Ikîncîteşrin 1935 CUMHURÎYET incirtarihî:2[*] İstanbul, şüphesiz ki dilencisi en bol olan bir şehirdir. Insandaki acımak his f sini istismar eden bu san'atkârlar, her sokakta, her köşe başında, her adımda nkaraya giderken, trende Selim peşinize takıhrlar. Çok gencseniz: Sırrıya rasgeldim.. Allah anana, babana bağışlasm. Haberin var mı? dedi; Ce[ «Ulus» gazetesînin kelime kökleri ha) sözünden sonra gelen son ek, (ağ = Bıraz dıişüncelıyseniz: üzerinde yaplığı tahlillerden Dua Duva a.), başlıbaşma bir mefhum ifade eden lâl çok hastaymış.. Allah muradını ihsan eylesin. Ilâhi kelimelerine aid olanını alıyoruz.] objeyi gösterir. O obje Allaha niyaz neVe bu iyi adamın gözlerinde iki y a ş Esnafı andırır bir haliniz varsa: ticesi hâsıl olan şeydir. Fayda, menfaat, damlasının fıskırmamak ve yuvarlanmaTarihten önceki medenîyetlerle bera Daha sonra Yunan edebiyatında incir DUA, DUVA Kesene bin bereket. ber batmış olan arıtılmış (ıslah olun ismi sık sık geçmiye başlamıştır. Teof Kelimenin iki söylenişinin etimolojik hayır, iyilik, yani insanlann saadetine mak için zorlandığını sezdim. Gibi, klişe olmuş, ne dereceye kadar muş) incı'rin batı dünyada yeniden ge hizmet eden herşey. rastus ve Aristo ve başka yazmınlar g» şekıllerini altalta yazalım: Yolculuğumuzun alttarafı durgun ge nel yayılması iki ayrı ulusla, ve iki ayr: niş ölçüde uygutlanan (tatblk clunaıı) tesir ettiği senelerdenberi tecrübe edılmiş Not: 4 Profesör Pekarskinin Ya(1) (2) (3) ti. Ortalıkta pek yakın bir matemin dualarla sizi avlamıya çalışırlar. yoldan yürütülmesile olnıuştur. ilek atma (1) kurallarından bahsetmijağ) ; yahud kut Dili lugatinden şu kelimeyi de ana bunıcu havası vardı.. I Dua: (ud f uğ Bütün bu taarruzlara karşı koyabil liz edelim: Itıktağ. Kelimenin etimolo Bu iki ulus eski zamanm en biiyük lerdir. (ud f uğ İki gün sonra, otelin kapısından D mek için enerjik, prensip sahibi bir adam jik şeklini, (dua) ve (tugha) kelimeleyındırcıları olan Fenikeliler ve Yunan Incir tanmı Yunanistandan Akdeniz olmak lâzım. Yüzünüzün hatlanndaki II Duva: (ud ( uv hag) hiliye Vekili Şükrii Kayayı gördüm.. lılardır. (1) U d : Köktür. «Yüksek, büyük, rinin etimolojik şekilleri altına yazalım: kuzey kıyılanna ve Adriyatikten İt a;va en ufak bir yumuşakhk mahvolmanıza Celâl çok ağırlaşmış.. Hekimler üa (0 (2) (3) (4) Incir tarımının genişlemesine bunların güney topraklanna ulaşmıştır. Br.ralarJa kâfidir. Hatta bazan yüz bulurlar, veı kudret, sahib, Allah» anlamlannadır. mid kesmişler! dedi. Dua: (ud 4 uğ 4 ağ f . ) yararhklan kabul olunuyor. (2) Uğ, uv: «Ses, sada, söz» anla herhalde erken bir tarihte yet tutnıuş o« diğiniz parayı beğenmiyerek sizi azar San'at ve fazilete kıymet veren Cumi Tugha: (ut + uğf a h f ağ) Doğumdan önce On dördüncü asrın ması lâzımdır. mını ifade eden köktür. ( «Uk, uy» gilarlar. huriyet ..jiminin bu yüksek kültürlü dev| Itıktağ: (ıt + ık + ıt + ağ) sonunda bu ekonom uluslar Akdeniz büÇünkü mitolojide görüldügü gibi Ro Hele yanınızda şöyle yeni tanıştığınız bi). Bu kelimelerin kuruluşlannın bir ol let adammın sesinde kendini belli etme yük adalarının bayındırlığını bitirmif Ud 4" uğ = uctağ = • • duğ, ve mulus ile Romus dişi kurt tsrafından in bir kadın varsa acınacak bir hale gir duğunu görüyoruz. Son kelimenin mana stemiyen bir raşe vardı.. lerdi; kolonileri tecim yurdları o zamancir ağacının yeşil gölgesi altında emziril diniz demektir. Artık prensip sahibi bir uv = uduv = . , duv: «ud» kölarda Kıbrıs, Rados, Sicilya, Malta \t sını anhyalım: O geceyi ve müteakıb bir iki günü miştir. adam bile olsanız cebinizi boşalrmıya, künün işaret ettiğimiz anlamlarile alâkaKorsika adalarında güvenlikle kökleş (1) It: Yüksek, büyük, kudret, sahib, emle geçir"m. Beni hayata bağlıya Pelin zamanında yerî bilindiŞi söyl: güveyi girmiş bir eski zaman delıkanhsı ı söz demektir. mi§ bulunuyordu. Bunların bayındırhkAllah; izzet, şeref. eski aşinalardan, değerli ve has dostlar, (3) Ağ, av: (. + §) ve Ç + v ) ; ek gibi varınızı yoğunuzu sokaklara saçmıve tecim bölgeleri Akdeniz havzasınm nilen bu ağac mukaddes tanılmış. (2) Ik: Kökün anlamını kendinde te dan biri daha gidiyordu. Besbellidir Romalılar çok eski zaman ya mecbursunuz. Çünki, yanında kadın ir. Kelimenin manasmı tayin ve ifade celli ettiren obje. güney yakalarına, Afrika kıyılanna doğCelâl Sahirle, aşağı yukan otuz yıll eder. O halde: ru uzanırken büyük denizin karşı yaka larda incirciliğe şevkle çalışrorlar, gerek bulunan bir adama rasladılar mı, imkd(3) It: (. 4 t), ektir. Yapıcılık, yap r'aran pürüzsüz bir rabıtanın bütün saf| nı yok bırakmazlar. Bıri gider, biri gelir. I Duğağ duğav; II Duvağ: larında da Fransa, îspanja ve Portekİ7 çekirdekten ve gerek üretme yollanle birtırıcılık, yapılmış olmaklık anlammda aları gözlerimin önünde bir geçid res ve daha kuzeyde Padökale ve nisbeMe çok çesidlerini elde etmişler. Bunlar o ka Cebinizdeki onluklardan, yırmılıklerden Allaha hitab edilen söz demektir. kuvvetli faildir. Yani kendinden evvelki apmağa baslamıştı. Edebiyatı Cedide Kelimelerin morfolojik ve etimolojik ılıman (mutedıl) bulunan adalara yıi.ü dar çoğalmış ve ürünler avrı ayrı özel sı başlıyarak ufaklık namına neniz varsa (ıt 4 ık = ıtık) sözünün gösterdiği ma nin çocuğu, Fecri Atinin ağabeyisi,, (B< boşaltırsınız. Beş paranız kalmaz, gene bakımdan kaynaşmış şekillenni yazalım: yordu. Incir ağacı bütün bu yerlere da fatlarla yetişmişler ki büyük natüra'i.t nalan yapan, yaptıran, harekete getiren az Gölgeler) in bir keman teli kadalj ha Yunanistan ve Italyaya girmeden çok Pelinin dikkatini çekmiş ve bir yazısınıL gitmezler. Yalvarırsınız. Verecek birşe Duağ, Duav Duâ; Duvağ Duvâ. amildir. lassas ve tannan şairi, ölüme daima a; Not: 1 Kelime arabcada (Arab önce götürülmüş, çeşidleri yetiştirilmiş bu (bu görünüşe bakılınca cinslerin şekıik iniz kalmadığını söylersiniz. Ne dese (4) Ağ: (. + ğ), bilindiği gibi, ke bn camından ve şiirin adesesinderi baJ niz nafiledir, inanmazlar; eteğinize ya arflerile imlâsı derhatır edilirse) bir lunuyormuş. rini koruyan tabiî kanun leğisebilir.) sö pışırlar, kolunuza asılırlar, yüksek sesle imeyi tesbit ve mânayı tayin'eder ektir. an, hayatın yalnız ve yalnız temiz kb^j «hemze» ile nihayet bulur. Arablar bu zile yeni (evolution tekâmül) evrim te bağınrlar. Sokakta, elâlemin ortasında O halde «Itıkıtağ»: «îzaz etme, şe ;elerine, güzelliklerine değer veren, gör Incircilik san'atinin hakikiğ tırihi inTürk kelimesinin etimolojisini bilmedik reflendirme, hürmet etme, medih ve si ü doğumundan ölümüne kadar bir aşi cırin Asya dışında Akdeniz bölgesine u orisine ön gelmiş, ilk açık işareti vtrnvş rezil olursunuz. eri icin şöyle bir tefsir yaparlar: tayiş etme, tazim ve tekrim etme, bir şe mabedi olan bu yüksek ve ince ruhlu inlaşması ve başlıca Yunanistan ve Italya ır. Belediye senelerdenberi çalıstığı hal «Kelime aslında «duav» idi; (vav), ye tapma, secde etme, takdis ve tebcil et an da nihayet hice kalboluyordu.. Bunlann o zamandaki büvük ya/ de hiçbirşey yapmıya muvaffak olama ya girmesile başlamıştır. (elif) ten sonra geldiği için (hemze) ye me, riayet etme, bir şeye kanaat etme, manlann bildirdıkleri şekillenni. benıcrBu tarihiğ bılgiler azdıı ve biribirine dı. Bari bu işte olsun biz kendılığimızden tebdil olunur» [*]. Arab dilinde, bu Ve ben onu yakından tanıdığım... he kutsiyet kazandırma» demek olur. uymamaktadır. İncir ilk devirlerde luks erini yetiştirmek için son asrın P«rta, harekete geçsek. Yanımızda yeni tanış oldaki «ilâl ve idgam» Iar çoktur. ecanlannı kendi ağzından dinleyip, ken Itıktığır = Saygı, izzet, şeref, hürmet, yemişi yani süs yemeği olarak yalnız zn Gasparrini ve Gallesio gibi tarım inrele tığımız bir kadın bile bulunsa önümüze di gözlerinde sezdiğim için, bu inkılâba Halbuki mesele hiç te böyle değildir. tazim, inan, itikad, mezheb, din, itimad. ginlere yaramıştır. yicileri çok çalışmışlar, yüksek faydalar uzanan profesyonel ellere aldırmasak.. herkesten çok yanacaktım. Bu hakikati, kelimenin türkçe yukanda «Tanaranı ıtıktır = Tanrıya ubudi Ancak sonralan sık sık ismi geçmiye elde etmişlerse de istenilen sonuca varıDilencilerin açlığı blöf'dür sahiden azılmış olduğunu gördüğümüz etimo Dün, kara haberi aldım: Celâl de öli başlamış ve kış aylarında genel bir be amamıştır. Çok kıymetli cinslerin yerine aç olanlar şamata yapmazlar. Eğer otv ojik şekilleri açık bir surette göstermek yet». müş.. O da artık Beyaz Gölgeler silsils gin (gıda) olacak derecede yayılmıştır. fenaların en çabuk yerleştiğini gö/ön"n lara yardım etmek istiyorsak aramalıyız. :edir. Yukanda gördük ki (1) inci ke «Tanaranı ıtıktabıt = din ahkâmma ine katılmıştı! tamamile tevfiki hareket eden mübarek Incirin Avrupaya ilk giriş tarihi şüp de tutarak bu eski incirlerden biryoklanN. imenin iki sekli vardır: Niçin?. ıdam». heliymiş. Avrupanm en eski edebiyatı o nın da asırlarca evvel sönrrüş olabilmc 1 (Ud + uğ + ağ). îşte Arab Ölüm denilen merun, izahat verir Itıktan = tebcil ve tazim ile lan Homerin şiirlerinde incirin ismi geç erini kabul etmemiz icab ed'yor. SAGLIK İŞLERİ harflerinden «hemze» ile gösterilebilen «Itıktığ sanağ = mütedeyyin olmak». hiç?. miş. Homerden sonra doğumdan ön<.e Incirin Suriyeden çıktığı ve Tiberi bu kelimenin sonundaki «ğ» dir. 5 Pekarskinin Yakut Dili Uzun yıllardır, ciğerlerini yiye yıy« Dokuzuncu asırda yaşıyan Heziodun şi usün (Dog. E. 42 D. S. 37) Roma Haydarpaşa Nümune hastanesi 2 (Ud + uğ + av) : Kelime arab eden menhus illet eğer Celâlin kalugatinden şu kelimelere de bakalım: irlerinde incirden bahsedilmemiş. mparatorluğu zamanında Surive tnctr 200.000 küsur lira sarfile yapılmakta nin, bu seklinde ise orta yerdeki (ğ) düI Toyuk. Bu sözün etimolojik şek bine musallat olsaydı, bir dereceye kada Asnmızdaki incelemelerle ıncirin Ho icaretinin pek önemli derecye vardığı lan Haydarpaşa nümune hastanesinin üyor, fakat sondaki (v) tabiî yerinde ini (dua) kelimesininkinin altına koya anlardım. Eğer onun beynini keminni mer şiirlerine bozutlama (tahrif) şekiın e bu incirin ttalya ve baîka Akdeııu nşaatı tamamen bitmiştir. Eski binalar :alıyor. lsaydı, bu ölümde bir mana bulurdum. de karıştınldığına hükmolunmaktadır. lölgeleri ürünlerinden güzel ve kıymetli eni tertibatla değiştirilmiş ve yeniden Kelimenin ikinci bir şekli de bu suretle ım: Çünkü Celâl yalnız bu iki şeyi: Kalbil Incirin Yunanistana girmesinin en d<ğ Iduğu gerçekleşmiştir. (1) (2) (3) irçok yepyeni paviyonlar ilâve olunmuş (Duav) olmuş oluyor. Bizde bu ikinci dimağını yıprandınnış.. Çok sevmiş, çok Dua: (. , d + uğ 4" ru tarihi Milâddan yedi asır evvel yaşaRoma İmparatorluğunun sonıını!*, do ur. Hastanenin yalnız tıbba aid aletleri şekil metrüktür. Biz (dua) ve (duva) düşünmüş ve duymuştu!. Toyuk: (. . I + oy + uk) mış olan şair Arkiloküsün yazılarile sap ğumdan sonra beşinci asır kapanırken henüz gelmemiştir. Bu aletler bu ay i ekillerini kullanınz: «Dua duva edeBu iki keümenin bütün parçalan ayni Onda, temiz ve yüksek hayata candan talanmış (tesbit edilmi*) bulunuyor. Akdeniz kıyılannı olduğu gibi incır çinde gelecek ve hastanenin açılma töreni rim; duvacıyım» gibi. olduğu göz önündedir. bir bağhlık vardı. Herşeyin zarifini, güBu şair incirin Yunanistanm Paros a Atlantik kıyılannı da kaplamıj bulunu eni sene başlarken yapılacaktır. Not: 2 Kelimenin manasını arab(Toyuk) sözünün anlamı, «Şaman zelini severdi. Inceliği kendine ideal edinHasında üretildiğini ve orada çok zevk ormuş. Bu hastanede 100 ton su alabilecek ca lugatlerden başlıcalan şöyle izah e ilâhisi» dir. Bu anlam, (Dua) sözünün mişti. Tavırlannın müstesna kibarlığiU le yenilen hayatiğ bir yemiş olduğunu hacimde yeni bir betonarme su deposu da der: Güney doğu Afrika saSIll^ri încîr a orijin anlamını kuvvetle göstermektedir. yabancılan teshir eder, kendisine yaklayazmıştır. ğacile dolarken incir tarımı Portekizin yapılacaktır. Depo müteahhidine ihale o(1) Kığırmak ve okumak ve kavle Kelime, «ilâhi ve afsun» anlamlanna şan gönülleri bağlardı. Bu sebeble incirin Yunanistana do unmuş ve faaliyete geçilmiştir. Bu depo ve kelama «dua» derler [**] ; ssız kıyılarmdaki bölgelerde Fransanın da gelir. Uzun yıllar ölümle karşı karşıya inl© gumdan sekiz asır kadar evvel Fılistin ki höcereli olacak, bir höcerede bahçe Izlanda krnalının ve belki Ingiitercnin (2) Ragbetullahı Taalâ mânasıdır ki II Tokuy (toku, takığ, dohi) = di.. Vücudünü vakit vakit kavuran hun* ve küçük Asyadan gelen sami uluslar eiçin kuyu sulan, diğerinde de Kadıköv güney kısmına uzanıyormuş. niyaz ve iptihalle Hak Taalâ dergâhın eğilmek, bükülmek demektir. ma ateşinden bile ilham arıyordu. lile sokulmuş olması şüphe^iz görünmeksu şirketinden alınan sular bulunacak dan hayır ve rahmet ricasmdan ibaret Ancak Suriyede oldupu kadar b*şk; tır. Sözün etimolojik şekli, tamamen tedir. Zira Celâl, kendi ıstırablannı en hisl tr [***] ] i. [ (dua) sözününkünün aynidir: Sonralan Attika ve Sikiyon havzalan hiçbir yerde incir tarım ve kurutulmar terennümlerine mevzu yapan bir şairdi. Not: 3 (Dua) kelimesinde kök Antalyalılar mallarını ihrac (3) îevkalâde yetişen incirlerile şöhrtt buî yükselmemiş. (D (2) Celâl ölmemeliydi.. olan (ud) un «Allah» anlamına geldi Finikelilerin bayındırlığından 17 asır Dua: (. , d 4 uğ 4 ağ) edemiyorlar muş ve yunanca incir manasına geler. Biz Celâli kaybetmemeliydik.. kadar sonralarında Arab salgını ayni yoByko adı buradan kalmıstır. Antalya (Özel) Antalya ve hin ğini işaret ettik. «Âbid, zâhid, müttaki Tokuy: (. , t + ok 4 uy) ve Allahtan korkan» manasına olan «idBıraktığı boşluk, mezar kadar karan terlandmın yetiştirdiği ma^sul, tren hattı Incir tanmı buradan Yunanistana pek lu gütmeğe başlamıştır. «Tonogostos beyem tokuya Lrllim = gü» [****] sözünde de ayni kök (id) çabuk yayılmış ve günden güne fakir arkalı olan ben huzuruna tazim etmeğe, ık ve derindir! Dr. ŞÜKRÜ ŞENOZAN gelinciye kadar deniz yoiüe îhrac edil seklinde görünmektedir. Ercümend Ekrem TALV meğe mahkumdur. Bir jılda büyük bir zengin için genel besin (umumî gıda) oliğilmeğe geldim.» (Arkası var) Pekarskinin Yakut Dili lugatinde ağırlık tutan bu mahsul Vapurculuk şirmuştur. Bundan başka şu kelimeler de var (1) İlekleme, ilek atma, içine incir ketile Denizyollan işletme^ınin küçük «Büretçe» olarak (tugha) sözünde de Atinalılar inciri çok sevdiklerinden ojik şekli şudur: dir: '(sikofan) incir yiyiciler sözil kendilerınt sinekleri vuva yapmış olan erkek incir tonajlı gemilerile ihrac ed Idığinden çok kök, vokali düşmüş (t) seklinde bulun III Udagamsıy = şaman mera (1) (2) (3) (4) alaylı bir ad olmuş, bu isim *onra!arı bir leri tesbih gibi sicimlere dizerek incir sıkıntı çekilmektedir. Mersinden yüklü maktadır. Bu kelimenin Yakut lugatinde simi icra etmek (kadın şaman hakkın (ığ + ıl + ah f ığ) ağacının dallarına asmakla olur. Erkek gelen vapurlara pek çok maıın yüklene ki anlamını söylemeden evvel kelimeyi eçok manalarda kullanılmış ve en sonunincirdeki (polen çiçek tozu gubarı memesi ve hatta vapura kadar götürül timolojik şekli üzerine mütalea edelim ve da). ^ 1) Iğ: Köktür. «Ses, sada» mana da Atikadan incir kaçıranları resmî matali) incirin içinde yetişen sineklerin düğü halde yer bulunmama«ı dolayısile bunun altına (dua) kelimesinin etimolo IV Tuoy = tazim etmek, tebcil madır. kamlara haber veren karakulaklara (ha üstüne bulaşır ve bunlar yumurtalanm etmek, okumak, ağlıyarak terennüm et (2) II: (. 4 D . ektir. «Uzaklıl fiyelere) sikofan ismi lâkab olmuştur bırakmak için incirleri gezerlerken dişi geri dönmesi, tüccarlan büyük zararlara jik seklini de yazalım: mek, şaman duası. büyüklük, enginlik, genişlik» gibi anta (1) (2) (3) (4) Acem şahı Keyhüsrev her yemeğinic incirlerin aşılanmasma hizmet etmiş o sokmaktadır. Iar gösterir. O halde: (ığ f ıl = ığıl)] (ut + uğ 4 ah f ağ) ÎLÂHt Antalyalı tüccarlar ve iiıracatçılaj geAtika inciri yermış. Keyhüsreve bu ye lurlar. (ud 4 uğ 4 *g + • ) Not: 6 Yukanda (5) inci notta «Uzağa giden, yüksek ses» anlamınadıı rek Denizyollan işletmesi rrLdırlüğün mişin güzelliği onun yetistiği ü'kevi kenJ Bu iki şekilde (1) inci, (2) ncî, (3) geçen (ilâhî) sözünü de izah edelim. Bu (3) A h : (. 4 h), ektir. Kendindc den ve gerek Vapurculuk şrketinden bu hükümdarlığı içine almak fikrini vermi|Uçüncü Umumî müfettiş üncü parçalar tamamen biribirinin ayni söz, bilindiği gibi, eski mahalle mektebi evvelki anlamı tayin eder. O halde tir. Bazı*ozel işleri için şehrimize de gel hatta daha büyük vapurlann tahsisini v iktısadî bir vaziyetin çocuk ı yuncağına dir. Anlamlan ve rolleri birdir. Demek çocuklanna okutulan «dinî şarkı» anla (ığıl + ah = ığılah) = yüksek ses. i (*) İlk vazı 16 ikinciteşrin tarihli sa ş olan Doğu Üçüncü Umumî Müfettiş mıs oluyor ki (tugha = duağ) dir. (Tug mınadır. Tabıı kelime turkçedır. Etunoçevrılmemesini istemektedir'.er. (4) Iğ: Bir obje gösterir ki o yükse Tahsin bugün Ankaraya gidecektir. yımızda çıkmıştır. esle yapılır. (Iğılah 4" U = ığılahıgl 5 Aylar, aylan mevscimler, mevsimleri Fakat muayyen bir zamandan sonra Kelime, fonetik icabı, (ğı) yerine ken içinde böyle bir şüphe m«»cud değil. Bütakib ediyor. Üç bahar küçük mezann dinden sonraki (1) konusunu alarak ;ün âlemi, bütün muhiti bu mezar taş belediye mezarlann açılmasına ve ölü şındaki kiraz ağacını çiçeklerile donatıllahığ şekline girer. Fakat bu okunamaz arı. Onların hepsinin kime aid olduğunu nün bir başka yere nakline müsaade etmi ba yor... Bunun için iki sene beklemek lâ b... Dİan (ğı) unsuru, büsbütün atılarak ke biliyor. Hayır onlan birer mezar taşı Hüsnü Beyle kansı bu müddet zarfın lime (ılahığ ilâhiğ) şeklini alır. Biz gibi değil, birer şahsiyet gibi tanıyor. E zım. dört kere İstanbula gidip Yazan: Suad Derviş ğer bu gurbetteki ölülerin mezarında bi İki sene sonra ölüyü oradan nasıl ala da üçSeza bir tek insana ihtiyacı geldi kelimenin son şeklini kullanınz. Edebf Roman: 51 olma raz ihmal ve bakımsızlık görürse... On bilecek. Onun herşeyi o toprağa karış ler... Bu analizden anlaşılmak lâzımdır ki rek oraya, minimini bir mezann başına ların üstünü ellerile düzeltiyo,r. Kapının tıktan sonra bir avuc kemiği nasıl İstan dan, adeta kimse ile konuşmadan tam (ilâhiğ) kelimesinin «Allah» ve «ilâh» Önceleri bu siyahlı kadını parçalamakelimelerile orijinde hiçbir münasebeti ga kalkan minimini siyah köpek yava? yaklaşıyor. O, bir yatak süsler gibi çi ta yakınında duran iki bakımsız mezar bula götürecek ve nasıl onun eridiği yere üç sene yaşadı... Pansiyon sahibi kadın ve pansiyon yoktur. «İlâhiğ) demek burada «Alla r... Bütün mezarhğın yegâne bakımsız bir başkasının gömülmesıne onunla kanşyavaş ona alıstı. Şimdi onu görünce se çeklerle mezann üstünü süslerken, sarı vincinden tarhların arasında hopluyor, gözlü, tatlı yüzlü kadın tahta kundura mezarlan... Bunlardan biri Baha Şaki mış toprağın kaybolmasına razı olacak? komsulan kısa bir selâm verip geçen, fa ha, ilâha aid, mensub» demek değildir. zıplıyor ve nihayet tahta kunduralar gi lannı sürüye sürüye ondan uzaklaşıyor. rin, öteki Talât Pasanın mezan. Ve Seza İste bunun için Berlinde yaşıyor, kimse kat hiç konuşmıyan bu kadının hayatını Ancak dine ve Allaha aid teganniler de yapıldığından dolayıdır ki (ırla) ve Ve bu sivahlı kadın, hergün saatlerce kaç kere bu iki mezann başında durarak siz, tekbasına, acısile yapayalnız burada merak ediyorlar. yen köylü kılıklı bir kadın ellerini önünonların üctündeki otlan eldivenli ellerile mağmum bir pansiyon odasında vakit gedeki önlüğe sile sile kapıya yaklaşıyor, orada, ciçeklerle süslenmis o toprak yıKimse bu siyahh kadını Berline bağlı (cırla) sözünün mefhumu, Allahla alâtemizledi. çiriyor. Bu «ey nekadar devam edebilecek yan bağı bilmiyor. Hergün çıkıyor kalandırılmıştır. Bu mefhum çok eski bir tam bir Berlinli almancasile: ğın'nın basucunda duruyor. Ooo siz misiniz, safa geldiniz, buOnun için en acıklı şey, akşamlan bu bilmiyor. Çünkü Mehmedin parası bit Her akşam erken eve dönüyor ve bazı dinî merasimin hatırasıdır. Bu hergü' bö"le, hiç bir gün bu değişKelimenin Yakut Dili lugatindeki şekmiyor.. İleride mezarcı kadın bahçe ile radan uzaklasmak... Bazan karanlık bas mek üzere. İstanbuldan altı aydan fazla akşamlar bu ucuz kiralanmış odanın kuvyurunuz. haricde yasıyanlann evtam ve eramil ma vetsiz ampulünün kirli ışığına tahammü li: (ıllağ) dır. Manaları: «Irla, arla; Dive ona kapıyı acıyor ve sonra: uğrasırken mezarlar için çiçek yetistirme tığı zamana kadar burada kalıyor.. Ve Ne güzel cicekler. p cabalarken Seza mezann başında diz sonra trokı ccek tarhlan arasından geçer ası verilemiyormus, diye kocasmdan ona edemediği için evden çıkıyor. Kendi o türkü söyleme, teganni etme; bir musiki turduğu sokağın biraz ilerisindeki yazı heyeti içinde (koroda) birinci muganni Diye onun elindeki çiçeklere hayranlı coökmüs, toDraklara doğru yavas sesle bir gibi korkusuz bir ihtimamla mezar tüm kalan aylığı kestiler... hane uşaklarile hizmetçi kızların randevu nin türkü söylemesi; türküye iştirak et Seza daha uzun müddet, çok daha seyler fısıldıyor... Aylardanberi bu böy seklerinin arasından ilerliyor. ğını söylüyor. uzun müddet bu şehirde kalabilmek için verdiği mahallenin mütekaid, ihtiyar me me; ölü üzerinde teganni etme» dir. le sürüyo* kışın böyle idi. Yazm böyle Ve daha sonra ikisi beraber düz meBskalarında olduğu zaman korkunc «Ebienye ıllağ = sabah âyinini te t o kadar büyük bir tasarrufla yaşıyor ki.. murlannın iskambil oynayıp biralarını içzar taslannın arasmdan gecerek duvara oldu. Şimdi sonbaharın ilk soğuk gün gördüğü ölüm, şimdi onun için ac: tikleri küçük bir kahveye gidiyor. Ora ganni etmek» demektir Üstünü başını ihmal ediyor, gıdasını en yakın olan bir mezara doğru ilerli lerinde eene <«yni sadakatle ayni sabırla bir hakikctten ve hayatın bir nevi devaihmal ediyor. Vücudünün çizgilerinde o da bazan dudaklarına bile yaklaştınnabu mezann basına geliyor. [*] Ahterii Kebir. yorlar: tabiî güzellik olmasa yüzünde bütün acı dığı kuvvetsiz bir kahvenin karşısında [**] Ahterii Kebir. Mezarlık onun nazannda eski mistik mından başka birşey değil.. Dün getirdiğiniz çiçekleri gece so*** sına rağmen fıskıran gencliğinin ifades saatlerce yevmî gazeteleri kanştırıyor, [•**] Kamus Tercemesi manasını kaybetti. Ölüm ve ölüler kendi Suktan bozulmasınlar dıye içeri aldım. [*•**] Büyük Türk lugatt <Kazar Onu İstanbula götürmeği ancak ik bulunmasa nazarı dıkkati celbetmiyecek içlerinden hiçbir mâna anlamadan: sine o kadar yakın ki: onların başka bii Bakınız, güneste ne güzel duruyorlar. lehçesi>. (Arkan var) basit bir kadın olacak... Siyahh kadın, ona bazı sözler söyliye âlemde olduklarmı düşünmüyor bile üç ay sonra hatırladı. Incir Akdenizden bütün dünyaya nasıl yayıldı? Bu meyvayı garba tanitan ve yayan Finikelilerle Yunanhlar olmuştur Biz bize Dilencilik Dil üzarinde çalışmalar Dua Duva Ilâhî IBUGUN DEBÜJ Celâl Sahîr de gitti! Etimoloji, morfoloji, fönetik tahlil