CUMHUBTYET 27 BîrlncHesrin 1936 Anonim Türk Sigorta Şirketi Sigorta tekniğinin modern esasları üzerine kurulmuş en kuvvetli finansal gruplara istinad eden mîllî bir sigorta şirketidir. Istanbul Yenipostane karşısında Büyük Kınacıyan Han. Telefon : 24294 Sigortaya aid her müşkülünüz hakkında gişelerinden meccanen malumat alabilirsiniz. KUçük hikftye Boşa geçen bir ömür Nakili: Orhan Rahmi Gökçe ^ Anne dedi bu kemanı çalan kim? İzmır kız idadisinın son sınıfında oku Şey kızım, terzi Mehmed Efendiyordu. Yakın bir kazada doğmuştu. Tahsili ücretli idi. Sabiha, bir mayıs sa nin oğlu Reşid çalıyor... Çok iyi, çok tebahı kadar açık ve engin mavi gözlerile, miz bir genc. Yarın artık gidiyor da... Annesini yakasından tutarak: hem mektebin, hem kendi memleketinin Yarınki çarşamba tnatinelerden itibaren Nereye gidiyor, söyle, nereye gien güzel kızıydı. Kumral, dalgalı saçlannı, hususî bir güzcllikle şekillendiriyor diyor? Muhtefem ve muazzatn filmini takdim ediyor. Diye sormamak için kendini zor tuttu. du. Uzuna yakın, dik, heykelleşmiş bir viicudü rardı. Onun mekteb tatilini ka Hafifçe sendeledi. Bereket ki, annesi Yarın matinelerden itibaren zada herkes beklcrdi. îstasyondan şehre görmemişti. Her zamandan daha kuvvetli ve daha dahiyane oynuyor Güzel çalıyor değil mi Sabiha!.. giden, iki tarafı iri çmar agaclarile gölSahne arkadaılan t En mükemmel çift artist gelenmiş bir yol vardı. Sabih'anın gelece Onu her akşam dinlerdik. Bu son gecesinemalarmda birden ğini duyanların hepsi de o gün bu ağac si. Yarın askere gidiyor Reşid.. Belki ların altmda toplanır ve treni beklerler de geceyansı hareket edecek. ICazaklar hayatına aid cazib ve ihtiratlı bir macera olup seyircileri, (ŞARLO) nun Soracak şey kalmamıştı. İlk aşkı, en di. böyük gökyürünün altında cereyan eden bir harb sergüzeşti arasmda Bütün dünyaya yaydıği kahkaha tufanı... Sabiha ya bunu anhyor ve aldmş et küçük bir ümidin filizini vermeden, talienfeı bir aşk macerasıaa dogru lüıükliyecektir. Suvareleriniz için yerleMutemadi ve fasılasız gülmek kaynagı... raiyordu, yahud da hiçbir şeyin farkına in avuclanna düşüvermijti. O gece oda rinizi evvelden aldırınız. Telefon : 42851 kapısını kilidledi. varmıyordu. Hastayım, erken yatacağım!. Babasının Demirkır tonda sülün gibi Bugün ve bu Hlimlerinin son , arlonun 4 aenedenberi çerirdigi tam mev bir atı vardı. Sabiha, istasyondan inip te Diyerek erkenden çekildi. Yastıklara akfam seansları zulu 11 kısımlık film Son şaheseri, annesi, babası, ve küçük kardeşi Necmile kapandı. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Gece kucaklaşıp öpüştükten sonra bu ata sıç yarısmdan biraz sonra, onlann evinin rar ve düz yoldan bu atla geçerdi. At gürültüsünü, kapıların açılıp kapanışını onu tanirdı. O da, sırtında taşıdığı mah duydu. Bir kadın ağlaması, bir ses onun luka karşı bir zâf duyuyordu sanki.. sesi: Ağlama anneciğim, gene döner geBoynunu kırar, hafifçe kişner ve sonra, BUrhan Konseıi lirim, Allahaısmarladık! düz yolun üstünden rahvan yürüyüşle Demişti. Ve artık herşey bitmişti. O, mağrur, mağrur geçerdi. KALIENTE : de sıcak aşk şarkılarım dinleyiniz. Son defa gelişmde, eve akşam karan cephelere gitmişti. Yüzünü, bir loşluk Vodvil 3 perde KALiENTE : de Ispanyol güzellerile dans ediniz. lığında girmişti. Annesi, babası, kardeşi içinde hayal meyal ve ancak iki defa Kanto Dans • Duet KALiENTE : nln esmer güzelleri zevk açıyoriar. arkadan geliyorlardı. Atı b«ğladı ve iki görebildiği genc, artık yoktu. KALİENTE : de (La Muşaşa) yı öğreniniz. V 3JC 3JC Vefat katlı evlerinin merdivenlerini tırmandı. KALİENTE t de kırmızılı kadının sözlerlnl dinleylniz. Terzi Mehmed Efendinin evi ne vakitDahiliye ve Şehremaneti esbak mu Yattığı odaya girdi. Karanlıktı. Balkona KALİENTE : de 12 güzel yıldızı siz de görünUz. çıktı ve etrafma bakındı. Birdenbire kar tenberi boş duruyordu. Bir akşam anne hasebecisi Saim dün gece Hakkın rahKALİENTE : nin şarkıları, dansları, gllzelliğine hayran şıki evin balkonunun boşluğunda bir genc sile konuşurken ihtiyar kadın, ağzından metine kavuştu. Tam elli yıl devlet ve olacaksınız. mılletine hizmette bulunan merhum, erkek yüzü gördü. Gözünün ucile tetkık şu haberi kaçırdı: KALİENTE : Aşk ve zevk filmidir. iffet ve istikametin imtisale lâyık ör Reşid vurulmuş, ölrnü? zavallı! eder gibi oldu. Kalbinde ilk defa bir çarneklerindendi. Zavalh kadın bunu söylerken yaralı kıpintı duyuyordu. Cenazesi 27/10/936 salı günü saat Bu genc erkek ayni zamanda çok gü zına, kendi dılile son kurşunu sıktığını an 11 de Kadıköyünde Tellâlzade sokağınSinemanın bir mucizesl 25 senede yapılan en muzeldi. En küçük bir hareket yapmadan lamamıştı. daki evinden kaldınlacak ve Karaca azzam, en gUzel ve şaheserlerln şaheserf *** kendisine bakıyor ve gülüyordu. Yanakahmeddeki aile makberesine defnolu lannda sıcak bir kan dalgasının dolaştıİstirdadin akabinde bir akşam; fevka nacaktır. ğmı duydu. O, şimdiye kadar, hiçbir lâde bir hâdise oldu. Karşıki evde, terzi erkek çehresine dikkat ermiş değildi ve Mehmedin evinde sesler vardı. Sabiha böyle bir kalb çarpıntısı duyduğu da pencereye koştu. Bayılmamak için ken Ziya Gökalp, hayatı ve içtimaiyatı dini zor tuttu. O, pencerede idi. Ve bu yoktu. Bir bakış daha fırlattı: Ziya Oökalpın ölümünün 12 nci yıldönümü munasebetlle İş mecmuaaı tarafmSabiha, kalbinin meçhul bir avuc için inanılmıyacak şeydi? 2 devre 16 kısım bir defada Çünkü, gene o akşamki gibi, gene o dan bu isimde bir broşür neşredilmiştir de sıkılmağa başladığmı duydu ve çekilCumhuriyet Bayramı şerefine, Yarın matinelerden itibaren Ziya Gökalp hakkında Pransız içtimaldi. Bu, onun kalbinde yeni bir çiçek ve akşamki gülüşle, hatta ayni kıyafetle du yatçılarınm kanaatlerini ihtiva eden bu TUrkçe sözlU kopyası Fransızca kopyası yaprak açılışı olacakb. Karyolasma u ruyordu. Demek ki, o ölmemiş ve çıka küçük eser. bütün okuyuculara ve bllhassa felsefe ve içtimaiyatla ugraşanlara tavsiye zandı. Geç vakit, yorgunluğa dayana gelmişti. j P E K sinemasında P^IELEK sinemasında olunur. *** mamış, uyumuş kalmıştı. Ertesi gün karDikkat: Fılmin uzunluğundan dolayı seanslar saat deşi küçük Necmiye îzmirden getirdiği Ertesi sabah kendi evlerînde herkes 2 4,15 6,30 ve 9 dadır. hediyeleri verirken, yavaşça, hiç sezdir ona bakıyordu. Sabiha değişmişti. Sabimeden sordu: ha gülüyor ve hazırlanıyordu: EHLi SALİB # izmirde Elhamra sinemasında Bugün 8 inci sahifemizdedir. Kimlerle oynuyorsun bakayım Ata binip ovaya ineceğim, dedi. MUHAREBELERi • Cumhuriyet Bayramında Necmi?. Ve kapıdan çıkarken karşıki evin balkoNecmi yeni oyuncaklarmdan başmı nuna küçük bir bakış fırlattı. İki çocuk güzellık, ayni taravet, ayni bakış ve, ayvardı. At, kasabanın bozuk kaldınmla ni gülüş... kaldırmadan cevab verdi: BUyük TUrk illlizyonist ve manyetizmacısı Ve duramadı, atını oraya doğru sür Karşımızdaki terzinin bir küçük rından süratle ilerledi ve ovaya inen topdü. Her ne olursa olsun, onunla konuşaoğlu var abla.. Çok iyi çocuk; hep onun rak yolda kayboldu. la oynuyorum... Ağabeyi Reşid de beni Tarlalardan akşam dönüşü başlarken, cak, herşeyi söyliyecekti. Fakat yirmi çok seviyor. o da şehre doğru ilerlemege başladı. O metro ileride, bir daha gözlerini açıp ta kıu birmüddet de/am edecek olan kış temsillerine îki gün geçti, onu hiç göremedi. Sıkı rak mevsimiydi. Bir adam boyuna yak engin ovalara bakamamak üzere atından lıyordu. lçinde, şimdiye kadar tatmadı laşan arpa ve buğdaylar durmadan biçil yuvarlandı: Çünkü o, yıllarca sevdiği, beklediği ğı bir acı, bir kırıklık, bir ıstırab vardı. mekteydi. Bir tarla kenarından geçiyordu. Kulağına bir takım çocuk sesleri gel genc, bir insan değil, sadece, terzi MehOnu sevmeğe başladığını anlaımştı. görülmemiş bir alkış ve takdir toplıyarak med Efendinin oğlunun bir mankeni idi. Bir gece, onlann evinden gelen bir di, başını çevirdi. Birdenbire irkildi; YENİ ŞAYANI HAYRET NUMARALARA devam ediyor İşte o!... Reşid oradaydı.. Hayatını, Boş evde bırakılıvermişti. Ve, eve yeni keman sesi ve söylenen bir şarkı duydu. Bu fevkalâde pıogramı yalnız 100, 60, 40 kuruşluk bir bilet Hemen pencereye koştu, dinlemeğe hiç düşünmeden ve karşılık olarak en taşman başka bir ailenin çocuklan da ALARAK GÖREBiLiRSiNiZ. başladı. Bu şarkryı başka şarkılar da ta küçük bir teselli istemeden uğrunda feda şimdi onu korkuluk olsun diye buraya j İÇERDE AYRICA KONSUMASYON YOKTUR. kib etti. Ne güzel çalıyor, ne güzel söy ettiği genc, buğday başaklarının arasın dıkmeğe çalışıyorlardı. Sabihanın gencFevkalâde İki M&t ^eçirmek istiyorsanız hemen MAKSiME kosunuz. lıği bir manken uğrunda geçmiş ve gözlüyordu?.. Evet, içindeki geceye yıldız dan görünüyordu. Her akşam «*at 21 de luvare. Cumartesi, pazar ve Cumhuriyet bayramı Aman yarabbi, dedi. Hayret e leri de gene onun yolunda kapanmıştı. lar yagıyordu. Aşagıya indi. Gayet tajrütıleri saar 17 de tnatıne. Orhan Rahmi GÖKÇE dilecek şey! Hiç te yaşlanmamış.. Ayni biî bir sesle: iki senedir rahatsız bulunan Pataşon haıtareden ç'kması üzerine iki ahbab İtomık ta ^afından çerrilen ilk almanca sözlü film PATAŞON hastaneden çıkfa!... Yarınki metinelerden itibaren SÜMER SİNEMASI ?AT ve PATAŞON KIZ HIRSIZLARI A L K A Z A R sinemasında SARAY ve SAKARYA CHARLİE CHAPLİN TARAS BULBA Baş r o l d e : H A R R Y B A U R Cumhuriyet Bayramı şerefine D A N İ E L L E D A R R i E U X ve J E A N P i E R R E A U M O N T ASRÎ ZAMANLAR İKİ YAVRUCUK Bu akşam T U R A N tiyatrosu\ Naşid. Haiide, Fahri 9 kişi kendi isminde TÜRK SİNEMASI Perşembe matinelerden itibaren DOLORES DEL RİO KALi ENTE c YENİ ESERLER EHLi SALİB UHAREBELERi Radyo programımız Pr. ZATi SUNGUR MAKSİM TÎYATROSU n a d Pendiktekî beyaz ev Zabıfa romanımız: 63 Sokakfra yandaki evin kapısını çalan bir kadmdan ve ileride arabasile bekli yen bir tanzifat amelesinden başka kimse yoktu. Kadın içeriye girdi. Çöpçü hayvanının nalına bakıyor, pek meşgul görünüyordu. Hakkı, acele ve hiç şüphelenmiyerek çöpçünün yanından geçti; yokuşa çıktı. Arkasından da Dürdane yiirüyordu. Hakkı, bu sırada çöpçünün hayvanın nalına di»ili yüzünü görseydi belki süphelenirdi. Çünkü bu yeni tıraş olmuş, zayıf, kuru yüz, uzun bıyıklanna ve kanşık saçlarına rağmen bir çöpçünün yüzüne benzemiyordu. Bu Kadri idi. Zabıta memuru Dürdanenin girdiği kahveden sonra izini kaybetmemek için hemen en yakın merkeze gitmiş, Kutsiyi meseleden haberdar ederek civarda rasladığı bir çöp arabasile çöpçüyü çevir miş, elbisesini değiştirmiş, kahveye koşmuştu. Araba ile biraz uzakta belderken Yorgo ile Hakkının kahveye girdıkl«ini bileceğini düşünürken Dürdanenin dur duğunu gördü. Hemen küçük bir evin kapısı önünde, o da durdu. Kapıyı çalar gibi yaptı. Dürdane büyük bir bostanın karşısında, iki katlı ve üst katındaki penceresingörmüş, bunlardan şüphelenmemişti. den bir adamın etrafı tarassud ettiği bir Çünkü o da Hakkıyı tanımıyordu. evin önündeydi. Bir işaret bekliyor gibi Fakat ayni adamın biraz sonra kahve duruyordu. İlerledi, fakat gene durdu. den çıkması, arkasından Dürdanenin onu Tekrar geri gelince Kadri, ona rehberlik takib etmesi Kadrinin gözünü açtı. Ya eden adamın ortada olmadığını anladı. nından geçen bu adamı, elinde hayva Çaldığı kapının içinde, eve girmiş gibi nın ayağı olduğu halde göz ucile yuka bir lâhza kaybolmaya lüzum gördü. Onrıdan aşagıya süzdü. Bütün eşkâli zih lann ne kadar ihtiyatla hareket ettiklerini ninde zaptetti. Onlardan biraz sonra kö görüyor, bilmukabele büyük bir ihtiyata şeyi saparak orada bekliyen asıl çöpçü ihtiyac olduğunu anlıyordu. ye arabayı teslim etti ve başka bir yolSığındığı kapıyı bir kadın açar açdan tekrar yokuşa çıkarak onlann peşini maz elile uzakta bir yeri gösteriyormuş takibe başladı. Yenişehri geçtikten sonra gibi: çamurlu yolda, yıkık, köhne iki katlı ah Beni Madam Eleni gönderdi. Buşab evler arasında onlan takib etmek ko gün sizi bekliyormuşl dedi. lay değildi. Çünkü ortalık çok tenha Gözü Dürdanede idi. Onun içeri girdiidi. ğini görünce lâkırdıyı kısa kesti; geri Hakkıdan on beş yirmi adım geriden döndü. Doğru merkeze gitti. Kutsi de giden Dürdaneyi gözden kaybetmeksizin gelmişti. çok uzaktan takib ederken Hakkıya gö Ne haber? diye sorunca Kadri rünmiyebiliyordu. Fakat iki üç defa or yaptıklannı ve gördüklerini olduğu gibi taya çıkmak onun dikkatine çarpmak i anlattı. Mütaleasını ilâve etti: çin kâfi gelecekti. Bundan nasıl çekine Dürdane hastaneden çıkar çıkmaz iskeleye geldi. Dediğim gibi hep bakını korkarak ölümle tehdide lüzum görmez için Nermini takib etmiş, yakalamış, onu yor, ya birisini arıyor; yahud takib edilip di. Böyle ötedenberi beraber yaşadıkları siper yaparak kendisi kadar tehlikeli bir edilmediğini anlamak istiyordu. Bana ka haydudlara karşı kadınlann kinleri ve ihtiyar olan sabık şerikini imhaya karar lırsa bir beklediği vardı, fakat gelmedi. rabıtaları müsavidir. Hem nefret eder, vermişti. Buna muvaffak olamadı. ArTabiî doğru, o beklediğinin, yahud tanı hem ayrılamazlar. Dürdane Ölümü gö tık Nerminle alışverişi yok. Çünkü bütün dıklarınm birinin evine gitti. Bu ev, züne alarak ondan kaçmıştı. Olmeyince plânlarının Hayrullah tarafından keşfemuhakkak sabıkalılardan birinin oturdu hem rabıta, hem korku onu gene Deli dildiğini biliyor. Artık iyni plânı takib ğu ev olacak, ki o kadar ihtiyatla ve me Ömere sürüklemiş olacaktır. Fakat bu etmez. Yeni usullere başvuracaktır. bir nazariyedir. Belki aldanıyorum. Kadri hâlâ emin değildi: rasimle içeriye kabul olunabildi. Kâşki tahminim bir hakikat olsa da şu Kutsi itiraz etti: Canım efendim, bu herif, bu kadar Hayır, dedi. Dürdane bizim tara iblisin izini kaybetmenizden yirmi gün cana kıydıktan sonra şu ihtiyar herifi de Öldüreceğim diye hâlâ kelleyi koltuğa afımızdan takib olunmaktan ziyade Deli sonra tekrar bulsak... Kadri, şimdiye kadar ustasının tah lır mı, dersin? Ya vazgeçti, çekilip gittiÖmerin peşine düşmesinden ve kendisini sokak ortasında öldürmesinden korku minlerinde ne derece isabet ettiğini pek se... Kutsi dudağını büktü: yordu. Gittiği evin Deli Ömere aid olma iyi bildiği halde gene mütereddiddi: Başkomiserim; dedi. Bu karının sı da çok muhtemeldir. Zannetmem. Ömerin ismi üstünde: şüpheli bir yürüyüşü, şüpheli bir yere Deli. Zaten bir iki kere de tımarhaneye Kadri hayretle: Nası! olur? dedi. Canma kasdede airişi vardı. Fakat ben bu izden Deli girmiş, çıkmış. Onun ıçın maksadına varcek adamın evine nasıl girer? Hem onun ömere varacağımızı da büsbütün imkân madan yakalanırsa ne âlâ, yoksa en hin tarafından takib olunması ihtimalinden, siz gÖrmediğim halde Nermin vasıtasile oğlu hin sabıkalıların tertıbatile Hayrulonun Dürdaneyi sokakta bile öldürmesin onu daha çabuk elde edeceğimize kani ı lahı bulmaya ve öldürmeğe çalışacak. im. | Hatta bugün biz arasak belki Hayrulladen dem vuruyorsun, hem de... Deli Ömer şimdi Nerminin Ke hı bulamayız; amma o... Kutsi sözünü kesti: Kadri fazla ısrar etmedi. Ayağa Hem de Dürdanenin gene ona nanla evlenme hazırlığında bulunduğunu, büyük babası Hayrullahm da bekalktı: gittiğini mümkün görüyorum. Çünkü Demek, Dürdanenin gittiği evde Dürdane Deli Ömerin yeni ve birkaç yaz evi bırakarak sırra kadem bastığını ve haftalık değil, çok eski dostudur; bu belki İstanbuldan savuştuğunu tahmin Ömeri bulacağımızı umuyorsun; haydi muhakkak. Böyle olmasa esrannı ona ediyor. Onun gayesi Nermin değildir. bakalım, öyleyse... [Arkası faşetmcz ve onun bu esran faşetmesinden Hayrullahm canidır. Hayrullahı bulmak