1 Sufcat 1937 CUMH '"TYET T SON TELEFON HABERLER... TELGRAF ve TELSiZLE idiseler arasında Urmecmua üstünde LJer fikir ve san'at mecmuasının ilk sayısını elimize aldığımız vakit, ondah evvel çıkmış ve batmış nicelerinin akıbetini bir anda hatırlamaktan gelen derin bir hüzünle şifasız hastasım yoklıyan bir doktor gibi sahifeleri muayene eder ve ergeç bir leblebi külâhı, bir zerzevatçının torba kâğıdı üstünde, başı ve sonu kesilmiş, yarımyamalak, sakatlanmış bir halde tekrar görünüp çöp tenekesine gideceğini bildiğimiz, ebedî olmak hasretinden bahseden şu makalelere, şu yeni çığın bize müjdelemek cesareti ve gururu içinde yangelen resimlere, bir gün kapanıvereceği korkusunu okuyuculara bir program vadetmek tenezzülsüzlüğü gibi göstermek istiyen mecmuanın kendisi hakkındaki şu notlanna ve iddialarına, istihza hevesimizin yolunu kesen bir merhametle bakarız. M. Hitler'in nutku AZILAR URDDAN HEM NALINA MIHINAI i Bütiin dünyada büyük akisler uyandırdı M. Göring, Moskovadaki muhakemeyi telmih ederek hiçbir mes'ul Alman şahsiyetinin Troçki ile temas etmediğini söyledi [Baştarafı 1 tnci sahifede] miş ve kendilerine partinin en yüksek rütbesi o!an altm nişanlan vermiştir. Bu suretle taltif edilen nazırlar şunlardır: Von Nurath Hariciye Nazın, Schacht Maliye Nazın, Schwerin von Krosigk Münakalât Nazın von Eltz Rübenach ve Adliye Nazın Gürtner. kendisine tereyağı vermek teklifinde bulunmuş olan M. Eden'e cevab vermiştir: Almanya, münferid kalmak istemiyor, fakat silâhlannı bırakroak ta istemiyor.» Yazan: ismail Habib Hep böyle zaferler mi bekliyeceğiz? umhuriyetin eski mes'ul müdürü merhum Agâh, bir gün bir arkadaşile beraber Beyoğlunun Ambassadeur (Ambasadör) adlı lokantasının önünden geçiyormuş. Arkadaşı, Agâha sormuş: Transit yolunun başında Bu yolu insanlar değil, daha ziyade tarih yaptı. Karadenizi İranla Hinde en kısa ve en tabiî olarak bu yol bağlıyor Londrada intıbalar Londra 31 (A.A.) M. Hitler tarahndan söylenen nutuk siyasî raehafil lerde nisbeten müsaid bir şekilde karşılanmıştır. Bilhassa sürprizlere nihayet verildiği hakkındaki cümle vasatî Avrupada ve bazı Alman taleblerine hedef olan havalide filî bir müdahele vukubulmıya cağı şeklinde tefsir edilmektedir. M. Eden ve M. Blum tarafından soylenen nutuklann bir dereceye kadar mücssir olduğu zannedilmektedir. M. Hitlerin ısrarla müstemleke taleb etmiş olması itilâf ihtimallerini şüpheye düşürmüştür. Polonya da nutuktan memnun olmadı Varşova 31 (A.A.) Kurjer Warszki, M. Hitler'in söylemiş olduğu nutkun nikbinleri hayal inkisarına uğratmış olduğunu yazmaktadır. Goniec dıyor ki: M. Hitler'in Alman milletine hi * taben yapmış olduğu davet yeni bir ci dal için yeni gayretler sarfı maksadile Sovyet Rusya hakkındaki beyanat M. milleti teşçi etmeği istihdaf eylemekte Hitlerin Avrupaya aid meselelerin halli dir. Başvekille arkadaşlan, diinyaya hâkim olacak bir Almanya hulyasını bırak sırasında bu memleketi haric tutmak istemekte ısrar eylemekte olduğu manasına mış değillerdir. alınmaktadır. Massagero, diyor ki: «Bu nutuk, esas itibarile de şekil iti barile de mutedildir. Nutuk, hiçbir im Bakanz ve görürüz ki bu dahi kânı ortadan kaldırmıyor ve şe'niyetin şimdiye kadar çıkmış mecmualar gidoğru olarak tefsiri esasma müstenid bübi bir mecmuadır, kâğıdı iyicedir, tiin itilâflara kapılan açıyor.» baskısı temizcedir, yazılan yazıdır, Fransızların tefsirleri resimleri resimdir ve kendinden evvelkiler gibi daha evvelkilere göre bir Paris 31 (A.A.) Salâhiyettar mehafil, M. Hitlerin henüz tam metnini bil tekâmül getirmiştir. Yazılann tonumedikleri nutku hakkında ihtiyatlı bir na ve imzalara baktıktan sonra hatırlarız ki bundan evvelki mecmualarda lisan kullanmaktadırlar. îlk intıba, nutkun daha ziyade bitaraf görünen isimlerde hemen hemen gebir eda ile söylenmiş olduğu ve amelî mü ne bunlar; matbaa, kâğıd, baskı sistalea ye neticeleri ihtiva etmediği mer temi aşağı yukan gene bunlar; hele kezinddir. Halbuki M. Eden ve M. okuyucular o vefasız ve hercai okuBlum'ün nutuklarından sonra bu kabil yucular gene bunlardır. Adeta şimmütalea ve neticelere intizar ediliyordu. diye kadar doğan ve ölen yüzlerce fikir ve san'at mecmuası ayni ellerM. Hitîerin Rayişbank ve Alman deden çıkmış, fakat her sayısında biçimiryolları hakkındaki karannm ne ola mini ve adını değiştirmek, canı istecağı malum değildir. Fakat bu karar daha şimdiden Almanya tarafından giri diği zaman intişar etmek gibi memleşilmiş bazı taahhüdlerin yeniden bir taraf ketimize mahsus bir orijinaliteye salı olarak ihlâli telâkkî edilmektedir. M. hib tek mecmuadır. Hissederiz ki bu Hitlerin Almanyamn Büyük Harbden mecmua dahi batsa ergeç yerine bumes'ul olduğuna dair olan Lokarno mi nun gibi üç beş nüsha yaşamak üzere sakı yerine kaim olması lâzım gelen Rhin bir yenisi daha çıkacaktır ve o da bumisakı üzerinde bir takım akisleri ola nun yeni bir isim ve biçimle devamindan başka birşey olmıyacaktır. bilir. Führer'in müstemleke hakkındaki beRoma 31 (A.A.) İtalyan matbuyanatına kendısının eskı Alman müstematı M. Hitler'in nutkunu müttefikan taslekeleri üzerindeki emellerinden vazgeçvib etmektedir. memiş olduğu manası verilmektedir. NiGiornale d'İtalia gazetesinde Gayda hayet ayni mehafıl, M. Hitlerin Almandiyor ki: yamn îspanyada daha ziyade ticarî men«Komünizmin kat'î surette reddi Al faatleri bulunduğundan bahseylemiş olmanyanın aldığı istikametin başlıca se duğunu kaydetmektedirler. beblerinden biridir. Binaenaleyh Fran Danzigde SJZ Sovyet pakh meriyette kaldığı müddetçe bir Fransız Alman yakmlığı ira Varşova 31 (A.A.) 30 kânunu kân haricindedir. sani, Danzigde, birçok geçid resimleri ve Müstemleke meselesi hakkmda Gay ziyafetlerle tes'id edilmiştir. da şöyle yazıyor: Nasyonal Sosyalist teşekküllere men«Başvekilin sözleri doğrudan doğru sub müfrezeler, geçid resimleri yapmış ya Alman müstemlekelerini paylaşan iki lardır. devlete hitab etmektedir.» Mekteblerde, fabrikalarda, atölye ve Popolo dı Roma, yazıyor: mağazalarda müstahdemin Rayiştağın Susun, susun... Topumuzun bu «M. Hitler, toptan vazgeçmesi sartile celsesini radyoda dinlemişlerdir. halimiz ümid kesecek kadar hazindir, fakat biz gene ümid edelim. ttalya nutku tasvib ediyor Ankarada san'atkâr dostlar tarafından neşredilen Ar isimli san'at mecmuasının ilk sayısı elimize gelince de bunlan düşündük. Ar sözünün verdiği nefret ve ürpermeden kurtulmıya çahşarak sahifelerini çevirdik. ıyi, iyi... Hep san'at bahsi ve işin çinde, gene ve olgun salâhiyetler... Yürür mü? Ne bilelim efendim? Yüriir mü, yürümez mi, gider mi, gitmez mi, olur mu, olmaz mı davası çinde irademizi perişan edersek hiç birşey olmaz, gitmez, yürümez. Pek güzel mecmua işte! (Adı kötü, aman, adı pek berbad: San'at yerine Ar.) Tertemiz bir eser. Okuyucu, bunu da mı okumazsm? Devletlim buna da mı yardım etmezsin? Muharrir, buna«da mı yazmazsm? Bunun yapraklan kenanna da mı tutkal sürerek içine patates dolduracağız? Vindsor Dükünün hemşiIngiliz Kralı 6 ncı George Romanya Hariciye Nazın resi kendisini ziyaret yarın kendisini kabul edecek 8 şubatta Bükreşten Londra 31 (A.A.) Kralın hemşiresi edecek ayrılacak Prensesle Kont Of Harewood perşemLondra 31 (A.A.) Efganistan Başvekili Prens Serdar Mehmed Nagim Han refakatinde Efgan Millî Bankası direktörü olduğu halde dün Londraya gelmiştir. Prens yarm M. Baldwin ve diğer nazırlarla öğle yemeğini yiyecek ve salı günü Kral tarafından kabul edilecektir. Bükreş 31 (A.A.) Rador Ajans: be veya cuma günü Enzesfeld'e hareket bildiriyor: * ederek Vindsor Dükünü ziyaret ede Hariciye Nazın Antonesco Türk hü ceklerdir. kumetini resmen ziyaret etmek üzere 8 şubatta Ankaraya gidecektir. Bu ziyaretten sonra Antonesco AtiYarınki sayınMzda nada toplanacak olan Balkan Antantı Konseyinin içtimaında hazır bulunacaktır. Bu toplantı 15 şubatta yapılacaktır. • Efgan Başvekili Londrada M. Antonesco Ankaraya geliyor PEYAMt SAFA Mühendislik ve mîmarlık talimatnamesi Ankara 31 (Telefonla) Mühendisbeyanatı lik ve mimarlık hakkındaki ruhsatna Bükreş 31 (A.A.) Hariciye Na melerin verilmesi şeklmi gösteren talimatnamede bazı değişiklikler yapıl zırı Antonesco gazetecileri kabul ederek mıştır. Bu değişikliklere göre, Türkiye Milletler Cemiyeti konseyinin bu seferdahilinde yüksek mühendis, yüksek mi ki toplantısında elde ettiği neticelerden mar ve mühendis. mimar unvan ve sa dolayı memnuniyetini bildirmiş ve de v lâhiyetile icrayi san'at hakkını bahşe miştir ki: den ruhsatnameler ihtısas cihetile alâ « İskenderun ve Danzig anlaşmalar kadar Vekâletler tarafından verilir. Cenevre usullerinin kıymetini bir kere Yüksek mühendislik, yüksek mimarlık, daha göstermiştir. Keza umumî vaziye mühendis ve mimarlık tahsüini göste ve anlaşma arzusu hakkında da nikbin bir ren Türk mekteblerinden verilen diplobir hava müşahede edilmiştir. Romanya malar ruhsatname hakkmı haizdir. Bun larm diplomalannın aid olduğu Vekâ nın beynelmilel vaziyetine gelince, bu valetler tarafından tesçili kâfi görülecek ziyet mükemmeldir ve Cenevrede yaptı ğım konuşmalar ittifak ve dostluklanmı ve kendilerine hüviyet varakası verilezın sağlamhğını bir kere daha tecrübe et cektir. mek imkânını bana vermiştir.» Ecnebi mühendis ve mimar yüksek mekteblerile Teknikum diplomalarını Moskovada idam mahkum larınm af talebleri haiz olup Türkiye dahilinde icrayi sanreddedildi at etmek arzusunda bulunanlar bir is tida ile müracaat edeceklerdir. Bu müMoskova 31 (A.A.) Sovyetleı racaatin hangi Vekâletlere yapılacağı ta Birliği Merkezî İcra Komitesi, Troçkicilimatnamenin 4 üncü maddesinde gös ler muhakemesinde idama mahkum edilen terilmiştir. 13 maznunun af taleblerini reddetmiştir. Romanya Hariciye Nazırının Denizci Devletlerin donanmalarına umumî bir bakış Yazan: Abidin Daver v Bu lokantaya gittin mi hiç? Agâh, dışından görünüşü, içindeki zeki ve hassas ruhu ifade etmiyen bir adamTrabzonun içeriye ovası yok, arka ta san büyük çeteler. Sonra benzin ve lâs dı. Bu bakımdan, pek sevdiği ve beraraf, dağlann en çok haşinleştiğı yer; tik pahahlığı; gümrük ve iskele resimle ber düşüp kalkttğı merhum Ahmed Rasikeskin sivriliklerle korkunc derinlikler rinin yüksekliği; yoldaki üç büyük dağın me benziyen rahmetli arkadaşımız, arkadiyarı. Cihannüma anlatır: Uç beş ev karlarla kapanrnası, sonra Trabzondaki daşının bu sualine ince bir istihza ile celik, serpme serpme, seyrek seyrek, k a r limansızlık... Neye saymalı; transit ür vab vermiş: tal yuvası gibi kurulmuş köylerden, köy kek bir kuştur, bunların herhangi biri onu Ay, orası lokanta mı? Ben, sefalüler dahi, yaban asması çubuklannın ürkütmeğe yeterken hepsinin bir araya rethane sanıyordum. bağlanmasile yapılmış asmaköprüler üs gelişi, bu, ürkütmek değil kuşun ödünü Agâh, böylece yalnız o lokantamn atünden, sahncaklama havalanarak, yer koparmaktı! dmı değil, bütün Beyoğlundaki TürkFakat bütün engelleri devleme göğüsyer, kuşlar gibi uça uça gidip gelirlermiş. lükten uzak ve kozmopolit isimleri zarilemelerle işte birer birer deviriyonız: Kitab bunlara «Ecel köprüsü» diyor. fane tenkid etmiş oluyordu. ' t ı Ova yok, satıh yok, yalnız bir yol var; Kamyon ve otobüs işletmesi devletleşti rilerk pahalılık kaldınlacak. Karla ka Trabzondan Iran hududundaki KızıldiÜniversite gencliğinin himmetile bir zeye kadar uzanan 640 kilometroluk yol. panan üç yeri hertürlü tedbire başvura zamanlar, Beyoğlunun frenk isimleri ve Çoruhu, Karasuyu, Arası, Muradı çe rak bütün yıl açık bulunduracağız. Yolu levhaları üstünden bir Türklük riizgân şidli köprülerle geçip; Ziganada 2200 ü, Avrupah bir şose haline getirmek için esmiş, birçok mağaza, sinema ve müesseKopta 2400 ü, fahirgediğinde 2800 ü milyonlar döktük; en mühim kısımlar yase adlan Türkleşmişti. Son zamanlarda, aşan üç büyük hörgüçlü yol. Bu yo pıldı, bu yıl hepsi bitecek. Asayiş mi? yeni açılan mağazalardan çoğunun isimlu yalnız insanlar değil daha ziyade ta O en ideal dereceyi de aştı, artık şarkm eri, memnuniyetle görüyoruz ki türkçe tek vak'ası vak'asızlıktır. rih yaptı. Karadenizi İranla Hinde en Ya liman? Karadeniz kıyılarında dir. Bazı bazı züppelik ve tatlısu frenkkısa ve en tabiî olarak bu yol bağlıyor. şöyle bir darbımesel söylenir: Karadenr liği edenler olmuyor değil amma onlan Elizenin büyük Cihan coğrafyası der ki Trabzon Fatih tarafından alınınca Impa zin üç limanı varmış; haziran, temmuz, da biz, yola getirmeğe çalışıyoruz. ratorluk merkezi olmaktan çıktı, fakat bu ağustos! Takvimden yapılma limana g'ır yol sayesinde mühim olmaktan çıkmadı. ven olur mu? İşte bu yaz, ağustos için Bana, bugün bu mevzuu, dün gÖrdü" de, iskelelerin birinden vapura giderken Trabzon sadece bir belde değil boz renkğüm bir isim değiştirme hâdisesi ilham etdeniz öyle dalgalıydı ki motör yan yolli bir tarih şeridi halinde uzanmış en ürr ti: da durakaldı; meğer pervane havada lü bir yolun başıdır. Galatasaray lisesinin tam karşısında dönüyormuş; güçbelâ vapura çıkınca üç Ruslann Batumdan Irana uzattıklan bir pastacı vardır ki adı, şimdiye kadar limandan ağustosu da ben bağışladım! bin yüz küsur kilometroluk demiryoKaradenize üç ayın limanı değil üç yanılmıyorsam Parisien (Pariziyen) di; lu bizim bu altı yüz küsur kilometroluk limanm kendi lâzım: Kömür, tütün, ve dün tramvayla geçerken baktım. Bura • transit yolunu, bir nehrin yatağını çevirir • transit limanlan. Transit limanını ilk nın adı Hatay olmuş... Foto muhabiri • gibi, kendine çekmek istedi. Meğer ta plâna almışız. Bu liman da yapılınca... miz Namık ta fırsatı kaçırmamış; tam rihin yatağı nehirlerden daha inadcıymış; Uzak ve çapraşık yollarda sıkıla sıkıla pastahanenin ismi değisip yeni levhası koCihan Harbine kadar demir raylar bir dolaşan transit, şimdiki üç rakib yolun nulurken bir resim çekmiş ki klişesini, türlü bizim toprak yolu yenemiyor. Yal bütün gayretlerine rağmen, tabiatin ve Hatay bayramına aid yazılar arasında nız yolu değil oradaki lokomotifin hızı tarihin cizdiği kendi yatağına gelip ra göreceksiniz. buradaki devenin sabnnı da yenemedi! hatça yerleşecek. Onun rahatı uğruna Pariziyen yerine Hatay adınm konulUmumî Harbden önce Trabzonun bütün emekler helâl olsun. ması, daha ziyade, bir millî zafer ve şimdi belediye parkı yapılmış olan meyÜç rakib yol; birincisi Muhammere bayramdan ticarî bir istifade temininî danlığında her vakit sürülerle deve top Basra yolu; hem kendi uzun, hem Av düsünen bir zekâ eseri olmasına laniTdı. Trabzondan Tebrize kırk beş rupaya uzak, onu bırak. İkincisi Musul rağmen, gene hoşuma gitti. Çünkü, < günde giden bu develerin taşıdıkları tran Suriye yolu; ötekinden büsbütün uzun, dil ve kültür davamıza uygun bir' sit yükü yılda elli bin tonu bulmaktadır. hem de çöllerden geçmek; beyhude e harekettir. Fakat, Beyoğlunun bü " i İnişli yokuslu yol üstünde inişli yokuşlu mek. Fransızlar Berutta transit için dörttün ecnebi isimli mağaza ve müessesedevelerin yumuşak birer tevekkül ve gbV te üç tenzilât yapıyorlarmış, üste para da leri, adlarmı değiştirmek için, hep Mondeleşmış birer hayalet halinde, yürüyüş verseler nafile. Üçüncü ve en mühim ratreux ve Hatay gibi zaferler bekliyeceklerini duruş gibi göstererek, katar katar, kib, Ruslann Kafkas demiryolu. Rejim lerse Türkün bu çeşid büyük zaferleri dizi dizi, sessiz sessiz gidip gelişleri... aynlığınm doğurduğu mesafeler mekânhayli çok olmakla beraber Beyoğlu Bu gidip gelişten yalnız Trabzon limanı ların mesafesinden kat kat üstün. En levha ve tabelâlarının kâmilen Türkleş na her yıl bir milyon iki yüz bin altın ka güç olan en kolay yenilecek. tiğini görmek için çok bekliyeceğiz, de'. lıyordu. Fakat bu kadar fedakârlık, bu kadar mektir. Ya uzun yol üstündeki hanlar, kervan milyonlar harcamak; giden külfet gelen saraylar; kasabalar ve şehirlerdeki alış nimete değecek mi? Elli bin tonluk verişler; gidip gelen yolcuların masrafla transitin, hem de hızlı hızlı geçerek, bın; atlar, arabalar; durmıyan hareketin rakacağı tortu. Bir kere yapılan şey durmıyan bereketi; vücude kan dağıtan yurdundur. Liman kendi emniyetimiz, şiryan gibi geçtiği yere hayat veren yol. yol kendi hareketimiz, ve hareket kendi Fakat Umumî Harb gelince.. Dört bereketimiz. Milyonlarımızı dökmüyor, uzun yıl, Karadeniz kapalıdır, Iran artık ekiyoruz. Eken biçendir. Sonra elli bin tonluk transit pekâlâ biri Basradan, dığeri Hindden iki yolla [Başmakaleden devaml işliyor. Basra Tebrize bin beş yüz kilo genişliyebilir. Hem genişlemese ne ola •Halebde çarşı esnafını sokaklara atmaz' metro uzak, Hind yolu ise büsbütün ömür cak? Bizim bu yol için düşündüğümüz lardı. Bundan da anlaşılıyor ki hakikîf törpüsü. Cihan Harbi bitince, kaybolan yalnız bazirgânlık değil. Onlann eski panik o politikacılann ruhunda patlamış'; askerin geri gelişi gibi, kaybolan transitı şahlığı, bizim eski imparatorluk; asırlar tır. de geri çağırdık. Fakat gürbüz gidip ca çarpıştık, ne oldu? Savaşacak yerde Taze bir millet, istiklâline kavuşurken,dermansız gelen asker gibi transit te öy sarmaşaydık şimdi kimbilir neydik. Bu onun başma geçecek insanlar çok vukuf1 kadar asır yiğitçe döğüşmemiz, döğüşenle tanınmaz bir halde geldi ki.. lu, çok tedbirli, çok olgun kimseler ol •' Birkaç milyon altmlık o tıknaz transit leri eritip başkalannı semirtti. Artık an malıdır. Nazik bünyelerin dağ irtifalageldiği zaman yedi yüz bin kâğıdlık has ladık. Tarihlerimiz ibretlerimizdir. nna çıkarken duydukları tazyik gibi, ta bir sıskaydı. Hastamız iyileşeceğine Eskiden toplarımızı geçirip birbirimize gene milletler de istiklâlin sarp iklimle " gittikçe eridi. Yuvarlanır gibi bir eriyiş. 6aldırmak için yol yapardık, şimdi kay rine doğru yürürken binbir ihtiyat ve taErtesi yıl altı yüz bin, sonra beş yüz, her naşmak için yol yapıyoruz. Kan yolu de yakküdle kuşatılmazlarsa tehlike derhal yıl boyuna ufalarak yüz bine iniş. Bu, ğil kanndaş yolu. Birbirimizi kuvvetten kendini gösterir. iri bir devin cüceleşmesi de değil yumruk düşürmek yerine birbirimize kuvvet ol Hataylıların istiklâli ve Hatay ülkesilaşmasıdır. mak. Eskinin gafletini bir naş gibi manin dahilî idarede başlıbaşına varlık olaDerd neydi? Derd devede; binlerle ziye gömdük, ibretini bir abide gibi ati yıldır transiti yaşatan devenin sırtı şimdi ye dikiyoruz. Yeni Türkiye, yeni Iran; rak teessüsü bir takım spekülâsyon hulya' transitin tabutunu taşıyabilirmiş. Deveyi yapılan yeni yol yalnız transitin ve tica larını da yıktı. Hatay topraklarında türlü türlü iş membaları üstüne kurulan kâr azleden kamyondnr. Otuz devenin yükü retin değil yeni tarihin yolu. ve menfaat şatoları iskambil kâğıdı gibi nü otuz misli süratle götüren kamyon. Şoför çabuk ol! Peki biz de kamyon işletelim. Hangi Trabzonun eski transit meydanında o bir gün içinde devrildi. Suriye nümayişyolda? Zaten iyi olmıyan yol harb çal tomobile bindik. Yalnız doğuya doğru lerinde bu mahrumiyetin hıncı da bir kantılan içinde yıllarca bakımsız kala değil yeni bir tarihin doğuşuna doğru gi âmil olmuştur. Ancak bu çirkin mevzu üzerinde fazla durmadan geçeceğiz. rak yol olmaktan çıkmış. Sonra asayiş diyoruz. îstiklâllerini muhabbet ve alâka ile sizlik, yalnız yol kesen değil kasaba batSMAlL HABİB karşıladığımız Suriyeliler için en doğru, en makul, ve menfaatlerine en muvafık yol Türk Arab dostluk yoludur. Biz bu yolun iki memleket arasında, iki memleket halkının kalbleri arasında vasıtasız ve pürüzsüz bir muvasala yolu olarak kalmasına elimizden geldiği kadar çalışacağız: Bunda muvaffak olacağımıza da kanaatimiz vardır; çünkü Suriyede maceraperest politikacılar haricinde, akil, müdebbir, vatanperver insanların adedi ekseriyet teskil ettiğini biliyoruz. Bunların memleket sevgisi ve müsalemetperverlik alâkasile ortaya çıkarak Suriyeli kardeslerimize doğru yolu göstermeleri zamanı henüz pek geçmemişse bile herhalde çoktan gelmiştir. Bîr mukayese Ve bir hasbıhal DclkD^ıro Umail Miiştak MAYAKON