1 Mavıs 1937 CUMHURİYET SON TELEFON HABERLER TELGRAF Hfidiseler arasında v« TELSiZLE Konservatuar Koro honseri eçen sah akşamı Fransız tiyatrosunda Konservatuar tarafından verilen koro konseri, bizde garb musikisinin on, on be« sene evvelki halini düşünen ler için, büyük bir tekâmül safhasını gözönüne koyuyordu. Kaliteleri ve kabiliyetleri hangi derecelerde olursa olsun, kisa bir zamanda yabancı bir teknikle pişirilmiş, yabancı bir musiki disiplinine itaat ettirilmiş bir yığın genc kız ve erkek talebe, her sene biraz d^ha boy atan taptaze bir ses ormanı halinde, bize şaheserler din lettiler. Hiçbir ecnebiyi, bu milletin ve bu çocukların an'anesinde olmı yan bir musiki sislemini bu kadar kısa bir zamanda, bu kadar muvaffakiyetle benimsediğine inandıramayız. ATATÜRK ((Türkiye bir tali eseri olarak esatirî bir kahraman yaratmıştır)) IHEM NALINA MIHINA Ihtılâlciler Bilbao'ya 20 kilometre yaklaştılar Hükumet tayyareleri ihtilâlcilerin en büyük zırhhsmı batırdı Guernica cephesi 30 (A.A.) Havas Ajansının muhabiri bildırıyor: Guerinca'yı müdafaa etmekte ojan 13 milis taburu Bilbao'ya doğru kaçmışlardır. Asilerin mevzileri şimdi Bilbao'ya 20 kilornetroluk bir mesafede bulunmaktad.r. Biskaye cephesi 30 (A.A.) Ha vas ajansının muhabiri bildiriyor: Dün öğleden sonra Guernica'yı işga! eden asi kuvvetleri hiçbir mukavemete maruz kalmamışlardır. Şehir, tamamile harab olmuştur. lhtilâlcüerin bir zırhlısı batırıldı Bılbao 30 (A.A.) Reuter ajan sının muhabiri bilidriyor: Santander cıvarında hükumet tayyarelen E<pana ismindekı aji kruvazörünü batırmışlardır. 1915 senesinde denize indirilen Es pana zırhliM 16 000 ton hacminde idi 305 milimetrelik sekiz top. 102 lik 20 top ve 10 mitralyözle mücehhez idi. Zırhlıda bundan maada 76 milimetrelik 2 tayvare topu mevcud idi. Ispanyada cumhuriyetin ilânmdîan evvel geminin ismi Alfonso XIII idi. Gemi nasıl batırtldı? Bilbao 30 (A.A.) Havas bildiriyor: Espanya kruvazörü, Santander'e giden bir ticaret gemi'ini zapta çalışırken batırılmıştır. Kruvazör üç çeyrek saat zarfmda batmıstır. İçinde 854 tayfası vardı. Ve nasyonalistlerin en kuvvetli gemi'ivdi. E^panyamn yanında bulunan Valesco torpiln^u zabitleri kurtarmıştır. Santan der'den gelen balıkçı gemileri de tayfa ile me^eul olmaktadır. \'ak'anın şu suretle geçtiği öğrenilmiştir: Valesco lorpitosu ticaret gemisine 12 mermi atmış fakat tuHuramamıstır. Va purun radyo ile hâdi«eyi habcr vermesi üzerine cumhuriyet tayyarelerinden bir filo vapuru himave icin derhal hareket etmiş ve attığı torpiller Espanyaya isabet etmiştir. Avam karamasında hararetli bir celse Londra 30 (Hususî) Avam Kamarasının bugünkü celsesinde Ispanyadaki sivil ahalinin katli hakkında hararetli münakasalar cereyan etmiştir. Haricıye Nazırı Eden bu hususta bcyanatta bulunarak demiştir ki: « İhtilâlcilerin kumandanı General Mola, Bılbao şehrıni tamamen tahrib edeceğini söylemiştir. Sivil ahalinin bommardımanmdan ihtilâlcilerin mes'ul tutulacağını Hendey'deki sefirimiz vasıtasile ihtilâlcilere bildirdik ve nazarı dikkatlerini celbettik. Sivil ahalinin yardımına koşmak hususunda diğer devletlerle teşriki mesaiye âmade bulunuyoruz. Resmi ve ressamları himaye güzel san'atların bizde, en ziyade himayeye, teşvike, tergibe muhtac şubesi ressamlıktır. Ben, ressamlarımızm çoğunu yakından tanırım. Gazeteci olduğum için onlarla temasım çoktur. Bazılarile beraber çalışüğım gibi Tahsin, Namık Ismail, Runi gibi hayata gözlerini kapıyanlardan başka Çalh İbrahim, Ali Cemal, Feyhaman, Nazmi Ziya, Berlinde bir Güzel San'atlar Akademisinde hocalık eden Kenan, Ayetullah Sumer, îhab Hulusi, Elif Naci, Ercümend ve Melilâ Fuad gibi res sam dostlarım da vardır. Bir zamanlar, ben de ressam olmak hevesine kapılmış, hatta Sanayii Nefise mektebine de gir miştim. O zaman merhum Ruhi, Çalh ve Hikmet gibi kıymetli san'atkârlar a rasında, iyi bir ressam olamıyacağımı, esasen ressamlığm da, karın doyurmıyacağını anlıyarak bu sevdadan vazgeçtim. Ressamlığa özendiğim o genclik demlerini hatırladıkça ve sonra bu meslekten vazgeçriğimi düşündükçe, iyi ettiğimi tereddüdsüz kabul ederim. Çünkü ressamlık, bir iki talihi yaver ressam müstesna, bizde, hiçbir zaman insanı müreffeh yaşatan, hatta karm doyuran bir meslek olmamıştır. Misal mi istersiniz? Işte yıllarca askerî tablolar ve harb gemileri yapan eski arkadaşım Ali Cemal, inzivaya çekildiği Mersinde, bilmem şimdi ne iş görüyor? Herhalde ressamlık yapmadığına şüphem yok. Genc ve kıymetli bir ressam olan Elif Naci, ekalliyet mekteblerinde türkçe hocalığı ediyor ve gazetemizin idarehane sinde, eski tabirile «hafızı kütüb» vazi fesini göriiyor. Ressam Nurullah Berk, Ankarada çıkan fransızca «Ankara» gazetesinde tercüme işlerile meşguldür. Güzel San'atlar Akademisinin yetiştirdiği genc ressamlardan birçoğu Üniversitede ders levhalan ve grafikler çizmekle maişetlerini temin ediyorlar. Bu mesleğe, kıymetli san'at eserleri vücude getirmek için inri^ab edenlerin bazılan da işi, ilân resimleri yapmağa veya tabelâcıhğa dökmüşlerdir. Bunlar, san'atlarına bağlı kalanlardan daha rahat ves.daha müreffeh yaşamaktadırlar. Geçen sene, akademimize getirilen mütehassıs profesör Leopold Levy Fransa, Italya, So^et Rusya ve Bulgaristandan misaller gerirerek, Türk ressamlarının devlet tarafından himaye görmesini ve kendilerine aylık bağlanmasını teklif etmiştir. Esas itibarile Maarif Vekâleti tarafından da kabul edilen bu yardım teklifi çok yerindedir. Çünkü, ak«i takdirde, bu memlekette ressam yetişmıye cektir. Eski bir söz vardır: Marifet iltifata tâbidir Müşterisız meta' zayidır Akademimizin yetiştirdiği san'atkâr lar, fırçalarile geçinemeyıp büsbütün başka meslek ve san'atlara intisab edecek, resim yapmıyacak, ressamlığı unutacak olduktan sonra, Güzel San'atlar Akademisinin Resim şubesine avuç dolusu para vermenın faydası ve manası nedır? Memlekette, malum sebeblerle geri kalmış olan bu güzel san'atlar şubesinin terakkisini ve çok yüksek ressamlar ye tişmesini istediğimize şüphe yoktur. Çünkü akademiye büyük paralar, harcıyoruz; mütehassıs profesörler getirtiyoruz. Şu halde, halkımızın münev^ver tabaka sında resim sevgisi uyanınca ve zenginlerimizin değil; orta hallilerimizin bile evlerini tablolarla süslemeğe bir kelime ileresesamlarımız kannlarım kendileri do yurmağa başlayıncıya kadar, onlara muavenet etmekten başka çare yoktur. Yeni bütçede, ressamlarımız için bir himaye faslı açmalıyız. Tabiî mevzuu bahsolan liyakatleri himayedir; yoksa hiçleri değil. Bu fasıl, herhalde, Akademinin Resim şubesine verileen tahsisat kadar kabarık bir yekun olmıyacaktır ve onun gayesini tamamlamağa yarayacaktır. Bir Yugoslav gazetecisinin intıbalan «Kudreti Rabbaniye; yaratıcı kudretlerle dolu bu adamı, tabir caizse, Yakınşarkta hususî bir vazife ile tavzif ederek yer yüzüne göndermiştir» (Yugoslavyamn Fakat .Atatürkü. resmî telgraf a^azetecılik haya jansı olan Avala tımdaki tesadüfler Ajansını büyük neticesinde temas etbir muvaffahiyet1 tifeim bütün büyük le idare eden dokşahsiyetlerin fevkintor Petroviç'in gade tutuyorum. zetemiz için sureti mahsıtsada ya M. Stoyadino zıp gönderdiği bir v iç'in tam Ankarayazıyı aşağıya der da bulunduğu za cediyoruz: man bütün Türki Eskidenberi Türk yenin büyük bir se doitluğile tanın vıncle tes'id et mış olan doktor ği muazzam eserin Petroviç, Yugot mübdiı huzurunda lavyamn maruf nazetecilerinden üç saat bulunmak dir. Straaburg simazhariyetine ermişyasî ilimler yük Avala Ajansı Muduru Dr. Svetislav Petraıiç tim. sek mektebinden mezundur. Paris Onu, gerek Ankarapalasta, gerek üniversitesinde hukuk doktoru olmuşHalkevinde ve Zabitan Mahfilinde dintur. lemek şerefine nail oldum. Onun her söEn mühim Yugoslav gazetelerinin uzun müddet, Milletler Cemiyeti ve zü yeni bir hakikati ortaya koyuyordu. Paris muhabirliklerini yapmıştır. Ce Benim nazarımda, Atatürk, memleketlenevre'de Akvam Cemiyetinde çalışan rimizi alâkadar eden bütün meseleler ügazeteciler birliğinin reis vehilidir. zerindeki noktai nazarım izah eden bir Dört senedenberi Avala Ajansının devlet adamından çok daha büyük bir müdürlüğünü muvaffakiyetle ifa eden varhktır. Bu meseleler arasında, Türki doktor Petroviç, Yugoslavya Millî ye ile memleketim arasındaki dostluğun Bankası hakkında fransızca mühim en iyi mevkii işgal ettiğini memnuniyetle ilmî bir eser neşretmiştir.) gördüm. Atatürk bir mübesşirden de daha büyüktür. O, sözlerile değil, belki ru«Başvekilimiz Stoyadinoviç'in Türki hile nur saçan, insanı, beşer zekâsının, yeyi ziyareti esnasında, Ankarada ve Is beser muhayyelesinin şahikalarma, keli tanbulda geçirdiğim güzel günUrden son melerle ifadesi imkânsız ulvî hakikatlere ra memleketime avdet ettığim zaman, her yükselten cihanşümul bir inkılâbcıdır. taraftan şu sualle karşılaştım. Atatürk sadece yaratıcı bir inkılâbcı Modern Türkiye hakkındaki ihti değil, yni zamanda, milyonlarca insanın a saslannız nedır? düsünce<:ini balmumu gıbi istediği şekle Cevabım basitti, hazırdı ve bu cevabı koyan bir san'atkâr, filozof bir inkılâb kolayca verebiliyordum. Bunu, Cumhu cıdır. Avrupa, Asya ve Afrika gibi üç riyet ve La Republique okuyuculanna da kıt'anın harb sahnelerinde zafer kazan tekrar etmek i^tiyorum. dıktan sonra, fethettıği şeyi degiştiren ve Modern Türkiye, bence, yorulmak asillestiren âlicenab büyük bir ruh fatihi faaliyeti ve terakki sahaMndaki metin ol olmuştur. duğu kadar cesur ilerleyişi saye«inde, birOnun, saf bir altın membaı olan ağ kaç sene içinde milletlerin ön safına geç zından çıkan her sözde ne asil duygular, mis bir memlekcttir. Ecdadın, zaferlerle ne derin bir ruh mündemicdir. dolu tarihinde iz bırakan yoldan daha şeIşte, tarıh sahnesinde ispatı vücud edirefli olan bu yolda, Türk mılleti, bir si yalnız Türk milleti için değil, daha Şefin, Türkiyenın iftihar edebileceği En bırcok milletler için mes'ud bır hâdise Büyük Kahramanın idaresi altında iler teskil eden adam, budur. Kudreti Rabbalemektedir. KendİMni daha iyi tanımak niye, tükenmez fıkirlere sahib, yaratıcı bahtiyarhğına erdiğimdenben daha fazla kuvvetlerle dolu, milyonlarca ruh üze sevdiğim bu millet, en yüksek idarecisi, rinde sihırkâr bır tesir yapan bu adamı, yaratıcısı ve milletin yılmak bilmiyen tabir caizse, Yakınşarkta hususî bir va Atası tarafından idare edilıyor. zife ile tavzif ederek yeryüzüne gönderTürkiye, bir talıh e^eri olarak esatirî miştir. Böyle bir mihraktan bu kadar bübir kahraman kazanmıştır ve bu kahra vük bir kuvvetle ıntişar eden nurun, fikirman. kısa bir zaman içinde, bir mucize lprı canlandırmamasına ımkân var mı varatmış. memleketini ve milletini baştan dır? basa değistırmıştır. Muzır bir mistikle ve kasvetli karan Ben. keza, büyük bir yaratıcı olan, lıklarla, cehaletle dolu asırlardan sonra, Amerika Cıımhurrei=i Roo^evelt tarafından kabul edilmek şerefine de mazhar yaratıcı kudreti gelecek nesillerin en u zaktakilerine varıncıya kadar sirayet e olmustum. 1933 senesinde, Roosevelt'in işe baş decek olan fevkalbeşer adamı, Yakınşarladığı, yüz milyon nüfustan fazla, kuv ka nihayet Yirminci asrın vermesi mu vetli ve metin bir milleti korkutmağa kâfi kaddermıs. Atatürkün, derin olduğu kadar haki gelecek kadar muazzam güçlükleri yenmane sözlerinin beni yükselttiği fikir ve meğe hazırlandığı sıradaydı. Fevkalâde elçi sıfatile, hususî bir vazife ile tavzif e his şahikalanndan inerek. yaratıcısının dilerek Amerikaya gönderilen Herriot sayesinde Türkiyenin iriştiği gözle görünun refakatinde davetli olarak bulunu lebilen maddî neticeleri azametlerine rağyordum. O zaman Amerika Cumhurrei men, anlatacak değilim. Bu muazzam icraatın kıymetini ve sile yakından temas etmek, kelimenin bütün manasile hakimane, enerjık ve erkekçe yüksek manasını izah etmeği gelecek a sözlerini kendi ağzından işitmek fırsatına sirlara bırakalım. O asırlar, yalnız Türermiştim. kiyenin değil, kürenin bu köşesini, hepi Dünva tarihinin örtülen sahifelerinde mizin ayni derin bağlılıkla sevdiğimiz Uimlerile iz bırakan diğer büyük şeflerin, Clemenceau'nun, Poincare'nin, Briand'm Yakınşarkı paylasan bizlerin de bu yeni Mesihini tebcil etmekten bir an geri durne7dine de kabul edildim. Lordlar kamara'inda hararetli müzakereler olmuş. birçok hatibler söz alarak sivil ahaliyi bombardıman ettiklerinden dolayı ihtilâlciieri şiddetle tenkid ve it ham etmişlerdir. Lord Robert Cecil irad ettiği nutukta, îspanyol ihtilâlcilerinin hattı hareketini «medeniyet tarihinde mislı görülmemiş barbarlık» addetmiştir. Birçok hatibler hükumetin müdahalesinı ıstemışlerdir. Igpanya Hariciye Nazırı Pariste Paris 30 (A.A.) t«panya Hari ciye Na7irı Del Vayo bu sabah Parise gelerek, Fransa Hariciye Nazırı Del bos'u ziyaret etmiştir. Bu ziyaretin îs oanvadaki sivil ahalinin înciltere ve Fransaya nakilleri hakkında Londra ve Paris hükumetleri arasında baslıyan müzakerelerle alâkadar olduğu haber ve rilmektrdir. Fakat hem millî kabiliyetimize, hem de Konservatuar muallimlerile talebelerinin muvaffakiyetine kaydedilmesi lâzım gelen hakikat budur. Konseri idare eden güzide san'atkâr Muhiddin Sadık, yeni yetişen bu elemanlardan. harikulâde muvaffakiyetli bir terkib vücude getirmesini bili • yordu. Tecrübenin yeniliğini unutturacak kadar hassasiyet ve meharet gösterdi. Elinin her hareketi, her ilk adıma musallat olabilecek acemilik Çok vahim bir şekil alan îspanya hâdi leri sahneden uzaklaştıracak kadar seleri hakkında şimdilik fazla bir şey pişkin, becerikli ve munisti. söylemekte mazurum. Bununla beraber, Konsere solist olarak iştirak eden pek yakında daha mufassal izahat verebi Nimet Vahidin yalnız kendi sesine lecek vaziyette olacağımı ümid ederim.» has müstesna kalitelerini de hararetle alkısladık. Genc kompozitörümüz Adnanın Duyuşlar ismindeki eseri programın yegâne millî ve orijinal teİifidi. Cemal Reşid ve Mes'ud Cemü tarafından armonize edilen halk türkülerimiz de, iki musiki arasında çoktanberi temenni edilen bahtiyar izdivacın sevimli çocuklajrı sayılabilir. Her iki musikinin de ehli ve büyük san'atkâr üstadı Mes'ud Cemil, «Evlerinin önü mersin» tecrübesinde olduğu gibi, halk türkülerinde melodinin ashna sadık kalındığı ve müm kün olabileceği kadar orijinale az tasarruf edildiği nisbette muvaffakiyetin arttığını ispat etti. Teganni edilen bütün ecnebi par çalarda sözleıin türkçe olması da garb musikisine karşı halkın duyabileceği yabancılığı azaltıyor ve itiyadla yerleşen bir sempatiye Türk dilinin sıcaklığırn da katıyordu. Salonu hıncahınç dolduran bu muvaffakiyetli konsere emeği geçenlerin hepsini tebrik ederken o gece gelenleri, şrelip te yer bulamıyanlan veya bir daha dinlemek istiyenleri tatmin için ayni konserin tekrarlanmasını isterdik. Berlinde 4 senelik Londra otobüsleri plân sergisi açıldı yarın islemiyecek Bu münasebetle Hitler ve Göbels yeni birer nutuk sövlediler Berhn 30 (A.A) Hitler. bugün, «Bana dört sene mühlet vcriniz* ismi verilen sergivi açmıstır. Bu münasebetle Gobbels. bir nutuk sövliyerek vapılan en mühim isin işsizlikle mücadcle olduğunu kavdetmiş ve tıasyonal sosvalizmin yenıden ne şekilde tesis edildiğıni anlatmıştır. Hitler de bir nutuk scvrhverek nas yonal sosvalist devletınin hali hazır da en mühim iktısadi meselelerden biri olan issizlerle patronlar arasmdaki müna=:ebetler me^elesini halledrbilecek dahilî bir teskilât vücude getirmiş olduğunu kaydeylemiştir. Führer. barbden evvel ve sonra pat ronlarla işsizleri ayıran uçurumu hatırlatmıstır. Hatıb. bugün Alman halkının müttehid bir kütle balinde toplandığını ve patronlarla işsizlerine neticede pek büyük ehemmiyeti olan bir iş uğrunda teşriki mesai ettiklerini daha iyi anlıya caklarını ilâve etmiştir. 25.000 otobüs işçisi bu sabahtan itibaren grev yapıvorlar Londra 30 (Hususi) Yarın Londrada otobüs grevi vardır. 25.000 amele geceyarısında islerini terkedecektir. Bü tün müzakereler akim kaldıgından grev emri vaki halini almts bulunmaktaHır Londrada günde beş milyon kişi nakleden 5 000 otobüs vann calışmıvacaktır. Tasra otobünçülerinin grevi Londra 30 (A.A.) 120 bin tasra otobüs memurlarım temsil eden delegelerin merkezî komitesi Chelmsford'da verd'ği bir kararla on konte dahilındeki gavriresmî otobüs grevine müzaheret için otobüs memurlarım bu aksam çeceyarısından itibaren işi tatil etmeğe daj vet etmiştir. PEYAMt SAFA General Metaksas «Biz de baştan başa Yunanistanı tahkim ediyoruz» diyor Bütçe hazırlığı Encümen tetkiklerini bitirmek üzere Ankara 30 (Telefonla) Her gün muntazaman toplanarak geç vakitlere kadar çalışmakta olan Meclis Bütçe Encümeni yeni bütçe üzerindeki tetkiklerini tamamen bitirmek üzeredir. Büt çenin birçok fasılları çıkmış ve tab's verilmiştir. Öğrendiğime göre. hükumetin bütçe teklifi. encümende esaslı biı değişikliğe uğramamış. sadece bazı fasıllarda ehemmiyetsiz tadiller ve ilâve ler yapılmışhr. Hava marşı için prüfte müsabakası açıldı Ankara 30 ( A . A . ) Türk Hava kurumu tarafından bir hava marsı güftesi müsabakası açılmıştır. Şartlan Hava kurumu merkezi tarafından istiyenlere verilmektedir. Müsabaka müddeti bir temmuza kadar iki aydır. Bütçenin tabedilmiş olarak önümüz Birinciliği kazanan esere yüz lira müdeki çarşamba günü azaya tevzii kabil kâfat verılecektır. olacağı anlaşılıyor. Atina 30 (Hususî) Basvekil Metaksas Pari=te çıkan Exelsiyor gazetesi nin sureti mahnısada buraya gönderdiği kadın muhabirini kabul ederek beyanatta bulunmuştur. Basvfkil bu beyanatında Yunani'tanda tatbik edilecek rejim için bir korporatif devlet projesi hazırlamağı düşündügünii ve bu projeyi reyiâma arzedeceğinı söyledıkten sonra: « Biz de başkalarından ilham alarak hududlarımızı, sahillerimizi baştanba$a tahkim etmekteyiz» demiştir. Basvekil Metaksas Yunanistanın takib ettiği haricî siyasetten de bahsederek bir Balkan ve Akdeniz devleti bulunan Yunanistanın gene Akdeniz ve Balkan devletleri bulunan Türkiye, Yugoslavya ve Romanya ile müşterek siyaset takib etmek Onlann hepsi benim üzerimde, derin, mıyacaklardır. mecburiyetinde bulunduğunu söylemiş yaşadıgımız müddetçe silinmiyen neviden Avala Ajansı Müdürü cok derin bir tesir bıraktılar. tir. Dr. SVETtSLAV PETROVtÇ Yy Montreux konferansı Türk Sovyet anlaşması dün Mecliste tasdik edildi Ankara 30 (A.A.) Bugün Hilmi Uranm başkanlığmda yapılan Kamutay toplantısında Türkiye Cumhuriyetile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Bir liği arasında 20 ilkteşrin 936 da Moskovada imza edilmiş olan anlaşmanın tasdikma aid kanun lâyihası müzakere ve kabul eslilmiştir. Montreux 30 (A.A.) Kapitülâsyonîar konferansının umumî komisyonu yerli ve yabancı tabirinin tarifi mese lesini müzakere etmek üzere toplanmıştır. Bu hususta bir taraftan Mısır ve diğer taraftan İngiltere ve Fransa delege heyetleri arasında yeni müşkülât zuhur etmiştir. Konferansa iştirak etmiyen devletlerin tebaaları meselesine gelince, konferansın bu hususta salâhiyeti olmadığını ve bu meseleyi Mısır hükumetinin alâkadar devletlerle doğrudan doğruya halletmesi icab edeceüüni mutabık ka lmmıştır. Bütçe müzakerelerinin Mecîis heyeti umumiyesinde ayın onunda başlaması muhtemeldir. İçinde bulunduğumuz malî yıl muvazenei umumiye kanununa bağlı bir kısım daire bütçelerinde mü nakale yapan lâyihalar da Meclise gelmiştir. Bulgaristanda affı umumî Sofya (Hususi) Paskalya yortuları münasebetile Bulgaristanda bir affı umumî yapılmaktadır. Bu affı umumiden 321 mahkum istifade edecektır. Bunların içerisinde birçok siyasî mahkumlar da vardır. Divanıharbler tarafından mah kum edilenlef bu rakama dahil değildir. En bUyük aylık mecmua 160 sahife 5 0 kuruş BUGUN ÇIKTI Siyaset, ilim, san'at HER AY