CUMHURÎYET 13 Birinciteşrîn 1936 KüçUk hikâye Romancı Pek yakında T ü R K SiNEMASINDA Muazzez Tahsin Berkand ŞEN Çok zavallı olacağım... Beni haSüheylâ elindeki kitabı ağır ağır kapıyarak başraı kaldırdı. Gözlerinin için yata bağlıyan çok sağlam baglardan bide ve kafasının eu ince tellerinde hâlâ ri kopacak. Çocuk... Bilâkis onlann da her okuduğu romanın heyecanı ve alâkası titretiyordu. Elini alnmda, başında ve kese benzediklerini ve yüz güzelliğile saçlarında uzun uzun dolaştırdı. Kitab iç güzelliğinin, temiz duygularla en adi daki düşünceleri ve kelimeleri beyninin ihtiratların hayatt* bazan dizdize, koiçine yerleştirmek ve dizmek istiyormuf yunkoyuna yaşadıklannı görerek dün gibi onu tekrar açtı ve yer yer, sevdiğî yayı anlamak ve tammak yolunda bir ve hatırlamak istediği cümleleri bir daha büyük adım atmış. olâcaksın. gözden geçirdi. Süheylâ çamlann koyu ve geniş, gb'l Ne güzel roman bu Nezihe; sen gelerine bakıyordu. Yüzünde ve gozle de tnutlaka okumalısın. rinde, elinden sevgili bir oyuncağı alınan Nezihe uzandığı koltukta doğrularak zavallı bir yavru mahzunluğu vardı. Süheylâya baktı. Ister misin sana en çok sevdiğin bir Bu sırada vaktim yok benim; im romancıyı uzaktan göstereyim. tihanlara hazırlandığımı bilmiyormuşsun Kimi? gibi bana «oku!» diyorsun; fakat seni Süheylânm çocuk yüzü halecanlan günlerdenberi ateşler içinde kavuran bu mıştı. romanı bana anlatırsan çok sevineceğîm Bay i. ve mükâfat olarak seni... Nasıl, sen yazdığı yazılann arka Seni?? sında beni aylarca sürükliyen o roman Öpeceğim. cıyı tanıyor musun? Evet... Hani yirmi sene evvel Iki genc kız Çamhcanın çok ağaclı ve gölgeli bir köşesinde, öğle yemeğinden çıkarılmış bir resmini albümünde saklasonra dinleniyorlardı. Biri okuyarak, dığın romancıyı... diğeri uyuklıyarak. Yirmi sene evvel mî> Demek o Okuduğura bu romanı sana anlat yaşlı bir adam? Demek gazetelerda basımak mı? îşte bu cidden çok zor karde lan resmi eski bir resim ha! *** §im. Bunda vak'adan çok duygu, hareketten çok heyecan ve sevgi var. OkurSüheylâ Nezihenin kolunu tuttu; eli ken bu uzun sahifeleri bir saniyede yut korku ve telâşla titriyordu. rnak, o ince hisleri içime almak istiyor Nereye gidiyoruz? dum; fakat onları anlatmak için kelime Köprüyü geçip Sirkeciye do|ru bulamıyacağım. yorsun ? Nezihe tatlı bir gülümseme ile arka yürüyeceğiz kardeşim. Neden korku daşını süzüyordu: Içimde büyük bir çarpmtı var. Sana inanmak istemiyorum? Hayalimde Hâlâ ne kadar çocuksun Süheylâ! Okuduğun her roraan sende hâlâ bu a hâlâ canlı yaşıyan adamın ölmesine acışırı taşkınhğı yaratıyor... On be§ ya yorum, ondan korkuyorum Çok gencsin Süheylâ... Seni biraz şında bir mektebli gibi. Sakın bu roma nı yazana âşık olayım deme; bilirsin ya, olgunlaşmış görmek istiyorum artık, yasenin bu hastalığını tedavi için ne kadar sm yirmiye geliyor. uğraşmıştım. Oaha iki sene evveline kaGenc kız susmuştu; fakat yüzünün dar okuduğun her romanı yazan roman incelen çizgilerinde ezgin ve zavallı bir cıyı gece gündüz düşünmeden hasta olu mâna vardı. yordun. Yürüdüler.. Süheylâ duruyor, geri Benimle alay etme Nezihe... Sen ye dönmek, bir tehlikeden kaçmak isti bendeki bu hastahğı geçmiş sanıyorsun yormuş gibi arkasma bakıyordu. amma ben hâlâ romancılarıma küçük Birdenbire Nezihe onun kolundan bir çocuk gibi bağlıyım ve onlan gün çekti. lerce düşündüğüm vâkidir. Belli etmeden şu soldaki dükkâ Kira ve nasıl olduklanm bilmeden na bak. haf *• Hangisine? Şu küçük kahveye Onlann kim olduklarını düs.ünme mi? ğe lüzum var mı? Yazdıklan o güzel Evet... Arkadaki köşede bir masa cümleler, okuyanlan titreten ve ağlatan başında oturan şu ablak yüzlü adamı o derin ve yüksek duygular meydanda görüyor musun? iken... Önünde bir şişe rakı.. Yüzü çar Evet amma bazan onlann yazjlan pık.. Gözlerinin feri uçuk olan adam kendilerine hiç benzemiyor. En derin mı? Hani ağzınm iki tarafı köpüklü hisleri ifade etmeğe çalısan ve dediğin gibi... gibi okuyanlan ağlatan ve titreten yazı Evet... îşte seni ağlatan ve titrelan yazan bu adamlar, hakikî hayatta ten yazılan yazan romancı îşte odur. bazan en alelâde ihtiras ve heyecanlar MUAZZEZ TAHSIN peşinde koşan kimselerden farksız olu yorlar. Olamaz Nezihe... Meselâ bu e Hmde tuttuğum romanı yazan adam mutFransız sefiri Paristen laka genc ve güzel bir erkekrir. Sevgi geliyor yi bu kadar canlı sözlerle yaşatan, etra Fransa ile Suriye arasında imzalanan fında güzellikten ve şiirden başka bir şey yeni muahedenin müzakerelerine işti görmiyen, görmek istemiyen bu roman rak etmek üzere mezunen Parise git cının başka türlü olacağmı düşünmek bi miş olan Fransız elçisi M. Hanri Ponso le kalbimin üsrüne sıcak bir demir sap ayın 19 unda şehrimize gelerek, bura lanmış gibi bana ıstırab ve acı veriyor. dan Ankaraya gidecektir. Çocuksun sen dedim ya! SinemaEfgan Hariciye Nazırı daki artistleri sahiden öyle göründükleri bugün geliyor kadar güzel ve cana yakın sanan ve on Memleketimizden geçerek Avrupaya lara âşık olan görgüsüz ve toy küçük kızoradan da Moskovaya giden Efganistan lar gibi... Sinema artistleri için birşey demi Hariciye Nazırı Feyz Mohammed Hanm bugün şehrimize muvasalatı bek yeceğim Nezihe; fakat romancılanma îenmektedir. Muhterem misafirimiz i dokunma; onlar için birşey söyleme ku çin Perapalasta hususî bir daire hazırzum, sevdiğim kitablan yazan kimsele lanmıştır. rin hayalimde yaşattığım kahramanlara Üsküdar H Â L E Sineması benzemediklerini görürsem... KANUN KUVVET1 Ne olacak? Moskova artistlerinin büyük komedisi ÇOCUKLAR RADVO Ç Bu aksamki program J ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12.50 havadls 13,05 plâkla hafii müzlk 13,25 muhtelif plâk neşriyatı . 18,30 çay saati, dans musiki^i 19,30 konferans, Dr. Ali Şukrü, tarafından 20,00 Türk musiki saz heyeti 20,30 Safiye ve arkadaşlan terafm dan Turk musikisi ve halk şarkıları21,00 plâkla sololar . 21,30 orkestra 22,30 Ajans haberleri 28,00 son. VİYANA: 17,10 eğlenceli kon^er 18,20 musiki 18,45 konser 19,05 konusma, Iransızca ders, konuşmalar 20,05 saat, haberler, hava raporu, ulusal yayın . 21,05 eğlenceli konser 22,40 haftanm makalesi 23,15 haberler, hava raporu 23,25 oda musikisi 24,10 konuşma 24,25 gece konseri. BERLİN: 17,35 karışık yayıu 18,85 Alman mer kez istasyonu 19,05 konser 20,05 konuşma 20.20 oda musikisi 20,50 gtinün akisleri, haberler 21,15 oda musikisi 22,05 eğlenceli konser 23,05 hava raporu, ha vadis, spor 23,35 eğlenceli musiki ve halk havalan. BUDAPEŞTE: 18,05 konferans, gramofon 19,30 hikâyeler 19,55 piyano konseri . 20,35 konferans 21.05 salon orkestrası 22.40 haberler 23 Çingene musikisi 23,15 hava ra . poru 24,05 piyano konseri 1,10 haberler. BÜKREŞ: 18.05 konser, havadis 19,20 gramofon, konferans 22,25 san konseri 20,50 mandolın konseri 21,20 konferans 21,35 senfonik konser 22,35 haberler, spor 22,50 konserin devamı 23,20 eğlenceli konser. 23,50 fransaca ve almanca haberler 24 son haberler. LONDRA: 18 35 lnşad 18,50 eğlenceli musiki 19,20 çocuklarm zamanı 20,05 piyes, havadis 21,35 valsler 22 05 oda musikisi 23,05 koro konseri 23,45 marşlar 24,05 havadis 24,30 dans musikisi, havadis 1,45 şarkılar. PARİS [P. T. T.l: 19 05 orkestra konseri, konuşma 20,05 orkestra konseri, havadis 21,40 orkestra konseri . 22,05 konuşma 22,20 dinleyicilerin zamanı 22,30 pratik nasihatler 22,35 opera yayını: Yıldız. ROMA: 18,05 havadis 18,20 kemah konseri, «ftlenceU musiki 19 karışık yayın . 20,05 ejjlenceli musiki, turizm haberleri, konuş ma 20 55 Yunanistan için yayın, hava dis, komı&ma 21,45 komedi 23.05 orkestra konseri, istirahat esnasmda konuşma 24.05 havadis 24,20 dans musikisi. SAKARYA <MÜ E.hamr.) SiNEMASMN Lâtif salonu Zengin programı Büyük muvaffakiyeti Pek mükemmel filimlerl Tenzilfitlı fiatları BÜTÜN GÜZELLERİ SEVERİM emıa slz filminin son srQnlerlad«n istifade etsinler. T l f n 431 eeo : 1 4 JEAN ile temin olunmaktadır. Geç kalanlar. KiEPURA'mn ilfivotonı PARiSDE GiYiLENLER, MIKEY MAVS ve PARAMOUNT JURNAL ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ M ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H Avrupanın en büyük rejisörü WİLLY FORST F İ L M İ N D E 15 B i r i o c i Teşrin A Z UR K A B İ R H A R İ K A Y A R A T T 1 birinci yıldızı Filminin Perjembe SİNEMALARINDA MELEK ve SAKARYA POLA NEGRi BIRDEN Lise ve Orta mektep talebesine kitabıdır. Maarif Vekâletince kabul edilmiş, ikinci defa basılmıştır. Üç talebe, bir muallim kısmı vardır. Birinci 23, ikinci 34, üçüncü 40 kuruştur. Taşrada toptan alanlar dtn posta ücreti »lınmaz ve tenzl lât yapılır. Satış yeri Cumhuriyet matbaası sıdır. La Glef du* Français En iyi ve çabuk fransızca öğreten kitab Merhum Ali Nazimanın KulUbUmlizün klişad günUnU anlamak mı istiyorsunıız? Kadınlar Kulübü BU PERŞEMBE AKŞAMl SAAT 9 da A/lo.., Allo... Burası, Saray Sinemasının vâsi salonunda DANiELLE DARRiEUX'nün reis ve BETTY STOCKFiELD'in ikinci reis bulunduğu ve yalnır kadınlardan murekkeb ve Parisin en güzel 150 genc kızından müteşekkil fahrî komitemizin huzurile icra olunacakbr. Erkeklerin gelmesi kat'iyyen memnudur. •• ESRARIN BUTUN UNSURLARI... •••••••••••••••••••••• AŞKIN BUTUN VECHELERI... ENTRİKANIN BUTUN CAZİBELERİ,.. CHARLES ROBERT DUMAS'ın mejhur rom*nından iUHbas ve PiERRE BiLLON tarafından emsalsiz bir surette filme çevrilen NÖBETÇİ ECZANELER Bu geoe nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Istanbul ciheUı»dekU«r: Aksarayda (Sarım), Alemdarda (Sırrı Rasim), Bakırkoyd* (Merkea), Beyaaıdda (Asador Vahram), Eminönünde (Hüsnti Haydar), Fenerde (Vıtali), Karagümruk te (M. Fuad), Küçükpaaarda (Yoıgi), Samatya, Kocamustalapasada (Rıdvan), Şehremininde (Nâaım), Şehzadebaşında (.Is mail Hakkı). Beyoğlu cihetlndekller: Galatada (Hüseyln Hüsnü), Hasköyd* (Nesim Aseo), Kasımpasada (Müeyyed), Merkez nahiyede (Della Suda), Şişlide (Nargileciyan), Taksimde (Limonciyan). Üsküdar, Kadıköy ve Adadakiler: Büyükadada (Şinasi), Heybelıde (Ta nas), Kadıkoy, eski Iskele caddesinde (Sotirakit, Kadıköy, Yeldeğirmeninde (Üç leri, Üsküdar, Ahmediyede (Ahmediye). Müessif bir zıya Esbak Şehremaneti mektupçusu ve Şirketler Komiser ve tstanbulda Ha vagazi ve Elektrik ve Teşebbüsatı sınaiye Türk Anonim Şirketi meclisi idare ikinci reisi ve Türk Anonim Elektrik şirketi memurin müdürü Bay Ziya özgenin büyük kardeşi Bay Arif Hikmet Özgen dün gece Adadaki evinde vefat etmiştir. Cenazesi bugünkü sah günü Istan bula indirilerek öğle namazı Teşvikiye camisinde kılındıktan sonra Feriköy mezarlığına defnedilecektir. Ailesine taziyetlerimizi beyan ederiz. ( 2 eme B U R E A U ) filmi JEAN [JURAT VERA KORENE JEAN GALLAND JEAN MAX gibi en büyük artistler tarafından temsiı edi mtştir. Franaız sinemacıl Jınıo bu şahesernr bu PERŞEMBE AKŞAMINOAN iTiBAREN GiZLi VESİKA SüMER SİNEMASINDA • İ P E K Sineması Müdiriyetinden : SAYIN HALKIMIZA Sinemamızda göstermekte olduğumuz LOREL HARDi HiNDiSTANDA filminin munbanran TÜRKÇE SÖZLÜ olmasuıdan dolayj kazand $ı emsalsiz rağfbctten cesaret alan rioemanıız, bundan böyle asjarî ayda bir defa kendi dilimizde filim jösterece^ini mujdeler ECNEBt MEHAFÎLDE Ç YENİ ESERLER Yücel ) Teşekkür Babamız sabık Sadrazam Ahmed Tevfik Paşanın irtihalinden dolayı ailer ' z e mektub ve telgraflarla taziyet eden ve bizzat merhumun cenaze merasimine iştirak suretile isbatı müsafat eyliyen zevatı kirama kalbî teşekkür lerimizi sunarız. Zehra Moran Ali Nuri Ismail Hakkı Bu kıymetli külttir ve san'at mecmuasının ükteşrin nüshası bir çok güael yazu larla çıktı. BUha&sa Cemal Nadirin Reslmde mızah isimli bir yaasile güzel bir karikatürü, Tagor, W. İrvingden t«rcümeler, Yakub Kadri ile mühim bir konuşma, Kitablar, Koy çocukları yazıları, şıirler, nikâyeler ve san'at meseleleri hakkında merakh bir ankete Kemaleddln Kâmi, Ya kub Kadri, Bürhan Toprak ve daha başka kıymetli imzalann cevabları, Antakyaya dair şiirler, meraklı yazılar vardır. Studyumuzda hazırlamakta olduğumuz EHLİSALİB MUHAREBELERrdir, ilk büyük filmimiz TÜRK SİNEMASINDA muvaffakiyetle devam eden LİLİAN HARVEY ve WiLLY FRİTSCH HALK OPEftETi ka tarafı gözetledi. O sırada iki haydud da yıkıla kakıla daha yol aldı. Sonra beyaz evin arka tarafına gitmişler, göz durdu. Içinden iki kişi indi. Ben uzaktan den kaybolmuşlardı. Bu ev, acaba bu iki bunlardan birinin sırtmda koca bir yükhaydudun saklandıkları ev miydi? Aca le beyaz evin bahçesine doğru geriden ba zavallı kızm cesedini buraya mı sak gittiklerini görünce şüphelendim. Ara lamak istiyorlardı? Fakat ihtiyar Hayri badan atladun ve çitten içeri geçince meBu sessizlik ve hareketsizlik ara kika geçtî. Pelerinli adam tekrar gorün Efendi kimdi? O halde?... seleyi anladım. smda uzaktan bir araba sesi işiti dü. Kümenin arkasmdaki eşine işaret etKadri bu suallere zihninde cevab a Kadri: yordu. Gittikçe yaklaşan bu ses bir Uzun boylusu ötekine iltihak etmek ü rarken pek yakmdan iki ıslık sesi işihnce ti. Şimdi? diye sordu. arahk kesildi. Kadri de evin yanıbaşma zere ayağa kalkıp yürürken Kadri onun yerinden fırladı. Görmediği bir yerden: Fakat Kutsi birdenbire onun kolunu gelmişti ki makus taraftan ve yapraklann sırtındaki yükün bir kadın olduğunu ançekerek: Kalkma, yerinden kımıldama... arasından iki kişi gördü. Birisi arkasında Iaymca kaşlannı çatü, dişlerini gıcırdat Sus! dedi. Daha ziyade otlann aEmrini alınca tekrar yattı. Demek bir yük taşıyordu. Bunlar Kutsi ile jan tı: Kutsi, kendisini de, onlan da görmüş rasmda yere yatarak kayboldular. darmalardan biri miydi? Şimdi anlaşıldı!... Mel'unlar!... tü. îki dakika sonra tecrübeli komiser, Yalnız Kutsi bir saniye sonra son deKadri eğildi, yere yattı. Arada bîr baDedi. Eli gayriihtiyarî silâhma gitti. Kadrinin yanına gelmiş, otlann arasına u ,rece ihtiyatla başııu kaldırdı. Beyaz evin şını uzatarak gözetledi. Hayır... İki a Bir saniyede şu iki mel'unu yere sermek, zanmıştı. Kadri hemen: üst katmda, kapalı olan perdelerden bidam bahçenin çıtlarını atlıyarak içeri gir yahud silâhla karşılarına çıkarak tevkif Arkalarındaki yükü gördünüz risi açılmıştı. Bir adamın pencereden dımişler, eve doğru yiirüyorlardı. Birisi Ke etmek ihtiyacile kıvrandı. Fakat o baş şarısını gözetlediği anlaşılıyordu. Bu amü? nan Bey mi? komisere tâbidi. Şüphesiz ki Kutsi her damın kim ve nasıl adam olduğunu tefrık Diye sordu. Kutsi: O da değil. Tamamen yabancı ve pej ihtimali düşünmüş ve kendisine ıslık sesi Evet; dedi. Nermîn olacak. b e etmek kabil değildi. mürde kıyafetli, biri tıknaz, siyah pele işitmeden hareket etmemek emrini ondan reket ki sen jandarmalarla birlikte orta Biraz sonra, perde tekrar kapandı. rinli, öteki uzunca boylu, yakasızdı. U sonra vermişti. Hiçbir şey görmiyen ve yerde bir ağac dan kaybolmuştun. İki dakika sonra bir zun boylusunun arkasında torbaya, çuvaAcaba Kutsi de onları görmüş müy arabanın yaklaştığını görünce ben he gibi yatan Kadri, başını çevirdi. Kutsi Ia benziyen bir yük vardı. dü? Görmemiş olması ihtimalini düşüne men bizim arabaya yerleşerek köye doğ ye manidar baktı. Fakat başkomiser zihİkisi de bahçeye geçtikten sonra sak rek canı sıkıldı. O zaman belki netice ru yürütmeye başladım. Onlar geride nindea geçen bütün ihtimalleri toplamaklandılar. Bir küme otun arkasından be fena olabilir; iki haydudu kaçırabilirler. kaldılar. Fakat arada bir dönüp gözet la meşguldü: yaz evi gözetlediklerini Kadri görüyor Yahud, eğer Nermin bayıltılmışsa ölü liyordum. Beyaz evi geçtiler. Sonra araNermin ya sağdı, ya öldürülmüştü, du. Sonra pelerinlisi ilerledi ve Kadri o miinü tesri etmiş olurlardı. ba beyaz evin bir hayli ilerisinde yoldan sağ ise hemen yetişmek, büyük bir felâkenu gözden kaybetti. Aradan beş, on daKutsi, başkomiseri görmek ümidile ar aynlarak bir çayıra saptı. Bozuk yollar tin önüne geçmek lâzımdı. Oldürülmüşse Pendikteki beyaz ev Zabıfa romanımız: 53 f " Satılık piyano • • Kısa kuyruklu, güıel bir Alman piyanoso, çok ueuz fiatle acele satüacaktır. Görmek iitiyeolerin Nuruosmaniye, Çarşı caddesi, Çuhacı hani, 42 numarada ayarcı İbrahim Altına müracaatleıi. Görenlerin hayran olduğu filmi siz de görUniiz. KARA GÜLLER aceleye lüzum yoktu. Fakat artık gözlerinin önünde bulunan haydudlan kaçırmamak için de çok tetik ve çabuk hareket lâzım geldiği de muhakkaktı. Kutsi ka rannı verdi. Ne olursa olsun. bevaz eve girmeliydi. Nereden, nasıl? Jandarmalar ıslık veya silâh sesine koşacaklar, değıl mi? . Diye sordu. Kadri toprağa sürtünen başını salhyarak: Tabiî, tabiî!.. Cevabını verdi. Öyleyse haydi... Kertenkele yürii yüşile marş marş... îki zabıta memuru otlann, taşlann, ağac kütüklerinin arasından beyaz eve sürtüne sürtüne yaklaşmağa başladılar. Bu ilerleyişte bazan önlerine çıkan ve kendilerini beyaz evdekilere gösterecek olan boşluklan büyük bir daire çizerek athyorlar ve bundan dolayı da çok ağır ilerliyorlardı. Nihayet üstleri başlan perişan bir halde, son derece yorgun olarak eve on metro kadar yaklaştılar. Önlerinde hiçbir siper yoktu. Bir adım daha ilerleseler ortaya çıkacaklar ve beyaz evdekilere görüneceklerdi. Ancak tarafındaa temsU edilen H A L K OPERETİ Pek yakında kış operetlerine başlıyor S E Y E K Büyük operet 3 perde Müzik Seyfeddin, Sezai Asaf bir dt beyaz evin arka tarafını yoklamak lâzım geliyordu. On tarafta altı pencere vardı, vakıâ hepsi perdelerle kapalıydı. Fakat ya arkadakiler? Bir müddet ortahğı dinlediler. Hiç ses yoktu. Kutsi arkadaşına: Sen olduğun yerde kal, ben meydana çıkmadan gene şu otlann arasından öbürtarafa bakacağraı. Benim istikametime dikkat et. Eğer bir fısıltı işitirsen ayni istikamette ve ayni tarzda yürü, gel... Diye tenbih ederek beyaz evin etra • fında gene sürüklenerek bir yaran daire çizdi. Evin arkasma geldi. Burada bir küçük kapı vardı. Belki mutfak kapısı. Onun sağmdaki pencere perdesiz olduğu için güneşin aksile aydmIanan içerisi görünüyordu. Ortada bir masa ve dört beş iskemle ile bu oda bomboştu. Üstkatta küçük bir halâ penceresi ve siyah perdelerle sıkı sıkıya kapanmış iki pencere daha. Evin en münasib tarafı burası idi. Kutsi arkadaşına bir fısılb ile işaret vererek bekledi ve dinledi. Ne bir ses, ne bir tıkırtı vardı. Yalnız Kadrinin yaklaştığını bildiren hışırü. lArkast var]