12 Nisan 1937 CUPIHUBİYET Terbiye bahisleri Japon ordusu Yazan: Selim Sırrı Tarcan Biz bekliyor ve bilhassa beklemesini çok iyi biliyoruz İBaşmakaleden devam] Suriye heyeti Halebde çok soğuk karşılandı Uçurulan gülünc balonlar! Heyet, Ankaradan geçerken Türkiyenin davetini kabuî etmiyerek reddetmiş! Okuyucularımla hasbıhal (Rus Japon) muharebesı sırasmda nazarile bakarlar. Bir muharebede vuru Bunu Suriyeliler mı söylediler, yoksa lan bir askerin yarası ağır bile olsa düş Fransız müstemleke memurlan mı söyletben de genc bir zabittim. Her kanî kay u köşe penceresi açılalı on dört nıyan delikanlı gibi gazetelerde merakla mana diri, diri teslim olması en büyük a tiler? Kim söylemiş ve kim söyletmiş ay oldu. Bu kısa müddet içinbu harbin bütün safahatını takib eaiyor yıb sayılır. olursa olsun bizi alâkadar etmez. Bizimde adıma gönderilen mektubladum ve gerek ordusunda, gerek dcnan Japon askeri çok sabırlı, çok müteham kisi bizi alâkadar eden bir davanın intarın sayısı da bin yetmiş ikiyi buldu. Her masındaki askerlerin denizlerde ve ka mil ve çok cesurdur. Yalnız bir kusurlan cı hesabına umumun hayrına yarıyarak biri bir veya birkaç soruyu ihtiva eden rada gösterdikleri fedakârhklara hayran vardır, kendi kendilerine iş göremezler. bir hal şeklinin ifadesiydi. Mesele bu mektublan bugünkü okuyuculann oluyordum. Efradda şahsî teşebbüs hissi noksandır. yalnız bizim Hatay davamızın halli17 nisanda toplanacak olan Suriye Meclisinde düşünceleri, merakları, temayülleri hakJaponlar dünyanm bir ucunda, biz bir Aldıkları emri hayatı pahasına da olsa ne kalırsa onu biz, birçok sarih hakkında yannın okuyucularına bir fıkır veucunda olduğumuz için o zaman bu za tereddüdsüz yaparlar ve her asker, harb kımıza istinaden nasıl olsa şu veya bu çok hararetli müzakereler cereyan edecek rebilmek için dosya halinde gazetemizin man, Japonyada olup bitenlere dair bir de ölenlerin (kami) yani vatani koruyu şekilde halleder ve ettirirdik. Bunun IBaştarafı 1 inci sahifese'\ J yale gelmiyen herzeler yumurtlamakta kitabhanesine devretmeği kararlaştırdım. malumat alamamıştım. Vakıâ Avrupa cu ruhlar sırasma geçtiğine ınanır. Bütün için en ufak bir telâşa bile yer olamazdı. Otuz, kırk yıl sonra bu dosyadan hayli gazetelerinden ve bazı mecmualardan gösterdikleri harikulâde cesaret ve fera îşte nitekim Milletler Cemiyetinin Kon Fakat biz bu daveti kabul etmedik» şek dırlar. yazı mevzuu çıkar ve benim de rahmetle linde anlatmıştır. Heyet doğruca Şama Aksâyışarkta medeniyet âleminde bü gat bu itikada bağhdır. G^çenlerde Eleyyam gazetesi Aya seyi meseleye en makul ve en âdil hal anılmaklığıma vesile teşkil eder. hareket etmiştir. yük adımlar atan bu millete dair yazilar sofyanın resmini basarak altına: Japon piyadesi bütün teçhizatı ve ağır şeklini vermiş bulunuyor. Bu münasebetle bir hahikati ifşa etmek Meclis 17 nisanda açtlacak görmüyor değildim. Ne bileyim, işleri tüfeğile günde yorulmadan kolaylıkla «Türkler müslümanlığı terkettiler. Bu hal şeklini beğenmiyen müstemleke Şam 1 1 (Hususî muhabirimizden) Şimdi camileri müze yapıyorlar» ibare isterim: Yüzde doksan dokuzunu tanımamin çokluğu Japonlarla meşgul olmağa 40 ve 50 kilometro yürür. Japon piyadememurlarile onlann yardakçılan olan poBu ayın 17 sinde açılacak olan Suriye sini yazmışh. Gazetelerin bu nüshaları dığım bu bin yetmiş iki mektub sahibinin vakit bırakmıyordu. Kıymetli dostum sinin geri hatlarla irtibat hizmetlerini gülitikacılar çete teşkilâtı ve şekavet vukuhepsine cevab vermiş veya verebilmiş demeclisinin çok hararetli celselere sahne o köylere meccanen dağıtılmıştır. Tokyo sefirimiz Hüsrev Gerede bana zel terbiye edilmiş çoban köpekleri ifa atile tarihin tabiî cereyanmı bozmak malacağı anlaşılmaktadır. Mecliste Başve Tokyodan yollamak lutfunda bulundu eder. Hatay Türk köylerine 18 senedenbe ğilim. Çünkü buna aczim ve cehlim mâni. lihulyasındadırlar. Bir taraftan bizi raMektublarm içinde öyle sorular var ki ğu gazetelerle ve Japon (Illustration) u Japon ordusunda göze çarpan yenilik hatsız ediyor ve sinirlendiriyorlar, diğer kil ve Sadullah Cabiri son seyahatlerinin ri bir defa bile doktor uğramamış ve halneticeleri hakkında izahat verecekler ve kın sıhhatile kat'iyyen alâkadar olunma cevabını bulmak için gerçekten allâme olan (Japan in Pictures) gibi nefis mec lerden biri de ordunun günden güne motaraftan güzelim Suriyenin içini arab Cebelidüruz hâdisesi mevzuu bahsola olmak gerek. Halbuki ben nihayet bir mualarla dikkatimi şarka çekti. Japonla törleştirilmesidir. mıştır. çorbasına çeviriyorlar. İstiklâl denilen caktır. muharrınm. Biraz edebıyat, biraz da tann içtimaî ve kühür hayatına dair Av Suriye Komiserinin Baçdadı Havacılık Japonyada az zaman içinde büyük nimete götüren yol bu değildir. rihle uğraşan tahrir amelesindenim. TanBir Suriye köyande Suriye rupada çıkan bazı eserleri tedarik ettim çok ileri gitmiştir. Binden fazla askerî maksadı ziyareti Suriyede şekavet tertibatile çete orıya şükür, haddimi de bildiğim için çizbayrazım yırttılar ve çok istifade ettim. Haleb 9 Arab ajansı bildiriyor: tayyareleri vardır. Pilotları cesur, cür'et yunlan oynıyanlar yalnız bize rahatŞam (Hususî muhabirimizden) Siyasî mehafil Kont de Martel'in Bağ meden yukarı çıkmaktan daıma çekinirim. Pariste çıkan (Miroir du Monde) kâr ve mahirdırler. Hava kuvvetlerinde sızlık vermekle kalmıyorlar, müstakŞamm 35 kilometro ötesinde Ma'lula dad seyahatinde «Sark misakı» ndan ABununla beraber okuyucularımdan bir mecmuasının bir nüshasında (Paul Gı 7000 asker vardır. bel Suriye istiklâline ve hatta Suriye köyünde çekilmiş olan Suriye hükümerab devletlerini ayırmak istiyen Fransa kısmını cevabsız bırakmadım, ya şu süturaud) nun Japon Ordusu başlıklı bir Japonlar askerlik fenninde önce Fran varlığma suikasd yapıyorlar. İstiklâl tinin resmî bayrağı köy ahalisi tarafm nın yeni bir teşebbüsüne hamletmektedir nun altına haşiyeler koyarak, yahud mekyazısı gözüme ilıştı. Dıkkatle okudum. sızları örnek almışlardı. 1870 harbinden bir devlet düzeninin üzerinde çiçek açan dan yırhlmıştır. ler. Fransa, Irak Suriye Maverayi Şe tub yazarak kendilerini hoşnud etmeğe Bakınız bu kıymetli muharrir neler an sonra Alman mukallidi oldular. 1918 de bir bahardır. Şekavetle evvelâ devlet olVatani yobazların menfi ria Suudî Arabistan arasında bir teda çalıştım. Hatta bugün de birkaç tanesine latıyor: tekrar Fransızlara döndüler, Almanyanın maz ki hatta onun istiklâli olabilsin. Ampropaçandalan füî tecavüzî ittifak yapmak ve bu dev cevab sunmak istıyorum. Bunlardan bi«Japonyanın Coree, Formose adalan bu son kalkmması üzerine yüzlerini yeni ma biz Suriyenin behemehal hakikî istikAntakya 11 (Hususî muhabirimiz letleri Tahranla Ankaranın dostluğun ri Ankaralıdır ve bana: «Feleki atlas» ın ve Sakhaline'le beraber umumî nüfusu den Almanlara döndürdüler, yeniden lâline kavuşmasmı isteriz, ve bunda elbet den) Hatay Türklerine karşı yapıl dan çekip almak için çalışmaktadır. Fran ne demek olduğunu soruyor. Şark alim100 milyondur. Alman muallimler celbettiler, Almanya yabancı müstevlilerden daha samimî olmakta olan tazyik devam etmektedir. Su sız fevkalâde komiseri Irak hükumetine leri bu tabiri eski ilmi heyetteki moteur Japonya en büyük cehdi ordu, donan ya tahsil için genc zabitler gönderdiler. duğumuzu şüphesiz Suriye halkı pek iyi riye Vatanileri şimdi de Türk köylerine Ingilterenin de bu siyasete muzaharet et immobile'in mukabili olarak kullanmış » ma ve hava kuvvetlerine sarfetmektedir. Japonyada tayyare fabrikaları 1930 anlar. bir yobaz ordusu göndermişlerdir. Bun mesi muhtemel bulunduğunu söylemekte lardır. Fakat modası geçen felsefe kitabUmumî bütçesinin yüzde 46,6 sını vatani da kurulmağa başlamıştır. İlk senesi bu Hatay davamız millî ve ahdî haklara lar, halkın canavar gibi ürktükleri ça dir. larımızda da moteur immobile'in başka müdafaa vasıtalanna ayırmıstır. Fazla o fabrikalarda yalnız 600 amele çalıştyor dayanır, ve bu itibarla ne münakaşa göpulcu ve soyguncu jandarmaların refa bir karşılığı vardır ve bu mebdei feyyazIarak ta önümüzdeki altı yıl için hüku du. Altı yıl sonra yani bugün bu fabri türür, ne de mugalâta. Orada gürül katlerinde olduklan halde köy köy do Arab devletlerinin İran ve Türkiye ile dır. Heyette ve felsefede ayni kelimenin met iki milyar yenlik munzam bir tahsi kalarda çalışan amelenin miktan 60,000 tüye pabuc bırakmıyacağımızı yerli laşmakta ve Türkiye aleyhinde akla, ha olan münasebetleri tam bir Arab ittifakı başka şekillerde tercüme olunması ne yapılmasma mâni olmaktadır. sat vermiştir. dir. Amele adedi on misli artmıştır. yabancı karkesin pek iyi bilmesi asla den?.. Bunun izahını alimlere bırakıyo Japonyada askerlik hizmeti mecburi Harbe aid her türlü silâh, cepane ve faydasız değildir. Pazar günü dükkân açan bir Akşehirde güzel bir hastane rum. dir. Yirmi yaşına giren her Japon filî levazım Japonyada yerli fabrikalarda Cenub hududumuzun hemen ötesinde berber mahkum oldu yapılıyor Bir başka okuyucu, Kamusül'alâma hizmete çağınlır ve iki sene silâh altmda yapılır. ikide bir ve giderek mütemadiyen bizi de Beyoğlunda Laundras admda bir berAkşehir (Hususî muhabirimizden) bakarak «Cenabi» nin «Bahri ilım» adlı kahr. Ondan sonra beş yıl birinci ihtiyat, Tokio ve Osaka'daki tersanelerde dün rahatsız etmekte olan çok fena eşkiya ber dün dükkânının kepenklerini kapaAkşehirde otuz yataklı, tam teşkilâtlı bir tarih kitabı bulundugunu öğrendığin on yıl da ikinci ihtiyat hizmetleri var yanın en yeni ve en mükemmel tezgâhları hareketlerinden kim mes'uldür? Bu hu yarak içeride müşteri tıraş etmeğe başve mükemmel teçhizatlı bir hastane ya den bahisle Cenabî tarihi denilen eserin dır. kurulmuştur. lamıştır. Polis bunun farkma varmış ve susta bize kim muhatab olacakhr? pılmaktadır. Hastanenin proje ve keşif bu olup olmadığmı soruyor. Cenabinin Askerlik yaşına gelenlerin yalnız beş1934 tenberi Krupp, Rheinmetall, Türk Hariciyesi bunu Fransadan dükkânda yapılan araştırmada dükkâ lerini Konya Nafıa mimarı Naci Tolos arabca yazıp ta türkçeye ancak hulâsasıte biri kur'a ile askere alınır, bu miktar Yunkers, Farben kumpanyaları Japonyasormuştur, ve zannederiz Id muhata nın içinde ikisi kadın, ikisi erkek olmak yapmıştır. Bu projeye göre, hastane üç nı çevirdiği meşhur tarihin adı: HX) bindir. da silâh, cepane, ve zehirlı gaz imal eden bmı da bulmuştur. Biz biliyoruz ld üzere dört müşteri bulmuştur. Kadın lardan biri ondüle yaptırıyor, er buçuk kathdır. Her gün muntazaman Japon sulh ordusunun mevcudu fabrikalar kurmuşlardır. Elbahrüzzehhar vel'aylemütteyyar fi Suriyedeki fenalıklan kuranlar ve keklerden biri de sakalını tıraş ettiri ve sıkıntısız poliklinik muayeneleri ya ilmil evaili vel evahir olup seksen iki hü223,500 dür. Bu mevcudun içinde Japonları en çok sıkmtıya düşüren ip körükliyenler müstemleke memwlayormuş. Hafta tatiline muhalif hareket pılabilecektir. Aıneliyathanesi çok mun14,097 si zabittir. kümdar ailesinin hal tercümelerini ihtiva tidaî mevaddın azlığıdır. Maden kömür rile onlara alet olan mahallî politikate bulunan berber derhal Beyoğlu cür tazamdır. Ayrıca morğ dairesi vardır. Japonyanın gayet kuvvetli, becerikli ocaklarının ihracatı ihtiyaca yetişmiyor. cılardır. Fakat bu müstemleke rne mü meşhud mahkemesine götürülmüş Hasta tecridi için beş ayrı dairesi. hem eder, Osmanlılara taalluk eden kısmı ve son derece disiplinli 66,000 kisilik bir Petrol ocakları ise günde yirmi tondan murlannın hareketlerindeki iyilik ve kö ve müşteriler de şahid olarak dinlen şire ve hastabakıcıların istirahatini te 1588 yılına kadar gelir. Cenabi de zaten de polis ordusu vardır. Bunun 18,000 i fazla petrol çıkaramıyor. Pamuğu harictülüğün mes'uliyetlerini tayin etmek şim miştir. Şahidlerden birinin sakalı yarım min maksadile yapılmış ayn bir katı 1590 da ölmüştü. (Coree) de, 7,500 ü (Formose) adala den almağa mecburdurlar. Eğer bu iptiÜçüncü bir okuyucu, bilhassa benim diki halde bizden ziyade Fransaya, met kesilmiş olarak mahkemede şehadet et bulunacaktır. İnşaat kârgir ve betonrında, 3,500 ü (KouangToung) da, daî maddelerin hepsi de kendi ülkesinde mesi çok eğlenceli olmuş ve kadının da ropol Fransasma düşüyor. Hatta Taşnak arme olacak. koğuşlara linolyeom döşe yazılarımda sık sık rasladığı «istiğrak» 1,000 i (Sakhaline) de, 30,000 ini de yetişmiş olsaydı kimbilir ne olurdu?» komitası haricindeki Ermenilerin bile yan düz, yarı ondüleli saçları samiin a necektir. Halâ ve koridorlar çini, merdi kelimesinin hakikî mefhumunu anlamak Japonyadadır. SELIM SIRRI TARCAN Türk düşmanhğında hiç yerleri yoktur. rasında gülüşmeyi mucib olmuştur. Ne venler mozaiktir. Projede servis işine istiyor. İstigTakı, ruhun kendi içine çe ticede berber 5 lira para cezasına mahJaponyada en az olan jandarma kuvTaşnak komitasını Suriyede faaliyete gebilhassa ehemmiyet verilmiştir. Her ka kilmesi olarak tarif edenler var. Fakat kum olmuştur. vetidir. Bunların tekmil mevcudu 7,000 tirenlerse müstemleke memurlarile yerli yemek Köprüden denize bakarken kişiden ibarettir. Müşahede altmda bulunan ta asansörle banyosu çıkacaktır. Hasta tasavvufta kendini bile bile kendini unutpolitikacılardır. ların güneş için muazzam bir mak demektir. Yani istiğrak, ayıklık Japon Imparatoru kara, deniz ve ha Evvelki gün Bursadan şehrimize ge bir maznun öldü terası vardır. Hastane her bakımdan ek içinde baygınlık geçirmektir. Suriyede vaziyet işte bu kadar vazıhva kuvvetlerinin filî ve kutsî başkuman len Abdullah isminde birLsi Köprü üsBundan bir müddet evvel Haydarpa siksiz bir sağlık yuvasıdır. Mimar Naci tünde limana bakaîken bir yankesici tır. Düzeltilecek sakatlıkların nerede olDördüncü bir okuyucunun sorusu da danıdır. Siyasî ilimlere olduğu kadar, asyanına yaklaşmış ve adamcağızm ce duğu çok açıktır ve meydandadır. Baka şadan Erenköyüne para götüren Orhan Tolosun bu eseri, mıntakamızda par Selimnamelere dair. Ben, içlerinde yalkerlik fenlerine de vâkıftır. binden saatini çalarak kaçmıştır. lım bunlan kimler ve nasıl düzeltecekler? adında seyyar bir posta memuru 2000 makla gösterilen bir sağlık abidesi ol Japon zabitleri Yüksek Askerlik meknız ikisini görmek şartile, yedi SelimnaAbdullah karakola giderek başına geHiç acelemiz yok, bakıyor, görii liralık bir paket çaldırmıştı. Orhan, mak istidadmda bulunduğu için san'attebinden mezundurlar. Yalnız topçu ve leni anlatmış, zabıtanın yaptığı bütün kendisinin sar'alı olduğunu ve hırsızlı kâr alâkadarlarca takdir edilmiştir. me biliyorum. Bunlar sırasile Ishak Çeistihkâm sınıfında olanlar ayrıca bir fen araştırmalara rağmen yankesiciyi bul yor, bekliyor ve bilhassa beklemesini ğın belki hastalığından istifade edile lebinin, Sücudînin, Keşfınin, Sadeddi rek yapıldığını iddia ettiğinden müşa Japon tayyarecileri radyoda meketbinde iki sene fazla staj görürler. mak kabil olamamıştır. Tahkikata de pek iyi biliyoruz. nin, Celâlzade Mustafanın, Emir Şük YUNUS NADt hede altına alınmak üzere Tıbbı Adlî Zabitler arasında kuvvetli bir dostluk ra vam edilmektedir. nutuk söylediler rünün, Kâtib Mısrî Yusufun kaleminden müessesesine gönderilmişti. Orhan evbıtası vardır. Küçük ve büyük rütbelı büBir köy halkmın Hava Kuru velki gece müşahede altmda bulunduğu Mezbaha kamyonu bir çıkmıştır. Londra 11 (A.A.) Evvelki gün rün zabitler (Kan kardeşliği) denilen gizmuna teberruu çocuğu ezdi odadan halâya gitmiş ve orada sar'ası «Allahın rüzgâr» ı tayyaresile buraya Kendilerine cevab veremediğim lutufli bir teşkilâta mensubdurlar. Bu cemiyeMezbahaya aid etleri taşıyan bir kam Konya (Hususî muhabirimizden) tutarak çırpınmağa başlamıştır. gelen iki Japon tayyarecisi dün Tokyo kâr okuyuculanmdan müsamaha dilerken tin birinci vazifesi siyasetten uzak kal yon dün Fındıklıda bir faciaya sebeb ol Akşehir kazasının Tuzlukçu köyü halkı Hastabakıcılar Orham tutup halâdan mak, ikinci vazifesi de milletin şan ve şe muş ve altı yaşında Gül adında bir kıza bu yıl Türk Hava Kurumuna dokuz va çıkarmışlarsa da biraz sonra zavallı pos ya hitaben radyoda birer nutuk vermiş Namık Kemalin bir söziinü nakletmek refi uğruna seve, seve ölmektir. Her Ja çarparak ağır surette yaralamış gon buğday hediye etmiştir. Hami tacı düşüp ölmüştür. Dün nöbetçi Müd lerdir. Nutuk Japonya ve Mançuri rad isterim. Büyük edib. tek başına «Kamuponyalı Japon ordusunun dünyada bir tır. Yaralı çocuk Etfal hastanesi yet ve fedakârlığın yeri geldikçe daima deiumumisi Hikmet Sonel müesseseye yo istasyonlan tarafından naklen tekrar su Ulum» yazmayı düşünen aziz bir misli bulunmadığına iman etmiştir. Ja ne kaldınlmış. kamyon şoförü Hil öne düşen ve emsalinden geri kalmıyan giderek tahkikat yapmıştır. Orhanm ce neşredilmiştir. Şimdiye kadar alman hadostuna yolladığı mektubda şöyle diyor: ponlar vatan yolunda ölenlere yaşamak mi de yakalanarak Adliyeye sevkedil Tuzlukçu halkı mıntakamızda hamiye sedi ölümünün sebebi tesbit edilmek ü berler neşriyatın ve işitmenin mükemmel «Hasılı birader, biz Sokrat gibi bir ha tin örneği olarak gösterilmektedir. zere Morga kaldırılmıştır. olduğunu bildirmektedir. ta gaye olan en yüksek mertebeye ermiş miştir. Kızın hayatı tehlikededir. kim, Ruso gibi bir edıb olabilırız. Fakat la tanımak için sarih bir tecessüs duyuyorSamimiyet istiyen bu suale Orhan gu rak onlan tekrar tramvaya soktu. Ön ta İbni Sina gibi, Seyyid gibi, İbni Kemal du. rurunun sertleştirdiği bir tonla cevab ver raftan inmelerini emrediyordu. Sonra ar gibi, Hombold gibi bir âlim geçinmeğe Cumhuriyetin edebî tefrikası: 46 Dediki: di: kasına döndü ve binmek için bekliyenler kalkışırsak haddimizi bilmemiş ve Ah Fakat sen Vediayı Halim Bey ai Daha ziyade merak. Onu ilk gör arasmda sabırsızlık hareketi yapan.ara da med Mithatlar. Ali Süaviler gibi şarlalesile ayni fikir çerçevesi içine sokmakta düğüm gün içimden böyle müphem bir bastonunu sallıyarak fazla kımıldamamatanlara bu yolda şerik olmuş oluruz.» acele ediyorsun. Bana öyle geliyor ki arzu geçmişti. Sonra kendimde bu nevi ları lâzım geldiğini anlattı. Ancak inenYazan: Peyami Safa bu kız yengesinden ayrıhyor. den bir hassasiyete müsaade etmedim. O, feveranh zekâsına, engin irfanma ler indıkten sonra bastonunun ucile tayın Olabilir. Fakat çok birleştikleri Söylemiştin. ettiği sıraya göre onlann tramvaya binme rağmen böyle derse bize ne demek dü niyet softalarile islâmiyet softalan bir Korkunc! Ben birçok mütareke rezaletleri ve facialan gördüm. Bunlar politika çemberi içindedirler. Bak, H a noktalar da vardır. Giyinişi bile bu ka Evet. Bütün o muhit, o kız bana lerine müsaade etmişti. On sahanlık do şer?. Bunu okuyucularım takdir etsinler çok yabancı gelmifti. lunca üç kişiyi alıkoydu ve arkadan gelen ve cevabsız kalan bir kısım somlanndan ifade olarak sert vak'alardı. Fakat hiç lırn Beyin yalısı da İtilâf kuvvetlerinin naati vermeğe kâfi. Necati biraz durdu, sesi kuvvetli bir Bilhassa o şerait içinde. leri işaret ederek onlara başka bir trambiri îtilâf zabıtasmın bir emri üzerine dostu, îstanbul zabıtası da... Fakat ne dolayı beni mazur görsiinler. Evet. Simdı de bir türlü o yalıya vay beklemelerini de emretti. bütün mukavemeti yıldırım çarpmıg bir kadar ayn düşünüyorlar: Halim Beyin hayretle köpürerek dedi ki: M TURHAN TAN Orhanla Necati binenler arasında ididuvar gibi yıkılan şu merkez memuru yalısından bir kız başını Rus kadınları . Bu kızda izahı güç bir garabet var. bir daha gitmeği düşünemiyorum. Bütün vücudü, hali, yüzünün derisi rüzOrhanla Necati yaklaşan bir tramva ler. Kapı kapandıktan sonra İngiliz polisi nun hali kadar bana tesir etmedi. Rum gibi sarıyor, o kadar ki ben onu ilkönce palikaryalan Yenikapıda halamm çar Rus kızı sandım; pastacıya gidip likör gârda sallanan ınce bir kumaşa benziyor. ya binmek için yaya kaldırımından aşa bir düdük çaldı ve tramvay hareket etşafını yırtmışlardı; gözümün önünde bir içiyor; fakat İstanbul polisi «muhadde Dışarıdan gelen en küçük tesire mukave ğı inmişlerdi. Bir îngiliz polisi elindeki ti. Fransız neferi, bir Türk levazım zabiti ratı islâmiye âdabı» ile meşgul. Bu iki meti yok. Gözleri, ağzı filân ne tuhaf. kamış bastonun ucunu Orhanın göğsüne Orhanla Necati bir müddet konuşmatürlü kafa da ayni fırka ve ayni politika Her an istihaleler geçiriyor. Sana ne tu değdırerek ikisini de tekrar kaldırımın üs dılar. Arkalarında iki kişi İngilizlerden nin kalpağını aytıkları altına aldı; ben, haf bakıyordu. Mütemadî teheyyüç için tüne çıkmağa davet etti; sonra tramvaya bahsediyorlardı. Bir tanesi: şahsan iki defa İngilizler tarafından tev içinde çahşıyor. kif edildim ve saatlerce alıkondum; bir O gün oturdukları pastacının karşı ta de bir ruhu var. Durgun bir anı hiç yok binmek için kaldırımın kenannda biriken Londrada da böyledir, diyordu. Fransız müstemîeke askeri, on yedi ya rafındaki tramvay bekleme yerine geldi zannediyorum. kalabalığın önünden geçerek, havaya kalÖteki sordu: şında bir Türk kızını Gülhane parkının ler. Orhan Necatinin bütün bir devri Ve Beni davet etti. Fakat o yalıya dırdığı bastonunun tehdide benzer hare Halka bastonla vururlar m;? Nakılı önünde kafasım gözünü yaracak kadar dianm şahsına bağlıyan sözlerini düşünü ben bir daha gidebiür miyim? ketlerile, ingilizce bir şeyler söyledi. Bü İktiza ederse vururlar. Fakat oradöğdü ve yüksek rütbeli zabitlerimizden yordu. Yalıda onu ilk tanıdığı zaman yentün İngilizlere benziyen bir îngilizdi ve da da halk bilir vazifesini. Kimse kimse Müşahede zevkile. Âbidin öaver biri bu manzarayı görmemek için karşı gesine karşı yaptığı itirazı hatırladı. Ve Merak ta edıyorum. Ben bu nevi yüzünün ciddî iskeleti içinde mavi gözle nin sırasmı almaz. kaldırıma kaçtı. Ben de kızı müdafaa dianın bu kadınla esasta bazı fikir ayrı ailelerden bahsedildiğini işittım, fakat bir ri yeni cilâlanmış bir muşamba soğukluGazetemizde tefnka edilmiş olan Bu sözleri söyliyenin şivesinden ve için kolumu kıpırdatamadım. Böyle ne lıkları olduğunu tahmin ediyordu. Ayni tanesini bile yakından görmedım. Vedi ğile parlıyordu. Bekliyenlerin kalabalığı «iktiza» kelimesini ku'lanışından Ermebu roman Kanaaf Kitabevi taler de neler... Fakat hiçbiıi bugünkü muhitin mahsulleri oldukları halde bu fark ayı da ayrıca merak ediyorum. na arkatsını dönerek dimdik durdu. rafınHan kifab seklinde neşrerri olduğu anlaşıhyordu. vak'a kadar bana içinde yaşadığımız fa nasıl peyda olmuştu? Belki de ayn şe Necati Orhana gözlerinin ucunda haTramvay yaklaşınca bir adım ileri atBesimİ! ve eildü olan Elınde büyücek bir paketle vatmanır. ciayı hissettirmedi değil, fakat düşün rait içinde yetişmiş'erdi. Orhan nerede, fif bir tebessüm sarkarak sorduı mış ve bastonunu tekrar havaya kaldır yamnda duran kısa boylu. tıknaz bir adürmedi. Garib bir nokta daha var: Bı nasıl doğup büyüdüğünü ve o yalıya na Bu meraka bazı müphem ümidler mıştı. Arka sahanlıktan inen iki kisinin o dam: raz evvel söyledim ya, bu faciada mede sıl geldiğini bilmediği Vediayı daha faz de karışıyor mu? muzlanna bastonile dokundu ve bağıraİArkası var) BİZ İNSANLAR iySülâzimin