eeei — —— - —— ——— v 18 Şubat 1017 Kaklarelinin ihtiyaçları Leh gazeteleri |Müstemlekeci Evvelâ yol ve bir hükü- met konağı lâzım Sinemalarda y B Krklarelinden bir manzara Körklareline ikinci seyahatimin en bü- yük hususiyetlerinden biri Türk ruhunun ve Türk azminin beni kucakladığı ve ta- ardığı bir tende gitmek olmuştu. Ceniş, temiz vagonlarda biletin hak ettiği rahat: ht bularak kusa bir seyahat te olsa ı * kıntı ve yorgunluk çekmeden ton istatyo- 'na varmak; bu herhalde bizim için çok hoşa gidecek bir hâdise olsa gerek, Seyahat emnasında göze en çak çar - pan gayritabülik Devlet Demiryollarının bu şubesinde süratin çok az olması, İ tanbuldan Korklareline; arada — kısa bir, amesafe olmasına yağmen pek geç Yanl - masıdır. O” “Naha Vekiletiin bu yölda men vür - ğ alile, bilet tarifesini değiştirmesini bütün İi Kaimli tleeler ve eç sehbleri u: Bi bir hakla- Teklemekledider. Hayat V ei icahb ctürdiğ çabakluğ ve 1” Cuzluğu düşünecek olursak bu itek çok mantıki telikki edilmelidir. Nitekim yaz mevsiminin başlamasile Kırklareline gi * düp gelenler bu geç gitme farkının ruha verdiği sıkıntıyı çekmemiş olmak için o dabüsü trene tercih etmekte hiçbir görmüyorlarmış. Hem de otobüs fit iren Hiatından halkın lehine çok farklı, Tatanbuldan sabahları 8,50 de kalkan tzen Türk manzarasile| ve çaplaklığile sürlenmiş kayılarından a - Âar ağır geçerek yolcuları alıp götürüyor, götürdüklerini bırakıp gidiyordu. Bazı i-| tasyonlarda hiç lüzumu yak gibi görünca | fazla beklemeleri olmasa çok iyi ola -| cak. Tren akşam aat 19.30 da soğuk bir havada sizi Karklareline birakır. İstas - yonda sizi bekliyen bir tanıdık yarsa © - temabil bulabilirsiniz. Yoksa., Yandınız demektir. Şehirde araha yok. Şolörler i- 'men yalcuların suratlarından hemen va - ziyeti anlıyorlar. Yahancı / iseniz — şehrel kadar Hat bir liradır. |Şehir istasyondan 10 dakika uzaktadır) Yerli eniz bu fiat) 75 kuruştur. Yani bir Belediye tarifesile bu Hat sabit değildir, ve Belediye bunu tesbite lüzum görmemiştir. İstasyondı dbaren başlıyan şese Kırklareli vilayet elaliheri tamir — yüzü görmemiş.. Ber - bad... Çamurlu bir halde... (Yeni/ bir yyola başlanmış olduğunu gördüm.) O —| Tomobilde gitmek belki bir nimet.. Fakat Allah insanın harsaklarına ve kafasına küvvet vensin. Otomobil karosörü kazar açık alıa, hirim de otamabilden fırlıya” çağımız mühakkak... Kurklarelinin ilk 'anda göze batan, zanlığından sonra yollarının bu berbadlı ğ intana büsbütün fena tesir ediyor. E-| Tekirik direklerinden insan bir motörün mevendiyetine hükmediyor. Fakat am -| güllerde ziya yerine sanki birer mum) mevaid.. Geçenlerde Avrupadan dön hükmü geçmiyen levhalar a sıknli veren ka - ı Beyoğlu kaldırımları üzerinde (£ Allar kam.. Buratı nekadar karanlık sehir.. Bul e pit sokaklar) demişti. Bu hesabca İ tanbul Türkiyede karanlık şehir - olmuş oluyardu. Bense Kırklarelinde İstanbula bin kete şükrettim. Kırklarelinde umümiyet — inbarile - bir, yayla havası hâkim. — Hudud boyunun fik olarak hava da vücude bir sertlik ve soğukluk veriyor. Sanki imana / bastığı yerler hakkında daimi bir htarda bulu uyor. Bizim yabancı olduğumuzu; ilk gören| sima, ilk gittizimiz emaf, ilk gördüğü - mmüz boyacı bile anladı. Biz yüzlerimiz” deki anlamak ve tanımak isteklerini belli ederken, karşımızdakiler de bizi tanımak isteğinden uzak kalmış olmuyorlardı. U - fak yerlerin hepsinde / görülen - tecenüs) zaten hep bu tanımak hissi üzerine mü - emes' döl mi2. Muhitin bu tecessüsü ge- çinciye kadar sizinle azçok 5 - 10 kişi tar aşmış ve konuşmuş olur. Azçok Anado> İayu tanıyan bir inan olduğum. için memleketimin bütün vilâyetlerini — birer mamure olarak görmek tasavvurunda ve heverinde döildim. Hle kendim bir köy muhitinin prikclo- ji içinde vrun müddet kalmış, ve bina - enaleyh azçok, bakımaızlığın, intzamsız- hiğın, yolsuzluğun, çamuırım, kaldınmsız- h. aşinasıydım. Karklarelinin bu ba - kımazlığı bunun içindir ki bende çok bür yük bir tesir husule getimedi.. Fakat be- Taber gittiğim bir arkadaş inkisar ve yels, düydu. Lâkin ben Kırklarelinin haritamızda- ki hususi mevkü itibarile çok mamur, çok aydınlık, çok temiz sokaklara sahib el -| mmasını itiyen bir adamım, Sonra Kırk * Jazeli densadi vaziyet itibarle de bu bar kıma lâyak bi vilâyettir. Şu halde Kırk” dareli hüdud boyunun rüha emniyet tel | kin eden havası içinde mamur bir şebir| olmağa hisven, hem de parası, geliri bi hunduğu için de maddelen ve mantıkan südlenmeğe, imara, hulâsa bakılmağa (4 yik bir şehirdir. Kırklarelinde hiç hazmedemediğim bir kusur da vilâyet daizesinin - adamakıllı bir şekilde mevcud olmamasıdır... Hükü> mmelin resmi daireleri hep birbirinden ay- u birbirlerine sırtlarını çevirmiş vaziyer- tedirler... Düşünmeliyiz Ki bir iş sahibi bir köylü, bir evrak takib edecek. Hele bizim dairelerde iyi iş al ayda biter fel- sefesi baki kaldıkca iş sahihlerinin yağ- murda, karda, soğukta çektikleri sıkıntıyı hesab etmek bilmem ki hangi Vekölete düşer? Bu ilbarladır ki Kırklareli her- eyden evçel bir hükümet dafresine sid- Getle mühtacdir. Hadisatın bizlre küdretle çok Tuhlara verdiği milli hassasiyetle mütera- | ki Fransız matbuatını protesto ediyorlar kâmilen uydurma imiş Varşova 17 (AA) — General Goering, dün üç çeyyek mat kadar Sk İadkoraki ile görüşmüştür. Almamya ve » firi, Generalin şerefine bir akşam yeme < ği vermiştir. Goerin, aat 23 te Bialo - izav'a hareket etmiştir. Burada Reiri cumhur tarafından tertib edilen. bir. av İbartiine iştirak edecektir Leh gazetelerinin protestoları Varşava 17 (AA.) — Birçok Leh gözeteleri / Danziğ meselesi / Takkında Parir matbuati tarafından smakıadı mah: suta müstenid olmak üzere verilen ha berleri siddetle protesto etmektedir. Kurjer Poliki gazeleri ercümle diyor z «Franaız marbuat, akı velimin, ahlâk hatenenin ve siyasf zihniyetin amil oldu ö bazı hududlara riayet etmeliydi. Mar atteestüf bu hududlar tecavüz edilmiş — dir. Franuız matbusların Fransa için birar müşkül olan beynelmilel yaziyet dolayı. sile Fazla heyecana ve asabiyele kapılımış olmanı ihtimali mevcuddur. Fakat bu a sabiyet Franuz gazelelerine tamiri r irikâbma müsande bahş mamaliyeli. Sol cenaha mensub. Frar gazetelerinin Danziz Bakkındaki heye » can urandıncı baberleri ancak ortalığa endipe saçmakla ve bir harbin zukuruna sebehiyet vermek hususunda menfant gö zeten mehafil tarafından neşir ve tamim edilebilir.> Türk - Mısır ikamet mukaveler Türk - Nisir ikemet mükavelesinin müzakeresi ikmal edilmek — üzeredir. Bunu “icaret mükavelenamesinin ha arlanması takib edecektir. Masır bül meti Masır bankasının iştirakile bir| 'Türk - Msır tötün şirketi teşkilini tek- lit etmiştir. Bu teklif hükümetimizce alâka ile karşılanmıştır. kümet dairesi içinde bütün memuriyetler Si toplandığını, ve bu topluluğun verdiği coşkunluk ve şerk içinde çalışan memur” Jarımzın başları üüzerinde intana emniyet e ruh ferahlığı veren hayrağımızın sal - u düyarsak bizde çok taze bi çet davası düha Halledilmiş gibi sineması var, İstanbuldaki dinamalarda olduğu gibi burada da bir balkon var, Fakat fark: Sandalyeler ye. te çirili. Sonraz İniş ve çıkış merdiveni alarak bir yer var. Birisi inerken öteki Allah yaratmış demez çamar, Burada a balkonda bir levha var.. Levhada da töyle bir yazı mevcud: «Belediyenin ene| Ti bucibince sinema emnasında tigara içi - demez.» Fakat ben bu yazıya kimsenin jtaat ettiğini görmedim. Herkes oyun es- nasında mükemmelen Gçarasını yakın k orada sözünü dinlete - lediye hali faaliyette. Korklareli İstambula ctobüsle 5 saat, tren: Je 10 santlik bir yer olmasına rağmen bu eczanelerde atadığınız her ilâcı - bula - mazsmız. Bulsanız da kimbilir - kaça?. Tamdıklarından duyduğum bazı ilic f atları beni hayrete düşürdü. Biraz bu ilâcların fiatların bildiğim i çöz hayrete düştüm diyorum. Herhalde Sibbiye müdiriyeti bu eezaneleri pek sıkı kontrol etmemiş olacak ki cezacılar ine dikleri eibi fiat biçiyorlar. Ve balk a belki bunun için fazla şikâyetçi. Tanıdı ğam bir doktor da bu fiatlardan şikâyet| Zihniyetin 'Büyük kurdu! TPaşmakaleden devam Danzige dair haberler | bu türlü vicdanmızca tahriklerin kr |i aa Söncaküaki. Ermreller öL dlülıye büleraşe bata (dürüst gelmek ihtimali yoktur, ve bu kadar| acı tecrübelerden sonra bu zavallı ir- kan artık şuna buna. alet / olmaktar kurtulmuş olacağını / ümid etmek i teriz. Cenetilin en kiymetli — olmak gelen askerce mütaleası şudur; Jarı yapılan (3), fakat buna gayriaskeri hale ifrağ edilecek olan bu hemhudud memleket hakkında hüküm- Teri henüz malüm olmıyan bir askeri mur kavele tatbik edilecektir. — Türkiye, İr- kenderanun hemen yakınında, Kilkyada biş tüphesiz mühim miktarda - kuvvetler bulündürcak, halbaki - Franuz - Ka Sariyeyi ç enelik bir miüddet hitammnde tahliye edeceklerdir. Bu yarilar " çinde Franat kıtsatı oradan çekildikten tonra zamin alkan ahnacakrda Tepeden haf ifita - dlan daimi Türk akımları uydanman bir tarafa bira- baldıktan sonra. generalin bir Franız departmanından daha böyük gövererek Sihninde izam ehiği Hatay kiçücük bir İ yerdir. İdri östiclle dünyanın en mer Vd diyan olmağn namzeddir. O kendi Aayişini kendii temin eder. Fazla ole mak oranının hurur ve sükününa Türkiye e Fransa sakeri kadretleri teminat altr Te ai bulunuyodlar. Framsayı bilme yiz, fakat biz Hataya ai olarak verdi Finiz teninat, öyle generdlin cti gibi mülim kuvretlerle de amağımızın cile yerine müktedir. olduğumuzu ” açık söylemeli. fiç balipermazlik. etmediğimizi “emin ederir. asayiş n YUNUS NADI Pehlivanın işledi Bakırköyünde oturan amcle - İsmali, yanında bir kadınla evvelki akşam Ve İlefendi çayırına gitmiş ve eğlenmeğe başlarmıştır. Bu sırada ayni kadımı seven Pehlivan İMehmedi de Veliefendi çayırına gelmiş İve sevgilisini, İsmallin yanında görün. ee cebinden Sabancasını çıkararak üört el ateş etmiştir. İsmail ağar ga: Talanatış ve Hastantye li Mehmed yakalanmıştır. Fransa, zeytinyağı kontenja- nım kaldırdı #ransız hükümeti zeytinyağı ithalini kolaylaştırmak için zeytinyağını kon « enfan lstesinden çıkarmıştır. Bu sır zetle bir takas mal clebilen zeytinyağı bundan böyle serbestçe Fransaya ithal edilebilecektir. Galatasaray İisesinde patlı- yan bomba Dün öğleyin saat 14 te Galatasaray isesiride ders eenasında terrlibe yapı -| irken bir Bomba izfilk etmiş ve bul Kgürüklü haricde bir kaza vuku buldu Zancile tellişi mucib olmuştur. Rilihare Bombanın hiçbir hasarı mü- cib olmadığı, kiresenin yaralanmadıı, katta iaflâkin vuku Bulduğu — sahada camların bile kırılmadığı — antaşılmış, mektebe kadar gelen İtfaiye de geri dönmüştür. |Mürefte mektebi muallimsiz. kaldı Mürefte (Husust) — Der yi orte sında yapıar bir nakli memriyet netise sinde mektebimiz bir aydır. muallimsiz kalmıştır. Yerine başkasını temin elme” den yapılan bu nakil işi yüzünden ço - cuklarının haylazlığa alışacakları endişe |Bir deniz kahramanına karşı gösterilen hürmet Yusuf Reisin ayaklar Jenizci genclik - tarafından Piyale Pa: Yiğit denizcilerimiz, dün, üç yüz eli unululmuş kalmış bir deniz kahramanı İmiın aziz hatırası önünde minnet ye say: € ile iğildiler ve meşhur Derya Kaptam Yusul Rei oyaklar allında kalmış ke- cisi Piyale Paşanın makberesi yanına gö- türdüler, Üç buçuk asırdır. Kasımpaşanın Bed- zeddin mezarlığında bakımsız, / kimsesi bir tümsek olan bu mezarın, çoktan De- Biz müzesine alnan tarihi taşında gu sa- urlar okunuyordu: Zilee güzalar eyledi Keşt edüp alemi. Her kim ol a malini affetmiyen yeni deniz ncalini yordu. Bütün Kanmpaşa ayaklanmış gibiydi. Deniz bandosunun çaldığı matem ha K içinde ağır ağır bir “ tarih yürüyordu. Çok gene yaşında levend hayatına alila: vak Cerayir ocağına yazılmış ve Kilie 'Ali Paşanın Cezayir Beyliğinde ona in- tisab ederek Malta salarında sancak Hlo- larile yapılan çetin savaşlarda büyük ya- yarlıklar göstermiş Aydın yallarının ye) dntirdiği bu zaferler hinsedanı deniz kah- yamanı, Kihc A Paşa öldüğü zaman, kederinden yere yıklarak - şöyle ağla | e— Bugün derya kurusa yeridir. Ve İgözyaşlarımız yeni deryalar yaratıncıya- Gek aksa da yeridir.> Onun, tarihin içinden velen bu ae duymuş göbi sokaklara dökülmüş. pence-| Selerinden sarkmış kadınlar, tuze bir mar temin acın içinde ağlaşıp duruyorlar. Bunlardan birine soruyorum yılm derinliğinde, loşluk ve sestizliğinde Kihe Ali Paşanın bütün seferlerine ge -| ni kumazdanı olarak iştirakle nam alan İmiklerini, merasimle, büyük Türk deniz-| İkorsanlığı Birakı, emandan da çekti-yed Şimdi de şa dözt parça kemikte top -| lanan son hatırası, üç yüz küsur yılın e linde ebedi metfenine değru yola çıkı - altında kalan kemikleri büyük merasimle DüK yapılan cenase merariminden üç inöma lf — Hiçkıra huçkıra kekeliyor: Kimbilir, ne büyük adamdı.. Kim- iir şimdi ruhu nekadar şaddır. Hakkı var. Üç yüz elli sene sonra bir le hatırlanış. Ve üç yüz elli vene sonta da, Akdeniz rüzgürlarında şerelle dal - galanması için bir ömür heha edilen al sancağa sanlış. Piyale Paşa türbesindeyiz. Yusuf Re- isi de, zaten sağlığında - tanıdığı Büyük deniz kahramanının yanına birakıyoruz. Harab kubbenin alunda yanık bir ser Ona mağfiret — Gileyen bu sevler de şusunca derim bir ahiret bavast içinde el bağlıyanların çemberi yavaş yavaş ö Ve dışanda, Deniz Kamutanlığı ad na göylenen vutku disliyon Sonra, gür bir aeker vevi; ir dakika süküt! diyor. Oradan ağır ağır uzaklaşırken başta İstanbul Deniz Kamutanı Mahinud ol - mak üzere, büyük bir deniz kahramanı < karşı bu kadininsslık borcunu har hırlamış ve ödemiş olanlara bakıyorum. Ve onların, yarına emniyetle dikilmiş bakışlarında dünü unutmamış - olmanın hazzını buluyorum. KANDEMİR Kadıköy Su şirketi yola gel li Vekiletinin emri üzerine Kadı- şirketi dünden itibaren yeni te- sisata başlamıştır. Şirket şimdilik EL - İmalıdır fitre havuzları yaptırmakta ir. Bundan sonra da şebekenin tevsi 'ne ve tazyikin artırılmasına çalışscak » Edebiyat gecesi tehir edildi Fmninönü Halkevi tarafından yarın akşam yapılması mekarrer Bulman E- debiyat gecesi, ? marta tehir edilmiştir. © gece Tanzimat edebiyatı, 9 martta irk inkılâbı, 18 martta Çanakkale feri, 15 nisanda da Yunüs Emre hakkın. d bir gece tertib edilecekti Akından Akına Türk akınlarını ve akıncdarım Müğ bir muhamir dostum gece sast 23 te yakım bir zamande Karklarelinde bir hö: P. İnie aileler keder duymaktadırlar —'Neden ağliyortun valide? tanıtan yeçime eşer Okuyunuz - - —H evet... Doktoj Fuad iminde | nin başındadır. — Ne olucuk.. / Bahsettiğiniz hasta | zaklara gümür olsun; yakında olacak. hafızanımı irde etmiş ona... Değil| — A, biliyorum efendim, bilmer mi-| ortada yok, — Hemen bir otamobil bulabilir mi imi efendim?. yim hiçi. Fakat öyle zaman oluyor ki| - — Allah, Allah.. Emin misiniz? — İyiz — Öyle diyorlar. bu dümaği Bti içinde İmsan - kendisini| | — Muhakkak.. Hem de benim par -|" — Hayır. “Tek li küçük bir arabar çikarken taktığı gözlüğü pardesi- Teştirdi. ridorları ge pacıya bir Bu çıkı adımlarla yapıldığı için kendini / sokak lüm çakarak sokağa çıku, V bulduktan birkaç dakikn sonra da has - tanede firari haber ahnmıştı. Başhekimin —misafiri yalmız kendidni alâk gelmişti. Bu bir gazeleci idi ve elide d dahili matbuat müdürlüğünden bir tav Siye vardı Cazeteci - Türkiyedeki rahi gifahanelere di ühim Bir anket yaptığını töylüyordu. hakkında izahat vermeğe hazırlanmıştı gözdü. Başbı birçak şeyler kapmıya hazırlandığını ma- hirane gizliyordu. Küçük - defterine kın ime hürmetke 'cebinden çıkararak gözlerine yer Ellerini cehlerine sokarak ko « Bahçeye, oradan da ka -| bir hayli acemice ve mütereddidi| ı eden bir meseleyi görüşmek için| Başhekim, onu masasının karşısındaki| koltuğa oturimuş. hattaları ve hastanesi M müki bedüz çok iae, dakat sçk ve mazik| farla sünller sararken onun ağzından otlar ahıken: — Ne gözel, ae mükemmd... İfti - hat ederiz. Her — gifahaneden mmuntazam... Gibi kelimelerle başhekimin koltuklarımı kabartıyordu. Ve birden cebinden bir İstanbul ge| zeteri çıkaracak: lardan biri şörle bir kaber veriyor. Doğ- Yü mu acabad... Diye kua bir haber gösterdi. Bu, bir dayvare yalcularından birinin denize düş ömetine, bir gemi tarafından kurtarılarak İzmire çıkarlmasına ve kazazedenin ha- fazasını kaybetmesine dairdi. Bathekim bu satıdarı akuyunca: — Vay, dedi. Bunu da mi haber a)- dınız) Evet oğlum, doğrudur. — Garib bir hâdise, değil mi beye fendi? Hafızanın büyle kaybalveriçine| acaba düktorlarıme bir teşbir koyabildi- Tet ai? Sebeb. daha | g Beyefendi, dedi. Bizim arkadaş- |a — Bu hasta, şimdi sdzde değil mi be-| İyefendi> Bize getirdiler. Amma bize getir zaman büshütün başka bir halde disinde bazı megslomani — razı aörüyaruz. — Takdim etiğim gözetenin “iddiasn a mu? Bu adam kendisinin Hasan Azami olduğunu iddiz — ediyormun, öyle mi> — Evet... Amma bir müddettenberi bu hezeyan da dürdü.. Hemen - hemen tamamile kesildiş. diyebilirim. — Yan — Evek... Artık hiçbir iddianı yok. Kendisine yaptığımız avsiyeleri kabul| elmiş görünüyor... Çok sakin ve ciddli bir| adamı Bu hâdse Gizi alâkadar ediyor| mar — Son derece... Çünkü ben İstanbul llt tütün şirketi müdürü Hasan Azmil Beyi çok yakından tanırım. — Amma tabü bu, o değil. Çönkü| — Hayır, koyamadılar. Amma İz - n geçen bir arkadaş, yaptığımız tahkikaltan analldı ki Ha: farz ve tahayyül etiği şahsa - hakikaten benzemeğe, onun tabiat ve ahlâkımı ikti- saba başlıyor. — Alah, Allah.. Doğrusnu bu g: beyi ik defa sizden İşitiyorum. Şaşılacak veyl. — Bunu büyük ruh alimleri iddia edi- yorlar. Benim gibi bir garet elenin sayamı tetkik olan safhaları hünlerinden ibarettir. desümü de almış. — Demek ki kaçırdınız. Çok güözel, Mükemmel müsssese.. Metettiğiniz ka- dar varmış, Şimdi sizin yüzünüzden her- y kayboldu, yazık, yazık.. Çok acınar zak birgey.. Vah vah. — Erer, hakikaten herşey kaybol Yazıklar olsun.. Hem de benim kabe hatim yüzünden... Doğru amma.. Sizin| tarafınızdan tahbe edilmek te aaribdir. — Öyleyse.. anlıyorum Ki onu gör -| mek istiyorsunuz. . Çünkü bu hasta şimdi benim kâtibimder. — Demek büyük bir melim, sayeniz- de tahakkuk edecek — Gidip birzat arayayım efendim. Yazı adavından çıkan başhekim he « men bir iki dakika sonra şaşkın, telâşli ve yüzü gözü kıpkırmızı - olarak içeriye girdi: — Ah. aha. Felâket, müthiş Birşey. Felâket, İlan Azmi Bey elyevm İstanbulda ve iş — Ne vaz, ne oldu efendim? — | Diye haykırdı. Gazeteci hayretle sor- adamı arayıp bulmağa memur edilmiş Siz kim oluyonunuz? — Hayret.. Ne âciz- inipiniz, ne idaresizlik bul. — Size söylüyorum, — kimsiniz? sakla beni tenkid edebiliyorsunuz?. — Ben mi kimim? Evet, affederdiniz. Kendimi size tanıtmadım. “Ben İstanhul li tazalından bu İi tahkika memur| Murad Ferdiyim, — Vay.. Bu hetif bir haydıd, miydi? — Birşey bilmiyorum. Yalnız ben bu Nel iden hayata kavuşan gene için kat'i Safha daha teşkil ediyordu. O anda, amiz var. Kapının öründe beni bekliyor. Hemen fırladılar. Bahçeye ve kapıcı: ın hayret içindeki bakışlarına chemmiyet vermiyerek dişan çıkılar, Arabadan ever yoktu. Hasta, arabaya ailıyarak gitmiş Efendimiz Hasan Nurinin hatıra — defterinin alt tarafı dest ve düşman birçok ellerden ge- çerek berbad bir hale gelmişti. Bu defter nihayet polisin de eline geçtiği için biz ancak hahıra defterinden vak'aların esatlı kısmlarını iktibas edebileceğiz ve Hasan Azmilikten kaçtığı güne kadar baş geçenleri bu deftere istinad Prens Rizkullabım evinde geçen gece, Hasretle görüşmesi, iatihara teşehbih € den ve başka bir adamın şahsiyetinde ye — O halde.. Zannetnem ki pek v ünde büyük bir devir daha azılmıştı