5 Aralık 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

5 Aralık 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Birincikânun 1935 CUMHURÎYET Tatlı müsabakamız On gün neşredeceğimiz rey varakalannı kesip saklayımz ve sonra mütalealarınızla beraber bize yollayınız iz bize Hitler ve Mussolini Dil üzerinde çahşmalar: 1919 danberi yapılan sulh muahede leri, bazı milletleri, yaşamak için kendilerine birer istikamet aramağa mecbur etti. İtalyadaki Faşizmle Almanyadaki Nasyonal Sosyalizm iste bu yaşama ih tiyacından doğan birbirine yakın tki is / SAĞ Müsabakada kazanan karilerimize 27 tikamettir. Karilerimize tatlı bir Şeker bayramı Altaylardan doğuya bakan Türkün vesilesi vermiş olmak üzere hazırladığı sandık kesme şeker hediye edilecektiı. Harbsonu Italyası acmacak bir hal iki tarafını ifade için kullandığı kelimeler mız tatlı müsabakası devam ediyor: Rey ve mütalealann muvaffakiyetine g.ideydi. Memleket kuvvetsiz düşmüştü, sa şunlardır: Müsabakanm esası şudur: re.verilecek hediyelerin tasnifi şöyledir: nayi hareketleri durmuş, işsizlik başgös1. S A Ğ : Etimolojik şekli şudur: 1 Bugünden başlıyarak 10 tane yaBirinciliği kazanan tatlıya rey termişti. Ve komünizm, yavaş yavaş en (1) (2) (3) zı neşredeceğiz. veren karilerden: ücra köşelere kadar yayılıyordu. (ağ + as + ağ) 2 Her yazı bir başka tatlınm pi Birinc'ye : 4 sandık, Italya, harb başladıktan epey bir müdIklnciye : 3 sandık, şirilmesini tarif edecektir. (1) A ğ : Köktür. Türkün kendisini det sonra Itilâf devletleri tarafına geç 0çQnc0ye : 2 sandık, 3 Her yazının altına bir de rey gösterir. (Burada Türk kendini güneşin Bes klfiye yarımşar sandık mişti; fakat sulh muahedeleri yapılırken, puslası konacakhr. yerine koymuştur.) bir takım sebeblerle arzulan yerine ge tkinciliği kazanan tatlıya rey 4 Her rey puslasında o tatlının (2) As: (. + s), ektir. Oldukça tirilmedi. ismi bulunacak ve reye iştirak eden kariveren karilerden: geniş bir sahayı ve bu sahada bulunan Memleket en büyük tehlikeye doğru süje ve objelerle asıl süjenin münasebeBlrlnciye : 3 sandık, lerimiz bu ismin hizasına rey puslası koIkinciye : 2 sandık, gidiyordu: Anarşi. nacakhr. tini gösterir. UçOncDye : 1 sandık, 5 10 tatlıdan yalnız üçüne rey veIşte o zaman iki bin seneük harabe (Ağas) : «Türkün bulunduğu AltayB«s kisiye yarımsar sandık rilecektir. Binaenaleyh yalnız üç tatlıya lerin tozlan altında uyuyan Romada çe lardan bir tarafında uzanıp giden saha Vçüncülüğü kazanan tatlıya aid kuponda tatlı isminin yanına birinci, lik başh, çelik iradeli bir adam göründü: ve o sahadaki şey» demek olur. rey veren karilerden ikinci, üçüncü diye yazılacaktır. Benito Mussolini. Blrlnciye : 2 sandık, (3) Ağ: (Ağas) mefhumunu tamam6 Müsabakaya iştirak eden karileBu adam, vatanı kurtarmak için a lıyan, tayin ve ifade eden sözdür. Ikinciye : 1 buçuk Sandık rimiz ayni zamanda şu suallere cevab veOçOncOye: 1 sandık narşiyi ezmek, anarşiyi ezmek için de Kelimenin, kökle ekin kaynaşmış morreceklerdir: Bes kiflye yarımşar sandık bütün kuvvetlerin bir iradeden fışkırması folojik ve etimolojik şekli bildığimiz A Niçin bu üç tatlıyı diğerlerine Şeker hediye edilecektir. lâzım geldiğini anladı. Ona göre çalıştı (sağ) dır. Kelimenin (sog), (say), tercih ettiniz? Müsabakamızda on tatlının tarifi ya ve bir eser yarattı. (sak), (sah) (sey), (siy), (cey), (cay), B Bu tatlı yazılan şekilden başka pılacaktır. Bunlardan beş tanesi pişıril Almanyada vaziyet Italyadan daha (cah) ve (süg) şekilleri de vardır. usulle daha iyi pişirilebilir mi? mesi kolay olanlarından ayrılmıştır. Di fenadı. Orada iktısadî kuvvetsizlik ve Sog: Etimolojik şekli: C Şahsan en beğendiğiniz tatlının ğer beşi daha çok uğraşılmak icab eden işsizlikten başka muahedelerin neticesi o(oğ + o s + og) = ogosog. tarifini yapınız. tatlılardır. lan siyasî bir kölelik vardı. Son morfolojik şekli, (sog) Altayda 7 Karilerimizin yollıyacakları rey Fakat son on beş senenin tarihini ka bulunan Türkün sağında uzayıp giden varakalan, gazetemizde aynlmış bulu Bir kilo yassı kadayıfının kenarlannı nştıranlar, o zamanın Almanyasını o za yerlerdir. Bu yerlerden muayyen ve tesnan ve salâhiyetli adamlar da katılan jükadayıflan manın Italyasından üstün tutan bir nokta bit edilmiş olan bir yeri hatırlatalım: ri heyeti tarafından tasnif edilecek, bu kesmeli. Kenarları kesilen çalkalanmış 20 yumurtaya bulıyarak bulurlar: suretle birinci, ikinci, üçüncü seçilen tat SAGO, SOGDİYAN kızgın yağa atmalı. Pembeleşinciye ka Bütün fırka mücadelelerine rağmen lılarla bunlara rey veren kariler aynla(Fergana) nın garbında (Sago) ır dar kızartmalı. Iki kilo şekerden, kay Almanyada, Italyada olduğu gibi bir acaktır. mağının (Zerefşan ırmağı) cenubunda 8 Jüri heyeti bundan sonra, kari namış ve soğutulmuş tatlıya kadayıflan narşi yoktu. Bilâkis için için kuvvetle (Sogdiyan) kıt'ası. Ierin reylerle beraber gönderdikleri mü atmalı. Çıkarıp bir tepsiye dizmeli. Ka nen, gittikçe büyüyen bir birlik hareketi Bu işaret ettiğimiz ırmak ve kıt'a söztaleaları tetkik edecek ve üç tatlı hakkın Ian tatlıyı üzerine dökerek bir taşım vardı. lerinin etimolojik şekillerini (sağ) keli da mütaleasını bildiren karilerimiz ara kaynatmalı. Sonralan çelik yüzlü, çelik iradeli bir mesinin etimolojik şeklile mukayesc edeTabağa aldıktan sonra üzerine, ar adam göründü: Adolf Hitler. sında birinci, ikinci, üçüncüyü ayıracakIim: zuya göre, ceviz veya kaymak koymalı. tır. Bu adam, gittikçe büyüyen bir fikn (1) (2) (3) (4) temsil ediyordu. Bugün o fikir Almanya Sağ: (ağ + as ağ + . ) f olmuştur. Sagn: (ağ + as + ağ + oğ) Mussolini ile Hitler, biribirine kardeş REY PUSLASI Sogdiyan: (oğ os og . ) f ~ f f iki sosyal istikametin symbole'udurlar. (5) (6) (7) Fakat benim görüsüme göre bu iki kar Birinci ieçilen tatlı: (ut iy f an) f des arasında büyük bir fark var: (1) Ağ, oğ: Köktür, esastır. Altayİkinci seçilen tatlı: Mussolini'nin azmi bugünkü Italyayj daki Türk. yaratmıştır. Üçüncü teçilen tatlt: (2) As, os: Onun bir tarafında.uza Hirler'm azmi, Almanya tarafından nıp giden her şey. (3) Ağ, ag, og: YukandaU mejhu, N. Adre.i: \:.* ...?.* mu ifadeye yarıyan ek. Buraya kadar olan her üç kelime. Not: Bu rey varakasile beraber yulcarıda 6 numaralı maddede sorulan (Sağ, Sag, Sog) ayni manadadır. a, b, c suallerinin cevabları da ayrı bir kâğıda yazılarak yollanacaktır. Analize devam edelim: (4) Oğ: Sağ tarafta olan bir şeyi ifaDün akşam Kadıkövünde çok feci bir kaza olmuş ve inmeli bir kadın kendi de eder. sigarasile vanarak ölmüştür. (Sag + oğ = sagoğ = sago: YuHâdise şöyle olmuştur: karıda söylediğimiz gibi bir ırmağın adıKadıköyünde, Altıyolağzında Kâğıd dır. cıbası sokağında Haşim admda birinin (5) U t : (. + td). ektir. Kendin inmeli karısı yatakta siffara içerken si den evvelki kelimenin anlamını tamamgarasım düsürmüstür. Sigara evvelâ lar, tesbit eder. (Sogut) sözü, Türkün vorganı ve vatağı tutuşturmuş, sonra da sağ tarafının adıdır; (cenub) demektir. zavallı kötürüm kadını yakmağa başla Kelimenin (Söğüt) şekli de vardır. (Sül mıştır. Kadıncağız evde yalnız oldu ğundan nekadar feryad etmisse de kimPOLÎSTh seye duyuramamış ve vücudünün muhBIRAKILMIŞ ÇOCUK Cihangir telif yerlerinden yandıktan sonra kapı de Kumrulu sokakta Nilâ apartımam ve penecereleri sımsıkı kapah olan o nın yanına bir aylık bir çocuk bırakdada dumandan boğularak ölmüştür. mışlardır. Polis çocuğa Ayten adını verYangın da evi tamamen sarmadan tt miş ve Darülâcezeye yollamıştır. Çofaiye tarafından söndürülmüştür. cuğu bırakanlar hakkında tahk'kata 1 urkçenın orıjınallıgı «d» ) şekli (Söğüt) şeklinin hafifleşmîşidir; «cenub» demektir. (6) iy: Cenubda bir yeri gösterir. (7) A n : Altaylara nazaran cenubda muayyen olan bir yere yapışık olarak onun yakınında uzıyan bir mıntakayı işaret eder: (Sogdiyan) mıntakası. IBUGUN DEBÜ Propaganda zeldenberidir ihmal ede ede, propagandanın mahiyeü, lü * zumu ve ehemmiyeti hakkında, hiçbirimiz bir fikir sahibi olamamışızdır. O kadar olamamışızdır ki, dün gene bu aütunda işaret ettiğim veçhile, bizim bu haleti ruhiyemizden istifade eden yabancılar, kendi propagandaları için, bi zim yurdumuzu en müsaid bir zemin addetmişlerdir. 27 sandık şeker mükâfat veriyoruz Sağ, Sago, Sogdiyan, Söğüt, Seyhun, Ceyhun kelimelerinin tahlili Yassı kadayıfı Halbuki propaganda ve mukabil propaganda, yeryüzündeki varlıklarını sağ lamak kaygusunda bulunan müstakil devletler için hayatî bir ihtiyacdır. Propagandasız ne siyasa kabildir, ne de ticaret. Sırası gelince, yabancı devletler politikacılannı kendilerine imale et m mek istiyen ülkeler, önceden o devletle * rin efkân umumiyelerini hazırlamış bu • lunmalıdırlar. Propagandanın yollan, vasıtalan, ha<îsiz, hesabsızdır. Başta, paraya mütevakSEYİSTAN kıf olan resmî propaganda gelir. Bunu Not: 3 Türklerden Altay cenubu hükumetler, münasib teşekküllerle yaparna inen uluslann adı da (Saka) dır. lar. Gazeteleri himaye ederler, neşriyat Yani (Sağ), cenub Türkleri demektir. yaptınrlar, resimler, filimler, konferans Bu Türklerin Sogdiyanın daha cenubu lar tertib ettirirler, memlekete seyyah na inerek yerleştikleri mıntakaya da çekmeğe çalışırlar, müzeler, kütübha « » (Sakağ Astan) = (Sakastan) ve neler, eğlence yerleri tesis ederek, sey • f yah akınını kendi ülkelerine doğru cel * ya (Sey + istan = Seyistan) derler. bederler. SEYHUN, CEYHUN SÖĞÜT Hahra Bizim (Söğüt) kasabasma verilmiş, olan isim, Altaylann cenubunda o isimdeki meselâ (Sogut «d» ) un adıdır. Bilindiğine göre halk, (Söğüt) sözünü (Soğut) diye telâffuz eder. Fazla olarak «Söğüt» kasabasmda ve civannda hiçbir söğüt ağacı da yoktur. Not: 2 Altaylann cenubunda, Tibetin şimalinde bir kasaba vardır. Onun adı da (Süt) tür. ' Hasılı, resmî propagandanın, klişe haKökün (Sey), ve (Cey) şekillerinin Türk dilinde kullanılışını canh bir dti line girmiş, malum ve mahdud usullerî, bununîa ugraşan daireleri vardır. misalle gösterelim: Gelgelelkn, bir millet, propagandasmî I Seyhun yalnız bu resmî ellerden yaptırmakla ikII Ceyhun tifa etmez. Bu iki söz, Aral gölüne akan iki ır Kendisini yabancılara şirin gösterecek, mak adıdır. beğendirecek, sevdirecek her harekete, Etimolojik şekilleri: her tezahüre, her tesebbüse itina eder. I Seyhun: (eğ4esf e y + e h + u n ) Incelmiş, yükselmiş sosyal terbiye kaII Ceyhun: (eğ4~ec|ey4ehf un) dar, propagandaya yardım eden hiçbir (1) Eğ: Altaydaki Türkü işaret eşey yoktur. den kök. Saltanat devrinde, medenî milletlerin (2) Es, ec: (. 4 sc). ektir. Olduknazannda bizi gülünc gösteren kıyafeti ça uzak bir saha ifade eder. mizin, Osmanlı devletinin inhitat ve inkı(3) E y : Kendinden evvelki mef razına, bizzat padişahlar kadar zaran humu tamamlar ve ifade eder ektir. dokunmuştur. (Eğ 4 es 4 ey = eğesey = sey) Rivayet ederler ki, Osmanlı Impara ve (eğ 4 ec 4 cy = eğecey = cey) torluğunun mukadderatı mevzuu bahsoHer iki kelime «uzaklık» anlamınadır. lan bilmem hangi bir konferansta, Ingiliz Buradaki (cey) sözüne tekrar temas e delegesi Lord Palmerston müzakereyi deceğiz . dinleyip te takib edecek yerde, fesli, ıs (4) E h : Uzakta bulunan bir objeyi tanbulinli Osmanlı delegelerinin karikatayin ve ifade eder. türlerini çizmekle mesgul olmuş!. (5) Un: Söylediğimiz obje ki Al Kılık kıyafetin tesiri neyse, millî ter taylara nazaran uzak bir yerdir; işte obiyenin, millî zevkîerin de, yabancılar ünun bitişiğinde bulunan bir şeydir. zerinde tesiri odur. Seyhun, Ceyhun: Yukarıda işaret etBunu artık anlamalıyız. Anladığımız tiğimiz gibi Türkün (cenub) adını vergün, artık zevkimize arzedilen herseyin diği sahanm ittisalinde iki nehirdir. Anadolunun cenubunda bulunan di kalitesi yükseleceği gibi, bize gösterilen ğer iki nehre de Türk, (Seyhan) vz sayşı ve sevgi de artacaktır. (Ceyhan) adlannı vermiştir. Her iki keOturup kalkmamız, konuşmamız, güllime ayni mefhumlan gösterdiği halde, memiz, şakalaşmamız, hatta sokakta yüonlan birbirinden tefrik için birinin barümemiz bile, millî propagandaya yardım şına (s) yi, diğerinin başına da ayni kaeden şeylerdir. Bizi, bu vaziyetlerde gotesoriden olan (c) yi koymuştur. ren herhangi bir ecnebt derhal notunu verir ve kendi memlekeHne dönünce de, Rikett Habeşistana gitti Londra 4 (Özel) Habeşistanda mü hakkımızda ona göre idarei kelâm eder. him bir maden imtiyazı alan Amerikah Bunu bilmemiz lâzımdır. Rikett bugün tayyare ile Londradan Dikkat ediyorum: Bazılanmız, medeBağdada hareket etmiştir. Royter ajanniyeti henüz iyice hazmetmemiş gibiyiz. sının Paris aytarile görüşen Rikett IraUmumî yerlerde fazlaca lâübali oluyo ka değil, doğru Habeşistana gitmekte ruz. Bu iyi değildir. Eski zamanlardan olduğunu söylemiştir. kalma birçok fena itiyadlarmıızdan sıyrılmakta istical etmeliyiz. Medenî sevi * Ingilterenin dış siyasası Londra 4 (Özel) Parlamentonun yeye yükseîmek için de, ne yapahm>. yarınki toplantısında İngilterenin dış Kendimizi biraz sıkıya koymağa mec siyasası hakkında bir münakaşa yapı buruz. lacaktır. Dış tşleri Bakanı Sir Samuel Zamana ayak uydurmak, bazı vakitHoare bu münasebetle önemli bir söy ler millî bir borc olur! lev verecektir. Ercümend Ekrem TALU Cumhuriyet Tatlı müsabakası Bir sigara, kötürüm bir kadtm öldürdii Nazilli Halkevinde verilen temsiller Ünyon Fransezde suvare Kış mevsimini resmen açmak üzere aTemsü veren amator gencler yın 14 ünde Ünyon Fransezde artistik Operetin müzik kısmını Evimizin Ar bir suvare verilecektir. Bu münasebetle Nazilli (Özel) Evimizin göster komitesi önemli kararlar vererek çalış komitesi musiki kolu ifa ederek piyesm bu yıl Pariste büyük bir rağbet kazanmış olan «Pardon Madam» piyesi temsil emalanna devam etmektedir. Bundan ikı canlılığını bir kat daha arbrmıştır. Bu piyesin başka yerlerde de temsili dilecek, temsil den sonra da bir balo ve hafta evvel (Tırtıllar) opereti çok mu düşünülmektedir. rilecektir. vaffakiyetle temsil edildi. lecekri. Herşeyi inkâr edecek, işin içinde bir yanlışhk bulunduğunu soğukkanlılıkla iddia eyliyecek ve ziyaretine dair ortada hiçbir delil bulunmadığından kadma karşı, icab ederse, şantaj ithamında bulunacaktı. Irenin, şehrin en yüksek avukatlanndan birinin kansı olduğu boşuna değildi: Şantajın henüz tohum halinde iken ve ancak fevkalâde soğukkanlılıkla üstesinden gelineceğini biliyordu. Buna maruz kalan insanın göstereceği en ufak tereddüd, en hafif endişe manzarası, hasmm cür'etini arhnrdı. başlanmıştır. OTOBÜS TRAMVAYA ÇARPTI Bakırköyden Sirkeciye gelen 3259 sa yılı otobüs, dün Türbede yolcu mdirir ken Harbiye Aksaray seferini yapar. 88 sayılı tramvay arabası otobüse çarpmıştır. Çarpışma sonunda tramvaym ılc camı kırılmıştır. însanca eksiklik yoktur. Edebf roman Yazan : Stefan Zw«lg „ 3 Çevlren: E. Ekrem Talu Ilk bir müdafaa tedbiri olarak, dostuolacağını hatırladı. Bilcümle vaki tedbir na kısa bir mektub yazıp, ne ertesi gün, Ancak o zaman hafif bir sükunet duyu5rordu. Ve odanm sessizliği içinde, saat leri, temkinle tarttı. Herhalde, bir daha ne de müteakıb günler, muayyen olan rakkasının muntazam işlemesi gönlünü, dostunun evine dönmiyecek ve böylece vakit ve saatte gelemiyeceğini bildirdi. muttarid ahengile bellibelirsiz meşbu kı yeni bir taarruz ihtimalini bertaraf ede Dostunun koynunda, bu derece bayağı cekti. Şimdi. yalnız bir tesadüf tehlikesi bir kanyı istihlâf etmiş olduğunu keşfetlıyordu. kalıyordu ki, bu da olacak iş değildi; zi mek gururunu rencide etmişti; kelimeleri*•* Ertesi gun, kocası işine, çocuklar da ra kendisi arabaya binerek savuştuğu gi ni gayızla tartarak, bundan sonraki mügezmeğe gittikten sonra, nihayet kendi bi, kadının da peşini takib etmiş olmasuıa nasebetlerini kendi yeyfine tâbi kılmak başma kalınca, berrak bir sabahın ve u ihtimal yoktu. Bundan başka, ne adını ne hususundaki soğukkanlılığının zevkini süzunuzadıya bir düşüncenin tesiri altın de adresini biliyordu ve kendisini bu karüyordu. Şöhret sahibi bir piyanist olan bu deda, mahud korkunc tesadüf, önemini dar müphem bir surette gördükten sonra bir daha tanımasmdan da korkulmazdı. likanlıyı bir müsamerede tanımış ve az hayli kaybetti. Herşeyden önce, lren, yüzündeki pe Esasen, aksi takdirde dahi lren herşeye sonra, hakikatte istemeden ve anlama çenia çok kalm olduğunu ve binaenaleyh hazırdı. Artık korkunun pençesinde bu dan, ona metres olmuştu. Kanı onun ka« kadının kendi yüzünü iyice »eçememiş lunmıyacağı için sakin bir tavır takınabi nını çekmiş değildi; kendisini ona bağlı yan ne ruhî, ne de şehevî bir sebeb de relidenberidir. Ilk defa olarak, bütün hafta sonra, yeni eserini kendi evinde, oyoktu; lüzumsuz ve hatta isteksiz olarak, mevcudiyetile heyecanlandığmı hisset na, yalnız ona dinletmek istediğini söy sırf iradesinin o anda nevuma atalete uğ mişti. lediği zaman, şaşkmlıkla kabul etmiş buraması yüzünden ve endişeli bir merak Delikanlının biraz fazla muntazam lundu. duymuş olmasından, kendini teslim edi çehresini kaplıyan hafif hüzün gölgesi, Bu bahane belki de kısmen samimiydi. vermişti. belki de kendisini onakarşı celb ve cez Fakat derhal, nüvazişler arasında kay Hiç birşey, ne roes'ud bir evlilik haya beden yegâne şey olmuştu. Etrafındaki boldu ve nihayet Irenin mütehayyirane tının tamamile tatmin ettiği nefsi, ne de tok insanlara yabancı olan bu hüznün i nefsini teslim etmesile büsbütün unutul evli kadınlarda sık tesadüf edilen, çapra çinde yüksek bir âlem keşfeder gibi ol du. şık bir manevî hayat sürmek isteği, onu muş ve istemeksizin, bu âlemi temaşa Kadının ilk duygusu, aralanndaki mübir dost edinmeğe teşvik etmiyordu. Mü maksadile onun hergünkü hayatının üze nasebetin beklenmiyen şehevî bir mahireffeh burjuva hayahnın asudeliğine, tem rine eğilmişti. yet alması üzerine dehşet duymak oldu: belcesine sokulmuş olarak, kendisinden Şüphesiz, yakışık almıyacak kadar bir Görüşmelerinin zevki kalmamış gibiyfikren üstün, varlıkh bir koca ile iki ço hararetle tekellüm edilen bir takdir ke di; ve kendi kendine malettiği bir kararcuçunun aralannda bütün bütüne mes'ud limesi, san'atkânn bakışlannı, takdirkâ la, içinde yaşadığı burjua muhiti reddetyaşıyordu. nnın üzerine tevcih ettirmişti. Ve bu ilk miş olmaktan doğan gurur, gayriiradî i Ancak insanı, boradan ve fırtınadan bakış, Irenin gönlünü derhal kavramışn. hanetin nedametini ancak kısmen tadil ziyade tenbih eden, havanın bir gevşek Vücudü korku ve şehvetle titredi. Son ve teskin edebiliyordu. Bu gurur, ilk günliği olduğu gibi, felâketten ziyade âsabı ra, her noktası aydınlık ve yerin altından ler kendisini tethiş etmiş olan günahın bozan, saadetin de bir itidali vardır. fışkıran alevlerle kıpkızıl olmuş bir mu aksülâmelini tefahür mertebesine çıkar • Tokluk. bazan aclıktan da muharriktir: havere, esasen uyanmış merakmı o mer dı. Su kadar ki bunun tesiri, ancak basIrenin hayabndaki emniyet, tehlike yok tebe tahrik etti ki, umumî bir konserde, langıca münhasır kaldı. îrenin hisleri bu luğu, onda macera hevesini uyandırmıstı. ikinci bir defa rastlaşmaktan çekinmedi. adamınkilerle, ve bilhassa onda sezmekGenc artist, erk"k'erin, kendi güzel Biribirlerini sık sık gördüler ve artık bu te olduğu ve merakmı cezbetmiş bulunan liğine, ekseriya ciddî bir arzu duymak luşmalan tesadüfün eseri olmaktan çık yepyeni ve hususî elemanla tezad teşkil sızın, tatsız sakalar ve hürmettfn uzak tı. Hakikî bir san'atkânn alâkasını bu ediyordu. Onun keman çalışı kendisini las"vvan âs'kanc sÖ7İı*rl(? remile van derece cekmekten, onu anlayıp ona, biz nasıl mestediyorsa, hariminde bulunduğu makta bulundukl^n onun burjua muhi zat ve mütemad»yen ikrar ettiği gibi. il anlarda onun hırsından rahatsız oluyor(Arhan var) tine girer girmez, lren, genclik çağına gi ham vermekten mağrur olarak, birkaç du.

Bu sayıdan diğer sayfalar: