CUMHURÎYET I ŞuEat 1937 Hunreım Tarihî tefrika : 19 Yazan : M. Turhan Tan ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Havalar dün tekrar bozdu Lodos, karayele çevirdi ve kar başladı Birkaç gündenberi iyi giden havalar dün birdenbire bozulmuş ve sabahtan i tibaren yağmur yağmağa başlamıştır. Hava öğleden sonra gittikçe soğumuş ve saat 15 te kar da başlamıştır. Yeşil köy Rasad merkezinden aldığr mız malumata göre bugün de hava memleketimizde kapalı ve yağışlı geçecektir. Dün hararet en çok 3, en az sıfınn al tmda 2 derece idi. Barometro 767 yi gösteriyordu. Rüzgâr şimalden 20 kilometro süratle esmiştir. Havanm karayele çevirmesi Karade nizde müthiş bir fırtına doğurmuştur. Vapurlar umumiyetle Boğazdan çıkmakta iseler de küçük merakib Kavakta fırtınanm dinmesini beklemektedirler. Kurtuluş yolunun eşiğinde ecel! Bahtsız Cemîn bahtsız oğlu Murad ruhî bir sendeleyişe ugramıştı, sararıp soluyordu Fatih Sultan Mehmed, tahtütacmı b r rakamadığı oğluna gasbolunmaz bir mi" ras olarak meşhur burnunu terketmişti. Bu burun Cemden Murada geçmiş bu lunuyordu. Ne makyaj, ne başka bir şey bu mirasın yapıştığı yerde delâlet ede " geldiği neseb alâkasını örtemezdi. Prens Murad, sırtına geçirdiği papaz kostümüne, beline sardığı zünnara, boynuna astığı haça ve taşıdığı serpuşe güveniyor du, Bu kılıkta tanınmıyacağını umuyordu. Başta Süleyman olmak üzere o sırada adada bulunan bütün Türklerin de kendisini hiçbir yerde görmediklerini düşünerek bu ümidini kuvvetlendiriyordu. Halbuki burun, o gagamsı burun, bir veraset hücceti gibi hakikati haykırıp duruyordu. Nitekim Pir Ali reis te o hücceti yirmi metro mesafeden okumakta güçlük çekmedi, bulunduğu yerden ya vaşça ayolarak kalabalığa kanştı ve Prens kafilesinin arkasma düşecek su rettc davranarak onlara yetişti ve henüz sekiz yaşmda bulunan kız çocuğunun kulağına doğru eğilip türkçe fısıldadı: Nereye gidiyorsunuz sultanım? Önde giden Prens değil, karısı ve Öbür çocuklan da kızuı kulağına böyle bir şey fısıldandığını sezmemişlerdi. Çocuk ise kendi ana dilile söylenen sözler den tath bir hayrete düşüp hemen cevab . vermişti: Bozulan tren Yeni balıkhane hattı tamir edildi nerede yapılacak? Ankara trenleri dün gece şehrimize geldi Fazla yağmurlann tesirile birdenbire eriyen karlann Ankara hattını tahrib ettiğini yazmıştık. Bu seylâb yüzünden hattın iki kilometroluk bir kısmı bozulmuş ve 80 santim kadar çökmüştür. Fakat Devlet Demiryollannın gönderdiği ameIe trenlerile giden amele hattı alelâcele tamir etmiş, gerek Ankara ve gerek îstanbul trenleri 15 saatlik bir rötarla yollarına devam etmişlerdir. Ankara sürat katan dün gece 11 de ve posta da geceyansından sonra şehri mize gelmişlerdir. Eskişehir 31 (Telefonla) Yol tamir edildi. Ankaradan gelen posta saat 13,30 da buradan geçti. Ankaraya giden trenler de hareket etti. Japon kabinesi aponyadaki yeni buJıranda, Sovyetlerle her ne pahasma o lursa olsun harbetmek için memleketin bütün menabiinin seferber edilmesini ve ordunun belkemiğini teşkil eden köylülerin hal ve maişetlerinın ıslahını ısrarla istiyen ordu erkânmm davası tekrar üstün gelmi§ gibi görü nüyor. Şöyle ki ordu ve donanmanın bu defa istedikleri gayet azim tahsisattan dolayı parlamentoda partiler tarafmdan ordu erkânına yapılan şiddetli hücumlar neticesinde Harbiye Nazırı nın istifası ve bütün kabinenin çekil mesi üzerine, İmparator yeni kabi neyi teşkile General Ugaki'yi memur etmişti. Japonyada, başmda sivil bulunan bir kabine ya ordunun, yahud donanmanın itiraz ve muhalefeti üzerine çekildiği zaman, işin alâkasına göre, yeni kabinenin başına ya bir general ve yahud da bir amiral getirmek usuldendir. Bu defaki buhran, ordu yüzünden çıktığın dan yeni kabinenin teşkiline tabiatile bir general memur edilmiştir. Fakat bu general bugün ordunun başmda bulunan ve Sovyetlere karşı harbe hazır lığı her işin fevkinde sayan askerî li derlerin ve umumî erkânıharbiyenin hiç te hoştma gitmemiştir. Çünkü General Ugaki, ötedenberi memleketin müdafaa masarifinin had den fazla olmamasını ve bu masarifin memleketin sanayi ve ticaretini müte essir etmemesini istiyen bir adamdır. Yeni Başvekil, millî müdafaa, idare ve iktısad işleri arasında bir muvazene bulunmasını, ötedenberi kendisirıe pren sip ittihaz ettiğinden, her şeyden evvel, harb hazırlığı ihtiyacmı düşünen arkadaşlarmm itimadsızlığmı celbetmiştL General Ugaki'nin askerî bütçeyi mutedil bir dereceye indirmek için 1925 senesinde dört nizamiye fırkasını ilga etmiş olması da harbci generallerin büsbütün tenkid ve hücumlanna sebeb olmuştu. Son bir, iki sene içinde, Japon ordusu Sovyetler arazisine girmeğe hazırlandığı halde, bunun gecikmiş olmasınm mes'uliyeti, ordu mehafilinde, General Ugaki'nin nizamiye ordusu kadrosunu indirmiş olmasma atfedil mektedir. İhtimal. İmparator hem orduyu memnun etmek, hem de müdafaa bütçesinin mubalâğalı bir hadde varmasına mua rız partilerle sanayi ve ticaret erbabını teskin etmek ve bu suretle iki tarafı uzlaştırmağa yol hazırlamak üzere, General Ugaki'yi yeni kabineyi teşkile memur etmişti. Fakat ordunun başmda buhınanlar Sovyetlerle harbetmek için her türlü hazırlığı ikmale azmetmiş bulunduklanndan j'eni kabine için bir Harbiye Nazın göstermemek suretile General Ugaki'nin teşebbüsünü akim bırakmışlardır. Japonyanın kendisine mahsus bir usulü vardır. Harbiye ve Bahriye Nazırlarını başvekil seçemez. Bunları ordu ve donanma erkânıharbiye reisleri göterir ve İmparator tayin eder. Her iki nazır, başvekile karşı mes'ul ve merbut ta değildirler. Harbiye, yahud Bahriye Nazırı gene ordu ve donanma er kânıharbiye reislerinin telkini üzerine istifa etti mi, bütün kabine de istifaya mecbur kalır. Ordu ve donanma, kendi nazırlannı göstermedikçe yeni kabine teşekkül edemez. General Ugaki'nin kabineyi teş kil edememesi üzerine İmparator tarafından bu işe General Hava si memur edilmiştir. Bu general ordunun ve bütün milletin itiınad ettiği bir kumandandır. Dünyanm en zengin memleketlerinden biri olan Mançuriyi, yan Moğolistanı ve şimalî Çini Japonyaya kazandıran odur. Çünkü Mukden hâdisesi çıktığı zaman, Kora Başkumandanı olan General Hayaşi hükumetten ve Harbiye Nazırından mezuniyet abnaksızm fırkalarile cenubî Mançuri üzerine yürüyüp burasmı istilâ etmiş ve daha sonra Sovyetlerin nüfuz mmtakası olan şimalî Mançuriyi de zaptetmiş ve en sonra da Moğolistana sarkmıştı. Bu suretle ordunun gözdesi ve millî kahramanı olan General Hayaşi'nin yeni kabinenin teşkiline memur edilme sile istilâ istiyen ordunun azim ve iradesi, partilerin ve sanayi ve ticaret erbabmın arzularına galebe ettiğini gösteriyor. Belediye, Sebze halinin bulunduğu yeri muvafık görüyor Son zamanlarda îstanbul balıkhanesinin şimdiki yerinden kaldırılarak başka bir yere nakli istenilmiş ve bu talebi tetkik etmek üzere Defterdarlıkta bir komisyon teşkil edilmişti. Balıkhanenin naklini veya ıslahını istiyen Sıhhiye Vekâletidir. Bu talebin sebebi balıkhane civanna şehir lâğrmlannın akması ve başka su ile balıklann yıkanması kabil olmadığı ci hetle oradaki sularla balıklann yıkan masının sıhhate muzır olmasıdır. Bu iddianın ne derece varid olduğu malum değildir. Teşkil edilen komisyon tetkikatta bu lunmuş, en münasib yer olarak Saray burnundaki sevkiyat ambannın bulun duğu yeri intihab etmiştir. Bundan baş ka Harem iskelesindeki eski mezbaha binasının bu işe tahsisi de teklif edilmişse de lodos zamanlannda buraya kayık yanaşmasına imkân görülemediğinden bundan sarfınazar edilıniştir. Beşiktaşta mevcud bir ambann balıkhane ittihazı da düşünülmüş, fakat bu mahal de ihtiyaca kâfi görülmemiştir. Bu vaziyet karşısında Saraybumu amban diğerlerine müreccah görülerek bir defa da Belediyenin mütaleası istenilmiş, Belediye şehircilik mütehassısmın fikrini sorduktan sonra cevab vereceğini bildir miştir. Mütehassıs Prost burada olmadığın dan kendisinin mütaleasmın sorulup sorulmadığı malum değildir. Yalnız komisyona Belediyeden gelen cevabda balıkhanenin İstanbul Meyva Halinin bulunduğu yerde yapılması lüzumu bildirilmiş tir. Komisyon eski fikrinde musırdır. Bu esas dahilinde hazırlanacak rapor alâkadarlara bildirilecektir. Diğer taraftan balıkhane işinin de yakında teşkil edilecek Deniz Bank tarafından idaresi ve büyük bir balıkhane inşasmın mukarrer olduğu söylenmektedir. J bile saraya dönmek, cenabmız ve oğlunuz doğru otağı hümayuna gitmek ge rek. Şevketlu Hünkâr kıyafetinizi ma zur görür. Şövalyeler katmda mücevveze, yahud kallâvi bulunacak değildi ya. Elbet size zünnar kuşandıracaklar, katranî libas giydireceklerdi. Bunun için üzülmeyin. Çavuş ta, Pir Ali Reis te bir şehzade huzurunda bulunduklarmı unutmuyor lardı, çok hürmetli davranıyorlardı. Fa kat o şehzadenin bir siyasî mücrim ol duğunu da hatırlarmdan çıkarmıyorlar dı, saygılannı açık bir huşunetle mezcediyorlardı. Murad, divan durur gibi göKadın yüzünden katil rünen bu ellerin kelepçe olmakta gecik İzmit (Hususi) Buraya tâbi Karamiyeceklerini takdir ettiğinden gene te su kazasmın Lâlma köyünden Hüseyin vekkül gösterdi: El'hükmü lillâh, dedi, kazaya nzadan gayri elimizden ne gelir? Ve Pir Ali Reisle şehre dönecek olan karısına, kızlanna birkaç tcsliyet keli mesi fısıldadı, oğlunu yanma aldı, ça vuşun önüne düştü, ordugâha doğru yürümeğe koyuldu. Sultan Süleyman, Hurremi kendine bir kere daha unutturan heyecanlı bir telâş içinde çavuşu bekliyordu. Onun geldiğini ve Cemzadeyi de getirdiğini haber alınca hemen yerinden fırladı, tutsaklann yanma sokulmaları emrini verdi. Üç beş saniye sonra Fatih Sultan Mehmedin iki ayn babadan üremiş olan üç torunu karşı karşıya gelmiş bulunu yordu. İzmit koyundaki lodos hrtınası İzmit (Hususî) Evvelki gece körfezimizde çıkan kıble fırtınası vapur iskelesini parçaladıktan sonra dehşetini git tikçe artırarak korkunc bir şekil aldı. Bu arada istanbula hareket eden Denizyollannın Uğur vapurile Gölcüğe 75 yolcu ile giden Gölcük adlı motörün akıbetinden ciddiyetle endişe edildise de bunlann salimen yerlerine muvasalat ettikleri haber ahndı. Bununla beraber az zaman içinde büyüyen fırtına kurban almadan kalmamış, Silivri limanına aid Talihiyâver isimli boş gaz renekelerile yüklü motörün kaptanı Ismaili dalgalar sürüklemiştir. Ism?ilin cesedi aranmaktadır. oğlu Cafer tarlasmda çalışmakta iken İsmail oğlu Hüseyin tarafmdan tabanca ile öldürülmüstür. Vak'aya sebeb, bir kadın meselesidir. Tahkikata başlanmıştır. Başka mcmlekete dostum! Tarihî burnun tebarüz ettirdigi hakikati şu üç kelime tevsik etmiş oluyordu. Türkçe konuşan şu yavru, bir şövalyenin veya şövalyeler hizmetinde bulunan her hangi bir rahibin çocuğu olamazdı. Bu sebeble Pir Ali reis hemen ileri atıldı, lacak kadar kıymete meftun bir adam dı. Yavuzun oğlu olmasa kendini pek şehzade Muradın koluna girdi: bedbaht sayacaktı. Büyük amcası Cemi Şevketlu Hünkânn, dedi, selâmı de bu hassiyet dolayısile takdir ediyor ve var, papazlar ardma düşmesin, benim hatta seviyordu. Fakat tahtın selâmeti yanıma gelsin, diyor. uğruna babası birkaç kardeşini, bir dü O sırada çavuş ta onlann yanma gelzine yeğenini fedadan çekinmediği gibi mişti, Prensin eteğini öptükten sonra aykendisi de ayni kaygu ile ayni cinayeri ni sözleri tekrar etmiş ve bir de tavsiyeişlemk ıztırarındaydı. de bulunmuştu: Yalnız utanıyordu, kolu ve kanadı Sultanıma şu halkın saygısızlık kırık bir adamı yok etmek kendine çok göstermesinden korkarım. Sırnnız faş olçirkin geliyordu. Hele o adamın bir femadan ben kulunu takib edin, şevketlu lâket destanı yaratmış, adı talihsizliğe Hünkânn yüce barigâhına sığınm. Necat timsal olarak dillere düşmüş biçare Ceorada, hayat oradadır. Vehme kapılıp min oğlu olması, içine bambaşka bir rik" cennetmekân pederiniz gibi kâfiristanda zelil olmak, hele şu masumlan zelil et kat veriyordu. Ordunun ve memleketin yapılacak cinayeti sükunla tel'in edecemek şanınıza düşmese gerek!.. ğini, belki Hurremin de bu sessiz lânet Şehzade Murad hafakanlar geçîri lemeye iştirak eyliyeceğini düşününce yordu, bayılmak üzere bulunuyordu. tahtın selâmeti namına cani olmak zaruKurtuluş yolunun eşiğinde ecelle karşr retinden uzaklaşmayı kabul etmek derelaştığını görerek ruhî bir sendeleyişe uğ celerinde zâfa düşüyordu. Rodosu, biraz ramıştı, saranp soluyordu, iki yanına da bu amca oğlunu yakalamak için aldr sallanıp duruyordu. Kansile yetişkin ğını adeta unutmak üzereydi. oğlu ise feryadı koparmışlardı, kayığa Lâkin Prens Muradı bir papaz kıyabinenlerin ve kıyıda kümelenenlerin gözlerini kendi üzerlerine çekecek surette fetinde görünce bütün bu düşünceler zihninden silindi, sinirlerine ateşli bir haykınşıyorlardı. gerginlik geldi ve amcası oğluna ilk hiSaray çavuşu, işin tadsız bir biçîm alacağını anladığından yüzünü ekşitti: tabı bir haykırış oldu: Bre sütü bozuk adam, nedir bu kı Sultanım, dedi, sana telâş yakışır mı? Ağyan haline güldürürsen babanm lık, nedir bu kıyafet? Ve el öpmek için ilerlemeğe yeltenen ruhunu ağlatırsın, şevketlu Hünkârın da gazabma uğrarsm. Merdane bas, lutfe Muradı sert bir işaretle yerinde alıkoydu. dip bizimle bile gel. Düşman ayağı öpen bir ağzın eliMuradm gözü denize dikilmişti, ka me değmesini istemem. yıklarla gemilere doğru açılan şövalye Beriki can havlile kendini müdafaaya lerden meded umuyordu. Şuurunun o sırada tamamile tarümar olmasma rağmen çalışıyor, muvazenesiz bir ifade ile B kayıklarda geri dönmek değil, ileriye yetler, hadisler okuyarak vaziyetini madoğru çalakürek koşmak durumu sez zur göstermeğe savaşıyordu. Pek uzun mişti, tam bir fütura düşmüştü. Pir Ali süren musibetli bir ömrün acılıklarını oReis onun sezişini kuvvetlendirmekten kumakla geçirdiği anlaşılan Cem oğlu, geri kalmadı: Tann ağzile, Peygamber ağzile konuşa Şehzadem, dedi, şövalyeler sen rak Tanrının gölgesi, Peygamberin ve den uzaklaşmak için küreklere yelken kili olduğunu söyliyen Hünkân merhatakmışa benziyorlar. Mubarek gözünü mete getirmek istiyordu. Onun bu suretonlara dikip durmanın ne zevki var?.. le yalvanşı Süleymanm rikkatini celbetYürü, şevketlu Hünkânn otağma. O, mekten geri kalmadı, çünkü bilgi sezdiseni bekliyor! ren bir ağlayıştı ve ilmi seven Süleyman, Murad kendini bekliyen bahtm hu ilmin gözyaşı oluşuna karşı kayidsiz kazuruna çıkmamazlık edemiyeceğini artık lamıyordu. anlamıştı, füturdan tevekküle geçerek Murad, kudretli amcazadesinin biraz mahzun bir tebessüme bürünmüştü, ka yumuşar gibi olduğunu görünce cesaret nsile çocuklanna teselli veriyordu: lendi: Ömür ne azalır, ne çoğalır. Alın İnsaf et ulu Hünkâr, dedi, insaf yazısı da bozulmaz. Boş yere çırpınmaet. Tehlikeden kaçmanın peygamberler yın, cesur olun, ardımdan gelin. sünneti olduğunu söyliyen, halifesi olduFakat şu kılıkta koca bir ordunun öğun zat değil midir? Musanın peygam nüne ve amcası oğlunun huzuruna çık berliği yurdundan firar edişinden sonra maktan utanıyordu. Taşıdığı kıyafet, vukua gelmedi mi?. Muhammedin kızı Papalara kafa tutan babasımn hatırasını Rukiye, damadı Osman, halazadesi da incitecek kadar galizdi. Bu sebeble Zübeyr Habeş iline hicret etmediler mi? çavuşa yalvardı: Halife Osmanın katli hâdisesinde ashab Şehre dönüp üstümü değiştireyim. dan bir kısmı Medineden savuşmadılar Bu biçimde Hünkârla buluşmak doğru mı?.. Ceddin ve amcam Bayazıd, babadeğil. mın ölüsüne saygı göstermedi mi ve bir Çavuş, kendi mülâhazasına göre yol firarî olduğu halde bütün ülkede adı gösterdi: rahmetle anılmadı mı?.. Hanım sultanlar Pir Ali Reisle İArkatı var] Biga (Hususi) Buranın Pazar kö yünde telgraf hat çavuşu Gafurun dört yaşmdaki kızı Ayşe feci bir şekilde yanarak ölmüştür. Hâdise şöyle cereyan etmiştir: Gafurun kansı sobayı adamakıllı yak tıkan sonra su almak için evden 50 adım ötedeki çeşmeye gitmiş ve Ayşe ile iki buçuk yaşmdaki oğlunu odada yalnız bırakmıştır. Ayşe bir aralık mısır kavurmak için sobaya yanaşmış, fakat dikkatsizlikle entarisini tutuşturmuş tur. Alevler çabucak vücudünü sarmış ve anası yetişmciye kadar zavallı kız Süleyman, evvelce de işaret ettiğimiz cağız feci bir şekilde yanarak öLmüş veçhile, dedesi Bayazıdı kıymetsiz bu tür. Yenikapıdan, 2181 numaralı otomo bilile geçen şoför Fazlı karanlıkta bir adamın çamurlar arasmda yerde yat makta olduğunu görmüş, hemen oto mobılini durdurarak meçhul şahsı arabanm içine koyarak Samatya karako luna götürmüştür. Bayıldığı anlaşılan meçhul adam Cerrahpaşa hastanesine sevkedümişse de tam hasıtanenin kapısmda can vermiş tir. Doktor tarafından yapılan muaye ne neticesinde ölümün sektei kalbden ileri geldiği tesbit edilmiş ve defnine ruhsat verilmiştir. Yapılan tahkikat neticesinde meçhul şahsm Mevlânekapı taraflarmda oturan salmcakçı Mehmed olduğu anlasılmıştır. Bej'oğlunda Kuloğlu sokağında otu ran Behireyi, evden çıkması için tahkir ve tehdid ettiği anlaşılan sigortacı Fik ret dün yakalanarak Müddeiumumiliğe verilmiştir. Evvelki gün, Sırkecıde nhtım önün de sandal içinde balık tutan Osman oğlu Ahmed, Şirketi Hayriyenin 73 nu maralı vapurunun sandalına çarpması neticesinde denize düşmüştür. Fakat, Ahmed etraftan yetişenler tarafmdan kurtarılarak hastaneye sevkedilmiştir. Müzeyyen isminde bir kadın evvelki gün Kasımpaşada Havuzbaşmdan ge çerken şoför Refik tarafmdan idare edilen 1/46 numaralı otomobilin altm da kalarak muhtelif yerlerinden yara lanmıştır. Müzeyyen hastaneye kaldı rılmış, dikkatsiz şoför de yakalanarak hakkında tahkikata başlanmıştır. Yedikulede Gazhanede çalışan ameleden Ahmedle Kâmil gaz borularını tamir ederlerken birdenbire bir borunun patlamasile gazler alev halinde dışarıya fırlamıştır. Epeyce yüksek bir yerde tamiratla meşgul olan iki amele bu kaza neticesinde yüzlerinin muhtelif yerle rinden yaralanmışlardır. Kâmille Ah med hastaneve sevkedilmislerdir. Bir çocuk yanarak öldü MÜTEFERRtK Şehrimizde toplanan Posta kongresi ne iştirak etmiş olan Yugoslav ve Yunan delegeleri de dün akşam memleketlerine dönmüşlerdir. Yugoslav ve Yunan delegeleri de gittiler Kalb sektesinden ölüm Evvelki gün şehrimize gelen Amerikalı 400 seyyah dün şehrin görülecek yerlerini gezmişler ve akşam ayni vapurla Akdenize hareket etmişlerdir. ECNEBİ MEHAFİLDE Amerikalı seyyahlar gitti Yugoslav kulübünün yeni idare heyeti Tepebaşındaki Yugoslav kulübünün senelik heyeti idare intihabatı bugün icra edilmiştir. Yeni heyeti idare şu zevattan mürekkebdir: Reis Yovan Peyanovitz, ikinci reîs Petar Marinovitz, başkâtib Nikola Peritz, veznedar Lutor Bayonovitz. Yeni idare heyeti Dahiliye Vekili Şükrü Kayaya ve îstanbul Valisi Üstündağa telgrafla saygılarını sunmuştur. Eski idare heyetinin ikinci reisi, gazeteci arkadaşlanmızdan Georges Bukilitzo fazla meşguliyeti dolayısile yeni idare heyetinde yer almamıştır. Sofya (Hususî) Kral Borisin doğ duğu günün yıldönümü münasebetile bütün Bulgaristanda kiliselerde âyin ler yapıldı. Sofyanm büyük küisesinde yapılan âyine heyeti vekile azası, ecnebi.se^irler, generaller, zabitan, yüksek memurlar ve askerî kıt'alar is^irak etti. Âyinden sonra bu zevat saraya giderek defteri mahsusu tmzaladılar. Seddedi len partilerin liderleri kiliseye ve saraya gitmemişler ve defteri mahsusu da imzalamamışlardır. Bulgaristanda parti liderlerinin protestosu Tehdid etmiş Konyada kurdlar şehre iniyorlar Konya (Hususî muhabirimizden) Kışın şiddeti dolayısile civarlannda yiyecek bulamıyan kurdlar Konyaya kadar inmeğe başladılar. İstasyona gelen bir kurd sürüsü şimendifer hattmdaki bekçilerin kurşunlarile karşılaştıklarından daha ilerilere gelmek cesaretini gös teremiyerek dağılmışlardır. Bunlardan öldürülen bir tanesi istasyon meyda nmda halka teşhir edilmektedir. Tren güzergâhı olmıyan kazalar arasmda posta seferleri durmuştur. Balık tutarken Bir otomobil kazası İki amele yaralandı Konya (Hususî muhabirimizden) Maliye Vekâletile Dahiliye Vekâleti Konya Valisi Cemal Bardakçıyı birer takdirname ile taltif ettiler. Maliye Vekâletinin takdirnamesi vilâyetin malî işleri üstünde görülen faydalı çalışmalarından, tahsilât ve varidatı artırmış olmalarmdan dolayıdır. Dahiliye Vekâletinin takdirnamesi ise vilâyetin umumî işleri ve idaresile Cum huriyet Halk Partisi mevzuları içindeki esaslı ve faydalı başarılarmdan do layı verilmiştir. Kendisi Konyadan mezunen İstanbula gittikten sonra gelen bu takdirnameler daima halk arasmda ve halk içinde bulunarak çalışan Vali mize olduğu kadar Konya halkına da aiddir. Konya Valisi iki takdirname aldı Aşk yüzünden bir cinayet Manisa (Hususî) Manisada aşk yüzünden bir cinayet olmuştur. Mollaşaban mahallesinden Hacı Mustafa oğlu Çoban Mehmed namında biri vardır. Namuslu ve fakir bir adamdır. Genc, güzel karısmm, Karaköyden Hafız Haşim oğlu Vehbi ile seviştiğini duy muştur. Bunu anlamak için karısına; Ben köye gidiyorum. Diyerek ayrılmıştır. Fakat saat do « kozda ansızın dönmüş ve karısmı Vehbi ile yakalamıştır. Buna tahammül ede miyen Çoban, bıçağını çekerek karısmı 6, Vehbiyi de beş yerinden yaralayıp öldürmüştür. Müteakiben Emniyet müdürlüğüne giderek: Ben karımı öldürdüm, beni ne yapacaksanız yapınız! Deyip teslim olmuştur. Biz insanlar Peyami Safanın Tirede yapılan büyük sürek avı Muharrem Feyzi TOGAY Yeni romanı Cumhuriyette, senelerdenberi büyük romancımızın yeni bir eserini bekliyen okuyucularımızın haklı sabırsızlıklarına pek yakında nihayet verecektir. Tire (Hususî) Karlı kışa hasret çeken yurd köşelerinden biri de Tiredir. Bu yıl mesvimin fazla soğuk ve karlı olması birçok kimseleri avcılığa sevketmiş bulunmaktadır. /[ Geçenlerde kalabalık bir kafile, içlerinde kaza kaymakamı da dahil olduğu halde, Eğridere yaylalarında, bir sürek avı yapmışlar, altı domuzdan başka, bir çok tavşan, keklik ve karatavuk vurmuşlardır. Gönderdiğim resim bu ava iştirak edenleri bir arada göstermektedir. Cumhuriyet Niishas] 5 Kuniftnr J Turkiyc şeraiti I * in Hariç 1700 Kr. 1450 800 yoktur W» Senelik 1400 Kr. Altı ayfık 7S0 Üç ayhk 400 Bir ayhk 150