CUMHURİYET 11 Nisan 1937 Küçük hikâye Çiçekleri gönderen... C a h i d Uçuk karşımda senin güler yüzünü, odamda nerkisleri, havada onlann baygm koku lannı buldum... îyileştim artık. Fakat yüreğim boş; gayesiz, isteksiz bir adam oldum. Onsuz yaşamak çok manasız... Genc adamm sesi söner gibi dinmiş ti. Başını duvardan yana çevirdi. Gözlerini kapamıştı. Yaşlı hastabakıcı, yavaşça yerinden kalktı. Hastanın kumral saçlarını okşadı: Yoruldun çocuğum... Ben çeki liyorum, sen dinlen biraz..^ * ** YENI ESERLER C Namık Kemal ve vatan J sevgisi Genc şairlerden A. Hilmi Yücebaş bu isimli güzel bir kitabcık yazmış ve bastırmıstır. Büyük vatanperver Kemalin hayatını telhis, eserlerinden bir kısmını lhtiva eden bu kitabı bilhassa genclere tavsiye ederiz. Köy muhtarlarına verilen konferans RADYO v^Bu aksamki program^ İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12.50 havadis 13,00 Beyoğlu Halkevi gdsterit kolu tarafından bir temsil 14,00 son 18,30 plâkla dans musikisi 19,30 konferans: Ordu saylavı Selim Sırrı Tarcan (Rus edebiyatı) 20,00 Müzeyyen ve arkadaşları t a rafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20.30 Omer Rıza tarafından arabca soylev20,45 Muzaffer ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları: Saat ayarı 21,15 orkestra 22,15 Aians ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı 22,00 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 son. VİYANA: 18,40 EĞLENCELİ KONSER 20,05 spor ve saire 20,15 kanşık yayın 21,05 ŞAR ^ KILAR 21,10 musikili piyes 23,15 haberler, spor 23,35 DANS MUSİKİSİ 24,35 haberler. BERLİN 17,05 pazar yayını 19,05 AKŞAM MDSİKİSİ 20,05 ORKESTRA KONSERİ 20,45 spor haberleri 21,05 MUHTELIF OPERETLERDEN PARÇALAR 23,05 hava, haberler. spor 23,35 DANS MUSİKİSİ. PEŞTE: 18,05 konser: ŞOPEN'İN ESERLERİ n 18,35 konuşma 19,05 SALON ORKESTRASI 19,55 konferans 20,25 ŞAN KONSERİ 20,55 spor 21,05 musikili piyes22 45 haberler, spor 23.10 CİNGENE ORKES TRASI 24.15 CAZBAND TAKEvG. BUKREŞ: 18,15 ORKESTRA KONSERİ 21 piyes • 22 35 hava, haberler ve saire 22,45 spor 23 GECE KONSERİ. LONDRA: 18,05 ÇIFTE PİYANO KONSERİ 18 35 dinî yayın 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20,05 MUSİKİ 21.20 ORG KONSERİ 22 hava, haberler ve saire 23,10 ORKESTRA KONSERİ 24,35 son. PARİS [PT.T.J: 17,55 gramofon 18,35 komedi 19,35 haberler 20,05 gramofon, haberler 21,05 zlraî haberler 21,35 gramofon ve DANS MUSİKİSİ. ROMA: 18,05 SENFONİK KONSER 20,55 muhtelif sahneler 21,35 konusma 21,45 KA RIŞIK MUSİKİ 22,05 ASKERÎ BANDO 23,15 komedi 23 50 DANS MUSİKİSİ. Yaşlı hastabakıcı, anlıyan gözlerle, karyolada yatan genc erkeğe baktı: Hastalığından memnun gibiydin yavrum. En ağır günlerde bile yüzünde şikâyet yoktu. Erkek, içini çekti. Aylardanberi, her göz açtığı dakika karşısında gördüğü bu kadım, kendine bir ana gibi yakuı bulu yordu: Doğru, öleceğimi sandığım için memnundum. îyileştikçe hasta olduğuma sevindiğim kadar üzüldüm. Yaşlı kadra, vazodaki nerkislere baktı. Sonra hastaya döndii: Yavrucagım, gencsin unutursun... Erkek, irkildi: Nasıl? Unutur muyum? Sen, o nu sevdiğimi nereden biliyorsun? Yaşlı kadınm bakışlan okşar gibi genc erkeğin yüzünde dolaştı: Hastalığınm en ağır zamanlannda bazan sayıkhyor, ona yalvanyor, senden niçin uzaklaştığını soruyor, sonra gülüm siyerek onu sevdiğini söylüyordun... Genc hasta, gözlerini kapadı. Içini çeker gibi bir sesle mınldandı: Demek ki biliyorsunuz? Evet yavrucuğum, bir genc kızı sevdiğini, onun seni bıraktığını biliyorum. Fakat neden olduğunu senin gibi ben de bilmiyorum. Hasta, söylemek, anlatmak, yüreğin deki yükü hafifletmek istiyor gibiydi. Yüzünün manalan bu isteklerin akisle rile yanıyordu. Yaşlı hastabalcıcı kız, yumuşak elini, hastasmın kumral saçlannda dolaştırarak okşadı: Bana anlatsan belki daha rahat edersin çocuğum... • Ayağa kalktı. Odanın içinde sessiz adımlarla yürüdü. Duvardaki elektrik düğmesini çevirdi. Buzlu camın ardmdaki ampul, ortalığı buğulu bir ışıkla aydınlatmıştı. Gene sessiz adımlarla hastasının yatağı başma geldi. Yumuşak bakışjı gözleri, genc erkeğin kumral saçlı güzel başını yoldu. Yüzü solgun, ve yorgundu. Yaşlı hastabakıcı, sordu: Söylemiyecek misin çocuğum? Genc adam, bu sese, bu yumuşak elin okşayışlanna ahşmıştı, yadırgamıyordu. Gözlerini kapıyarak, geçen günleri iyice lıatırlamak ister gibi sessizce durdu. Sonra birden gözlerini açarak, merakla yaşlı kadma baktı: Bana hergün gelen çiçekleri kim gönderiyormuş acaba? öğrendiniz mi? Yaşlı kadın, gülümsedi: Anlıyamadık. Küçük bir çocuk getirip senin adma bırakıyor, soranlara, dilsiz gibi, başını sallıyormuş... Genc adam, derdli bir gülümseyişle, Cmidsizliği dağıtmak ister gibi hafifçe başını salladı: Ahmed Haşim ve Yahya Kemal Cemi5'et kitabhanesi şohretli şairlerin, ediblerin ve romancıların hayatmı ayrı ayrı fasiküller içinde neşretmeği tasmim etmiş ve şairler serisinden ilk ikl fasikülü Hâşimle Yahya Kemale tahsis ederek bastırmıştır. Başlangıç fena değil. Her fasi kül, bu iki sayıda olduğu gibi, mütehassıs kalemlere yazdınlırsa mektebli genclerir. istifade edeceği bir külliyat vücude getirilGenc kızın kucağmda bir demet nerkis miş olur. vardı. Hastalar yurdunun büyük kapı VARLIK sından girdi. Sağa sola bakmadan, mer 1 nLsan 1937 tarihll 90 rncı sayısı Behçet mer basamaklı merdivenlerde yumuşak Kemal Çaglar, Yaşar Nabi, Hâmid Gürel, adımlarla uçar gibi yükselerek üst kata Suut Kemal, Naci Kum, Rüştü Şardağ, Vasfi Mahir, Orhan Şaik, Cevdet Kudret, çıktı. Yüzü penbeleşmiş, gözleri ışıklarla Mehmed Ali Sel, Fuad Omer, Oktay Rifat, parlıyordu. Uzun koridordaki üstü nu Faruk Ediz, Resad Cemal, Muammer Namaralı beyaz kapıdan birinin önünde du hid, Süreyya Baydargil. Orhan Şadinin makale, hikâye, siir ve terciimelerile çıkmışrarak kapıya yavaşça vurdu. Kalbi çarpı tır. Okurlarımıza tavsiye ederiz. yor, delice bir sevincle göğsünü döğü yordu. Kapı aralanarak yaşlı kadın dışan çıktı. Karşısında, kucağı çiçekli bir genc S iN EM A S IND A kız görünce duraladı: Tekrar tekrar görülmeye lâyik Kimi istiyorsunuz yavrum? ölmez şaheser olan Genc kız, konuşamıyacak kadar heyecanhydı. Gözlerile içeriyi işaret etti. Titrek bir sesle cevab verdi: Hastayı... Yaşlı kadın, gülümsiyerek sordu: Kim diyeyim? Çiçekleri gönderen... MARTHA EGGERTH'in Yaşlı kadın, genc kızın uzathğı ner en güzel fiimi. kisleri kucakîıyarak içeri girdi. Ayrıca : S i L V İ A S i D N E Y Genc adam, açık pencerenin önünde tarafından ki koltuğa oturmuş, kırlan seyrediyorGönül Yarası du. Aşk ve ihtiras filmi. Çiçekleriniz gelmiş!.. Saray (Hususî) Hayvan sayım zamanının yaklaşması dolayısile bu işte köy muhtarlarına düşen vazifenin iyice anlaşılması ve kolbaşile kontrol memurluklarına ayrılanların sayım gününde yapacakları muamele için Malmüdürü İbrahim Gündüz kulüb binasında bir konferans vermiştir. Gönderdiğim resim toplantıda bulunan memur ve muhtarları bir arada göstermektedir. TURAN tiyatrosunıia Y A V R U N U N G E C E S i Ses kraliçesi Bayan Hamiyet ve Yavruyu seven saz arkadaşlarının istirkile San'atkfir NAŞID ve arkadaşları tarafından KURT AGZINDA KUZU komedi * perde Aynca: KALAYCI KUARTETOSU ^^^•H Umum şantözler . YILDIZ TARZAN KAÇIYOR JOHNNY WEISSMULLER Bitmemiş Senfoni lurkçe sozlu ALESSANDRO ZILIANI tarafından temsil olunan Eser: WERNER EPLINIVS FRITZ PETER BUCH Bestekâr; HANS OTTO BORGMAN KAROLA HöHN PAUL HöRBIGER GiTA BENKHOF. Arsıulusal musiki âleminde zamanım zın Karuzosu olarak şohret alan büyük tenor bu filimde son'atinin en mustesna kudretini götermiştir. Filimde, Puccini, Verdi, GIORDANO gibi klâsik musiki üstadlarının eserleti, Napoliten serenadlar, modern parçalar, en yeni ve en güzel step ve raks, ItaJyanca ve Almanca olarak dinlenecek ve emsalsiz zengin bir musiki Büyük bir ziyareti musıkiye : Mılâno Baş tenoru A Ş K Ş A R K I S I Yaşlı kadmm sesi onu dalgmlığmdan uyandırmıştı: Kim getirmiş? Gönderen gerirmiş... Kapıda bekliyor... ^ filmi görülecektir. Pek yakında T l j R K sinemasında ^ ^ t^ S I K Sinema ^m Bu senenin iki yeni filmi birden Bu hafta Her SA R A Y Sineması Genc adam, çılgın gibi yerinden fır L i L Y P O N S ladı. Kapıya dogru koşarken, kapı hızla Büyük musikili ve ilâhi şarkılı Fransızca sözlU açılarak genc kız içeri girdi. PAUL HORBIGER ve Sevgilım!.. Aşk. . Müzik ve ihtişam Bu bir tek kelime ikisinin de dudaklaAyrıca : nndan beraber dökülmüştü. 2 P A U L M U N i * Genc kız, hıçkınr gibi söylüyordu: Gökyüzü atcşler içinde Gansgsterler hayatına aid biiyük ve heyecanlı film. Sevgilim, bir yanlışlık yüzünden, ^ Heyecanlı serguzeşt filmi ^ senden uzaklaştım, kaçtım. Fakat bir da^m Amerika harbine aid ^m ha ayrılmıyacağız... tarihî bir sarhayı musavver Genc adamın yüzü sararmıştı. Bayı | Ilâveten : FOKS JURNAL son dünya havadisleri lacak gibiydi. Genc kız, kollannı onun boynundan çözerek, koltuğa oturmasına ^ ^ ^ ^ ^ ^ B BugUn saat 11 de tenzilâtlı matine mm^ı^Hm^m yardım etti. Kendisi de karşısına geçti. filmini temsil edenler : Gözlerinde sevinc yaşlan ışıldıyordu: JOHN BOLES Aldandım. Sevenlerin gözlerini, WALLACE BEERY ve bazan kıskanclık buğuluyormuş... Bir BARBARA STANVVİCK akşamüstü seninle buluştuğumuz deniz kıişte size zevk ve neşe membaı yısmda, bir ağacın kütüğüne yaslanmış, Pek yakında olacak yeni bir şaheser Kimbilir?... Belki gönderen odur kendimi gözlerden sakhyarak seni bek'diyordum. Fakat dilsiz çocukla onun ne liyordum, işte o zaman seni kolunda bir bağı var... başka kızla görerek çılgına döndüm. sinemasında Zevkine, Güzelliğine Genc adam, sevgilisinin ellerini avuclaGözlerini yeniden kapamıştı. Yavaş, Musikisine. şarkılar ve danslarına nna almıştı. Gülen bir sesle sordu: üzgün bir sesle anlattı: doyamıyacağımz bir şaheser Bu nasıl olur? Hayatımı hiç sevmediğim, günlerimi karanlık bulduğum bir zamandı. Kar Senden kaçtım. Mektublarinı aç şıma bahar gibi aydmlık, renkli, taze bir madan yaktım. Ağlıyor, yaptığını ve segenc kız çıktı. îşte o gün, onu yüreğimde ni unutamıyordum. Günler geçti. Seni buldum. Hayat, karanlık günler birden hasta duydum. îçimde acımakla, hınc bire ışıklanmış, değişmişti. Hayatı sev arası duygulann kavgası vardı. Bir gün meğe başladım. O da beni seviyordu. Ve dayanamadım, seninle gezdiğimiz boş kı( Mes'ut Insanlar Kulübü ) evlenecektik. Küçük bir yuvamız ola yıya gittim. Orada hatıralanmın rüyası iBaş caktı. Fakat ne oldu bilmiyorum. Birden çinde dolaşırken, birdenbire şaşırdım. bire onu göremedim. Her akşam ortalığa Sen gene, kolunda o kızla geziyordun... Ayrıca : Paramount Jurnal düoya havadisleri ve Romeo ve Juliet müsamekaranlık çökerken buluştuğumuz deniz Ertesi gün öğrendim. Akşam gölgeleri iresi filmi. Buğön saat 11 de tertzilâtlı matine. kıyısmda onu bulamıyordum.. Yazdığım çinde senden ayırd edemediğim adam, bütün mektublar cevabsız, araştırmala kuzeninmiş... Bugün S A K A R Y A sinemasında rım neticesiz kaldı. O, birdenbire yok Genc kızın güzel başı, erkeğin avucla(Frans,zca sözlü) olmuştu. Başım uyuşuyor, düşündükçe, nna kapanmıştı. Genc adam, eğilerek odüşüncelerim manasızlaşıyor, başımın nun ku'ağına fısıldadı: (Florans Nahtingal) içinde neden? Niçin? kelimeleri birbirine Tarihin kaydettiği en ulvî kadınlardın biri... insanî hislerine bütün varh^ım feda.... Izhrab içinde Çiçekleri getiren bana hayatımı, sanlan yılanlar gibi kıvranıyordu. O ve güzel günleri de beraberinde getirdi... bulunanların yaralarını .. Ulvî, iosanî büyük bîr filim... ^^^MMHMi^HH^HiMH Saat 11 de tenzilâtlı matine ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ nunla konuştuğumuz zamanlar bana Onlara, gülümsiyerek yaşlı gözlerle bauzun uzun gelecek günleri anla kan hastabakıcı, yavaşça kapıyı açarak tır, sesinin inandırıcı, sevgi dolu çekildi. iki kin ateşi arasında kalan bir genç kadın ... Aşk mı ?... Vazife mi ?.. ahengile, bana rüyalann en güzel 2 nci Büronun kadın casusları CAHİD UÇUK lerini, gözlerim açıkken gösterirdi. înanamıyordum, onu benden uzaklaştıran se F r a n s ı z c a s ö z l ü beblerin, karanlık gecesini ışıklandıramı • İ yor, bunalıyordum. f RAPSODiSi MACAR biri cinsinde birer şaheser olan 2 büyük film birden gö'steriyor, 1 Paris büyük operası büyük ( Soprano Llrik ) i NÖBETÇİ ECZANELER Rüyalar Diyarında CasusPençesinde DOKTOR SOKRAT KRAL EGLENİYOR Bu aksam şehrin nruhtelif semtlerinde nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Istanbul cihetindekiler: Eminönünde fHuseyin Hüsnü), Beyazıdda ıBelkis), Küçukpazarda (Yorgi), Ejubde (Mustafa Arif), Şehremlninde (Hamdi), Karagümrükte CFuad), Samatyada (Erofilos), Şehzadebaşında (Asaf), Aksarayda (Etem Pertev), Fenerde (Emilyadi), Alemdarda (Sırrı Rasim), Bakırköyde (İste pan). Beyogitr cihetindekiler: İstiklâl caddesmde (Kanzuk), Altıncı » dabede (Günes), Galata Topçularda (Sporidis), Taksimde (Nizameddin), Tarlabaşında fNlhad), Şişlide (Halk). Kasımpa şada (Müeyyed). Hasköyde (Nesim Aseo), Besiktaşta fAli Rıza), Sarıyerde (Nuri). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda fittihad'», Kadıköy Modada (Moda), Büyükadada (Şinasi Rıza), Heybelide (Halk). İRTÎHAL Kemankeş Salım Paşazade ressam Rüştü Okçunun eşi, kimyager Savni Okçu, mühendis Avni Okçu ve mühendis Hüsnü Okçunun anneleri Bayan Huriye Okçu vefat etmiştir. Cenazesi 12 nisan pazartesi günü saat 11 de Çamlıcada Tophanelioğlundaki köşklerin den kaldırılacaktır. **° MELEK DANS İÇİN Y A RA T I LM I Ş dltai,vr ELEANOR POWELL M E L E K Mevlid Merhum Kazancı Remzi Tüter namına Mevlid, nisanın on dördüncü çarşamba günü öğle namazmdan sonra Teşvikiye camii şerifinde okunacağından arzu edenlerin teşrifleri rica olunur. Biraderi îsmail Tüter B E Y A Z nın tertib ettıği seyahatlere kayıd PARİS NATTA sergisine 1937N Acele ediniz KUçük seyahat: (1 Temmuz) trenle Belgrad, Milâro, Paris 142 liıadan itibaren BUyük seyahat: 23 Temmuz, Lloyd vapurile Brendiziden, Roma, Riviera sahili, Nis, Monte Karlo, Paris, Londra, Plimuttan Manhatan Transatlantigile Hamburga, Berlin, 8ükreş, Romanya vapurile dönüş, 260 tiradaD itibaren Adres: BeyoğSu NATTA ıTel. 4491 S Hergün ilk seansta Bahçe Mimarı Mevlud Baysal ZEHiRLi SEVDA SAKARYA Genc adam, gözlerini buğulandıran yaşlan içirmek için, gözkapaklannı açıp kapıyordu. Derin bir soluk alarak göğsünü şişirdi, ve yüreğinin üzüntüsünü çıkarmak ister gibi nefesini salarak söyledi: İşte böyle...Sonrasını biliyorsunuz!. Hastalanmışım, buraya getirmişler... Derin karanlıklar, sonsuz boşluklar hatırlıyorum. Gözlerimin önünde neden? ni çin? kelimeleri kıvranıyor, tatlı bir ses kulağıma: «Bir gün senden uzaklaşırsam kusuru kendinde bul!»... Sonra: «Sev gili eşim beni hep seveceksin değil mi?» diye soruyordu. Onun gözlerini ağlar ken, dudaklannı gülerken görüyordum. Ölüm meleği karşıma geliyor, sırıtan dişler büyük ağzmı açarak kahkahalarla giiIüyor: «Haydi beraber gidelim, arabamız nazır!» diyordu. Yavaş yavaş bü tün bunlar yok oldu. Gözlerimi «çmca filminde : RENE St. CYR JULES BERRY PİERRE RENOiR tarafından Büyük aşk, ihtiras ve entrika filmi. Yarın akşamdan itibaren Dördüncü Vakıf Han dördüncü kat, 18 numara, telefon 22537 Büyük şehir ve kasaba parklan; Anıt, meydan, çocuk parklan ve villâ bahçeleri için modern proje ve plânlar hazırlar; keşifnameler tanzim eder. Projelerin arazide tatbikatını deruhde ve taahhüd eder. Müessesat ve villâ bahçelerinin daimî nezaretini kü\ük ücretlerle kabul eder. Çiçek, sebze tohumları; fide ve fidanlar; süs, meyva ağaç ve ağaçcıklan; bahçe alât ve edevatı ve ehliyetli vahçıvanlar gönderir. Kataloğu (50) kuruştur. Alâkadarlara parasız gönderilir. SİNEMASINDA . ^ H Bütün Istanbul halkı bunu söylüyor: Bu kadar güzel bir filim görmedik ROMEO ve JULİET Shakespeare'in şaheseri Dünya sinemacılığının şaheseri İ Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine İi S AAD ET ve diğer seanslarda Bugün seanslar saat 11 1,45 4,10 6,30 ve gece saat 9 da j P E K mA J Bethoven'in mühteşem musiki eseri LIL DAGOVER W. BIPGEL 9 N C U SENFONİ T U R KSinemasında ' ^* "^ "^ N A S I MODA ÇILGINLIKLARI Miki Mavs ve Foks Jurnal iki fevkalâde film birden R EV İÇİNDE ŞEHİRLER ALEV İÇ GABRIEL GABRIO SUZY VE?NON GEORG RIGAUD Heyecan ve merak ile göreceğiniz Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine