CUMHURİYET 2 Temmuz 1936 G VIYANA OONUŞU Tarihı tefrika: 104 M. TURHAN TAN [ Şehir ve Memleket Haberleri j Yeni alınan deniz Istanbulun plânı altı Ana gemisi Prost, eylul içinde şehrimize gelecek Şehir plânına hazırlık olmak üzere, Belediyenin tayyare ile muhtelif irtifalardan Istanbulun resimlerini aldırmakta olduğu yazılmıştı. Bu husustaki faaliyet ilerlemiş ve İstanbul cihetinin resimleri tamamen alınmıştır. Yarından itibaren de Beyoğlu, Boğaziçi, Üsküdar ve Kadıköy cihetlerinin resimleri alınmağa başlanacaktır. Belediye hududu dahilinde bulunan bütün semtlerin resimleri teşrinievvele kadar hazırlanacaktır. Sonra bu resimler karşılaştınlarak Istanbulun 1 /2000 mikyasında bir haritası yapılacaktır. Bu haritada en küçük sokaklar bile gösterilecektir. Avrupadan böyle muhtelif irtifaları tevhid ederek, bu tevhidden kat'î bir irtifa elde edebilecek bir alet getirtilmiştir. Kat'î irtifaların bulunması ameliyesi de teşrinievvele kadar ikmal edılmiş olacaktır. Esasen eylul ayı içinde, halen Parıste bulunmakta olan mimar Prost şehrimize gelerek yapılan işleri, alınan resimleri ve hazırlanan haritalann yapılmasında esas olacak irtifaların tevhidi ameliyesini gözden geçirecek ve yeniden direktifler verdikten sonra Parise dönecektir. Siyasî icmal Beş devlet konferansı ondrada İngiltere, Fransa ve Belçika Başvekillerinin iştirakile yapılan Üçler konferansı pek çabuk neticelendi. Garbî Avrupada sulhu sağlam esaslara bağlamak ve Rendeki gayriaskerî mıntakanın Alman ordusu tarafından işgal ve tahkim edilmesi üzerine bozulan Lokarno misakınm yerine yeni bir anlaşma vücude getirmek üzere Almanya ve İtalyanm da iltihakile Beşler konferansı toplanması kararlaşhrıldı. Şimdi bu iki devletle de temasa girişildi. Bunların muvafakati almdıktan sonra konferansın tarihi tesbit edilecektir. Bu netice îngilterenin Avrupa sulhu * nu temin için ötedenberi takib eylediği noktai nazarın nihayet galebe eylediğini ispat ediyor. Bu neticeye vanlmasının bir çok amil ve sebebleri vardır. Bunlardan biri Fransadaki sol cenah hükumetinin bundan evvelki kabinelere nazaran beynelmilel teşriki mesaiye ve bu arada Almanya ile anlaşmağa daha az muhalif bulunmasıdır. İkinci bir sebeb de Belçıkanın Almanyaya dair politıkada artık Fransanın her dediğini kabul etmeyip daha ziyade îngilterenin noktai nazarına taraftar bulunmasıdır. Üçüncü sebeb, mükemmel surette silâhlanan Almanya ile artık tahaffuzî bir harb yapmanın imkânsız olduğu Fransız erkânıharbiyei umumiyesi tarafından anlaşılmış olmasıdır. Dördüncü sebeb de İtalyanın Almanyaya karşı harekete getirilemiyeceği ve bilâkis son fırsatlar kaçırıldığı takdirde İtalyanın Almanya ile tam müttefik olacağı düşüncesinin Fransızların zihninde yer etmiş olmasıdır. Almanyanm izzetinefsini kıracak ve sarih haklannı ihmal edecek menfi ve itilâfgirizane muamele devam ettiği takdirde bütün Avrupa tam manasile iki muhasım cepheye aynlacaktı. Böyle bir netice İngiliz efkân umumiyesi tarafın dan hiç arzu edılmıyen birşey olduğu gibi Fransadaki sosyalistlerin iktidar mevkiine gelinciye kadar takib ettikleri haricî po« lıtikaya aid esaslara da uygun değildir. Avrupanın iki muhasım cepheye tamamile aynlmaması düşüncesinin Londra konferansında alelâcele verilen kararla rın üzerinde amil olduğu Uçler konferansının sonunda neşrolunan tebliğde ehemmiyetle kaydedıldi. Fransa Uçler konferansını Almanyanm aleyhine siyasî ve askerî bir blokun teşkiline vasıta olması fikrinden yukarıda saydığımız sebebler den dolayı pek çabuk vazgeçti. Hatta Fransa Avrupada sulhun tecezzi kabul etmez olup muhafazası için umum dev « letlerin ve bilhassa Sovyet Rusyanın iştirak edeceği bir konferansta müşterek kararlar verilmesi noktasında da Londrada ısrar edememiştir. Yalnız Fransanın bu işte büsbütün hezimete uğramadığını göstermek için Garbî Avrupa sulhuna aid beş büyük devlet arasmdaki müzakereler ilerlediği takdirde umumî Avrupa sulhunu sağlamlaştırmak maksadile müzakere sahasının genişletileceği yani Sovyet Rusya ve Lehistan gibi devletlerin teşriki mesaiye davet edilerek ayrıca bir konferans daha toplanacağı resmî tebliğe ilâve edilmiştir. İktısad Müsteşarı Avrupaya gitti Ingiltere ile yeni ticaret anlaşması yapıyoruz Ingiltere ile yeni bir ticaret ve klering anlaşması yapmak ve Prag, Berlin, Paris gibi bazı merkezlerde iktısadî temaslarda bulunmak üzere tavzif edilen ticaret heyetimiz Londraya müteveccihen hareket etmiştir. Heyete İktısad Vekâleti Müsteşan Faik Kurdoğlu riyaset etmektedir. Bu heyetin Avrupada nekadar kalacağı malum değildir. Seyahat anlaşmalann bitirilmesine bağlı bulvınmaktadır. iktısad heyetimiz evvelâ Londraya giderek evvelce îngiltere ile başlanmış olan ticarî ve yeni ticaret ve klering anlaşması esaslarını hazırladıktan sonra Avrupaya gidecektir. Sipahi Kara Mehmed, önüne durulması imkânsız Yarın Halicde sancak bir cereyana kapıldıklarını, Viyana dönüşünden merasimi vapılacak |r birçok felâketler çıkacağını sezinsediğinden Almanyadan satın alınarak şehrimize getirildiğini yazdığımız denizaltı Ana gedinmez bir heyecan içinde idi! Yalnız şu var ki Hünkâr, acele etmiyordu. Daha doğrusu son kararı ordudan uzak bir yerde vermek istiyordu. Belgrad, o günkü askerî şartlara göre padışah için tehlikeli bir mmtaka halini almıştı. Ordu Viyanada iken o, bu güzel şehirde saz çaldırıp köçek oynatabilirdi, av ardında dolaşmakta mahzur görmezdi. Lâkin ordu Budine geldikten ve Belgradda kışlamak ta takarrür ettikten sonra padişahın Zemon sahrasında at koşturması gücleşmiş oluyordu. Avcı Mehmed, iste bu yüzden Sadırazam meselesini ikinci plâna bıraktı, ilkin Belgraddan uzaklaşmayı tasarladı, gözdelerini alıp Edırneye doğru yola çıktı. Bu arada, mahud hediyeleri Sadırazama vermek vazifesile Budine yolladığı Silâhtar Sahin Mustafaya gözünii dört açıp etrafı tetkik ve tecessüs etmesini, ordu ile Sadırazamın karşılıklı vaziyetlerini incelemesini emretmisti. Bundan maksadı Yenıçerilerle Sipahilerin Kara Mustafa Paşaya bağlı olup olmadıklarını anlamaktı. Sadırazamın işte bunlardan haberi yoktu, Hünkârın müsamaha gösterdiğini ve kendisini feda edemiyeceğini zanne derek gönül ferahlığı içinde işlerle uğraşıyordu. O sırada Viyanayı kurtaran müttefik ordunun Ciğerdelen ve Ustorgon kalelerine doğru yürüyüşe geçtiği haber alındığından vezirin saray entrikalarını tahlile zamanı da kalmadı, Si lâhtarı bol hedıye ile uğurladıktan sonra düsmanı karşılamak tedbirleri almaya koyuldu. Kendisinin gözü yılgındı, yeni bir harbin idaresını eline almak istemi yordu. Bu sebeble Budin Valisi Kara Mehmed Paşayı kumandan yaptı, Ci ğerdelene yolladı. Ciğerdelen küçük bir palanga idi. Ustorgon kalesinin bir yanı demek olduğu için ehemmıyeti vardı. Fakat büyücek kuvvetlerı içinde barındıramazdı. Kara Mehmed Paşa da bu sebeble açıkta karargâh kurdu. Adamcağız çok elemli idi. Çünkü zafer kazanmış ve yeni zaferler kazanmak için yola çıkmış mükemmel bir ordu ile karşılaşmak üzere yanına katılan kalabahğa itimadı yoktu. Çoğu Viyana önünden tabanlarını yağlıyarak savuşmuş çapulcu takımdan secilme olan bu askerle canpazarında erce alışverişe çıkmak tehlikeli bir işti. Onun için yiğit adaşını yanına çasırdı: Kardeş, dedi, ırzımızın bir paralık olmasından korkuyorum. Nitsek, nişle sek? Sipahi Kara Mehmed de ayni endişe ile mustaribdi, o güne kadar şerefle geçen bir ömrün boş yere heder olacağını düşünüp üzülüyordu, paşa adaşına şu cevabı verdi: Buraya geldikten sonra çarpışmadan dönmek olmaz, çapulcu gidilerle de savaşa girilmez. Emredersen kalabaliğı süzgecten geçirelim. Öz Tiirkleri ayıra lım, düsmana onlarla bile saldıralım. Geri kalanlar varsın bizi seyre dalsın. Bir numaralı Kara Mehmed bu fikri beğendi. Otuz bin kisilik kalabalıktan babalan, dedeleri ve dedelerinin babaları Türk olan, yahud sepete düşmüş ve satın : alınmış takımdan olmıyarak uzun yıllardanberi timar sahibi bulunan üç bin yiğit seçti, Tanrıya sığınıp düsmanı beklemeğe koyuldu. Müttefik ordu da yakındaydı, bir hafta geçmeden varlığını belli etti, Tuna kıyısını kollıyarak Ciğerdelen mıntakasına yanaştı, palangaya dört saat kadar uzak bir yerde çadır kurarak taarruza geçti. Bu taarruz sekiz bin piyade ve dört bin atlı ile yapılmakta olup keşif mahiyetindeydi. İstihbar vasıtası muhitin tamamıle Macar olmasına mebni pek az olan ve daha doğrusu din gayretine kapılıp Türklere ihanet eden köylüler tarafından yanlış haberlerle aldatılmakta bulunan Kara Mehmed Paşa düşman vaziyetini adamakıllı kavrıyamadı, keşfin tam bir taarruz olduğunu sandı ve seçtiği yiğitlerle o on iki bin askeri karşıladı. Sipahi Kara Mehmed, önüne durul ması imkânsız bir cereyana kapıldıkları nı, Viyana dönüşünden birçok felâketler çıkacağını sezinsediğinden dinmez bir heyecan içindeydi. Düşman alaylamıın Ciğerdelen karakol noktalarmı işgal edip Türk karargâhına doğru gelmekte olduklarını duyunca oğlunu bir kenara çekti: Mehmed, dedi, kötü günler geçiriyoruz. Şimdi sağ olanlar yarın ölebilirler. Ben de ölülükle dirilik arasında bocahyor gibiyim. Ölmekten korkmıya cağımı bilırsin. Fakat hıncım içimde yanarken ölürsem gözüm açık kalır. Onun için sana yüreğimi açmak isterim. Ve bu başlangıcdan sonra Deli Muradm, Gülbeyazın maceralarını anlattı, yıllardanberi sınır boylarında boş yere akıtılan Türk kanı için hesab sorulmak lâzım geldiğini acı acı ileri sürdü: Sen de, dedi, gözünle gördün. Viyana önünde maskara olduk. On günlük yolu ölülerle doldurduk. Şimdi de dirinti askerle, neydükleri belirsiz kuru bir kalabahkla gökdemire bürünmüş ordu ların karşısına çıkıyoruz. Ekmeğimiz kıt, cepanemiz kıt, düzenimiz ise hiç yok. Bütün bunların vebali tek bir adamın boynunda toplanıyor? Kücük Kara Mehmed, dudaklan titriye titriye sordu: Kım bu adam baba? Padisah!... Ve bir nebze durdu, heyecandan kopacak gibi görünen kalbini bastırdı: Olur ki, dedi, ben ölürüm. O va kıt sen hoyrat bahadırlığı bırak, yaşamaya bak. Çünkü analığını koruyacak sensin. O da olmasa benim öcümü almak için yaşamalısın. tşte senden dileğim budur. Paşa babandan ayrılma. Sayed o da bir kazaya uğrarsa Sipahi ocağına bel bağla. Yerinde açık, yerinde gizli davranarak padişahın başma bir çorab örmeğe çalış. Eline fırsat geçip te dediğimi yapmazsan yarın ahirette on parmağım yakandadır. \Arkasi L misi dün teslim alınmış ve Halice girmiştir. Pazartesi günü saat 3 te, Halicde Deniz kumandanlığı önünde, sancak çekme merasimi yapılacak ve adı kona caktır. Eski ismi Trier olan bu vapur Norddoyçer Loyd şirketinin Aksayışarka iş lettiği yolcu vapurlarından biridir. Boyu 145 metro, arzı 18,95, umku 13 metrodur. 9415 rejister ton 16740 mai mahrec tonasındadır. Gemi iki uskurludur. Beş kazanı vardır. Makinesi Trifle Enfansierdir. Makineleri 4,200 beygir kuvvetınde olup saatte 13,5 mıl sürat yapmaktadır. Birinci mevkide 298, ikinci mevkide 138 zabit ve diğer yerlerinde 500 asker iskânı kabildir. 10 denizaltı gemisi mürettebatını iskân ve bütün havayici zaruriyesini de nizde temin edebilir. Ileride ambarlarına bahriye tarafından atölyeler yapılacak, bu suretle denizaltı gemilerinin denizdeki ufaktefek arızaları bu atölyelerde ta mir edilecektir. Gemi 12 yaşındadır. 924 senesinde ilk seferi yapmış, Almanyadan Çin ve Japon denizlerine gitmiştir. Tüccar gemisi olarak memleketimize giren gemılerin en yenisi ve en büyü ğüdür. KÜLTÜR ÎŞLERİ Maarif Vekilinin tetkikleri Maarif Vekili Saffet Arıkan burada tetkiklerine devam etmektedir. Maarif Vekâleti erkânı bugünlerde şehrimizde toplanacaklardır. Bu cümleden olarak orta tedrisat müdürü Avni Yüksek Tedrisat Müdür vekili ve Teftiş heyeti reisi Cevad bir iki güne kadar şehrimize geleceklerdir. Orta tedrisat şube müdürlerinIstanbula alet erkanınm agustos ayı içinde Istanbulda toplanmalarına bakılırsa bu seneki maarif tedrisat ve teşkilât kadrosunun îstanbulda hazırlanarak Yüksek Tasdika arzedileceği anlaşılmaktadır. Veremle mücadele Memleketin her tarafında teşkilât yapılacak tçinde elektrikle işler dört ekmek fı nnı, buz makineleri, üç tane elektrik jenarötörü, bir Dizel makinesi, muhtelif hava körükleri vardır. Gemi her türlü konforu camidir. Geminin iki bordosu haricî kısmmda, gemilerde aranılan en mühim vasıf olan muvazeneyi ve denizcılığı temın eden iki «balç» (boldc) vardır. Bu balçler, Çin ve Japon denizlerindeki müthiş tayfunlara karsı mukavemet hususunda çok büyük yardım etmiştir. Bu defa, gemi Türkiyeye gelirken Gaskonya körfezinde şıddetli bir fırtınaya tutulmuş ve birçok gemilerin güçlükle yenebildikleri denize kolaylıkla mukavemet etmiştir. Gemi Deniz müsteşarı Said Hamanın riyasetindeki heyet tarafından Bremen limanında havuz muayenesi ve Heligo lând adası önünde deniz tecrübeleri yapılarak satın alınmıştır. Gemi diğer tüccar gemılerine nisbetle tona ve yenilik ıtıbarıle çok ucuza mal olmuştur. Gemiyi getiren Alman kumandan ve efrad bu akşam sekiz buçukta Sirkeci den trenle avdet edeceklerdir. Bu kum panya Amerika seferleri yapan en büyük Alman kumpanyasıdır. Gemilerine fevkalâde itina etmektedir. Bizim aldığımız vapur, tüccar gemisi olduğu halde, za bitan ve efradı arasmdaki disiplin bir harb sefinesindeki kadar kuvvetli idi. ŞEHÎR tŞLERl Aygır deposunun tamiri Vilâyet aygır deposunun tamiri bundan bir müddet evvel bir müteahhide ihale edılmıştı. Bu müteahhıdle yapılan mukavele, taahhüdlerini ıfa etmedıği içm feshedilmiş ve tamiratın başka bir müteahhide yaphrılmasına karar verilmiştir. Bahreyn Sultanı şehrimizde I Ecnebi tabiiyetindeki mezar bekçileri Küçük san'atlar kanununa göre, bü tün mezar bekçilerinin Türk tabiiyetinde olmaları şarttır. Halbuki, Belediye me zarlıklar müdürlüğünün yaptığı tahkikata göre ekalliyetlere ve ecnebilere aid mezarlıklardaki bekçilerden bir çoğunun ecnebi tabiiyetinde olduğu anlaşılmıştır. Bu ecnebilerin yerine Türk tabiiyetinde bulunanların ikamesi, mezarları idare eden alâkadar cemaatlere yazılmakla beraber, küçük san'atlar kanununun tatbik mevkiine konulmuş olmasına rağmen bugüne kadar ecnebi tabiiyetinde bekçi kullandıklarından dolayı bu teşekküller hakkında kanunî takibatta bulunulacaktır. ADLlYEDE Veremle Mücadele Cemiyeti idare heyeti dün saat 15 te toplanmış ve 1 ağustosElektrik hırsızları ta toplantıya çağırılan kongreye arzedileBu ay zarfında elektrik çaldıklarından cek raporu hazırlıyacaktır. Raporda cedolayı 4 kişi 3 er ve 2 kişi de birer ay miyetin bir yıllık mesaisi meyanında Bühapse mahkum edilmişlerdir. yükada, Erenköy sanatoryomlarile E yüb dispanserinin çalışmaları kaydedilîzmir panayırı için hazırlık miştir. İzmir panayırına İstanbuldan iştirak Şimdiye kadar Türkiyede İzmir, îs edecek müeyeseler için Ticaret odasında tanbul ve Samsunda Veremle Mücadele evvelki akşam yapılan toplantıda kat'î Cemiyetleri kurulmuştur. Bu üç cemiyet bir neticeye vanlamamıştır. İzmir panabütün yurdun ihtiyacını karşılıyacak yırına şehrimizin sınai, ticarî, kültürel ve vaziyette olmadıklarından bütün yurdda içtimaî vaziyetinin canlandınlması için veremle mücadeleyi imkân altına almak toplu ve büyük bir surette iştirake ihtiyac maksadile bir Türkiye Veremle Mücada görülmektedir. le .Cemiyeti kurulması için teşebbüsata Öğrendiğimize göre, İstanbul ticaret girişilmistir. ve sanayi erbabı perjembe günü Vali taCemiyet Ankarada kurulması takar rafından Odada büyük bir toplantıya çarür eden merkezi umumî için bir nizam ğırılacak ve burada bu hususta kat'î kaname hazırlamış ve bunu Kızılay Umu rarlar verilecektir. mî Merkezine göndermiştir. Türkiye İspanyaya giden Veremle Mücadele Cemiyeti 937 senesi yumurtalarımız basından itibaren faaliyete geçecek ve İspanyadaki dahilî karışıklıklar müna evvelâ bütün vilâyetlerde birer şube açasebetile bu memlekete son posta ile göncaktır. Bu şubeler de mıntakası dahilinde derilmiş olan ve orada stok halinde mevbulunan kaza ve nahiyelerde dispanser cud bulunan yumurtalarımızm vaziyetinve sanatoryomlar vücude getirerek memden endişe edilmekteydi. Dün şehrimize leketin her tarafında veremle mücadeleye gelen ve resmî kaynaklardan da teyid egiriseceklerdir. dilen bir habere göre İspanyada halihaMALIYEDE zırdaki hükumet Türk yumurtalannın hepsini makbuz mukabilinde satın almışMillî tahvillerimiz tır. İspanyada ihtilâl muvaffak olursa yekıymetleniyor Beşler konferansına dair Londrada ni hükumetin bu vecaibi tanıyacağından Montröde kazandığımız zaferden sonverilen karar, Almanyanm aleyhine bunra ecnebi borsalarda millî tahvillerimi alâkadar mehafılde şüphe edılmemekte dan evvelki Lokarno konferanslannda olzin yükselrneğe başladığını yazmıştık. dir. duğu gibi üç devletin ve Stresa konferanölçü ve Ayarlar müdürü sında kararlaştınldığı veçhile dört devletin Filhakika Ünitürk fiatlarında yüzde beş kadar artma kaydedilmiştir. istanbul borİktısad Vekâleti ölçü ve ayarlar mü birleşmesi tasavvur ve teşebbüslerinden ar» sasmdaki Ünitürk fiatları ise Paris borsası dürü Ziya Ankaradan şehrimize gelmiş tık kat'î surette feragat edildiğini ispat efiatlanndan altı lira daha yüksektir. Bu tır. Olçüler müdürü, Marmara mıntakası diyor. Avrupa şulhunu sağlam temeller sebeble ecnebi memleketlerden tahvil ge ölçü ve ayar başmüfettişinden senelik mu üzerinde kurmak için ilk defa ciddî bir tirtmek kazanclı bir iş olmuştur. Bu se ayeneler hakkında izahat almıştır. Sene adım atılmış ve pratik bir tedbire müracabeble piyasamızda Ünitürk tahvilleri ço lik muayenelerin gelecek ay sonuna ka at edilmiştir. ğalmıştır. dar tamamlanabileceği umulmaktadır. Maharrem Feyzi Togay Baytar Fakültesi talebesinin tetkikleri Bakırköy mekteblerinin' Edirne seyahati Edirne (Hususî) Bakırköy ilk mektebleri koruma ve yardım cemiyeti tarafından 16 agustos pazar günü Edirneye seyahat tertib edilmiştir. Şark Demiryollan bunun için hususî bir tren kaldıracak ve bir kişiyi 225 kuruş mukabi ird Edirneye getirip götürecektir. Öğrendiğimize göre, bu trenle Bakırköy futbol takımı da şehrimize gelecels ve burada Edirne kulüblerinden birilo bir maç yapacaktır. Bu teşebbüs Edirnede alâkadarlar tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Gelecek olan misafirlerin memnun kalmaları için elden gelen her şey yapılacaktır. GÜMRÜKLERDE Gümrük ambarlarının tesellümü Ankarada bulunan Gümrük Başmüdürü Mustafa Nuri ile Liman İşletmesi Umum Müdür vekili Hâmid Sarac bugün şehrimize döneceklerdir. Öğrendiğimize Ankara Baytar Fakültesi talebeleri Karacabey Harasında, göre, gerek Gümrük Başmüdürü ve geHara mensubinile birlikte rekse Liman* Umum Müdür muavini Memleketin hayvan yetiştirme saha kısraklarda tatbik edilen sun'î telkihi görgümrük ambarlannm devri ve tesellümü larında tetkikat yapmakta olan Anka müşler ve Haranın sun'î çayırlan, yeni için Arjkarada kat'î emirler almışlardır. ra Baytar Fakültesi son sınıf talebeleri yapılan çeltikleri, Arab, ingiliz at ve MÜTEFERRİK buradan Bursaya giderek bu vilâyet da kısraklarile Haranın ehemmiyetle üzerinhilinde mevcud Merinos yetiştirme ve de durduğu (Nonyüs) ve Karacabey Berlin sefirimiz gitti sıfad merkezlerini gezmişler ve misafir tütyoslarını ve bunlardan yetişen taylan, Bir müddettenberi mezunen şehrimiz bulundukları Bursa Ziraat mektebinde ve terbiye mahallerini, bilhassa binicilik de bulunan Berlin sefirimiz Hamdi Ha sun'î sıfad hakkında tetkikatta bulun talimlerini görmüslerdir. Sığır yetistirmericiye Vekili Tevfik Rüştü Arasla ko muşlardır. sini tetkik ettikten sonra Bandırma tarikinuştuktan sonra dün Romanya yolile Talebeler, Karacabey Harasma da gi Ie Istanbula avdet eden Fakülte talebeBerline dönmüştür. derek orada mevcud kültür hayvanlarilc leri dün Ankaraya hareket etmişlerdir. Cumhurîyet Nüthan S Kuraştnr Sultan ve oğulları Bahreyn Sultanı Şeyh Hamed dün sabah Londradan şehrimize gelmiştir. Bahreyn Sultanına büyük oğlu Şeyh Abdullah, küçük oğlu Şeyh Daij, kâ tibi Abdullah bin Taher ve İngiliz malî müşaviri M. Dalrymple Belgrane refakat etmektedir. Şeyh Hamed. Londraya kendisine verilen K. C. A. nış.amnı almak üzere gitmiş ve bir müddet îngilterede kaldık tan sonra memleketine dönmek üzere şehrimize gelmiştir. Bahreyn Sultanı dün öğle yemeğini İngiliz sefarethane sinde elçi Sir Persi Lorenle yemiştir. Sultan yarın sabah Toros ekspresile ve Suriye yolile memleketine gidecektir. Sultanın îngiliz müşaviri de yarın akşam Londraya dönecektir. şeraiti» JTurkiyc '^ 0 W» Hariç Senelik 1400 Kr. Altı aylık 750 Üç aylık 400 Bir aylık 150 1700 Kr. 1450 800 yolctur