6 Haziran 1937 CUMHURİYET SON TELEFON HABERLER... TELGRAF v* TELSiZLE HâdiseJer arasında Hariciye Vekilimizin Peştede yaptığı temaslar Türkiye Macar Hariciye Vekilleri arasında yapılan görüşmelerde iki memleketi alâkadar eden bütün meseleler gözden geçirildi Budapeşte 5 (A.A) Türkiye Hariciye Vekili Doktor Tevfik Rüştii A ras, dün sabah Kral Naibi Amiral Horthy'nin sraaymdaki hususî defteri imza ladıktan ve Başvekil Daranyi'nin ika metgâhına kart bıraktıktan sonra, Hari ciye Nazın de Kanya'yı ziyaret etmiş ve kendisile uzun müddet görüşmüştür. Salâhiyettar mehafil, bu ziyaretin hususî mahiyetini tebarüz ettirmekle bera ber, iki Hariciye Nazınnın görüşmelerinde iki memleketi alâkadar eden bütün meseleleri tetkik eylemşi bulunduğunu da kabul etmektedir. Doktor Rüştü Aras, bilâhare Başve kil Daranyi'yi ziyaret etmiş ve kendisile bir buçuk saat görüşmüştür. De Kanya, Doktor Rüştü Arasa, Türkiye elçiliğinde ziyaretini iade etmiş ve elçilikte saat 14 te bir öğle ziyafeti verilmiştir. Bu ziyafette, vaktile Türkiyede bulunan ve Doktor Arası tanıyan Macar diplomatlarile İngütere elçisi ve Balkan Antantı memleketleri siyasî mümessilleri de hazır bulunmuştur. Doktor Tevfik Rüştü Aras, akşam, Bükreşe gitmek üzere, buradan hareket etmiş ve istasyonda, Hariciye Nazın de Kanyayı temsil eden Baron Apar ile Yugoslavya, Yunanistan ve Romanya elçileri, Macaristanm Ankara elçisi Mariasy, Meb'usan meclisi ikinci reisi M. Tahy, İngiltere elçisi M. Knox ve Türkiye elçisile elçilik erkânı tarafından u ğurlanmıştır. Budapeşte 5 (A.A.) Doktor Tevfik Rüştü Aras, Macar Ajansma beya natta bulunarak demiştir ki: « Çok az olmakla beraber Maca ristanda kaldığımdan ve eski dostum de Kanya'yı ziyaret etmek fırsatını buldu ğumdan dolayı bilhassa memnunum. De Kanyâ ile yaptığım görüşme, en kalbî dostluk havası içinde cereyan etmiştir. Esasen Türkiye, Macaristan hakkmda samimî bir dostluk beslemektedir ve bu dostluğun kökleri, Türk milletinin ta kalbindedir.» Ahmed Haşimi anmak nasıl olur? ün, bir akşam gazetesinde şu satırlan okudum: «Gazeteler iiç yıldır Ahmet Haşimi anmadan geçiyorlar. Halbuki dört yıl evvel ona ağlıyanlar, onun büyüklüğünü söyliyenler ve san'atına hayran olanlar vardı. Eğer bu insanlar ölmedilerse herhalde bunamışlardir. Delik ve çatlak hafızalanndan koca bir Hâşim sıyrıhp gitti.» Bu satıpların muharriri de, buna benzer satırlann bütün muharrirleri gibi zannediyor ki, gazeteler, bir veya bin sene evvel ölmüş Türk san'atkârlanmn ölüm yıldönümünü her Allahın günü hatırlamalı, hatırlatmalı ve matem tutmahdır. Böyle bir an'aneye hangi milletin matbuatmda tesadüf ettiğini bilmediğimiz bu ar kadaş, yalnız bizi değil, dünyanın bütün gazetelerini bunamakla itham etmiş oluyor. Biz bu arkadaş cinsinden akillı olmıya, dünya matbuatı cinsinden bunak olmayı tercih ederiz. Takvimin ihtarı üzerine, öliimünün her yıldönümünde ölmüş bir san'atkâr için ısmarlama ve sur vavteylâlar koparmak şart olduğuna inananlardan değiliz. Türk tarihinde ölümünün yıldönümü belki senenin her gününe isabet eden pek çok meşhur insan vardır; bunlann matemini tutmak için gazetelerin hergün bir kerbelâ sahifesi açmaları lâzım gelir. Hayır, biz aradan ayrılmış hiçbir kıymet sahibini unutmuş değiliz; hele Ahmed Haşim gibi kalbur üstü gelenler, delik ve çatlak hafızalanmızdan kolay kolay sıynlıp gidemezler. Fakat biz unutmamasını değil, anmasını bilmiyoruz. Kırkıncı gün lokması veya mevlud okunması gibi yalnız matem çerçevesi içinde kalan merasime benzer şekillerde ve muayyen günlerde içimizi çekmeyi anmak sanıyoruz. Beynelmüel ölçülere hiç uymıyan ve aklımıza estikçe yaptığımız ihtifallerde de yalnız bu lirik mersiye hassasiyeti vardır. Ahmed Haşimin unutulmaması lâzım gelen tarafı, dostlannın asla unutmadıklan şahsı değildir; onun ve bütün Türk san'atkârlannın sanatlanndan gelen tesirleri devam ettirmek lâzımdır: Haşimin eseri üstündeki dikkatimiz yaşadıkça onun şair tarafını yaşatmış oluruz. Işte bizim dünyası darmadağınık edebiyahrruzın bir türlü yapamadığı şey budur. ölülerimiz hakkında da, dirilerimiz hakkında da düşündüklerimizi bildirecek tek bir neşir vasıtasından mahrumuz. Tek bir edebiyat mecmuamız yoktur. Gazete sahifelerinin kısa ve dar sütunlannda Ahmed Haşim için verilmesi mukadder olan acele ve sathî hükümlerin hepsi verilmiştir ve buna ilâve edilecek hiç birşey kalmamıştır: Zeytinyağh patlıcan dolmasırn pek sevdiğine vanncıya kadar. Fakat, öldüğü gündenberi, ne onun, ne de ötekilerin san'ab için esaslı bir tek eser neşredilmemiştir. Henüz Ahmed Haşimin san'atkâr tarafını iyice tanımıyoruz ki onu yıl da bir hatırlamayı diişünelim. Yılda bir ne kelime! Biz asırda bire razıyız. Fakat, işte Fuzuli başta, asırlardanberi bütün Türk şairleri mezarlanna inmesini bekledikleri böyle bir nurdan mahrumdurlar ve edebiyat tarihimizin ölümden beter karanlığı içinde yatıyorlar. Antakyada askerî idare ilân olundu Hatayda isyan hazırlıyan Dr. Brüning «Artık Alolmak Suriyeli memurlar! manya ile meşguldiyor istemiyorum» Umumî aftan sonra mahpusları almak üzere hapi saneye giden bir Türk kafilesine sopa ve taşlarla hücum edildi. Sükunet müşkülâtla temin olundu Adana 5 (Husus4 muhabirimizden) Başta Suriyenin tayin ettiği mutasarrıf olmak üzere Vatanilere alet olan Antakya kaymakamı, jandarma kumandanı, tapu müdürü ve sair hükumet erkânı, Hataydaki muhtelif unsurlan Türkler ve Ce nevre anlaşması aleyhine kıyama tahrik için olanca gayretlerini sarfettikleri halde cebren dükkânları kapamaktan başka bir şey pamadılar. Bunlar nıhayet sınsı emellerine muvaffak olamayınca maskeyi atıp doğrudan doğruya hareket geçmişlerdir. Kendilerinin muhakkak bir hâdıse çıkarmak kararında olduklannı sezen Türk heyeti mümessilesi bundan üç gün evvel delege vasıtasile Âli Komisere müracaatle vaziyeti anlatmış, bitaraf yerli bir otorite tesisini istemişlerdir. Hırslarını yenemiyen Suriye hükumeti elemanlan en nihayet azkalsın kan dökülmesile neticelenecek bir harekette bulunmuşlardır. Hâdise şudur: Affı umumî dolayısile serbest bırakı lan mahpuslannı almak üzere hapisaneye giden bir Türk kafilesi Asabetülkavmiye Eski Alman Başvekili Brünnig, mem leketinden tarde dildikten sonra bir müddet muhtelif Avrupa ş«hirlerin de dolaşmış ve ni hayet Amerikanın ismindeki kulübün önünden geçerken De Harvard Üniversi mirgömlekliler ve sair hükumet adamla rından mürekkeb bir kalabalık tarafından tesinde bir profe sörlüğe tayin. edil taş ve sopa hücumuna maruz kalmış, bi miştir. kaç Türk ağır surette yaralanmıştır. Bu Paris Soir gazeDoktor Brunnig barbarca tecavüz hâdisesi bir anda tek tesinin NewYork muhabiri, sabık Başmil Hataya yayılmış, halk arasmda fev vekille yaptığı bir mülâkatı anlatıyor kalâde infial ve heyecan uyandırmıştır ve diyor ki: «Bundan altı sene evvel, Başvekil Halk mümessillerinin teskin edici tedbir Brünnig'i, Berlinde Radziwil sarayında leri sayesinde umumî bir vak'anın önü alınmıştır. Meselenin vahim neticelere ilk defa olarak gördüğüm o güneşli ikindi vaktini hiç unutamam. Brünnig, müncer olacağmı kestiren Fransa hüku meti dün saat dörtte resmen idarei aske o tarihte kudretli bir şahsiyetti. Bir sözle. 60 milyon insanı ayağa kaldırabilirdi. riye ilân etmiştir. Mütecavizlerin güttük Almanya işlerini büyük bir kudret ve leri gaye; hâdiseler çıkararak guya Ha nüfuzla idare ediyordu. Bir dediği iki taydaki anasır Cenevreyi protesto edi • olmuyordu. Harb sonrası Almanyasın yormuş, Türklerle ekalliyetler arasmda da demokrasinin şampiyonu olmuştu. ihtilâf varmış gibi göstermek, ayni za Fransayı ziyaret edip Laval ve Briand'la manda haricde hoşlanna gitmiyen bay görüştüğü zaman, bütün dünya, Almanya ile diğer devletlerin meşru bir elram hazırlıklarını durdurmaktır. birliği yapacaklarmı ve endişe içinde Halk mümessillerinden Samih Azm puyan olan Avrupa için yeni bir de ile Abdullah Mürsel Adanaya gelerek vir açılacağını zannetmişti. bir gün kaldıktan sonra Antakyaya dönİki sene şeref ve iktidar mevkiini mumüşlerdir. Antakyada yobaz hoca Ze hafaza eden bu adam, bugün herkesten keriyya bir hiç yüzünden Kâzım admda farksız her hangi bir kimsedir. Yaşa mak, çalışmak, kendine bir vaziyet habir genci tabanca ile öldürmüstür. zırlamak, yarını düşünmek mecburiyetindedir. Negüs, Cambridge'de nutuk Alelâde muzır bir insan gibi memle söyliyecek ketinden kovulan, varı yoğu elinden aLondra 5 (A.A.) Önümüzdeki per lınan, hatta şerefi ve haysiyeti lekedar şembe günü, Negüs, minyatür halinde edilmek istenen eski Alman Başvekili Brünnig, Almanyadan ayrıldıktan sonbir parlamento demek olan Cambridge ra, her şeyden evvel geçinme derdine Üniversitesi meclisinin riyaset divanı düşmüştü. Birçok memleketleri dolaştı, intihabatı dolayısile üniversitenin misa birçok hükumet merkezlerinde teşeb firi olacaktır. Cambridge cemiyetinin büslerde bulundu. Fakat, insan, sabık daimî azası olan cNegüs» bu toplantıda bir Başvekil, felsefe doktoru ve iktısad doktoru da olsa, memleketinden uzakfransızca bir nutuk söyliyecek, bunu ta iş aramak zaruretinde kalmca, bütün müteakib de Noel Baker'le Titulesco a bu sıfatlar büyük bir kıymet ifade et rasında kollektif emniyet mevzu» etra miyor. fında ingilizce bir münakaşa cereyan Nihayet, Brünnig, günün birinde Amerikaya gitmeğe karar verdi. Orada edecektir. bir iş bulabileceğini, kendisine bir istikValiler arasmda değişiklik bal hazırlıyacağını ümid ediyordu. T3u Ankara 5 (Telefonla) Valiler ara ümidi tamamen değilse de kısmen ta sında değişiklikler yapan liste, bugün hakkuk etti. NewYork kollejinde seri lerde çıkmak üzeredir. Öğrendiğime gö halinde konferanslar vermek suretile biraz para kazanmağa muvaffak oldu. re, İstanbul Belediye Reis muavini Nuri Hatta, Amerika Üniversitelerinden biRize Valiliğine tayin edilmektedir. rinde inhilâl edecek ilk kürsünün kenÇanakkale, Trabzon ve Maraş VaLHik disine verileceği vadini de almıştı. lerine Mülkiye müfettişlerinden bazı Filhakika, bir müddet sonra meşhur Harvard Üniversitesinde açılan iktısad larının tayinleri teklif edilmiştir. kürsüsü profesörlüğüne talib oldu ve Portekizde ihtilâl çıkmamış bu vazifeye tayin edildi. Lizbon 5 (A.A.) Portekizde bir ihBrünnig'in bugün bu profesörlükten aldığı maaş senede 240,000 frank kadartilâl çıktığı hakkında ecnebi memleketlerde dolaşan şayialar kat'iyetle tekzib dır ve iyi bir paradır. M. Brünnig, eski esmini değiştirmiş, doktor Anderson aedilmektedir. dını kullanmağa başlamıştır. Lizbon ve bütün memlekette tam bir Doktor Anderson'u, Von Hinden sükunet hüküm sürmektedir. burg'un bu sabık Başvekilini çok değişmiş buldum. Gözünde hâlâ eski biçimdeki gözlüğünü taşıyan sabık M. Brünnig, oldukça fakirane giyinmişti. Fakat, onun bu eskimiş esvablan, başmdaki mölon şapkası, Üniversitenin zengin taebesinde, bu yeni profesöre karşı bü ş'ük bir sempati uyandırmıştı. Sabık Başvekil bana: Doktor Anderson, Başvekil Brün nig'in lâfını bile etmek taraftan değildir, dedi. Sordum: Derslerinizde, Alman milletinden, harbdenberi Almanyada cereyan eden siyasî hâdiselerden ve bunlann dünya daki akislerinden bahsedecek misiniz? Bu husustaki bütün fikirlerimi, geçen sene verdiğim konferanslarda söyledim. Bundan böyle, iki sene Baş vekilliğini yaptığım memleketimle ar tık meşgul olmak istemiyorum. Tek rar profesörlük mesleğine avdet ettım ve bu vazifemi vakarla ifa etmek istiyorum. Bundan sonra Başvekil Brünnig değil, profesör doktor M. Anderson'um. Siyasî faaliyetimi unuttum.» Profesör olan eski Başvekil Hariciye Vekilimiz Bükreste Bükreş 5 (A.A.) Türkiye Dış Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras saat 12,30 da Viyanadan buraya gelmiş ve istas yonda Hariciye Nazınn Antonesco ile Türkiye elçisi Suphi Tanrıöver ve elçilik erkânı, Balkan Antantı elçileri, ve Hariciye direktörleri tarafından karşılanmış tır. Zagrebde Davis kupası maçları Zagreb 5 (A.A.) Dün öğleden sonra 3,000 kişiyi mütecaviz bir seyirci kütlesinin önünde Yugoslavya ile ce nubî Afrika arasında Davis kupası için tenis tasfiye maçları yapılmıştır. İlk maçta Palada Yugoslavya ile Farque Harsson Cenubî Afrika , ikinci maçta da Puncek Yugoslavya i!e Kirby Cenubî Afrika karşılaşmışlardır. Yugoslavyalı oyuncular, maçların ikisini de kazanmışlardır. Palada 3/6, 3/6, 6/3. 6/0, 6/3 ile ve Puncek te 6/1, 0/6, 3/6, 6/2 ve 6/4 le galıb gelmiştir. Hamidiye dün Pireye vardı Dost Yunan bahriyesi samimî bir istikbal yaptı Atina 5 (Hususî) Türk deniz harb talebesinin râkib olduğu Hamidiye mekteb gemisi bu sabah Faler limanına geldi. Hamidiye top atarak limanı selâmladı. Yunan deniz mekteb gemisi Aris de mukabil toplar atarak Hamidiyeyi sclâmladı. Bu arada Hamidiye kumandan ve zabitlerine mihmandar tayin edilen Yunan zabitlerile Pire'deki Türkiye konsolosluğu memurları gemiye girdiler. Öğleden sonra Hamidiye kumandanı île yüksek zabitleri saraya giderek defteri mahsusu imza ettiler ve Türkiye elçisi Ruşen Eşref Ünaydınla Yunan Deniz Müsteşan Papavasiliu'u ve deniz Erkânıharbiye Reisi Amiral Sakelariu'yu ziyaret ettiler. Akşam Glifada'da Deniz Müsteşan tarafmdan Hamidiye kumandan ve zabitleri şerefine bir ziyafet verildi. Ziyafet esnasmda iki taraftan da TürkYunan dostluğunun samimiyetini tebarüz «ttiren nutuklar söylendi. Dost Yunanlılar Türk denizcilerini pek hararetli bir surette alkışlamaktadır lar. Evvelki gün Ankarayı basan seller Şehir temizleniyor, zayiat yok Ankara 5 (Telefonla) Dünkü müthiş sellerin, şuraya buraya yığdığı kum ve çamurların temizlenmesine bugün de devam edildi. Seller, dün de bildirdiğim gibi, şehrin muhtehf kısımlarında, bir çok evlerin bodrum katlarını kaplamış, bazı kaldırım taşlarım sökmüş ve bir iki ağacı sürüklemişse de, mühim hiçbir zayiata sebeb olmamıştır. Bir anda sular içinde kalıp da kurtarılanlar vardır, fakat yaralanan veya ölen yoktur. Bu şiddetli ve devamlı sağnak esnasında Ankara zabıtasile, İtfaiyenin çalışmaları da umumî bir takdir uyandırmıştır. Nezafet amelesi de su içinde çalışarak cad delerdeki menfezleri açmışlardır. fskele ve rıhtım ücretleri Ankara 5 (Telefonla) İktısad Ve kâletince hazırlanan iskele ve rıhtım ücretleri tarifesi bugün tatbik mevküne girdi. Bu tarifede yazılı resimlerden başka, mahallî idareler veya bunlann memurları tarafından müruriye işleri için hiçbir namla başka para alınamıyacaktır. Paris postanesinde bir infilâk Paris 5 (A.A.) Bir kıiçük paket postanede damgalanırken infilâk etmiş ve memurun elleri ve yüzü hafif surette yaralanmıştır. Bir şaka yapılmak ıstendiği anlaşılmıştır. Alman Hariciye Nazınnın seyahati Bir Bulgar gazetesi mühim bir makale neşretti Sofya (Hususî) Alman Hariciye Nazın von Neurath'ın Sofya ziyaretleri münasebetile Slovo gazetesi şu başmakaleyi neşretmektedir: «Son aylar zarfında Avrupada dip lomasî faaliyet çok artmıştır. Balkanlar, Avrupanın nazik bir mevkiinde bulunduğu için gayet tabiî olarak bu faaliyet Balkanlara da dokunmaktadır. Baron von Neurath'ın şimdıki seyahatinin ga yesi daha ziyade yerinde tetkikat yap maktır. Bu seyahatin başka bir gayesi yoktur, çünkü henüz daha hiçbir mem leket kendisini muayyen bir grupa bağlamağa cesaret edememektedir. Bir harb bütün Avrupa için felâket olacağından bu diplomasî görüşme ve müzakereler uzun zaman devam edecektir. Von Neurath gayet tabiî olarak Bulgaristanda çok samimî bir hissi kabul görecektir. Çünkü Bulgaristanla Almanya birbirine an'anevî bir dostlukla bağlıdır. Bu dostluk Harbi Umumide doğdu ve ondan sonra da devam etti. Diğer taraftan müstakbel siyasî kombinezonlarda Bulgaristana da bir mevki ve ehemmiyet verilmesi gayet tabiî olarak bizi fazlasile sevindirmektedir.» Romanya Veliahdinin Varşova ziyareti Hamidiye Korfoya da gtdiyor Atina 5 (Hususî) Korfo adası liman riyaseti Türk deniz mekteb gemisi Hamidiyenin ayın 10 unda Korfo limanmı ziyaret ederek bir gün orada kalacağını tebliğ etmiştir. Korfolular da Türk denizcilerine samimî bir istikbal hazırlamaktadır. t Türk • Japon ticaret muahedesinin esasları PEYAM1 SAFA /Ankara 5 (A.A.) Bize verilen malumata göre, 22 mayıs 937 tarihinde Ankarada imza edilmiş olan Türk Japon ticaret muakevelesi imzası tarihinden itibaren bir sene müddetle merıyet mev kiinde kalacaktır. Bu müddetin bitmesinden dört ay evvel feshi ihbar edilmediği takdirde anlaşma ayni müddetler için kendiliğinden uzatılacaktır. Bu anlaşma mal takası ese^ına müsteniddir ve takaslar sif kıymetler üzerinden yapılacaktır. Japonyaya sif 100 kıymetinde Türkiye menşeli mal ihracma mukabil Japonya dan sif 95 kıymetinde mal ithal edilecektir. Mütebaki 5 de serbest döviz olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası emrine verilecektir. Türkiye menşeli mallar Japonyaya mezkur memlekette halen mer'î ahkâma tevfikan ithal olunacaktır. Anlaşmaya bağlı iki liste vardır. Birinci Iiste, Türkiyeye serbest sokulacak Japon mallarını, ikinci liste Japonyaya verilen kontenjanları ihtiva etmektedir. Bundan başka Japon anilleri umumî ithalât rejimimiz hükümlerinden de isti feda edecektir. Almanya ile Italya arasında ittifak yapılmamış Roma 5 (A.A.) Salâhiyettar mahfiller, Almanya ile İtalya arasmda te dafüî bir ittifak akdedileceği hakkında ecnebi memleketlerde neşredilen haberleri tekzib etmektedirler. Bu mahfiller. Giornale d'İtalia gazetesinde çıkan Gayda'nm bir makalesinin ecnebi memle ketlerde yanlış tefsir edilmesi neticesinde bu haberlerin dolaşmağa başladığını ilâve etmektedirler. Rumen Veliahdi Prens Michel Varşovaya giderek siyasî bir ziyaret yapmıştır. Fotografta görülenler soldan itibaren Mareşal RydzSmigly, Reisicumhur Moscicki, Prens Michel ve Hariciye Nazın miralay Beck'tir. Cenubî Afrika ve Almanya Mandater hükumet taahhüdlerini ifa etmiyormuş Berlin 5 (A.A.) Bu sabahki Alman gazeteleri, müttefikan, cenubî Afrika •irliği hükumetini ve bu hükumeti Alman garb Afrikasında Germanizmi tahrib etmekle itham eylemektedir. Gazeteler, Pretoria hükumetinin, mandater devlet taahhüdlerini ihlâl etmekte ol duğunu bildirmektedir. Zira, hükumet, Almanların siyasî faaliyetlerini tahdid eden ve cemiyet kurma haklarını kısan tedbirlere karşı cenubî Afrika birliği Almanların ve^diği istldayı Milletler Cemiyetine havale etmekten imtina etmektedir. Atinanın mütaleası Atina 5 (Hususî) Almanya Ha riciye Nazırı von Neurath'ın BelgradY ziyaretini buranın siyasî mahfilleri sırf bir eseri nezaket oîarak telâkki etmekte ve bu ziyaret esnasında hiçbir itilâf imza edilmiyeceğini söylemektedirler. Ayni mahfeller Almanyanın Yugoslavyaya gösterdiği bu hususiyetin Yugoslavyaya ihrac edilen Alman eşyasile alâkadar ol Fransada bahşiş usulü duğunu ve bütün diğer büyük devletlerle kaldırıldı ' Paris 5 (A.A.) Parlamento 265 reye olduğu gibi Almanya ile Yugoslavya akarşı 267 reyle bahşişlerin kaldırılması rasmdaki mün*sebetlerin pek normal butıı kabul etmiştir, lunduğunu ileriye sürmektedirler. '