Kâğıd buhranı Bü gidişle mecmualar | kapanmağa mahküm Dünya mühimmat fabrikalarının kâğıd imalinde kullanılan sellülozu çekmeleri dünya kâğıd fiat- larının iki misli yükselmesine sebeb oldu Epey zaman danberi devam eden günlerde büyüyerek kitab ve mecmua — busanları tehdid eden bir ha! almıştır. 'Gıda maddelerin deki ihtikârdan çi kâyet edildiği bir sırada fikir gıdasına id bellibaşlı mad - denin uğradığı bu buhran ve ihtikâr, memleketin münev ver — tabakasından mekteb çocuklarına kadar — büyük bir kütleyi — “alâkadar ettiğine göre, elbet- teüzerinde ehemmiyelle durulmağa değer bir meteledir. Kitab basanlar, son günlerde faaliyet- derini durdurnuş bulunuyorlar. Zaten adedleri mahdud olan mecmu- aların da bu buhrana uzun müddet ta - hammül edemiyecekleri söyleniyor. İstanbul kifebcılarının toplanmış oldukları Ankara cadderi cevabını alıyoruz ve mutlaka istediğimiz ıdın daha iyisi binaenaleyh daha pa- alısı teklif ediliyor. Daha bir ay evveline - kadar kilasımı 20 kuruşa aldığımız kâğıd bugün 35 kur - ruştur. Yarın da kimbilir kaça çıkacak v Meseli 160 sahifelik ve 2000 aded | bastlan bir kitab için bugün kâğıd para Bu derdin önüne geçmek için bir top- Jantı yapan tabiler meseleyi uzunuzadıya | tetkik ettiklen sonra / İktsad Vekkletine “müracnat etmişlerse de henüz vadre - çila olarak 75 lira fazla vermemiz lâzımdır. Bu vaziyet karşısında kitab basmaktan yazgeçtik. Faaliyetimizi durdurduk. Hi- kümctin vereceği karanı bekliyoruz.> Diğer taraftan köğid tacirleri de va ziyeti şöyle mütalen ediyorlar: «— Avnıpada iki aydanberi ki atları yüzde sektene yakın pahallaşınış - br. Bunun rebebi de, Küğıd imalinde kul- | damılan sellülozun mühümmat fabrikaları tarafından çekimekte olmandır. Bir yanı dan da gazele, mecman ve kilab kâğıd | İarının memieketimize itali ancak Ve Kületin müsandesile mümkündür. Bu barla Avrupadan kâğd getirme metele- İi bir hayli güçleşmiştir. İzmit kğıd fabrikası ie bugünkü v aiyetinde ancak hükümetin - siparişlrine yetişebiliyor. Şimdiye kadar - bu ci kağıdlar tabik edilen istisal gümrük tarifesi me Tnitandan itharen kalkıyor ve tam t fife tatbikına başlanıyar ki, böylece ki -| Todla 3,75 kuruş yerine 9 kuruş alınacak- br. ir cevab alamamılardı. Variyetin içyüzünü öğrenmek makua- dle, neşiyatla meşeul bellbaşlı şahsiyet- İerin bu busustaki düşünceler'ni anlamak iltiyen muhamirinize (Yedi Gün) sahibi Sededi Simavi şunları söylemiştr e— Buşünkü kâğıd buhranı nepriyatı felce uğratacak kadar — mühimdir. Bu buhranda küğıde ihtkârınin pek küçük Bir rel oynadığı kanaatindeyim. Bu buh- yanın başlıca sebebi Avrıpada sellülor| fikdanından doğan yüzde yetmiş nisbe- Hindeki tereffüdür. Kâğdm memlekeli - izize görerken kilo başına yüklendiği 17 kuruşa yakın mühtelif rünm da ilave edilince neyriyat bulranı meydana çık- Buman çarcd; gümrüklerden — alınan ahtelif vesimleri katdırımak ve kâğıd ih- e eden memleketlerin — fabrikalarına Kering müsaadesi vermektir.r (Yanm Ay) mecması de göyle demiştir:. <— Bugünkü küğıd fatlarnm arzct- diği yüzde eli altmış aranında fark yü - zünden mecmusların neyrine imkân kal - mamşır. Türkofu Mabust Müdirlüğü vasta gile, muntazaman — seşrolunan ve Türk| maatbuntı arasında ciddi bir mevkü bulu- an mecmuaların hirer senelik kâğıd ih < diyaclarını pek güzel ve kalaşlıkla tesbir etirebilir ve kendilerine münhası Munlarnda sarfolımacak” bu < veler bir kâğıd tüzcen vantasile ge dike “asgari gümrük tarifesie memleker de girmetine mümade ederee, bu takdir. de mecmuslar ölümden kurtulabilir Yoksa pek yakın bir zamunda bepsi nin rubuna birer fatha okunacağına biç, süpbe etmeyiniz.» Kitab batanlar da umumiyelle y fi - kürdedirler: e— Piyatada, ötederberi Hit kullandıkları kâğıd üç tptir. Şimdi ara herca kâğıdeilarden mütemadiyen (yok) hibi Mecdi Vakığ, mecmun kâğıdları İktsad Ve kâletinden ahnacak mürnade ile <ve granlı olmak şartile - kilosu bir kuruştar bu kâğıdla naşmiyorlar.r Görülüyor ki kâğıdcılar da buhranı | günahını üzerlerine almak — istemiyor - har. Ancak yaptığımız tahkikata göre bur günkü kâğıd buhranına bir ihtikârın karıp tağı muhakkaktır. Çünkü: Avrupada - köğıd t af ettikleri veçhile - iki aydanberi yüzde seksene yakın bir nis - bette yükselmiştir. Halbuki buyün piyasada satlan kâ - fıdların çoğu bundan bir sene evvel mem-| İeketimize getirilmişr. Hatta daha ev — vel getirilenler de vardır. Ve sen iki, üç ay içinde Ayrupadan hemen hemen hiç kâğıd gelmemiştir. Demek bi eldeki kâğıdlar, Avrupada Hiatlar yükselmeden evvel alınmuş ve ge: /( Köşeminderinin esrarı ) — Sen, senelerce süren bu hayata kâh| bir koyun gibi boğazlayıp öteki dünyayal seniyete faydalı olmak, kâh ilmi araş-| göndermeli. Başka çare yoklur.. —bumalarda bulunmak, köh lürumsuz bir| — Murad Ferdi kim? hayala nihayet verip onun yerine faydayı | — Kadının son derece heyecan ve te ikame etmek, kâh intikam almak hırsile İlüşla sorduğu bu suale Samoilof hain bir deram ettin. İşte, artık asüde - yaşamak | sükünla cevah verdi: istediğini söylerken gene intikamdan ve| — Birinil.. Öbürgünkü garetelerde »- kendini müdafandan bahsediyorsun, yani/ kursun... gee ayni yoldasın. — Ne yapayım? — Ne yapayan olür mu? Artık ada- Tam o sırada oda kaptamn açıldiğı koridorda bir ayak sesi işitildi. Samoilof| yetinden uçayarak kansınaz makill ihtiyarladın. — Kim 02 diye tordu. Ellerine kelepçe — vurulmadan — yahat| — Kadın kemali sükünlar dürmiyacak misin> — Kim olacak? Hizmetçidir. Cevabini vererek ilâve eti: — Görüyor maun? Nekadar rahat -| süz, nekadar telâşlı ve endişelisin? Hâlâ bayatının sükün ve emniyele kavuşmasını Samcilof küddetle — Simdi kuru nasih İbak, kimdir oradaki? Nesime Hanım koridora çikk, kimsel İyoktu. Oradan mutfağa geçti. Hizmetçil Bu ağır telmih te cevabuz kaldı. Sa < soilof dalmıştı. Gözleri yarı kapalıydı. Üyuyor muydu? Hayır... Arada bir si-| O garasının külünü silkmek için tablaya v -| zanmasından - anlaşılıyordur ki Samci'of) en uyanık olduğu zamanlardaki kadar v yanıktı. Neden sonra kendi kendine mı - rıldanır gibiz — Evet, eveti dedi. Murad Ferdi de- ilen o seneriyi yarın akşam yatağında tleri birak ve git geçebilecekse de, miklan mahdud. olan | * için fabrikalar filigrana ya -| . CUMATRİYET Galatasarayın Macaris- tandan getireceği Galatasaray kü - 1übü tarafından an edileceğini Yazdığımız - Macar antrenör. Zabo ile olan — anlaşma bizmiş göbidir, Anlrenörün. bir kaç güne kadar gehrimize - gelme 5L beklenmekte - dir. Zabo Güreşçi Çaya bir müsabaka- dan sonra öldü Memleketimizde tanınmış - olan eskl İMacer güreşçilerinden Çaya, Budapey- 'tede bir Fransız pehlivanie yaptığı mül- sabakanın 58 inct dakikasında birden bire hastalanmış ve derhal hastaneyel kaldırılmıştır. Fakat, Çaya — on dakikal sonca ölmüşeür. Güreş teşvik müsabakalari yapılıyor. Mayısta yapılacak olan Avrupa güreş İşimpiyonasına hazırlık olmak üzere Gi Teş Federasyomu önümüzdeki haftadan| itibaren büyük bir teşvik müsabakası| programı hazırlamıştır. Galatasaray kulübü silonunda yapı- hacak olan bu müsabakalar kerkese açık olacak, müsebakalar Federasyon tarn- fıdan tâkre edilecek ve müsabakalar iki hafta devam edecektir, Voleybol maçlâri 'T.S. K. İstanbul bölgesi voleybol anlığından: BAFISIT cumartesi günü Galatasarı spor he İstanbülsor - Eyüb saat 16 hakeml Behçet, Hİ - Anadolu saat 1699 hakem Hü- seyin. Galata Gendler - Davudpaşa sast 17 hakem Abdurrahman. Üçok Istanbula geliyor. İzmir S1 (Husust muhabirimizden)— | Üçak takımı mildi küme maçları yapmak| için Bandırma yalile İstanbula hareket eöti. Doğanspor da yarın Ankaraya mi teveccihen İemirden ayrılacaktır. Üsküdar ve Kadıköy Tram- vay şirketi toplantısı Üzküdar ve Kadıküy Tramvay şirketi- ni senelik heyeti ümümiye İçtiman, dün, şirketin Üsküderdaki morkerinde yapılmıştır. Toplantıda geçen mesal yalına ald| murahıb ve heyeti lâsre raporları ökun- duktan sonra tasdik edilmiş ve reis ve: yetin tatbik ettiği fazla gümrük ise ancak bugünden itibaren başlıyor. Yani şu anda - piyasada - bu — fazla gümrüğü vermiş bir ko bile kâğıd yok- Hatta bundan bir müddet evvel İzmit fabrikanın piyasaya vermiz olduğu kâ - lar bile bugün yüzdeyüze yakın bir Zamla satılmaktadır. Avrupada Fatlar yüktelmeden evvel alınmış ve fazla — gümrük - verilmeden memleketimize ithal edilmiş olan kâğıd - Tarn bugün pahalıya almış gümrük verilmiş gibi fabiş fatla satılnı dan sarahaten bir ihtikâr değil midir? Memleketimizde son zamanlarda ya - vaş yavaş düilmeğe — başlıyan neğriyalı Telce uğratacak mahiyetle olan bu hale bir an evvel çaresi bulunmasını itemek bir vazifedir. kız, saçı sakalına karışmış, ihtiyar, pej mürde kılıklı birisile münakaşa ediyordu. Hanimefendi dikkatle bakınca tanır gibi oldu: — Ne üitiyonun baba? Hizmetçi kız cevab verdi — Bekçi demin geldi, sizi sordu. Bir diyeceğim var, dedi. Koridara aldım. O sırada siz paşa ile görüşüyordunuz, bek- İrim, dedi. Çok Bekledi ben de kize v Hanimefendi bekçi babaya endie ile baktı ve sordüz — Ne itiyornun babaz — Kurura bahma hanımefendi.. Pa dayı gordum da bizim - aylıhlar —ahlır geldi.... Unulmiyasın diye peşinden gel dim. — Kaç aylık istiyorun? — Döntü; aha bununl nn sabah gel, al Bekçi yerden selâm vererek çıktı git - . Fakat apartmanın kapısından - çıkar| beş olur. Günübirlik Istanbul Ankara yolculuğu ir saat 50 dakikaya indi Seyahat bir saat ibü lokalinde yapılacak - maç- Ankara 31 (Hususi) — Ankara ile İstanbul arasındaki yolculuk müddetini artık bir ssat 50 dakikaya indirilmiş ol duğunu bilmiyen kalmarıştır. Nafıa Ve kâleti, Devlet Havayallarile, iki şehrin arasında, günübirlik gidiş gelişlere mü mid bir hava yolu açtı. Hava yollarını, Türkiyemizin başbca merkezleri arasın a tesis etmek gayesi üzerinde de yürü üyor. Bu gayeyi, daha kısa zamanda ta- hakkuk ettirecek — kuvvetin, — halkımızın hava seferlerine rağbeti olduğu da şüp- hesizdir. Bu rağbetin günden güne art tuğt müşahede ediliyor. Bu münasebet l Şindi, İstanbulla — Ankara / arasında, tayvare ile sefer eden bir vatandaşla gö Tüştüm. Bana, kendisine böyle bir seya- ha hevetinin ilk defa nasıl geldiğini ar Tattı, Sözleri, böyle keyifli bir yolculuğa çıkmak itiyenlerin işine pek ziyade yan- buğum acıları ihüva ettiği i- çin bu kısınları aynen kaydediyorum. Merkez postanesindeki emi acentalığına vön - yarak 22 lira mukabilinde 1000 lim si> gartayı ihtiva eden Ankara - Tetimi alarak yerimi ayırtım. Acenta me» muru 15 kilo bagajı ücretsiz olarak ya- 'nımda götürebileceğimi söyledi Ertesi gün sabah saat dokuzu 25 ge çiyordu. Pestanenin önünden Havayol lan İdaresinin yolcu / otobüsüne bindik, Sant tam 9.30 da - Tayyare meydanına hareket etik. Ulus meydanile tayyare istasyonu ara- sındaki mesafeyi tam 15 dakikada aldık. Yol, kismen asfalt ve ağaelikli. Tayı ye binmeğe © kadar havesli imişim ki 15 dakikanın ne kadar çabek geçtiğine, mey- dana geldikten sonra hayret ettim. Özebüsün muvasalatında kapıyı açan idare hademesi valizimi alarak tartıya gö-| fürdü. Diğer 3 İstanbul - yolcusunun da) kendi bususi vasitalarile meydana gelmiş) aldukların oruda bulunanlardan öğren -| dim. Demek yöl arkadaşların da var - maşl, FT Kanlı bir sahne Ertesi akşam saat ona doğru, Beya - zadda Alibey yokuşu yan sokaklarından| birinde ahşab bit evin merdivenlerini bi - Tisi ağır ai çıkarken üst kataki bir o -| danın kapısı açıldı. Merdiven biraz ay -| daınlandı ve bir sesi — Kim 9? Diye sordu. — Benim Nurit. Nuri; yarı karanlık genişçe, eşyanı e ki bir yatak odasına girdiği zaman elini| vzallı; — Nasılsin üstadi.. — Mükemmel. Nouri, bir lâhra Murad. Ferdinin yü - züne dikkatle baktı. Bu gece onun için ferkalâde gecelerdendi. Öyle olduğul halde bu yaşk ve sabik zabita memurun- de telâştan ever yoktu. Murad Ferdi tor-| d İçıkmaz mahalleyi dolaşacak veya kulü besine gidecek yerde ttamvaya bindi ve Beyoğluna indi, Bir btele girdi. Üet kata) çıktı. Bir odadan içeri girerek - başbaşa gazete okuyan bir genc — Samoilofu aladım çocukları | — Niçin geldin bakalım yavrum? Nuri gülerek — Çünkü Samaik devun var da bu döstne mülâkatta veni| yalmz birakmak İstemedim, — Teşekkür ederim Nuti Pla bu aktam yan: Beni işletilerek yayaşlatıldı. Bu işten anlıyan- Tar başmakinistin son defa olarak motür. Teri münyene ettiğini söylediler. Şama haber verdi. Mey ayiran türnikeden geçiyoruz. Birer birer teyyareye bindik. Pilot bizlerden evvel yerine yerleşmişti. Bizimle birlikte hat edecek olan telsiz makinisti de ye masına karşı da çiğnemek üzere birer pa- ket çiklet verdi. teriyor. Gkalkabilirin işaretini verdiği görüldü. Motörlerin homurdanmaları ziyadeleşi Simdi hafif sarsınklarla ilerliyoruz. Yerden kalkınamız gecikince sebebini yanımızdaki makinistlen sordum. Tay - e kalkarken tüzgâr karşıdan almak mec-) buriyeti varmış. Rüzgür garbden şarka n estiği için meydanın öbür tarafına kadar u şekilde âdeta otomobilde imiş Kibi gitmek zarureti varmış. Tayyaremiz meydanın — tark dil'inda. durdu ve garbe döğrü cephe aldı.. Biraz Sonra motör seslerinin arttığım, tayyare- ni yerde süratle koşmağa — başladığını gördüm. Bir iki sarsınlıyı müteakıb tay - yaremizin - güzel bir olamabilin gayet İmuntazam bir asfaltta gidermiş gibi yel aldığını, âdeta kaydığını hisettim. Dışa- raya bakıyorum. Yer bizden epey uzak Taşmış. Demek, bu ânzasız, düz yol ha - “Tayvarenin zaman saati onu beş geç yalnız birakmak itemediğin anlaşılıyor. Vakü apartımanda kapının — arkatından| 'onun beni bu gece yatağımda boğazlıya- cağını işitmiştim. Demek ki orada duy düklanmı hemen tire yetiştirmekle ihti -| yatuzlık ettim, Nuri eski bir kanapeye oturarakt — Neden İhtiyatsızlık etmiş oluyor - sun üstad? — İşte... Bu ihbar, bu tehlikeli de seni buraya kadar getirdi. İhtiyatız- hık değil mi? — Evet amıma... Emir el ki son de| çe intiyatla hareket ettim. Beni kimsel buraya gelirken veya otelden - çikarken görmedi. Yolumu değiştirdim. — Âlk... Arıma ben senin hesabina | itiyatazlıktan bahsediyorum. Benim ber, Sabıma Ferdi bunları süylerken heyecanlıydı.| Nuri ondan Fazla mütcessir oldu. Yenil tamışan, fakat pek tehlikeki anlarda bir) arada bulundukları ve ayni/ tehlikeli düşmana karşı itifak erikleri için birbi rine pek çabuk tsman bu iki adam birbir| Finin elini skt ve bir dakika birey söy-| Temebsirin göz göze bakıştlar, Bu baktı| İstasyon memunu büyük bir nezaketle de motörleri işleti'miş olan tayyare biz - Teri İstanbula götürmeğe hazır duruyor. Evvelâ sağ, sonta da sol molör hizla Sant tam ona beş var: İstasyon memu- u tayyareye binme vaktinin gelmiş oldur. lerimize oturmaklığımızı müteakıb, kulak- Jarmıza hkamak için pamuk ve hava tut- “Tayyarenin içindeki saat tam onu göz- Dışarda istasyon müdürünün | 1 Nisan 107 Altı şimal mem- - / leketi kongresi — j Nisan ayı zarfında —| Brükselde toplanacak Brüktel 31 (ALA.) — İyi haber alan aestiikere vöre Ode mükereleenmedi İaazn Gi olan'alı heti di T gömrik gliklerin tabedinei ça Baürelii sekader “uadülr ikdetiadi ea Yakerieni bti linere nügadlü blmde yeaiden taçik £ n Grla grapitua — mesmb menleketler buhran dolayısile alınan istanaf tedbirler tin kaldırlmanne uğraşmakla he de mük: tü menllkler banldan ha ha alınan tedbirlerin birbirine uyaan zünden büyük güçlüklerie kamlaşmaktar dırlar. Bu memleketlerden bazıları ko ajan sütlemini, bazları da dövüz kon « ralü sörtemini kabul etmiş bulunmakta « dırlar. Bununla beraber Öslo grupuna men- sub olmıyan devletlerin menfaatlerini gö- zetmek şarlile gümrük slâhlarının bırar ması yolunda bir anlaşmaya varlaca. öt ümid edilmektedir. ECNEBİ MEHAFİLDE Yeni Polonya konsolosu Yeni Polonya konsül cenersli İvva « yeleeh şehrimize gelmiş, Vali muevini Hüdatyi ziyaret etmiştir. yar, Karşımızda / pilet mahalline açılan İkanınn sol tarafında, — zamam saatinin İyanında bulunan, — irtifa saatinin ibresi 1400 metroyu gösleriyor. Ankara deniz seriyesinden 9O0 metro - kadar yüksekte alduğunn nazaran 500 metro yükseklik- te uçuyoruz. Motör sesleri ne beni ve ne de diğer Ü yolcu arkadaşlarımı rahatsız. etmemit oe —— 'acak ki kulaklarımıza pamuk koymuyos , vuz. Çikleti vakit geçirmek için çöğniyork p dum. Aramızda bağırmadan bile konuş « / * tuklarımızı kolaylıkla işitebiliyarduk. Kendi kendime hayret ediyorm: A © 23/ partımanların üçüneü katından aşağıy Za kamıyan hen, şimdi, 500 metro intitir n güzel Ankarayı doya, deş seyrediyorum! Şehri toplu bir vaziyetle * seyredip, güzelliğine bir kere daha inan- dıktan sonra döndük ve İstanbul yelunu tuttuk. Tayyare 200 beyişir kuvvetinde, dün- yanın en tanınmış firmasının iki motörile mücehhez, Beş yolcu, bir de makinit a- liyor, saatte 220 kilametra mesafe ka » zaber havada dört huçuk sa « at kalabiliyormuş. Tayyare — tekizle de teçhiz edilmiş. Telsizci makinist hava yollarına aid An: kara ve İstanbul yer telsiz istasyonlarile İmütemadiyen muhaberede, Arada sırada telefonla konuştuğunu da görüyoruz. Hava gayet güzel, Bazan alımızdan parça halinde bulutların geçtiği görülü « yor. En ufak bir sarsıntı bile yök. Kilo « metrolarca iletisi ve etraf görülüyor. İlk bakışta tayyarenin vürati pek belli olmuyorsa da arad asırada dağlar üze - Tinden geçen gölgemize gözüm iliştikçe süratimizin çokluğunu anlıyorum. biletimizi alıp işaretlediklen sonra valizi- amün 17 kile geldiğini söyliyerek 22 ku ruştan 2 kilo fazla eşya ücreti aldı. Tayyare meydanındaki pistin üzerin Pilotun makinile çekmek üzere ver « diği telgrafa gözüm ilişti. 2000 metror da, 225 kilemetro süratle uçuyoruz, her” dey yolunda » Sakarya vadisi, Eskişehir, — Yenişehir tarikile ulaştğımız Yalovadan — itibaren Adalar, Bastaneı, Kadıköy, İstanbul ür zerinden Yeşilkây seyir hattınm manza- |ras cidden çok lâtif. Deniz, Roğaz, Hae Tiçe. Dümvanın hirbir tarafında bulun « mıyan tabii güzelliği aralarında paylaş « yanlar. " Yalavayı geçerken tayyaremiz yavaş yvaş intifa kaybetmeğe başlamıştı. Yek İsiltöy üzerine geldiğimiz - vakit yerden ancak 300 metro yüksekte idik. Meydan üzerinde yaptığınız geniş bir hu müteakib motör seslerinin azalmağa ve yerin bize doğru çıkmağa başladığın irdüm. Pilot mahalline açılan kapı kar panmışt. Üzerindez eİnişte yerlerin mus hafaza edilmesi rica olunur yazılı lev « İkayı akuduk. Demek, iniş anında tayyas zenin içinde gezinmek mermnu imiş, aman dikkatli olalım! Tayyarenin tekerlekleri ” yere değdiği vakir apıkı Ankarada olduğu gibi âdeta bozuk bir yola çıklık ve tayyaremiz ha - K sarantlar yaparak — hizint kayt durduk. İleride beyaz bir bayrak göster. diler, Şimdi oraya doğru ilerliyonuz. Tayyaremiz — Yeşlköy - Havayollari istasyon binasının önündeki pitte durdı Tayvareden izerken sante baktım: Ti 50 geçiyordu.r Hava yolcusu, bu izahatını şöyle bit Memlekete ve halkımıza pek çok evler kazandıran Nafia Vekâleti, şim « di de Devlet Havayallarile, zaman ka « zandırmaktadır.» ta uzun bir dotluğun / teminak / vardı | Mehhi Said Esen