CUMHUKİYET 17 Temmuz 1936 VIYANA DONUŞU Tarihî tefrika: 95 M. TURHAN TAN [ Şehir ve Memleket Haberleri j Profesör Malş çok memnun Istanbul şenlikleri Belediye ile Evkaf Akablon deniz yarışları arasındaki ihtilâf da yapılacak Şimdiye kadar 700 mesele tetkik edildi Belediye ile Evkaf arasındaki nizalı işlerin halline memur edilen saylav Yu Buf Kemal, Mustafa Şeref, Münir, Na zımdan mürekkeb hakem heyeti üç, ctcrt aydanberi yapmakta olduklan tetkikata dün de devam etmişlerdir. Belediye ile Evkaf arasındaki nizalı işleri bir kalemde halletmek imkânı olmadığından bu meseleler muhtelif kısımlara ayrılarak tetkikat icra edilmiştir. Üzerlerinde incelemeler yapılan işlerin yekunu yedi yüze yakındır. Maamafıh heyet şifahî izahatı ve alâkadarların müdafaalarını dinlemiştir. Simdi Evkaftan ve Belediyeden bu işlere dair bazı sualler tevcih edilmiştir. Bunlann cevablan ahndıktan sonra iş karar safhasına intikal edecek Italya ve devletler lli küsur devlet tarafından Itafe yaya karşı Milletler Cemiyeti * nin gösterdiği lüzum üzerine) kendisine hiçbir kredi verilmemesi ve ttaU yan emtiasından hiç birşey satm alınmaması maksadile konulan malî ve zecr$ tedbirler de dün kaldırıldı. 241 gün taN bik olunan bu zecrî tedbirlerin kaldırıl* ması, Habeşistanın Italyaya ilhakındarj sonra, en mühim bir zafer günü ola * rak bütün Italyada, evvelki gün, tes'id edildi. Malî ve iktısadî zecrî tedbirlerin büyülc bir devleti ve azimkâr bir milleti tuttuğu yoldan çeviremiyeceği, Italyaya karşı yapılan tecübede iyice anlaşılmıştı. İtalyayi harbden menetmek için, Süveyş kanalının kapatılması ve Italya sahillerinin abluka edilmesi gibi, askerî tedbirler şüphesiz daha müessir olacaktı. Fakat İtalya, bu gibi tedbirleri kendisine karşı harb harekâti sayacağını bıldırmış olduğundan ve mukabelede bulunmak üzere Akdenizde fevkalâde bahrî tedbirler aldığı gibi, Trablusgarb ve Bingazide dahi askerî büyüic hazırlık yaptığından sonu harb olacak askerî tedbirlere Milletler Cemiyeti yanaşmamıştı. Hücum gecesinin sabahı Türkler ge ne düşman siperlerinin önünde, Nemse liler de şevklerinden hiçbir şey kaybetmeksizin ayakta ve silâhbaşında bulunuyorlardı. Boğuşma, on iki saat evvelki hızını muhafaza ediyordu, kelleler karşılıklı düşüp duruyordu. Bitaraf bir göz, uzaktan sahneye baksa Türklerin, zafer kuşunu saklandığı yerden zorla çıkarmakta gecikmiyeceklerini sezerdi. Çünkü onların saldırışında kayalan parçalıyan bir şiddet vardı ve bu şiddete Nemselilerin daha uzun müddet dayan malarına imkân yoktu. Fakat Türk gücünü sendeleten hü cum noktasındaki darlıktı. Tek bir lâğımın infilâkile açılan küçük bir gedıkten yanyana yirmi neferin bile geçmesi müşküldü. Nemsehler ise bu deliğın önünde kademe kademe siper kurmuşlardı, Türkleri okla, tüfekle karşıhyorlardı. Buna rağmen Türkler dönmüyorlardı, boyuna ileri doğru atılıyorlardı. Bir aralık o küçük gedik, Türk şe hidlerinden yükselen küme ile kapana cak gibi oldu. Düşman siperlerini mü himsemiyen Türkler kendi arkadaşlan nın cesedinden vücud bulan bu muba rek tepeciğin önünde sendeliyorlardı. Kardeşgöğsüne basarak yürümek, kar deş kalbini çiğniyerek ilerlemek ağır ve çok ağır bir işti. Fakat Viyanaya girmek için bu fedakârlığa da katlanmak lâzımdı ve Türkler, alınlarına yapışan düş man kurşunlarından değil, ayakları al tına serilen kardeş cesedlerini çiğnemekten acı duya duya gediği zorluyorlardı. Koca bir gündüz de bu kanlı atılışlarla geçti, facia seyretmekten yorulan güneş yorgun argın batıya doğru ağarken Türkler henüz o uğursuz gediğin önünde bulunuyorlardı. Bu hal, bütün Serdengeçtileri ve hele Kara Mehmedi son derece sinirlendir mişti. Belki yüz defa gediği aşıp bire yüz nisbetindeki düşmanın tazyikıle geri dönmek ve yirmi yoldaşla aşılan ölüm yolundan beş arkadaşla ricate mecbur kalmak onu çileden çıkarıyordu. Elin den gelse gediğin iki yanındaki taş duvarları pençelerile koparacak ve bu genişliyen yoldan siperlere atılmağa savaşacaktı. Lâkin deliği büyültmek müm kün değildi, o küçük yoldan büyücek kuvvetlerle geçmek te imkânsızdı. Işte bu sırada ve tam güneş batarken Kara Mehmed, yirmi Serdengeçti ile bir hamle daha yaptı, gediği rüzgârla kamçılanan bir bulut gibi asıp ilk düş man siperine ulaştı ve gene bir bulut gibi düşman kümelerinin arasına indi. Nemseliler, yirmi dört saattenberi ilk defa Türkleri siperlerinin içinde ve kellelerini de Türk palasının keskin ışığı altında görüyorlardı, ölüm korkusile şaşkmlaşıp bocahyorlardı. Türkler ise yirmişer yirmişer gediği aşıp ayni sipere doluyor lardı. Kont Starenberg vaziyetin ansızın ağırlaştığını görür görmez ıstırablı bir te lâşa düşmüştü, arka siperlerden aldığı kuvvetlerle ön siperin müdafaasma koşrnuştu, candan dostu Horazio da beraberdi, Türkleri geri püskürtmek azmile ona yardım ediyordu. Kara Mehmed, siperin bir ucuna dikliği bayragı dalgalandırarak arkadaşlannı şevke getiriyor ve oradaki düşman kalabahğmın doğranması isini idare e diyordu. Artık neş'elenmişti, şen şen haykınyordu: Bitaraf bir göz, harb sahnesine baksa zafer kuşunu Üniversitenin çok terakki Türklerin yakalıyacağmı sezerdi. Onların saldırıettiğini söylüyor şında kayaları parçalıyan bir şiddet vardı îstanbul Üniversitesinin kuruluş projesini hazırlıyan Isviçreli profesör Malş dün kendisile görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemis.tjr: « Resmî hiçbir sıfatım yoktur, bu sefer seyyah olarak buraya geldim. Mak sadım sırf buradaki dostlanmı görmek \e çok sevdiğim memleketinizi çocuklanna göstermektir. Bir hafta kadar şehrinizde kalarak buradan Venedik yolile doğruca Isvıcreye döneceğım. Dün dostum Üniversite Rektörü Ce mil Bilseli gördüm. Bu vesile ile Üniver siteyi de gezdim. İki sene içerisinde elde edilen terakkiyi cidden şayanı tebrik buldum. Maddî ve manevî sahada hükume tin yaptığı büyük fedakârlılkar semere sini vermistir. Bu semerenin tahminin fevkinde olduğunu büyük bir memnuniyetle söyliyebilirim. Enstitüleri, kütübhaneyi, lâboratuan çok beğendim. Tatil olduğu icin talebelerle temas edemedim, fakat terakkiyat her tarafta göze çarpmaktad'r. Üniversitemiz için yapılacak birşey var mıdır? Hergün yapılacak yeni birşey olabilir, hatta projemi hazırlarken benim dü şünemediğim noktalar da bulunmuş olabilir.» Proiesör Malş bundan sonra Cenevre Üniversitesi Rektöründen îstanbul Unıversitesi Rektörüne selâmlar getirdiğini söyliyerek demiştir ki: « Halen Isviçrede çok çalışkan, zeki 23 Türk talebesi vardır. Bunlar bir de kulüb kurmuşlardır. Adı Bozkurd olan bu kulübün azası olmakla mübahiyim.» Dün tsviçre sefiri, profesör Malş şerefine bir öğle ziyafeti vermistir. Profesör öğleden sonra kızı ve oğluyla beraber şeh rı gezmistir. Akablon kızak yarışları İstanbulda, «Kırk gün, kırk gece» ismile yapılacak şenliklerin programlannı hazırlamakla meşgul olan komite, ilk haftaya aid olan kısmını bitirmiş bulun maktadır. Bu programa göre ağustosun ilk haftasında yapılacak şenliklerin en mühimi, Moda koyunda icra edilecek deniz bayramile, 2 ağustos akşamı Mo da Deniz kulübü salonlarında ve o gece gene Moda koyunda demirliyecek olan Ege vapuru salonlannda verilecek olan balolardır. 2 ağustos gürjü ve gecesi Modada yapılacak yarışlarla, verilecek olan balo ların, îstanbul halkınin şimdiye kadar görmediği bir parlaklıkla cereyan etmesi için, gündüz ve gece programlan son derece zenginleştirildiği gibi halkın denizden ve karadan şenlikleri kolaylıkla takib edebilmesi için, birçok tedbir alınmıştır. Çok zengin olan yanş programmda cankurtaranların yarışlanna ve manev ralanna mühim bir yer verildiği gibi Denizyolları, Akay ve Şirketihayriye ta rafından hazırlanacak olan yarış sandalları arasında da iddialı yanşlr yapıla caktır. Bunlardan başka profesyoneller arasında kancabaşı ve Alman yarışları ve ayrıca kotra yarışları yapılacaktır. Bunun için İzmirden meşhur kotrcı Gim ve Gika kardeşler, kotralarile beraber şehrimize geleceklerdir. Günün en mühim yanşı, hiç şüphe yoktur ki memleketimizde ilk defa ola rak yapılacak olan (Aquaplane) deniz kızağı yarışı olacaktır. Belediye festival komitesi, bu yarışm birincisi için güzel bir kupa hazırlamış tır. O gün yapılacak mühim yanşlardan biri de Deniz Harb Iisesi, Deniz Ticaret mektebi ve Deniz Gedikli Küçük Zabit mektebi arasındaki yarış olacaktır. O aksam koydaki vapur, sandal ve kotralarda ve sahilin muhtelif yerlerinde birçok ateş oyunlan yapılacaktır. İktısad Vekili Celâl Bayar bizzat yarışlarda hazır bulunacaktır. Balolara baslanırken Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağ bir nutuk söyliyerek tstanbulun şenliklerinin gayesini anlatacaktır. Viyanamn muhasaradan kurtuluşunda büyük rol oynıyan Kolçiski Türk köylüsü kıyafetinde Kesin, daha hızlı kesin, hepsini kesin! Yirmi dört uzun saatin yorgunluğu unutulmak üzere idi. Düşman, gediği korumak vaziyetinden uzaklaştırıldığı ve arkadan harıl hanl Türk dilâverleri si pere akıp geldiği cihetle öndeki engel lerin de birbiri ardınca düşürülmesi kolaylaşmış demekti. Viyana, o büyük şehir, belki üç, belki beş saat sonra Tür kün esiri, Türkün malı olacak gibi gö rünüyordu. Fakat siper içinde boğazlaşma devam ediyordu. Kont Starenberg, durmadan asker getirerek tahakkuk edeceği sezılen felâketi karsılamağa çahşıyordu. Kara Mehmed, gurubun serin bir elle çizmeğe başladığı hafif esmerlik arasmda düş man müdafaasının ruhunu kavramakta gecikmedi. Bu ruh, Kont Şjarenbergden ibaretti, Kont Horazio da onun canlı bir gölgesi gibi görünüyordu. Vaktile Viyanada genc bir oğlan o larak tanıdığı Starenbergin simdi yiğit bir asker olarak karşısına çıkması, şen yürekli Sipahiyi biraz daha neş'elendir mişti, altında durduğu bayrağm muhafazasını oğluna bırakarak ileriye doğru yürüyordu. iki siper arasındaki dar sahayı birkaç Nemseli kafası düşürerek aşmak ve Kont Ştarenberge yanaşmak Kara Mehmed için üç beş dakikalık bir iş oldu. Cesur Viyanalı, telâştan ve heyecandan dostu da, düsmanı da tanıyacak bir durumda değildi. Lâkin sağında solunda, önünde ardında parlayıp duran kıhclar, palalar, baltalar arasmda iri ve çok iri boylu bir Türkün ansızın karşısına dikildiğini görünce şaşırdı, iliğine kadar titredi, gerilemek ister gibi davrandı. Harb inceliklerini çok iyi bilen Kara Mehmed, bir saniyenin yarısı kadar bile zaman geçirmeden Kontun boğazına yapışmıştı: Dostum, diyordu, dağ dağa ka vuşmaz amma insan insana kavuşur. lşte on bir yıl sonra gene yüz yüze geldik. Bu iyi bir karşılaşma değil amma kusur bende değil. Ve pençesinin tazyikı altında elindeki kılıcı yere düşüren Kontu yere yatırdı, palasını tam kalbine soktu: Haydi, dedi, uğurlar olsun. Genc ölüyorsan da gam yeme. Rahat döşeğinde kıvrana kıvrana ölmekten böyle ko (ayca can vermek daha iyi. [Arkası var~\ üniversite Rektörünün bir mektubu ... Üniversite Rektörü Cemil Bilselden dün şu mektubu aldık: Bazı gazetelerde (Üniversitede ısla hat) namı altında nesriyat görülmekte ve Rektöre de beyanat isnad edilmekte ol duğundan aşağıdaki izahatın gazetenize dercedılmesıni dılerım: 1 Üniversitenin üçüncü ders yılını bitirmesi münasebetile 2 temmuzda gazetelerde çıkan izahatımdan ve Vekâle^e tema için Ankarada bulunduğum sırada Anadolu Ajansına verdiğim beyanattan çayri hiçbir gazeteye beyanatta bulunmadım. 2 Üniversite tatil devresine girmiş olduğundan bu beyanata ilâve edecek bir şey de yoktur. 3 Profesör Malş, herhangi bir davet üzerine değil, sırf seyahat maksadile ve kansı ve çocuklarile beraber on gün kalmak üzere şehrimize gelmiştir. Vak • tile çahstığı Üniversiteyi ve Üniversite Rektörünü ziyaret etmesi pek tabiî oîar. muhterem profesörün herhangi bir rapoi vermesi mevzuubahs değıldır. ECNEBİ MEHAFÎLDE Şehrimize gelecek Fransız seyyahları Ağustos ve eylul aylarında şehrimize birçok Fransız seyyahı gelecektir. Fransız muharriri Klod Farerin riyasetinde bulunan 300 kişilik bir kafile (Kraliçe Mari) vapurile İzmir, Mu danya ve Bursayı ziyaret etitkten sonra şehrimize gelecek ve bir buçuk gün kalacaktır. Bundan başka, Turizm Fransa, Bonvoyaj, ve diğer Paris acentaları da Istanbula seyahatler tertib etmişlerdir. Mesajeri kumpanyasının tertib ettiği tatil seyahatlerine daha şimdiden yüzlerce talib çıkmıştır. Bu rağbete sebeb, seya hat masrafınm bu sene yandan yanya tenzil edilmesidir. Dizanteri basladı Sıhhiye Müdürü her tarafta tedbîr alıyor Sıcakların başlamasıle beraber şehrin her tarafında dizanteri vak'aları görüi mektedir. Dün bu mesele etrafında İstanbul Sıhhat Müdürü Ali Rıza bize şu malumatı verdi: « istanbulda son günlerde birçok dizanteri vak'alanna tesadüf olunmuştur. Hastalığın önüne geçilmesi için lâzım gelen yerlere emirler verdik. Han, kahve ve sair yerlerde yatan fakirlerde dizanteri görüldüğü takdirde derhal hastaneye kaldmlmalan hususunun teminini alâkadarlara bildirdik ve ayrıca da hastane dok torlanna bu hastalıklann menşelerinin araştırılarak bize bildirilmesini rica et tik. Dızanterili bir hasta hastaneye müracaat ettiğinde her ne pahasına olursa olsun tedavi altına ahnacaktır.» Malî ve iktısadî mahiyetteki zecrî tedbirlerin kâfi derecede müessir olamama sında bir amil de Almanyanm ve îtalyaya yakın komşu olan Arnavudluk, Macaristan ve Avusturyanın mutad malî muamele ve ticaretlerini îtalyaya karşı boz mamış olmalarıdır. Bu memleketler ve bilhassa Almanya, zecrî tedbirlere temamile iştirak etmiş olsalardı îtalya, harbden menedilemezse de fena halde sıkışık bir vaziyete sokulmuş olurdu. Şimalî Amerika müttehid devletlerinin Milletler Mezarlıklarm ıslahı Cemiyeti azasmdan bulunmaması ve bu Belediye bütçesi geldikten sonra ya memleketten petrol getirilmesinin men ine pılacak bazı mühim işler arasmda bir de imkân görülememesi de Italyanın zecrî mezarlıklar meselesi vardır. Ancak bu tedbirlere kar§ı mukavemetini artırmıştır. seneki bütçe ile yalnız Karacaahmed Zecrî tedbirler, îtalyanın harice ıhtimezarlığı ıslah edilecek, etrafına duvar çekilecek ve Pariste Per Laşez mezar yacını azaltmak gibi iktısadî noktadan devamlı tesirler yapmıştır. Italya ziraî hğı gibi bir hale getirilecektir. Zeyrek yokuşu kapatıldı ve madenî birçok maddelerin yahud emKanalizasyon inşaatı münasebetile es salinin dahilde yetiştirilmesi çarelerini ki Zeyrek yokuşu, nakil vasıtalarına ka bulduğu gibi, birçok yeni sanayi şubeleri vücude getirmiştir. Bunun için, îta'ya, patılmıstır. zecrî tedbirlerin kaldırılmasından sonra, Itfaiye mektebi inşaatı memleketin kapılarını haricden gehcelc bitiyor mallara pek açmak istemiyor ve haricin aItfaiye mektebinin inşaati, bu ayın lacağı Italyan emtiasından fazla ecnebl 30 unda ikmal edilecektir. Mektebin malî almağa taraftar bulunmuyor. Italdahilî kısmının da tefrisatı 15 eylule ka ya, yeni ticaret mukavelelerinde gösteredar bitecek ve derhal tedrisata başlana ceği müsaadeler mukabilinde, kendisine caktır. Tedrisat iki kısımdan ibarettir. de siyasî ve iktısadî menfaatler gösterıl * Bıri fennî surette yangın söndürme usul mesini ısrarla istiyecektir. leri, diğeri de zehirli gazlere karşı ko Arnavudluğu, Macaristam ve Avusrunmak ve tahlis işleridir. turyayı iktısadî müsaadeler mukabilinde Pazar ruhsatiyeleri için yeni kendisine bağladığı gibi simdi de Yunabir formül nistan gibi yakın komşularını da iktısadî Belediyenin, pazar ruhsatiyesine tâbi müsaadelerle kendisine yakmlaştırmağa olanlar hakkında Şehir meclisinden bir çalışacaktır. Fakat, İtalya ayni silâhı Inkarar alacağı yazılmıştı. Belediye bu giltereye ve Fransaya karşı kullanamıya nun için şimdilik bir formül hazırlamış caktır. Bu büyük kapitalist memleketlerın tır. Kanuna göre her dükkânın varidatı sermayelerine büyük ihtiyacı olan İtalya, gayrisafiyesinin fc 10 u nisbetinde ruh iktısadî müsaadeler mukabilinde, yalnız satiye harcı vermesi icab ediyordu. Be krediye ve sermayeye taalluk eden husulediyenin hazırladığı formüle göre bu sî yardım ve kolaylıklar istiyecektir. nisbet % 3 le % 10 arasmda tehalüf etZecrî tedbirlerin kaldırılmasile Ingiîmektedir. Bu formül kabul edildiği taktere, Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavdirde bütün alâkadar esnafın memnun ya ile akdetmiş olduğu Akdenizde karşıolacağı ümid ediliyor. lıklı yardım anlaşmasmı da resmen kal Bütün nakil vasıtaları can dırdı. Bu anlaşmaya dahil olan Fransa kurtaran otomobiline yol ise zecrî tedbirlerin kaldırılmasını bekle * meksizin, daha evvel, Akdeniz ittifakınverecekler dan çekilmişti. Bu ittifaka Ispanya dahî Sehir meclisinin verdiği karara göre dahildi. Fakat bu memleket dahilî kancankurtaran otomobilleri gelip geçerken şıklıklar ve zorluklar içinde yüzdüğünden bütün nakil vasıtalarının yol vermek ü haricî işlerde müessir bir amil olmak mazere durmaları icab etmektedir. Halbuki son zamanlarda yalnız tramvayların hiyetini kaybetmiş bulunuyor. Bu vaziyet durdukları, otomobil, araba, motosiklet, yüzünden Milletler Cemiyetindeki mübisiklet gibi vasıtalarm durmadığı göriil messili meshur Sinyor Madariaga bile müştür. Cankurtaran arabalarının geçişi ahiren istifasını verdi. Karaköy köprüsünün bir kısım dubalan çürüdüğünden köprünün tamirine mecburiyet hasıl olmuştur. Bunun için köprü son defa pazartesi günü açıhp kapanacak ve 24 ağustos cuma günü ak şamına kadar kapalı kalacaktır. Bu müddet zarfında köprünün Halicden çıkmağa mahsus olan gözü de kapalı bulunacak, küçük merakib ancak Halice girmeğe mahsus gözden çıkıp girebile cektir. esnasında bütün nakil vasıtalarının dur Akdenizdeki ittifaka bir nihayet verilması icab ettiği dün tekrar alâkadarlara dikten başka bu denizde yığılan îngiîiz tebliğ edilmiştir. donanmalan eski yerlerine dönmektedir. Üsküdar sahillerinde yapı Buna mukabil İtalya da Trablusgarb vc Bingazide yığmış bulunduğu makine:eşlan binaya dair tirilmiş güzide fırkalarını geri çekmeğe Boğaziçinde Üsküdarla Kuzguncuk hazırlanıyor. İtalyanm kendisince tabiî aharasında inşasına başlanan bir tütün devalin avdeti için elzem gördüğü şartlar posu münasebetile bir okuyucumuz ta yani zecrî tedbirlerin kaldırılması, Akderafından gönderilen bir mektuba atfen nizdeki fazla îngiliz kuvvetlerinin geri dün bir fıkra yazmıştık. alınması ve Akdeniz ittifakmm feshi için Dün bize bu hususta alâkadarlar taileri sürdüğü dilekler artık tamamile is'af rafından bazı mütemmim malumat ve edilmiştir. rildi. Burada inşasına başlanan depo, Bununla beraber İtalya, gene garbî 1500 ameleyi sıhhî şartlar içinde çahşAvrupa devletlerile teşriki mesaide bu'untırmak ve ahşab binalardan kurtarmak maksadile yapılmaktadır. Depoyu ma mağa henüz yanaşmadı. Son şart olarat ruf tütün tacirlerimizden Mithat Nemli Almanyanm Lokarno konferansına davet yaptırmaktadır. Bu hususta Belediyeden edilmesini ileri sürdü. İngiltere, bu şartJ ruhsat alınmış ve bina sahilden otuz da kabule taraftar gorünmektedir. Fakat metro içeri çekilmiştir. Mithat Nemli, Fransa ile Belçika, henüz fikirlerini izhar tütünlerini ahşab, gayrisıhhî binalarda etmediler. Bu esnada, Italya büyük erkâişletmek mümkün iken amelenin sıhhatini niharbiyesi Romaya gelen Alman askerî düşünerek sıhhî ve muntazam bir bina heyetile iki tarafın alacağı müşterek tedyaptırmak fedakârhğında bulunmuştur. birler hakkında müzakerede bulunuyor. Bize verilen izahatta, bu bina, mevzuu Bu müzakere Küçük İtilâf erkânıhar'>ibahs koruluğu kapatmıyacak, hatta yeleri arasında evvelce verilen kararlara Boğazın umranına hizmet edecek bina karşı olsa gerektir. lardan biri olacaktır; denilmektedir. Muharrem Feyzi Togay ŞEHtR tŞLERl Karaköy köprüsü tamir edilecek Resim ve elişi kursunda derslere başlandı Bir Mısır prensi geldi Mısır prenslerinden Halim yazı ge ' çirmek üzere dün şehrimize gelmiştir. MÜTEFERRİK Ziraat Fakültesi talebesi tetkik seyahatine çıktı Trakyada ziraî bir tetkik gezisine çıkmış olan Ankara Ziraat Fakültesi talebeleri dün sabah şehrimize gelmişlerdir. 30 kişiden mürekkeb olan bu kafileye fakülte doçentlerinden Esad Ahmed riyaset etmektedir. Kafile bu akşam Tekirdağına hareket edecek ve Uzunköprü, Muradlı, İnanh yolile Edirneye gidecektir. Edirnede dört beş gün kahnacak, oradan Kırklareli, Alpullu, Vize üzerinden tekrar şehrimize döneceklerdir. KÜLTÜR ISLERÎ 70 muallim Almanyaya gidiyor Muallimlerden mürekkeb 70 kişilik bir kafile bugün Romanya yolile Al manyaya gidecektir. Bu kafile arasında ik; Maarif müdürü, on lise müdürü ve üç mekteb müdürü de vardır. Muallim lerin otuz altısı erkek, otuz dördü ka dındır. Muallimlerimiz Almanyada birçok şehirleri, terbiye müesseselerini gezecek ler, dönüşte Avusturyaya da uğrıyarak orada da tetkikatta bulunacaklardır. Resim kursunda ders görenlerden baziları Beyoğlu 13 üncü ilkmektebde açılan resim ve elişi kursunda dünden itibaren derslere baslanmıştır. Resim dersi, Kız Muallim mektebi muallimlerinden Selrrca tarafından, öğleden evvel, elişi de ilk tedmat müfettişlerinden Şinasi tarafın dan öğleden sonra verilmektedir. Ktırs lardan istenilen randımanın alınabilrr.esi için Maarif idaresi azamî fedakârlık yapmış, 1000 liralık alet ve ders leva/ımı getirtmiştir. Selçuk san'at, Usküdar kız san'at, Kadıköy kız san'at mekteblerıne şimdıye kadar ev idaresi kursu için müracaat edenlerin sayısı 63 kişiyi bulmuştur.