve istiklâlini temin eylediği gündenberi Almanyanın irfanından istifade etmiştir. Bugün Bulgaristanın başlıca devlet ve politika adamlan, alimleri ve mütefen ninleri Almanyada yetişmiştir. Bulgaristanda hüküm süren hanedan Alman prensleri olduğundan Alman nüfuzunun hululüne hayli yardım etmişlerdir. Umumî Harbde Bulgaristanın Almanya tarafında harbetmesi, bütün mukadderatını Almanyaya bağlamış olması iki millet arasında unutulmaz haüralar uyandırmıştır. Fakat Almanya ile Bulgaristan arasındaki münasebatın en kuvvetlisi ve canlısı iknsadî mahiyette olanıdır. Bulgaristan toprak mahsulâtının hemen hepsini Almanyada sarfediyor. Buna mukabil Bulgaristanın bütün fab rika eşyası ihtiyacmı Almanya temin ediyor. Bilhassa dünya iktısad buhranı her tarafı ıstırab içinde bıraktığı bir zamanda Almanya Bulgaristanı iktısadî harabî ve sukuttan kurtarmıştı. Şimdi de Bulgaristanı siyasî bakımc'an tecrid edilmiş bir halden kurtaran gene Almanya olmuş tur. İşte bu duygu ve düşünceler Baron von Neurath'm Sofya ziyaretini Bulgar milİ€tinin nazannda fevkalâde büyült müştür. Almanya Hariciye Nazın• Sofyada bulunduğu iki gün içinde Kral Boris ve Başvekil Köse Ivanof'la iki devlet arasındaki siyasî münasebetler, dünyamn ve bilhassa Orta Avrupa ve Balkanlann siyasî vaziyetleri üzerinde görüşmüştür. Lala Mustafanm hilekârlığı! Yeni mevkiinden istifade eden Lala Mustafa, Şehzade Beyazıda hıyanet ederek Hurremlerin, Rüstemlerin plânlarmı hükümsüz bıraktı Rüyanın cehle de, ilme de müstenid izahı nihayet bir nazariye veya faraziyeden ibarettir. Doğru olan cihet şudur kı rüyalar, bazan hakikat oluyor ve insanlar yann vukua gelecek bir hâdiseyi bugün uyurken seyretmek imkânını buluyor! Hurremin de gördüğü rüya fakat bir yıl sonra safha safha gerçekleşti, canlı ve kanlı bir vâkıa olarak tarihe geçti. Biz okuyuculanmıza Hurremi o kadar telâşa düşüren bu rüyanın hakikatini işte tarihten alıp naklediyoruz: «Pek bilekâr bir adam olan Lala Mustafa, yeni mevkiinden istifadeye muvaffak oldu, eski efendisi şehzade Beyazıda hiyanet ederek Hurremlerin, Rüstemlerin plânını hükümsüz bıraktı. «Lala, şehzade Selime kendini beğendirip sevdirdikten sonra anlattı ki Rüstem Paşa, engel olmıyacak olursa Padişahın büyük oğlu sıfatile tahta çıkması muhakkaktır. Fakat Rüstem, saltanatı Beyazıda verdirmek için Hünkâra kendisini sefih, sarhoş ve hovarda olarak tasvir etmektedir, hükumete iktidarsızlığını inandırmak için hiçbir fırsatı kaçırmamaktadır. Bu nunla beraber mutlak surette izin verilirse ve serbest bırakıhrsa Rüstemle müca dele etmek, Beyazıdı geride bırakmak ve bakkı çiğnenmekten kurtarmak kendisi için mümkündür. «Selim, ustaca yapılan ve bu esasa dayanan telkinler üzerine Lala Mustafaya kâmil bir mezuniyet verdi, girişeceği işte muvaffak olduğu takdirde Sadrıazam yapılacağmı da ima eyledi. «Cesur Lala bu mezuniyeti alır almaz işe girişti, ilkin şehzade Beyazıda bir mektub yolladı, pek eski ve daima taze olan sadakatinden bahsetti, saltanatın kendisi için Allah tarafından biçilmiş bir kaftan olduğunu anlattı, o kaftanı sırtma geçirmek günlerinin yaklaştığını ileri sürdü, sonra yanıp yakılmıya başhyarak Selimi zemme koyuldu ve ortada bu sarnoş olmasa herkesin dört gözle beklediği büyük bayram gününün doğmasına hiç bir mâni bulunmadığını bildirdi. «Az, fakat özlü yazıyordu, şehzade Beyazıdı hırslandırarak kardeşi aleyhine hamle yapmıya teşvik ediyordu. Selim, fettan Mustafanm mektubunu okudu. çok ustalıklı yazılmış buldu ve kardeşine gönderilmesine muvafakat gösterdi. «Babasınm Selimi kendisine tercih eder görünmesinden zaten müteessir olan Beyazıd, eski lalasının sözlerine pek çabuk kandı, onun çevireceği düzenle Selimi ortadan kaldırabileceğine inandı ve kardeşi aleyhine bir hamle yapmak için hazır olduğunu bildiren ateşli bir cevab yolladı. Mustafa, Konyadan gelen mektubu açmadan Selime verdi, Beyazıda da davanın er meydanına intikal ede • bilmesi için kardeşini acı tahkirlerle mübarezeye davet etmesini teklif etti. «Beyazıd bu kötü öğüde uydu, Selime her türlü tahkiri ihtiva eden biı mektub gönderdi, üstelik bir kadın enta risi, bir hotoz, bir öreke (1) yolladı. Selun, lalasının ihtarına uyarak mektubu cevabsız bıraktı, lâkin o eşyayı babasına lunup acı acı şikâyette bulundu. Padişah, kendi sağhğında yüz gösterecek bir post kavgasmdan gene kendi yorganının elden çıkacağını düşünerek gazaba geldi, büyük kardeşine gösterdiği hürmetsizliği vesile tutmak suretile Beyazıda sert bir şıektub yazdı, edebe ve terbiyeye riayet «tmesini ve bir daha böyle münasebetsizlik yaparsa ağır surette cezalandırılaca ğını tebliğ etti. «Hünkârın mektubu bir çavuşla Konyaya gidiyordu. Lala Mustafa yol üze rinde pusu kurdurdu, çavuşu öldürttü. Selim, bu vak'ayı Beyazıda yükledi, babasını bir derece daha gazaba getirdi. O sırada Beyazıd, Suriye Valiliğini iste mekte idi. Hünkâr, kardeşini harbe ça ğıran küçük oğlunun bu hareketile o dileği arasında tehlikeli bir münasebet sezdi, Beyazıdın Suriyeyi ele geçirdıkten sonra Mısırı da bir baskınla zaptetmek ve bu suretle büyük fitneler çıkarmak istediğine zahib oldu, cezrî tedbirler almak yolunu tuttu. Fakat Beyazıdı hâlâ seviyordu, ele güne karşı onu küçük düşürmek istemiyordu. Bundan dolayı kendi sini Suriye ve Mısır yoluna hâkim olan Konyadan Amasyaya nakletmekle beraber bu muamelenin ona münhasır olmadığmı tebarüz ettirmek için Selimi de Saruhandan Kütahyaya kaldırdı. lki kardeşin bir kırgınlık ve kızgınlık ihsas eden şu muameleden ürkerek münakaşayı, mücadeleyi bırakacaklarını umuyordu. «Selim, Lala Mustafanm verdiği öğüd üzerine Kütahyaya gitti, Beyazıd ise gene o fettan adamm telkinile Konyada kaldı, Amasyaya gitmekte mazur olduğunu babasına yazmak cesaretioi gösterdi. «Hünkâr, tıpkı babası Yavuz gibi davranmak istidadmı hissettiren Beya zıda son bir müsamaha daha göstermekten geri kalmadı, dördüncü vezir Pertev Paşayı Konyaya gönderdi. Lâkin Be yazıdın bu elçiye hakaret etmesinden ve vaziyeti büsbütün güçleştirmesinden ürktüğü için üçüncü vezir Sokullu Mehmed Paşayı da Selimin yanına yolladı. Maksadı iki kardeşten birini suçlu sayıp öbürünü masum görmedığıni ihsas etmekti, Beyazıdı gücendirmemekti. Lâkin Lala Mustafanm kandırıcı mektublan Beya zıda yürek kuvveti veriyordu, kardeşini mutlaka ezip mahvedeceğine ve Laladan bu yolda büyük yardım göreceğine ina nıyordu. O sebeble babasmı dinlemedi, Pertev Paşaya yüz vermedi, Türkmenlerden ve Suriyelilerden yirmi bin kadar asker topladı, harbe hazırlandı. Hünkâr, okun yaydan çıktığmı ve Beyazıdın yeni bir Yavuz olmayı tasarla dığını artık vuzuhla görmüştü, kardeşinden sonra kendisini de ortadan kaldırmak istiyeceğine kanaat getirdiği bu asi oğlunu şiddetle cezalandırmayı gerekli bul muştu. Beyazıd, belki bir Yavuz olabi lirdi. Lâkin Süleyman, hiçbir zaman dedesinin vaziyetine düşecek adamlardan değildi. Bu sebeble Konya istikametine fırkalar çıkanldı, Sokullu da üç bin Yeniçeri, bir alay Sipahi ve kırk topla hareket etti. Lala Mustafanm istediği ve Rüstemin ummadığı harb başladı. Beyazıdın ordusu derme çatmaydı, Avrupanın en büyük askerî kuvvetlerini tarümar etmeğe alışık olan Yeniçerilere, Sipahilere karşı duramazdı. Padişah, bu muharebenin iki kardeş arasında bir çarpışma değil, belki babaya silâh çeken hain bir oğulla o baba meyanında bir döğüş olduğunu ilân ettiğinden Yeniçerilerle Sipahiler, ihtiyar hükümdarı hoşnud etmek zaruretini duymuşlar ve canla başla harbe girişmişlerd. Selimi iltizam etmiyorlardı, Beyazıdı da heder ettirmek istemiyorlardı. (Arkası var) (*) Öreke, eski kadınlarm büktükleri yünü takmak için kullandıkları tepesi çatal değnek, bir de ebe örekesi vardır ki cahıl ebelerin kadınları doğurturken oturttukları bir cins iskemlenin adıdır. tktısad müdürlüğünün raporu tahkikat Gaz ve benzin fiatlan hakkmda Belediye iktısad müdürlüğü tarafından yapılan tetkikat neticesinde bu işte ihtikâr mevcud olduğu kanaati elde edilerek tanzim edilen rapor riyaset makamma verilmişti. Riyaset makamı raporu gözden geçirerek bazı noksanlann ikmali için tekrar iktısad müdürlüğüne vermiştir. İktısad müdiriyeti bunlan da yerine getirdikten sonra rapor vilâyetteki ihtikâr komisyo nuna gönderilecektir. Komisyon kabahatlileri tesbit edecektir. ŞEHIR İŞLERİ Istiklâl ve Divanyolu caddeleri asfalt oluyor Belediyece İstiklâl caddesinin asfalt olarak yapılmasma karar verilmişti. Yeni bütçe tasdikten geldikten sonra ameliyata başlanacaktır. Bundan başka Divanyolu caddesinin de asfalta çevrilmesi kararlaşmıştır. Bu iki caddenin evvelâ kanalizasyon, elektrik, havagazi ve saıre gibi kabloları esaslı bir surette bir araya almacak ve asfalt caddesi üzerınde bunlar için muayyen yerlerde methaller bırakılacaktır. KÜLTÜR İŞLERİ llkmekteblerde elişleri sergisi Ders senesi sonu münasebetile önümüz deki hafta içinde bütün ükmekteblerde birer elişi sergısi açılacaktır. Bu sergilerde sene içinde elişinde muvaffak olan talebelerin yaptıkları nümuneler teşhir edilecektir. Bunlardan en fazla muvaffak olan elişleri tefrik edilerek beynelmilel mektebliler elişi sergisine gönderilecektir. HALKEVİNDE Beyoğlu Halkevinde satılık eşya Beyoğlu Halkevinden: Evimizde, sandalye, masa, dolab gibi eski eşya vardır. Açık arttırma ile sa tılacaktır. İstiyenlerin 16/6/937 çarşamba günü saat 18 de Evimize müracaatleri. Eminönü Halkevi için •*>' yapılacak bina : ADUYEDE Çocuklardan mürekkeb bir hırsız kumpanyası Şehrin muhtelif taraflarmda ve bil hassa Beyoğlu taraflarmda geceleyin, merdiven kurarak, damdan dama atlı yarak, kilid kırarak birçok evleri soyan ve 12 le 19 yaş arasındaki çocuklardan mürekkeb olan bir hırsız kumpanyası yakalanarak Adliyeye verilmiş ve ye dinci sorgu hâkimliği tarafından sorguya çekildikten sonra hepsi de tevkif olunmuştur. Istiyoruz! Türkkuşu müfettişinin tetkikatı İzmir (Hususî) Türkkuşu müfettişlerinden Şakir Hazım buraya geldi, tetkiklerde bulundu, bugün de Ankaraya hareket etti. Kendisile konuştum. Bana söylediklerine göre, Adana, İzmir, Edirne, İstanbul, Bursa ve Ankarada da beş yüz gence uçmak fırsatı veren Türkkuşu teşkilâtı, faaliyetini artırmakta ve o nisbette de alâka görmektedir. Türkkuşu, en az 4 5 bin genci kadrosuna al mak yolundadır. Şakir Hazımm kanaatine göre, Türkkuşu uçmağı öğretirken genclerde «kendine güvenme, kendi kudretine inanma> hassasını yaratmaktadır. Bu suretle gene, olgunlaşmakta, başkalannın yap tığını kolaylıkla başarmakta, süratli düşünmek, iyi karar vermek, doğru hareket etmek itiyadma sahib olmaktadır. En haşarı bir gene, bu suretle kısa zamanda dürüst ve çalışkan olabilir, kötü itiyadlarını da bırakır. Yani Türkkuşu. büyük şehirlerin karışık hayatmda, ayni zamanda bir terbiye müessesesidir de. Fakat modelcilik, paraşütçülük ve plâ nörcülük yollarile hava zevkinin mek teblere girmesi de lâzımdır. Türkiyenin emniyet ve istikbali havalarda kuvvetli olmağa bağlıdır. Su şirketinin maksadı anlaşıldı Türk memurlarına ikramiye vermemek için ugraşıyormuş Kadıköy Üsküdar su şirketinin iş kanunu hükümlerinden kaçınmak için bütün memur ve müstahdemlerine dünden itibaren yol vermesi üzerine hâdis olan vaziyete Iş dairesi üçüncü mmtaka âmirliğinin vazıyed ettiğini yazmıştık. Su şirketinin memurlarını temsil eden bir heyet Iş dairesi âmirliğine gelerek şikâyetlerini bildirmişler ve vaziyetlerini anlatmışlardır. Bunun üzerine şirket di rektörü Iş idaresine davet edilmiş ve kendisinden şirketin bu husustaki noktai nazarı sorularak tesbit edilmiştir. İş dairesi üçüncü mıntaka âmirliği bundan sonra Nafıa başmüfettişliği ve Belediye şirketler komiserile temasa gelmiş ve yapılan toplantı sonunda mesele Nafıa ve tktısad Vekâletlerine birer raporla bildirilmiştir. Oğrendiğimize göre şirketin bu hareketi, giderayak iş kanununun hükümlerinden kaçınmak ve yıllarca kullandığı Türk memurlarına ikramiye vermek mecburiyeti altma girmemek için yaptığı sa bit olmuştur. Bu arada Kadıköy yakasınm devletin Kadıköy suyunu tesellüm etmesine kadar susuz kalmaması için memurların vazifelerine devamları maaşla nnın ücret şeklinde şirket tarafından verilmesi temin olunmuştur. Alâkadar makamlar, memurlara iş kanununun hükümleri tatbik edilmese bile idarî bazı tedbirlerle bir miktar olsun ikramiye alınabileceği kanaatindedirler. Eminönü Halkevi için yeniden bü yük bir bina yaptırılmasına karar ve rildiği yazılmıştı. Yeni binanın Beya zıdda yaptınlması kat'î olarak karar laştırılmıştır. Fakat bina için henüz muayyen bir arsa tesbit edilmemiştir. Hâlen bu civarda mevcud arsalar göz Bu görüşmelerin sonunda neşrediîen den geçirilmişse de hiçbirisi muvafık resmî tebliğde bütün siyasî meseleler üzegörülmemiştir. rinde iki taraf arasmda tam bir fikir ve Köylerde kalkmma programı nazar mutabakatı tesbit edildiği, iki devletin dostane münasebatının bir kat daha tatbik ediliyor kuvvetlendirilmesi arzusunun şiddetle izKöylerin beş yıllık kalkınma prograhar olunduğu, şimdiden iktısad ve kültür mının 937 senesine düşen kasmınm tatbikına başlanmış ve İstanbul Vüâyeti sahasmda mevcud olan işbirliğinin bir kat dahilindeki köylere gelir teminine ya daha genişletilmesi kararlaştmldığı bildirıyan binalarm inşasma başlanılmıştır. rilmiştir. Haziran iptidasından itibaren tatbik Bulgaristanla Almanyanın bir kat damevkiine giren orman kanunu, keçilerin ha yakmlaşmış olmalan Yugoslavyada ormana sokulmasını kat'î surette men memnuniyetle karşılanmıştır. Zaten Alve kesim işini de salim bir §ekle koy manya Hariciye Nazın evvelâ Belgrada muştur. uğramış ve burada iki devletin siyasî eKöylerin muamelât ve muhasebatı köy kâtibleri teşkilâtile ve muntazam mel ve faaliyetleri hakkında fikir mutadefter tutmak yolile esaslı bir şekle ko bakatini temin etmişti. nulmuştur. Sık sık teftiş ve murakabe Von Neurath'ın son seyahatile Al ile köylerin kalkınması hakkındaki mu manya Balkanlarla yalnız iktısadî cihetkarrerat vücud bulmaktadır. Köy kah ten değil, ayni zamanda siyasî noktadan vehanelerinin tahdidi ve sıhhî bir vazidahi sıkı alâka ve münasebetler tesis etyete ifrağı da bu ıslahat meyanmdadır. miş oluyor. Yugoslavya ile Bulgaristanm komüDenizde bir cesed bulundu nist düşmanlığı, bütün dünya komünistArnavudköy sahillerinde dün bir ce sed bulunmuş ve zabıtaca yapılan tah liğine karşı mücadele açan Almanya ile kikatta bunun Avram admda biri ol anlaşmalannı ve yakınlaşmalannı çok duğu tesbit olunmuştur. Zabıta ve Müd kolaylaştırmıştır. deiumumilik Avramm bir cinayete kurMuharrem Feyzi TOGAY ban gidip gitmediğini araştırmaktadır. Cesed, görülen lüzum üzerine Morga Gemi Kurtarma şirketini kaldırılmıştır. Uzunköprüde Hava Kurumu faaliyeti Camgöz Ahmed burada bulundu İzmitte kemikleri çürümüş bir iskelet bulunduğu ve bu iskeletin İstanbulda Samatyada oturan Camgöz Ahmede aid olduğu anlaşılmış ve hâdise hakkında tahkikata başlanmıştı. İstanbul Emniyet ikinci şube müdürlüğü bir rakı âleminde öldürüldüğü id dia edilen Camgöz Ahmedin şehirden dışarı çıkmadığmı bildiğinden öldürüldüğü iddia edilen Camgözü dün bul muştur. Bu vaziyet karşısında İzmitte ki iskeletin bâşkasma aid olduğu anla şılmıştır. hükumet «atın alacak Uzunköprü (Hususî) Hava kuru munun kadmlar yardım kolu üç ay evvel teşekkül etmesine rağmen muhitin 470 kadınmı cemiyete aza kaydına muvaffak olmuş ve bu kısa zamanda bin Şakir Hazım, diğer memleketlerin faaliyetlerinden uzun uzadıya bahsettikten sonra, Türkiyenin, tayyarenin en çok iş görecek bir memleket olduğunu, tabiî vaziyetinin çok müsaid bulunduğunu, Türkiyede her tayyarenin arkasında uçan 15 ekip yaratılmasını hayatî bir mecburiyet saydığını söyledi ve Türkkuşunun çok uçan adam ihtiyacmı muhakkak karşılıyacağını, en küçük kasabalara kadar yayılacağını ilâve etti. Şakir Hazım, Bursa, Edirne, İstanbul, Adana ve Ankaradaki tetkiklerınden çok memnundur. Edirne Türkkuşunun 11 kız üyeye malikiyetini de iftiharla liraya yakın bir varidat temin eylemiş işaret etmektedir. Ankaraya giderken, iki gün İnönünde kalarak idaresi bu yıl, tir. Gönderdiğim resim, şehrimizin yar kendisine tevdi edilen yüksek yelken udım kolu faal azalarını bir arada göster çuşları kampının hazırlıklarını gözder. geçirecektir. | mektedir. Resim çekerken denize düştü Haydarpaşa lisesi talebelerinden İn hisarlar Başmüdür muavini Rüştünün oğlu 311 numaralı Hakkı, Büyükadada Yürükali civarmdaki kayalarda mekteb arkadaşlarından Oğuzla Rifatm resmini çekerken kayalardan denize yuvarlan miştir. Hakkı, boğulmak üzere iken açıkta balık tutmakta olan Halil tarafından görülmüş ve kurtarılmıştır. Türk Gemi Kurtarma şirketinin hü kumetçe satm alınması takarrür etmiş ve buna aid kanun lâyihası da hazır lanmıştır. Şirketin hisselerinden bir kısmı Maliye Vekâletine aid bulunduğun • dan, kanun geri kalan hisselerin de satın alınması için hükumete salâhiyet vermektedir. Bu kanunun Meclisin önümüzdeki içtima devresinde müzakeresi pek muhtemeldir. Şirket, satm alındıktan sonra Deniz • yolları idaresine devredilecektir. Bu sebeble Denizyolları idaresinin önümüz deki sene bütçesi ve kadroları Gemi Kurtarma şirketinin ilhakı vaziyetine göre tanzim olunacaktır. Polisler «por yapacak Polislerin yüzmek öğrenmeleri ve kürek çekmeyi bilmeleri kararlaştırılmıştır. Bunun için Polis mektebi kadrosuna bir yüzme ve kürek çekme muallimi tayin olunacaktır. Bundan başka bütün polislerin spor yapması da mecburî tutulmaktadır. Cumhuriyet Nüshası S kuruştur. Abone şeraiti Senelik Altı aylık Üç aylık Biz aylık Türkiye için 1400 Kr. 750 > 400 > 150 • Haric için 2700 Kr. 1450 • Yoktur 800 >