CUMHURİYET 17 Mart 1937 Şark vilâyetlerinde Karışık iki dava Şimal turnesine çıkan güreşçilerimiz dün geldi Finlandiya ve Isveçte muvaffakiyetli müsabakalar yapan pehlivanlarımız, çok memnundurlar Imar ve kalkınma işleri hızla ilerliyor Üçüncü umumî müfettiş Tahsin Üzer Ankaradan şehrimize gelmiştir. Bir hafta kadar şehrimizde kaldıktan sonra Trabzona gidecektir. Trabzonda bir milyon iki yüz bin lira sarfile 250 yataklı bir Nümune hastanesi yapılacaktır. Hastanenin inşaatı sonba harda bitecektir. Yeni Erzurum resmî mahallesi inşaatınm münakasası önümüzdeki ayda bitecektir. 220 bin liralık kısmı 6 nisanda ihale edilecektir. Erzurum, Kars şehir lerinin haritalan bitmiştir. Kemah Erzurum arasında demiryolu faaliyeti de vam etmektedir. Hat Erzincana 938 eylulünde varacak 939 eylulünde de Er zurum hattı inşa edilmiş olacaktır. Erzurum ile Karsta yüzer kişilik köy öğretmeni yetiştirmek üzere mektebler açılacaktır. Trabzonda yeni bir lise binası inşa edilecektir. Şarkta birçok şehirlerin elektrik ve su projeleri hazulanmıştır. Birisi beraetle, diğeri mahkumiyetle bitti Bundan bir müddet evvel Fatma Nezahet ve Fatma İlhan isminde iki kadın, sekiz yaşlannda bir çocuğun anası olduklannı iddia etmişlerdi. Bu mesele gün lerce İstanbulda dedikodu mevzuu ol muş ve mesele altıncı hukuk mahkemesine intikal etmişti. Çocuğun nesebini tayin edecek olan dava devam edip dururken, bu iki kadın bu sefer de birbirlerini teh did suçundan üçüncü ceza mahkemesine düşmüşlerdir. Dün üçüncü cezada bu davaya ba kıldıktan sonra bu iki kadın koridora çıkmışlar, bu sefer de birbirlerine hakaret etmeğe başlamışlardır. Fatma Nezahet Adliye polisine müracaat ederek kendisine hakaret edildığıni iddia edince iş cürmü meşhud Müddeiumumisi Hıkmet Sonele intikal etmiştir. Maznun mevkiine düşen Fatma îlhan da Cemal ve Artamyos adlarmdaki şahid lerin ikişer lira mukabilinde oracıkta tedarik edildiğini iddia etmiş, kendisi de Şerife, Necmiye, Hasret, Nazire ve Zekiye admda beş şahid göstermiştir. Sabah saat 10 da başlıyan ve peşinden yüzlerce meraklıyı sürükliyen bu karışık dava nihayet saat 1 7 de cürmü meşhud üçüncü sulh mahkemesinde halledılmiştir. Yapılan duruşma sonunda her bir şahid başka türlü ifade verdiğinden suç sabit görülememiş ve mahkeme maznunların berae tine ve mahkeme masrafı olan beş liranın davacı Fatma Nezahetten alınmasına karar vermiştir. Italya 12 adalardaki siyasetini değîştirdi Adalar halkına ve bilhassa Rum ahaliye geniş haklar veriliyor [Baştarajı 1 inci sahifese] sele ile çok hararetli bir surette uğraşmalarına «Onikiada» ismindeki gazetenin neşrettiği bir Rodos mektubu sebeb oı muştur. Bu mektubdan anlaşıldığına göre şimdiye kadar Onikiadayı idare eden Mario Lango azledilmiş ve yerine gelen Kont Vekki adalarda Rum ahaliye karşı olan Italyan siyasetini kökünden değiştirmiş ve bu ıdareye yeni bir ıstıkamet vermiştir. f melerine müsaade edilecektir. Bu suretle Rumların cemaat teşkilâtlarının idare edecekleri mekteb, kılise işlerine Italyan idaresi müdahaleden uzak kalacak ve kelâm serbestisi teessüs edecektir. Gene Rodos muhabirinin bildirdiğine göre Lango'nun Onikiadadan uzaklaştı rılmasını bizzat Musolini emretmiştir. Musolini evvelce adalarda geniş bir teftiş yapılmak üzere emniyet ettiği gene « rallerden Manga'yı göndermiş, o da teftişi neticesinde verdiği raporda Onikiada ıdaresının pek muzlim olduğunu ve bu gidişle Italyan menfaatlerinin tehlikeye gireceğini bildirmişmiş. Bunun için yeni gelen vali yerlilerle sıkı bir münasebet lesıs ederek sempatilerini kazandıktan sonra bu adalardan hakkile istifade temin etmek yolunu tutmuştur. Onikiada idaresinde husule gelen de • ğişikliğin sebebi her ne olursa olsun bu değişikhk ada rumlarmı ve buniarla pek sıkı alâkalannı muhafaza ederek bütün ahvallerini takib etmekte bulunan Yunanlılan bir dereceye kadar teselli v« teskin edecek gibi görünmektedir. Ege gecesi Üniversitede okuyan Izmirli gencler tarafmdan Ege mahsullerini sevdirmek maksadile Maksimde önümüzdeki cu martesi akşamı verileceğini yazdığımız Ege gecesine aid bütün hazırlıklar biti rilmiştir. Beşinci Ege gecesine iştirak etmek üzere, bu hafta içinde îzmirden birçok kimseler gelmiştir. Bunlardan bir kafile dün Ege yurdunu ziyaret etmiştir. Üniversiteli kız ve erkeklerden mürekkeb zeybek ekipleri dün son provalarmı Ege yurdunda yapmışlardır. Geceye» birçok san'atkârlar davet edilmiştir. Bu meyanda Ege tangosu ve Izmir fokstrotuna ilâveten «İzmir akşamları» adile yeni bir oyun havası hazırlanmıştır. Bu beste o gece meşhur bir san'atkâra okutulacak tır. Şehrimizde bulunan bütün Izmir meb'uslan gencler tarafmdan davet edilmiştir. raya tehiri münasebetile bu hafta şehrimize gelmesi lâzım gelen Avusturyanın Hakova kulübüne telgrafla müracaat edilerek hareketlerinin bir hafta sonraya bırakılması istenilmişti. Hakovalılardan gelen cevabda bunun kabıl olmadığı bıldırıldığinden bu takımm Istanbula gelmesi imkânsız bir hale gelmış demektır. Finlandıyadan gelen gureşçılenmiz vapurdan inerlerken Şimal memleketlerinde birçok müsa bakalar yapan güreş takımımız dün Romanyanm Recele Karol vapurile şehri mize dönmüş, rıhtımda büyük bir sporcu kütlesi tarafmdan hararetle karşılanmıştır. Güreşçilerimizin yaptıkları birçok müsabakalardan ve yol meşakkatlerinden hayli yorgun düştükleri yüzlerinden o kunuyordu. İsveç ve finlandiyada 74 müsabaka yapan yedi güreşçimizle ayn ayrı konuştuk ve ihtisaslarını zaptettik. Bu turnede en muvaffskiyetli mü sabakalar yapmış olan Çoban Mehmed: « Bu seyahate maattuessüf o kadar hazırlıklı bir halde iştirak edemedim. Takımımız Berlın Olimpiyadları zamanındaki kadar hazırlıklı olsaydı çok daha iyi neticeler alırdık. Bununla beraber umduğumuzdan iyi neticeler aldık» dedi. En kuvvetli ve meşhur rakiblerini kısa zamanlarda mağlub eden Büyük Mus tafa da şunları söyledi: « Ben de arkadaşlanm gibi çok çalışmamıştım. Finlandiyada kolumdan sakatlandım. Bu yüzden birkaç güreşe iştirak edemedim.» 79 kilomuzu temsil eden Adnan:ı « Ben bu seyahatte Berlinden fazla muvaffak olarak i§ gördüm. Bilhassa İsveçte çok çetin güreşçilerle karşılaştım. Galiba şimal memleketlerinde en çehn güreşçiler benim kiloda bulunuyorlar.» 72 kiloda güreşen Saim de: « Aldığımız neticeler meydanda dır. Ustüste yapılan müsabakalar tahmin edildiğinden fazla güç oluyor. Bununla beraber şimdiye kadar şimallilerle yapılan müsabakalarda hiçbir millet bu kadar iyi neticeler alamamıştır» dedi. Kolu sakat bir halde ve hafif antren manlarile bu seyahate iştirak eden Yaşar: « Bu müsabakalarda en fena vaziyette olan bendim. Berlinden sonra u zun "boylu hazırhk yapamamıştım. Bu seyahate iştirak bile etmek istemiyordum. Kendimi kontrol ede ede yaptığım mü sabakaların birinde büsbütün sakatlanmca Isveçteki güreşlere güçlükle devam ettım. Bundan fazla iş görebilmekliğim esasen imkânsızdı» dedi. Küçük Hüseyni mağlub ederek ilk defa böyle büyük ve mühim bir seyahate iştirmk eden ve ümidin fevkinde par'.ak müsabakalar yapan Kenan: « Bu seyahatten çok istifade etrim, pek çok şeyler öğrendim. Oralarda gör düklerimi burada beş, hatta on senede görmek ve öğrenmek kabil değildir. Fınlandiyalıları güreşin üstadı olarak tanı dım. Bu seyahatte on üç müsabaka yaptım. Bu müsabakalann birincisinde mağlub oldum. Fakat dığerlerinin beşini tuşla, yedısini de sayı hesabile kazandım.» dedi. . , • Yapılan seyahatten dolayı herkesten fazla memnun görünen antrenör Pelli neu: «Çocukların hemen hepsi de müsa bakalara sakat bir halde iştirak ettiler. Bununla beraber iki memlekette de çok güzel müsabakalar yaptılar.» Kafile reisi Seyfi Cenab da: «Yaptığımız müsabakalarda aldığımız dere celerin kıymet ve ehemmiyetini, oralarda güreşe karşı olan büyük alâka ve çalışmayı gördükten sonra takdir etmek lâ zımdır.» dedi. Takımm yorgunluğu gözönünde bu lundurularak Almanyadaki maçlar ya pılmamıştır. İsveç ve Finlandiyada Greko Rumen ve serbest güreş olarak 74 müsabaka yapılmıştır. Kısa bir zamanda yapılan bu kadar çok güreşin nekadar yorucu olduğunu takdir için güreşçi olmak lâzım değildir. Fakat çocukların ettikleri istifa delere bakıp böyle yorgunluğa can kur ban demek lâzımdır. Yapılan bir anlaşmaya göre Finlandiya takımı yaz ortasında Türkiyeye gele cektir. Diğer taraftan güreşçilerimizin haber verdiklerine göre İsveçte tertib edilen büyük bir turnuvaya orada çok beğenilen büyük Mustafa ile Kenanm da davet edilmeleri çok muhtemeldir. lkinci bir vak'a Futbol antrenörü şehrimize gelmiş Ankara 16 (Telefonla) Habersizce Ankaradan ayrılmış olan futbol antrenörünün İstanbula gitmiş olduğu anlaşılmıştır. Suduri adında bir genc kansı ve Hüseyin Avni aleyhine bir zina davası aç mıştır. Dün ikinci istintakta sorgu yapılırken bir aralık Suduri Hüseyin Avniye «istersen davamdan geçeyim» demiş ve bu sözle başlıyan münakaşa hakarete kadar gitmiştir. Bunun üzerine bunlar, hemen polise müracaat ederek şikâyel etmişler ve Müddeıumumilikte de «ben davacıyım» diyerek karşı tarafı maznun mevkiine düşürmeğe çalışmışlardır. Fa kat her ikisi de maznun olarak mahkemeye sevkedilmiştir. Yapılan duruşma so nunda Suduri ve Hüseyin Avninin sucları sabit görülmüş, üçer gün hapis ve birer lira hafif para cezasına mahkum olmuşlardır. Ancak iki taraf ta mahkum olunca dava sukut etmiş ve bu ihtilâf ta bu suretle tatlıya bağlanmıştır. Kont Vekki ilk iş olarak bütün şubelerde Lango'nun idaresi zamanma aid büyük suüstunaller ortaya çıkarmış ve bu suiistimallerin 32 milyon lireti bulduğunu tesbit ettirmiştir. Yeni vali ayni zamanda şimdıden sonra herkesın kanun nazannda müsavi olduğunu, bütün meselelerin âdilâne hal ve tanzim edileceğini ahaliye bildirmiştir. Hükumet konağınm duvarlanna yapıştırılan italyanca, rumca beyan namelerde adalardaki ahalinin ekseriyeti arzularına hürmet edıleceği ve bunun aksine hareket eden hükumet memurlarının şiddetle tecziye edilecekleri üân e dilmiştir. Diğer adaların kaymakamları da merkeze celbedilerek herbirinden tatbik ettiği idarî tarzlar hakkında lâyihalar Perye Bankasının açtığı dava Muhtelıt Hakem Mahkemesı Türk Aistenmiş ve herkese Rodos Umum Vali janı Emin Âli Ankaraya gitmiştir. Emin sine şahsan müracaat hakkı verilmiştir. Âlı Perye Bankasınm yerine kaım olan Kont Vekki bununla beraber OnikiaFransız Bankasının hükumet aleyhine danın iktısadî hayatında adaletin teessüsü açtığı ve hakem huzurunda mürafaaya için de birçok tedbirler almıştır. Lango bırakılan alacak davasile Çukurovada nun idaresi zamanında haciz, musadere bazı nafıa teşebbüsatından dolayı gene ve istimU.k olunan emlâk ve arazinin sa hükumet aleyhine bir Fransız şirketi tahiblerine iadesi için emir verdiği gibı şim rafından açılmış, fakat halli, hususî tediden sonra istimlâklerin asgarî hadde maslara kalmış olan ikinci bir dava hakkında Maliye Vekâletüe temasta buluindirileceğini de büdirmiştir. nacaktır. Yeni vali Kont Vekki'nin Onikiada aBelçıkalı hakemin. Perye davası hakhalisine karşı takib edeceği siyasetin ana kındaki kararmın bugünlerde tebliği hatları şu şekilde hulâsa edilebilir: beklenilmektedır. Ekseriyet teşkil eden kütleye mühim haklar verilerek bunlann memnuniyetle Arnavud kilisesine istiklâl rini celbetmek. Adalarda ekseriyeti teşkil veriliyor eden Rumlardır. Binaenaleyh bunlann Dün ve bugün Fener Patrikhanesintahsil ve terbiyeleri, dinleri ve cemaat iş de toplanan Sen Sinod meclısi Arnavudleri Italyan idaresi vesayeti altından çı luk kılısesınm müstakd olmasma karar kanlacak ve eski zamanlarda olduğu gıbi vermiş ve bu karar telgrafla Patrikhaserbest cemaat teskilâtlarile idare edii nenın Atina mümessiline bildirilmiştir. Genc bir kız talebemîz vefat etti Uç yıldanberi Üniversitede okuyan ve Tıbbiyenin üçüncü sınıfında bulun makta olan Konyalı Nazmiye evvelkı gün menenjit tüber kilozdan Haseki hastanesinde ölmüştür. Universite tahsil hayatında kızlar ara sından böyle hazin Nazmiye bir ölüm ilk defa vaki olmaktadır. Ciddiyeti ve çalışkanlı ğile kendisini hoca ve arkadaşlarına sevdirmiş olan Nazmiyenin cenazesi dün bütün fakültelerden gelen talebelerin, doçent ve profesörlerin iştirakile kaldı rılmış ve gözyaşları arasında Topkapıya götürülerek ebedî istirahatgâhına bıra kılmıştır. Cenaze merasimine iştirak e denler Nazmiyenin teksir edilmiş foto grafını siyah kordelâlarla yakalarına takmışlardır. Tıbbiyeliler ailesine taziyetlerimizi sunanz. rak eğildi: Murad Ferdi kulunuz!.. Dedi. Hasan Azmi hayret içinde bu iriyan, beyaz saçlı zata baktı: Aman Ferdi, inanılacak şey değil!.. Sen misin sahi? Murad Ferdi, yeleğinin altından bir yığın bez çıkardı. Saçlarmdan bir takım pudra yığınlan döktü ve yüzünü bir mendille temizledi. O zaman yaşlı değil, ortayaşlı bile olmıyan çevik Ferdi ortaya çıktı. Azmi hayret ve takdirle: Deniz Fabrikalarında insaat Hamdi Emin Güneş kulübünde konferans verecek Güneş Kulübünden: 20/3/937 tarihine tesadüf eden önümüzdeki cumartesi günü saat 18,30 da Hamdi Emin Çap tarafmdan (Modern futbol) mevzuu uzerıne bir konferans verılecektir. Aza ve dostlarımızın bu toplantıya şeref katmalarını dileriz. Not: İstanbul Radyosile neşredılecek olan bu konferansa müttefik kulüblerin azaları gelebilirler. İstanbul kros şampiyonası İstanbul Atletizm Ajanlığından: 1 istanbul kros şampiyonasının beşinci musabakası 21 mart 937 pazar günü Şışli tuğla harmanlan yolu arasında yapılacaktır. 2 5000 metroluk müsabakaya takım lar üçer atletle gireceklerdir. 3 Bu müsabaka 28 martta Ankarada yapılacak kros şampiyonası için de seçme olacaktır. 4 Takımların listeleri 19'3/937 akşamına kadar ajanlığa verilmiş olmalrdır. 5 Atletler saat 9,30 da Şişli tramvaj Hakova temasları suya düştü deposu onünde toplanacaklardır. istanbul Atletizm Ajanı Mıllî küme maçlannın bir hafta sonÖmer Besim Bekçi, omuzlannı kaldırdı, kaşlannı çattı: Vallahi beyefendi; bu benim de aklıma geldi. Çünkü bir zamanlar bır kadın sesi işitir gibi de olmuştum. Ama bitişik evde öyle korte, morte edecek kadın yok ki. Tuhaf şey. Icar, isticar idaresf memuru ile müşteri bekçiden ayrılıp istasyon caddesini tuttular. Yolda müşteri, evi beğendiğini, bugün yann sefarethaneye uğrıyarak pazarlığmı yapacağını ve kısmet olursa beş on gün içinde de taşınacağını söyledi: Havuzların tayyareden alınmış bır resrıı İktısad Vekâleti Deniz Fabrikaların dilecek ve orada bulunan eski Valideda yeni inşaat ve tesisata bu sene için kızağı da ihya ve ıslah olunacakde başlanacaktır. Ecnebi ve Türk müte tır. hassıslan Havuzların her büyüklükte Valide kızağının bulunduğu saha ve ogemileri inşaya müsaid bir hale gel radaki bmalar, Millî Müdafaa Vekâlemesi için icab eden inşaatın ve getiril tinin elmdedır. Binaenaleyh buraların mesi lâzım gelen makinelerin projele İktısad Vekâletme devri. içm icab eden rini ve listelerini hazırlamışlardır. Mev muamelelere derhal girişüecektir. Tercud havuzlar ihtıyaca kâfi olmadığı için sanemizin ıslahı için ilk iki senede beş sivıl tersanemiz Hasköye kadar tevsi e milyon lira sarfedilecektir. mühim malumat elde edemedim. Çün'kü köşkü sefarethane tamamile boşaltmış. Yalnız mahzeninde, yandaki köşke ge çen bir merdiven buldum. İçindeki bekçi, bu mahzenden acayib sesler, bağnş malar işittiğini ve «iyi saatte obunlar» dan korktuğunu söyledi.Bu hal nazan dikkatimi celbetti. Fakat asıl mühim olan şuı Birkaç gündür profesör hazretleri seyahatte imiş. İyi, hoş... Fakat ya mahalle bekçisi olan ve suculuk ta eden Ahmed Ağanın evvelki gün sabah karanlığı profesör Samoilofu köşkünden çıkarken c görmesine ne dersiniz? Hasan Azmi yerinden sıçradı: Ne? Samoilofu mu görmüş? Im< kânı yok... Ferdi kaşlannı çattı. Başını salladı: Maalesef, bekçinin kendisinden ve son derece kat'î bir dille işitmeseydim ben de inanmıyacaktım. Bu haberi bana ev * velâ köşkün bekçisi verdi. İnanmadım. Gidip mahalle bekçisini buldum. Ağzını aradım. Herif gözüne, dizine yemin etti. Bekçi yalnız yüzünü görerek tanıdıgm » dan değil, onu köşkünden çıkarken gördüğünden bahsediyor. {Arkasi var) f Köşe minderinin esrarı I Zabıta romanı : 74 Kimse ile görüjen mahluklar değil ki. Birkaç kere kapıda gördüm, selâm verdim. Başlarını eğerek selâm aldılar ve her sefer adeta savuştular. Sade uşağını evvelki gün çarşıda gördüm. Oradan buraya kadar yanından ayrılmadım. Efendısinden bahsetti mi? O etmedi, ben ettim: «Sizin mösyöyü hiç göremiyorum. Yalnız mısmız evde?» diye sordum. «Evet, bir zamandır mösyö seyahatte!» diye cevab verdi. Amma... Allah, Allah... Amma... Belki seyahatten dönmüştür! Hayır... Uşak, akşamüstü, efendisinin hâlâ seyahatte olduğunu, daha dönmediğini haber verdi. Ne bıleyim? Evin müşterisi fazla izahat istemedi. Zaten icar ve isticar idaresi memuru adamakıllı sıkılmıştı. Onlardan ayrılarak bahçenin bir köşesind' dallarla, yapraklarla oynuyordu. Yaşhca zat: Şimdi, dedi. Sana ugurlar olsun. Evlâd, haydi bakalım... Ben burada bir ahbaba uğrıyacağım. Dedi. Sokak kapısının önünde müşteri Belkı bir iki saat sonraki trenle döneBekçi, bahçenin bir köşesindeki kapa bekçiye son defa olarak: rım. ğa takılarak sözünü değiştirdi: Pazarhk için sefarethaneye mi mü Köşkün burada da bir kuyusu varracaat edeceğiz? Akşam geç vakit, İstanbul millî tütün dır. Suyu hiç eksik olmaz... Evet. Orada Mösyö Vilâdmir'i şirketi müdiriyet odasında Hasan Azmi, Fakat müşteri ayni bahse avdet et bulunuz. işlerini bitirirken hademe kendisini bir mek üzere: Â!â... zatın görmek istediğini söyledi ve: Ne dedin? Bitişik komşu seyahatTam çıkacağı sırada da geriye dön Hususî mühim bir mesele için! dete miymiş? dü: di. Evet amma, bize de onlara da su Yahu, dedi. Hepsi âlâ ama şu peDiye ilâve etti. getiren bir sucu vardır. Dün bize geldiği ri hikâyesi doğru ise can sıkacak şey. Saİçeriye giren zat, Yeşilköydeki Prens zaman komşuyu sabah karanlığı evinden kın bu, bitişik evdeki hizmetçi kızın veya Rızkullahın köşkünü gezen müşteriydi. çıkarken gördüğünü söyledi. kadmın bir korte macerası olmasın. Hasan Azminin masasına kadar yaklaşa Hayır, ben kani olmadım. Nuri ile Hasreti vapur, tren ve tayyare acentalarından araştırdım. Bu pek emin bir yol değildir ama şu birkaç gün içinde onlarm kalıbında kıyafetinde hiçbir yolcu olmadığma kanaat getirdim. Kaldı ki artık isimlerini gizlemeğe de ihtiyacları yoktur. Çünkü siz Hasrete Samoilof'un öldüğünü de haber vermiştiniz. Derken Nurinin apartımanmda tahkikat yaptım. Bir sabah eşyasını toplattığını, fakat eşyadan evvel kendısinin gittiği, neden sonra eş yasının meçhul bir adam tarafmdan kal Otur bakalım, dedi. Gene böyle dırıldığı anlaşılmca mesele Yeşilköyde, tebdil gezmeğe neden lüzum gördün? Hasretin izini takibe kaldı. Ferdi, bir kanapeye oturdu. Bir sigara Hasan Azmi tahkikatın bir kere daha yaktı: meraklı bir safhaya döküldüğünü görün Ben evvelki gün size âşıklar hakkında mutlaka malumat almak lâzım gel ce yerinden kalkarak Ferdinin karşısın diğini söylememiş miydim? Bu iş gene daki bir kanapeye oturdu ve Ferdinin sökaranlıklaştı, hâlâ rahat değilim. Ya Nu züne devam edebilmesi için ona birşey ri ile Hasretin izini bulmalıyız, yahud sormamayı tercih etti. nereye gittiklerini öğrenmeliyiz, dememiş miydim? Evet... Ben de senin bu telâşına lüzum olmadığını, çünkü Prens Hazretlerile birlikte ve ayni zamanda Samoilof'un göçtüğünü, onunla ayni mezara gömüldüğünü söylemiş, seni ikna etmiştim. Prens Rızkullahın köşkü Rus sefarethanesi tarafmdan kiraya veriliyor. Malum ya, bu köşk Samoılofun köşküne bitişiktir. Meşhur profesör birinde Samoilof, ötekinde Rızkullah olarak ikamet ediyor, birinde muavini Davudla, ötekinde karısı Hasretle yaşıyordu... Prens Rız kullahın köşkünü gezdim. Burada pek