CUMHURİYET 27 Mayıs 1936 KUçUk Hikâye Abanoz çekmece ran bir şey daha vardı. Şu gördüğünüz abanoz çekmece. Bu çekmece, şato sahibinin dünyada her şeyden fazla kıymet verdiği bir maldı. Hiçbir insan eli, tozunu almak için bile bu çekmeceye uzanamamıştı. Kütübhaneyi temizlemeğe memur ve oraya ayak basmağa mezun yegâne mahluk, Sir Bollamoreun en emektar adamı olan bir ihtiyar kadındı. O bile, odayı, şato sahibinin yıldırımlar saçan keskin balaşları altında titriye titriye temizler ve abanoz çekmeceye, sadece uzaktan bakabilirdi. Bugün, benim elimde bulunacak kadar alelâde bir mahiyet alan o çekmecenin esrarını ve onunla beraber, kü tübhaneden gelen kadın seslerine vanncıya kadar ihtiyar şato sahibinin bütün sırlarını çözen, tesadüfen, ben oldum. Bakınız nasıl oldu. Şatodaki vazifeme başladıktan altı ay kadar sonra, Sir Bollamoreun itimadını iyiden iyiye kazanmış, hususî kâtibliği vazifesini de deruhde etmiştim. Bir gün, kütübhanede çalışırken, sıcaktan uyu yup kalmıştım. Uyandığım zaman, ortalığın kararmış, odanın, biraz uzaktaki eşyayı seçemiyecek kadar loşlaşmış olduğunu gördüm. Davranıp yerimden kalkmak istedim, fakat tam o sırada, kapı açıldı; Sir Bollamore, o heybetli yürüyüşile içeri girdi. Benim bulunduğum tarafa bakmadı. Dosdoğru yürüdü, odanın öbür ucundaki masanın başına gitti. Bir anahtar şıkırtısı işittim, arkasmdan hafif bir hışırtı oldu ve bir kadın sesi işitildi. Kesik kesik, inilti gibi akseden bir sesti bu. Yalvarır gibi, ağlar gibi konuşuyor ve diyordu ki: « Senden, muvakkaten ayrılıyorum John!. Tekrar buluşacağımız zamana kadar senin yanmdayım, seninle dirsek dirseğe oturuyorum. Gece gündüz, benim sesimi işiteceğini düşünerek mes'ud oluyorum. Metin ol John! Metin ol! Seninle ebediyette buluşacağımız zamana kadar metanetini muhafaza et!> Hayretten dona kalmıştım, yerimden kımıldıyamıyacak hale gelmiştim. Sir Bollamoreun, o müthiş ihtiyarın, iste miyerek sırrına vâkıf olmuş bulunu yordum. Bunu affetmiyeceği muhak kaktı. Fakat ben, işin sonra alacağı vaziyeti düşünmüyor, o dakikada nasıl hareket edeceğimi tayin edememek şaşkınlığı içinde çırpınıp duruyordum. Ben bu halde iken, Sir Bollamore, kütübhanede yabancı bir kimse bulunduğunu hissetmiş olacak ki, hızlı hızlı yürüdü, elektrik düğmesini çevirdi ve tepeden dökülen ışık, benim üzerimde kaynar bir su tesiri yaptı. Şato sahibinin hayretini ancak benim duyduğum korku ile mukayese edebi • lirsiniz. O sırada aramızda geçen muhavereyi aklımda tutamıyacak kadar heyecan ve endişe içinde idim. Yalnız, esrarını seneler senesi bucak bucak kaçıran, her yabancı gözden saklıyan kor kunç ihtiyarla, o sırra istemiyerek vâkıf olan ben, karşı karşıya ayni şaşkmlık içinde bakışıyorduk. Nihayet, Sir Bollamore, öfkeli olmaktan ziyade teessürlü bir sesle dedi ki: Şimdi sırrıma vâkıf olan yegâne adam sizsiniz. Bugüne kadar, şatoda, benim hakkımda dönen dedikoduları işitmiş olduğunuzu zannediyorum. Size. bu yarunyamalak anladığınız sırrı tamamile anlatmak artık vazife oldu. Yalnız, ben ölünciye kadar bunu benimle beraber sir olarak saklamanızı rica ederim ve bu sırra yegâne vâkıf olan adam olmanız itibarile bu abanoz çekmeceyi, ben öldükten sonra, size bırakacağım. Ben evlendiğim zaman çok uçarı bir gencdim. Karım, kendisine karşı bes • lediğim yüksek aşkın kuvveti sayesin de beni yola getirmeğe muvaffak oldu. Fakat, genc yaşında, devasız bir hasta lığa yakalandı. oldü. Kendi ölümünden sonra, benim gene eski halime düşmemden korktuğu için, hayatında iken beni bir insan gibi yaşamağa mecbur eden nasihatlerini, telkinlerini, ricalannı gene üstümden eksik etmemek için, biraz evvel işittiğiniz sözleri bir gramofon plâğma söylemiş ve bu plâğı bana bırakıp ölmüştür. İşte ben, bu plâk saye sinde, gördüğünüz şekilde yaşayabili Bu erkek kardeş kimdi ve onun'hakLady Her zamandan daha büyük bir ısrarla bir sükut kalesi gerisine çekiliyordu. Thaisaya gelince, muhakkak ki o da takındığı vaziyette musır kalacaktı. Zaten, kendisi bebek kadar bir çocukken ölen bu baba hakkında ne bilebilirdi ki? Thaisa nasıl oluyor da annesinin hayatının bu kısmını biliyordu? Genc kız yalnız Sir Walteri öldürmüş olsaydı, o za man bu hareketi, ocağında başka bir erkeği görmekten mütevellid bir hiddet olarak izah edilebilirdi. Fakat ortada Henry Marcus Templeton ile Isaac Levinstein'in katledilmesi ve bilhassa meş'um mizansen vardı. Herhalde birisi, hakikati Thaisaya ifşa etmiş. olacaktı. Fakat bu kimdi? Ve ne zamandanberi bu haberi vermişti. İşin esrarengiz noktalanndan birisi de burası idi. Cedric Lacy düşünerek fikirlerinin cereyanmı takib ededururken, görmeden, Ç ASKERLİK IŞLERİ İhtiyat zabitlerin yoklaması I Cinsi İstanbul Vakıflar Direktörlüğü İlânları Miktarı Kilo I İktiyar muallim, masanın üstünde duran, dört köşe, iri bir çekmeceyi gös tererek dedi ki Bunu mu soruyorsunuz? Bu benim gencliğime aid, muallimlik mesleğine girdiğim tarihten kalma bir hatıradır. Bu hatırayı size anlatayım, dinlemek zahmetine değer. Gencdim, daha kendime bir meslek seçmemiştim. Tahsilim henüz bitmişti. Dostlarımdan biri delâlet etti. îngiliz asilzadelerinden Sir Bollamoreun çocuklarına hususî ders vermek üzere beni bu zatın yanına kapılandırdı. Şatoya ilk gittiğim gün, bu işi kabul ettiğime nadim oldum. Bina, neresine dokunsan dökülecek, kapısmı hızlıca kapasan yıkılacak gibi harab, delik deşik, kasvetli bir bina idi. Hele şatonun sahibini gördükten sonra, içimde peyda olan nedamet hissi büsbütün arttı. Sir Bollamore, dev yapılı, çatık kaşlı, asker yürüyüşlü bir adamdı. Her lâkırdısı bir emir, her emri bir ferman kadar kuv vetliydi. Sivri sakalı, çakı ile oyularak açılmış gibi çukurda duran derin, yeşil bakışlı gözleri, insanın içine ürpertiler veriyordu. îlk bakışta, peri uğrağı kuytu kovuklarla dolu bu eski şato ile, onun loş dehlizlerinde, ayaklarının sesini duyurmadan sinsi sinsi dolaşan bu ihtiyarı, bir birine pek yakıştırmiştım. Fazla olarak, Sir Bollamoreun ismi etrafmda, bin bir türlü maceradan, şahsmdaki ciddiyet ve huşunetle hiç mü nasebet almıyacak çeşid çeşid rivayetlerden mürekkeb bir efsane havası do laşıyordu. Sir Bollamore, gencliğinde, bütün tngüterede şöhret kazanmış çapkınlar dandı. Çok yüksek bir aileye mensub, fevkalâde zengin bir adam olduğu halde, içtimaî mevkiile hiç yakışık almı yacak bir hayat tarzı tutturmuş, gece gündüz sarhoş, meyhaneden meyhane ye dolaşmakla vakit geçiriyordu. Yük sek bir tahsili, yüksek bir terbiyesi vardı. Fakat içki, bütün bunları mahvediyordu. Ailesi, bu azgın genc üzerinde hiçbir tesir yapamıyor, nüfuzunu hiçbir suretle işletemiyordu. Nihayet, kendisini evlendirdiler ve Sir Bollamore, evlenir evlenmez, bir denbire değişmiş, eski halini tamamile bırakmış, içkiden ayrılmış, tabiî bir adam olmuştu. Bunu, o uçarı genci ta nıyanlar bir mucize telâkki etmişlerdi. Fakat asıl mucize, Sir Bollamoreun karısmm ölümünden sonra başlamıştı. Sir Bollamoreun evlilik hayatı fazla sürmemişti. Bunun için, karısı, henüz genc yaşında ölünce, onun henüz tamamile uslanmadığmı tahmin edenler, tekrar eski ayyaşlığına, eski uçanlığma başiıyacağını zannetmişlerdi. Fakat Hayret! Sir Bollamore, karısının hayatında nasıl uslu, dürüst yaşıyorsa, gene öyle yaşamağa devam etti. Karısını pek fazla sevdiği muhakkaktı ve onun ölümü, kendisini hayli yıpratmış, saçını sakalını beyazlatmıştı. Bu ölümden sonra, esasen somurtgan suratı büsbütün asılmış, kalabalıktan, insanlardan büs bütün kaçmağa, gizli, örtülü yaşamağa başlamıştı. Sir Bollamoreun, bu çekingen ve kapalı yaşayış tarzı, şato halkını hayrete düşürmekle beraber, ayni zamanda, ağızdan kulağa fısıldaşmalanna da sebeb oluyordu. Nihayet, bu fısıldaşmalarm sebebini, günün birinde ben de anladım. Sir Bollamoreun kütübhanesine, kendisinden başka hiç kimse giremezdi. Bu kütübhane, şatonun en kuytu bir köşe sinde, kulelerden birinin altma t» *Aüt eden kısımda idi. Kansı öldükten sc/ıra, şato halkı, Sir Bollamoreun sık sık kapanıp, içinde saatlerce vakit geçirdiği bu kütübhaneden, arasıra kadın sesleri geldiğini duymuşlardı. Bu sesler, şato sahibinin ismi etrafında çeşid çeşid efsaneler uydurulmasına sebebiyet ver mişti. Sir Bollamoreun tekrar içkiye düştüğü, ve zaman zaman şatoya, gizlice kadın getirdiği rivayeti almış yürü müştü. Uşaklann, hizmetçilerin, bir türlü ayak basamadıkları kütübhane odasında, bu kadın sesleri kadar merak uyandı Fatih Askerlik Şubesinden: 1 İhtiyat sübaylarm yoklamalarına l haziran 936 da başlanacak ve 30 haziran 936 da bitecektir. 2 Şubede kayidli bulunan ihtiyat sübaylann nüfus cüzdanlarlle ve blrer aded fotograflarile şubeye gelmeleri. 3 Şube mmtakası harlcinde veya ecnebi memleketlerinde bulunan ihtiyat sübaylar şubedeki kayid veya lcra numaralarile sarih ikamet ve memuriyet adrealerL ni gösterir bir mektubla şubeye müracaat ederler. Ecnebi memleketlerde bulunanlar mahallî konsolosluklar vasıtasile yoklamalannı yaptırabilirler. ( YENİ ESERLER Harb Gazleri ") Kuleli Askerî Lisesi kimya mualliml olup ahiren Türkiyenin ilk kâğıd îabrikası ola. rak İzmltte kurulan Sümer Bankın kâğıd ve karton fabrikası lâboratuar şefi kimyager Celâl Evin tarafmdan mlllî kütübhanemizi zenginleştiren iki mühim eser neşredildi. Bunlardan biri harb gazlerine alddir. Bu eserde harb gazlerinin nasıl icad ve taammüm eylediğine dair bir tarlhçe yapıldıktan sonra gazlerin envaı, tesirleriıün ve zehirlerinin derecesl gayet açık ve hal. kın anlıyacağı bir surette izah edllmiş ve mahiyeti bunlara karşı tahaffuz ve müdafaa vasıtaları ve maskelerin nasıl kullanıldığı anlatılmıştır. Hava müdafaasmın çok ehemmiyet kesbettiği şu zamanda herkes için okunması icab eden bu eserin fiati ancak 15 kuruştur. Muallim Halid Kitabe. vl tarafmdan tabedilmiştir. Hem muallim, hem de mütehassıs Mmyager olan Celâl Evinin ikinci eaeri de llse dokuzuncu sınıflar için hazırladığı «Yeni Kimya Dersleri> dir. Kültür Bakanh|ının yeni müfredat programma göre yazılan bu klmya kitabı öz türkçe yazılmış ilk kimya eseridir. Dilimizin zengin membalarından çıkarılan tâbirlerle öz türkçenln kimya is. tılahları elde edilmiştir. Ayni zamanda bu yeni eserde. modern kimyanm her türlü muvaffakiyet ve neticeleri çok açık bir üslubla ifade edilmiştir. Muallim Halid Ki. tabevi tarafmdan basılan bu eserin fiati 75 kuruştur. Salça 500 Pirinç unu 1800 Nişasta 600 Kuru üzüm 2000 Kuru kayısı 600 Makarna 1800 * 840 » » 63 50 Şehriye 1000 Kuru bamya ı 50 45 3 60 » » Soda 2500 126 9 50 » » » Gureba hastanesinin 936 senesi ihtiyacı için alınacak olan yukanda cins ve miktarı yazılı dokuz kalem erzak ayrı ayrı açık eksiltmiye konmustur. Ihalesi yukanda yazılı gün ve saatte Vakıflar Başmüdürlüğü binasında toplanan Komisyonda yapılacaktır. Şartna • meleri hergün Levazım kaleminde görülebilir. lsteklilerin teminat akçelerile birlikte ihale saatine kadar gelmeleri. (2866) Değeri Pey parası Lira K. Lira K. 104 33 8 10 Kumkapı İlk Muhammen bedeli teminatı İhale günü Lira Lira K. 100 7 50 12/6/936 cuma saat 15 te 460 » » 33 75 99 » » 6 50 350 » » » 26 25 372 » » 27 90 RADYO Bu akşamki program ) İSTANBUL: 18 sahne musikisi 19 haberler . 19,15 muhtelif plâklar veya retransmisyon 20 dans musikisi (amatör san'atkârlar tarafından) Miifid Hasan idaresinde 20,30 stüdyo orkestraları . 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile cektir. VİYANA: 18,05 mürebbUer için 18,20 konser 19 san'at haberleri 19,10 moda konuşması 19,15 karışık yaym 20,05 haberler, hava raporu . 20,15 «Kraliçe Mary» vapu. rundan röportaj 20,45 askerî musiki 21,55 on dakikahk eğlence 22,05 Roman. yadan naklen Avrupa konseri . 23,05 ha berler 23,15 musiki . 24,30 gramofonla dans musikisi. BERLİN: 17,35 şiir 17,50 gramofon 18,35 haber. ler . 19,05 Şan konseri 20,05 eğlenceli ya. yın 20,50 günün akLsleri 21,05 haberler. 21,20 genc milletlerin zamanı 21,50 eğ lenceli konser 23,05 haberler, hava raporu, spor 23,30 gece musikisi ve dans havaları. BÜDAPEŞTE: 18,05 orkestra konseri 19,05 «Kraliçe Mary» vapurundan röportaj 20,05 Çin . gene musikisi . 20,45 siyasî haberler 21,05 seyahat (gramofonda) 22,05 Avrupa konseri: Bükreşten 23,30 Çingene musikisi 24,30 gramofonla dans musikisi . 1,05 son haberler. BÜKREŞ: 18,05 konser . 19,05 borsa haberleri ve konuşma 19,25 konser 20,25 karışık yaym . 21,30 viyolonsel konseri 22,05 Av rupa konseri 23,05 haberler 23,20 konser 23,50 fransızca ve almanca haberler24 haberler 24,05 gece konseri. LONDRA: 20,05 1924 sehesinden bazı tablolar 21,05 eğlenceli musiki 21,50 dans musi . kisi . 22,35 musiki 23,25 havadis 23,35 dans musikisi . 24.35 havadis. PARİ8 [Poste Nationall: 19,40 havadis ve spor * 20,35 havacıhk haberleri 20,40 operet musikisi 21,10 karışık yaym 21,20 röportaj 21,25 bazı parçalar ve konuşma 22,15 spor ve şar kı 23 eğlenceli musiki ve dans havalan ROMA: 17,25 gramofon . 17,40 konferans, spor . 18.20 konser 20,05 liman haberleri ve gramofon 20,10 almanca yaym . 20,25 Îngiliz. ce haberler 21,10 devlet yaymı 21,40 spor . 21,45 eğlenceli musiki . 22.05 Avrupa konseri: Bükreşten 23.05 karışık yayın 23,40 konuşma 23.50 dans musikisl.24.05 havadis. Yeni Kimya dersleri Eski Nİsancımehmedpasa yeni Muhsinehatun mahallesinde Ni şancıhamamı sokağmda eski 5 yeni 9 ve gene ayni mahalle ve sokakta eski 7 9 yeni 11 numaralı yekdiğerine maklub 42 metro arsanm tamamı. 4139 Pirinççisinan mahallesinde Ye 8" «2 6 37 Fatih niçeşme caddesinde eski 8 No.h ve 26,82 metro arsanın tamamı. 5909 47 16 3 55 Y«?nîl?Kre Eski Karabag mahallesinde eski • Cambaz yeni Perendebaz soka ğında eski 11 yeni 84 numaralı 35 metro arsanın tamamı. 3541 Yukanda yazılı mallar satılmak üzere on beş gün müddetle açık arttırmıya konmustur. thalesi 11/6/936 perşembe günü saat on beşte İstanbul Vakıflar Bafmüdürlüğü Komisyonunda yapılacaktır. tsteklilerin Mahlulât Kalemine gelmeleri. (2888) Binlerce kişiyl hayretten hayrete dtisüren hokkabaz Zati Sungurun kıaı nasıl kestilini. ignelerl nasıl yuttuğunu ve dlğer hünerlerini başka hokkabazların ag zından öfrenmek istersenia bu hafta çıkan Yeni Hayatı okuyunuz. «Yeni Hayat» m bu hafta çıkan sayısı Mevkü da blrçok kıymetli muharrirlerimizin ya . zılarlle sayısız tabloları ve canlı mevzulan ihtiva etmektedir. Her yerde 10 kuruştur. Ankara ve İstanbul Üniversitelerinde verdlgi lnkılâb derslerlnde tutulan talebe notları gözden geçirildikten sonra Ulus basımevince kitab halinde basılmıştır. 124 sahife eser her yerde, yalnız basma masrafı karsılıgı olarak, on kuruş tutara satümaktadır. tstanbulda toptan ve perakende sttı? yerl Ankara caddesi muallim A. Halid kitabevidir. " 7' Yeni Hayat Satılık Banka Bînası Hududu Cİnsİ Miktarı L 1 Samsun Şarbaylığındaıv edilen bedel. K. L. K R. Pekerin înkılâb Dersleri Kale Almanca öğrenmek stiyenlere Fransızca konuşan genc bir Alman felsefe ve edeblyat profesörü ALMANCA ve ingilizce dersleri vermektedir. Ba kalorya Imtihanına husus! surette ha zırlar. Kat'î ve seri tedris metodu. Fiat mutedildir. Gazetemiz vasıtasile profesör M. M. adresine müracaat. Bflyuk îllüzyonîst ve manyetizmacı Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: istanbul cihetindekiler: Aksarayda (Etem Pertev), Alemdarda (Eşref Neş'et), Balurköyde (İstepan), Beyazıdda (BelkLs), Eminönünde (Salih Ne . 1650 22000 cati), Fenerde (Emilyadi), Karagümrükte (Suad), Küçükpazarda (Hasan Humsi), 172 M.M. Binanın Samatyada (Teofilos), Şehreminlnde (A. Hamd i), Şehzadeb aşmda (Asaf). mütem • Beyoğlu cihetindekiler: mima • Galatada (Karaköy), Hasköyde (Halk), tmdan Kasımpaşada (Turan), Sarıyerde (Asaf), Şişlide (Nargileciyan), Taksimde (Della bulunan Suda), (Ertuğrul), (S. Yarunakyan). arsa Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada (Şinasi), Heybelide (Ta 1 Bedeli peşin ödenmek üzere yukanda cinsi, mevkii, hududu, naş), Kadıköy, Pazaryolunda (Rifat), Mo. miktarı ve tahmin edilen bedeli yazılı Belediyeye aid banka binası dada (Sıhhat), Üsküdar, Çarşıboyunda ve bînanın mütemmimatından bulunan deniz tarafındaki 172 met fittihadi. Canibi yemini lebideryaya giden tarik, Yesari ldarei Hususiye arsası arkası, lebiderya ciheti ktımluk, tarik cephesi Hükumet caddesi. Şarkan kumluk yol, şima • len Husust Muhasebeye aid arsa, garben Beledi • yeye aid banka binası, cenuben denize giden yol. Ziraat Bankasısının işgalindeki bina 308 M.M. Nöbetçi Eczaneler Fransız tiyatrosunda •• Pr. Z A T İ Pacarteai yecesinden itibaren yeni programına başladı. Yalnız blrkaç ;ün surecek olan bu •on tetnsillerde jösterilen yepyeni numaralar arasında (Bir kızıo halkın yözü önfinde iskelet haline konması ) da gSsterilmektedir. Biletlerinizi evvelden tetnin ediniz • • SUNGUR yorum. Beni yaşatan, karımın sesidir. Sir Bollamoreun odasından işitilen kadm seslerinin ve bir gramofondan başak bir şey olmıyan abanoz çekmecenin sırrmı, işte böyle tesadüfen öğrenmiştim. Bu sırn, verdiğim söz mucibince, son zamanlara kadar muhafaza ettim. Sir Bollamore, öldükten sonra, vasiyetna mesinde, bu çekmeceyi bana bıraktığı na dair bir kayid bulundu ve çekmeceyi aldım. Şimdi, arasıra gramofonu kurar, 0 plâğı, ahiretten gelen o sesi ben de dinlerim. Ne dersiniz, bazan bana büs tesir ediyor. Çeviren: HAMDİ VAROĞLV gözü cild bendinin ucunda duran takvime ilişti. Bu, her yazıhanede görülen ve yap rakları aynlabilir hem takvim ve hem de not almağa yarar bir defterdi. Baş tarafında kalın harflerle gün ve ayın ismi ile sene yazılı idi ve biraz daha aşağıda da, küçük harflerle dizilmiş bir takım yazılar vardı. Cedric Lacy geçmiş zamanları hatırladı, o zamanlar bu karneye Thaisaya verdiği randevulan yazardı. Delikanlı, kalbinin burkuldugunu hissetti. Zavallı polis amiri nişanhsmm telefonda söyliyeceği saat ve mekânı not etmeğe hazır bir halde, masasının başında artık hiç bir zaman bekliyemiyecekti. Takvimi eline alarak acı bir tebessümle seyretti. Dagılan yapraklarla ne kadar hatıra savrulup gitmişti! Takvimi tam elinden bırakacağı sı rada, basılmış bir takım yazılar gördü. Bunları okumak zahmetini hiçbir za man ihtiyar etmemişti. Bu vazıları okuduktan sonra nefesini tuttu. Tesadüf bir defa daha mı ona yar re murabbalık arsanın mülkiyeti kapalı zarf usulile ve şartnamesi dairesinde bir ay müddetle arttırmıya konulmuştur. 2 |hale 4/6/936 günlemecine raslıyan perşembe günü saat onda Belediye Encümeninde yapılacaktır. 3 Şartname bedelsiz olarak Belediye Yazı lçleri kaleminden tedarik edilebilir. 4 tstekliler teklif mektublannı ve 1650 liralık muvakkat te minatlarmı 2490 sayıh kanunun 32 nci maddesindeki sarahat dai resinde ayni günde muayyen saatten bir saat evveline kadar mak • buz mukabilinde Belediye Reisliğine teslim etmis bulunacaklardır. Posta ile gönderilecek mektubların nihayet ikinci maddede yazılı saate kadar gelmiş olması ve dış zarflannın mühür mumile iyice kapanmış olması lâzimdır. Postada olan gecikmeler kabul edilemez. 5 İhale 2490 sayılı arttırma, eksiltme ve ihaleler hakkındaki kanuna göredir. 6 Şartname örnekleri İstanbul ve Ankara Belediyelerine gönderilmistir. Istiyenler oradan tedarik edebilirler. (2709) DEMOSTEN Meşhur Plütarkın Haydar Rifat tarafmdan tercüme edilmiştir. 35 kuruş. f TAKSiM 6AHÇESİNDE « \ BURSA TAYYARE SİNEM ASIND A |KARAMBA??| HALK OPERETİ 27 çarşamba akşamı Bayındır Belediyesinden: Baymdır Belediyesinin bir senelik mazot ve makine yağı ihtiyacımn temini kapalı zarf usulile 9/5/936 dan 30/5/936 ya kadar yirmi gün müddetle eksiltmiye çıkanlmıştır. İhale 30/5/936 cumartesi günü saat 11 dedir. Isteklilerin sartnamelerî Bayındır Belediyesinden aramalan. (2585) dım edecekti? Cümleyi yavaş yavaş bir daha okudu ve gözlerini kapayarak alçak sesle te laffuz etti: «Güneşin doğuşu: saat altıyı kırk geçe; batışı: Dördü elli geçe.» Delikanhya Öyle geldi ki sanki kalbi daha şiddetle çarpıyor, ve kulaklannda birşey vızıldıyordu. Ayağa kalktı, ayaklan kendisini o kadar güçlükle taşıyabiliyordu ki sandalyesinin arkahğına dayanmak mecburiyetinde kaldı. Nihayet sükunet bularak kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Scotland Yardı her taraftan delik deşik eden ucu bucağı gelmez koridorlar dan birini takib etti. Bu koridorlann iki tarafmdan, namuslu adamlarla canilerin hayatı hakkında en alâka uyandıncı meselelerin tetkik edildigi yazıhaneler bu lunurdu. Son kapılardan birine gelince yavaşça vurdu. Zayıf bir ses beklemesini rica etti. Üç dakika sonra kapı açılarak buruşuk yüzlü bir adam meydana çıktı. Delikanlıdan içeri girmesini diliyordu. Bu adam altmış beş yaşlarında olmalı idi. Beyaz saçlan, geniş bir alnı vardı. Alnmda yeşil sellüloidden bir güneşlik bulunuyordu. Asidlerle sararan elini bir bez parçasina sildikten sonra Cedric Lacyyi içeriye davet etti. Burada öyle bir koku vardı ki insanın boğazile göz lerini yakıyordu. Fakat bütün bunlar sanki bizim ihtiyara hiç dokunmuyordu. Adamcağız burada, suda bir balık nasıl rahat yaşarsa, öylece rahat rahat ömür sürüyordu. Bu adam, Scotland Yardın en meşhur mütehassıslarmdandı. Bilmediği zehir voktu. Otopsisini yaptıgı cesedleri artık saymaz olmuştu. Ekspertiz için tetkik ede rek kaynattığı eıkek ve kadın ahşa ade dine meslektaşlarından hiçbirinin erişe mediğini söyliyerek gururlanırdı. Cedric Lacyye tatlı tatlı gülümsedikten sonra, yazıhanesinin üstünde bulunan bir tekneyi gösterdi. Fevkalâde bir i?. Sekiz ay evvel ölen bir adamın dün tetkik edilen karaciğeri. öğrenilmesi istenilen şey şu: Mevzuubahis tabiî bir ölüm mü, yoksa dul SEVD^ OTELİ r TAKSiM BAHÇESİNDE ^ JKARAMBA??! kadm fazla mı acele göstermiş. Neyse, bu heyecanh mevzu dolayısıle size vakit kaybettirmiyeyim. Mösyö Lacy, ziyaretinizle müşerref olmağı hangi me« ud tesadüfe atfetmeliyim ? Eğer yanılmıyorsam, birkaç haftadır sizi görmek bahtiyarlığından mahrum kaldım. Bugün hava ne güzel, değil mi? Cedric Lacy havanın fevkalâde güzel olduğunu tasdik ettikten sonra derhal ziyaretinin hedefine yanaştı. Aziz Mösyö İngersold, diye baş ladı, sizin kimyagerlik istidadlannıza değil, astronomi hatıralannıza müracaat etmek isterdim. Mesele şundan ibaret: Muayyen bir gün alalım, güneş her sene bu muayyen tarihte ayni vakitte mi doğar? Kısa boylu ihtiyar yeşil güneşligini kaldırarak kat'î bir sesle: Elbette ki hayır, dedi. Bunu in san, daha bacak kadarken de bilir. ihtiyar arzın dönmesile kâinatı fedvir eden kanunlar hakkında fennî izahat vermeğe kalkısacaktı, fakat Cedric Lacy onun sözünü kesti. lArkaat »ar] Be^î malumat çtece kında nasıl güvenmeğeedinebilirdi? Morganea gelmezdi. «Camhuriyet* in zabtta romamt6& Yazan: Char'es de Richter Tekrar işe başlayınız, Lacy, ve kendi kendinize, ayni derecede olan iki şey i çin çahştığınızı söyleyiniz: Adalet ve kadınm kurtulması. Cesaret, Lacy, AJlah size yardım eder. Cedric Lacy bir daha şefinin elini sıktı ve dimdik kesilerek yazıhanesine döndü. Biraz gevşemek için yalnız kalmağa ihtiyacı vardı. Bir rapor hazırlamağa çalışan Paddy Mills çavuşu ehemmiyetsiz bir bahane bularak dışan yolladı ve kapısmı kilid leyerek, bir koltuğa kendini attı. Zincirin bir halkasını keşfetmişti. Fakat Sir Basil Hampton'un da söylediği gibi, beşi kırk iki geçe dramlarının bir sıraya dizilerek mantıkî teakubu meydana çıkanlmazsa keşfettiği halka Thaisanın ne şekilde işine yarayabilirdi?