CTJMHtJRIYET 9 Birinciteşrin 1936 KUçUk hikâye Elmas BU AKŞAM Sİnemasinda O gün işlerim biraz fazla olduğu için arıyorum. Söylersem içim açılacak. Dinsaat dokuza kadar yazıhanede kalmı; leyiniz. üm. Yorgunluktan artık başım ağrunağa Adamın sesinde, muvaffakiyetli icra başlamıştı. Binalann yüksek duvarlan atından bahseden büyüklere has bir a nın tepesinden gorünen gökyüzü parçası henk peyda olmuş, biraz evvelki halsiz, gecenin güzel olacağını gösteriyordu. nevmid, serseri ifadesi kaybolmuştu. SözRıhtıma kadar inmeğe, binlerce lâmba lerinin ciddiyetine kendinin de inandığını nın sular üzerinde yaptığı pınltılı akisleıi gosteren bir tavırla, anlatmağa başladı: seyrederek gözlcrimi dinlendirmeğe, di Elmas, münasib bir muhallil içine, mağımı serinletmeğe karar verdim. münasib bir tazyik altında, saf karbon Ortalık iyiden iyiye karannıı; nehrin atmak suretile imal edilir. Fakat, hakikî Tablî renkli enfes bir komedi Muazzant komedi filmi siyah suları üzerinde titrek ışıklar akma muhallil ve icab eden tam tazyikı şimdiye ğa başlamıştı. Parmaklığa dayandnn; kadar kimse bulamamıştır. Bu sebeble Bu akşam llk defa gözlerim allı, yeşilli, beyazlı ışıklann tit bilkimya yapılan elmaslar küçük ve dosaat 21 de olarak reyişine daldı. Birdenbire, ta yanıbaşım nuk, binaenaleyh kıymetsizdir. Ben bu da bir ses işittim. Birisi: işe hayatıını vakfettim. Elmas imalini Bu akşam hava çok sıcak, diyordu. tetkike başladığım zaman on yedi yaşmen son ve en güzel süper füimleri Başınu çevirdim; benim gibi parmak daydım, şimdi otuz beş yaşmdaynn... lığa dâyanmış bir adam gördiim. Bu a İşe başladığım zaman bin lira kadar damın, mariz ve solgun fakat çirkin olmı param vardı. Ufak bir lâboratuar edin yan bir yüzü vardı. Pardesüsünün kalkık dim, çalışmağa koyuldum. Fakat para Çarhk diktatö'rlügüne kar^ı galeyaıı eden Finlandiyalılar ihtilâli sahneleri arasında büyük bir a$kıo kahramanyakası, onun içtimaî vaziyetini bir ünifor yavaş yavaş tükeniyordu. Lâboratuanmı, ca tarihçesi, zeogin mizansen, jrüzel muzik. raa gibi açık açık gösteriyordu. Cevab fakir bir mahallede, harab bir eve nakULiAN HARVEY bn filimde, evvelâ klâsik bir dansoz ve bilâhare hissî ve müersir bir rol temail ed«cektir. versem, bu cevabın bana ya bir yemek, letmeğe mecbur oldum. Burada sefil, e§yahud bir yatak parasma malolacağmı yasız bir oda tuttum. Geceleri, yerdeki tahmin ediyordum. hasınn üstünde, aletlerimin yanında u Fakat o, benim sessizliğime aldınş et yuyordum. Tecrübelerime lüzumlu olan meden sözüne devam etti: eşyadan başka hiç birşeye para sarfet Maamafih burası serince... Akşa mivor, nefsimi herşeyden mahrum ediyorraa kadar iş peşinde koşup ta birçok teh dum. likeler atlattıktan sonra bir parça dinlenNihayet, bundan iki sene evvel, tec mek için böyle rahat bir köşe de bulama rübelerim müspet neticeyi verdi. Muhallimmmmmamm^mm^^mmm GEDİKPAŞA ÇARŞIKAPl i^^mammm dıktan sonra neye yarar... li keşfettim. Bunu, patlayıcı maddelerle Adam biraz sustu; sonra kesik kesik beraber çelik bir üstuvane içine doldurtekrar anlatmağa başladı: dum, ocağı yaktım ve üstüvaneyi atege Sizin de yorucu dünya işlerile alâ oturttum... 193637 sezonunu yannki cumartesi matinelerinden itibaren açıyor. kanız olsa gerek... öyle olmasa şimdi Tehlikeli bir iş diyeceksiniz amma, Bu sene hemen her şirketten îilm almaga karar reren mödiriyet birinci olarak: burada bulunmazdınız... Amma ne de ol başka çare de yoktu. Üstüvanenin bomba sa kafanız ve bacaklanmz benimki kadar gibi patlaması ihtimalini şu dakikada siyorgun değildir... Bazan kendi kendime zin düşündüğünüz gibi, o zaman ben de düşünüyonrm da bu iş bu kadar zahmete düşündüm. Fakat bu işte muvaffak olfilmi ile sezonunu açıyor. Oynıyanlar: iRENE DUNN, RiCHARD DiX. değer mi diyorum... öyle zamanlanm o mağı bir defa kafama koymuştum. Ne oluyor ki, ismimi, servetimi, vaziyetimi, lursa olsun yapacaktım. Esasen, üstüvaBBBBHBHHaBBBHBBBHHBHHHBMBl A y r i c a : MİCKEY MAUS •••••••••••••••••••••••••••1 hepsini bir tarafa ^öp şöyle mütevazı bir neyi ateşe oturttuktan sonra, kendim bir Kooperatif mütehassıtları mesleğe intisab edeceğim geliyor... Fakat parça dolaşmak için sokağa çıkmıştım. Ebiliyorum... İhtirasımdan vazgeçsem bi vin öteki kiracılarını unutmuştum bile. Aydmda le, onun yüzünden maruz kaldığım acıla Benim odamda patlıyacak bir dinamitin tzmir (Hususî) Ekonomi Bakanlığı ra rağmen ömrümün sonuna kadar vic evin her tarafma zaran dokunacağım dü kooperatif mütehassıslarından doktor Zaimle Alman doktor W. llbandt ve dan azabı çekeceğim... şünemiyordum. Ziraat Bankası umum müdürlüğü kooSustu. Şaşkın şaşkm adama bakıyor Kimyagerlerin çayı Eve döndüğüm zaman üstüvaneyi ate peratif müdürlerinden Şükrü, Aydma dum. Müşkül ve ümidsiz bir vaziyette olTürkiye Genel Kimyagerler kurumu İs şin üstünde bıraktığım vaziyette buldum. gitmişlerdir. Burada încir kooperatifile tanbul şubesi, çehrimizde bulunan klmya duğu pejmürdeliğinden, pisliğinden, uzaInfilâk tehlikesi geçmiş, tecrübemin birin Ziraî Kredi ve satış kooperatifleri üze gerler Içln bir çay tertib etmiştir. Bir mesmış tıraşmdan, karmakanşık saçlanndan lek hasbihall ve toplantısı mahly«tin<le ocî safhası muvaffakiyetle neticelenmişti. rinde tetkikat yapmaktadırlar. belliydi. Bir haftadır viranede, toz toplan bn çay önümüzdekl cuma günü saat Asıl mühim mesele bundan sonra başlı 17,30 da Bminönu Halkevlnd« verilecektir. rak içinde yaşamış gibiydi. Büyük işleryordu. Elmaslann icab ettiği kadar par mıyorum. Kuyumculara müracaat ediyo Şehrimlzdeki tekmil kimyagerlerle kimya den, yorucu teşebbüslerden bahsedişi ne lak ve iri taneli olması, üstüvanenin, ateş rum, kılığımdan füpheleniyorlar, beni mMalllm ve talebelerl toplantıya davetli demekti? Dayanamadım, güldüm. vardır. üstünde uzun zaman kalmasına bağlıydı. dükkânda bekletip gizlice' polise haber dlrler. Adam, bir lâhza yüzüme acı, fakat Yani, üstuvane atcş üzerinde, fasılasız gönderiyorlar. Ucuz pahalı elden çıkar sakin bir nazarla baktıktan sonra: iki sene bekliyecek ve bu müddet zarfın Hakkınız var, dedi, sözlerim kılımak istesem, malın sahteKğinden şüphe eda ateş derece derece azaltılarak niha ğıma uymuyor. Fakat doğruyu söylediğidiyorlar. Hatta, bu korkaklığım yüzünyet söndürülecek, üstuvane soğuduktan Eski Sadrazam Tevfik Paşa me inanabilirsiniz. Büyük, çok büyük bir sonra elmaslar tam manasile tekemmül den, elmaslarımdan birini elimden aldı vefat etmiçlerdir. Cenazeleri buişle meşgulüm. Elmas yapıyorum. yeni müzeyyen salonunu takdir etmiş olacaktı. Fakat, ifin bu noktasma lar «git polise şikâyet et, malını kurtar!» gün Nişantaşında Kodaman so nazarlarile seyretmek ve Ben gene alay ettim: geldiğim zaman bende de on para kalma dediler. Gidemiyeceğimi biliyorlar. Ba * kağında 130 numaralı hanelerin Ölü mevsimde bulunuyorsunuz ga mıştı. Bu ateşi söndiirmeden iki sene mü zan, kendi elimle yaptığım bu elmaslan den kaldırılarak Teşvikiye camiliba! temadiyen yakmak için lâzım olan kömür nehre fırlatıp atmak, kendime göre müte•n son temsfll olan Adam, yüzüme deminkinden daha acı, parasını, aç oturmakla da temin edemi vazı bir if bulup karnımı doyuracak ka inde öğle namazını müteakib ce~ daka sitemli bir nazarla bakü; sonra, bir yecek bir vaziyetteydim. dar para kazanmağa tejebbüs etmek is naze namazı eda edildikten sondenbire pejmürde esvabınm düğmelerini tiyorum. E)una da imkân yok ve asıl kor ra naaşları Yahya Efendi dergâGayeme erebilmek, başladığım işi soçözdü; boynuna sicimle asılu berden kunc tarafı da bu! Elmasın pınltısı göz hına nakil ve defnedilecektir. bir kese çıkardı. Elini keteye daldınp nuna götürmek için ne çarelere başvur lerim i öyle kamaştırdı ki, artık bütün haSevimli ve lengin filmde dinlemek Muhterem ailesine taziyetle flzere^ bfltfin Istanbul halkı koş çıkardığı bir avuc taş. parçası arasından madım ki! Gazete müvezziliği yaptım; yatımı bu ise vakfetmekten baıka birfey rimizi lunanz. ahırlarda leyislik ettjm; tiyatroların, kamaktadır. Siı de gidioiz, cidden irice bir tanesini eeçti ve bana uzattı: zinolann önünde durup otomobil kapila düfünmüyorum. Bütün gayem elimdeki memnun kalacaksınız. Şunun ne oldugunu anhyacak kan açtım; el arabasile taş taşıdım; çığırt mallan gatıp, parasını gene elmas imaline Teşekkür dar bilginiz varsa şaşarım! H A LK kanlık ettim. Bir aralık sekiz gün iş bula sarfetmek. Bir iblisin avcunda oyuncak Hayli zamandanberi felâketle geçirmekte HALK OPERETı Taşı elime aldım; sıkı bir muayeneOPERETİ gibiyim. olduğum bir hastalıgın tedavislni bir hafta den geçirdim. Bu, bafparmağımm ucu madım; ocağun ateşsiz kalacaktı, dilen Pek yakında Boynumda on binlerce liralık elmas blle «ürmlyen bir tedavl ve 10 dalukalık iriliğinde siyah bir elmasa pek benziyor» dim. Aldığım »adakayı üç gündür boş bir ameliyatla neticelendiren Beyoğlu Bekış operetlerine du. Çakımı çıkardım, üstüne sürttüm, fa gezdirdiğim mideme ekmek değil, ocağı torbası, karnım aç, yersiz, yurdsuz dola lediye hastanesi operatorlerinden Bay Sabbaşlıyor reddin ve Necmeddin İzmirll ile aslstan Dr. şıp duruyorum... kat çizemedira. Taşı saatimin camına tna ateş doldurmak için sarfettim... Falk ve hastahgımda yardımlan dokunan S E Adam sustu. Gözleri bir müddet nehVe nihayet, bundan üç hafta evvel asürdüm, derhal beyaz bir çizgi hasıl olbaşhemşire ve hemşire Hayriyeye derin teteşi söndürdüm, üstüvanenin vidalannı rin pınltılı sulanna daldı. Sonra başını şekkürlerimi saygılarımla sunarun. Y E K du. Gittikçe artan bir merakla adamın »öktüm. İçinden lâv gibi bir parça çıktı. kaldırdı, birşey söylemek ister gibi yüBüyük operet yüzüne baktım: Bunu çekiçle kırdım ve üç büyük, beş züme baktı ve yırtık pardesüsünün yaka3 perde ZAY1 Bu taş elmasa çok benziyor, de sını kaldırarak yavaş yavaş yanımdan uküçük elmas buldum... 20'8'936 tarihinde Bursa Kız Lise«i odim, nerede buldunuz? Müzik: Seyfettin, Sezai Aıaf nuncu sınıfmdan almış oMuğum tasdiknaFakat, seneler senesi aç gezdiğim bir zaklaştı. Kendim yaptım diyorum size. meml zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan Üsküdar H A L E Sineması Çeviren: înanmıyorsunuz değil mi? Anlatayım şey değil, asıl bundan sonra açlığa rnahesklsinin hiçbir suretle hükmü olmadığıS O N U Ç U Ş HAMDİ VAROĞLU nı ilân ederün. öyleyse. Zaten derdimi dinletecek adam kumum! Elmaslan satmağa imkân bula İ P E K RADVO Bu akşamid program J 10 senedenberî görülen komedilerin en güzeli İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi . 12,50 hava< dis 13,05 plâkla hafif müzik 13,25 muh.t«M plâk nesriyatı 18,30 çay saati, dans musikisi 19,30 spor musahabeleri, Eşret Şefik tarafından 20,00 Necmi ve arkadaşları tarafından Türk musikisi 30,30 Safiye ve arkadaşlarının iştiraküe Türls musikisi ve halk şarkılan 21,00 plâkla sololar 21,30 orkestra 22,30 Ajans ha • berleri 23,00 son. VtYANA: 18,35 konser, spor 19,25 seyahat, ko * nuşma 20,05 saat, haberler, hava raporu20,15 ulusal yayın 20,35 senfonik kon « ser . 21,25 musıki 23,15 haberler, hava ra» poru 23,25 keman konseri 24 konuşma24,15 barda bir saat 1,15 musikl BERLIN: 17,35 spor dünyası, tarihi konuşma18,55 sıhhî konuşma 19,05 musiki . 20,05 gelecek haftanın programı 20,25 keman konseri 20,50 günün akisleri 21,05 haberler21,15 akşam konseri 23,05 hava raporu, havadis. spor 23,35 eğlenceli konser. BUDAPEŞTE: 18,35 amele yayıru 19,05 spor haberleri 19,15 Çingene musikisi ve şan 20,15 Çin ve Japon şiirlerl 20,45 orkestra konseri 21,50 siyasî haberler 22,05 musiki, haberler 23,30 gramofonla dans musikisi 24,05 fransızca konferans . 24,25 Çingene musikisi 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 18,05 konser 19,05 havadis 19,20 konser, konferans 20.40 opera yayım, lstirahat esnasmda haberler, spor 23,50 al • manca ye fransızca haberler 24 son haberler. LONDRA: 18,35 Çingene musikisi 19,05 Vesmi • nistr haftası 19.20 cocukların zamanı 20,05 piyano konseri 20,20 eğlenceli konser, havadis 21,35 orkestra konseri . 21,20 karışık konser 23,05 başka bir istasyon dan nakil. havadis 24,30 dans musikisi, havadis 1,45 edebiyat. PARİS [P. T. T.l: 18,20 gramofonla konser, çoouk şarkılan 19.05 orkestra konseri 19,35 konuşmalar 20.05 orkestra konseri 20,35 hava * dis 21,45 orkestra konseri 22,05 mu siki konusması . 22,35 komedi parçaları t 24.35 havadis. ROMA: 18,20 dans musikisi, yabancı dillerde konuşma. liman haberleri, turizm haberle ri, gramofon 20,25 eğlenceli musiki, fransızca haberler 20.55 Yunanistan İçin yayın, havadis, memleket yayını LORELHARDi Ayrıca : Paramount dünya haberleri HİNDİSTANDA TÜRKÇE SÖZLÜ L i L i A N HARVEY ve WiLLY FRiTSCH'in TÜRK SiNEMASI KARA GÜLLER P O L A NEGRiNiN SAHESERi AZAK A Z U R KA Rejisör: WiLLY FORST S İ N E M A S I 1KAHRAMAN HAYDUT 2 nci film: SOKAK ÇİÇEGİ: Mümessilesi: FRANZISKA GAAL | EHLİSALİB MUHAREBELERİ Kadınlar Kuliibü filminde, yalnız kadınlar ve erkefiln gölgesi!!! TEVFİK PAŞANIN VEFATI SAKARYA (Eski Elhamra) sinemasının JEAN KIEPURA'yı BÜTÜN Bu gece nobetçl olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Sarım^, Alemdarda (Eşref Neş'et), Bakırköyde (Hllal), Beyazıdda (Cemil), Eminönünde (Mehmed Kâzım), Fenerde (Vitali), Karagümrukte (M. Fuad), Küçükpazarda (Yorgi), Samatyada (Teo« fllos), Şehremininde (Nâzım), Şehzadeba * şmda (Asaf). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Yeniyol), (Mustafa Nail), Hasköyde (Nesim Aseo), Kasımpaşada. (Mueyyed), Merkez nahiyede (Galatasa ray), (Matkoviç), Şişlide (Asım), Taksimdo (Kürkçiyan), (Zafiropulos), (Ertuğrul). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Buyükadada (Şinasl), Heybelide (Ta « naş), Kadıköy, eski İskele caddesinde fSo. tiraki), Kadıköy, Yeldeğirmeninde (Üç ler), Üsküdar, Sellmlyede (Selimlye). NÖBETÇİ ECZANELER SON MEKTUB GüZELLERi SEVERiM Yazan: Feridun Osman En halis memleket hikâyeleri Fiatı 40 kuruş Klod Anenin en güzel romanı Ateşin Rus aşkı ve bir ihtiras macerası GENÇ RUS KIZI ARYAN Çcvirealer ı Fethi Varal ve Feridun Osman »a tahminlerinin isabetine mi hayran ol kendi başımın çaresine kendim bakma parçasma benziyen küçük bir şeyi hava yılışarak bir çocuk gibi oynamak ve kapmak lâzım geldiğinde mütereddiddi. lıyraı I ya atarak oynuyordu. Kenanın nazan tırdığı kâğıdı tekrar almak istiyen mec Dedi. Arabacı Adil çoktan başınm dikkatini celbetti: Kutsinin sözünü kesmesinden istifade e zubu ittj ve cebinden iki çeyrek çıkaraçaresine bakmak üzere arabasının taar O nedir? diyerek meczuba yak rak: derek: ruza uğradığı yere k09mus.ru. O da ay lastı. • Fakat üstadım, dedi. Siz Nerminin Al, dedi. Şeker alırsın!... ni yere yollandı. Halil durdu. Haşyetle Kenana bak Pendikte oldugunu yeni haber aldığımz Meczub çılgın gibi sevinerek sıçrarHendeğin başında Adil arabasının tı ve: Herifin bizimle ayni trende bulun nan çıkageldi. Herif Kenanla bir köy'X gibi konuştu, Kenan beni merak ederek gibi bütün 5u vukuatı da şahid olduğunuz tekerleklerini bin müşkülâtla ve arada bir ken Kenan yıpranmış, parçalanmış kâğıdugunu bu kadar kat'î mi sanıyorjunuz? Oyuncak! diye cevab verdi: Artık eminim. Zaten buna aid de üstüme iğilince bu sefer şüpheli mahluk dakikada hiç izah edememi$tiniz. Yoksa Halilin yardımile yerine koymuştu. Bu dı yere çömelip dizinin üstünde düzelt Halbuki bu bir eldivendi. Kenan, lilim yalnız anlattıgım vak'alardan ibaret tabanlan kaldırdı. Arkasmdan da Kenan benden de mi gizlediniz?.. iki tekerleği birer çivi ile rutturmaya ça havaya fırlattığı bir sırada Halilin elin meye çahştı. Bu kâğıdda kurşun kalemdeğildir. Biliyorsun ki Pendik Utasyo koştu. Ben de fırsattan istifade ederek Hayır, hayır... Ne münasebet!... lışırken Pendiğin meşhur meczubu bir den kaptı, evirdi, çevirdi. Sonra gözle le acele yazılmış bir kaç kelime oku nuna çıktığımız zaman bir adamın şüphel: kalktım. Maksadım şüpheli adamı ko Nerminin Pendikte kaçırıldıgı haberini yordu. Fakat bir mana çıkarmak için ve başkalanndan gizlemiye çahftığı bir valamaktı, Kenan onu bulamamış, ge'i aldıktan sonra evvelce şahid olduğum, taraftan hendekte, bir taraftan arabanın ri dolu dolu olarak öptü. Bu, Nerminin çok çalıştığı bu kelimelerden yalnız döretrafında yeri araştırıp duruyordu. takım hareketlerle Kenanı gözetlediğini dönmüştü. Beni de bulamadı amma ben eldiveninin teki idi. fakat izah edemediğim hâdiselerin iç>üdünü farkedebildi: görmüş, bu herifi takibe koyuimu§twn. haydudun gölgesini görüyor, ne tarafa Pendikten buraya kadar olan yolu uMeczuba haykırarak: zünü görür gibi oldum da onları sana Beyaz... Gece... Ev... Beraber..* Ötekinden daha gene ve daha uzun boy gittiğini, na$ıl ağaçlann arasından yo • çarak gelen ve yolda üç kişiye: Başka bir şey buldun mu? diye anlatıyorum. lu olan bu sahte amele iki defa takibim lun kıvrımım takib ettiğini seziyordum. Diğer kelimeler anlaşılmıyacak bir Hemşerim, bir araba içinde, ya seslendi. Halil üstündeki yırtık hırka den kurtuldu. Fakat onu iskeleden ara Herif ileride bekliyen bir arabaya fır hale gelmişti. Kenan bu kelimelerden bir hud yayan bir gene kadınla birisini gör nın bir cebinden küçük bir kâğıd parçabaya binerken buldum ve tekrar başka ladı. Arabacının yerine geçti. Amma bimana çıkarmak için birkaç saniye içinde sı çıkararak: Kenan Pendik jandarmasının arabacı dünüz mü? bir araba ile peşine düştüm. Bizim ara raz sonra atlayıp gene kaçmaya mecbui Salihin cesedini bulduktan sonra kara Diye sorarak, hepsinden menfi cevab Buldum, şurada buldum; amma saatlerce koşmuş, yorulmuş gibi ahntebayı daha öne sürdürerek nazan dikka oldu. Anlaşılan bu arabada Nermin v a r kolda yalnız bu cesedle meşgul olduğu alan Kenan arabacı Adili bulduğu za bununla bir sigara saracağım! dedi. ri döktü ve nihayet adeta sevindi. Bu tini celbettirmeden dolayı o bağ yolunda dı ve Kenanı bekliyordu. Herif Nermini nu görerek hiç olmazsa keyfiyeti Kutsi man soluk soluğa idi: kâğıd parçasının Nermin tarafından ya Nedir o? yürüdük. Bir noktada arabadan indigiri kaçırmak istedi, muvaffak olamadi îjte ile arkadaşına haber verdirmeyi düşün zılarak yere atıldığına şüphesi kalma Araban hazır mı Adil? diye sor Yufka... Bak işte yufka. sezerek ben de atladım. İki bağ arasında, ondan sonra ben de bütün izleri kaybet müştü. Mustafa Çavuştan onların Kar du. Adil başile cevab verdi. Kenan medı. Hatta hiç şüphe yoktu ki Nermin bu Halil elindeki kâğıdı sallıyor, Kenagece karanlığında herif beni peşinde gö j tim. Demek haydud bu teşebbüsündeT tala gittiklerini ögrenerek pek müşkülât raktan çathyordu: na vermek istemiyordu. Kenan bir kurd kâğıdı Kenana yazmıştı. Haydudlann rünce birdenbire karşıma çıktı ve blr pek az sonra muvaffak olmuş ve Nermini la telefon ettirdi. Fakat mühim bir izin Bir haber yok mu? Kimseye ras gibi meczubun üstüne atıldı. Elinden kâ kendisini beyaz eve sürükliyeceğini anyumrukla beni yere serdi. Ben o »ırada kaçırmış... peşinden Kartala gittiklerine kanaat ge lamadın mı? ğıdı kaptı. Fakat hırkanın cebinde ve lıyor, Kenana «beraber gittiğimiz beyaz kendimi kaybetmiş gibi yaptım. Bu he Kadri bu uzun hikâyeyi bir masal gi tirerek kendi kendine: Hayır. meczubun elinde kâğıd çok yıpranmış, eve gel...» demek istiyordu. rif tam benim üstüme iğileceği sırada Ke bi dinledi. Uıtasımn karihasına nu, yok Onlardan şimdilik hayır yok. Ben O sırada Halil yerde bulduğu kumaş hırpalanmıştı. Kenan peşinden koşarak, {.Arkası var] Pendiktekî beyaz ev Zabıta romanımız: 49 Ö nün Yolunda