CUMHURTYET 13 Eylul 193b Kış vakitsiz mi gelîyor? Ustad Fatin fevkalâde bir vaziyet yok diyor «Fen şimdi Atomun arkasından koşuyor. Kıyamet denilen şeyi zaten biz kendi kendimize koparacak değil miyiz?» Havalar birden bire serin'edi. Yagmur, bora, fırtına, sel... Eylul başında hiç te beklenmiyen bu hava karşısm da ilk akla gelen şey, gidip alim Fatine başvurmaktan ba«ka ne olabilirdi? 1 Fakat Vanikö ' tepesindeki rasad 1 hanesile Kandil' sırtındaki köşkü arasında beyhude me kik dokuduğum üs tad, nihayet, mat baaya kadar yorul üstad Fatinin Alemdağında kiisufu tetkik mak suretile, (Cumhuriyet) e olan sevederken alınmış bir fotografiri görür. Halbuki yaşıyan insanın başına gisini izhar etmek nezaketini gösterdi. Gazetecilerle konuşmasını bilen sayılı zaten birçok vak'alar gelecektir. îşte sahsiyetlerden biri olan Fatin (Kış va bu ihtimallerle bu vak'alar karşılaştınlır kitsiz mi geliyor, havalar niçin bozdu?) ve aralannda mutlaka bir münasebet aranır.. Hatta, bulunur da. sualime gülümsüyor: Namütenahi denecek kadar mütead « Niçin?.. Fakat bunun niçini varmı ki... Balkanlarda ve Rusya üzerinde did vaziyetler arzeder. Yıldızlar da bazı şirr»l rüzgân devamlı esiyor da ondan... insanlann gözlerinde ayni haldedirler. Yoksa, Cumhuriyete kadar bizde de Üstadin sözünü kesiyorum: mevcud olan bu kehanet meselesi, yani Niçin devamlı esiyor? Bu sualim, muhatabımı esaslı izahat astroloji, yahud (ilmi ahkâmı nücum), müsbet ilimlerden değildir. Fakat... verme"» sevkediyor: Üstad bu (fakat) ı bir hayli uzatarak Bizdeki havalar ta Amerikadan, Meksika körfezinden başlar. Bu körfez telâffuz etti ve susunca manalı manalı den cıkan de^resyon şimali şarkî istika yüzüme baktı. Ben de tekrar ettim: Fakat?.. metini a'arak Ingiltere, Fransa ve îspan Görüyoruz ki, iki asır evvel, ilimvaya, Gaskonya körfezine çarparak bir kısmı Akd^nize gelir, bir kısmı tsveç ü le alâkası yoktur, diye fırlatılıp atılan bu 7 erinden Rusyaya eider, bir kismı da astroloji şimdi yeniden canlanıyor ve Fransa üzerinden Almanya; Orta Av Avrupada birçok aklı basında adamlar nıpa yolile bize gelir. Bu depresvonlar onun pe«inde dolasıyorlar. Bunun sebebi Hazan yolda sönerler, hafifleşirler, bazı şudur: Bugünün âlimleri bütün hâdisatı insiaata yükliiyorlar. Meselâ bildiğimiz 'an da kuvvetli gelirler. Adriyatikten gelen depresyonlar sı radyo da, radyum da... Hep birer inşi""ak rüzgar yapar ki, o zaman hava mu adır. Ve bunlar 30,000 metrodan alarak bir mikronun yüz binde bîrine kadar iner. ^dildir. Baîkanlardan ve dönerek Rusîşte bu sebeble madde ve hayatın bütün va^an gelenleri ise soğuktur. tahavvüHhnda bu suaların âmil oîduğuIşte mesele budur. Yani havalann na dair bugünkü ilmin gösterdiği cere ısınması, so&uması, nihayet bir tesadüf yana istinad ederek yakınimızda olan »neselesidir. Yoksa, arza ve günesteki hâseyyarelerden, günes ve aydan gelen sudisrlere aid sebebleri yoktur. Binaena aların da arzdaki hâdiseler üzerine tesiri leyh hava bu sene söyle olacak diye kesoldu&unu kabul edenler çoğalıyor. Ve tirin atm?k mümkün olamaz... Çünkü bu yüzden AvruDada bir çok v n i müsebeb malum değildir. neccım'er türüyor. Fakat halk kendi kendine sebebler Onlarla beraber de... bu1"vor. Evet, onlara inananlar, bel bağlıÜst^d gülüyor: yanlar da var. Ihtiyarlar... On'ar söylerler. Cün Hangilerine acımalı üstadım? kü gencliklerinde olduğu gibi hava teUstad Fatin, ağır, sakin bir sesle: beddülâtına tahammül edemezler, ve Hirbirine, diyor. Çünkü, ne olacaböylece sıcaktan bunalarak, soğuktan titriyerek, oturdukları yerde sebebler veh h belli değildir. BuEÜn, ilim adamı hiçmederler. Gencler ise, hava ile başka tür bir seyi ceffe'kalem inkâr edip atamaz. Belki yann bu adamların haklı oldukIü alâkadardırlar.. Meselâ pazar günü ları meydana çıkabilir. Ben yirmi sene gezecekler, eğleneceklerdir. Bir de ba evvel sureti kat'iyede (astroloji diye bir karsınız ki hava bozar, aksi tesadüf. erilim yoktur) demiş, bunu inkâr etmiştim. tesi pazar da gökyüzü kapkaradır. DerFakat bugün, ayni şeyi söyliyemiyor, hal kehanetler başlar; (Efendim, pazarbekliyorum. lan hava mutlaka bozuyor..) Halbuki, Son sualim şu oluyor: demin dediğim gibi bu, bir tesadüften Bugünkü ilim adamı bilhassa hanbaska bir şey değildir. gi tabiat sırrınm peşindedir? Halk, fazla alâkadar olmadığı için Ustad, şöyle cevab veriyor: hafta arasındaki bozuk günlerden ziyade Bugün en ziyade tahavvül göstesezeceği, eğlenecegi günlerin havasmı ren fizik sahasıdır. Fizik âlimleri, başlıakhnda tutar.. Yalnız şuna dikkat edin ca, atom içine sıkışmış olan (enerji) yi 'd, sıcak dalgasını müteakıb gelen soğuk meydana çıkarmak, yani atomu parçalaHalgaları d=<ha zararlı görünür. Me«elâ mak içın uğraşıyorlar. Fızık lâboratuarcenlerde îzmirdeki feyezan ayni şekil larının muhtelif mesaileri meyanında en ] e olmuştu. çok çalışılan, fikir sarfedilen, bugün fiHava ilminin üstadma, gene havalarda ziğin müstakil ve büyük bir şubesi haline ] ola«!mak suretile bir başka sual soruyo gelmiş bulunan (atom fiziği) dir. rum: Bu fiziğin bütün karanhk kalan nok Son zamanlarda AvruDada bir sü talan aydınlatılabilirse her şeyden evvel ü kâh^'r nevda nldu. Yıldızlara b?ka vanlacak netice sudur: Bugün binlerce r ak istikbalden haber veren verene. Asıl ton kömürden elde ettiğimiz enerjiyi bir <?aribi. bunlann sözlerine inananlar da gramcık kömürden alabilecegiz. çok. S"z bu hususta ne dersiniz? Yani, daha açık söyliyeyim: Bir însan'ar gayet tuhaftır. derim. Me gram kömürden cıkacak (atomik enermeshur Klemanso, Harbi Umuminin ii), a^7'na kadar dolu kırk vagonluk bir en buhranh «ninlerinde Fr*nsanın basın treni, Hünyanm etrafında dolastırabile da bulundu^u zamanlar bile, her sabah cektir. îste birçok memleketle'rde, bir çok vataktan kalkmca bir falcı ca^ırtır, onu alimler, sece gündüz bu sırrm peşinde di"'»r. ondan sonra ise ba«larmış... Vo«nyorlar. P'kınız bu mesele nasıl izah edilebiBu kudrete hâkim olmak ve onu en lir: Tns»nlara temas eden v?kavi mütead •vi «ekild*> ki'llanar'1m'"k bakalım hangi " n '''" f '" ' ' ' " " ' t " na c 'b olacaktır. dir? î«te insanNr, k^di'erin* aid bu ta Fakat bu, üstadım. bir milletin havvül pden vakayie karsı V^ıV'er^ ri» "linde neticeleri tahayvül edilemivecek ' T p^i"'nce, mut'ata arada bir ''pJ. r v""»n bir kuvvpt o'm'yacak mı? *t ararlar. U'tad Fah'n. bi r i';ni adamınm viiI isVambı'l falı... R u kâ^ıdlar »ı.nde en *> ı ifad»':ni bulan zarif bir M vani ' ^ 9 ^ ihtimal kendenen <""'i sonra f'ncanı cvirir) kanahn. SîI miyiz? . sonra acın, k Ve '' S VP Kî.alrnntir ve V n > yasıyacaktır nir { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal llâc tarifeleri tadil edilecek Yeni tarifenin yakında tatbikı bekleniyor Sıhhiye Vekâleti ecza tarifelerini y niden tetkik edecektir. Eczanelerin ilâc fiatları birbirine uymamakta, halk bundan hemen hergün şikâyet etmektedir. Hatta bazan bir eczaneden alınan ilâcın rengile, ayni reçete ile başka bir eczaneden alınan ilâcın rengi arasında fark olması halkı haklı olarak şüpheye düşürmektedir. Sıhhiye Vekâleti bundan bir müddet evvel ecza tarifelerinin birleştirilmesine karar vermiş ve bunun için Ankarada bir komisyon toplamıştı. Bu komisyona îstanbul eczacılan da murahhas gönder mişlerdi. Hazırlanan tarife Sıhhiye Vekâletince tetkik edildiği zaman, fiatlann ineceği yerde halen satılan ecza fiatlanna zam yapıldığı görülmüş ve kabul edilmemişti. O zamandanberi ilâc tarifeleri üzerinde yeni birşey yapılmamıştı. Son zamanlarda halk için hususî bir ehemmiyeti olan bu iş yeniden ortaya çıkmıştır. Duyduğumuza göre, Vekâlet Avrupa memleketlerindeki ecza fiatlannı getirtmiş ve bunları para farklannı da tesbit etmek suretile yeni bir tarife hazırlamağa baslamıştır. Yakında bu tarifenin hazırlanarak tatbik sahasına konulması beklenilmektedir. Şimdiki vaziyetten halk kadar eczacılar da şikâyet etmektedirler. Eczacıların iddialarına göre rekabet yapmak maksadile lüzumundan fazla fiat kırılmakta olduğu gibi bazan da reçetede gösterilen ilâclar tam konulmamak suretile hastalann aleyhine hareket edilmektedir. Yakında müzmin bir hal alan bu derdin halk lehine halledileceği ümid olunmaktadır. Doğru Değil mi? Resmî hastanelerde böyle muamele edilir mi? Dün piyade binbaşılığından mütekaid Hüseyin isminde bir zat matbaamıza gelerek bize şu şikâyette bulundu: Gözümden rahatsızdım. Muayene olmak için Tıb Fakültesinin Cerrahpaşadaki göz seririyatına müracaat ettim. Muayenem ve tedavim hususunda kolaylığa mazhar olabilirim ümidile buradaki doktor Bay Murada Fakültedeki profesörlerden birinden bir mektub da almıştım. Hastaneye gittim. Aksi tesadüf Bay Murad orada değilmiş; diğer göz doktoru Bay Naciye rasgeldim. Derdimi anlattım, Bay Murada getirdiğim mektubu vererek: Burada yokmuş, siz lutfedin de profesör tarafından muayeneme delâlet ediverin» dedim. Bay Naci bu ricamı beklemediğim sert bir tarz ve unf ile reddederek: « Git doktor Murada, bana ne geliyorsun» dedi. Ses çıkarmadun. Doktor Naci gittikten sonra orada beyaz önlüklü bir genc peyda oldu. Ecnebi profesörlerden biri olduğu anlaşılıyordu. Bana işaretle ne beklediğimi sordu. Ben de hastalığımı anlatınca beni karanlık odaya götürerek muayeneye basladı. Tam bu sırada doktor Naci odaya girdi, beni görünce: « Burada ne arıyorsun? Seni doktor Murad muayene etsin» di ye çıkîstı. Rica ettim: Beni bu ecnebi zat getirdi, muayene de bitiyor, müsaade edin, dedim. Dinlemedi ve beni kapıdışan cıkarttı. Resmî bir dairede, bilhassa hastane gibi bir şefkat yuvasında bir vatandaşa böyle muamele edilir mi?» Bu müessif vak'anın aynen naklettiği gibi gectiğini muhtelif suretlerle temin eden vatandaşımızın şi• kâyetirii adeta inânmak istemiyeret •vaadık. Çünkü bir fakülte kliniginde sen ben de^il, valnız hasta vatandaşla, ona bakmak vazifesini deruhde etmis doktorlanmız vardır ve ^nısu öyle olmak lâzımdır. i binbasının «Benim s'ibi mütekaid bir binbası, ve bir münevvere bu muamele yapılırsa kimbiür hakkını aramak»an mahrum vatanda^lara ne'T vanılır?» suali pek hakl'dır; diyoruz, " *1 Kuduz vak'alarına karsı tedbirler Belediye her canlı köpek getirene 25 kuruş verecek Belediye, şehirde kuduz vak'alannm önüne geçmek için gerek halktan, gerekse temizlik amelesinden her köpek kuyruğu getirene, kuyruk başına on kuruş vermekte idi. Bu usulun ilk zamanlarda epeyce faydası olmuş ve şehirde başıboş dolaşan köpeklerin sayısı azalmıştı. Fa kat son zamanlarda sokaklarda dolaşan serseri köpekler gene çoğalmıştır. Mesele tahkik edilince, köpeklerden ekserisinin kuyruksuz olduğu hayretle görülmüş ve bundan, köpek başına on kuruş kazan mak istiyen temizlik amelesinin ve diğer bazı açıkgözlerin köpekleri öldürmeden kuyruklannı kesip getirdikleri anlaşılmıştır Bu vaziyet karşısmda Belediye başka bir tedbir düşünmektedir. Düşünülen tedbire göre, mükâfat, köpek kuyruğu getirene değil, köpeği yakahyarak en yakm belediye şubelerine teslim edenlere verilecektir. Bu tedbirden lâyıkı veçhile istifade edebilmek için, her canlı köpek için 25 kuruş verilmesi kararlaştırılmıştır. Yeni usul, birçok işsizlerle, temizlik amelesi için kârlı bir iş olmuştur. Böylelikle toplatılan canlı köpekler, Fatihteki hayvan hastanesine, Hayvanlan Himaye cemiyetinin Şişlideki şubesine sevkedilecektir. Buralarda eziyetsiz bir şekilde öldü rüleceklerdir. Yeni Almanya itler Almanyasımn en bariz vasfı her işi muayyen plânla başarmakta olmasıdır. Şu kadar var ki herhangi plân üzerinde başta çok gürültü yapılmamakta ve hatta teferruatı bile ifşa ve neşredılmemekte ve esas hatlarının ilân edilmesile iktifa edilmektedir. Lâkin tatbikına glince en ince noktaları bile ihmal edilmemektedir. Plânların mahiyet ve muvaffakiyeti ancak neticesile takdidr edilmektedir. Bunun için Almanyanın politikasmdaki hareketler pek anî duyulmakta ve tepeden inme birer darbe olarak karşılanmaktadır. Kayzer politikasının hilâfına olarak yeni Almanya birer emrivaki şeklinde bitmiş işleri plânındaki muayyen zamanlannda meydana çıkanyor. Hitler işbaşına gelmezden evvelki Alman hükumetleri haricî politikadaki bütün gayret ve kuvvetlerini; koridor meselesi üzerinde Lehistanla uğraşmağa hasrederek israf ediyorlardı. Bundan dolayı Almanya diğer meselelerde daima zayıf kalıyordu. Diğer taraftan Lehistan Almanya ile daima vifak üzere yaşamak istediği için gayretini başka taraflarda kullanmağa taraftardı. Lâkin mühim bir Avrupa devleti olan Polonya; Almanyanın kendisi için de zararlı ve zâf membaı olan politikası yüzündedn ister istemez bütün kuvvetini Almanyadan tahaffuza sarfedi yordu. Hitlerin haricî politikada attığı birinci mühim adım 1934 senesinde Lehistanla anlaşmak olmuştur. Bu devletle anlaştıktan sonra Almanyanın etrafındaki husumet çemberi parçalanmış ve bundan sonra Hitler kendi politika plânını muntazam surette tatbik etmekte imkân ve tam serbesti bulmuştur. Evvelâ denizden, karadan ve havadan silâhlandı ve büyük bir millî ordu teşkil etti. Arkasından Ren mıntakasım askerileştirerek Almanyanın idarî ve askerî vahdetini temin etti. En sonra askerlik müddetini iki seneye çıkardı. Işbaşma gelirken Almanyada devlet hazinesinde beslenen ve atıl duran altı milyon işsiz amelenin miktarını, bunları harb sanayinde çalıştırarak ve diğer iktısadî tedbirler alarak bir milyona indirdi. Hitlerin geçen dört senelik plânmın başlıca muvaffakiyetleri bunlardır. Ge< ecek dört senelik plânının başhca esası da şudur: Artık silâh fabrikalannm faliyeti normal bir dereceyi bulduğundan bütün sanayi Almanyayı haricden ham madde almak ihtiyacmdan kurtaracak sun'î maddelerin imaline tahsis olunacak* tır. İtalya Habeş harbinden dolayı ma* iktısadî ablukaya mukave • met edebilmek için ayni usulü atbik etmiş ve muvaffak olmuştu. Şüphesiz Almanya daha kudretli sanayiile bu işi de başaracaktır. GÜMRÜKLERDE Gümrük idaresinin Galataya nakli Bir müddet evvel İzmire ve oradan da Ankaraya gitmiş olan Gümrükler Başmüdürü Mmtafa Nuri bugün Ankaradan şehrimize dönecektir. Mustafa Nuri lzmirde Izmir Gümrük Başmüdürü Seyfi ile iki idareyi alâkadar eden müşterek bazı işleri görüşmüştür. Istanbul Gümrükleri Başmüdürü Ankarada da Istanbul gümrüklerinin Galatada Rıhtım Hanına taşınması işi üzeritıd* "temaslarda bulunmuştur, , •, Rıhtım ham bu ay sonunda kiracılar tarafından tamamen boşaltılmış olacaktır. Bundan sonra, Nafıa, han dahilinde gümrük için icab eden şekilde tadilât yapacaktır.Gelecek ay zarfmda başmü dürlük ile, Ticareti Dahiliye ve Istanbul Ithalât Gümrükleri Müdürlükleri ve Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü teşkilâtı tamamen yeni binaya taşmmış olacak ve 29 teşrinievvelde taşınma işi tamamlanacaktır. tNHÎSARLARDA Inhîsar idaresine alınacak eksper namzedleri Inhisarlar Idaresi, yeniden tütün eksperi yetiştirmek üzere on namzed almağa karar vermiştir. ' A Kabul edilecek namzedlerb asgarî İise tahsili görmüş olmaları şarttır. Ziraat mektebi mezunu olanlar ve lisan bilenler tercih olunacaklardır. Idarenin bu eksper namzedliği çok rağbet görmüs, birçok kimseler müracaat etmişlerdir. Bunların içinde muallimler, memurlar da vardır İdare ay sonuna kadar müracaatleri kabul edecek, neticede müracaat edenler içinde vaziyet ve şartları en müsaid 10 genc intihab olunacaktır. Namzedliğe kabul edilen gencler, tütün enstitüsünden başlıyarak, imalâtha ne, fabrika, bakım evleri ve mubayaa merkezlerinde bes sene staj göreceklerdir. Namzedlere ilk sene için 2,5, ikinci sene 3 lira yevmiye verilecek, ücüncü sene 90 lira maaşa pecirilecektir. Dördiincü sene maaslan 95, besinci sene de 100 lira olacaktır. Beş senelik stajdan sonra eksper ünvanını alacak gencler idarenin fen kadrosunda tavzif edileceklerdir. ÜNÎVERSİTEDE Unîversitenin yaptıracağı binalar Hükumet Üniversitenin noksanlannı tamamlamak üzere bu sene iki milyon lira tahsisat vermisti. Bu paranın sarfedileceği yerler Rektörlükçe tesbit edilmektedir. Muhtelif fakültelerin profesörleri kendi ihtiyaclarını arzetmekte ve yeni tesisat ve malzeme istemektedirler. Şimdiki halde dahiliyeciler, bir dahiliye ve bir de çocuk doğum kliniğinin yapılmasını istemislerdir. Diğer taraftan Üniversite tarafından yapılacak olan bu insaat ile Belediye de alâkadar olmaktadır. Belediye, yapılacak inşaatin şehrin manzarasını bozacak mahiyette olmamasına dikkat edecektir. Süleymaniye civannda yapılan nebatat ve hayvanat enstitüsünün fena manzarası Belediyeyi bu işle alâkadar olmağa sevketmiştir. Halde yapılacak yeni paviyon ihrimallerden bansetmek Kavun, karpuz, yumurta, sarımsak gibi bazı maddelerin alışverişinin de Halde yapılabilmesi için buraya yeniden iki katlı bir paviyon ilâvesi maksadile Belediye bütçesine tahsisat konulmuştu. Bu paviyonun hazırlanmış olan projeleri Belediye fen hevetince tetkik edilmiştir. Kîr rn\ ~a kalkan üstad' Yeni naviyonun inşaatı yakında münakasalâhiyetinde • ediyorum. KANDEM1R saya konulacaktır. O zaman şimdiki gümrük binası olduğu gibi Liman İdaresine bırakılacaktır. Almanya ham maddeleri dahilden tedarik etmeği temin etmekle memleketini DENtZ tSLERl Liman İdaresi bu binanın bütün bölmeerini kaldırarak burada asrî antrepolar genişletmek ve müstemlekelere tekrar sa< Yeniden ısmarlanacak hib olmak davasını çüriitmüş gibi görüvücude getirecektir. vapurlar nüyor. Çünkü şimdiye kadar bütün dünŞEHİR tŞLERÎ ya Almanyanın ham mevadda ihtiyaci Iktısad Vekâletinin harice sipariş ettiği altı posta vapurundan başka büyük tnkılâb abidesinin yapılacağı yüzünden müstemleke istemesi icab ey« hacimde daha üç posta vapurunun sipaediği kanaatinde bulunuyordu. yer rişi için alâkadarlarla temaslarda buluHitler bilâkis tam şimdi ilk defa kat'î nulmaktadır. Bu iş için müzakerelerde Belediye îmar Müdürlüğü Istanbulda ve resmî ve açık olarak Almanya için bulunmak üzere Alman ve Ingiliz şan yapılacak İnkılâb abidesinin yeri için müstemleke istedi ve bu davaya sebeb otiyelerinden birer murahhas şehrimize teklif edilen semtler üzerindeki tetkika arak devletlerin arasındaki müsavat gelmiştir. tını bitirmektedir. Bu tetkikat ikmal e hakkını ve Almanya elinden sermayesi BORSALARDA dildikten sonra, üzerinde en fazla ısrar tamamile almmış ve iktısadî bünyesi haedilen yerlerden hangisinin abide için rab edilmiş olduğu halde kendisini topBorsada vaziyet daha münasib olacağı İstanbulun imar ıyarak memleketini ıslah etmeğe muvafEvvelki akşam 81 lirada kapanan projesini yapan Prosttan da sorulacaktır. fak olduktan sonra müstemlekeleri müCumhuriyet Merkez Bankası hisse sened Mütehassısm bu hususta fikri alındıktan kemmel surette idare etmek kabiliyebi leri üzerinde dün Borsada hiçbir mua sonra abidenin yeri kat'î olarak tesbit spat etmiş olduğunu ileri sürdü. dilmiş olacaktır. mele olmamıştır. Almanyanın bu davası da hiç beklenilııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııniHiııiHMiııınııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııı miyen birşey oldu. Çünkü Hitler kendisinin kitabı ve millî sosyalistlerle ve daha doğrusu bütün Almanyanın politika incili bulunan «Savaşım» da İngiltere ile zıddiyet ve münaferete düşmekten hazer etmiş ve bunun için müstemleke davalarından sakmılması ihtannda bulunmuştu. Şimdi ise kendisinip ve partisinin ve bütün Almanyanın şeref ve itibarını tehlikeye sokarak müstemleke almağa azmeylediğini ilân etti. Almanyanın politikasındaki bu degi> şiklik İtalyanm Habeşistan Imparatorluğunu bir müstemleke haline sokmağa muvaffak olmasmdan ve Almanyayı Avrupadaki büyük teşebbüslerden vazgeçir» mek üzere diğer kıt'alarda oyalamak fikrinin başka devletler arasında iyice yer etmesinden peyda olan müsaid havadan ileri gelmiştir. Italyanın Habeşistanı işDispanserin açılış merasiminde bulunanlar galinden sonra Afrika ve Asyada bozuVeremle Mücadele cemiyetinin E dispanserlere muhtac olduğunu anlatmış lan muvazenenin düzelmesi için Alman< yübde yaptırdığı dispanserin bütün inşa ve bunun alâkadarlar tarafından en kısa yanm da bu yerlere yerleşmesi lngiltereatı ve noksanlan ikmal ve dün saat 16 da bir zamanda teminini temenni etmiştir. nin politikasına belki hoş gelir. Fakat Inmerasimle Kızılay ve Veremle Mücadele Bundan sonra bina gezilmiş ve baş giliz împaratorluğunu teşkil eden Avuscemiyetleri başkani doktor General Ali doktor tarafından izahat verilmiştir. Da tralya, Yeni Zelând ve Cenubî Afrika Calımlının bir söylevile başlanmıştır. Ali vetliler büfede izaz edildikten sonra me4 itrihadı dominyonlanm eski Alman musÇahmlı bu söylevinde cemiyetin tarihçe rasime son verilmiştir. Açılış töreninde birt temlekelerinden vazgeçirmek çok güç osinden ve yaptığı işlerden bahsettikten çok doktorla, tanınmış zevat ve gazeteci lacaktır. sonra memleketin her köşesinin bu kabil ler hazır bulunmuştur. Muharrem Feyzi TOCAY, Eyüb dispanseri merasimle açıldı