CUMHLHÎYET 5 Haziran 1937 bayramı Anasınuı verdiği ekmeği avuçlıyarak di$lerken, öbür elile küçük küfeyi arkasma geçiriyordu. Ayşe abla, kulübenin kapiBinda durarak oğlunun arkasından, o yolun köşesinde kayboluncıya kadar baktı: Tanrım hayırlı müşteri vere... Oglanın arada bir kesilerek gcne başlıyan şarkısı uzaklaşınca, içeri girdi. Küfeci Ali, dokuz yaşmdaydı. Yamah kısa pantolonu iki askile omuzlanndan asılıydı. Kırmızılı, yeşilli pazenden mintanı üç beş yerinden yırtıktı. Çıplak ayaklarmm topukları nasırlaşmış, taşa, çamura, dikene basarken duymuyor, asfalt üzerinde, yumuşak pa buçlarla gezer gibi, aldınş etmeden yürüyordu. Her giinkü gibi, hem ekmek yiyor, hem şarkı söyliyerek çarşıya dogru yü rüyordu. Vakit erkendi, dükkânlar yeni açılıyor, çıraklar kapı önlerini süpürür ken, dükkân sahibleri içerden sebzeleri taşıyor, ön tarafa yerleştiriyorlardı. Küfeci Ali. o dükkânın kapısından öbürii ne koşuyor, dükkâncılarla konuşuyordu: Veli amca, senin müşterini bugün bana ver. Bay Hasan, Abdullahı kayı nyor; hep onunla iş görüyor. Onun ba bası var, benim yok. Ben anamı bakıyorum. O, kazancmı tütüne, rakıya harcıyor... Veli Amca, Aliye bakmadan cevab verdi: Sen buralardan uzaklaşma, şimdi ahçı Mehmed gelir. Bugün alış veriş günü. Onun yükünü taşırsın... Sağol amca!.. Biraz sonra ahçı Mehmed gelmiş, kilolarla sebze almış, küçük Alinin küfesi dolmuştu. Ahçı Mehmed önde, küfeci Ali arkada yürüyorlardı. Yükün çeke mediği kadar ağır olması, alnm boncuk gibi terlemesi Aliyi yıldırmıyordu. On kuruşu haketmişti. Siftah iyi olmuştu. îçinden Veli amcaya dua ediyordu. Uzun uzun yürüdüler. Ahçı Mehmed, büyük bir evin kapısında durdu; kapıyı anahtarla açarak içeri girdi: Getir ulan!. Ali, iki büklüm onun arkasından yürüdü. Beş on basamak merdiveni zorluk]a tırmandı. Mutfağm kapısında küfeyi îndirdi. Ahçı sebzeleri boşalttı. Cebinden bir bronz yüzlük çıkararak Aliye uzattı: Al ulan!.. Küfeci Ali, şaşırdı. On kuruş yerine yüz para, bu olacak iş değildi: Mehmed amca, yol uzak, yük agır, bu para azdır. Hakkım on kuruştur... Haydi ulan it!.. Yapma be amca günahtır!.. Haydi defol beni günaha sokma!.. Küfeci Ali daha çok durursa, para yerine dayak yiyeceğini anlıyarak merdivenleri indi. Sokağa çıktı. Gözlerinden yaşlar sızıyordu. Bütün keyfi kaçmıştı. Burnunu çekerek yürüyordu. Birden duraladı. Başlarında beyaz kurdelâlar, ayaklarında beyaz çorap, beyaz pabuçlar bir sürü küçük kız, koşarak geliyorlardı. Hepsinin yüzü gülüyor, şarkı söylüyorlar, sıçnyor, birbirine takılıyordu. Küfecî Ali, durarak onlara baktı. Küçük kızlar, büyük bir evin kapısına birikmişlerdi. Ali meraklanmıştı. Daya namryarak yanlanna gitti: Niye süslendiniz böyle? Bayram mı var? Küçük kızlar gülüştüler. tçlerinden biri ö'ne atıldı: Bayram ya!.. Küfeci Ali, avcunun ucile gözlerin deki yaşları, kolunun kenarile burnunu sildi: Hadi be alay etmeyin! Bilmez miyim ben? Ne şeker bayramı, ne de kurban bayramı... Şeker bayramı olsa şekerciler kalabalık olur, kurban bayramı olsa, anam evde et pişirir bana... Küçük kızlar şaşalamışlardı. Demek ki bu küçük küfecinin kendi bayramından haberi yoktu. Ona, bunu söylemek isti yorlar. Fakat, tuhaf bir çekingenlik o isteğin önüne geçiyordu. Nihayet içlerinden biri: Sen bilmiyor musun? dedi. Neyi? Bugün yirmi üç nîsan. Kamutayın açılışı, hem de çocuk bayramı..« Ali, Kamutaydan birşey anlamamış, çocuk bayramı sözü zihnini çelmişti: Çocuk bayramı ne ki? Küçük kızlar ona anlatacaklardı. Fakat, evin içinden gelen bir zil sesi, hepsini içeri çekti. Küfeci Ali, şaşkın yol ortasında kalmıştı. Aklına, hakkını yiyen ahçı Mehmed geldi. T a yüreğinden taşan acıyla, ona indi: Hey yarabbi, mubarek bayram şerefine, ahçı Mehmedin cezasmı ver!.. Tekrar yürümeğe başladı. Kendini iskele meydanmda bulunca şaşırdı, ta nerelerden gelmişti. Çocuk!.. Çocuk!.. Küfeci!.. Küfeci Ali, sıçnyarak seğirtti. Kendisini çağıran beyaz saçlı, kırmızı yüzlü, çarpık vücudlü adamm yanına koştu: Buyur bayım!.. Beyaz saçlı adam, halinden umulmıyan tatlı bir sesle: Evlâd! dedi. Sana yirmi beş kuruş var. Şunlan küfeye yükliyeceğiz. Benimle beraber gezeceksin!.. Yirmi beş kuruş sözü Aliye çılgın bir sevinc vermişti: Peki bayım gezeriz... Öyleyse dön arkanı şunlan yük liyeyim... Küfeci Ali, arkasını döndü. Beyaz saçlı adam, yerde yığıh duran, üstü ço cuk resimli bir sürü gazeteyi onun küfesi içine yerleştirdi. Bu seferki yük, ahçı Mehmedin yükünden daha ağırdı, ağırdı amma yirmi beşliği alacaktı. Beyaz saçlı adam önde, o arkada kapı kapı geziyorlar, her kapıdan ayrıldıkça Alinin yükü biraz hafifliyordu. Beyaz saçlı adam, koltuğunun altın dan bir gazete, bir de küfeden alarak müşterilerine veriyordu. Saatlerce dolaştılar. Beyaz saçlı adamın koltuğunun altındaki cüzdanda, Alinin küfesinde çocuk resimli gazeteler tükenmişti. Ali, cebin den para çıkaran adama bakarken, o da tamam vermiyecek diye korktu. Fakat beyaz saçlı adam yirmi beşliği onun avcuna verince, Ali sevincle bağırdı: Sağ ol bayım... Artık çahşmağa Iüzum kalmamıştı. Koşarak evinin yolunu tuttu. Anası, dört saat önce evden çıkan oglunu karşısında görünce şaşırdı: Neye erken döndün oğlum... Ali soluk soluğa anasına yaklaştı. Avcundaki yirmi beşlikle, yüz parayı uzatarak bağırdı: Ana, bugün çocukların bayramı varmış! Ben onların resimli kâgıdlarmı taşıdım. Bu parayı aldım. Anası, sevincle oğlunu bağnna bastı: Al yüzlüğü, git sen de bayram et oğlum... Bibliyoğrafya O Zamanlar Cumhuriyet Basımevi îstanbul 1937 Fiatı 100 kuruş «O Zamanlar». îsmail Habibin 1920 ile 1923 seneleri arasında yazdığı yazı lardır. «Buna O Zamanlar denmesi kıymetinin yazılarda değil, yazılan zaman larda görülmesindendir» diyen İsmail Habib yazılarınm kıymetinin naklettiği zamanla mütenasib olduğunu bilmezlik «Balkan memleketleri Iskandinavlaşacaklar» Hariciye Vekilimizle yapılan bir mülâkat «Balkanlılar tarihte ilk defa kendi rıza ve ihtiyarlarile birleşmişlerdir» zasından daha evvel Hariciye Vekilimiz Türkiye ile akdettiği Tevfik Rüştü Arasla Isdostluk muahedeleri gibi kandinav gazetecilerin muahedeler akdedeceği den Alfred Joachim beklenir. Fischer bir mülâkat yapmıştır. Bu mülâkatın en Bunlann akdile Bulmühim ve şayanı dıkkat garistana da bilfiil Balnoktalarını aynen naklekan Anlaşması kadrosudiyoruz: na girmiş nazarile bakılabilir.» Yüz senedenberi bü tün dünya, Balkanlan Balkan milletleri aradaima tüten bir şuriş osmdaki sıkı münasebatın cağı ve Avrupamn ebedî hususî bir alâmeti, Selâharb tehlikesi membaı onikte Büyük Türk Halarak görmeği itiyad elâskârı ve Yunanlılann Hariciye Vekilimiz doktor dinmiştir. eski muzaffer hasmı Tevfik Rüştü Aras Isviçrede her birinin Atatürkün doğduğu eve ayrı lisanı bulunan üç muhtelif millet be konulan kitabe olduğunu hatırlata raberce sükun içinde yaşadıkları ve İsviç rak Türkiye ile Yunanistan arasındaki re iktısad ve hars noktasından son derece an'anevî husumetin nihayet bulması Türinkişaf bulduğu halde emperyalist emel kiyenin haricî siyasetinin en mühim muler ve yekdiğerini velyeden Balkan harb vaffakiyeti olduğunu kaydettim. leri bu yarımadadaki devletlerin huzur iVe sözüme devamla dedim ki: çinde inkişaf bulmalanna ve muntazam « Bir tehlıke membamı ebedî olabir surette terakki etmelerine engel olmuş rak kapatan Milân'daki görüşmeleri tur. dünya memnuniyet ve sevincle takib et Bu vaziyetin esaslı bir surette değişme mişti...y si geçen yirmi senelik zamanda vukubul Şimdiden malum olduğu veçhile muştur. Milân görüşmelerile yaratılan hava iyi Bu büyük sulh binasının en mühim dostluk ve komşuluk münasebahnın tesimimarlarından biri Dr. Rüştü Aras olup sinde kendisini göstermiştir. Milâno müAtatürkün kurduğu dâhiyane plânına tev lâkatı mes'ud bir hâdisedir. Her iki tafikan on dört sene bu binanın taşım taşı tafta dahi aradaki dostane ve iyi komşuüzerine koymuştur. Bu müddet zarfında luk münasebatını sağlamlaştırmak için dığer rejimler hariciye nazırlarını birçok kuvvetli bir irade ve arzu mevcuddur.: defa değiştirdikleri halde Atatürk mu Türkiye haricî politikaya aid bü vaffakiyetli Hariciye Vekilini makamm tün muvaffakiyetlerini Milletler Cemiyeda muhafaza etmiştir. tile teşriki mesai sayesinde elde etmiştir. Bugün Dr. Rüştü Aras Avrupamn en Her türlü ihtilâflann bu yolda halledileski Hariciye Nazındır. Beynelmilel â mesini doğru bulmaz mısınız ekselâns? lemde o kadar sevilmektedir ki diğerleri Milletler Cemiyetini tanıyan her tarafından fedakârlık yapılmasını istedi devletin diğer devletlerle olan ihtilâflanği zaman bile sözleri alkışlanmaktadır. nı ya kendi aralarındaki müzakereler, yaDr. Rüştü Aras verdiği mülâkatta hud Milletler Cemiyeti vasıtasile halletBalkanlar için cihansümul ehemmiyeti mesi kendisinin manevî bir borcudur. haiz söyle bir formül bulmuştur: Lâkin bu sözlerle Milletler Cemiyeti«Balkan milletleri İskandinavyahlaşa nın her ihtilâfı halledebilecek derecede caklardır.» olgun olduğunu söylemek istemiyorum. Bu siyasî düsturun yerine gelece Küçük ve büyük devletlerin birçoğu hâğine Dr. Rüştü Arasın şahsiyeti bir za lâ bu müessesenm azası bulunmuyorlar. mândır. Milletler Cemiyetinin her ihtilâfı iyi Boğazlar .Konferansında ve Sancak lik yolile hal ve tesviyeye muktedir olameselesinde Türkiyenin kazandığı mu cak derecede kuvvet bulması herkesin ve vaffakiyetler Dr. Rüştü Arasın diplo bahusus bizim en büyük emelimizdir.r masi sıfat ve meharetinin beynelmilel bir « Ekselâns, Milletler Cemiyetine delilini teşkil etmektedir. Bütün dünya karşı iki tarafın beslediği müşterek sadayeni Türkiyenin dahilî umran ve terakki katin Türkiye ile Ingilterenin birbirle sini ve mütemerkiz bir iradenin çöl orta rıne yakmlaşmalarına yardım etmiş ol sında bile neler yaratabileceğini isbat e duğunu zanneder misiniz? den modern devlet merkezi Ankarayı Şüphesiz iki tarafın bu tavır ve tam bir hayranhkla seyrediyor. hareketi, iki devletin yakmlaşmasına Bu eserlerin meydana gelmesinde yo hizmet eden sebeblerin sırası içinderulmaz ve fedakârane iş birliğinin de mü dir. him bir hissesi bulunduğu aşikârdır. Tür Ekselâns, Sancak meselesinin kiyenin haricî politikasının yürüdüğü halli suretinden çok memnun kaldınız yolun mes'udane olması Atatürkün şümi: mullü ve büsbütün yeni ıslahatını kolay Milletler Cemiyerindeki nutkum laştırmıştır. da memnuniyetimi açık olarak ifade etDr. Rüştü Aras eski münasebetleri demiş tim. rinleştirmek ve yenilerini tesis etmek üze Ekselâns, İskandinavya devletlere ekseriya ecnebi payitahtlannda bulurine karşı Türkiyenin vaziyetini ten\ir nur. Bu devamlı şahsî temasları yeni Türkiye cihan politikası orkestrasında etmenizi rica etmeğe cesaret edebilir mioynadığı mühim role medyundur ki bu yim?" Bu suale şu cevabı aldım: Muhtelif vesilelerle müteaddid defa Balkan memleketlerile şimalî Av rupa devletleri arasında dostluk tesisi lüzumuna işaret etmiştim. Bu münasebet ledir ki Balkan memleketlerinin «Iskandinavlaşması» tabirini kullandım. İskandinavya memleketlerini ziyaret için bir fırsat zuhurunda bu seyahati büyük bir merrmuniyetle yapacağım. Bu yolda İskandinavya'daki dostlanma dahi vaidde bulunmuştum.» Alfred Joachim Fischer RADVO (^ Bu akşamki program J İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 son 18,30 plâkla daas musikisi 10,30 konferans: Dr. Prof. Fahreddin Kerim tarafından (Irade ve telkm) 20,00 Pasıl saz heyeti 20,30 Öraer Rıza tarafından arabca söylev 20,45 Fasıl saz heyeti (Saat ayarı) 21,15 ORKESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı22,30 plâ'ila sololar, opera ve operet par çaları 23,00 son. VİYANA: 19,05 halk şarkılaruıı öğrenelim! 1S,35 bir aylık haberler 20,05 spor, hava ve saire 20,35 EĞLENCELİ KONSER 21,30 EĞLENCELİ KONSER 22,50 MUSİKİ VB ŞAN 23,15 muhtelif haberler 23,25 DANS MUSIKISİ. BERLIN: 17,05 KARIŞIK MELODİLER 19,05 radyo piyesi 20,05 gıinün akl^leri 20,25 Pİ * YANO KONSERİ 21,05 haberler 21,15 MUSİKİ 23,05 spor, haberler ve saire 23,35 dans musikisi. PEŞTE: 18,05 KONSER 19,05 hikâye 19,35 ORKESTRA KONSERİ 20,50 piyes 22,25 ÇINGENE ORKESTRASI 23.45 ORKES TRA KONSERİ 1,10 son haberler. BUKREŞ: 18,05 ASKERÎ BANDO 19,05 komişma ve saire 19,15 ORKESTRA KONSERİ 20,35 MUSİKİ 21,05 mektub kutusu21,20 CAZBAND TAKIMI 22,35 haberler ve saire 22,50 GECE KONSERİ 23,50 fransızca ve almanca haberler 24 son haberler. BELGRAD: 19,05 MUHTELİF ŞARKILAR 20,35 ulusal yaym 20,55 KONSER 21,35 haberler 21,45 Sırb gecesi 23,05 haberler 23,25 MUSİKİ 24,05 DANS MUSİKİSİ LONDRA: 18,05 çocukların zamanı 19,05 radyo revüsü 20,05 muhtelif haberler, spor ve saire 20 35 PİYANO KONSERİ 21,25 hikâye 22,05 ORKESTRA KONSERİ 23,05 spor, konuşma, haberler ve saire 23,30 DANS ORKESTRASI. PARIS [P.T.T.]: 17.35 SENFONİK ORKESTRA 19,35 haberler 20,05 PİYANO VE KEMAN KONSERİ 20.28 hava, haberler 21,05 EĞLENCELİ YAYIN 21,30 OPERA YAYINI 23,35 haberler, hava. ROMA: 18,20 DANS MUSİKİSİ 18,55 karışık yaym* 22,05 MUSİKTLİ YAYIN, istirahat esnasrnda konuşma, haberler, hava ve saire. «O Zamanlar» m güzide muharriri İsmaü Habib CAHİD UÇUK Lubliana sergisi On yedinci beynelmilel ilkbahar sergisi, bu sene Yugoslavyada 5 haziranda açılacak ve 14 hazirana kadar devam edecektir. Mütenevvi sanayi mamulâtının teşhir edileceği bu sergide bir av meşheri de bulunacak, buna bir de av hayvanatına mahsus bir hayvanat bahçesi ilâve edilecektir. Aynca küçük hayvanatın teşhir edileceği bir sergi ile bir de nümune meyva bahçesi vardır. Yugoslav trenleri, sergiye iştirak etmek istiyenler için yüzde elli nisbetinde fiat tenzilâtı yapmıştır. Sergi Lubliana şehrinde açılacaktır. Amerikada grev facîaları Amerikada vakit vakit pathyan amele grevleri bazan kanlı hâdiselere de sebebiyet vermektedir. Yukarıki fotoğraf Kaliforniya konserve amelelerinin grevinde polisle işçi arasmdaki musademeleri göstermektedir. ten geliyor. Buna imkân var mı? «O Zamanlar» yani «Millî Mücadele» ve tİstiklâl Savaşı» gibi adlarla anılan bu üç, dört senelik zaman, içinde yaşıyanlar için olduğu gibi, yakmdan temas edenler için de çok füsunlü bir zamandır. Türk milletinin ölümden kurtarılması ve bir daha ölmiyecek kudrete gelmesi bu zamanlarda olmuştur. Zamanla her halde bu ulvi menkıbeye lâyık destan vücude getirilecektir. Bugün biz bunun cO zamanlar» yazılan parçalarını okumakla iktifa ederiz. Yeter ki yazılar İsmail Habibinkiler değerinde olsun. Mademki o günleri yaşadık, o günlerin heyecanlarını tattık ve o günlerin hazırladığı gururla göğüslerimiz kabarıyor, bu hislerimizi değersiz yazılarla külliyemeyiz. îsmail Habib, bunları gündelik gazete sahifelerinin erişilmez derinliklerinden çıkarmış. Her halde çok yorulmuş olacak. Çünkü bizde, her hangi bir devre aid olursa olsun, tam bir koleksiyon, bir gazete koleksiyonu bulmamn ne derecede müşkül olduğunu yakinen biliriz. Onun için cBu yazılan beni o zamanlara erdirmiş ve o zamanların içinde yaşatmış olan talihime şükrederek topladım» diyen îsmail Habibe iki suretle de hak veririz ve teşekkürler ederiz. Kitabm birinci kısmı «Sakaryadan önce» başlığı altmda toplanan 16 yazı dan ibarettir. Hepsi o zamanlar Balıkesirde çıkan «İzmire Doğru» ve Kasta monuda çıkan «Açık Söz» gazetelerin den almmış. İkinci kısrm, cBüyük zafere kadar» başlığı altında toplanan «Açık Söz», «Yeni Gün» gazetelerinde çıkmış yazılarla «îzmir Yurdu» nun nüshai mahsusasmda çıkmış 18 yazıdan ibarettir. Üçüncü kısım, «Zaferden sonra» başlığı altmda toplanan 26 yazıdan ibarettir. Bütün bunlar «Yeni Gün» gazetesinin «Her gün bir düşünce» sütununda çıkmıştır. Dördüncü kısım, «Gazi ile Adana seyahati» başlığı altmda Atatürkün altı muhtelif nutkundan almmış parçalarla zenginleştirilmiş 11 yazıdan ibarettir. Hepsi de İsmail Habibin «Hakimiyeti Milliye» de çıkan seyahat intibalann dan alınmıştır. Kitab hakkmdaki bu umumî ve ihsaî malumata daha ne ilâve edeyim? Bun ları bilmek, müellifinin îsmail Habib olduğunu öğrenmek, kitabı her halde alıp okumak demektir. Okuyanlar da yalnız İsmail Habibin renkli üslubunu tatmış olmakla kalrm günkü mevkii bir büyük devlet derecesini yacaklar, meselâ «İki Bahar ve İki Gazi» bulmaktadır. adlı parçada olduğu gibi görüşünün doğBelgrad ve Bükreş görüşmelerînin aruluğuna da şahid olarak eserle bir kat kabinde yapılan bu mülâkatta ilk mevzuu daha alâkalanacaklardır. Balkan Misakı ve bunun ehemmiyeti teşkil etti. Dr. Rüştü Aras bu meseleyi şu Ford fabrikasının davası suretle izah etti: İki senedenberi İhtısas mahkemesinde « Balkan Anlaşması Milletler Ceduruşması yapılan Ford fabrikası gümmiyeti ruhunda vücude getirilen misaklarük resmi kaçakçılığınm davasma dün de devam edilmiştir. Bundan evvel bu nn bir parçasıdır. Milletler Cemiyeti esas işi tetkike memur edilen ehli vukufun misakında boyle misakların akdedileceği raporu dün okunmuş ve iki taraf da bu derpiş edilmiştir. Balkan Misakı mevziî hususta mütalealarım söylemişlerdir. ve coğrafî şeraite en uygun misakların biEhli vuktıf raporunda mevzu dava o rincisidir. lan 7 kamyonun çıkarılmasile hazine Tarihte ilk defa Balkan yanmadası nin zarara girmiyeceği beyan olunuyor Balkanlılar arasında taksim edilmiş ve du. Buna hazine vekili Nureddin itiraz ilk defa bu devletler kendi rıza ve ihtiederek ehli vukufun tetkikatına esas olarak şimdiki tarifeyi aldığını, halbuki yarlarile birleşmişlerdir. Tarihin geçen tarife maddelerinin o zamana nazaran asırlarında Balkan milletleri birbirlerinin değiştiğini bildirdi. Suçlu Ford fabrika hükmü altına girmişlerdi. Şimdi erişmiş sı vekili Sabri bu fıkre iştirak etmedi oldukları tam istiklâl son asırda Iskanğini söyledi. Müddeiumumî ise hazine dinavya devletlerinin mazhar olduğu inkivekilinin iddiasma iştirak ettL şafa pek müşabihtir. Finlândiya ile NorNeticede, hâkim, meselenin tetkiki i veç'in istiklâlleri bu asra tesadüf eylediğiiçin davayı başka güne bıraktı. ni hahrlatmak istiyorum. Bu suretle Avrupamn şimalinde dört ve cenubunda altı millet tam bir hürriyet kazanmıştır..< On ve yedi yaşlarında iki çocuğa ingi Ekselâns, Belgradla Sofya arasmlizce öğretecek, bakacak ve onlarla ge daki dostluk misakından sonra muayyen zip dolaşabilecek iyi referanslı bir mübir zaman zarfında Bulgaristanın Bal rebbiyeye lhtiyac vardır. Mektubla veya kan Misakına gireceğini zanneder misişifahen Cumhuriyet gazetesi idaresine niz?» müracaat olunur. Bulgaristanın yakın zamanda Yunanistan ve Romanya ile dahi evvelce Yugoslavya ile ve Balkan Misakının im,, NOBETÇI F.CZANELER Bu akşam şehrin muhtelif semtlerinde nobetçl olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Eminönünde (Besir Kemal), Beyazıdda (Cemil), Küçükpazarda (Yorgi), Eyübsultanda (Hikmet Atlamaz), Şehremlninde Samatyada (Teofilos), Şehzadebasında (İsmail Hakkı), Aksarayda (Sarim), Fenerde (Nâzım Sadık), Karagümrükte (Kemal), CEmiîyadi), Alemdarda (Sırrı Rasim) Bakırköyde (Hilâl). Beyoğlundakiler: İstiklâl caddesinde (Della Suda), Tepebaşmda (Kinyoli), Galatada (Hüseyin Hüsnü), Taksimde (Limonciyan), Şlşlide (Asım), Kasımpasada (Vasıf), Hasköyde (Barbut), Beşiktas.ta (AU Rıza), Sarıyerde (Osman). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda (Ahmediye). Kadıköyünde Pazaryolunda (Rifat), Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanaş). Ç YENİ ESERLER Faruk Nafiz ) Sühulet Kitabhanesi tarafından tertib ve neşredilmekte olan şöhretli edibler, şairler ve romancılar serisinden Faruk Nafize tahsis edilen cüzü de çıkmıştır. Bu cüzü'de şairin hayatı tahlil olunmuş ve eserlerinden birçok nümuneler verilmiştir. Çok tanınmış ve çck sevilmiş olan genc şairi biraz daha iyi tanımak için bu eseri okumak lâzımdır. Eser yirmi formadır., fiatı da takdirle haber verelim yirmi beş kuruştur. Açık teşekkür Yakacıkta vefat eden sevgili aile reisimiz (Hulusi Net) in cenaze merasimine gerek bizzat iştirak eden, gerek telgraf ve mektubla taziyette bulunan bütün dostlarımıza ve bilhassa o acı günümüzde yardımlannı gördüğümüz muhterem Yakacık halkma ayrı ayrı teşekküre teessürümüz mâni olduğundan bu şükran borcumuzun muhterem gazetenizle iblâğını dileriz. Oğlu Kardeşi Eşi Hilmi Net Zehra Akten Şükriye Net Narlıkapı Şafak Sinematı Bu akşam 21,15 te Tarzan geliyor Türkçe sözlü Londrada halka gaz maskesi dağıtılıyor Londra 4 (A.A.) İngiltere Dahiliye Müsteşarı, Avam Kamarasmda yaptığı bir beyanatta, halen sekiz milyon gaz maskesinin hazır bulunduğunu ve bunların lüzumunda derhal sivil ahaliye tevzi edileceğini bildirmiştir. Teşekkür Henüz on dokuz yaşınm ilk bahannda hayata gözlerini kapayan kıymetli yavrumuz Salâhaddin Nâsırın cenazesine bizzat iştirak edenlerle mektub, telgraf ve telefonla taziyette bulunan zevatı muhteremenin her birerlerine ayrı ayrı teşekküre acımız mâni olduğundan gazetenizin tavassutunu rica ederiz. Babası Rıdvan Nâsır, amcası Fethullah Nâsır, kardeşi Abdülhadi Nâsır İSLERİ Üsküdar Askerllk Şubesinden: 1 333 doğumluların ilk yoklamalarma 14 haziran 937 tarihinde başlanacağuıdan iş bu tariht«n itibaren her haftanm pazartesl, çarşamba ve cuma günleri saat 9 dan 12 ye ve öğleden sonra saat 13 ten 17 ye kadar devam olunacaktır. 2 İş bu doğumluların birer aded fotograflarile ve nüfus tezkerelerile birlikte şubeye müracaatlerl ve gelmedlklerl takdirde haklarmda kanunl muamelenin tatblk edileceği üân olunmr, Mîirebbiye aranıyor Yoklama TJ KALİENTE N f Ilâhiar Eğleniyor üsküdar Hâle sinemasi KARISI VE DAKTİLOSU ve ilâveten hergün 2,30 da VIYANA DONUSU