CtMHURİYET 11 Haziran 1936 Fikirler Olimpiyad kampı Federasyon 24 futbolcu Melih Yugoslavya şampi yonu ile karşılaşacak yu davet ediyor Berlin Olimpiyadlanna iştirak edecek olan millî futbol takımının namzedleri seçildi. Bunlar kampa davet ediliyor. 3 kaleci, 4 müdafi, 7 muavin, 10 muha cimden mürekkeb olan namzedler 24 kişidir. Seçici heyet, bizim ileri sürdüğümüz fikri kabul ederek kulübii, adam kayı ncı ve beceriksiz îstanbul Futbol Ajanlığının çağırmadığı Lutfi, Rebii, Beşiktaşlı Faruk gibi kıymetli futbolcuları da kampa sokmağa karar vermiştir. îstan buldan çağırılanlar arasında Pariste tahsilde bulunan Rasıh te vardır. Böylece îstanbul Futbol Ajanının hatası bir de receye kadar tamir edilmiştir. Eğer A jan, üçüncü sınıf oyuncular üzerinde ısrar etmemiş ve birinci kümenin ilk safta bulunan kulüblerinin birinci takımların da çalısan gencleri denemek fırsatını e linden kaçırmamış olsaydı, kampa birkaç iyi futbolcu daha aynlabilirdi. Tecrübe edilen futbolcular arasında İzmirli Vehabla îstanbullu Haşimin de kampa girmeğe lâyık olduklarını kaydettikten sonra Futbol Federasyonunun tebliğini aşağıya koyuyoruz. Federasyonun tebliği Futbol Federasyonundan: 1 Olimpiyad kampına alınacak futbolculann isimleri aşağıda yazılıdır: Kaleciler Cihad (Ankara), Safa (îstanbul), Cahid (lzmir). Müdafiler: Yaşar, Hüsnü, Faruk, Lutfi (*) (îstanbul). Muavinler: Semih (Ankara), Cevad, Ibrahim, M. Reşad, Faruk (îstanbul), Hakkı, Adil, (lzmir). Muhacimler: Yaşar (Ankara), Necdet, Niyazi, Rasih (*), Hakkı, Şeref, Fikret, Rebii, (îstanbul), Said, Fuad (lzmir). 2 Istanbuldan seçilen futbolculann bugünden itibaren yarmki cuma günü öğleye kadar Federasyon merkezine müracaatle vaziyetlerini kaydettirmeleri rica olunur. (*) Federasyonca Vaziyetleri tetkik edilmektedir. Îstanbul futbol Ajanının iddiası Izmirlileri müteessir ve münfail etti Bir gazetenin yazdığına göre, lstan bul Futbol Ajanı, îstanbul takımını 10 kişi olarak Izmirin karşısına çıkarırken bunu, İstanbulun 10 kişile de İzmiri yeneceği hakkmdaki kendi görüş ve iddiasını ispat için yaptığını söylemiştir. îstanbul Futbol Ajanının, kendi res mî vazifesine hiç yaraşmıyan ve ancak çok kulübcü, çok tarafkir ve düşüncesiz futbol seyircilerine yaraşan bu iddiası, Futbol Ajanlığının hiç te ehil ellerde bulunmadığını göstermiştir. Ajanın bir akşam gazetesinde çıkan şu garib «Îstanbul lakımınm on kişi ile lzmir takımmı mağlub edeceğine emindim. Çiinkü, ızmirlilerin yapmış olduklan birinci Viyana müsabakası bir haualdi (?) Ankaralılara mağlub olacaklarını daha o gece söylemiştim. Hakkı için itiraz edilince takımı on kişi olarak çıkarmakta tereddüd etmedim. Çünkii on kişilik bir îstanbul muhteliünin 11 kişilik bir lzmir muhtelitini yenebileceğine emindim. Ni tekim on kişilik bu takımımızın nekadar muvaffak olduğunu gördük» sözleri, lzmir futbolcuları arasında bü yük bir teessür ve infial uyandırmıştır. Istanljul Futbol Ajanmın bu sözleri, lzmir futbolunu küçük ve hakir görmesi itibarile îzmirlilere karşı bir tecavüz ve nakaret telâkki edilmiştir. Izmirlilerin îstanbul Ajanını Türk Spor Kurumu Başkanlığı nezdinde protesto edecekleri söylenmektedir. Diğer taraftan Viyana takımını gü zel ve enerjik bir oyunla yenen îzmirlilerin o mükemmel maçının neden «hayal» olduğunu anlıyamadık. Viyana kalesine giren dört gol hiç te hayal değil; haki katti. Izmirin o günkü hakkını neden yemeli? Ajan, Izmirin Ankaraya yenileceği hakkmdaki kehaneti ile iftihar ediyor, hem de bu kehaneti îzmirin Viyanayı yendiği günün akşamı yapmış imiş. O gün Ankara ile îstanbul berbad bir maç yapmışlar ve İstanbul 3 1 Ankarayı yenmişti. Ajan, Ankaranın o günkü fena ve Izmirin iyi oyunundan sonra, bu kehaneti neye istinaden yapmıştır? Tabiî, hiçbir ciddî esasa dayanmadan... Çünkü, o gün İzmir, Ankaradan da Istanbuldan da yüksek bir oyun oynamıştı. istanbulun salı günkü zayıf ve eksik takımının da, izmiri yeneceği hakkında maçtan evvel yapılan iddia da bahis tutuşmaktan veya kehanet yapmaktan başka birşey değildir. Çünkü, eksik îstanbul, yavaş yavaş ilk dakikalardaki faikiyetini kaybediyor ve tamam olmadığı için yoruluyor, mağlubiyete doğru gidiyordu. Öyle olmasa bıle, futbolda köyle idclia Hemen her gün bir hâdiseye işaret ederek bir gazete sütunu yaptığı için oldukça tanınmış olan bir imza sahibi geçen gün gene o gazetenin ilâvesinde münevverleri hakikat cephesinde top lamak üzere seferberlik ilân ediyordu. *Münevverler hakikat cephesine!* başlığını taşıyan ve cmeselâ» ile başlıyan bu makaleden anlaşılan mana şudur: Meselâ 924 senesinde Türk münevverleri şimdikinden ziyade pozitivist gözlüğile etrafını görürmüş. O zaman yüz de yüz pozitivist olan bu münevverler artık ondan caymış, yüzçevirmiş ve fantezilere sapmış. Bu neden böyle olmuş? Çünkü bu hal kontenjana rağmen memleketimize giren tüccar malı gibi moda, gazete, kitab ve münevver kafası kanalile Avrupadan geliyormuş. Tanzimatta da öyle olmamış mıydı? Halbuki rönesanstan beri determinizme sadık kalan ve Avrupa şimdi etrafına bakınca inhilâlden başka bir şey görememiş. ^ n t ı k t a n , zekâdan, insan iradesinden ümidini kes Galatasaraylı boksör Melih miş «necat» yolunu ancak «his» sin kuMemleketimizin en kuvvetli boksörü cağında bulmuş. Fıkırden. mantıktan ve olan Galatasaraylı Melıh Berlin Olim determinizmden değıl, histen ciman» piyadı hazırlıkları münasebetile büyük dan imdad umuyormuş. bir ımtıhan geçırecektır. Avrupada tahsilini bitirip gelen gencOlimpiyad müsabakalarına iştirak e ler de bu tezlerle döndükleri için ço debilmek için tam kabiliyetini göstermek cuklarımızı aşılıyorlarmış. Hem mü mecburiyetinde olan Melih Balkanların nevver kim demekmiş bıliyor musunuz? en teknik ve en kuvvetli boksörü olan Yu «Münevver söbjektif bir hak telâkki • goslavya vasat siklet şampiyonu Ivan sini değil. objektif bir hakikat telâkki Kamstey ile önümüzdekı cumartesi günü sini yapmayı, anlatmayı kendisine misbir maç yapacaktır. yon addeden adam» demekmiş. Bu hükmü verdikten sonra muharrir îstanbulda, hatta memleketin hiçbir hakikî münevverleri realıte cepheâine yerinde rakib bulamadığı için uzun za man idmandan gayri maç yapamıyan çağırarak: «Münevverler, hakikat cephesine!> Melihin kuvvetli Yugoslav boksörü kar dıye haykırıyor. şısında yapacağı maç, onun hakikî kıyYazımın humoristique olmamssmı metini bütün memlekete anlatmış ola çok istediğim halde gene elimden gelcaktır. miyor: Mevzu buna o kadar müsaid kü. Şimdiye kadar yaptığı bütün maçları Muharrir, sevdiğim ve saydığım bir kazanan Melihin Yugoslav şampiyonu dost, bir meslektaş olmasaydı makalekarşısında alacağı netice merakla bek si tenkid zahmetine dahi değmezdi. lenmektedir. Şöylece hulâsasını yazmak kâf: idi; ve Yugoslav boksörü cuma sabahı şehri bu hulâsa en acı bir tenkid yerine gemize gelecektir. 13 haziran cumartesi ak çebilirdi. Fakat çok kere sadra şifa ve şamı Taksim stadyomunda yapılacak o ren yazıları kendisini o yazılarda etem lan bu müsabakadan evvel Galatasaray ve ekmel gösteren dostumu zaten kendan Fahri, Güneşten Hıristo ile, Gala disini sevdiğim için ismini açığa vur tasaraydan Levend, Güneşten Ali ile, muyorum. Çünkü maksadım aleyhine propagandacı olmak değil. söbjektif bir jalatasaraydan Mehmed, Güneşten Cihakkı izhar etmektir. Evet. bu dostumu hadla maç yapacaklardır. pek heveslendıği münevverler cephesi Yugoslavya şampiyonu Ivan Kamsty serdari ekreminden görmek bence bir le Melih arasındaki müsabakaya 8,30 emel ve bunun için de elimden gelen da baslanacaktır. yardımı yapmak bir borcdur. Anlamak Galatasaray Fenerbahçe istediğim noktalar şunlardır: 1 Pozitivizm haricinde kalan dü atletizm maçı şünce sistemleri fantezi midir? Fantezi ilk defa 1933 senesinde karşılaşmış o kelimesine verilen açık mana nedir? lan Galatasaray ve Fenerbahçe atletizm Pozitivizm felsefesinin müessisi olan takımları, ikinci karşılaşmalarını ancak Ogüst Kont bile garb sosyetelerinin ge1936 da yapabilmek imkânını buluyor çirdiği üç merhaleden bahsederken telar. olojik, metafizik, pozitif devrelerine ayırmış, ve kendınden evvelki filozof 1933 te Galatasaray takımının gali biyetile neticelenen ilk karşılaşma, o se lara fantezi atfetmemiştir. Kendisi hak nenin en heyecanlı ve en ciddî bir müsa mefhumunu tanımıyan hırçın bir deli bakası olmuş ve o gün Galatasarayın olduğu halde uzun asırlardanberi fikir en kıymetli atletlerinin Bursada bulun âlemine meş'ale çeken koca bir felsefe sistemini hor görmemiştir. Dahası var: malarına rağmen, güzel dereceler elde Başka bir kadın severek yirmi senelik edilmişti. Bu defa da, garib bir tesadüf karısından ayrıldıktan sonra bu zavallı eseri olarak Galatasaray takımı Irfan, mecnun pozitivizmden birdenbire mis Sedad, Karakaş gibi en kıymetli unsur tizme düşmüş veya yükselmiş, sevdiği larını Avrupanın göbeğinde yarış kazan kadını te'lihe kalkışarak kendisini beşemağa göndermiş bulunduğu gibi, imtihan riyetin büyük rahibi, sevdiğini de hami veya sair sebeblerle, Münci ve Fikret gi ve halâskârı ilân etmiş, yani tam mabi kıymetli atletlerinden de mahrum bu nasile fantezi yoluna sapmıştır. îşte tavlunmaktadır. Maamafih, bu vaziyet, her siye ettiğiniz pozitivizmin müessisi böyıki takımm müsavi şartlarla karşılaşması le taşkın, fakat böyle muvazenesiz bir na sebeb olmuş ve böylece yarışın heye zekâ olduğu için evvelce psikolojiyi in canlı olmasını temin etmiştir. Filhakika, kâr etmiş ve insanın yalnız fiziyolojisini görebilmişken sonraları ilâhileşerek cumartesi günü karşılaşacak olan her ıki yeni felsefesinden bir din yapmağa kaltakımm kadrosunda, bugün için atletizm kışmış ve nekadar yazık, son on beş yısahasının ortada mevcud en iyi atletlen lını böylelikle ihtiyaç içinde ve iane ile bulunduğundan, bu müsabakaların seyircilere oldukça heyecanlı saniyeler geçir geçirmiştir. 2 Eğer rönesanstanberi müsbet felteceği muhakkaktır. Galatasaray takı sefe ile yetişen Avrupa, etrafında inhimında Semih, Haydar, Cihad, Pulyos, lâlden başka bir şey göremiyorsa bunun Teoharides, Fethi, Naili. Fenerbahçede sebebini o felsefede bulmak ve onun de Hilmi, Mufahham, Fikret, Necdet, için metafizik devresine rücu etmiş olTevfik gibi muhtelif mesafelerde şöhret mak akla daha yakın gelmez mi? kazanmış kıymetli atletlerin bulunması, 3 Avrupadan kitab. gazete ve mümüsabaka derecelerinin de her halde ya nevver kafa kanalile kaçak mal gibi bana atılmıyacak kadar yüksek olacağını memleketimize gelen fikir balyaları na (!) boykot yapacak olursak kafala göstermektedir. rımız dipsiz kile boş ambara dönmiye Senenin üçüncü müsabakasını yapma cek mi? ğa hazırlanmakta olan atletlere şimdiden 4 Sübjektif bir hak ve hakikat temuvaffakiyetler dileriz. lâkkisini yapanlara münevver adam diyemiyeceksek, felsefesi çoktan iflâs etYunan basketbol takımı miş olan Ogüst Konttan evvel ve sonra Galatasaray kulübü basketbol şubesi 18 ve 23 haziranda iki müsabaka yapmak gelen bütün filozoflara münevver ol üzere Yunan basketbol takımını şehri mıyan cahil kimseler mi diyeceğiz? Onun en büyük teraftarı olan Litre bile mize davet etmiştir. felsefesini tam manasile benimseme mişti. lar manasız bir palavradan ileri geçemez. 5 Garb münevverleri mantıktan. Çünkü futbolda evdeki pazarın çarşıya zekâdan. insan iradesinden ümidini kesuymadığına Vıyananın Izmıre yenilme miş dejenere bir yığın. Bizim münev sinden daha iyi delil olamaz. O gün ajan, verlerimiz de onlardan ilham almış. onmuhakkak, Viyananın İzmiri silip süpü lara benzemiş, o halde inhisarcı serdari ekremden başka hakikî münevver yok receğini iddia etmiştir. Fakat bu iddiası ve şimdiye kadar da Ogüst Kont ve çöbir «hayal» den ibaret kalmıstır. mezlerinden başka dünyaya münevver Kendi kafasında yereden böyle çiğ adam gelmemiş demek oluyor! İnsaf! bir iddianın isbatı için, îstanbul takımıAli Kâmi Akyüz nı 10 kişi oynatan ve bununla da iftihar eden Futbol Ajanı, bu sözleri ve iddia Admira Polonyayı yendi sile işinin ehli olmadığını ve mevkiine yaraşan ciddiyet ve ağırbaşlılıktan, temkin Krakovi 10 (A.A.) Viyana şampiden mahrum bulunduğunu bir daha gös yonu Admira, Polonyayı futbolda 4 1 termiştir. yenmiştir. Boks maçı Münevverler hakikat cephesine çağırılıyor! Manevraya gîdecek ihtiyat zabitleri Taşıdıkları rütbeye göre maaş alacaklar IBaj tarafı 1 inci sahifede] Şu çılgın Dünyaya bakın! ((Zavallı Ingiliz hükumeti ne yapacağını şaşırmış vaziyette. )) ' Siyasî panorama l "" Avusturya dahilî ihtilâl arifesinde, Japonya tngiltere ticaretini Çinden kovmak peşinde, Filistin isyan içinde, Fransa grevlerden mefluç bir vaziyette, fakat Almanyaya gelince! lete aid olan veya hususî kanunlarla devletçe teşkil edilen veya bir imtiyazı işleten müesseselerde müstahdem olanlarla Vilâyet ve Belediyede Daimî Encümenlikleri azalıklarında bulunanlardan ta lim ve manevra münasebetile silâh altına alınanların maaş veya ücretlcri bunlar, askerî rütbeyi haiz olsun olmasın mensub olduklan daire ve müesseselerce tam olarak verıleceğine dair olan bu kanu nun, ikametgâh haricindeki garnizonlara sevkedilen sübaylara talim müddetince aynen verilecek bir nefer tayinine aid fıkrası «ellerine az maaş geçenlere rütbe maaşına iblâğ edecek bir farkın verilmesi» suretinde tadil yolunda verilen bir takrir üzerine Encümene verilmiştir. Kanunun diğer bir fıkrası hükmüne göre de yukarıda isimleri geçen devlet dairelerile müesseseler haricinde kalan lara talim ve manevra için orduda kal dıkları müddete aid maaşları mazbataya iltihakları tarıhinden itibaren rütbelerine göre Millî Müdafaa Vekâletince veri rilecektir. Kamutay ruznamesınde bulunan ve îstanbul ve Izmır lıman işlerı idareierinin ve Van gölü işletmesinin îk^sad Vekâletine devri hakkmdaki kanun lâyihaları müzakere ve kabul edildikten sonra Nafıa Bakanı Ali Çetin Kaya îstanbul telefon tesısatının satın alınmasına dair hükumetle şirket arasında aktedilen mukavelenin tasdikine aid kanun lâyihasının müzakeresini istemiş ve kabul olunmuştur. Kanunun müzakeresine geçilmesi üzenne Nafıa Bakanı Ali Çetin Kaya söz alarak müzakere mevzuu olan mukavelenin ana hatları ve malî cihetleri etrafında izahat vermiştir. Nafıa Bakanımız bu münasebetle şirketin kuruluşu ve sermayesi hakkında da izahat vererek sirkete aid bütün tesisatın her türlü hukuk ve vecaibi ile beraber 2 milyon 520 bin liraya satın alınmıs olduğunu ve bunun her yıl verilecek 40 bın Ingiliz lirasile ödeneceğini, tediye tarihinin 4 sene sonra başlıyacağını söylemiş ve senevî 1,100,000 liradan aşağı düşmiyen varidattan 350,000 lira kadar tutan işletme masrafı çıkarıldıktan sonra geriye kalan para ile bu dört sene içinde vilâyetlerimiz arasındaki tesis edilecek telefon hatlarına tahsis edileceğini ilâve eyIemiştir. Alkışlarla karsılanan bu izahattan sonra kanun müzakere ve kabul edilmiştir. Kamutay yarın da toplanacaktır. Yazan: Lloyd George «Harbden sonra In giltere Hariciyesi dün yanın her tarafında halli müşkül mesail ile karşı lasmaktadır. Habeş me selesi henüz halledılme miş bir haldedır; Ren meselesi de ayni vaziyet tedir. Avusturya bir da hilî ihtilâl arifesinde bu lunuyor. Filistin isyanı bastırılmış değildir. Za vallı îngiliz hükumeti ise ne yapacağını saşırmıs bir vaziyette kalmıstır. Maamafih bütün bu işlerin hepsi bir araya gelince, kimi olsa şaşırtacaktır. Lloyd George hakı değil; ayni zamanda Akdenizde bir deniz andlaşması da akdolu nacağı tahakkuk etmek üzere bulunuyor. Fransa ve îngilterenin zecrî tedbirleri kaldır mak için ilk teşebbüsü diğerinin yapmasını sabır • sızlıkla beklediği mu * hakkaktır. Belki de ilk adım Arjantın tarafın dan atılacaktır. Herhalde yeni Fransız Başvekilinin takib edeceği hattı hareket bu hususta mü him bir amil olacaktır. Blum şimdiye kadar tecrübe edilmemiş bir adamdır. İtalyanın Habeş avantürüne muhalif kalmış ve zecrî tedbirleri prensip noktasından kabul etmişse de Italya ile kavga çıkarmak taraftan da değildir. Ayni zamanda Fransadaki vaziyet te şimdilik hoş sayılamaz. Fransada esrarengiz bir şekilde süratle tevessü eden grevlerin önünü aîmak ve tekerrürüne mâni olmak çok müşkül bir iştir. Malî ve iktısadî vaziyet Fransada gün günden dehşetli surette vahamet peyda etmektedir. Britanya hükumeti Habeşistanın il hakını Blumün bir emrivaki olarak ka bul edeceğini ümid etmektedir. Ayni zamanda zecrî tedbirlerin kaldırılması teklifinin de M. Blumden gelmesi beklenivor. Fakat Blum böyle bir teklifi bize bırakmağı tercıh ediyor. Habes islerinde önayak olan Eden ve dolayısıle Baldvvinle Blum arasında zecrî tedbirler meselesınde müthis. bir merasimperverlik başgöstereceği ve iki hükumet adamının bir kapı önünde birbirlerine «mümkün mü efendim, evvelâ siz buyurun» gibi teklif ve tekellüflü hareketlerine intizar olunabilir, amma belki de bu kapıdan kolkola geçerler. *** Bütün bunlar iyi amma; acaba Al manyanın takib edeceği hattı hareket ne olacak? Şayed Blum Renin işgali me selesinde ve Versay muahedesı mucibince gayriaskerî hale ıfrağ olunan mıntakada Almanlar tarafından süratle inşa olunan istihkâmlar isinde yumusak hareket edecek olursa Hitler tarafından ileri sürülen konferans teahhura uğramaksızın toplanabilir. Bu ictimada diğer bir buhran zuhur edince Avrupa sulhunu idame imkânları da elde edilebilir. Avusturyanın hakikaten tehlikeli bir muamma arzetmesi uzak bir zamana mütevakkıf değildir. Burada Nazilik gitgide kuvvet bulmaktadır. Ümidsizliğe düşen sosyalistler Nazi bandırası altına top lanmaktadırlar. Heimwehr de bunlara iltihak edebilir. Naziler muvaffak olduklan takdirde Avusturyada tesekkül edecek olan hü kumetin tamamile Almanya lehtan olacağı süphesizdir. Bu takdirde ise Mu solini, rüyalarını kâbus haline sokan bir hakikatle karsılasmıs olacaktır: Almanların Brenner hududu üzerinde yerleş meleri. Şayed Musolini kuvvetlerini Avus turya aleyhine sevkedecek olursa yalnır Hitlerle değil ayni zamanda Yugoslavya ile de karşı karşıya gelecektir. Yu goslavların şimal hududlarında Italyanların bulunmasına müsaade etmiyecekleri de diğer bir hakikattir. Italyanlarla Sırblar arasındaki mü naferet, çok cabuk patlamak istidadını gösteren eski bir davadır. Şimdi de artık Çinin Japon tecavüz lerine karşı sabır ve tahammülünün son raddesine geldiği havadisi ortaya çıktı. Çinliler şikâyetlerini sırf siyasî protestorla inhisar ettirdikleri müddetçe Ingiltere, Amerika ve Rusya bunlara munasib cevablar vermekte devam edebılir lerdi. Fakat artık en zengin vilâyetleri nin birer birer Japonya tarafından istilâ edildiğini gören Çinliler bu tecavüze karşı isyan ederek harbe karar verirlerse vaziyet ne olacak? îşte asıl merakla beklenen nokta budur. Rusyanın şark hududlarında ha;:l o lacak gerginliğe seyirci kalamıyacağı gibi şiddetli harekete geçeceği muhakkaktır. Diğer taraftan Tientsin ve Pasıfik vilâyetlerini alâkadar edecek hâdiselere de Ingiltere ve Amerika yabancı kala mıyacaklardır. Sf, Sft Sfı Japonya yavaş yavaş Çinden Ingiliz ve Amerikan ticaretini kovmaktadır. Son zamanlarda bu gayeye vâsıl olabilmek için gizliden gizliye vâsi mikyasta bir kaçakçılık şebekesi de kurmuştur. Öyle ki gümrük varidatile geçinen Çin hazinesi gün günden boşalmaktadır. Dığer taraftan kendi mallarını şimal nududları vasıtasile gümrük resmi vermeden Çine sokarak Japon mallarile diğer malların rekabetini imkânsız bir hale getırmektedir. Çinin 1936 senesi gümrük varidatından ziyanı 6,250,000 sterlin olarak tahmin edilmektedir. Halktan doğrudan tarafı 1 tncı sahifede] doğruya vergi almıyan bir hükumet için leri hizmet müddetleri tekaüdlük müdde bu kayıb çok büyüktür. tine ilâve edilir ve bunlara veya yetim » * • lerine 1683 numarah kanun mucibince Diğer taraftan Çine şimal hududlarıntekaüde tâbi son memuriyet maaşları ü dan gümrük resmi vermeksizin sokulan zerinden, mezkur kanunun hükümlerine Japon mllarına da rekabet imkânsız bir ve hizmetleri mecmuuna göre tekaüd hale gelmektedir. Korede Japon kuv maaşı tahsis olunur. vetlerinin silâh kuvvetile Çin gümrük Bunlar, Devlet Demiryolları ve înhi memurlarını vazifelerini ifadan alıkoy sarlar umum müdürlüklerinin tekaüd san dukları muhakkaktır. Bu gibi harekât dığına aidat vermiyecekleri gibi, bunlar gizli tutulmağa bile hacet kalmaksızın ahesabına, bu idareler bütçelerinden de çıktan açığa yapılmaktadır. Bu hal debu sandığa para verilmez. Şimdiye kadar vam ettiği takdirde Nankin hükumeti mezkur idarelerin tekaüd sandıklan için çok yakında meteliksiz bir hale gelecekbunlann aylıklarından kesilen paralar tir. O takdirde de şimalî ve merkezi Çin kendilerine iade olunur. idareler bütçe Japonyanın, garb vilâyetleri ise komü sinden verilen paralar da müteferrik vari nistlerin kucaklarına düşmüs olacaktır. dat olarak irad kaydedilmek üzere bu Çinin umum nüfusundan 90 mılyo idarelere temettülerile birlikte iade olu nunun komünist Sovyetler tarafından i nur. dare olunduğu çok zamandır nazarı dik Eski hizmetler Ayni maddenin B fıkrası) Bun ardan maaşlı hizmet müddeti 15 seneyi doldurmamış olanların ücretli hizmetleri tekaüd hesabında sayılmaz. Bunlardan arzu edenlere sene kesirleri tam sayılmak üzere filen maaşlı memuriyette geçen her hizmet senesi için son memuriyetle rindeki aslî maaşın iki misli tazminat olarak verilir. Bu yolda tazminat alanların geçen maaşlı hizmetlerinden dolayı tekaüd hakları sakıt olur. Bu gibilerin Devlet Demiryolları ve İnhisarlar umum müdürlüklerinin teka üd sandıklarındaki hakları mahfuzdur. İkinci madde Birinci maddenin A) fıkrasında yazılı memurlardan mezkur fıkra hükmünün haklarında tatbikını stemiyenler, bu kanunun neşrinden itibaren bu kararlarını üç ay zarfında bir beyanname ile mensub olduklan umum müdürlüğe bildirmeğe mecburdurlar. Bu suretle müracaat edenler hakkında mezkur A ) fıkrası hükmü tatbik edil mez. Bunlann 1683 numarah kanun hükmüne zöre hakları mahfuz tutulmakla beraber, idarelerdeki tekaüd san/ldanna iştirakleri devam ettirilir.» Küin Marinin seferi Londra 10 (A.A.) Queen Mary transatlantiği NevYork ile Cherbourg arasındaki mesafeyi saatte vasatî 28,74 mil süratle dört gün, on beş saat, on beş dakikada katetmiştir. kate alınmıyan bir hakikattir. Şimdiye kadar Nankin hükumeti komünistlere karşı müessir surette harekete geçememiş ve ihtilâfın tevessüüne de mâni olamamıştır. Şayed parasızlık yüzünden Maresal SanKevSek askerlerine para veremi yecek olursa, komünizmin tevessüüne karşı koymak imkânsız bir hale gelecektir. *** Iste bu mülâhazalardır ki Kantonlu liderleri Japonyaya karsı ilânı harbe sevketmektedir. Kanton Çin gencliğinin ocağıdır. Hareket burada başlamış \e istiklâl uğrunda bu vilâyetin evlâdları kan dökmüstür. Şayed Kantonlıılar Ja ponyaya karşı harekete gecmek üzere millî varlığı ayaklandıramazlar ve Ja pon tecavüzlerine karşı mukavemet teş kilâtı kurmağa muvaffak olamazlarsa; ne olacak? Bu takdirde Cinin muazzam nu üfusu Japonya ve komünistler arasında taksim edilecektir. Iste Amerikanın Pasifik meselesine gözlerini cevirdiği zaman göreceği manzara bu olacaktır. * * * Habes meselesınde zecrî tedbirlere müracaat eden devletlerin bir hezimetine sahid olacağımızı zannediyorum. Esaslı olmalarından cok korktuğum savialara göre Italya ile dostane anlasmalar so nunda yalnız Italyanın Habeşistanı il LLOYD GEORGE Kahve ithalâtı Hükumetimizle Brezilya kahvesi Türk anonim şirketi arasındaki mukavelenin müddetının bıtmesi üzerine kahve ithali inhisardan çıkarılarak serbest bırakılmış ve bunun neticesi olarak ta 208 A güm rük tarife maddesinde bulunan çiğ kah\e, bir temmuzda meriyet mevkiine gi recek olan yeni kontenjan kararnamesine bağlı K listesine alınarak altı aya mahsus olmak üzere 3 milyon kilo kontenjan verilmıstı. Vekiller Heyeti ayni maddeyi görülen liizum üzerine kontenjandan çıkararak mıktarsız olarak İktısad Vekâleti liste sine almağa karar vermiştir. Dün, alâkadarlara bıldirilen bu ka rarname mucibince İktısad Vekâleti lü • zum gördüğü kadar çiğ kahve tahsiîatmı verebilecektir.