CUMHURtYET 8 Haziran 1937 Spor Kurumu başkanı istifa etti General Ali Hikmetin sporculara hazin bir vedanamesi Ankara 7 (Telefonla) Türk Spor Kurumu başkanı General Ali Hikmet, sıhhî vaziyeti bu işte daha fazla çalışmağa müsaid olmadığından doktorla nn tavsiyesi üzerine başkanlıktan istifa etmiş, ve istifası kabul edilmiştir. Büyük spor kongresine kadar, başkanlık vazifesini, ikinci reis Aydm meb'usu Adnan yapacaktır. Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya, General Ali Hikmetin istifanamesine cevab olarak §u mektubu gnödermiştir: «Sıhhî durumunuzdan dolayı Türk Spor Kurumu genel başkanlığı vazifenize devam edemiyeceğinize dair olan mektubunuzu teessürle okudum. Kurumda bulunduğunuz kısa bir zaman zarfmda Türk spor gencliği muhitine aşıladığınız sempatiyi burada tebariiz ettirmeği ödev saydım. Türk sporunu kıymetli idarenizden uzakta tutacak olan bu mec burî talebinizi teessürle kabul ederken, Kuruma karşı olan bağlılığınızdan istifadede devam edeceğinizi umar ve sizlere âcil sağhklar dilerim.» İki Japon mekteb gemisi geliyor Balkan otomobil yarışı başlıyor Gemiler Japonyadan ay Bu müsabakaya rılmadan evvel elçiliği yeden de 3 otomobil giriyor mîzde bir ziyafet verildi Tokyo, Mayıs (Hususî muhabirimizden) Filipin, Singapur, Cibuti ve Süveyşten geçerek Türkiyeye gidecek olan Amiral Koğa kumandasmdaki tvate ve Yagumo mekteb gemileri kumandanla erkânıharbiyesine, Büyük Elçiliğimizde mükellef bir akşam ziyafeti verilmiştir. Büyük elçi Husrev Gerede Türkiyeye tarihî bağlarla bağlı olan Japon bahri yesinin kıymetli erkânına uğurlar dile miş ve bu heyerin Türkiye bahriyesine Japon bahriyesinin selâmını götürürken iki milletin dostluğunu takviye uğrunda pek kıymetli ve şerefli bir gösteri yapmış olacaklarını düşünmekle büyük bir se vinc duyduğunu söylemiştir. Amiral verdiği cevabda Asyanın garbmda müstakil genc Atatürk ülkesini ziyaret ederek şereflenecek olan zabit ve zabit namzedlerinin uzaktan sevdikleri Türkiyeyi yakından görmekle malumat ve sevgilerini artınp dönmek saadetine mazhar olacaklarını düşünmekle şimdi den bahtiyarlık duyduklarını, Türkiyeye vardıklarında Ankaraya giderek Ulu Şeflerimize derin saygılannı sunacaklannı ve kalacaklan kısa zamandan azamî istifade ile Türkiyenin muazzam tarihî eserlerini ve bugünkü Türkiyenin her sahada gösterdiği büyük ilerleyişleri gör meğe çalışacaklannı söyliyerek 48 yıl önce Türkiyeden Nippon'a gelmiş olan Ertuğrul harb gemisinin ziyaretini her Japon bahriyelisinin saygı ve hüzünle hatırladığını ifade etmiştir. Cande şatosunda geçen hâdisenin hikâyesi TürkiRahib «Bu kadınla kim evlenmek istiyor?» diye sordu, Dük metin bir sesle «Böyle hareket edeceğim» diye cevab verdi îlk Balkan otomobil rallisi için açılan kayid müddeti hitam bulmuştur. Ralliye 25 otomobil iştirak etmektedir. Bunlann 3 ü Türk, 1 1 i Yunan, 7 si Rumen, 2 si Yugoslav, 2 si de Bulgardır. 7 otomobil Yugoslavyada Osiyek'ten, 8 otomobil Romanyada Brasov'dan, 5 otomobil Bulgaristanda Varna'dan ve 5 otomobil de îstanbuldan hareket edeceklerdir. Yartfin programı Osiyek'ten hareket 11 haziran saat 20,4620,52 No. 1 J. Yanulatos (Yunan) «Fiat» ile, No. 3 Matmazel Lukia Papu (Yunan) «Ford» la, No. 4 Ivan Rukavina (Yugoslav) «Aero» ile, No. 6 Radovan Sava tiç (Yugoslav) «Skoda» ile, No. 9 Raul Torres (Yunan) «Krayzlen> ile, No. 11 Panayis Yanulates (Yunan) «Hoçkis» le, No. 21 AposNiko laidis (Yunan) «B. M. W.» ile Brasov'dan hareket 1 1 haziran saat 21,54 22.01. No. 7 J. Kacikopulos (Yunan) «Ford» la, No. 8 Prens Vitgkens tain (Rumen) «B.M.W.», No. 10 Petro Kristea (Rumen) «Ford» ile, No. 12 miralay Berlesco (Rumen) «Ford» la, No. 14 M. Butkulesco (Rumen) «B.M.W.» ile, No. 15 Rafail Vainberg (Rumen) «Naş» ile, No. 23 Madam Zaide Merç (Ru men) «B.M.W.» ile, No. 24 Y. Kolçak (Rumen) «Ford» ile, Duk ve Düşes ızdivacdan sonra Cande şatosunun merdivenlerinde General Ali Hikmet General Ali Hikmetin vedanamesi leri yazılı futbolcuların saat 16,30 da Güneş kulübünde bulunmaları tebliğ olunur. Cihad, Husameddin, Reşad, Faruk, Yaşar, M. Reşad, Rıza, Aytan, Ibrahim, Da niş, Melıh, Naci, Salâhaddin, Rebii, Fik ret, Namık, Bülend. General Ali Hikmet, Spor Kurumuna ve sporculara gönderdiği vedanamade kalbinden ve karaciğerinden rahatsızlı ğından dolayı filen çalışamamak mecburiyetinde kaldığını, sıhhî zaruret ve çok samimî bir hisle vukua gelen bu ayrılış tan elem ve ıstırab duyduğunu bildirmiş, «Işte ben bu derin teessür ve elemlerle sızhyan kalbimin maddî ve manevî bü tün ıstırablanmı kendi köşemde dindirmeğe çalışırken, Türk sporunun terakkisi ve Türk gencliğinin tekâmül ve tealisi için en samimî duygu ve temennilerimi yâd ve tekrar ederek, bütün Kurum mensublannı bağrıma basar, cümleye arzı veda ederim.» demektedir. Rapid Ankaraya çağırıldı Ankara 7 (Telefonla) İstanbulda bulunan Rapid takımı üç maç yapmak üzere Ankaraya çağırılmıştır. Rapıd, çarşamba akşamı buraya gelecek, perşembe, cumartesi ve pazar günleri üç müsabaka yapacaktır. Dört şehir arasında bisiklet müsabakası yapılıyor T. S. K. İstanbul Bölgesi Bisiklet A janlığından: T. S. K. Bisiklet Federasyonu tara fiîidan bölgemizde 13/6/937 pazar günü Ankara, Bursa, Kocaeli ve İstanbul bölgeleri arasında yapılması arzu edilen (60) kilometroluk müsabaka aşağıda gösterilen yerde ve zamanda yapılacaktır. 1 Yanş yolu: Mecidiye köyü, Hacıosman tepesi, Tarabya, Yeniköy, Kefe liköy, Tarabya, Mecidiye köyü, Hacı osman tepesi, Mecidiye köyüdür. 2 Yanşa tam saat 9 da başlanacaktır. 3 Takımlar dörder kişidir. 4 İstanbul takımmı teşkil edecek olan Süleymaniyeden Abdullah, Cevad ve Lambo, Galatasaraydan Muhsin, Fener Yılmazdan Torkum ve Tanaşm saatinden evvel yarış yerinde hazır bu lunmaları. 5 Bölge adma yarış hakemi olarak İsmail, Fahri ve Dikran seçilmişlerdir. İbni Sinânın 900 üncü doğum yıldönümü [Bastarafı 1 inct sahifede] 0,22 0,26. Varnadan hareket 11 haziran saat Rapidîn bugün yapacağı maç Avusturyanın Rapıd takımı bugün ikinci maçını Taksim stadyomunda Fenerbahçe Güneş muhtelitme karşı oyıııyacaktır. Avusturyalılar, evvelki günkü oyunlarında yenilmiyecek bir takım olma dıklarını göstermişlerdir. Nıtekim bu takım on beş gün evvel Yugoslavyada yaptığı maçlarm ikisini de, Gradyamskiye 4 1 , bir Belgrad takımına da 3 0 yenılmekle, kaybetmiştir. Bugün iyi şekilde teşkıl edilecek bir muhtelitin birinci mağlubıyetin acısını çıkaracağına kaniiz. Meselâ Cıhad Yaşar, Reşad Cevad, Angelıdis veya Rıza, Mehmed Reşad Niyazi, Salâhaddin, Ali Rıza, Rebii ve Fıkretten mürekkeb bir takım Viyanalılan pekâlâ yenebüir. Yalnız bu galibiyetin tahakkuku için esaslı bir şart lâzımdır. O da takımı teşkil eden oyuncuların, yalnız başma kulüblermin şerefleri mevzuu bahsolmadığı için, işi mühimsememek hatasına düşmemelidir. Önümüzdeki pazar günü gerek Fe nerbahçenin ve gerekse Güneşin millî küme maçı olduğu için bu iki kulüb idarecilerinin iyi oyuncularım hırpalatmamak için muhteliti ikinci derecede kıymeti haiz oyunculardan terkıb et meleri de muhtemeldir. Fenerbahçe Güneş Muhteliti Tertib Heyetinden: 8/6/937 salı günü saat 17,30 da Taksim stadmda yapılacak Rapid Fenerbahçe, Güneş muhteliti maçı için aşağıda isim Lângaspor Kadırgasporu yendi de Türk Tarih Kurumu tarafından açılacak ve muhtelif Türk ve ecnebi âlimler Ibnisinânın ilme yaptığı büyük hiz metleri tebariiz ettirecek konferanslar vereceklerdir. Bu alimler meyanında beynelmilel Tıb Tarih Cemiyeti fahrî reisi M. Louvain, Tıb Fakültesi tıb tarih profesörü Dr. TricotRoyer'le ayni cemiyetin filî reisi profesör Dr. Gomoiu da vardır. Bu münasebetle Türk Tarih Kurumu Ibnisinâ komitesi büyük filozofun hayat ve eserlerine dair bir eserle İbni Sinânın eserlerinin güzel bir kataloğunu hazırlamışhr. Bu ihtifal münasebetile Bioloji Enstitüsünde İbnisinânın yazma ve basma eserlerinden mürekkeb bir sergi de açılacakhr. Türk Tarih Kurumu, büyük alimin Türk ve îslâm eserleri müzesinde bulunan orijinal bir minyatürünü renk li olarak Devlet Basımevinde bastırmış br. ihtifal programı aynca gazetelerle ilân edilecektir. No. 16 E. îkonomu (Yunan) «Studbeyker» ile, No. 17 Tulio Çedilli (Yunan) «Fiat» la, No. 18 A. Lazenbivova (Yunan) «Fiat» ile, No. 19 Likko Haim (Bulgar) «O pel» ile. No. 20 Petar Pipef (Bul gar) «Aero» ile. îstanbuldan hareket 11 haziran saat 22,25 22,29. No. 22 Hikmet Üstündağ (Türk), No. 25 Azize Krep (Türk) «Bu yik» ile, No. 26 Emil Antuan Bloes (Türk) «Adlen> ile, No. 2 Kostantin Moskof (Yunan) «Krayzler» ile, No. 5 YePacakof (Yunan) «Merse des» le. Müsabakaya girenler arasında bulunan Kristea 1936 da Montekarlo rallisini kazanmışh. Romanyalı Butkalesco da birçok otomobil yanşlan kazanmakla şöhret almıştır. Müsabıklar hareket mevkilerinden itibaren 2 1 4 3 saat zarfında Atinaya kadar fasılasız olarak 1600 kilometro ka dar yol katedecekler ve 13 haziran pazar günü 1 6 2 0 arasında Atinanın Akropol meydanına yetişmiş olacaklardır. Bu müddet zarfında seferlerini bitiren bütün otomobiller 500 derece alacaklardır. Müsabakaya iştirak edenlerin en çoğu cezasız olarak intizam dahilinde seferlerini yapacaklan tahmin edildiğinden 14 haziran pazartesi günü Filotei'de yapılacak hareket, sürat ve fren yanşmda galibler tayin edileceklerdir. «Biz, Legion d'Honneur nişamnın şövalye rürbesini haiz, Monts belediye reisi doktor Mercier, Taurs cumhuriyet müddeiumumisi tarafından, diplomatik sebebe müsteniden verilen salâhiyet üzerine Cande şatosuna giderek, Dizbağı nişamnın büyük salib rütbesini, Bain nişanınm büyük salib rütbesini, Chardon nişanmm salib rütbesini, Saint George nişanmm büyük salib rütbesini, Victoria nişamnın büyük salib rütbesini, Hind yıldızı nişamnın büyük salib rütbesini, İn giliz askerî madalyasını, Legion d'Honneur nişamnın büyük salib rütbesini haiz Britanya orduları Mareşali, Britanya deniz kuvvetleri amirali, hava kuvvetleri mareşali Son Altes Ruayal Edouard George Christian Andre Patrick David Dük de Windsor ile Madam Wallis Warfield'in nikâhlannı...» Işte Windsor Dükü ile Mrs. Warfield'in nikâhını akteden noterin beyannamesi bu sözlerle başlıyordu. O gün sabahm saat sekizinde, Londradan ilk trenle gelen Dükün hususî berberi ve Mrs. Warfield'in kovaförü, faaliyete geçmiş bulunuyorlardı. Yemek salonundaki yirmi kişilik sofranm üstünde, bir metro büyüklüğünde, 80 santimetre yüksekliğinde, koskoca bir düğün pastası duruyordu. Cande şatosu üzerinde uçuş yasak edildiği için, bu emre muhalefet ermesi ihtimali olan mütecessis fotografçıları takib etmekle mükellef bir polis tayyaresi, şato üzerinde dolaşıyor, şatonun civan, davetli otomobillerile vesika ibraz edebilen matbuat mümessillerinin otomobillerinden başkasım geçirmiyen jandarma kordonile çevrilmiş bulunuyordu. Nikâh merasimi pek az davetli huzurunda cereyan edecekti. Windsor DükününMonts belediye reisini beklediği sa lona beş gazeteci ile iki şahidden başka hiç kimse kabul edilmiyecekti. Belediye reisi doktor Mercier, iki gün evvel, nişanlılara metnini ve tercümesini okuyup anlattığı kanunun şu maddelerini tekrarladı: «Zevce, zevcine itaatle ve onun gittiği yere birlikte gitmekle mükelleftir. Zevc, zevcesine yardım edeceğini ve sadık kalacağını vadeder.» Dük ve Düşes, bu yabancı dildeki metni dinledikten sonra başlarile tasdik ederek fransızca: Evet. Diye cevab verdiler. Bunun üzerine, belediye reisi, gene fransızca olarak: Davet edilen sporcular Pazar günü Karagümrük stadmda yaedecek pılan futbol müsabakasmda Lângaspor Lokanta, bar, kazino ve bunlara benA takımı Kadirgaspor A takımını 3 2 zer yerlerin sahibleri tarifelerini ken mağlub etmiştir. Ayni kulüblerin B ta dileri tanzim ederek Belediye Iktısad kımları da 2 2 berabere kalmışlardır müdürlüğüne tasdik ettirmektedirler. Bu tedbir yalnız müşterilerden tarife îtalyanlar İngilizleri lerden fazla para alınmasınm önüne yendiler geçmektedir, fakat ihtiyaca karşılama Paris 7 (A.A.) Paris sergisi mu maktadır. Belediye; bu kabil yerleri nasebetile yapılan futbol turnuvasınm fi kendisi smıflara taksim ederek tarife lerini de kendisi tesbit ettiği takdirde nalinde Londranm Chelsen takımile Bo daha doğru olacağını düşünmüştür. Bu lonya karşılaşmış ve İtalyan takımı bire hususta tetkikat yapılmaktadır. karşı dört sayı ile galib gelmiştir. Üçüncülük ve dördüncülük için yapılan karşılaşmada Slâvya Avusturyayı sıfıra karşı M. Turhan Tanm bu meşhur eseri pek yakında kitab halinde çıkıyor üç sayile yenmiştir. Tarifeleri Belediye tanzim Dilencilerle mücadele Fatih Merkez memurluğu hududlan dahilinde dilencilerle sıkı bir mücadele açılmıştır. Bu mücadele iyi bir netice vermiş, civarda hiçbir dilenci kalma mıştır. Yalnız Fatma admda iki kadın bütün ihtarlara rağmen san'atlanndan vaz geçmediklerinden yakalanmış ve Ad liyeye teslim edilmişlerdir. bugünlerde tekrar gelecektir. O zaman kolayca bulunacaktır. Halbuki ben İrfanı saklanmıya mecbur ettim. Bu suretle izi bulunamıyacak. Şayed bir fena tesadüfle benim oğlum olduğunu ve onun mühendis mektebinde bulunduğunu öğrenirlerse o zaman kendisini bulamıyacaklar ve o zaman oğlum aleyhine şüpheleri kuvvet bulacak; beni isticvab edecek lerdir. İhtiyar baba sustu. Genc kızı tatmin ettiğini zannediyordu. ^ Kızım, benim sizden öğrenmek istediğim bir nokta var. Bana her şeyi olduğu gibi söylemenizi rica ederim. Çünkü ancak sizden alacağım bir kelime ile müsterih olabilir, oğlumun masum olduğuna kanaat getirerek daha büyük bir cesaret ve azimle uğraşırım. Sorunuz, bildiğimi söylemek vazifemdir. VIYANA DONUŞU Oturunuz Altes; Madam la Dü * şes, oturunuz. Dedikten sonra nikâh mukavelesini okudu. Altm kalemini evvelâ Windsor Düküne, sonra Düşese uzattı; her ikisi de imzaladılar. Onlardan sonra şahidler imzaladı. Bundan sonra, Monts belediye reisi güzel bir nutuk söyliyerek yeni evliIere saadet temenni etti. Bundan sonra, dinî nikâh merasimine sıra gelmişti. Windsor Dükü, arkasmda yaveri bulunduğu halde, otuz üç davetli ile rahib Jardine'in bulunduklan musiki salonuna geçti. Şatonun bu kısmına geçilince fransızca, yerini ingilizceye terketmişti. Anglikan papazlanna mahsus libas giymiş olan rahib Jardine, Düke, Düşese ve sağdıça hitaben: Bu kadınla kim evlenmek istiyor? Diye sordu. Sağdıçlığı yapan Mr« Roggers Düşesin elini tuttu. Papaz, sö> züne devam etti: Bu kadınla bu erkeğin meşru su » rette birleşmelerine mâni olacak haklı bir sebebin mevcudiyetini bilen varsa ya şimdi bildirsin, ya ebediyen söylemesin. Sonra, Windsor Düküne dönerek ilâve etti: « Bu kadını zevceliğe kabul etmek, Allahm kanunlan dairesinde, ve izdiva < • cın mukaddes bağlarile bağlı olarak o « nunla yaşamak istiyor musumız? Onu sevecek, teselli edecek misiniz? Ona hürmet edecek misiniz? Sağhğında ve hastalığında ona itina ile bakacak mısınız? Her ikiniz de hayatta olduğunuz müd detçe yalnız ona nefsinizi hasredecek misiniz?» Dük, metin bir sesle, ingilizce olarak i Böylece hareket edeceğim. Dedikten sonra, papaz, ayni suali Düşese sordu. Düşes, heyecandan kısılan bir sesle: Böylece hareket edeceğim, cevabını verdi. Rahib, Dükün sağ elini Düşesin sağ elinin içine koyduktan sonra, yeni evlilere şu sadakat yeminini tekrarlatn: «Ben Eduard, ben Wallis, seni saa i dette ve felâkette, zenginlikte ve fakir • * likte, sağlıkta ve hastalıkta zevcliğe kabul ediyorum. Cenabı Hakkın emrile ve ölüm bizi birbirimizden ayırıncıya kadar seni seveceğime yemin ediyorum.» Nikâh halkalan teati edildi, erganon, hafif sesle çalınmağa başladı ve Dükle Düşes, beyaz satenden iki yastığa diz çökerek rahib tarafından takdis edildiler. Medenî nikâh saat 11,47 de, dinî nikâh ondan üç çeyrek saat sonra bitmişti. Hele sabıkalı olmıyan ve iyi kalblî olarak tanman bir genc. Ben de zabıta mesleğrndeyim ve fenalık eden insanlan senelerdenberi takib etmekle ömrü geçen, onlarla günlerce, haftalarca karşı karşıya bulunuyorum. Bunların haleti ruhiyesini azçok bilirim... Bu emniyetle diyorum ki mücrim olan adam cürmünü bu derece mahirane saklıyamaz. Hele cürmün ika edildiği eve doğru giderken ve hele babasmm ve sevgilisinin yanında... Genc kız, Sami Beyden bir noktayî gizlemişti: İrfanın yakında küçük bir servet sahibi olacağı hakkındaki ümidini ve bu ümidi haber verirken babasından gizlemesini kendisine tenbih etmiş olmasmı söyliyemiyordu. Leylâ için en ağır şüphe de buradan geliyordu. Onun için verdiği teminatla, söylediği birkaç sözle bu zavallı babanın adeta içi açılmış olduğunu görerek sevindi. Fakat onun sevincine iş« tirak edemiyerek birşey söyliyemedi. Sami Bey: Emin olunuz; diyordu. Ben Irfa nın masum olduğuna kanaat getirdikten sonra ne yapıp yapacağım; onu kurtara cağım. HACI RAŞiD «Cumhuriyet» in millî sergüzeşt romant • ' Leylâ, ıslanan gözlerini başka taraflara çevirerek: Bilmem... diye cevab verdi. Ummuyorum. Siz ne dersiniz? Ben bana bu kadar yakm olan bir genc hakkmda belki tarafgirlik ederim. Onun için sizin kanaatinizi öğrenmek istiyordum. Leylâ içini çekti. Bana sormayınız. Ben gece gündüz bir meczub gibi dolaşıyorum. Hiç birşey düşünemiyorum. Hiçbir şeye ka rar veremiyorum. O halde ben de size hemen hemen sizin gibi olduğumu söylemeliyim. Ben de karar veremiyorum. Yalnız, o gece sizin misafiriniz olduğundan dolayı oğ lumun itham edilmesine ve bu kadarcık bir delilin kâfi görülmesine razı olamı yorum. Bir aralık gözleri yaşaran genc kız, kendisine karşı son derece nazik, son derece kibar hareket eden trfan hakkmda en küçük bir şüpheyi bile lâyık görme diğini, fakat hâdise günü memurlann gösterdikleri tavır ve hareket, onu müteakıb açılan tahkikatm safhaları kendisini ciddî bir endişeye düşürdüğünü anlattı. Ben, dedi. İrfanı tanıyalı çok za man olmadı. Fakat onun bir cinayet değil, en küçük fenalığı bile ikaa muktedir olamadığına eminim. Bana o, senelerin verdiği tecrübelerle artık her türlü iddiadan uzak, çok mütevazi, faziletli bir yaşlı adam tesiri bıraktı. Smi Bey başını salladı. Dudaklannı endişe ile bükerek: Kızım, dedi. Benim oğlum hakkmda sizin kadar, belki sizden fazla emni yetim var. Fakat önümüzdeki hâdiselere ne diyelim? Leylâ ayni endişe ile nekadar musta rib olduğunu gösterecek şekilde başını önüne eğdi. Neden sonra tekrar sordu: Nerede İrfan? Neden gelmedi? Ben ona saklanmasmı tavsiye et tim kızım. Çünkü biz onu tanıyoruz. Öyle olduğu halde derin bir şüphe içimizi ke miriyor. Daha doğrusu içinden çıkamadığımız bir muamma karşısmda herkesin şüphesi İrfanın üstünde toplandığını bilerek gayri ihtiyarî «acaba?» diyoruz. Bu muamma önünde irfanı müttehem addetmiyecek kim var? Hele zabıta?.. Eğer hakikî katil başkası ise onu arayıp buluncıya kadar İrfan tevkif edilecek, tazyik edilecek, binbir ezaya maruz kala cakhr. Onun için bir müddet İrfanın gizli kalmasım münasib gördüm. O kabul etmek istemedi. Kabul etmek istemedi mi? Ne diyordu? En masum, en kabahatsiz insanlarm cesaretile ortaya çıkmak ve hesab vermek istiyordu. Ben mâni oldum. Siz mi mâni oldunuz? Neden? Bunu şimdi size anlatacağım. Acaba iyi mi yaphnız? Bu suretle bugün şüphe halinde iken zabıta onun firar ettiğini görünce aleyhine kanaat getirmiyecek mi? Polis henüz sabah karanlığı sizin tarafınızdan arka kapıdan uğurlanan gencin kim olduğunu bilmiyor. Öğrenmek için bugün yaptığı şey evinizi kontrol etmek, sizin peşinizi takib etmektir. Tahmin ediyor ki gece sizi ziyarete gelen genc, darik edeceğini düşünüyordu. Beni teşyie geldiğiniz gün halinde hiçbir fevkalâdelik görmediniz mi? Ne gibi? Sevinc veya telâş... Size lâzım olan parayi bulmak üzere olduğunu temin etmedi mi? Genc kız bir lâhza durdu. Yere baktı. Sonra geniş bir nefes alarak: Hayır, dedi. Halinde hiçbir fev kalâdelik yoktu. Hiçbir telâş eseri görmedim onda. Her zamasnki gibi sakin, her zamanki gibi samimî idi. Para meselesinde de bana en küçük bir ümid vermedi. Zavallı oğlum... Yeryüzünde iki dostu, iki candan sevdiği ve sevildiği adam var. Onlann tarafından bile acı bir şüpheye, bir ithama maruz kaldı. Ne haksızlık... Hakikatihalde sizinle beraber yola çıktığımız, buraya gelmek üzere olduğumuz zaman onu kablelvuku bir hisle İrfanla evlenecek miydinîz? yoldan çevirip kumamdanlığa gönderen Evet, muhakkak... ve bu eve gelmesine mâni olan ben ol Ne zaman? Mektebden çıktıktan ve bir yazı dum. O tereddüdsüzce gelecekti. Değil mi? haneye sahib olduktan sonra... Yazıhane açmak için parasî var Evet.. Cinayet işliyen bir adam hiç mıydı ? olmazsa biran tereddüd ve endişesini iz Hayır, yoktu. Bu parayi, nasıl te har etmez mi?. Nasıl? (Arhası var)