CUMHURIYET 3 Nisan 1936 Güzel bir karar İnsan aklının alamıyacağı azamet Bir saman yolunda 40 milyon yıldız vardır ve bunlardan Antarez yıldızının içine 60.000000 înJnes sîerdınlabilir Muhtelit luda turneye çıkıyor ihtiyar ve alil mürettibin Kadrodaki boşluğa müntakım Anado hal bekliyenler tayin anlattıkları edilecek Tekaüd kanunu dolayısile tasfiyeye tâbi tutulan înhisarlar memur ve müstahdimleri, vazifelerinden aynlmış bulun duklarından memur kadrolannda boş luklar hasıl olmuştur. Yeni teşkilâfe ve kadrolar hakkmda Vekâletle temaslarda bulunmak üzere Ankaraya girmiş olan Umum Müdür Mithat Yenel geldikten sonra boşalan yerlere o kısim ve şube lerdeki memurlar sınıf ve derece sırasile müteselsilen tayin edileceklerdir. Böv lelikle açılacak olan diğer memuriyetlere de müsabaka imtihanını kazanmış olup münhal bekliyen ve suçtan başka sebeblerle açıkta kalmış olan eski idare me murlan tayin edilecektir. Nisan maaşını alamamış olan bu memurların malî vaziyetleri itibarile sıkıntıya düşmemelerini temin maksadile tazminatın derhal verilmesi için tedbir alına caktır. Umum Müdür Mithat Yenel Ankaradan döner dönmez bu memurlann paraları verilecektir. Evvelce devlet hizmetinde bulunmuş ve lnhisarlardaki hizmetlerile beraber o tuz beş seneyi doldurmuş olan memurlann tekaüdlükleri hakkmda kanunda bir sarahat yoktur. Bu gibi memurlar hak kında Devlet Demiryollarile, Denizyol larında bulunan ayni vaziyetteki memurlarla birlikte ayn bir karar alınacağı anlaşılmaktdır. Altmış yaşında bulunduğu için tasfiyeye tâbi tutulmuş olan memurlar içinde tekaüdlük müddetini tamamlamış olanlar için bilâhare bu karara göre muamele vapılacaktır. Tekaüd edilen inhisar memurları Günü gününe vaşıyanlarımız îstanbul karışık futbol takımı bu yıl futbol tatilinde büyük bir kafile ile Anadolumuzun Türkiye îdman cemiyetleri birliğine girmiş olan şehirlerini gezmeğe karar vermiş, buna şimdiden hazırhklara başlamıştır. Devlet Demiryollarının bir aylık gezme biletlerinden yaptığı indirişlerden fayda görerek, mıntaka merkezlerile anlaşarak bir ay kadar sürecek olan bu gezintiye çok ehemmiyet verilmek tedir. Bu güzel kararla îstanbul futbolcü lerinden kulüb, kümelerine bakılmıyarak (35) kişilik bir genc kütle başlannda 2, 3 idareci ve hakemle beraber îz mit, Adapazan, Bilecik, Eskişehir, Af yon, îzmir, Aydın, İsparta, Denizli, Konya, Adana, Mersin, Ankara, Sıvas, Samsun gibi mühim şehirlerimizde birer, bazılarında ikişer maç yapmak suretile büyük bir temas hazırlamakta dır. Seyahat programı hazırlanmış, mıntakalara yollanmıştır. Her mıntakanın iyi bir surette karşılanacağına şimdiden îstanbul futbol heyetinde büyük bir kanaat vardır. Bes senedenberi issizim. Bir adam geliri olmadan beş sene nasıl yaşar?» (Baştarafı 1 inci sahifede) Sokak tenha, onun tahta ayağının kaldırımlara vuran yeknesak sesinden başka, bu tenha sokakta hiçbir şey işitilmiyor. Ben mi?.. Ben epey yaşlı olaca ğım. 1293 tevellüdlüyüm... Kaç sene mürettiblik yaptınız? 311 denberi... O tarihte Sanayi mektebinden çıktım ve hemen mürettibliğe başladım. Kırk senedenberi bu meslekteyim. O zaman evvelâ Sabah gazetesinde işe başlamıştım. Yetmiş kuruş hafta lıkla çalışıyordum. Balıkesir hareketiarzı olmuştu. Ben yirmi, yirmi beş gün sekiz punto ile bu zelzelenin felâketzedelerine iane verenlerin esamisini dizdim. Yirmi gün bu işe devam ettim. Fakat gözlerime müthiş kan geldi. Tabiî patron mecbur değil ya tedavi etmeğe... Beni çıkardılar. Sonra Ikdam matbaasına girdim. Orada da iki sene çalıştım. Sonra Malumata geçtim, beş sene orada, ondan sonra gene îkdama döndüm... Tam on dokuz sene İkdamda kaldım. On dokuz sene sonra tramvay kazasında ayağımı kaybettim ve bundan altı ay sonra da îkdamdan çıktım. Bir hayli müddet te Alemdar gaMürettib ömer Vasfi zetesinje çalıştım. En son da Vakit gaSözü değiştirmek istiyorum: zetesinde. Sonra yazı makineleri geldi... Nerede oturuyorsun?.. Beni çıkardılar, o gündenberi boştayım... Davudpaşa iskelesindc Kasabilyas Sahi... Bu arada iki sene de Son Pasta mahallesinde oturuyorum. gazetesinde mahlut dağıttım. Fakat onu Ev kendinin mi?.. çıkarırsak beş senedir boştayım. Acı, acı gülüyor: Son Postadan neden çıktın? Neler söylüyorsun Allahaşkına. Yazı makineleri geldi de ondan.. Bir odada kiracıyım... Simdi neyle geçiniyorsun ? Kaç para kira veriyorsun?... Mürertiblerin en eskilerinden olan Ö Bir buçuk lira... Fakat beş aydıf mer Vasfi yüzüme baktı ve cevab vermeveremiyorum.. di.. Israr ettim: Peki sizin bir Mürettibler Cemiyeti Söyle canım gelirin nedir?... vardı. Onlann bir yardım sandığı filân Ne olacak?.. Hiç!.. yok mu?.. Peki nasıl yaşıyorsun?... Ne gezer... Zavallı Cemiyetin kendi parası yok ki bize yardım etsin. Eski * ^ var mı?... Çoluğun çocugun den öyle birşeyler vardı. Hatta ben bile var mı? bir kere üç ay hastalanmıştım... Bana Hayır kimsem yok. Ben iki kere haftada üç lira vermişlerdi. Onlar hastaevlendim. İkinci haremimin bir buçuk yalara haftada üç lira verirler. Işsizlere de şında bir çocuğu vardı... Mustafa Nazbazı bazı para verirlerdi. Fakat şimdi mi... Allah bilsin onu kendi evlâdım olsa Cemiyet te muavenet edecek vaziyette deda bu kadar severdim... Onu yeriştirdim. ğil. . . İ Kocaman delikanlı oldu... Lisenin so Susuyor. Bir an gözlerini kapıyor: nuncu smıfındaydı... Fakat bir gün tren Gene şimdi ayaktayım, çok şükür* yolunda bir hâdise olmuş... Tabanca atıl diyor... Fakat daha ihtiyarlarsam, bir gün mış. Oğlum pencereyi açtı, sarkmış, gö hastalanırsam halim ne olacak?... Bana reyim diye, pencereden düştü. Pencere bir el uzatan yok.. Bütün hayatında çaalçaktı. Mektebe geç kaldığı günler, oyun lış. Çalışamadığın gün lüzumsuz bir paolsun diye oradan atlardı. Fakat kaza ne çavra imişsin gibi bir kenara atıl. Bu doğ* denir?... O gün amudufıkarisi kırılmış... ru mu? Üç sene yattı ve öldü.. Şimdi hiçbir dos Insanlar birbirlerine daha kilid olmama* tum ve bana bir tek bakanım yok... Ya lılar mı? Canım hükumet, memurlannı ihpayalnızım. tiyarladın diye beş parasız ortaya atıyor Peki canım, beş sene işsiz olan bir mu?.. Hayır!.. O azlederse mazuliyet insan nasıl yaşar?.. maaşı, izin verirse mezuniyet maaşı, alil Nasıl mı yaşar?.. olursa maluliyet maaşı ve nihayet işe yaBaşını kaldınyor ve olduğu yerde du ramıyacak bir yaşa gelip te çıkarınca teruyor... Ben de duruyorum. Köşedeki so kaüd maaşı verir... Bak.. Ne güzel... Halkak fenerinin ışığı gözlerine dolmuş... Bu buki biz, biz hususî müesseselerde çalı gözler binbir acının deşilmiş mezan gibi, şanlar, biz günü gününe yaşıyoruz... Güişkence, ıstırab ve azab olan işsizlik gün nü gününe... lerinin iskeletlerini gösterir gibi korkunc... Birden sözü değiştiriyor: Nasıl mı yaşar?.. diye tekrarlıyor... Geç kalmışım, bana müsaade edi * Gel de sen bir düşün... Ben hırsız deği niz, buradan gideyim... Allahaısmarladık. lim, dilenci değilinî... Kırk sene durma Güle, güle... dan calışmış ve hayatını öyle kazanmış bir Arkasını bana dönüyor... Ve kendine isciyim... Dile kolay bu, beş sene... Beş çok ıstırab verdiği, çok rahatsız ettiği pek sene bir adam bir yerden on para geliri belli olan tahta ayağını, tak, tak, tak... olmadan nasıl yaşar?... Sen düşün... Sen diye kaldırımlara vurarak sislerin içinde bir muharrir, bir romancı, bir gazeteci, yavaş yavaş kayboluyor. nihayet bir insan değil misin?... SUAD DERVİS İngilterede lik maçlan Ucsuz bucaksız fezadan hayalî bir görüniış Bütiin fen şubelerının ıçınde, insanı, hayalin en derin uçuruınlarına sürükliyeni hiç şüphesiz felekiyattır. Fennin bu sahada bugün eriştiğı tekemmülâtı tetkik ederken, insan namütenahî içınde yüzen ve arz ismi verilen bu toz zerresine merbut olduğuna adeta inanamıyor. Fsansa Kralı Dördüncü Hanrinin öldüğü sene, Galile, ilk defa olarak adesesini karanhk semaya çevirdiği zaman, bir köşede, çıplak gözle bakınca görülen yedi yıldızın yerine, seksen muhtelif yıldız görmüştü. Bu basit hâdise, bızim göremediğimiz yıldız sayısının azameti hakkında bir fikir vermeğe kâfidir. Semayı baştanbaşa dolaşan saman yolu dediğimiz büyük beyaz iz, o zamana kadar bir nevili gazli sis zannedıhyordu. Galilenin aleti sayesinde bunun sayısız yıldızlardan mürekkeb olduğu anlaşıldı. İsmi o meşhur kuyrukluyıldızlara alem olan Halley, bütiin bu yıldızların bizim güneşımız gibi, hatta bazan ondan da büyük birer yıldız olduğunu büyük zekâsile keşfetmişti. Bugün, âlimler, c'ünyamızı aydınlatan güneşın, saman yolunun yıldızlarından biri olduğunu kat'ıyetle söylemektedırler. Hakikatte saman yolu yıaızlardan mürekkeb bir şerid değildır. Uzaktan gördüğümüz eleğım sağma şeklıle hıç alâkası yoktur. Yassı ve yuvarlaktır, güneşımiz, küremiz ve dığer seyyareler onun içinde devreder. Onu uzaktan pırıltıh bir şerıd halinde görüşümüzün sebebi, semanın diğer kısımlannda teker teker serpiştirilmış gibi görünen yıldızlara nazaran bize daha yakın mesafede olmasındandır. Bu vaziyeti daha iyi anlatmak için bir heyetşinas diyor ki: Dümdüz bir ovada, bir kar fırtınası ortasmda bulunduğunuzu tasavvur edi niz. Gözlerinizi ufka tevcih edecek olursanız, karşınızda beyaz bir duvar görürsünüz. Fakat semaya baktığınız takdırde, birkaç yüz metro yükseğe kadar, karların biribirınden ayrı birer parça halinde döküldüğünü farkedersiniz. İşte saman yolu dediğimiz beyazlık, tıpkı bu kar taneleri gibidir ve bu yolu teşkil eden sayısız yıldızlar, aralarında hiçbir mesafe bulunmadığı için, tıpkı o kardan duvar gıbı görünmektedir. lar, maddenin tâbi olduğu kanunlar sayesinde, yıldızların dahilî hararet derecelerini de ölçmüşler ve on beş yirmi milyon derece olduğunu görmüşlerdir. Demek oluyor ki, küreiarz, 40 milyar güneşin içindeki bir tek güneşin etrafında dönen hissedilemiyecek kadar küçük bir zerredir. Heyetşinaslar, bu günleşler âlemini, bir adaya benzetirler. Çünkü, etrafında, ölçüye sığmıyacak kadar azametli fezanm dondurucu boşluğu vardır. Ortasında, küreiarzın, bir yolcunun kundurası altındaki mikrobdan daha bile ehemmıyetsiz kaldığı bu yıldız kalabalığının akıl almaz sayısını anlamak için, en mütekâmil teleskoplar bile kâfi değildir. Bizi çemberi ortasına alan manzumenin içinde öyle yıldızlar vardır ki, ışıklan günesin ziyasından daha parlak olduğu halde, uzunluklandan dolayı gözümüzle farkedemeyiz. îngiliz heyetşinaslanndan Jeans, bu yıldızların en parlağı olan Doradusun, güneşten en az 300,000 defa daha fazla kuvvette ışık saçtığını söyler. Bu yıldız, güneşin yerinde bulunsa, insanlar birkaç saniye içinde kömür kesilir ve küreiarz çabucak buhara münkalib olur, taşlar erir, bütün mevcudat tebahhur ederdi. Ingiltere lik maçlarmda 21 inci olan Astonvilla, likte yedinci olan Birmingham takımını 55,000 kişi önünde 2 1 mağlub etmiştir. Likte en başta giden Sunderland 36 bin kişi önünde likte onuncu vaziyette olan Middesburag tarafından 6 0 gibi şayani hayret bir netice ile mağlub et miştir. Arsenal Kral kupası finali dolayısile altı ihtiyat oyuncu ile yaptığı maçta likte on ikinoi olan Wohves Hampton takımüe 35,000 seyirci Snünde 2 2 berabere kalmıştır. Cemiyet işleri (Bastarafı 1 inci tahifede) «Gayesi temettü olmıyan cemiyetler, sanayi ve ticaret muamelelerine ve aza sına maddî bir kâr teminine çahşmıyan cemiyetlerdir.» ikinci madde bir cemiyetin esas ni zamnamesinin neleri muhtevi olması icab ettiğini tasrih etmektedir. Bundan maksad hükumetin murakabe hakkını temindir. Üçüncü madde bir cemiyetin şahsiyeti hükmiye iktisab edebilmesi için ilân mecburiyeti koymaktadır. Hükumetin ve üçüncü şahısların bütün tafsilâtile azasını ve gayesini tanımadığı bir cemiyete şah siyeti hükmiye vermek mahzurlu görül müş olmasından bu kayid konulmuştur. Lâyihada cemiyet azalarının hukukunu koruyucu hükümler de vardır. Cemiyetlerin merkezi mutlaka Türkiyede olacakhr. Bir cemiyet ancak mevzuu olan maddenin teminine lâzım olan gayrimenkul lerden başkasına ne tasarruf, ne de sair suretle malik olamaz. Cemiyetlere hibe edilen emvalin kabulü Dahiliye Vekâletinin müsaadesine bağlıdır. Lâyihanın bir maddesi mevcud kanunlara, emniyeti âmmeye, siyasî ve millî vahdete muhalif din ve itikada temas eden unvan ve maksadlarla cemiyet teşkilini menetmektedir. Lâyiha ile 325 senesinde çıkmış olan 310 numaralı cemiyetler kanunu lâğve dilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti dahilinde bulunan ve bu kanunun birinci maddesindeki tasarruf hakkı olan bütün teşekküller kanunun neşri tarihinden itibaren bir ay zarfında vaziyetlerini bu hükümlere uyduracaklardır. ^ ^ Atina Üniversite talebesi burada müsabaka yapmak istiyor Paskalya yortularını geçirmek üzere îstanbula gelecek olan Atina Üniversitesi talebeleri ayın on ikisinde şehri mizde bulunacaklardır. îçlerinde Yu nanistanın maruf şampiyonları bulunan Üniversite talebeleri, îstanbul Üniversitesile bir atletizm müsabakası yap mak arzusunu göstermiştir. Atletizm mevsiminin henüz başla ması dolayısile Atina ve îstanbul Üni versiteleri arasmda böyle bir müsabaka yapmağa imkân görülememiştir. Olimpiyad bayrağı Berline götürülüyor Amerika Olimpiyad komitesinin en yaşlı azası olan Vilyam Garland dört senedir Losancelos stadında duran o limpiyad bayrağını Berline götürmeğe memur edilmiştir. 1924 Paris olimpiyadı yüksek atlama şampiyonu Amerikalı Harold Osborn eski olimpiyad şampiyonlarının Berlin olimpiyadına davet edilmesi şeklinde, Olimpiyad komitesine bir müracaat yapmıştır. Alman Olimpiyad komitesi yüksek atlama eski dünya rökordmeninin yaptığı teklifi kabul ederek eski olimpiyad şam piyonlarını Berline davet edecektir. Fezanm sonsuz azameti Fakat, insan gözünün göremediğini fotoğraf camı tecbit ediyor. Bir fotoğraf pelikülü çok kısa bir müddet için semaya tevcih edildiği takdirde, ancak gözle görülebilen yıldızlan tesbit eder. Bu tecrübe biraz daha uzatıhrsa, klişe üstünde görülen yıldızların sayısı artar. Once bir, sonra yüzlerce, daha sonra binlerce yıldız plâk üzerinde belirir. Poz müddeti bir kaç saat, hatta birkaç gece uzatılacak olursa, fotoğraf makinesi, gözle görünmesi ebediyyen imkân haricinde olan yıldızlan da tesbit eder. Bu yıldızların ziyası o kadar zayıftır ki, 10,000 kilometro uzağa konulmuş bir mum kadar ancak ışık verir. Fotoğraf, semanın karanlıklannı, heyetşinaslara, asla erişemiyecekleri bir nisbette aydmlatmıştır. Mikroblann hayatlarını tetkikle meşgul olan biologie alimlerinin ölçü olarak «mu» adını verdikleri bir mikyas kabul etmeleri gibi, heyetşinaslar da, fezanm derinliklerini ifade için mikyas olarak «parsec» dedikleri bir ölçü icad etmiş lerdir. Bu Prasec, küreiarzdan güneşe kadar olan mesafenin 200,000 misli, yani 30,000 milyar kilometrodur. Saman yolu, işte bu ölçüye vurulduğu takdirde 100,000 parsec tutmaktadır ki, bu da 3000 milyar kere milyar kilometro de mektir. Hiçbir insan zekâsı bu mesafenin aza metini kavrıyamaz. Biraz fazla düşününce bu rakamm dehşeti insana adeta. baş dönmesi verir. Rasadhanelerin sessiz sadasız sakin leri, bazan bu hesablan için başka esaslara da müracaat ederler, saniyede 300 bin kilometro süratle mesafe aşan ziyanın bir sene zarfında katettiği yolu alarak hesablannı onunla yaparlar. Bu hesabın verdiği netice ise, bir ziya huzmesinin, saman yolunun kutrunu baştanbaşa geçmesi için tam 120,000 seneye ihtiyac olduğu neticesidir. Saman yolunu teşkil eden milyarlarca yıldızm, biribirine çok yakın olması yü zünden ziyadar bir sis şeklinde göründüklerini söylemiştik. Büyük teleskoplar sayesinde ayn ayrı görülebilen bu biribirine bitişik yıldızların arasındaki yakın dediğimiz mesafeler, ekseriya 100 veya 200 ~A1?±7 hIcsctredar Japonlar olimpiyada 250 kişi gönderiyorlar Olimpiyad müsabakalarına iştirak edecek Japonlar 250 kişilik bir kafile ile Sıberya yolile Almanyaya gidecekler dir. Binicilik müsabakasına iştirak edecek zabitan, antrenmanlarını, Alman yada yapabilmek için Şanos vapurile Marsilyaya hareket etmişlerdir. Fenerbahçe bugün Ankaraya gidiyor Ankarada iki maç yapacak olan Fenerbahçe birinci futbol takımı bu ak şam Ankaraya hareket edecektir. Fe nerbahçe ilk maçı cumartesi günü Genclerbirliği ile oymyacaktır. İkinci maç ağlebi ihtimal Ankara muhtelitile yapılacaktır. On üç futbolcudan teşekkül eden takıma Said Salâhaddin riyaset edecektir. İdareci Kemal ve antrenör Elyat takımla beraber Ankaraya gidecektir. Türk Rus tıb teşriki mesaisi (Bastarafı 1 inci sahifede) miserliği ve Voks erkânı ve diğer zevat hazır bulunmuşlardır. , Heyet başkanı profesör Danişevski ve heyet azasından profesör Bourdenkof, Türk ve Sovyet doktorlan arasındaki teşriki mesaiyi kuvvetlendirmek için Sovyetler Birliği ilim kurullannın mühim neşriyatile büyük Sovyet ansiklopedisi nin tam neşriyatının Ankaraya ve İstanbula gönderileceğini kaydetmiştir. Büyük elçi Zekâi Apaydm, Sovyet bilginlerinin Türkiyeyi ziyaretile hasıl olan güzel neticeleri kaydettikten sonra, lıe yet azasına teşekkürlerini bildirmiş ve bu ziyaretin Türkiye ile Sovyetler Birliğini bağlıyan kültür bağlannm bundan böyle inkişaf ve takviyesine hâdim ola cağı kanaatini göstermiştir. ' Sovyet Sıhhat Komiseri ve bütün hazır olanlar adına Türk Sıhhat Bakanı Refik Saydama çekilen bir telgrafta Sovyet tıb âleminin, tıb sahasındaki Sovyet Türk teşriki mesaisinin bundan sonraki inkişafına hâdim olmağa hazır bulunduğunu bildirmişti?. 40 milyar yıldız I Daha doğrusu bir mukayese yapılmak istenildiği takdirde, dünyamızı teşkil eden yıldız tekerleğinin ne olduğunu anlamağa çalışmalıyız. Son yapılan bir hesaba göre, saman yolunda aşağıyukan kırk milyar yıldız mevcuddur ve bunların arasında bulunan ve arzımızdan bir milyon defa büyük olan güneş te bunlann en mühimleri arasında değildır. Bu yıldızlar o kadar uzaktır ki eb'adı bize çok ufak görünmektedir. Gerçi, bazı ufak yıldızlar kürei arzın ancak üc misli büyüklüğünde ise de, bazıları o kadar azametlidir ki, merkezleri güneşin bulunduğu noktada olsa, dünyamızı kendi içine çekerdi. Meselâ Antares yıldızının kutru 650 milyon kilometrodur ve içine 60 milyon tane güneşi sığdırabilir. Heyetşınaslar bu yıldızların renklerini menşurla tetkik etmek suretile, bunlann yalnız eb'adını değil hatta ağırlıklarını bile ölçmeğe muvaffak oluyorlar. Bu heyetşinasların yaptıklan hesablara göre, meselâ günesin ağırlığı bir milvon kere bir trilion kilogramdır. Gene tatbiki son derece karışık olan bu usulle, bu yıldızların hararet derecelerinin de 3000 le 20 bin arasında değıştiğini hesab ediyorlar. Alimler, yalnız bununla da kalm»nu»! Balkan konseyinde askerî işleı^görüşülecek Yunan askerî heyetinin riyasetine General Metaksasm tayin edileceği şüp hesizdir. General Metaksasa kara, deniz ve hara erkânıharbiyesinden müte hassıslar refakat edeceklerdir.> Katimerini gazetesi de yukarıdaki haberleri teyid ederek şunları ilâve etmektedir: «Belgrad müzakerelerinin bu kadar tevessü edeceğine şimdiden kat'î na zarla bakılamazsa da muhakkak olarak bilinen bir şey varsa, o da Titulesko nun beyanatı dolayısile Balkan devletlerinin Balkanlar harici herhangi bir taahhüde girişmeleri meselesi üzerin de müzakereler cereyan edeceğidir. Kat'î olarak teyid edildiğine göre evvelce Türkiye ile Yunanistanm muarız bulundukları Tituleskonun noktai na zarını ahiren Yugoslavya da reddetti ğinden bu üç devlet Belgradda Tituleskonun fikrine itiraz edeceklerdir. Ro manyanm da eski noktai nazarmdan rücu edeceği muhakkak sayılmaktadır. Belgradda cereyan edecek müzakerelere siyasî mahfillerce fevkalâde ciddî ehemmiyet verilmektedir.» (Bastarafı 1 inci tahifede) derek Yunanistanm haricî siyaseti hakkında müzakerede bulunacak olan Liderler meclisinin ittihaz edeceği mu •> karrerata bütün sİ3^asî mahfillerde büyük ehemmiyet atfedılmektedir. Türkiye, İngiltere ve Yugoslavya dev letlerinin buradaki elçilerinin ayrı ayn Başvekil Demircisi ziyaretle uzun müddet konuşmaları ve Romanya elçisinin de Harbiye Nazırı ve Başvekil muavini General Metaksasla hususî mülâkatta bulunmasının Liderler meclisinde ko « nuşulacak şeylerin Yunan hükumeti nin alacağı istikametle alâkadar oldu ğunu ve Atinadaki sefaretlerin bugünkü liderler toplantısına büyük ehem miyet verdıklerini gazeteler yazmak tadırlar. Üsküdar cinayetinin failleri bulunuyor mu? Üç ay evvel Üsküdarda Taşocakla rında Halid Baba isminde ihtiyar bir çuvalcı öldürülmüş, katiller bir türlü bulunamamıştı. Kadıköy merkezi bu cinayete aid yeni ipuçları bulmuştur. Tahki kata ehemmiyetle devam edilmektedir. Inegölde tifo hastalığı tnegöl hükumet doktorluğundan al dığımız bir mektubda, İnegöle bir saat mesafedeki Hamzabey köyündeki tifo hastalığı salgın bir halde olmayıp şim diye kadar üç vak'a tesbit edildiği ve 25 yatakh hastanenin yalnız bir doktoru olup İlçede bulunan bir hükumet ve bir Belediye tabibinin vazife itibarile hastane ile bir ilgileri olmadığı bildiril Tekzib edilen bir haber Erzurum ceza hâkimliği Bursa (Hususî) Müddeiumumilik stajyerlerinden ve Ankara hukuku mezunlarından eski sporcu Süleymaniyelı Tevfik, Erzurum ceza hâkimliğine ta yin edilmiştir. Spor âlemimizde tanınan ve sevilen Tevfik, «Amca» diye anılır bir gtnc&iT. t ı Roma 2 (A.A.) Bazı Kahire gazete. leri, yabancı gazeteler tarafından neş redilen ve İtalya ile Mısırın karşılıkh' bir ademi tecavüz paktı akdi için müzakerelere başlamış olduklarma dair olan bir haber vermişlerdir. Liderler Meclisinin vereceği Siyasal mahfıller bu haberin hiçbir kararlar Atina 2 (Hususî) Bugün içtima e esası olmadığım beyan etmekteduler.