2 Birinelkânun 1935 CUMHURtYET Sulh ihtimalleri çoğaldı Musolinînin Fransaya müsaid cevab vereceği umuluyor (Baş tarafı 1 încî aahifede) müş olması muhtemeldir. Orta Habeşistanla, kenar bö!ge!er arasında herhangi bir farkın gözetilroesi, gerek Habeş İmparatorunun ve gerek Milletler Cemiyetinin muhalefetile kaışılacaktır. Tigrenin İtalyaya terki de ayni muhalefete uğrıyacaktır. Tasarlanan plânda, Milletler Cemiyetinin kontrolu altında bir yardım muka velesinin akdi de dahildir. Bütün noktai nazararı hesaba katmış olmak için, Fransa İtalyan plânını sabırsızhkla beklemektedir. Yakında Lavalle Sir Samuel Horun asgarî İtalyan şartlan üzerinde konuş malan muhtemeldir. Hatta bu arada Almanyanın Cenevre ye dönüşü ve iki taraflı hava misaklan meseleleri de müzakere edilecektir. Alman hükumetile temasta bulunmak üzere Dış îşleri Bakanlığı tarafından Berlıne gönderılmış olan İngiliz mümeslisi hâlâ orada bulunmaktadır. Dün Italyanın Paris sefiri Basbakan Lavali ziyaret ederek petrola ambargo konulmasınin Romada şiddetli aksülâmel uyand.racağını söylemiştir. Fransız matbuatı bu muhtemel aksülâmelden endişe ile bahsetmektedirler. Filhakika Roma hadiselere çok sinirli bir haleti ruhiye içinde intizar etmektedır. Bir taraftan zecrî tedbirlere mukavemet hareketleri devam ediyor. Saylavlar ve âyan azalan bütün madalya ve nişanlannı hazneye hediye etmeğe hazırlanmışlardır. Hükumet Arnavudlukta cıkanlan madenî yağların işletilmesi için Italyada bir fabrika kuracaktır. Biz bize Ben tekzib ediyorum «Altı yolcu taşıyan bir otobüs, Balıkesirle Biga arasında, tenha bir yerde on ayıdan mürekkeb bir çetenin taarruzuna uğramıştır. Hiç beklenmiyen bu hücumdan ve yolcuların bağnşmalarm dan telâşa düşen şoför, dıreksıyonu ehnden kaçırmış, otobüsün bir uçuruma yuvarlanmasına ramak kalmışken son dakıkada kendini toplıyarak bütün kuvvetıîe gaze basmıştır. Birdenbire hızlanan otobüs ayılardan üçünü ezmiştir. Yaralı ayıların canhiraş feryadlarından ürken diğer ayılar kaçmışlar ve yolcular da bu suretle kurtulmuşlardır.» Dil üzerinde çalışmalar: Akşam kökünden çıkan kelimeler Bunlar Türk dilinin enginliğini isbat ediyor DE BU.1 Ramazaniyelik tiplerden: Tiryaki llahü a'lem, şimdi kalmadı. Varmalı sözler cerhedilmez kaynaklar ta sa da, artık pek kıyıda bucaktarafından teyid olunmaktadır. dır. Fakat eski zamanlarda, oHatıralardadır ki, M. Wang, Times ruc tiryakileri, sosyal birer belâ gibi ıdigazetesine gönderdiği bu mektubda, M. (IV) Gark [Vlus gazetesinden nakletti • ler. Bereket versin ki, bunların şerri scEdenin 30 teşrinievvelde Avam Kama (V) Kara ğimiz dünkü makalede «Akşam» nede ancak bir aya münhasır kalırdı. rasmda 1932 ve 1933 te Milletler Cemi(VI) Geri kelimesi tahlil ediliyor ve bunun Tiryaki, daha ziyade kırk, kırk beş yeti tarafından kollektif bir hareket yaBu altı kelimede farklı gibî gorünen yaşmı aşmış olanlar arasında tesadüf ;ditiirkçe aslı isbat olunuyordu. Bupılması için lâzım gelen şeraitin mevcud gün aldığımız yazıda ise gene ayni unsurlar (k ğ b) dir. Halbuki, (ğ = len bir tjpti. bulunmadığı hakkında verdiği diyevin cikökten neş'et eden kelimele v) dir; ayni zamanda (v = b, m ...) Sahur yemeğinin verdiği şişkinlikle, han efkân umumiyesinde hâsıl ettiği sürBu haberi, gazetemizin özel muhabiıi dir. O halde farklı gibi gördüğümüz un esasen uykudan tinyoz uyanır, sinirlerini priz tebarüz ettirilmekte idi. M. Eden, değil bir Avrupa gazetesi yazıyor. Son ler tahlil edilmektedir ki zaman surlar iki kategoride (k) ve (b) kategoyatıştıracak olan kahve ile sigarayı da diyevinde bilhassa demişti ki: Japonya zamanlarda yabancı gazetelerde hakkı ve cihet anlatan bu sözlerin de rilerinde, müşterek olan (ğ = v) dola bulamayınca suratı büsbütün asardı. mütecaviz olarak telâkki edilmcmişti. mızda çıkan inanılmaz haberlerin yanın Türk dehasından çıkttğı anla yısile daima birbirlerinin yerini tutarak Evdekileri yok yere hırpalar, kırar, inÇin Japon münakaşaları hiçbir zaman da bu, çok ehemmiyetsiz kalır. Geçenler şılmaktadır. llk yazıda «Akşam» herhangi bir obje veya süjenin kendisini citir, aptest suyunu ya fazla soğuk, ya iki memleket arasında bir harb haline ge de bir tanesi fransızca Monsieur, Ma kelimesinin ilk iki cüzü olan temsil ederler. [ I ] Bir de son kelimede fazla sicak bulur,. potin, elbise beğen lecek derecede terakki etmemişti, Çin hiç dame, Mademoiselle gibi tabirlerin res (akşam = ak + <*ş) sözile bu vokaller incelmiştir. mez, çamaşınn ütüsüne itiraz eder, evde bir zaman Milletler Cemiyeti paktının 16 men dilimize alınacağını yazıyordu. Bu nun Yakutça şekli olan (ağas) Görülüyor ki (arka) kdimesi ne eksikliği haber verilen şeylere kızar, çoncı maddesini ileri sürmemişti ve o za rada şikâyet ettim, Avrupa matbuatını sö'zii derinlatirilmiş, alınan b'r ise (garba) kelimesi de odur. Batıp kay cukları haşlar, beslemeye küfür eder, kaman Amerikan ve Sovyet Rusya Cemiyet kontrol etmemizi, orada bu gıbi manasız neklerdeki iki kelime üzerinde bolmak manasına olan (gark), karanh rısını, kaynanasını paylar ve nihayet evüyesi değildi. M. Wang, Çin meselesi haberlerin yayılmasına mâni olmağa çağın sıfatı olan (kara), arkada kalmak den fırlayıp işine giderdi. durulmuştu. müvacehesinde Ingilterenin hattı hareke hşmamızı sÖyledim. manasına olan (geri) sözlerinin, hep gü Orada, bilhassa öğleye, ikindiye dogru Bunlardan birincisi olan (ağatini haklı göstermek istiyen bu delıllere Başka milletlerin bu işe nekadar dikşu sualleri sorarak cevab vermişti: Eğer kat ettiklerini biz gazeteciler burada her sa) sb'zü «kaçak, koşu, gece, neşin kaybolma vaziyetinden çıkmış ol artık ifrit kesilir, meydanda kalmış çüduğu anlaşılıyor. rük bir diş siniri kadar hassas olurdu. Japonya mütecaviz değil idi ise nihaye gün görüyoruz. gark» kelimelerinin etimolojisini Not: 4 Türk (sabahley) den çı Eğer ashabı mesalihle temas icab ettitınde Japonyanın Milletler Cemiyetinden tanıtmış, buradan da «kaş» ve Farzedelim ki Türkiye bir seyyak kan güneşe bakarak ve (sabahley) i esas ren bir mevkide ise, kendisine işi düşençekilmesini intaç eden Cemiyetin 2 şubat «huşuç» kelimelerinin b'z anlam' memleketidir. Garbî Anadolu gibi en katutarak, cihetler tayin etmiştir. Güneşin erin vay haline! 1933 tarihli kararı niçin alınmıştır? Manlabalık bir yerde ayı sürülerinin otomo ları çıkarılmıştt. îkide birde, artık otuz ramazan diline son takarrür edip kaybolduğu noktaya çuri ve Şanghayda «harbe müracaat» tan billere saldırdığını duyan adam'arda örneklerde görülen ikinci ke (garba), veya, zamanla ana kok olan doladığı: başka bir şey yapılmış mıdır? Bu kere lime «arga» dır ki «garba» anla (ağ) ı bırakıp (b) yerine (k) yi tercih Mubarek günde beni günaha fok Italya dahı harbi ılân etmediği için, o buraya gelmek için yürek kalır mı? Zavallılar, rüyalannda Türkiyeyi mına gelmekte ve «garb» sözii ederek, (arka) demiştir. Fakat, gene za ma, be adam! zaman Japonyanın Mançurideki vaziyetimanla, bu kelimelerden (garba garb) Nakaratıle, ramazandan alamadığl le bugün Italyanın Habeşistandaki vazi gezdiklerini görseler buhran geçirerek nün de aslını teskil etmektedir.J sözünü «batı» anlamında bırakmış, (ar hıncı ibadullahtan çıkarmağa bakardı. yeti arasında ne fark vardır? Bittabi bü kan ter içinde uyanırlar. II. ka) sözünü de kendisinin sırtını anlatma Cendisine: tün bu suallere ingiliz hükumeti tarafınAvrupa gazetelerini kontrol edecek, GARB ğa tahsis etmiştir. Pekarskinin Yakut Didan cevab verilmemiştir. Fakat bu arada icabında onlara yol gösterecek olan ma Efendi! Şu evraka lutfen bakar 'Arka, Cark, li lugatinde: (Arğa, Arğas, Arka) sözen mühim sansasyonu tevlid eden şey, kamın çalışmasına ihtiyacımız var. mısın? Kara, Geri lerinin şu anlamlara geldiği görülmekteM. Wangın Tımese yazdığı mektubun, Bu makam Genel Basın DirektörlüğüDemeğe gelmez, derhal, orucdan feri 2 (Arğa = garba) : Bu iki keli dir: Çin tarafından 16 ncı maddenin ileri dür. O işe başlayıncıya kadar karar verkaçmış gözlerle alevlenir, rengi solrnuş menin etimolojik şekillerini altalta yazasürülmemesınde İngiliz hükumetine düşen dim, ben tekzib ediyorum: 1 Sırt; arka; bir şeyin arka tara dudaklari titremeğe başlar, kaşlan çatılım ve bunların altına (Arka), (Gark), fı; garb, garb? aid. mes'uliyet hakkındaki kısımdır. Bu me "Fransızca Monsieur, Madame kelimelır, devlet kapısmdan, işinin nice olduğuFransız hududundaki sele üzerinde çok emin kaynaklardan alı lerinin resmen dilimize gireceği, Balıke (Kara), (Geri) sözlerinin etimolojik 2 Arkadaki; garbdaki: «Arğa öt nu sormak küstahlığında bulunan bivarenan haberlere göre, hâdise şöyle cereyan sirle Biga arasında çete halinde dolaşan şekillerini de koyalım: tahşidat meselesi tö = garb cephesi (tarafı) »; «Arğa ye: Garba (ag ar ab ağ) f f f Salâhiyetli Roma mehafili Fransız hu etmiştir: la = garba doğru gitmek, meyletmek ayılar bulunduğu ve saire.. ve saire.. Adamı zahmete sokmak için böyle Arğa (ağ + ar + ağ + ağ) 1 ingiliz Dış Îşleri Bakanlığı, Ce doğnı değildir dudunda tahşidat haberlerini tekzib eder(güneş hakkında) »; «Arğalî = Bıraz mubarek günü mü buldun? (ağ f ar f ak f ağ) Arka ken hâdisenin Brenner gecidinde manev nevredeki Çin delegelerinin Asambleye garba doğru. «Arğalî seğuru diyekı = N. Diye çatardı. (ag f ar + ak J . ) Gark müracaat hususundaki teşebbüsünün ö ra için toplanmış olan kıtaatm şiddetli socenubu garba doğru». Bayağı vakitler onun halim, selim, şa(ak j ar ağ . ) f f Kara ğuklar dolayısile geri alınmış ve Fransız nüne geçmiş, kendilerine böyle bir mü Arkada kalan, eskiyen şeylerin sıfatı kacı, lâtifeye mütehammil olduğunu bi Geri (eg iğ f . ) er hududundan Afrikay giden Assietta fır racaatın lüzumsuzluğunu göstermış ve olan (arkağ ik = arkağık) sözünün lenler, sözünden, sohbetinden hoşlanıp ta f ~ (1) Ag, ağ, ak, eg: Köktür. Güneşi kası yerine birkaç tabur gönderilmiş ol bunun Çin için fena netıceler tevlid edede orijini görülmüş oluyor: (ğ = y) ol meclisini arayan kımseler, ramazanıtı bive onun hareketini gösterir. bileceğini ileri sürmüştü. du$unu tasrih etmektedirler. duğundan kelime (arkayik) şeklinde de rinden bayram ertesine kadar, koleradan (Bafmahaleden devam) (2) Ar, er: Hareket eden güneşin bir 2 1932 1933 kışı esnasında İngikaçar gibi tiryakiden kaçarlardı. M. Musolininin yeni bir söylevî söylenir. liz Dış Îşleri Bakanhğının salâhiyettar bir cİavada ayağına atılmış bir çelmek obje üzerinde temessül edip karar kıldıBu ihtiyata riayet etmiyenlerin, onunRoma 1 (A.A.) M. Musolini, recülü, Çin delegesine paktm 16 ncı tesiri yapmış veya kendisince böyle telâkIRAK ğını işaret eder. O obje, ( I ) incide (ab), a kanlı bıçaklı olmalan işten bile dcsilVenedık sarayında büyük harb ölüle maddesınin ileri sürülmemesi için ısrarla ki edilmiştir. Sir Samuel Hor ağzîle ve (II) ncide (ağ), (III) üncü ve ( I V ) Not: 5 (Arakağ) sözünün yalnız di. «Mubarek gün» ün şerefine kırmadığı r;nin dul karılanm ve annelerini kabul tavsiyelerde bulunmuş ve yapılasa dahi rilen cevab, içinde bulunduğumuz bü(arak) parçasını alalım. Bunun uzak an kalb, baltalamadığı dostluk hemen hemen etmiş ve bu kabul sırasında bir söylev böyle bir müracaatin gayrimevcud adde yük meselelerle yakapaça uğraşırken üncüde (ak), ( V ) incide gene (ağ), lamında (Irak) şekli de malumdur. Peyok gibiydi. (VI) ncıda (iğ) dir. Demek oluyor ki, vermiştir. Duçe, bu söylevinde zecrî ted dileceğini bildirmiştir. şimdi başka bir işi hatta tetkik dahi edekarskinin Yakut Dili lugatinde «Arah Imanı zayıf olanlar, bu gibileri gör güneş (sabahley) den kalktı; son bir birlerin îtalyayı müteessir etmediğini, 3 Daha çok yakında İngiliz yük meyiz manasmdadır. Böyle bir cevab, noktaya geldi; orada son olarak kat'î bir (arak) » şekli vardır. Şu anlamlara ge dükçe, orucun fezailinden büsbütün ÎÜDçünkü Italyanın sanıldığından çok daha sek memuru Çin hükumeti nezdinds isteklerin şimdiki haller ve şartlar içinde lir: «Aynlmak, birisinden ayrılmak, u heye düşerlerdi. Bunlar haklı idiler de.. fazla kaynaklara malik bulunduğunu Mançukonun tanınması için sıkı bir su hatta biraz şüpheli telâkki edilmesinden surette temsil olundu, göründü. Bu yeri •zaklaşmak, çıkıp gitmek, gitmek». Zira, ramazan tiryakisi, gerçek söylügösteren unsur, sondaki (ağ) dır ( «ak» söylemiştir. rette ısrar etmiş, ayni zamanda ingiliz doğabilirdi. «Arağan tarğastılar = onlar aynldı yorum, tahamırfül edilir şey değildi. gibi yerin ismini tesbit ve ifade ediyor.) M. Musolini, şöyle demiştir: Dış Îşleri Bakanlığı Çin şubesi şefi de Telâkkinin bu şekline göre psikolojik Ve ben hayret ederdim: Insanlann lar (evlerine dağıldılar) ». « Zecrî tedbirlerin İtalyayı müte Londrada buna benzer teşebbüslerde bu hatayı yalnız Ingiltereye münhasır say (IV) üncü, ( V ) inci ve ( V I ) ncıda bu ahlâkını, tıynetini ölçmek için, içkiyi, ku«Arağıs, Arahsar = muhtelif cihetlere essir eden tarafı, manevî cilıetidir.» lunmuştur. Bu son teşebbüslerde îngiliz mamak insaf icabı olsa gerektir. Dünya son ek yoktur. Tabiî manaları da farklı gitmek, aynlmak, birisinden boşanmak». man ve yol arkadaşlığını mihak mehenk Duçe, Cenevreyi, Italyanın üzerinde Bakanhğının Çin şubesi şefi, Uzakşarkta dır. olarak kabul eden üstün akılhlanrruz, bu yı bugün buhran içinde yaşatan hâdiseîer «Suol arahsara = yol ayına». merhametsizce diri diri teşrih ameliyesi barısı korumak için yegâne çarenin Çin (Ağ) ekile tamamlanan kelimelerde bir yandan İngiliz Imparatorluğunu alâHatıra: (Ağas) kelimesinin yukanda silsileye orucu neden katmamışlar dive?. yapılmakta olan bir anatomi salonuna tarafından Mançukonun tanınması oldumefhum isimlenmiştir. Fakat diğerlerin Ercümend Ehrrrn TALU kadar ediyorsa diğer yandan da doğruyazdığımız birinci manalanndan sonra benzetmiştir. ğu ileri sürlümüştür. de, umumî anlamda yani sıfat olarak kaldan doğruya Mısınn mukadderatını ilgişu manalannı da söyliyelim [ 2 ] : Yalova Bursa yolunda bir Gizli bir vazife mıştır. lendiriyor. Bu itibarla durumun çok naII Hududu geçmek, bir şeyi geç , Ricketten evvel Habesistanda bir petotobüs kazası Bu kelimeleri son morfolojik ve fonezik olduğunu kabul ve itiraf etmek lâmek, bir şeyin arkasına geçmek. rol imtiyazı almış olan İngiliz iş adamı Bursa (Özel) Yalovadan Bursaya Tüberküloz cemiyeti toplantısı zımdır. Bir memleketin istiklâli onun tik şekillerile altalta yazalım: III Bir şeyi kaybetmek, bir şeyden gelmekte olan bir otobüs Gemliğe gireChertok Habeşistanm Londra sefareti (I) Garba îstanbul Tüberküloz Cemiyeti 4.12. varlığı üzerinde çarpışan yabancı kuvvetceği sırada şoförün dikkatsizliği vu mahrum kalmak. kâtiblerinden Zafiro ile birlik gizli bir va(II) Arğa 935 çarşamba günü saat 18,30 da top lerin savaşından istifade edilmek suretıle «İki tuttar ilıbitten ağasım = iki tutan zünden şosenin banket aralıgına dev zifeyle Amerikaya gitmiştir. Zafiro Ame(III) Arka rilmiş; yolcular biribiri üstüne yıgılaherhangi bir pazarlık mevzuu teşkil edeelimi kaybedeyim». nkadan 1 milyon sterlinlik istikraz yapı lanacaktır. rak ezilmisler ve birçoklan vücudlerilacagı haberini ne tekzib, ne de teyid et Sipahi Ocağınında çay ziyafeti bileceğine bizim akhmız ermemiştir. AKŞAMLEYtN nin muhtelif verlerinden ufaktefek yahatalar cümlesinden sayılmaktan kurtumemistir. Sipahi Ocağmda, dün akşam'kulübün Durumun Mısıra göre çok nazik olduğu«Akşam» sözüne «il \ ey» katılarak ralar ve bereler almışlardır. Yolcular, İtalyan gazetelerinin Çin Japon aldığı yeni mütekâmil şekil dolayısile bir nu ve herhangi derecesinde fırsat sayı lamaz. yapılan «akşamley»,. tamamen «güneşin soförün esrar içmiş ve sarhoş olduğunu Yerden göke kadar haklı olarak istiklacak durumlardan olmadığını görüyoişinde tngiliz rolüne dair çay ziyafeti verilmiştir. battığı yer» (batı) demektir; (sabah hatta cebinde de bir şişe rakı bulun lâline âşık olan Mısınn yurdsever halduğunu söylemrşlerdir. Bilâhare bu o Ziyafette kulübün bütün azalan ha ruz. llkönce keçeyi sudan çıkarmalı, sonmiihim ifşaatı ley) gibi. kmca akıl ve basiretle göriilecek ve yüktobüs bir başka otobüse bağlanarak ra mukaddes isttklâl davalannda gene Roma 1 (A.A.) Çin Japon an zır bulunmuştur. Akşamleyin: Güneşin (akşamley) de kaldırılmıs, makinede bozukluk olmasek hamiyetle ileri götürülecek bu da\aÇay ziyafeti sırasında kulübün kapalı devam etmelidir. laşmazlığı esnasında Ingiltere tarafından bulunduğu zamanı hatırlatır. dığı anlaşılarak yoluna devam etmiş ve smda bir gün zafere eriştiğini görmekten Cenevrede alınan hattı hareketten bahse manej mahallinde muhtelif gösteriş binişYalnız askerlikte değil, politikada da memnun olacakların başında biz bulu[1] Etirholoji, morfoloji ve fonetik bakı Bursaya gelmiştir. Otobüs yolculann den gazeteler, bu hususta sansasyonel if leri yapılmıştır. tabiye vardır. Tabiyede hatanın asker nuyoruz. Bu kalbî alâkamızın kuvvetidir mıiKlan Turk Dili analiz yolları, sahife: dan bir gene kızın korkudan bir müdşaat yapılabileceğini bildirmektedirler. Kulüb bugüne kadar iyi cins 16 at det dili tutulmuş; Bursa sorgu hâkimi 10 11. İhsanm eşi Saniyenin ve muallim Ah Londradaki Çinliler birliği başkanı C. C. temin etmiştir. Başbakan Ismet înönünün likte olduğu gibi politikada da davaya ki onun her halile bizi yakından meşgul t2] Bu birinci anlam düniü sayımızdamed Muhtarın baldızınm kolları incinWang tarafından 30 birinciteşrinde Ti de kulübe maddî ve manevî şekilde mu zararlı olacağma şüphe yoktur. Olmıya olmağa sevkeylemektedir. dır. miştir YUNUS NAD1 cak yerde kuvvetleri israf etmek te bu mes gazetesine gönderilen mektubdaki i zaheret edeceği anlaşılmaktadır. Mısır hakkındaki duygularımız ve düşüncelerimiz KURVMLARDA nekşeler, mahçub papatvalarle süslen kopmuş bir sinema şeridi gibi kesiliyor. dar kaldınmın bir kenanna çekiyor YANGIN BAŞLANGICI Dün kaVe Seza etrafındaki âlemin dönerek lar. miş kücük bir mezar.., yıkıldığı sonsuz bir uçunımun içine dü Kalabalığa yeni yaklaşan gene bir ço lafat yerinde îstepanın doğramacı ve Mehmed!... marangoz imalâthanesinin üst katında Hayır artık onu düşünmeğe bile lâ süşün yüreği üzen, yüreğe lezzet veren cuk önündeki ihtiyar bir serseriye soru yangın çıkmıştır. Yangın büyümek istikorkunc ve güzel, müthiş, ve tath ürpe yor... yık değil... dadını göstermek üzere iken yetişen rişini hissediyor.. Ne olmuş kadına... Neden yatı Yazan: Suad Derviş Edebî Roman: 63 Artık onun annesi olmağa bile; onun »itfaiye tarafından söndürülmüştür. YaHepsi bu!... yor?... pılan araştırmaya göre yangın gece Başı dönüyor, kulaklan uğulduyor... acısrnı çekmeğe bile lâyık değjl... Fakat kapı açılır açılmaz Seza onun' Sonra?... Ellerira pantolonunun cebin« koymuş bekçisi Alinin sigarasım yaktıktan sonra Ah bir kendiker»disinden kurtulabilse!. bir söz söylemesine vakit bırakmadan e Uzaklaşmak istiyor. Kendisine iğrenc Bir şey yok.., olan bu kaldmm filozofu omuzlannı sil yanan kibriti oradaki kalasların üze Ben ne yaptım... lindeki banknotlan başına ahyor ve ona lik veren şahsiyetinden, iğrenclik veren hüSonra? kerek: Şimdi daha ışıklı bir yolda... Işıklar rine atmasmdan çıkmıştır. Tahkikata her zaman böyle bir oyun oynamış ha viyetinden uzaklaşmak istiyor. Hiç!... Ne olacak bayım, diyor. Hiç.. Gör devam edilmektedir. etrafmda dönüyor. Kendisine bakmak Az ışıkh yollarda tek tük tesadüf eyata duyduğu ikrahla sanki Atıfın, sanmüyor musun... Hiç olmuş... BİR AMELE ELİNİ MAKİNEYE ki hiçbir şey bilmiyen fobbın, sanki ço dilen yabancılann kendisine garib garib için açılmış bu ış^ıktan ejderha gözleri neKaldınmdaki tek tük yolcular hep reden çıkb... *** KAPTIRDI Dün Büyükdere kibrit cuğırhu utanmadan elinden alan ölümün baktığını gönneden koşuyor... birden bir tarafa koşup, orada toplanmBu ziyadan kurtulmak kendisini ka ve sanki onu birdenbire kara talihin su Koşuyor... Fazla bir sual sormıyan gene adam fabrikasmın soyma makinesinde çalı ca epey bir kalabalık teşkil ettiler. ranlvklara gizlemek için.. kaçmak isti ratına tükürür gibi sonsuz bir hırsla sağa, ihtiyar serseri sola doğru yürüyor şan Yalovalı Safer, elini makineye kapBaşını dayıyacak bir kucak bulmak, Yerde beyaz elbiseleri çamurlanmış ve tırmış ve sol elinden yaralanmıştır. kendisine şaşkm şaşkm bakan bu beyaz bir rahat bulmak, bir sükun bulmak, ka yor. lar... kanlanmış bir kadın cesedinin etrafmda İSKELEDEN DÜŞTÜ Dün Ci Kaçmak ve işte tam o anda... O anın saçlı adamın yüzüne tükürüyor ve bir fasmı yerlere sürmek istiyor. • Bir çeyrek sonra caddeden geçenle herkes bağınyor, heyecanla konuşuyor. hangirde acıklı bir kaza olmuştur. söz söylemeden merdivenlerden aşağı kaHayatta çektiği acılann yükünü şef milyonda biri kadar kısa <bir zamanda burada geçen hâdiseyi farketmiyorla Kazayı yapan şoför kendini müdafaa 1 Cihangirde Lenger sokağında Remzî katine teslkn edeceği bir varlığa ihtiyacı vücudüne bir şeyin çarptığım duyuyor. çıyor. bile. ye aid yeni yapılmakta olan binada çaBütün kemiklerini ezen tarifsiz bir ıstı ediyor: *** Cesedi kaldırmışlar, ahali dağılmış.. var... lışan işçi Haydar arkasında tuğla ile Deli miydi, sarhoş muydu? Bil rab.. Bu anın milyonda biri kadar kısa Ona gitmek, bu kimsesiz hayatanm büKapicî bîr deli gibi koşa ko§a Inen Şoförii götürmüşler... iskeleden yukanya çıkarken birdenbire mem. Sokağın ortasından yürüyordu. O bir zamanı bir asır uzatıyor... tün sukutu hayallerini ona söylemek. kadına kapıyı açtu Cadde tabiî halinde... iskele düşmüş ve zavallı Haydar aşağı kadar korna çaldım. Karşıdan gelen a Bak... Bak bana ne yaptılar? Acı acı bağıran kimdi kendisi mi? Seza koşuyor...Sanki hiç birşey olmamış gibi... yuvarlanarak yaralanmıştır. Polis çürabadan kurtulmak isterken... benim aDiye şikâyet etmek istiyor ve bu an Ne oldu?... Nereye gidecek?... rük iskeleyi kuran adamı yakalıyarak rabamm altına atıldı... da gözünün önünde ufak siyah bir toprak Diye düşünmek istiyor... Mehmed akBilmiyor... BİTTİ hakkında tahkikata başlamıştır, Cesedi yardım otomobili gelinciye kak yığını peyda oluyor. Üstü mütevazı me lına geliyor.".. fakat... düşünceleri biraz Hiçbir hedefi yok*.. HIÇ POLİSTE