CUMHURÎYET 15 Temmuz 1936 (tüçtlk HikSye Tehlikeli bir deli Jean Rameau'dan Gördünüz ya arkadaşlar, şimdi de tehdide başladı!... Dikkat edin! Evvelâ kendisini soğuk duşun altına sokun. O r r dan sonra zorla hasta gömleğini giydi rin! Azgın deliler paviyonuna yerleşti rirsiniz!.. Midesinden şikâyet ediyor.. Kanseri olsa gerek, hemen operatöre haber verin, gelip derhal ameliyat yapsın. Müfettiş hiddetlendi: Bir de bu eksikti! Ben deli değilim, dokunmayın bana, sonra kansmam h a ! Zavallı adam uzun uzun itiraz etti. Acaba kendisini bir odaya tıkayacaklar ve midesine bıçak vuracaklar mıydı? Bu sırada doktor Boutesof ona daha tatlı tath bakarak: Hakikaten deli olmadığınıza ka ni misiniz? dedi. Olabılir, belki de ya nıldım... Muayeneye yeni baştan baş lıyalım. Ne çıkar? Şöyle gelin bakayım, alın şu kalemi elinize, işte size kâğıd da... Yazın birkaç satır. Ne yazmamı istiyorsunuz? Size dikte ediyorum: «Ben aşağıya imza koyan, maliye müfettişlerinden Alfred Gagveux, doktor Boutesof nezdinde bizzat yapmış oldu gum tahkikat neticesinde, mumaileyhin vermiş olduğu beyannamenin varid ve hakikate muvafık olduğunu, kendisinin gelirinin daha fazla tahmin edilmesine ımkân bulunmadığını tekid eylerim... Müfettiş duraklıyarak itiraz etmek is^edi: Fakat... Doktor emreden bir sesle: Tekid eylerim, diye tekrar etti. Basm bakalım şuraya imzanızı!... Şura»a bir de tarih atın! İşte tamam! Meşhur akıl hastalıkları mütehassısı \rkadaslarına dönerek ilâve etti: Doğrusu bu adamın yazısı gayet •ıormal bir yazı. Muhakkak biraz evvel yanılmış olacağım. Zannettiğim kadar tehlikeli değilmiş... Kendisini serbest bırakabiliriz. Klinik ile asistan işi anlamış olacak lar ki patrona bakarlarken gözleri ptrıl pırıl parlıyordu. Şef: Elbette, dedi. Bu adam, bana kahrsa, hiç tehlikeli değil... Hiç olmazsa bu sene ıçın. Sonra mırıldanarak onu kapıya kadar götürdü. Evet, bu sene için tehlike atlatılmıştı, fakat gelecek sene vay klinığin haline! Bibliyoğrafya Ev İdaresi Devlet Basımevi 1936 Fiatı 80 kurus Bir ev kadınına lâzım olan nazarî bilgileri edinmek ve sırası geldikçe bunları tatbik edebilmek oldukça hazırlıkh olmıya mütevakkıftır. Bu hazırlıkları kız enstitülerinde ve kız san'at mekteblerinde yetişen genc kızlarımız yapmaktadırlar. Her biri bir ev kadınına aıd olan vazifeleri ayrı ayrı öğrenmektedir. Yalnız onların haricinde de bu gibi malumata ihtiyacı olan büyük bir kütle vardır. Bu mekteblere devam edemi yen birçok genc kız kendilerine yol gösterilmesini beklemektedir. Bu sebebden dolayı Süheylâ Altun cun bu kıtabı genc kızlarımızın ve genc kadmlarımızın çok işlerine yaraya caktır. Ön sözde okuduğumuz: «Kitabın içindeki bahisler, okuma ve yazma bilen her bir ev kadınının kolaylıkla anhyabileceği bir dille yazılmış olduğundan ve kıtabın içinde tavsiye olunan her şeyi her yerde kolayca ve ucuzca tedarik edılebileceğinden bu kitab ayni zamanda her bir aile kadınının sık sık elmde bulunduracağı bir kitab olacak tır.t kaydinden yazılışında bu gaye nin gözönünde tutulduğu anlaşılıyor. Esasen kitabm kısmen bir mekteb kitabı olması kadrini azaltmaz, artırır. Çünkü kız enstitülerinın ve kız san'at okullarının ev idaresi tedrjsatına aid müfredat programı. orta okullar müf redaf programının aynidir. Demek ki bu program nazarî olarak bir genc kıza, bir genc kadına verilmesi lâzım gelen umumî malumat programıdır. Bu hususi tekid için kitabın içindeki bahisleri sıralıyalım: Tamir, çamaşır. ütü, kola. ev temizlikleri, muhtelif cilâlar, ev eşyası ve bilumum kumaşlar üzerinde lekeleri çıkarma usulleri. ev kadınına lâzım sağlık koruma bilgileri, çocuk bakımı. hastabakıcıhğı. Bu tafsilât kitabm değeri hakkmda kat'î bir fikir verecektir. Buna ilâve ten kitabın Devlet Basımevinde itina ile. resimli olarak güzel bir kâğıda basıldığını ve cildli olduğu halde 80 ku ruşa satıldığım söyliyelim ve artık kitabı okuvucuların eline bırakalım. Meşhur akıl hastalıkları mütehassısı doktor Boutesof muayene odasında şımdiye kadar on iki kadar hastayı savmış. On üçüncüsü içeri giriyor. Fakat bekle me odası daha dolu. Bu on üçiincü hastanın pek müteheyyic bir hali var. Gözleri faltaşı gibi açılmış, hareketleri sert, elleri titriyor. Eğer bu adam deli değilse bile namzed. Doktor, hastasını babaca bir koltuğa oturttu ve sormaga başladı: Neniz var? Doktor, şeyim var, şeyim... Şe yim... Adam kckeliyor, lâfları ağzına yüzüne bulaştınyor, bir cümle söyliyebilmek için beş dakika uğraşıyordu. Çektiklerini anlattı: Uyuyamıyorum, başım dönüyor; ellcrim o kadar titriyor ki yazı yazamıyorum. Midemden de son derece ıstırabım var. Neyim var bilmem ki? Doktor Boutesof hastasını uzun uzadıya muayene ettikten sonra bir reçete yazdı. Hasta boynunu bükerek: Bor.. .cu.. .muz.. .dok. ..tor... ? U ç yüz frank. Sizin kliniğinizde kalırsam günde ne ücret vermeli? Herşey dahil, günde yüz elli frank. Ya, öyle mi?... Çok, çok has...tanız var mı? Eh, oldukça. Bugün şöyle böyle yirmi kişiyı buldu. H e r birinden vizite parası olarak üc yüz frank mı aldınız? Hayır bazısından beş yüz frank. Kli...niğinizde... fa... fazla hasta var mı? O kadar dolu ki sizi sekiz günden ewel buraya alamıyacağız. Kırk yatak var, hepsi de meşgul. Hasta ayağa kalkarak: Pekâlâ doktor, teşekkür ederim, dedi. V e bu sefer, elleri titremeden, kekelemeden sakin sakin ilâve etti: Maliye müfettişi olduğumu arze derim. Buraya, beyannamenizde gösterdiğiniz hususatın ne dereceye kadar doğru olduğunu tahkike gelmiştim. (Cebinden bir kâğıd çıkararak) bu beyanna meyi siz imzaladınız, değil mı? Bu vesikaya göre senelik geliriniz on sekiz bin yedi yüz yei^iş beş frank yirmi beş santım. HaTbuki şifahî beyanatıni7cla, ka zancınızın senede milyonlara baliğ olduğunu bildirdiniz. Binaenaleyh, kanun ahkâmına tevfıkan... * * A Mısır Başvekili Nahas Paşa, memleketimize gelecek gencleri kabul ederek Türkiyeye yapacakları seyahatten azamî istifade etmelerini tavsiye etti Mısırlı gencler geliyor RADVO Bu akşamki program j ISTANBUL: 18 dans musikisi ıplâk) 19 son haber » ler . 19,15 türkçe hafif parçalar fplâk) 20 sıhhi konferans: Dr. Ihsan Rifat tara fmdan 20.30 stüdyo orkestraları 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansmm gazetelere mahsus havadis servısı verileceki tır. VIYANA: 18 45 musıkı, Amerika hayatı . 19,40 esperanto, haberler, hava raporu 20.15 ko. nuşma 20.35 gramofonla Verther operası 23,05 haberler, hava raporu . 23,15 mu. siki Mozartm eserleri 24.05 konuşma 24,20 dans musikisi: Cazband ve şan, BERLİN: 17.50 gramofon 19.05 Frankfurttan mu. siki ve şan . 20,05 gramofcnla eğlenceli havalar 20,35 ıtalyanca ders, günun a kisleri, haberler 21.20 genc mılleierin. zamanı . 21.50 orkestra konseri 23,05 ha« va raporu, havadis, spor 23,20 Alman. merkez ıstasyonu 23,35 gece musıki ve dans havalan. BUDAPEŞTE: 18.05 senfonik konser 19,25 konferans 19,55 keman konseri, konferans 21,05 salon orkestrası 21,45 sıyasi haberler, ha vadıs 22,45 şarkılar 23 20 çıngene mu . sikisi konferans 24,20 gramofon, son haberler. BUKREŞ: 18,05 orkestra konseri( havadis 19,20 konserin devamı, konferans 20.25 gra mofonla şarkılar. mektub kutusu 21,40 musiki: Şumanın eserleri 22.05 program, şan konseri, haberler, spor 22.50 orkestra konseri. haberler 23,50 fransızca, almanca haberler . 24 son haberler . 24,05 konser. LONDRA: İ7.50 gramofon, spor röportajı 18,20 çocuklarm zamanı, havadis, Natıonal istas yonu 21.05 eğlenceli musıki ve dans h a . vaları 21.45 Islanda adasmdan 22.05 koro konseri 22,35 orkestra konseri . 23,15 spor, havadis 23.35 dans musıkısi, ha vadis 24,45 vıyolonsel konseri. PARİS [P T. T.]: 17,05 konuşma, gramofon . 18.05 orkes * tra konseri, spor haberleri 18,35 sıhhı konuşma 19,05 orkestra konseri 20.40 orkestra konseri . 21,05 seyahat haberleri 21,25 şarkılar 21,35 bir gala gecesi . 23,35 havadis 24,05 Amerika havadısleri. ROMA: 19,25 yabancı dillerde konuşma 20,05 IIman haberleri. gramofon . 20 \0 almanca haberler . 20,25 eğlenceli musiki, fran sızca haberler 20,55 Yunanistan için yayın 21,10 havadis . 21 45 senfonik kon ser, istirahat esnasmda seyahat haber . leri 23.05 simdilik malum olmıyan program 23.35 dans havalan, istirahat esnasmda havadis 24,20 ınşılızce haberler. Memleketimize gelecek Mısırlı gencler Mısır Başvekilile beraber Kahıre 10 temmuz (Hususî muhabi mî istifade etmelerini tavsiye etti. Ayni rimizden) Mısır Üniversitesinin yüz zamanda bu seyahati üç ay evvel tertib kişilik bir talebe ve profesör grupu bu ve ihzar eden Anadolu Ajansı Kahire ayın 13 ünde «Dacia» vapurıle Istanbu1 muhabıri Bay Abdullaha hükumet ve la gıdıyorlar. Mısır gencliğini ve Üni kendi namma teşekkür etti ve iki gencversitesmı temsıl eden bu grup bir haf lık arasındaki ılk teması temin eden bir ta misafirimız olacaktır. Belediye, Tu Türk olduğu için kendisine memnuni ring Kulüb ve Ünıversıtenin hazırla yet ve samimi teşekkürlerini izhar etti. dığı program genc dostlarımız ve bura «Dacia» vapuru 16 temmuz sabahı resmî mehafılı üzerinde umulmaz de Çanakkale önünde yarım saat duracak recede iyı bir tesir yapmıştır. Gazete ve şehidlerimiz anılacaktır. Grupun reler. genc Mısırlıların Türkiyemizi ziya isi Ömer Zeki Bey, Anafarta ve An retleri münasebetile ve orada görecek burnu muharebeleri hakkında bir hitaleri hüsnü kabulden dolayı son derece be okuyacaktır. Sonra grupa tefrik edide mütehassis olduklarını yazdıktan len ve memleketimizde bir müddet kasonra. memleket ve inkılâbımız hakkın lıp tetkıkat yapacak olan muharrir ve da sitayişkâr makaleler neşrettiler. Üniversıte erkânından Mecdeddın Na Dün, Başvekil Nahas Paşa, Âyan mec sıf Bey bir şiir okuduktan sonra denize lisi salonunda grupu kabul etti; gencle bir çelenk atılacaktır. re Türkivevi zıyaretleri esnasmda azaSelim Nuh Rusyada tahsil gören plânörcüler geldi Türk Rumen mahkemesinde evrak Doktor yerinden kalktı. Bu sefer o run gözleri yerinden fırlamıs, elleri tir tır titriyordu. Sahte hastaya dik dik baktıktan sonra bir zile bastı. Kapı açılınca emretti: Fransuva, bana iki gardiyan çağır! On saniye sonra içeri iki yosma girdi. Doktor haykırdı: Kapıları muhafaza edin! Yosmalar kapıya koşarak dayandılar. doktor devam etti: Fransuva, Klinik şefi ile asistanı çağır bana! Sözde hasta endişeye düştü, sızlanı yordu. Bütün bunlar ne demekti? Şap kasını alarak kapıya doğru ilerledi. Fa kat yosmalardan biri dışan çıkmasına nıâni oldu. Bu sırada Fransuvanın çağır dığı doktorlar da geldi. Boutsof onlara hitaben: Herif tehlikeli bir hasta. Kendi sini size teslim ediyorum. Kendini birşey sanmak illetine tutulmuş. Kendisine maliye müfettişi süsü veriyor! Sabık hasta hemen atılarak: Fakat tabii ki ben maliye müfettişiyim! İşte kartvizitim, buyurun: Alfred Gagveux maliye müfettişlerinden. Bakın, voksa sösteririm! Türk Rumen muhtelit hakem mahkemesindeki evrak ve dosyaların Hazinei Evraka devir ve teslimı mukarretdir. *''• ' Bu dosyalarda kendilerine aid kıy metli evrak ve vesaik bulunan alâkadârF. VARAL lar nihayet 936 eylul gayesine kadar Rusyadan gelen plânörcülerimiz her pazartesi veya perşembe günleri saat Bir yıldanberi Sovyet Rusyada bulu ne verilen vazifelerin başına hareket Kahve ithali için yeni bir birden üçe kadar umumî ajanlığa çağınl nan Türkkuşunun genc tayyarecileri etmeleri lâzım geldiği tebliğ edilmiştir. maktadırlar. münakasa açılıyor dıın Romanya vapurile memlekete dönDün kendılerile görüşen bir muhar müşlerdir. Üç yıldanberi kahve ıthalâtı hükumetririmize genc tayyarecilerimiz demiş Sovyet Rusyada plânör ve motörlü lerdir ki: le sırf bu iş için tesekkül etmiş olan bir tayyare muallimi stajını gören gencle Bir sene. dost Sovyet Rusyada kalYeni bir kurs limited sirket arasmdakı anlaşma muci rimiz Hasan Hilmi, Ferid, Âli, Tevfik dıktan sonra Moskovadan Romanya vaEminonıı Halkevinden: Evimiz bir mu bince Brezilyaya ve Cenubî Amerikaya ve Saidden mürekkebdır. purile memleketımize dönüyoruz. Türk malı ihracı mukabilinde bu şirket hasebe dersleri kursu acmaea karar ver mistir Derslen altıncı noter Galib Blngol Gencler dün rıhtımda Türkkuşu uRusyada evvelâ Koktabelde beş ay tarafından yapılmakta ve satılmakta ıdı. | verecektir mumî merkezi namına Istanbul şubesi kalarak yelken uçuşlarında ihtisas kesHükumet gördüğü lüzum üzerine bu şır 1 Bu kurslar her smıf halkın ıktısadi ve müdurü Ismaıl Hakkı ve Kuş üyelerıle bettikten sonra Moskovadaki motörlü ketle olan anlaşmayı altı ay daha uzat ticari her çesıd tesbit ve san'at erbabının birçok zevat tarafından karşılanmışlar tayyare mektebine gittik ve burada da ' cok işine yarıyacaktır. 15/7/1936 çarşamba mıştır. yedi ay kaldık. Tevfik, Âli ve Ferıd ay! sunu, saat 18 de başlıyacak olan kurs için dır. Vapurdan çıkmca gencler doğruca ni zamanda paraşüt muallimi ehliyeti Diğer taraftan kahve isinin yeni bir hergun talebe kaydedilmektedlr Ders saat ve günleri ileride tebliğ edile Türk Hava Kurumu merkezine gitmiş de aldılar. şirkete ihalesi için yeniden münakasa acektir. lerdir. Burada kendilerine memleke Türkkusunda üç sene mecburî hizmeçılmıstır. Münakasa seraiti eskisine nazaKongreye davet tin buyük ihtiyacı olduğu için perşem timiz vardır. Sovyet Rusyadaki tahsiliran oldukça farklıdır. Darüssafaka Mezunları cemiyetinden: be günü İnönündeki kampta kendileri mizden memnunuz » Kurumumuz idare heyeti azalarının ek Komiserlik imtihanı } serıyetimn 4 7 936 tarihinde istifalarile Bugun Ünıversite salonlarında, üçün mer.<ez idare heyeti sukut etmiştır. cü komiser olmak istiyen polislerle bıSebebi istifanın görusulmesi ve yeni 1da. rincı komiser olmak istiven ikinci ko re heyeti intihabı yapılmak üzere Istanbul Yarın akşam saat 22 de Cağaloğlu Halkevı salonunda 19, 7 936 samiserlerin imtihanı vapılacaktır. at 10 da yapacağımız fevkalâde kongreje T ET*E*KK Ü R muhakkak tpsnflennizi düeriz. Vefatile bizlerı müteellim eden sev Kongreye davet Parisin Paramount Gomont Palas London Coloseum, Scala Berlin gilı annemın cenazesıne gelmek sure Türk Dis Hekimleri cemiyeti Genel Sektile teessürlerimize iştırak eden bilu reterliğındentiyatroları yıldızlarından mürekkeb 35 kişilik büyük Rövü Ekseriyet olmamasına bınaen altı aylık mum kadirşinas arkadaşlarıma alenî şükranlarımı savgılarımla bildirmeğe kongremız nizamnamemız mucibince 19 temmuz 936 pazar gunüne bırakılmıştır tavassutunuzu dilerim. O gun saat 10 da sayın arkadaşların Ca Kadıkdy Beledıye muhasebecisi ğaloğlunda Etıbba Odasındaki cemiyet 60 dekor, 400 kostüm Necıb Güngör merzimine gelmeleri rica olunur. ("Caöırılar. konieransiar, kongıelerj Bu gece nobetçl olan eczaneler şunlar • dır: Istanbul cihetindekiler: Aksarayda fZıya Nuri>. Alemdarda fSırrı Rasim). Bakırköyünde (Merkezi, Beyazıdda 'Sıtkıi, Eminonunde ıHusnu Hay darh Fenerde 'Arif), Karagümrukte ıA rif), Kücükpazarda 'Hıkmet CemiD, Sa matya Kocamustafapaşada ıRıdvan1», Şeh. remininde 'A.. Hamdı\ Şehzadebaşmda (İsmail Hakkı). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada ıHıdayet), Hasköyd« (Nisim, Aseoi, Kasımpaşada (Mueyyedı, Sarıyer de (Asaf), Şışlide (Maçkai, Taksimde (Ga. latasaray), (Garihi, ıKemal Rivel), (Kur. tulus). Üskudar. Kadıköy ve Adalardakiler: Buyükadada fMerkezi, Heybelide (Yu sufi, Kadıkoy Pazaryolunda rRifaf», Mo dada (Sıhhat), Usküdar Ahmedıyede (Ah. mediye). Nöbetçi Eczaneler TAKSiM GALA BAHÇESi »*HÇESİNDE H A L K OPERETÎ Bu akşam 21.45 te Yeni operet R A H MET EFENDİ Yakmda B A B A L I K Masalarımzı ayırınız Tel. 43703 Mesrubat: 75, 50, 30 Müfettiş polisin yanına dönerek: Arabayı hiç gözden kaybetmedi niz mı? diye sordu. Hiç. Yalnız Rıvoli sokağmdan geçerken birkaç saniye durdum, fakat sonra gene derhal takibe koyuldum. Bastien kaşlarını çatarak: İşte bu kâfi! dedi, kadın da herhalde bu fırsatı bekliyordu. Fakat sizde kabahat yok, bu olmasa başka bir fırsat yaratırdı. Lâkin kâfir kadın başka bir arabaya atlıyarak öbür tarafa mı gitti, biz burada otomobili bekleriz diye. Dur bakalım, şımdi Geudranıden anlanz. Geudrani bir fürgona saklanarak etrafı gözetliyordu. Bastien derhal onun yanına gitti. Başmüfettiş sordu: Ne haber? Birşey yok. Ben geldiğim vakit daha vagonlar dizilmemişti. Hiç kimseyi gecirmedim. Bastıenin aklı basından gitti. Demek benı aldatmak, izlerıni kaybettirmek için bu otomobil gezintisini meydana çıkardılar, dedi. Fakat nereye gittiler acaba? lArkası var] SUVARESi TAMARA BECK tabık kalınarak serbest bırakılmıştır. Sonra Scotland Yard cevab vermek için ne diye bir gün beklesın. O halde daha vüktCumhurıyet» ın zabıta romam: 105 sek bir makamdan istizan etmiştır. Bu vüksek makam ne olabilir? Ingilız gizlı servisinden başka. Demek ki mesele küçük bir iş değil, milletler arasında geçen Achille Bastıen, Scotland Yarddan | bir mesele. Bunlardan biri muhakkak kı gelen telgrafı bir daha okudu. Bu, dün Ingıltere. Obürlenni bılemıyoruz. Abdelkendisinin çektiği telgrafın cevabıydı. Mesini öldüren kadını te\kıf edersek bilMüfettiş bu gecikmeye hayret etmişti. mek ümidimiz de hiç kalmaz. Zira IngiZira Scotland Yard daima ayni gün içe lız hükumetı Marie Gordonu ya tekrar risinde cevab verirdi. hapse atar yahud da idam eder. Biz de Telgraf kısa idi, fakat herşeye cevab yesâne ıpucunu kaybetmiş oluruz. Ma veriyordu: demki Ingıliz gizli servisınin hoşuna öyle «Marie Gordon hakkında istihbarat is gidiyor, varsın siyahlı kadın serbest kaltiyen telgrafınıza cevabdır. 20 kânunuev sm. Ben simdi gidip gazete amatörü gözvel 1929 tarihinde on seneye mahkum o lüklü ihtiyarı görevim de. lan mumaileyha elyevm hapisanede bulunmaktadır.» Müdür Bastieni görünce: Başmüfettiş düşündü: On seneye mah Emirlerıniz harfı harfine tatbik ekum olan bir kadın Paris sokaklarında dılmiştir, dedi. İhtiyan hususî bir odada serbest geziyor. Bundan ilkönce Ingilız polisi haberdar olmıyacak ta kim olacak. bulunduruyoruz. Kendisini ihtilâttan taKaldı ki Fransız zabıtası haber verdiği mamen menettik. Güzel. Kımse gelıp kendisini sorhalde kadını tevkif için bir müfettiş göndereceklerine masal okuyorlar bize. De madı mı? Beşi kırk iki geçe Yazan: Charles de Richler nımle berner (alay) edilmez! diye haykırmağa başladı. Bu halı tüccarını derhal dışarı attık. İkinci adam sakindi. Yalnız bir kitab bırakarak gitti. Bunun sahifelerini karıştırdım. îçinde tezkere filân yoktu. Binaenaleyh ihtiyara vermekte bir mahzur görmedim. Bütün bu havadisler ba§müfettişin canını sıktı. Ihtiyarın odasına gittiler. Yatağı bom boştu. Bastien haykırdı: Hasta nerede? Bir hastabakıcı: Gitti, efendim, diye cevab verdi. Bıraz evvel iki sivıl memur ^ • ^ . ç , ken» py k disini çıkardılar. Adamın kâğıdları ta mamdı, giderken müdiriyetc de uğfıya caklardı. Memurlar gelince hasta hayret etti mi? Hayır, ne gezer. Sanki onları bekliyordu adeta. Gıyinmiş ve hazırdı. Kitabı almazdan evvel mi gitti, Achille Bastien otomobile doğru ilerleAchille Bastien hastane adamlanna yoksa aldıktan sonra mı? Aldıktan sonra. fazla izahat vermeksizin dışarı çıkarak di. Hakikaten içinde kadın filân yoktu. mek ki tngiliz polisinin bizi aldatmakta Birbiri arkasına iki adam geldi. bîr menfaah var. Bunun da bir tek se Birincisi kendisini ihtıyarın odasına sok Kitabı tabii beraberinde götürdü? Saint Guillaume sokagma geldi. Orada Yalnız şoför rahat rahat gazctesini okubebi olabilir: Kadın, lngiliz polisile mu madığımızı görünce kapının önünde, be Hayır, götürmedi, burada bıraktı. nöbet beklıyen polis memurunu yanına yordu. Bakın. Achille Bastien kitabı karıştırmağa başladı. Ortalarına doğru, bir sahifenin baştaraflarında bir harfin altına kurşunkalemle büyük bir nokta konmuştu. Beş sahife sonra gene böyle bir harf gördü. Bundan dört sahife sonra bir daha bul du. Bu sefer üç sahife çevirdi, bir nokta daha gördü, iki sahife sonra da öyle. Böylehkle, şu cümleleri elde etti: «Çıkmağa hazır bir vaziyette bekleyin. Tayin edilen şehre bu akşam gidıleceğini muhakkak bildirmeliyiz. Gecikirsek felâket.» Başmüfettiş polis müdürlüğüne telefon ederek şark istasyonundan trenin kaçta kalktığının öğrenilmesini emretti. Şark istasyonu, İsviçre ile münakalâtı temin e der. Bastien böyle tedbire niçin ihtiyac hissetti? Çünkü gürültücü ziyaretçi «Berner» diye bağırmıştı. Berne, Isvıçrenın merkezi olduğuna göre demek ki bu şehre gidılecekti. çağırarak izahat aldı; kimse girip çıkmamıştı. Yalnız hususî bir otomobil biraz evvel gelerek bir kadını almıştı. Bu kadının bagajı fılân yoktu. Fakat otomobili bir motosikletli memur takib etmişti. Ilk fırsatta karakola telefon ederek otomobilin nerede durduğunu haber verecekti. Başmüfettiş derhal karakola gitti. Telefon gelmişti. Memurun söyledığine göre otomobil şark istasyonunda durmuştu. Bu haber Bastieni memnun memnun güldürdü. Herşey demek düşündüğü gibi oluyordu. Achille Bastien tekrar taksisine atlıyarak şark istasyonuna gitti. Hususî oto mobili takib etmiş olan polis memuru orada beş aşağı, beş yukarı dolaşıyordu. Başmüfettiş: Kadın nerede? diye sordu. Niçin onu takib etmediniz? Çünkü anlamadığım birşey var. Araba geleli on beş dakika olduğu halde hâlâ icınden kimse çıkmadı.