CUMHURIYET 21 Aeustos 193b VIYANA DONUŞUI Tarihi tefrika: 130 f Şehlr ve Memleket Haberlerl ) Siyasî icmal İzmir sergisine rağbet fazla Kadastro U. Müdürünün tetkikleri Fırmcıyı soyan dün yakalandı Avrupada iki muhasım zümre H spanyadaki dahilî harb, Avrupaclaki II devletlerin ekseriyeti arasında pey da olan zıddiyet ve tefrikayı son derecede kuvvetlendirdi. Bu devletler iki muhasım zümreye aynlmıştır. Bir zümreye komünist ve diğer zümreye faşist rengi verilmektedir. Her zümrenin aza ları arasındaki rejime aid ince farklar hesaba katılmıyor. Aralarındaki duygular ve fikir birliği kâfi görülüyor. Bunun için komünistler, Almanya, İtalya, A vusturya Macaristan ve Portekizi fa şist saymaktadırlar. Faşistler de, Sovyet Rusya ile Fransayı komünist grupu ad detmektedirler. Devletler zümrelere ayrılmış olmakla beraber, asıl zıddiyet ve münaferet daha ziyade Almanya ile Sovyet Rusya arasındadır. îki taraf ta, Avrupada olup biten her şeyin arkasında birbirinin parmağını görmektedir. Son posta ile gelen Moskova gazetelerine göre, îspanyadaki isyanı idare eden gene rallerin arkasında, Alman parası, Al man silâhı ve tayyaresi, Alman donan " ması, Alman teşviki ve Almanyanın Akdenizde yerleşmek gayesi vardır. Berlin gazetelerine göre ise, îspanyada, hükumet namına yapılan her türlü hareket ve şiddetler münhasıran komü • nistlerin eseridir. Bunlara paraca ve si lâhça yardım eden hep Sovyet Rusya dır. Fransa, Sovyet Rusyanın bir üssülharekesinden ve Fransadaki sollar ve bahusus komünistler, Moskovanın ajanlanndan ve yardımcılarından başka bir şey değildir. Ispanyada komünistlerin üstün gelmesile Sovyetler Akdenizde sağlam bir mevki tutmuş olacaklardır. Sovyet Rusya ile Almanya arasındaki zıddiyet ve münaferet, yalnız Ispanya işlerinde değil; dünya politikasmda ve hatta dahilî işlerinde dahi, yalnız bir ~ birinin parmağını ve garazını görmekte* dirler. M. Stalin ile diğer Sovyet devlet adamlarına karşı hazırlandığı meydana çıkan suikasdın, sabık Harbiye Komi seri olup şimdi bir sosyalist hükumeti tarafından idare edilen Norveçte oturmakta olan Troçki tarafından Almanyanın siyasî zabıtası Gestaponun yardımile tertib edildiği Moskovada ilân edilmiştir. Divanıharb maznunları bu noktadan muhakeme edecektir. M^S'Ü'Troçki ve arkadaşları Zinoviyef ve Kamenef koyu komünisttirler ve en müfrit komünizm esaslarının tatbikı taraftan olduklarından muhalefet mevkiine düş müşlerdir. Hatta Troçki bu cezrî esas " ları müdafaa için üçüncü komünist en ternasyonaline karşı dordüncü bir komünist enternasyonali teşkil etmiştir. Bu yüzden Avrupadaki komünistler, meselâ Fransada olduğu gibi, ikişer hizbe aynlmışlardır. Daha dün, Almanya gazeteleri Holanda gazetelerinden naklen iki enternasyonal mümessillerinin Felemenk dahilinde Bredada bir toplantı yaparak müşterek bir hattı hareket tayin ettiklerini ayzmışlardı. M. TURHAN TAN Küçük Kara Mehmed, Padişahın bir parmağını 80 Ticaret Odası sergiye Kazalarda sicil muhaf ız Aşırdığı 1000 liranm 500 nurlandıran mahud elmas yüzüğü görünce iştirak ediyor lıkları için birer bina lirası ve kama bulundu büyük bir heyecana kapıldı! îzmir arsıulusal panayırının mümes haz»rlanıyor Cerrahpaşada Nuri isminde bir fırm Bana masalın gereği yok. Sen yoida tipiye tutulmuş iki arabaya rasladın mı, onu söyle? Nelere raslamadım şevketlu Hüır kâr, nelere?.. Budinle Belgrad arası açık bir mezarlık. Gömülmemiş ölüler arasından geçmek diriler için acıklı bir iş. Belgraddan Edirneye varan yol da hiç iji değil. Her köyde tütmiyen ocak tü tnen tümen. Bağları kargalar, tarlaları kartallar bekliyor, ne yemiş var, ne ekin. Hünkânn öfkesi artık topuklannı geçmişti, bağırıyordu: Sen gene bildiğini söylüyorsun be çocuk. Bırak bu tatsızlığı, soruma kar şılık ver. Beriki aldırış etmedi, durumunu değiştirmedi: Sıra, dedi, oraya da gelecek. Bir Sipahi, şevketlu Hünkâr ile yüzleşince bildiklerini, gördüklerini söylemezse ve bale girer. Onun için sana her şeyi söyliyeceğim, sen de beni sonuna kadar dinlemelisin; çünkü borcundur. Candan söylüyordu, yürekten söylü yordu. Gözlerinde, mustarib ruhunun acıları yanıyor gibiydi. Omründe ne böyle bir ses, ne böyle bakış görmiyen Padişah, garib bir incizab ile ona bakı yor ve öfkesinin silinerek yerine bir merak, müphem bir merak geçtiğini seziyor du. Şu tüysüz çocuk ona, hiçbir saray adamının ve hiçbir vezirin yapmadığı, yapamadığı bir tesir aşılıyordu. Ayni za manda onun yüzünde mahiyetini tesbit edemedıği bir tanışıklık buluyordu. îri boylu, aslan yapılı çocuğun kaşlan, gözleri, dudakları kendine hiç te yabancı gelmiyordu. Yalnız ses ve endam, ayn ayn birer aşinalık hissettiren bu hatlar arasında yabancı kalıyordu. Bu kadar gürbüz bir endama az rasgelinirdi, bu derece sert ve hâkim bir sesi ise o, henüz duymuş değildi. Hünkâr işte bu muhtelif düşüncelerin, duyguların tazyiki ajtında bunalarak %akannı gene kaybetmişti, Kara Meh medi dinlemeğe koyulmuştu. O da, durmadan ve çekinmeden anlatıyordu: Bunlar birşey değil şevketlu Hünkâr. Derdin büyüğü gerilerde. Biz Kara Mehmed Paşa gibi yüz kale değer şe hidler verdik, Tunayı kanımızla kızıla boyadık, Budini kurtardık. Melek İb rahim Paşa olmasaydı, bütün o kanlar boşuna akmış olacaktı, güzel Budm el den gidecekti. Bereket versin, başımızda o yiğit adam vardı, ne edip edip Budini kurtardı. Fakat düşmanın gözü henüz yılmadı, yarın öbürgün gene Budine çullanacak. Halbuki kalede ne işe yarar top, ne kâfir ateşine dayanacak duvar kaldı. Asker de perişan. Açlık, hastalık bütün gazileri etsiz bıraktı, kuru bir kemik yaptı. Sımr kalelerinin hepsi Budin gibidir, bakımsızdır. Sözgelimi Uyvar. Budinde iken duydum, o önemli kaleye iki yıldanberi bir tek gülle, bir avuç dan gönderilmemiş. Kaledekiler, kendi yağ larile kavrulup duruyorlarmış. Yarın Nemseli oraya saldınrsa ne olur, hiç düşündüğün var mı?.. Avcı Mehmed, o güne kadar olduğu gibi, şimdi de bu işleri düşünmüyordu, kafasmda dönüp duran hep bir benzeyiş keyfiyeti idi. Ordunun, kalelerin, halkın bakımsızlığını teşrihe, derdli yurdun elemini sıra sıra tahlile memur imiş gibi davranan, yaşından ve başından umulmaz bir talâkatle acı sözler söyliyen şu gene irisinin ne dediğini duymıyarak hep onda bulduğu aşina hatlann kaynağmı a nyordu. Bu geniş omuzlu ve göğüslü, şişçe kannlı, açık kaşh, elâ gözlü, seyrek sakalh, bol bıyıklı padişahın keskin hafızalı olduğunu rivayet edenler vardır. Hatta onun timar ihsan eylediği bir çocuğu otuz yıl sonra görünce tanıyarak: «Benim dirlık verdiğim sabî değil mi?» dediğini bir hafıza harikası olarak kaydeden ta rihçiler de görülmüştür. Fakat şimdi bu tahattur melekesi onda kısırlaşmış gibiydi, işlemiyordu ve küçük Kara Mehmedin esmer yüzünde birer temiz hat olarak bedbaht varlığını canlandıran Gülbeyazı bir türlü hatırlıyamıyordu. Kaydettiğimiz rivayetle şu halet arasındaki tenakuzun sebebi ise gayet basittir. Avcı Mehmed, bir nebze gördüğü o sabiyi otuz yıl sonra tanımış olabilir. Çünkü halk kütlesinden öyle bir yetimle konuşması ve ona timar vermesi bütün ömründe yegâne kalan bir hâdisedir. Böyle müstesna hâdi selerin hafızada köklesip kalması da tabiidir. Lâkin Gülbeyaz, Padişah için beyaz bir gülden başka birşey değildi ve hergün bir yenisi görülen bu güllerin herhangi birinden kopmuş üç beş yaprakla aslına intikal etmek elbette güçtü. İşte Avcı Mehmed bu güçlüğe uğramıştı, önünde duran çocuğun yüzünde bulduğu asinahğın sırrını keşfedemiyordu. Bu halet onda garib bir eza vücude getirdiğinden için için huylanıyordu. Bununla beraber benliğini, zihnine yapışan düğümden kurtaramadığı için yan şuursuz bir halde idi, Kara Mehmedin do kunaklı sözlerinin^ağırlığını da hissetmiyordu. Onun bu gibi iç karışıklıklarına uğra dıkça veya fazla mikyasta neş'elendikçe yaptığı bir hareket vardı: Çerez yemek!.. Simdı de ayni şeyi yapıyordu, entarisine oyulmuş olan küçük bir torba büyüklü ğündeki cebden avuç avuç kuru yemiş çıkarıp ağzına atıyordu. Küçük Kara Mehmed, dan bulmıyan kaleler halkı mn açlığından bahsolunurken midesini hatırlar gıbı görünen açgözlü adamın şu haline fena halde sinirlendi: Şevketlu Hünkâr, dctlı, bcn sana ot yiyen insanları anlatıyorum, sen on lara nisbet verır gibi boyana fındık, fıstık atıştırıyorsun, oldu mu bu ya? Bu çocukça tehevvür, Avcı Mehmede bir avuc çeerz daha yedirtti ve ağzına tıkıştırdığı çeşidlı yemişleri çiğnerken dudakları da şahane bönlüğünü söyledi: Sen delidolu bir çocuğa benziyorsun. Amcam Sultan Muradın Deli Hü seyni gibi tuhaflıklann var. Amcam o nun şaklabanlıklarından hoşlanırmış. Bundan ötürü vezir yaptı, nedimlikte kullandı. Ben koca Köprülünün sözüne uydum, zavallının kafasını kestirdim. Eğer istersen seni onun gibi yetiştireyim, kendime nedim edineyim, sonra da vezir yapayım. Nasıl, işine gelir mi? ( l ) Bunları söylerken sağ elile seyrek sakalını karıştırıyordu. Küçük Sipahi, o nun bu vaziyetinde bir parmağını nur landıran elmas yüzüğü gördü, heyecana kapıldı ve gene çocuk safiyetile ileri a tıld.: f Bu yüzük Erdel Krahndan mı geldi? Onda bir Deli Hüseyin tuhaflığı bulan Hünkâr hiç kızmadan cevab verdi: Evet delikanlı, öyle. Fakat sen Apafi Mihalin bana böyle bir yüzük gönderdiğini ne biliyorsun? Ben daha çok şeyler biliyorum şevketlu Hünkâr. Canın sıkılmazsa bil diklerimi sana da öğreteyim. \Arkası var\ (1) Deli Huseyin, Dordüncü Murad devrinde saray odunculuğundan nedimlığe yükselen, sonra vezir olup serdarhkla Gi ride giden sen ruhlu, çelik bilekli bir Türk kahramanıdır. Uluorta konuşarak Dör duncu Muradı guldürüyordu, harb mey danlarında da inanılmaz kahramanlıklarla düşmana kan kustururdu. sili Fahri dün şehrimize gelmiş ve Ticaret Odasında panayır hakkında alâka darlarla temaslarda bulunmuştur. Fahri, bu aksam Ankaraya gidecek ve üç gün sonra Izmire dönecektir. İzmir beynelmilel panayırına bu sene memleketimizden 80 Oda iştirak etmiş tir. Panayırda boş hiçbir paviyon kalmadığından yeniden ilâve paviyonlar inşa sına başlanmıştır. Bu sene panayırı görmek için Suriye den 5,000 seyyah gelecektir. Bu ziya retçilere trende yüzde 50 tenzilât yapılması takarrür etmiştir. Bu biletler Suriye şimendifer idaresile yapılan anlaşma üzerine Halebe gönderilmiştir. Tapu ve Kadastro Umum Müdürü Cemal dün sabahki trenle şehrimize gelmiştir. Cemal îstanbul Tapusunda ihdas edilen Kaza Sicil Muhafızlığı muamelâtını gözden geçirmek ve kâffesi İstanbul Tapu müdürlüğü binasında bulunan si cil muhafızlıklannın mahallerine nakli için icab eden tedbirleri almakla meşguldür. Umum Müdür kazalarda sicil muhafızlıkları için birer bina aranması bulunmadığı takdirde yaptırılması için a lâkadarlarla temaslarda bulunacak ve bir hafta sonra şehrimizden ayrılacaktır. Kadastro müdürü dün öğleden sonra İstanbul Tapu Sicil Muhafızlıklannda meşgul olarak, muameleleri gözden ge çirmiş ve müptedi memurlarla vazifeleri hakkında temaslar yapmıştır. cıyı kama ile tehdid ederek ve elini ayağını bağlıyarak 1000 lirasını çakp kaçan Hulusi yakalanmıştır. Emniyet ikinci şube müdürlüğü hâ diseyi haber alır almaz tahkikata baş lamış ve sekiz kişiyi yakahyarak sor guya çekmiştir. Bunlar içinde Nuriyi havasızlıktan ölmek üzere iken haya tını kurtaran helvacı Aziz de vardır. DÖrt gündenberi yapılan tahkikat sonunda Hulusinin bu işi yaptıktan sonra Beyazıdda arkadaşı olan bir kitabcıya giderek kamasını verdiği ve o kitabcının da kamayı civardaki halâya attığı anlaşılmış ve kama halâdan çıkartıl mıştır. Vaktile gene bu fırmcmın 800 lirasile iki tabancası çalınmıştı. Çahnan bu iki tabanca da Huluside bulunmuştur. Bu suretle 800 lirayı da bu adamm çaldığı meydana çıkmıştır. Son yaptığı soygunda aldığı 1000 liranın beş yüz lirası Hulusiden istirdad edilmiştir. Geri kalan beş yüz lirayı ne yaptığı tahkik edilmektedir. Hulusi, Nurinin komşusudur. Bu işi bir alacak yüzün den yaptığını söylemiştir. MÜTEFERRİK Başvekil Yalovadan döndü îki gündenberi Yalovada bulunan Başvekil İsmet İnönü ile Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras dün öğle üzeri Heybeliye dönmüşlerdir. Hariciye Vekili akşamüzeri îstanbula gelmiştir. Şüpheli bir ölüm Beykozda denizden elleri bağlı bir cesed çıkarıldı Bundan 20 gün evvel Kuruçeşme açıklarında deniade burnu kopuk bir erkek cesedi bulunmuştu. Polis bu meçhul cesedin hüviyetini tahkikle meş gulken dün Beykozda deniz dibinde diğer bir cesedle daha karşılaşmıştır. Dün sabah Beykozda iskelenin yanmdaki sığlık yerden geçen balıkçılar denizin gayetle durgun olmasından dolayı, iki buçuk metro kadar derinlikte bir erkek cesedi görmüşlerdir. Balıkçılar hemen polis karakoluna giderek işi haber vermişlerdir. Memurlar da Üsküdar Müddeiumu miliğmi vak'adan haberdar etmişler ve hâdise yerine gelen Müddeiu mumi muavinlerinden Orhan vak'a mahalline gelerek tahkikata başlamıştır. Cesedin elleri bağlanmış ve ipin bir ucu da sahilde duran bir kotranm direğine sımsıkı sarılmış bulunuyordu. Bir cinayete kurban gittiğinden şüp he edilen meçhul adamın cesedi sahile çıkanlmıştır. Yapılan tahkikatta cese din Beykoz kundura fabrikasından ye ni kovulmuş Yanyah kunduracı Mehmed olduğu anlaşılmıştır. Cesedin hüviyeti tesbit edildikten sonra Müddeiumumî muavini Orhan tahkikata başlamıştır. Cesedin kolunda bulunan saat üç buçuğu üç geçe durmuştur. Buna göre Mehmed evvelki gece saat üç buçuk raddelerinde denize atılmıştır. Cesed Morga kaldırılmıştır. Alâka darlar tahkikata devam etmektedirler. Maliye Vekili Yalovaya ffitti Maliye Vekili Fuad Ağnlı Kilyos civarında Yükburnu mevkiinde kamp kurmuştur. Maliye Vekili dün îstanbula inmiş ve Yalovaya gitmiştir. ŞEHÎR tŞLERÎ Beşiktaş otobüsleri pahalı Beşiktaş ve Maçka taraflannda otu ran halk, Belediyeye müracaatle tram vay şirketinin Taksimle Beşiktaş arasında işlettiği otobüslerde, diğer hatlarda iş ljyen otobüslerle kıyas edilemiyecek derecede yüksek bir tarife tatbik ettiğinden şikâyet etmişlerdir. Bu şikâyetten haberdar olan tramvay şirketi, benzin yerine mazut kullanmak suretile tarifenin indirilip indirilemiyeceğini tetkik etmeğe başlamıştır. Nafıa Vekili Evvelki gün şehrimize gelen ve bu rada bir müddet istirahat edecek olan Nafıa Vekili Ali Çetin Kaya dün öğleden sonra Atatürke tazimlerini arzet miştir. Nafıa Vekili daha birkaç gün şehri mizde kalacaktır. Moskovadaki festivale gidecekler Hariciye Vekâletinden İstanbul Belediyesine gelen bir tezkerede ayın yirmi dokuzunda Moskovada bir festival başlıyacağı bu festivale iştirak etmek üzere Necil Kâzım, Adnan ve Cemal Reşidin murahhas seçildıkleri bildirilmiştir. Belediye dün alâkadarlara lâzım ge * len tebligatta bulunmuştur. Murahhaslar ayın yirmi sekizinde hareket edecekler dir. Ucuz et satan şirket hakkında tahkikat! Belediye, Kalyoncukulluğunda bir dükkân açarak şirkete dahil olmıyan o semt kasablanna Tekabet yapan kasablar şirketi hakkındaki şikâyetler üzerine tahkikat yaptırmaktadır. Şimdiye kadar yapılan tahkikattan şirketin bu husustaki hareketinde kanunsuz hiçbir nokta görül memiştir. Şimdi mesele hukukî bakımdan tetkik edilmektedir. Bu cihetten de bir mahzur görülemezse şirket hareketinde serbest bırakılacak ve dolayısile o civar halkı ucuz et yemiş olacaktır. Şehrimize gelen ecnebi gazeteciler Yunanistandaki son hâdiseleri takib etmek üzere Atinaya gitmiş olan Man çıster Gardiyan ve Obzerver gazetelerinin Viyana muhabiri M. Foder dün şehrimize gelmiştir. İki gündenberi şehrimizde bulunan Fransız gazetecilerinden M. Şarl Quinel dün Fransaya dönmüştür. KÜLTÜR İŞLERİ Kırşehir ortamektebi sergisi EVKAFTA Muvakkithaneler dükkân olacak Evkaf müdürlüğü bazı camilerdeki muvakkithaneleri dükkân haline ifrağ etmek suretile bunlardan istifade etmeğe karar vermiştir. İlk iş olmak üzere buralarda halka ucuz fiatla Defneli ve Taşdelen suyu satılacaktır. POLtSTE DENİZE GİRERKEN BOĞULMUŞ Vefada Mollahusrev mahallesinde Boyacılar sokağında oturan Mustafanm oğlu 18 yaşında Hamid üç gündenberi gaibdir. Ailesinin polise müracaati üzerine yapılan tahkikatta çocuğun Sa matyada denize girerken boğulduğu anlaşılmıştır. Hamidin cesedi henüz bu lunamamıştır. BİR ÇOCUK DAHA GAİB Kasımpaşada Başıbüyük sokağmda otu ran Hüseynin 15 yaşmdaM oğlu Ali yedi gündenberi kayıbdır. Polis çocuğu aramaktadır. KIZ KAÇIRAN BERBER Beyoğlunda Reşadbey sokağında oturan Marika, evvelki gece Beyoğlu Emniyet memurluğuna müracaat ederek 16 yaşlarındaki kızı Katinanın kaçırıldığını söylemiştir. Bu haber üzerine memurlar hemen araştırmalara başlıyarak Katinayı Yeniçarşıda 30 numaralı dükkânda ber berlik eden Ömerin kaçırdığını anla mışlardır. Bunun üzerine Ömerin izi takib edilmiş Beyoğlunda Cezayir sokağında 1 numaralı Eleninin evinde eğlenti yaparken yakalanmıştır. Ömer, vaktin geç olmasından dolayı geceyi Eleninin evinde geçirmek iste dıklerini söylemiştir. Kız kaçırma hâdisesi etrafmda tah kikata devam edilmektedir. Tevfik Fikret ihtifalî Kırşehir ortamektebi îstanbulda Eminönü Halkevinde bir sergi açmıştır. Sergi biri yazı diğeri resim olmak üzere iki ÜNtVERSlTEDE kısımdır. Yazı kısmı kâmilen 1 inci sınıf talebelerinin emeklerile doludur. Tale Şimdi bu koyu komünistlerin AlmanSovyetlerin hediye ettiği beler her iki sergide de büyük bir mu vaffakiyet göstermişlerdir. Gerek tale ya hafi zabıtası ile birlikte hareket ettikkitablar beleri ve gerek muallimlerini tebrik ede lerinin ve Sovyet Rusyada suikasd hazırSovyet devlet matbaası tarafmdan ladıklarının resmen ilân edilmesi, Al " riz. son defa basılan ilmî ye fennî kitablardan manya ile Sovyetlerin birbirlerine karşı BORSALARDA ne derecede itimadsızhğı ve şüphesi, ya500 tanesi İstanbul Üniversitesine hediye edilmiştir. Kitablar dün bir kasa dahud nekadar derin düşmanlığı bulundu * Borsada hareketler hilinde Üniversiteye getirilmiş ve kütübğunu bütün dünyaya anlatmış oluyor. haneye konmuştur. Ekserisi tıbba aid eDün borsada Merkez Bankası hisse İki tarafın millî müdafaaya aid her yeni serlerden mürekkeb olan bu kitabların senedleri üzerinde hiçbir muamele olma karar ve tedbiri dahi ayni suretle birer bir kısmı tercüme edilerek talebelerin mıştır. Muamele olmamasının sebebi ev fırtına koparmaktadır. Sovyet Rusya • istifadesine arzedilecektir. velki günkü fiat sukutundan sonra elle nın Fransa ile karşılıklı yardım muahe MÜZELERDE rinde sened bulunanlann borsaya arz desi akdetmesine Almanya, Rendeki yapmayışlarından doğmuştur. Ünitürk gayriaskerî mmtakayı işgal ederek orduÇarşıkapı civarında bulunan evvelki günkü kapanışına nazaran dün sunu Fransanm burnu dibine getirmekle biraz yükselmiş ve 23,175 te kapanmış mukabelede bulunmuştur. tarihî kemer tır. Ahiren Sovyet hükumeti askerî mü Ahçı Halid ismile tanınmış bir otobüs* kellefiyet başlangıcını, 21 yaşından 19 çü, Çarşıkapıda, eski Şerif Paşa kona ğınm yerinde satın aldığı bir arsayı te îzmirde bir tahsil memuru yaşına nakletti. Bütün Alman matbuatı, Sovyet hükumetinin bu karanndan Kızıl mizletir ve ifraz ettirirken gayet san'atnun marifetleri ordu hazarî mevcudunun bir milyon iki kârane yapılmış ve tezyin edilmiş bir taİzmir (Hususî) Maliye Basmahane yüz binden iki milyona iblâğ edileceği kım duvar ve duvar kemerlerine raslamış ve bunu Müze idaresile Belediyeye ha tahsil şubesi tebliğ memurlarından manasını çıkarmaktadır. Bu neşriyat ve ber vermiştir. Yapılan tetkikatta bu du Şükrü namında bir memur tevkif edil gürültü, Almanyanın fevkalâde bir ted* var ve kemerlerin, Bizanslılardan kalma miştir. Bu zatm muhtelif vak'aları var birle mukabelede bulunmağa hazırlan a bir kilise duvarı olduğu anlaşılmıştır. Bu dır. İfadesinde Tahakkuk memuru îs dığına delâlet etmektedir. Hulâsa bütün ranın tarihî kıymeti itibarile istimlâk edi mail Hakkı ve tahsil memuru Ali Rıza Avrupa ve hatta dünya işleri ve poliü lerek muhafazası üzerinde tetkiklere yı da itham etmektedir. Evvelâ, Arab kası üzerinde, Almanya Sovyet zıddibaşlanmışhr. Melek namında bir umumhaneci ka yeti, her şeyden ziyade tesir yapmakta VİLÂYETTE dından 40 lira kazanc vergisi istemiş, ve bu yüzden sulhun istikrar bulmasına imkân hasıl olamamaktadır. bunun 30 lirasını almış ve uydurma bir Buğday suiistimali evrakı makbuz vermiştir. Muharrem Feyzi Togay Memurlar bilâhare kadına başvura rak vergiyi isrteyince mesele meydana çıkmıştır. Bu meyanda gazozcu îsmaıl Hakkı müessesesinden, kazanc vergi sinin takdiri sıralarında 150 lira aldığı da iddia edilmiştir. GÜMRÜKLERDE Şükürü bundan başka Zeybek rakı Gümrüğe alınacak memur fabrikasından 200 lira aldığını, bunu âmiri İsmail Hakkıya verdiğini, bu para ların imtihanı Yüksek tahsil görmüş gencler arasın • le ziyafet bile tertib edildiğini söyle dan gümrüğe yeniden alınacak 15 me * miş ve ziyafette çekilen bir fotoğrafı mur için dün Başmüdürlükte imtihan ya müfettişlere vermiştir. îsmail Hakkı bu pılmıştır. İmtihana 50 kişi girmiştir. ddialan reddetmiştir. Vilâyet idare heyeti dünden itibaren buğday suiistimali hakkında evvelce yaçılmış ve Devlet Şurasına gidip gelmiş olan evrakın tetkikine yeniden başla mıştır. tetkik ediliyor Nushatı 5 Kuruştur jTürkiye Şaır Tevfik Fikretin ihtifalinde bulunanlar Fikretin 19 ağustos şair Tevfik Fikretin ölü münün 21 inci yıldönümü idi. Bu mü nasebetle başta avukat Behçet Macid Sanf «knak ftzere Fikrcti jcvenler v* Eyüb gencliğinden mürekkeb bir grup Fikretin Eyübdeki mezarında bir ihti mezarında fal tertib etmişlerdir. Her sene Tevfik Fikretin ihtifalini tertib edenlerin başmda bulunan şa ir Florinalı N»zım bu sen* h u t a ol duğundan bu ihtifale iştirak edemenvştir. şeraiti I ^ D Hariç •• * İ700 Kr 1450 800 yoklur Seneiik 1400 Kr Altı aylık 7S0 Üç aylık 400 Bir aylık t5O