13 Birincitesrin 1938 CUMHURÎYET Türk tobabet tarihinden j Bulgaristandaki Alsas Loren nümayişlerinden sonra Gene Çin tarihlerine göre kablelmilâd arasında kaybolur. Bu mealde denir ki: Tasarruf, Bulgarların millî bir hassası (Eski devirlerde, Khotan Krallığına İkinci asırda tanınmış olan Uygur Kralolmuştur. Bu tasarruf sayesinde Bulgalığı içinde, Çinlilerin, ilimlerine hürmeten komşu, Türk krallarında ipek vardı. Fa | ristan şurada 56 sene gibi çok kısa bir (Han) ismini verdikleri Bonzeler bu kat onlarda yoktu. Komşu krallık ipekmüddet zarfında mamur olmuş, her sa günkü ıstılahla kimya profesörleri demek böceğini #bunlara vermiyordu. Khotan hada yükselmiştir. Bulgaristanda tasar lâzımdır bulunmakla beraber, bu ülke Kralı bunu getirtmek için bir hile düşünrufa çok yardım eden müesseselerden bide Sel Ammoniak ta çıkarılmaktadır. dü. Bu krallıktan evlenmeğe kalktı. Görisi de «Posta tasarruf sandıklan» dır. rücülerini göndertti, nişanlısına da (Bi(Bibliotheque; sahife 137). Bulgaristanda postane bulunan her yerFakat bu Sel Ammoniak yalnız bu zim krallığımızda ipek yoktur. Size ipek de bu sandıklar vardır. Bu sandıklar kürada değildir. Transoxanedaki bir dağ elbise yapmak için buradan ipekböceği çük sermayeleri toplar ve onlara diğer dan da gene Sel Ammoniak çıkarıldığını. almak lâzımdır) dedirtti. Böyle bir telmüesseselerden daha iyi bir faiz temin Türkler arasına sefir olarak gelen Çin kin altında kalan gene kız, ipekböcek eder. Bu sandıklara işçiler, hizmetçiler, sarayı zabiti VanYenTi pek güzel an lerini şapkasının iki kat kumaşlan içine köylüler, mekteb talebeleri, küçük me sakladı. Gümriik muhafızlan bunu a latır. muriar, küçük esnaf ve mütekaidler biBu zat, bu kralhkta gördüğü muhte ramayı hatırlarına getirmediler. rikmiş paralarını yatırırlar ve muayyen İşte bu zamandan itibaren Khotan ilk şem medeniyeti, eğlenceleri, yapılan kabir yekundan daha fazla para almazlar. yık âlemlerini naklettikten sonra, ayni defa ipekböceğine sahib oldu. Bunun ü Bu da onların küçük sermayeleri muaySel Ammoniakın Şansi Türkleri arasın zerine Prenses taş üzerine bir yazı haket yen bir raddeye kadar topladığını bize da da bulunduğunu, fakat Uygur ülke tirerek, ipekböceği öldürülmesini menet gösterir. Bu sandıklar her ay bülten neşsindeki PeThin dağında çıkan kadar ti.) (Edouard Chavannes; Documents rederler. Eylul ayı için neşrettikleri bülmakbul olmadığını ve bunu toplamanın sur les TouKiue occidentaux. Sahife tende şu calibi dikkat rakamlar vardır: da gayet mahirane bir iş olduğunu, a 125126). Eylul ayı nihayetinde posta tasarruf Bu Çinlilerin en aşikâr bir itirafıdır. yaklara ancak tahta kunduralar giyilerek sandıklarında ufak sermayelerden biriktoDİanılabildiğini söyliyerek, bunun hak Bundan başka, Çin tarihlerinde bütün miş paraların yekunu 2,406,000,000 le kında Uygur doktorlarından malumat al Türk krallarının kablelmilâd devirlerden va tutmaktadır. Yani bizim para ile 40 başlıyarak Çin imparatorlanna mütema dığını da anlatır. milyon Türk lirası! Bu 40 milyon lira diyen ipek hediye ettiklerini görürüz. Uygur doktorlarının dediklerine göre, ufak sermayelerden birikmiş paraların bu doktorlar bunu itiyadla kullanmayı Daha doğru bir tabirle bu ipekler Türk yekunudur, büyük sermayelerden değil. menetmişlerdir. Çok miktarda alınmasına ler tarafından Çinlilere verilmis ceziye Yılbaşından bu sene eylul nihayetine da izin vermezler. Eğer çok alınacak o lerdi. Eğer Çin, ipek hususunda Türk kadar dokuz ayda bu sandıklarda lunursa mide zarını çürütür. Gene bn lerden daha zengin olmuş olsaydı, bu 1.776,000,000 tutannda 738889 muaUygur doktorlarından bazılan bunun kan metaı Türklerden ceziye olarak alma mele yapılmıştır. Geçen sene gene bu vasıtasile ka'be zarar getireceğinden de ması icab ederdi. müddet zarfında ise 1,630,000,000 tuYani bu yol, tam tabirile bir ipek yo tannda 681,070 muamele yapılmıştı. bahsederler. Ayni zamanda fazia harareti yüzünden dimaea da tesir edeceğini lu değil, fakat bir ticaret yolu idi. Bu Bu sene dokuz ay zarfında bu sandıklara sövlemişlerdir. (Bibliotheque. Sahife radan şarka ve garbe ipek te gidiyor, i yeniden 46556 aza celbedilmis ve bu yelâc da gidiyor, Türklerdekj ilmin yük ni 46556 aza tasarruf sandıklarına ve 140) sekliğini gösteren ve bilâhare Arab isti niden 153.000,000 leva bir para ver Bunu ilk defa burada gören Çinliler, lâsile kaybolan kitablar da gidıyordu. mislerdir. Posta tasarruf sandıkları Bulbu sebebden Sel Ammoniaka NaoŞa Eski tarih garazkâr bir zihniyetle ne garistanda gündengüne inkişaf etmekte demişlerdir ki çince dimağı tahriş eden kadar saklarsa saklasın gene Türklüğe ve faaliyetlerini artırmaktadır. kum veya toz demektir. Maahaza bunu aid işlerin imha edilmesi çaresini bula Bulgaristanın şu posta tasarruf san Türklerden öğrenmeleri yüzünden, Tumadı. Nitekim Sel Ammonika Çinliler dıklarile kurduğu çok mükemmel tasarYen de derler ki bu da «Barbarların totarafından TuYen yani «Barbar tuzu» ruf organizasyonu bize her hususta bir zu» demektir. isminin verilmesi bunun ilk defa Türkler örnek olabilir ve bizim memlekete çok Şu birkaç sahifelik, küçük gibi görütarafından keşfedildiğini gösterir. Yani büyük faydalar temin eder. Çünkü bannen bu izahat, tıb tarihi noktai nazarınsimdiye kadar zannedildiği gibi Türk kaların şube açamadıklan küçük kasabadan pek büyük bir kıymete maliktir. Dalerde hasta olan bir kimse sihirbazlann, lajda post,aneler böyle küçük sermayeleha doğrusu Uygur tababeti hakkmda bilbüyücülerin ellerinde kalâraV olmüyor^ ri bir araya toplayıp onlan memleket diğimız malumatlara yeni bir malumat yasamak.hakkıaı talıUe bjkğiami)*a>p«Iu. » jfctısadiyaüha koşabilirler. ' ^^ i daha ilâve etmekle beraber, tıbba aid ıçŞu yukarıdaki gosterdiğimiz küçük Şarkî Trakya hakkında yazdığı bir elerin, Türkler arasında Çinlilerden dahi kücük hususlar, garbin şimdiye kadar serden dolayı Bulgar Hariciye Nezare müterakki olduğunu, ve Çinlilere tıb ilyok dive iddia ettiği mevzuun yeni bir tindeki memuriyetinden azledilen doktor mini adeta Türklerin öğrettiğini ispata en varlık zeminidir. Assen Bujınof şimdi başka bir memuri büyük bir bürhandır. Bilâhare göreceğiBirçok düsünüslere ve telâkkilere rağyete tayın edilmiştir. Bir senedenberi de miz diğer izler de bu husustaki iddiamımen, eski Türkler arasında dınî dualarSofyada (Utre) namında bir gazete çızı ispat edecek en canlı bir varlıktır. dan baska hususî bir surette tıb işlerıle karmaktadır. Bu gazetenin 63 numaralı Bu ilim Türkler arasına, yaptıkları ve bilhassa kimya ile iştigal eden müteve 4 teşrinievvel tarihli nüshasında Sa herhangi haricî bir temasla girmemiş, ihassıs bir zümrenin bulunduğu artık asiMajeste Kral Borisin tahta cülusunun çinden dozmus, komşu Türk krallan akâr bir hakikattir. Tarihte görünmiyecek 18 inci yıldönümü münasebetile yazılan rasında tekâmül ve inkişaf etmiş, gederecede saklanmıs izler, bunu ilân eden bir başmakalede şu satırlar vardır: ne bun'arın ellerile sarka ve garbe git en hakıkî rek^âmlardır. «Bulgaristanın Balkan yarımadasındamiştir. Cünkü, biz Cin membalarına baBu da bizim tarihte rasgeldiğimiz i ki 13 asırlık tarıhine bakarsak onun daha karak, Uygurlar kadar KiPin Krallığıkin<i bir izdir. 13 asır Balkan yarımadasının şark kıs nın da, avni tıbbî harikalar gösterdikleÜçüncü iz ise, Türklerde bir kimya mında göreceği tarihî vazife bütün azarine şehadet etmekteviz. Daha Beşinci ilminin bahusus madenî kimyanın bulu metile gözümüzün önüne gelmektedir. Uasırda bunların Çin Imparatoruna hediye nurj bulunmadığını ve bunun tarihinm çüncü Bulgar Krallığının geçirdiği ıki etrikleri ilâclara aid reçetelerin mükem nekadar eski old'iğunu tetkik etmek olabedbaht muharebeye rağmen Bulgar meliveti Çinli'eri o kadar şasırtmıstı ki. ! caktır. devleti bugün gene yükselmektedir. Biz onlar bu reçetelerin içinde cinlerin ve O zaman havretle görülecektir ki, cenuba doğru hududlarımızı ıyice genışperilerin saidı olduğu kanaatini hasil ethaksız yere asırlarca vahsi telâkki edilen lettik. Bu hududlarımız yarınki büyük mi'lerrl''. (TanŞu kitabı XXI inci bab, ve bueün büe el'an bazı Avrupa âlim Bulgaristanın tahakkuku için bize kâfi sahife 9). lerinin dinî bir zihniyetle vahsi ve bar derecede bir istinad noktası olabilir. NaBu krallık Çin Imparatoruna kıymetli bar zannettikleri Türkler. daha tarihin ilâc recetelerini gönderirken bunun va bulunmadığı devirlerde; Heredotun doğ sıl ki birinci ve ikinci Bulgar krallıkları nında bir de astronomiye aid gayet mü madığı zamanlarda, kimyanın ne demek nın azameti senelerce hazırlanmıştı. Şimkemmel bir kitab göndermeği de unut olduğunu biliyorlar, bunun kuvvetile yu di üçüncü krallığın azameti de böyle senelerce hazırlanmak ve bu hazırlık nesilmamıstı. karıda gördüğümüz gibi, yalnız hayatı den nesle intikal etmek lâzımdır. Bu büFilhakika biz, büyük (İpek Yolunun) uzatmıyorlar, ayni zamanda sanayide, yük vazife de şimdiki Çarımız Üçüncü Uygur ülkesinden geçtiğini bıliriz. (Dok bugün hayretle görülen eczaları vücude Borise isabet etmektedir. Memleketin tor Süheyl Ünver; Uygurlarda Taba getirivorlardı. idaresini çok kanşık anlarda eline alan bet, sahife 4). Tıb ve kimya Türkler arasında çok Kral Boris 18 sene mütemadiyen memleFakat bu (İpek Yolu) ismi, gene tanberi mevcuddu. Bunun böyle oldu ket dahilî vaziyetine normal bir şekil vegarbliler tarafından, ipeği de Çine izafe &una, bueün Cin membalamın tetkiki şe rebilmek için uğraştı. Şimdi artık bu şeetmek gayesile verilmis bir isimdir ki, hiç hadet ettiği gibi, arkeolojik ve lenguis kil verilmiştir. Artık bütün kuvvetlerle te doğru değildir. Çünkü Çin müverrih tik tetkikler de ayni şehadeti ifa etmekte üçüncü krallığın azameti için çalışılmahlerinin de itiraf ettikleri gibi, ipek ilk de dir. dır!» fa Türkler arasında Khotanda islenmisŞimdi de üçüncü izimiz üzerinde, tir. Bunun tarihi de kablettarih efsaneler Türkler arasında kimyanın bulunup bulhracat tacirlerinin [*] İlk yazı 14 eylul tarihli sayımızda lunmadığı meselesi üzerinde vürüyelim. ruhsatiyeleri • Tıb Tarihi Enstitüsü çıkmıştır. Istanbul Ticaret ve Sanayi Odası, ihracat tacirlerinin ruhsatiyeleri işini 20 teşrinievvelde bitirmek üzere mesaisi ne devam etmektedir. İhracat tacirlerinin ruhsatiye vesika* ları peyderpey İktısad Vekâletine gönderilmektedir. Halkm para biriktirmeÇin membalarının tetkîki tıb ve kimyanın Türk sini çok kolaylaştırıyor Sofya (Hususî) Bulgarlann fevkalerde çok eskiden tnevcud olduğunu göstermiştir lâde iyi hassalarından bırisi de tasarruf Fransız komünist partisi sekreteri: «Biz namuslu tur. Her Bulgar kazandığından daha az 2 bir zenciyi Hitlere tercih ederiz» dedi harceder ve muhakkak para biriktirir. [Baştarafı 1 inci sahifede] sekreteri Thorez başlıca hatiblerin ara sında bulunmuşlardır. Komünistler taraftarlarını sergi yerinde toplamışlardır. Binanın holünde al manca yazılı plâkalar görünmekte idi. Tribünün arkasında asılı olan muazzam bir karikatür ağzında kanlı bir bıçak, elinde kanlı bir cellâd bastası tutan ve etrafı top ve süngü ile çevrilmiş M. Hit leri tasvir etmekte idi. Tribünde komünist, sosyalist ve radikal sosyalistler yer almışlardı. M. Cachin komünistlerin halk cephesini müdafaa etmek için Alsasa geldik lerini söylemesi üzerine içtimada bulu nanlar Enternasyonal marşını söylemişlerdir. Bundan sonra genel sekreter Thorez söz almıstır. Komünist partisinin hangı sebebe istinaden frangın kıymetten düşürülmesi lehine rey verdiği M. Thorezden sorulmustur. Thorez, komünistle rin, bu reyi kıymetsizlendirme için değil, fakat saylavlar kurulu tarafından düsürülme tehlikesi karsısında olan halk cephesi hükumetini kurtarmak için verdik lerini söylemiştir. rezi kabahatli bulacak değiliz. Fakat M. Blum Strazburg hâdiseleri hakkındaki noktai nazarını bildirmek mecburiyetin dedir.» Eski Türklerde kimya tasarruf sandıkları Almanya Fransız hükunıetini protesto etti Keramete nasıl takla attırıhr? glum bugünlerde işi azıttı. şamları o mektebden, ben matbaadan dönüp te yüzyüze gelir gelmez mutlaka, karşılığı uzunca sürecek bir soru tutturuyor, beni bir hayli yorduktan sonra sinsi sinsi gülerek uzaklaşıyor. Ben onun mümeyyizimsi bir tavır alıp yaptığı sorulardan enikonu sersemlediğim için mekteb üzerine ekseriya konuşamıyorum, kendisini imtihan edemiyorum. Sözün kısası haklar ve vazifeler değişiycr. Sormak, anlamak, öğrenmek hakkı benden ona, hesab vermek vazifesi aşağı yukan ondan bana geçiyor. Dün akşam da ayni sahne tekerrür etti, haşan çocuk beni kapıdan karşıladi: Aman babacığım, dedi, birşey soracağım: Keskin zekâ keramete takla attınr, diyorlar. Bu, ne demektir? Duraladım, düşünmeğe daldım. Ona keramet denilen haleti nasıl tarif edecektim? Keramet öyle birşeydir ki ikrarı belâhet, inkân gaflet sayıhr. O, vardır da, yoktur da. Lâkin vardır, diyemezdim. Çünkü ucu hurafeseverliğe dayanır. Yoktur dahi diyemiyordum, kuvvetli zekâların gerçekten keramet sanılacak sezişlerde, keşiflerde bulunduğunu herkes gibi ben de biliyordum. Bu çıkmazdan kurtulmak için nıhayet fıkracılığa sığındım: Oğlum, dedim, böyle sözler örnek gösterilerek daha iyi anlatılır. Ben de bir fıkra ile soruna karşılık vereceğim: Seksen yıl kadar önce Babıalide valiler için bir değişiklik defteri yapılır, sekiz on valinin yeri değiştirilir, o arada Filibe Valsi îsmet Paşa da açıkta bırakılır. Dediğim tarihte Türkiyeye telgraf girmemişti. Istanbuldan vilâyetlere tatarlar haber götürürlerdi, oralardan da gene onlar îstanbula mektub filân getirirlerdi. Ayağına çevik bir tatar, iki üç günde İsmet Paşaya azlolunduğu haberini yetiştirir, onun konağından da bu iş çabuk etrafa yayılır. Artık konağa giden gidene. Bu ziyaretçilerin kimi Paşayı sevdiğinden teselliye, kimi de sevmediğinden için için sevinmeğe koşuyorlardı. Fakat bakarlar ki Paşada fütur yok. Güle güle konuşuyor, eskisi gibi yüksekten atıyor. Herkes bu hale şaşarken o, neşesizlenmemçsindeki sebebi anlatır: Bugün, der, azlimin emri geldi. Bir hafta sonra gene Filibe valiliğinde bırakıldığımın emri gelecektir. Beni sevenlerin mahzun, sevmiyenlerin memnun olmasma sebeb yok. Bu sözü duyanlar, Paşanın teessüründen sapıttığına zahib olurlar, süklüm püklük yanından uzaklaşırlar. Lâkin bir hafta sonra Istanbuldan bir tatarın daha sökün edip herifin valilikte bırakıldığı emrini getirmesi üzerine iş değişir, herkeste bir şaşkınlık başgösterir. İsmet Paşa ise bu sefer, ziyaretine koşanlara şu sözleri söyler: Bir hafta önce benim çıldırdığımı sananlar şimdi kerametime inanacaklar dır. Fakat ne o gün çıldırmıştım, ne bugün keramet göstermiş sayılabilirim. Vailikte kalacağımı basit bir muhakeme ile anlamıştım: Gelen değişiklik listesinde Edirneye filân paşanın gönderileceğini, oradaki valinin de Filibeye geleceğini gördüm. Halbuki bu emirler yazıhp çizilirken güneş akreb bürcündeydi. Edirneye gidecek paşa ise müneccemdir, böyle uğursuz bir günde kendine tevcih olunan vazifeyi kabul edemezdi. O takdirde Edirne valisi değişmemiş, bana da ilişilmemiş olacakh. Görüyorsunuz ya ortada keramet yok. Basit bir hesab var!.. Oğluma, son sözü söyledim: îşte keramete takla attıran keskin zekâ buna derler!.. «Lârok hapse atılmalıdır!* Hatib, paranm kıymetten düşürülmesine bir taviz olmak üzere yevmiyelerin artırılmasını ve küçük tüccarlarm vazi yetinin ıslah edilmesini istiyeceğini te min etmis ve demiştir ki: Alzas ve Loren vilâyetleri ilbay ları, halk cephesi hükumetine müracaat ederek, komünist saylavların propaganda seyahatleri esnasmda tehlikeli kar gaşalıklann çıkacağmı bildirmislerdir. Thorezın Strazburgda söz almasına mâni olmak için komünist içtimalara mâni olmak istenmistir. Halk cephesi hüku M. Blumun sözleri metinin Hitlerci unsurlar tarafından yaLens 12 (A.A.) Stadeda tertib pılan bu santajlara kapılarak ta^arlanan toplantılann birçoğunu yasak etmesi şa edilmiş olan toplantıda M. Blumu din yanı tees«üftür. Fakat, bütün bunlara lemek için takriben elli bin kişi hazır buraamen Thorez iste gene Strazburgda lunmuştur. Evvelâ söz söyliyen, Lens belediye söz söylemektedir. reisi M. Maes olmuştur. Hatib, albay la Bundan sonra Thorez, M. Hitlerin kısyardımları teşkilâtınm acılma mera Roqueun «kan dökmeğe hazır olduğu» siminde söylediği nutku çok kindar ve suretindeki sözlerinden dolayı infial izkaba hakaretlerle dolu bir lisanla mev har etmiş ve şöyle demiştir: zuu bahsederek şöyle bağırmıştır: Biz komünistler, kendisine karşı nefret hisleri beslediğimiz Hitlerin her nutkunun bizi istihfaf etmesine müsaade edemeyiz. Biz komünistler namuslu bir Zenciyi bir Hitlere tercih ederiz. Hitlerin ajanları hapse tıkılmalıdır. Bundan sonra Ispanya işlerini mev zuu bahseden Thorez bloküsün kaldı rılması lâzım geldiğini müteaddid defalar söylemiştir. Sovyetler Birliği, ademi müdahale siyasasını çiğnemeğe hazır bulunduğunu söylemekle ilk adımı at mış bulunmaktadır ve bu, komünistlerin muhterem sefi Motahinin müdahalesi sayesinde olmuştur. Mulhouse 12 (A.A.) Komünist lerin mitingi dün iki bin kişi hazır olduğu halde» kuvvetli, serbest ve bahtiyar bir Fransa için» parolasile açılmıştır. Şimal komünist meb'uslardan M. Arthur Ramette, Alsasta serbestçe propa ganda yapılmasını menetmiş olduğundan dolayı hükumeti protesto etmiştir. Meb'usan meclisi reis vekili M. Jacques Duclos, Enternasyonal marşile se lâmlanmıştır. Hatib, komünist partisinin halkçılan bir araya toplamağı istihdaf eden müşterek programın tatbiki için hükumete fasılasız müzaheret vadinde bulunmuş ol duğunu hatırlatmış ve şöyle demiştir: Hükumet, amele kuvvetlerinin en canlısının müzaheretinden mahrum kal mamak istiyorsa dikkatli davranmahdır. Hükumet, ne büyük patronlar heyetinin önünde, ne de dahilî faşizm önünde bo yun eğmelidir, Fransız sosyal fırkası, feshedilmeli ve La Roque hapse atılma hdır. Sözü haricî siyasete nakleden M. Duclos. şöyle demiştir: Ispanya işlerinde bitaraf kalma nın ne kadar ahmaklık olduğu yavaş yavas anleşılmağa basladı. Çünkü bita rafhk siyaseti bir belâhat olmamak ge rektir. Gııebvivler içtimaı hâdisesiz geçmiş tir. Toplantıda 500 kişi hazır bulun muştur. Almanya Fransayı protesto etti Londra 12 (Hususî) Gece geç vakit Berlinden alınan haberlere göre, Alman hükumeti Paristeki Alman elçısini dün Fransız komünistleri tarafından Alsas Lorende tertib edilen mitinglerde Almanyaya karşı yapılan hücumlan resmen protestoya memur etmiştir. Almanlar hesab M. Blumdan soruyorlar Balkanlı doktorlar diin Bursaya gittiler Balkanlı doktorlar Yalovada Büyük otelde milli oyunlarını oynuyotlar Bursa 10 (Husus) Dördüncü Bal lovadan hareket ettiler ve saat birde Burkan tıb kongresi murahhasları bugün do saya geldiler. Gemlıkten geçerken bir kuz buçukta otobüs ve otomobillerle Ya müddet tevakkuf ederek belediyeyi ziya ret ettiler. Belediye reisi Eşref misafir leri izaz etti. Misafirler Bursada hara retle karşılandılar. Bursa doktorları saat birde Balkanlı doktorlar şerefine Çelikpalasta bir öğle ziyafeti verdiler. Ziyafette Vali Şefik, Belediye reisi Cemil, doktorlar ve mu • rahhaslar bulundular. Nutuklar söyle diler. Ziyafetten sonra şehri ve tarihi müesseseleri gezen misafirler Bursadan Thorezin nasyonal sosyalizmi sevmeçok memnun kaldılar. Akşam Vali Şe mesi kabul edilebilir. Almanyayı bolşefik tarafından bir ziyafet verildi. Bu zi" vizmden kurtarmış olan Hitlere karsı hiç yafet te çok samimî ve neş'li geçti. bir sempati beslememesinden dolayı Tho Berlin 12 (A.A.) Strazburgdaki komünist toplantısını mevzuu bahseden 12 Uhr Bbtt gazetesi «Alman devlet şefine karşı hakaretler» ve «Strazburgda kızıl kin nümayişleri» başlıkları al tında ezcümle şunları yazmaktadır: «Thorezin nutku, baştan nihayete kadar, Alman devletine karşı bir hakaret teşkil etmektedir. Bu nutuk Fransız hükumeti için o kadar utanılacak bir harekettir ki, biz, onu tavsif için kelime bulamamaktayız. Bütün dünya devlet adamlarının Fransa ile Almanya arasında bir yakınlaşma temin etmeğe çalıştıkları bir sırada, Fransa hükumeti, bütün çalışmaları akamete uğratmak hakkmı komünist lere vermektedir. M. Thorezin böyle bir lisan kullanmasına hiçbir makul sebeb görmemekteyiz. Eğer M. Leon Blum ve bakanları komünist arkadaşların en ba sit terbiye kaidelerine riayete mecbur etmekten âciz iseler, eğer M. Leon Blum, komünist nutuklan sansürden geçirmek cesaretini göstermiyorsa, hiç olmazsa Thorezin Almanyaya karşı ilk hücumlarından sonra bövle bir nutkun devamına mâni olabilirdi. Bu yapılmamış ve M. Thorez, kat'iyyen durdurulmaksızın, if tiralarına ve tahkirlerine devam edebil mistir. « Mıntakamızm amele sınıfı namr na ona sükunetfe ve soğukkanlılıkla şu cevabı veririm: «M. La Roque, cumhuriyeti, ekmeğimizi, hürriyetimizi ve sulhu muhafaza etmek için kan dökmekten daha ileri gitmeğe, hayatımızı feda etmeğe hazırız.» Müteakıben M. Blum, söz söylemiştir: Başvekil hükumetin yapmış olduğu ıslahattan ve bu ıslahatın en gücü olan kırk saatlik hafta kanunundan bahsetmiş' tir. Hatib, bu kanunun meriyet mevkiine gireceğini ve sonra madenî sanayi ile mensucat sanayii ve inşaat amelesine teşmil edeceğini hatırlatmıştır. M. Blum, bundan sonra amelenin içtimaî bakımdan imtiyazlı oldukları iddr asını ileri sürerek amelenin menafii ile köylülerin menafiini müsademe ettirmek için yapılan propagandaları protesto etmiştir. Hatib, demiştir ki: « Amele ile köylütü çarpıştırmak, daima irticam avdetini hazırlamak demektir. Bunu 1848 de ve 1851 de gördük.» M. Blum, bundan sonra şu sözleri söylemiştir: « Mecburî hakemlik gibi bazı ısla hat karsısında hükumet, garib bir vaziyette kalmıştır: Amele kabul ediyor, patronlar kabul etmiyorlar. Patronların yeni içtimaı ihtilâflar çıkarmağa, ebediyyen ilga edilmiş olan patronluk hakimiyetini tekrar tesis etmeğe ve kanunnamelerimize ilelebed ahkâmı cari olmak üzere tesçil edilmiş olan ıslahatı bozmağa kalkışacağını zannetmek istemem.» M. TURHAN TAN Frannz tosyal fırkatının toplantısı lhrac mallarımız kıymetleniyor Piyasamızda fmdık ve tiftik üzerinde hararetli satışlar devam etmektedir. Dün de, son günlerde fob 67 kuruşa kadar çıkmış olan fmdık fiatları, Al manyadan vaki talebler üzerine sif Hamburg 76 kuruşa yükselmiştir. İn giltereden ayni fiatlar üzerine taleb ler gelmektedir. Diğer taraftan, tiftik piyasası da ge ne Almanyanın kuvvetli talebleri karsısında kilosu 115 kuruşa kadar yük * selmiştir. Almanyaya tiftik ihracatı mız. Türk lirası üzerinden yapıldığı cihetle mark kıymetinin düşürüleceği şayia'ları piyasamızda itidalle karşılan mıştır. Lellile 12 (A.A.) Valenciennesten bildirildiğine göre Fransız sosyal fırkası, 1500 kişinin huzurile bir toplantı yapmıştır. Albay de la Rocque, bu münasebetle bir nutuk söylemiş ve ezcümle şöyle demiştir: « Sosyal Fransız fırkası erkânı için harekete geçmek zamanı gelmiştir. Ge çen pazar gününkü nümayişimizden sonra ve halkçılar cephesinde ilk inhilâl alâmetleri görüldüğü bu anda muzafferi yetimizden şüphe etmeğe kimsenin hak" ki yoktur. Bizim şiddetten korkmakta olduğumuzu söylüyorlar. Biz, icab etmedikçe kan dökmiyeceğiz. Memlekete itimadımız vardır. Ve dünyanm ümidi bizim ellerimizdedir. Hayatınız tehlikeye maruz kalsa bile vazife yolunda tevak kuf etmiyeceksiniz. Beni hapse atabile ceklerini, öldürebileceklerini biliyorum Fakat ehemmiyeti yok, çünkü partiyi biz kazandık.» Beşiktaş Halkevine heveskâr artist aranıyor Beşiktaş Halkevi Temsil grupunu genişletmeğe karar verilmiştir. Bu maksadla mevcud kadroya birkaç ka dın heveskâr daha ilâve edilecektir. Bu işe talib olanlar mezkur Halkevine müracaatle kaydolunmaktadırlar.