2 BîrfnciKantln CUMHURtYET SON TELSFON HABERLER... r VC TELSİZLC ıÇÜaılH Kralın tuttuğu yol mevkiini sağlamlaştırdı Demircis kabinesi herkesi memnun etti. Kabine programını okuyacak ve Meclisten itimad istiyecek Yugoslavyada umumî af ilân edildi Bütün siyasî ve diğer mahkumlar affedildi Nasıl olacak! Halid Ziya Uşaklıgil İHEM NALINA MIH1NA Kusur sade Belediyede mi ehrimizde beğenmediğimiz Her ne olsa, kusur ve kabahati Belediyeye yükletiriz. Gerçi, lstanbul Belediyesi, belediyelere örnek olmaktan çok uzaktır amma biz İstanbullular da, temiz bir şehirli olmaktan çok uzağız. Ahçılar, pis bulaşıklanm sokaklara dökerler; apartımanlardaki bayanlar, halılannı balkondan yoldan geçenlerin üstüne silkerler; evlerin penceresinden başmıza yanık sigara veya portakal kabuğu atarlar. Caddelerde, bir iz'ânsızıa attığı kavun kabuğuna basar, yuvarlanır, bir yerinizi kırarsinız. Sabahlan Köprünün yaya kaldırımları sanatoryomlann tükürük hokkalarından daha kirlidir. Hiç birimizin evinde şöyle kapakh ve tertibli bir süprüntü tenekesi yoktur. Akşamlan, geç vakit, Cumhuriyet idarehanesinden çıkıp ta kestirme bir yoldan, Yenipostahanenin arkasındaki geniş caddeye, oradan da dar bir sokaktan Istanbul Yerli Mallar Pazannın önüne ine rim. Yolumun üstündeki hanlar bütün süprüntülerini bu dar sokağa dökerler, bazılannı kapıdan, .bazılarmı pencere den... Sokak bir mezbeleye döner. Kâğıdlar arasında öteberi anyan fakirlerle kediler, köpekler bu süprüntüleri öyle yayarlar ki basacak yer kalmaz. Düşünürüm ki sabahlan, sokaklan süpüren te mizlik amelesi, yalnız bu sokakta bir saat uğraşacaktır. Öteki sokaklarda, aşağı yukan bunun ayni olduğuna göre, iş uzayacak ve temizlik yarım kalacaktır. Medenî şehirlerde, sokağa süprüntü dökülmez, kapalı kaplarla kapının önüne bırakılır, temizlik amelesi gelir alır. Bizim şehirde ise, sokağı süprüntülük sananlarımızm yüzdesini, sizin insaf ve vicdanınıza bırakıyorum. Bu nisbeti hemşe rilerimi kızdırmamak için yüzde elli kabul edersek, Istanbulun 700,000 nüfusundan 350,000 kişisi sokaklan muhtelif surette kirletiyorlar demektir. Kargalar, kediler, köpekler, tavuklar, atlar ve sair ehlî hayvanlar da caba.. 350,000 kişinin durmadan bu şehri, Belediye, nasıl, kaç kaç yüz bin lira ile temizler? temiz bir sehir olmuvorsa kusur hat sade Belediyede mi? însaf leyin. kirlettiği amele ve lstanbul ve kabaedip söy I Dün Atinadan gelen haberler, Demir rafında kayıdsız ve §artsız toplu buluncîs kabinesinin kuruluşunu, dar zihniyetıi duklarını bildirmişlerdir. Belgrad 1 (A.A.) Hüku Eski muharibler birliği ve akar sahibbazı particiler müstesna olmak üzere, metin teklifi üzerine Niyabet konseherkes memnuniyetle karşılamıştır. Kra leri birliği, bütün siyasal partiler şeflerine yi, bir genel af kararnamesi neşretlın, Yunan milletini birleştirmek için tut hitaben bir beyanname çıkarmışlar ve miştir. 1250 siyasal mücrim bu katuğu yol takdir edilmektedir. Kral, bu su bu beyannamede siyasal şeflerden, partı rarnameden <istifade edecektir. Bamenfaatlerini bir tarafa bırakarak memlcretle mevkiini sağlamlaştırmıştır. sm kanunu ve orman kanunu mu • Yeni Başbakan Demırcis, yabancı ga ket ve millet menfaatleri için Krala yarcibince cezaya çarpılmış olan müczete muhabirlerine verdiği diyevde ser dım etmelerini istemişlerdir. M. Kondilis, gazetecilere verdiği bir rimler de genel olarak affedilmekbest bir intihab yaptıracağını, devletin diyevde, Kralın kabine buhranı için bultedir. Bundan istifade edeceklerin bütün işlerinde tasarruf yaptıracağını, duğu hal suretinden çok memnun oldu sayısı pek büyüktür. memleketin müdafaa silâhlarını takviye Genel aftan su kimseler istifade edeceğini, dış siyasada beynelmilel ta ğunu bildirmiştir. Kral, Venizelosun vatana olan ahhüdlere sadık kalacağını sövlemiştir. edemiyecekl erdir: hizmetlerini takdir ediyor 1 Yabancı memleketlerde ,Yeni kabine, birkaç gün içinde parlamentoyu toplıyarak programını okuya Londra 30 Yunan Kralının hususî bulunan ve mernleketin mahkeme caktır. Kabine itimad reyi ahrsa bir müd müşaviri Streit Taymis gazetesinin Atileri huzunına cıkmamıs olanlar. det bu parlamento ile beraber çalışacak, na aytanna verdiği beyanat arasında 2 r Devlet aleyhine ağır suç şunları söylemiştir: aksi takdirde Kral, parlamentoyu feshe islemiş bulunanlar. « Kral ile Londrada görüştügüm derek yeni seçim yapılacaktır. 3 Casusluk suçile mahkum zaman kendisine Yunan ujusunun daveYeni Başbakan kimdir? bulunanlar ve ayrıca irtişa suyile Yeni Başbakan Demircis yıllardanberi tini kabul etmesinde ısrar ettim. Bugün mahkum bulunan dört ki§î. particilikten uzak kalmış bir şahsiyettir. biz kralcılar da çok değiştik. Venizetasun Genel af kararnamesi bütün Altmış yaşlarında olan yeni Başbakan vatanına yaptığı büyük hizmetleri bilâ Yugoslavyada gayet iyi karsılan hukuk tahsilini yaptıktan sonra 1900 yı kayıd ve şart tanıyoruz ve kendisinin bümıstır. Bu kararname. Stoyadinolında Atina Üniversitesine profesör tayin yük siyasal şahsiyet olduğunu kabul ediviç hükumetinin programı muci olunmuştur. 1910 da siyasa hayalına atıl yoruz. Mart isyanına müncer olan son bince, memleket siyasal hayahnın miş ve birbiri arkasına saylav seçilmiştir. karışık yıllar için de hiç kimseye kin bessağlamlaştırılması yolunda ileri 1914 te Venizelosun o vakitki kabinesin lemiyoruz.» doaru atılmıs. büyük bir adım gibi de Deniz Bakanlığı yapmış ve o sene Yunan Konsoloshanerinde dün telâkki o^unmaktadır. yapılan resmi kabul Bakanhktan istifa ettiği gibi Venizelos partisile de alâkasını kesmiştir. Sonra Yunan Kralı İkinci Yorginin memle1917 de Zaimis kabinesinde Bakanlık kete dönmesi münasebetile dün saat üçalmış ve ilk cumhur başkanımn istifa et te sefaret konağmda konsolos Tiryandatiği zaman bütün partilerce başkanlığa filidis tarafından bir kabul resmi tertib namzed gösterilmiş ise de Panga edilmiş ve kilisede de bir ayin yapılnuşlosun diktatörlük ilân etmesi üzerine bu tır. seçim yapılamamıştır. Gerek kilisedeki ayinde, gerekse kon 1926 da tekrar saylav seçilmiş ve on soloshanedeki kabul resminde son ihtilâle dan sonra da Universite profesörlüğüne iştirak ettiklerinden dolayı Yunanistanı çekilerek şimdiye kadar bu vazifeyi gör terkederek memleketimize iltica etmiş oAnkara 1 (Telefonla) Denizyolmekte bulunmuştur. Ian Yunan zabitleri de bulunmuşlardır. Iarı İşletmesinde mühim değişiklikler olaHukuk ve siyasaya aid birçok ilmî e SONDAKİKA: cağı anlaşıhyor. İdare kadrosunun tek serleri vardır. nisyen ellerle tensiki esas itibarile takarrür Genel af kararnamesi etmiştir. Ekonomi Bakanlığı Denizvollan Kral Giridi ziyaret edecek neşredildi için bir de mütehassıs getirtecektir. Bunun Atina 1 (A.A.) Girid büyükleriAtina 1 (A.A.) Genel af karar İngiliz olacağı anlaşıhyor. nin bir davetine cevab veren Kral, yakın namesi bu akşam neşrolunacaktır. Af, isMüsteşar Kurdoğlu Faik Madridden da Girid adasmı ziyaret edeceğini bildir tisnasız olacaktır. Bundan istifade edenLor.draya geçerek bu mütehassıs meselemiştir. ler derhal salıverilecek ve arkasından da Müteaddid tecim ve endüstri profes zaptedilmiş malları geri verilecektir. Yal sile iştigal etmesi için emir almıştır. Kurdyonel teşkilâtlan millî birlik ve uzlaşma nız gayrikanunî yollarla kazanılmış oldu oğlu Faik İngiltereden sonra Belçikaya Bakanlığın basmüş^viri lehinde kararlar almışlar ve güç işinde ğu muhakkak görülen servetler bundan uğrıyacaktır. Von Der Porten de bir taraftan İdaredekendisine yardım etmek üzere Kralın et istisna edilecektir. ki tetkıkatına devam edecektir. iHuımınmniniimillllllllllllllllllllllllllllltllllllinillllMiıınııınunıutuı. Porten bu tetkikatın sonunda Denizyollarının teknik bakımmdan kuvvetlendirilmesi için lüzumlu tedbirleri gösterecektir. Henüz mevsimsiz addedilebilecek olmamakla beraber elyevm tarifeler büro sunda mütehassıs olarak çalışmakta olan Bürhaneddinin Denizyollarında bir va zifeye tayini ihtimal olarak ileri sürülü yor. Diğer taraftan Çanakkale vapuru Cenevre 1 (A.A.)Alman muHacîrleri Şankhay 1 (A.A.) Japon haberle kazası hakkındaki fennî tahkikatm da heyeti üyelerinden M. Georges Bern rine göre, YinJuKang müstakil hü bugünlerde neticeleneceği anlaşıhyor. hard, bevnelmilel mültecilere yardım kumeti Kupiekovun Kontrolunu ele alDenizyollan fen heyeti reisi Sırrıya bu kordsyonunda Hitler rejiminin kuru mıştır. luşundanberi takriben 100,000 Almanın Diğer taraftan, şimalî Çin merkezi hü münasebetle işten el çektirilmişti. Bu teddışarıya hicret etmiş olduklarını söyle kumeti baskumandanı . SunŞehYuan, bire fennî tetkikatın hiçbir tesire tâbi ol miştir. Nankin hükumetine bir telgraf vollı madan cereyanı noktasından lüzum görülMumaileyhin ifadesine göre bunlar varak, Hopei ve Şahan illerile Pekin ve müştür. üan 40.000 i Fransaya, 10,000 i Cekoslo Hentsin sehirlerinin mümkün olduğu vakyaya hicret etmiş, ve 40,000 i de kadar çabuklukla müstakil bir devlet Fransada şiddetli fırtınalar Filistinde yerleşmişlerdir. Muhacirlerın halini alacaklarını bildirmiştir. Paris 1 (A.A.) Bütün Fransada bakiyesi, diğer memleketlere ve bu a Pekin 1 (A.A) Japon atasemiliteri rada bilhassa İtalya ve cenubî Ameri Takahaşi. istiklâl hareketinin Sabar ve büyük bir fırtına olmuştur. Fırtına bükava gitmişlerdir. Hopeive geçerek ŞuangUngŞami ve yükçe zararlar vermiş ve bir çok gemi M. Bernhard, muhacirlerin yüzde Suivuana kadar siravet edeceğini tah leri tehlikeli vaziyete düşürmüştür. yirmisinin Yahudi olmadığını kaydet min ettiğini Havas ajansma söylemiş Almanyada uyuşturucu miştir. Mumaileyh, yeni Yahudi Alman tir. neslinin de Almanyada hayatlarmı kamaddelerle mücadele zanamamak yüzünden hicret mecburi Ataşemiliter, istiklâl hükumeti Ja yetinde kalacaklarını ilâve eylemiş ve ponyaya karşı dostça bir vaziyet takın Berlin 1 (A.A.) Almanva İç îşleri dığı takdirde Japonvanın gereken bü Bakanı M. Frick uyuşturucu maddeler demiştir ki: < Bu hal Alman muhacirlerinin tün yardımlarda bulunacağım te^id et suiistimaline karşı mücadele edecek miktannı 200,000 e kadar çıkaracak mistir. merkezî bir ofis vücude getirmiştir. Bu tır.» Çin resmî şahsiyetlerinin Havas a ofisin gayesi. zabıtanın bütün istihbaraCellâd gölü taştı jansına söylediklerine göre, General tını merkezîleştirmek ve Almanya sıhIzmîr 30 Devamlı şekilde yağan ŞungŞengUan Nankinden talimat is hat ofisile iş birliği yaparak çalışmak tır. yağmurlar küçük Menderesin taşmasına temiştir. sebeb olmuştur. Cellâd gölü taşmış ve şimaldeki Arpacı ve Çaybaşı köylerini su altında bırakmıştır. 2,000 dönüm ekil nıiş arazi hasara uğramıştır. Ankara 1 (Telefonla) Yumurta ihGedizin taşmasına karşı tedbir alm rac nizamnamesi vakında Devlet Şuramıstır. Su taşmasının Kuşadasındaki zaran sı umum heyetinden geçecektir. Yeni hayli önemlidir. Burada Amerikan kum nizamname ile gelip geçen gemilere kupanyalan tarafından satın alınmış olan manva olarak beş sandık kadar yumurtanın kontrolsuz olarak verilebilmesi 200,000 liralık tütün ıslanmıştır. Zehirli gaze dair konferans temin edilmiştir. Bundan başka hudud , îzmit 1 (A.A.) Zehirli gazden ko ticareti addedilecek mahiyette olmak nınma komisyonu tarafından hazırla şartile 500 kadar yumurta kontrole tâ*ıan program mucibince Halkevinde ze bi olmadan satılabilecektir. hirli gaz ve korunma çareleri hakkınEkonomi Bakanlığı yalnız ihrac is da konferanslar verilmeğe baslamıstır. kelelerimizde değil dahilde yumurta İlk konferans dün Halkevinde öğretmen Kâmiran ve doktor Fevzi tarafın alım merkezlerinde de kontrol heyet leri teşkiline karar vermiştir. dan verilmiştir Denizyollarında geniş tensikat ilk iş olarak bir mütehassıs getirilecek Almanyadan göç edenler arttı Şimdiye kadar 100 bîn kişi gitmiş Çinde yeni yeni Birşeyler olacak, fakat ne olacak ve nüz dümanı, alevi görunmiyen bir yangınasıl olacak? Bütün muamma bu sualin nın sanki kokusu burnumuza haber vericevabını verebilmekle hallolunacakü. yordu. Vak'a ne neviden olacaktı, ve o Herkeste bir kanaat vardı ki havamn i nasıl zuhur ederse etsin Abdülhamidin çinde bir fevkalâde vak'anın zuhura ge şahsına mı yoksa memleketin mevcudiyeleceğini haber veren bir koku vardır. tine mi taalluk edecekti, bu da belli deGözlerini yaprakların arasından gökyü ğildi. Raif Paşa: «Bunu Avrupadakilerzüne dikerek mutekarrib fırtınayı; bili den beklemeyin, derdi; hele buradakilernemez nasıl sezip büzüldükçe büzülen, den asla. Burada bir serçe parmak kımılve, oldukları yerde sinen kuşlar gibi zi dasa Yıldızın bütün süngülerini karşısında hinlerde de o meçhul vak'anın zuhur e bulur. Avrupadakilere gelince: Onlar edeceğine delâlet eden görülemez fakat mellerinin önüne Avrupalılann zırhlılanhissedilir, tahlil edilemez fakat şuurun nı bile taksalar da beraber gelseler gene haricinde bir vukufla duyulur emare büyük bir iş görebileceklerine inanamam. lerle hükmedilmeğe başlanmıştı ki mem Olsa olsa Türkiye meselesinin hallınde lekette mutaddan başka bir vak'a görü âciz kaldıkça yegâne deva diye tutturlecektir. Bu duygu adeta bir kanaat duklan ıslahat nekaratına top gürültülekuvvetindeydi, başka bir kanaat daha rini terdif edecekleri tehdidinden başka vardı: Bu vak'a ne olursa olsun, mahi yapacak bir iş bulamazlar sanırım. Islayeti ve şekli ne neviden bulunursa bu hat!.. Islahat!.. Bunu ne vakittenberi lunsun, nihayet neticesi Abdülhamidin dinleriz.» Ve bir kere ıslahat kelimesini bulun başının üzerinde patlak verecekti. Za ten memlekette nekadar müzmin maraz ca Rumeli vilâyetleri ıslahatını düşünür varsa, umumî teşkilâtında, hususî teferu dü. O tarihte düveli muazzama dedikleri atında, yapısında, kuruluşunda, yürii devletlerin ısrarı üzerine Avrupalılardan yüşünde, uçuruma doğru giden aksaya müteşekkil bir ıslahat heyeti guya Rumeaksaya yuvarlanışında nekadar sebeb li vılâyetlerını artık sızıltıya meydan vertoplanmışsa bunların hepsi o adamın miyecek bir şekle koymak için Selânikte şahsında birikmişti; o bir nevi illet kay toplanmış ve bunlarla devletin münasebenağı diye biliniyordu ki etrafına dalga tini idare etmek, daha doğrusu idarei dalga, türlü türlü hastalıklann zehirle maslahat eylemek, vazifesile Hüseyin dolu havasını savuruyordu. Böyle düşün Hilmi Paşa da oraya gönderilmişti. Islamekte, memleketin dışında ve içinde, i hat adı altında umulan şeyler yapılıyor man eden bir fikir vardı. Memleket, hiç mıydı? Ortada yalnız Babıâliyi ve Yılşüphe yok, düğüm düğüm üzerine örül dızı bir muhabere tufanına garkeden Hümüş bir iplik yumağı halindeydi, bütün seyin Hilmi Paşanın yazıları vardı. Isladüğümleri cözülecek meselelerden teşek hat varsa bile bununla Rumeliyi daima kül eden bir yumak ki ele alınmca işe bir barut fıçısına benzeten her dakika tuneresinden baslamak lâzım geleceğinde, tuşmağa hazır meseleler halledılmiş, bir daha uyanmamak üzere örtbas edilmiş bu biribirine dolaşmış ipliklerin ucunu olacak mıydı?. nereden kurtarmak mümkün olacasında Raif Paşa vak'anın zuhurunu Rumemuhayyilenin olanca faraziyeleri iflâs elinden beklemek lâzım geleceğine karar derdi. Ve nihayet bir hal çaresi bula mayınca bütün diğer düğümlerin bağlı veriyordu. Bunu keşfetmekte aldanmıyan olduğu bir düğümün, tek bir esas düğü kehaneti nev'ini, şümulünü, neticesini tamün mevcud olduğuna, ve bunun da an yin edecek kadar kehanette ileri gidemicak ve ancak Abdülhamidden ibaret yordu; orada durarak kulaklan ve gözleri bulunduğuna mail olan bir zehab vardı. sanki gelecek sese, esecek nefese mevkuf Bir kere bu düğüm parmakların arasın imişçesine beklerdi. Memleket bütün heyetile öyle çürük da bulununca artık yumağın sırrı keşfedilmiş olacak ve bütün öteki düğümler bir kazana benziyordu ki kaynıya kaykendiliklerinden gevşeyip çözülerek ip nıya artık içinde sıkışan müzdahim bu lik ilişiksiz, engelsiz sarılıp dolanabile har, mukavemeti en az bir noktayı patlatarak fışkıracaktı. Hayalin çekici bu kacekti. Haniya bir takım bilmeceler o • lur ki gayet dolaşık, çapraşık, biribirinin zanın ötesine berisine vurarak gelen sesarasına dolanıp sarılarak içinden çıkıla ten en çürük noktayı bulmağa ve mukamıyacak girift bir şekildedir, ve meseîe vemeti en az çürüğün nereden patlak vebu karmakarışık şeyin dolambaçlarından receğini anlamağa çalışıyordu; her nok geçip bir ucundan çıkmak için neresin tası çürümüş, neresine vurulsa oradan den girmek lâzım geleceğini keşfetmek patlıyacağını zannettiren bu kazanın kartir. İşte memleekt dış siyasetinde olduğu nında uyuyan tehlikeyi ancak tesadüf gibi iç vaziyetinde de böyle karmakanşık meydana çıkaracaktı; tesadüf o ihtiyar yolların arasından geçilmeğe muhtacdı, idare adamının kehanetine hak vermek ve bu yollar bütün dikenliklerle, çalılık mukaddermiş. Gün geçtikçe anlaşıldı ki larla, kayalıklarla, nereye ayak basıla Selânikte bir fevkalâde vak'a çıkmak bileceği kestirilemiyecek bir haldeydi; üzeredir. hususile yolun neresinden başlanacağını bulmak ve bu bilmecenin esrar anahtannı elde etmek lâzımdı. Fikirler bunu bulmaktan âciz kalınca merakı tatmin etmek için yolun başlangıcına Abdülhamidin simasını koyuyor, ve ondan sonra artık hayal, dolambaçların arasından serbest adımlarla koşa koşa yürüyordu. Sanki önünde ayaklara dolaşacak bir çöp bile kalmamış olacaktı. Eskilerin dedikleri gibi: Zehi hayali muhal... Yeşilköyde dar bir dost dairesinde konuşmalar bu sahaya dökülünce biz de bu hayale kapılırdık, hatta görgüsü, bilgisi bizlerden çok daha keskin ve derin olan Kb'se Raif Paşa bile bu hayale asılıp kalmaktan hâli âeğildi. O, yalnız bir kehanette bulundu ve bunda aldanmadı. O tarihte oldukça yaşlanmıştı ve Rüsumat Emini sıfatile hergün köye inip çıkmaktan yoruluyor du. Bununla beraber görüşmek ve derdleşmek ihtiyacile haftada bir iki gece ya o bize gelir, yahud bizi kendi köşküne davet edçrdi; ve şuradan buradan bah sederken, sözler biribirini tepretip uyandırarak, nihayet ahvale Jair bir zemine dökülürdü. O da bizimle beraber karar vermişti ki bir vak'a olacak, ve pek ya kında olacak, bunu için için yanan ve heBir zaman oldu ki oradan gelen haberler azçok sarahat kesbetmeğe başladı. Sadaret Mektubî kaleminde bir masa başkâtıbliğinde bulunan Methi, refika mın kardeşi, haftada bir iki geceyi Yeşilköyde geçirmek üzere gelir, ve bize Selânikle cereyan eden muhaberenin en taze havadisini getirirdi; bir yandan da o tarihte Bakırköyünde ikamet eden Meşrutiyetten sonra Polis Müdürlüğünü yapmış olan Bedri Bey arasıra köye kadar gelerek, kimbilir nasıl vasıtalarla vükufu dairesine giren malumatı bize tebliğ ederdi. Bütün bu muhtelif mecralardan gelen haberlerle Selânik ve Manastır vukuatından en önce haber alanlar arasında bizler de vardık. Bu havadis bizi gelip buldukça genclerden belki daha ziyade ihtiyar paşa ümidlenir, göğsünü şişiren bir sevincle gözleri parıldardı. Mithat Paşa yetiştirmelerinden biri olan ve gencliğindenberi hürriyet aşkına merbut kalan bu ihtiyar vezir istibdad idaresine ve onun mesavisine karşı sönmek bilmiyen bir adavet taşırdı. Burada tarih yapmak fikrinde deği lim. Rumeli vukuatını herkes bilir, bilmiyenlere bunu anlatacak mufassal eserler de vardır. Burada hahralann arasından seri bir geçid yapmakla kalacağım. Yalnız işaret edilmek lâzımdır ki zu hur edecek vak'ayı bir büyük sevincle Avusturya milis ordusu tensik ediliyor Viyana 1 (A.A.) Hali hazırda A vusturya milisinin tensikine başlanmıştır. Federal ordunun kurmay başkanı olan albay Kubitza, yarından itibaren milisin kurmay başkanı olacaktır. Mu mailevhin maiyetinde federal ordunun faalivet halinde bulunan subayları bulunacaktır. Milisin başkumandanhğı, Başbakan muavini Prens Starhembergin üzerinde kalmaktadır. İhtısas sahibi subavlar, milisin idarî servislerile federal ordunun idarî ser visleri arasmdaki irtibatı temin edeceklerdir. beklemekle beraber, düşündükçe, bu sevincin yanında bir korkunun uyumakta olduğuna da dikkat etmemek mümkün değildi. Bu korku neydi? Memleket o zamana aid halile bir gölün ortasmda mütekâsif buzdan bir adaya benzetilebilirdi, bir ada ki bütün ke narlar gevşeyip çözülmeğe, kopup dağılmağa müheyya olduğu gibi içinde de, her tarafında çöküp delinmeğe hazır çukurlar vardır; suların ufak bir çalkantısile ke nar dağılıp kopabilir, ve içinden de her tarafında yer yer çukurlar açılabilirdi. Şu necat ve selâmet getirecek vak'a böyle bir çalkantı yapabilirmiydi ki bu buz adası bütün heyetile parça parça kopup dalgalann arasında batarak erisin ve büsbütün kaybolsun? Oynanan oyun pek kolaylıkla böyle bir fe/fcvya ulaşa bilirdi. Meşrutiyetin ilânmdan sonra \iizuhla görülen bu neticelere daha Meşrutiyeti hazırhyan vak'alar cereyan ederken vâkıf olmak, onlan önceden tafsilâtile görmek elbette mümkün değildi; fakat te ferruatını görmeğe yetişemiyen hayalin içinde ve şuurun üstünde sadece bir duygu vardı ki onun manasını ancak korku kelimesi izah edebilir. O vakit, ümidlere serbest bir alanda doludizgin cevelân verdikten sonra yo rulup ta, bu korkunun sesine tebaiyet ederek bir kere esas halledilince, yani esas sayılan müstebid padişahın vücudü kalkmca ne yapmak lâzım geleceğine dair tedbirleri düşünürdük. Bunların ne kabilden şeyler olduğuna bugün hatıralarımı sevkedenıiyorum, pek te isabet oluyor. Zira vukuat öyle cereyan etti ki bu özenile bezenile düşünülen tedbirler en hafif tâbirile gülünrdü. Mantığın muhakemenin o zaman bulamadığı tedbiri vukuat bulup tatbik etti. devletler kuruluyor İstiklâl hareketleri her tarafa sirayet etti Yumurta ihracatı için teşkilât HALİD ZtYA UŞAKLIGİL