12 Kasım 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

12 Kasım 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 12 tkinciteşrîn 1935 ( Şehir ve Memleket Haherleri Tarihî roman : 104 Yazan : M. Turhan Tan Siyasî Yeni deniz konferansı 5 ngiltere, dünyanın en büyük denîzcî II devletlerinden beşini gelecek ayın beşınde Londrada yeni bir deniz; konferansına davet etti. Bu daveti Amerika, Japonya, Fransa ve İtalya kabul ettiler. İtalyan deniz murahhasları şimdn den Londraya geldiler ve İngiliz deniz mütehassıslarile görüşmeğe başladılar. Bu görüşmelerden maksad iki tarafıiî noktai nazarlarını ve dileklerini tesbit ederek aradaki farkı anlamaktır. Bu sui retle konferans evvelden tenevvür edecek, alâkadar tarafların ne istediklerini öğrenmek ve tesbit etmek yolunda vakic kaybetmiyecektir. îngiltere, evvelce Fransız mütehassıslarile bu kabil iptidaî konuşmalarda bulunmuştu. Daha evvel Amerika ve Ja • » ponya ile de hususî müzakereler yaparak bunların noktai nazarlarına vâkıf olmuştu. İngiltere, konferansı hazırhyan vd davet eden kendisi olduğu için büyük deniz devletlerile arasındaki noktai nazar farklarını ve diğer dört deniz devleti arasında hangi esas ve noktalarda it;1âf bulunduğunu evvelden öğrenmeğe lıizum görmüştür. İtalyan mütehassıslarile Londrada cereyan eden müzakereler de ilerilemiş olduğundan Londra hükumeti artık vaziyeti tamamile kavramış bulunuyor. Şimdiden yola çıkan Japon ve Ameri * kan amiralleri Londraya geldıkleri zaman teferruat ve iptidaî istıhzaratla nıeşgul olmıyacaklar, esaslar üzerinde derhal müzakerelere girişeceklerdir. Umumî Harbden evvel İngiltereden sonra dünyanın en büyük deniz devleti olup gemilerinin yeniliği, mükemmelıycti ve dayanıklılığı noktalarından donanr^ası İngiliz donanmasına muadıl ve hatta faik sayılan Almanya Versay muahedesinin askerî kayidlerini kendiliğinden koparıp attıktan sonra gene dünyanın en büyük deniz devletleri sırasına geçmek için çalışmağa baslamıştı. Bunun üzerine deniz işlerinde çok hassas olan İnpiitere, Versay muahedesinin madde ve ibare lerine bağlı kalmamış ve Almanya ile deniz politikası üzerinde uyuşmuştu. Bu ılasmanın esasına göre Almanya îngian İmparatorluğunun donanmasının üçte biri kadar bir donanma bulunduracak ve 600 tondan aşağı gemiler de serbest olacaktı. Bu anlaşma ile Almanva hükumet" Hiğer deniz devletlerile müzakere ve pa zarlık yapmak ihtiyacmdan varestft kaldı. îngiltere gerek yeni deniz konleran sında, gerek diğer bahrî müzakerelerde deta Almanyanın nam ve hesabına dahi söz söylemiş olacaktır. Bu sebebden bu devletin Londra konferansınm ilk safhasma davet edilmesine lüzum görülmemiştir. Zaten bu konferansın toplan masmdan maksad yukarıda saydığımız beş deniz devleti arasında 1922 de Va şingtonda ve 1930 da Londrada akdo lunup Japonyanın mefsuhiyetini ihbar etmesi üzerine 1936 senesinin nihayetinde bitecek olan iki deniz muahedesi yenne deniz kuvvetlerinin tahdidi hakkında yeni bir muahedenin akdine yol aramaktır. Almanya ise Versay muahedesi yüzünden muahedelere dahil olmamıştır. Sinyor Pirîgadinin gözüne elçinîn adamları çarptı. Iki üç düzüne Türk, konağın avlu Hükumet, Bulgaristan ve sunda kümelenmişlerdi, şakalaşıyorlardı Romanyadan pasaport Artık Sinyor Pirigadi için orada yapı Sözümüzü ağzımızda bırakırsa küçük verilmemesini istedi lacak şey kalmamıştı, evine dönmesi ve düşmez miyiz? kızlarını elçi yapıp Elçi Paşanın yanına göndermesi lâzım geliyordu. O da bu gereği herkesten iyi sezdiğinden Dojla ve müşavirlerle vedalaştı, saraydan ayrıldı. Fakat içine kurd da düşmüştü. Senatörler, müşavirler yanında yüksek görünmek, Doja karşı bı'raz böbürlenmek için hiç yoktan bir mesele çıkarmıştı, ortahğı velveleye vermişti. Şimdi işin içinden nasıl çıkacaktı?.. Hem yürüyor, hem kötü kötü düşünüyordu, evine girerken tasası gözlerinden akıyordu, ağlıyor gibiydi. O sırada gözüne elçinin adamlan çarptı, iki üç düzine Türk, Pirigadi konağının avlusunda kümelenmişlerdi, şakalaşıyor lardı. Bu karşılaşma derdli Senatör için, enikonu bir şıfa oldu. En cılız görüneninde iki üç Venediklinin bir yere gelmesile hasıl olacak yükseklikten daha yüce bir endam belıren bu yiğit adamlar ona, aczın kudretten neler umabileceğıni bir lâhzada anlatıvermişti. Evet. Sayın Pirigadi, Senato ve müşavirleri tarafından hırpalanmamak için nereye ve kime sığınacağını artık anlamıştı, tasadan da kurtulmuştu. İşte bu gönül ferahlığile ve birden çizdiği plâna candan sarılarak kendi daıresine çıktı, kızlarını çağırdı: Yavrularım, dedi, bütün ltalyan kadınlanndan üstün olmak ister misiniz? Onların heyecanla «hay hay» diye bakışlarından büsbütün cesaret alarak hemen maksadına geçti: Siyasal bir rol oynıyacaksmız. Bu fırsatı ben yarattım, siz istifade edeceksiniz. Şimdi aşkla, şevkle anlatıyordu. Elçi Paşanın yaldızlı atlara göz koyduğunu, bu heykelleri ona vermek lâzım olduğunu, Senatörlerle müşavirlerın ve Doıun böyle bir armağan sunmaya niyetleri yoksa da elçının saraya bir haber gön| derıp atları ıstemesı halınde bu işin olaı bileceğıni ve kendılerinin bu fıkrı ona aşılamalarını istediğinı söyledi. Senatoda başka, evinde gene başka ağız kullanan Pirigadi bu cambazlığın sonunu düşünmüyor değildi. Onun yürüttüğü mülâhazaya göre kızların Elçi Paşaya böyle bir fıkır aşılamalan üzerıne müsbet veya menfi netice versin bir pazarlık kapısı açılabilirdi. Pazarlığı ise gene kızlar idare edeceğinden Elçinin bir gönül buhranına tutulması ve bir takım fedakârlıklara katlanması mümkündü. ' Bu fedakârhğın şekli, cinsi ve derecesi ne olursa olsun, Pirigadi için bir kazanc olacağında da şüphe yoktu. Sözgelimi Elçi atlan isteyip aldıktan sonra Senatoya bir pusla veya bir haber yollıyarak «ev sahibimin Istanbula balyoz gönderilmesini isterim» demesi de birşeydi, büyük bir kazancdı. Yalnız kızlar sevincle karışık bir bocalayış geçiriyorlardı. Onlar, o sabah Elçi Paşanın kendilerine alıcı gözle bakmadığını düsünerek babalannsn yap tırmak istediği rolü omuzlarına almaktan çekiniyorlardı, lâkin Elçinin at heykellerine bile can ve heyecan verecek bir kudret taşıyan bakışlarını düşündükçe ortaya konulan fırsatı kaçırmamak istiyorlardı, korkutmaz bir ejdere benziyen gene Türkün bir daha yanına çıkmak özlemine kapılıyorlardı. Sinyor Pirigadi, çapkın bir gülümseme ile kızınm bu düşüncesini yersiz bulduğunu sezdırdi ve dille de bu fikrini açığa koydu: Elçi Paşa, kaplan ruhlu, fakat şövalye yürekli bir adamdır. Kadmlarla nasıl konuşulacağını bilir. Hele karşısına çıkacak kadmlar, sizin gibi güzel olursa?... Yapacakları rolün çerçevesindeki genişliği de belirten bu söz üzerine her iki kız, tereddüdden büsbütün sıyrıldılar, başka mevzua geçtiler. Şimdi pervasız bir telâş içinde nasıl bir kostüm giyeceklerini, nasıl süsleneceklerini münakaşa edıyorlar ve sayın babalanndan bu mühim mevzu için de fikir soruyorlardı. O, yapılacak işte kazanc elde edebilmek için kızların göz kapan bir kılığa bürünmelerinı gerekli gördü: Yavrularım, dedi, kadın tabiate nekadar yaklaşırsa o kadar güzelleşir. Sıkıfıkı kapanan kadın, kendini zorla buluta kaptıran mehtaba benzer ve acınmaya değer. Siz, Elçi Paşayı kendinize acındırmamalısınız, bulutsuz bir mehtab gibi görünmelisiniz. Bunun için eski Romalılar gibi sade giyinmek yeter: Bir toğa, bir gömlek! Ve yeni baştan coşarak bu biçimin inceliklerini çöze etmeğe girişti: Toğanın altında gömlek, bir örtü olmaktan ziyade bir gölgedir. Küçük bir hareket, küçük bir el darbesi o gölgeyi giderebilir. Toğa ise, ha uçtum, ha uçuyorum diye haykıran bir perdedir. Düşmek için minimini bir fiske yeter. İlk Romahlarda kadın bu kıvrak kostümle büyük roller oynadı. Siz de Elçi Paşaya Venediğin yalnız kanallar ve gondollar dıyarı değil, ayni zamanda konuşan mehtablar memleketi olduğunu anlatırsınız, onu kendinize bağlarsınız ve bu suretle bütün İtalyada ikiz kraliçeler adını alırsınız. Güzel yüzün, biraz tarihî ve biraz da tabıî kostümün uyandıracağı karışık duyguları olgunlaştırmak için durumu da inceleştırmek, alımlılaştırmak gerekti. Baba ile kızlar başbaşa verdiler, Elçinin önünde nasıl selâm verıleceğinı, nasıl röverans yapılacağını, nasıl diz çöküleceğini ve nasıl konuşulacağını uzun uzun sınadılar, ter döke döke bu noktayı da iyi bir biçimde kararlaştırdılar: Selâm, eski Roma Senatosunda sözgelimi üyelerden birinin konsülü selâmlarken aldığı durumda verilecekti. Röverans yapılırken toğanın sol omuza atılan ucu, mahir bir hareketle, düşürülecek, içerideki gömleğın iğretiliği belli edilecekti. Diz çökerken toğa büsbütün sıyrılmış, gömlek te uçmağa hazır bir beyaz göl^e biçimine getirilmış ola caktı. Sınamalar bittikten, kızlar kafalarile ve bedenlerile yapacakları rolü öğrendıkten sonra ev sahibi, haşmetlu konuğuna dilmaç vasıtasile haber yolladı, siyasal ve pek önemli bir iş üzerine kendisini rahatsız etmek istediklerini söyletti. İzin ıstedi. Bu haberi diplomatça yolluyordu. İşin ne olduğunu söylemediği gibi ziyarete kimin geleceğini de şüpheli bırakı yordu. Mustafa, Venedik hakkında biraz bilgi toplamak ve uykusu gelinciye kadar çene çaldırmak içm bir adam arıyordu. Dilmaçın getirdiği haber, bu arzusuna Nıhayet büyük kız, kendini bocala uygun düştüğünden hemen nza gösterdi: madan kurtardı: Kim yanıma gelmek istiyorsa, dedi, Peki baba, dedı, dedığıni yapa gelsin. lım. Fakat Türk Elçisi sert konuşuyor. (Arkası var) Hükumetimizin müracaati üzerine Bulgar hükumeti mart sonuna kadar Bulgaristandan göçetmek istiyen Türklere pasaport vermiyeceğini ilân etmiştir. Ticarel ve ziyaret maksadiie seyahat serbesttir. Fakat ticaret ve seyahat pasaportu alıp ta Türkiyeye gidenlerin burada kalıp yerleşmelerine müsaade edilmiyecek, hududdan ev eşyaları geçirmelerine de müsaade edilmiyecektir. Hükumetimiz Romanya hüku netine de ayni müracaatte bulunmuştur. Yalnız Köstencede toplanmış olanlar en seri vasıtalarla aldırılacaklardır. Bunların bir kısmının İstanbul vilâyeti civarındaki çiftliklerde ve köylerde iskânı düsünülmekte olduğu gibi, bir kısmının da doğrudan doğruya iklimi sıcak olan İzmir, Mersin ve Antalya gibi yerlere sevkleri ihtimali de vardır. Hükumet öniimüzdeki sene göçmen işlerıne çok ehemmıyet verecek, bütün geleceklerin yerleştirilme lerı için icab eden tahsısat ahnacaktır. Göçmen nakline son veriliyor Acı sahneler Kiiltür Bakanlığımn nazarı dikkatine Dün Belediye Mektubcusunun odasına henüz yirmi, yirmi bir yaşlarında tahmin edilen solgun yüzlü, perisan kıyafetli bir gene girmiştir. Elinde, Denizli Köy Öğretmen okulundan alınmış bir şehadetname ile Kültür Bakanlığı nın 24/1/935 tarihli tezkeresi var. Mosmor kesilmiş dudakları, sol gun yüzüne, çektiği sefaleti ak settirmiş; zayıf elleri titriyor. Mektubcuva rica ediyor: € Denizli Köy Öğretmen oku lundan 932 senesinde mezun ol dum. Beypazarda, Edremidde, Kütahyada muhtelif zamanlarda vekâleten öğretmenlik ettim. Son öğretmen bulunduğum okul di rektörü calışmamı takdir ederek asaleten tavinim için Kültür Ba kanlığına basvurdu. Bakanhk bu tezkere ile tam devreli okullara, altı sınıflı öğretmen okullarından çıkan genclerin tayin edileceğini ve bulunduğum okuldaki ödevi min de bitmis olduğunu bana bildirdi. Uzun müddet açıkta kaldım. Birçok defalar Kültür Bakanlıshna başvurarak hic olmazsa bir vekâ let istedimse de mümkün olmadı. Kimsevi tanımadığım icin beni bir yere tavin etmediler. Baska bir alanda tahsilimi ikmal etmek için İstanbula gelmek çaresini buldum. Simdi burada bir meslek okulun ' da okuyorum. Kimsem, yerim, ' yurdum voktur. Belediveye bas ' vurdum. Öksüzler Yurdunda vatmaklığıma müsaade verdi. Fakat . yasamak icin lâzım olan bir kuru ekmeğin tedarikinden âciz kaldım. Garsonlar cemivetine başvurdum. , Bana biraz .para verdiler. Bugüne ( kadar bu nara ile va«adım, fakat , şimdi artık bitirdim. Size rica e divorum. Beledivenin bir lokan tası var, memurları orada vemek vivorlar. Müsaade ediniz, yemek lerinin artıklarını, ekmeklerinin ' kırıntılarını bana versinler. ta ki tahsilime devam edebileyim. Bugün bu sefalete katlanmaktan maksadım, yarın hem kendime, hem de vurduma favdalı olmak , tır. Bu gayeye vâsıl olmak için ek , mek istiyorum. Bu gaveye yetise , miyeceğime kanaat getirdiğim da ( kikada yaşamağı manasız bulaca ğım..» Sonra öksürüyor, kemikli elle rile elindeki vesikaları gayrihtiyarî buruşturuyor. Kendisine lokantanın koopera tife aid olduğu için Belediyece böyle bir yardımda bulunulamıyacağı cevabı verildi. Hiçbir noktai nazar, hiçbir fikir ilâve etmeden hâdiseyi olduğu gibi naklettik, yalnız bu gencin is mmi yazmıyoruz. Ve meselevi Kültür Bakanlığımn nazarı dikkatine kovuvoruz. D^niz idarelerinde tonaj bölümü Vapurculuk Şirketi yeni bölümde gene % 40 hisse istiyor Denizyolları Idaresile Vapurculuk Şirketi arasında yapılmış olan hat ve tonai bölümüne aid bir senelik program önümüzdeki ay sonunda bitecektir. Bunun için yeni tonajların tesbiti vc tonaj durumuna göre hat ve sefer hisselerinin tefriki için pek yakında müzakerelere başlanacaktır. Geçen bir yıl içinde iki müesseseden Denizyolları İdaresi tonajı daha fazla olduğu için yüzde altmış, Vapurculuk Şirketi de yüzde kırk hisse ile çalışıyordu. Vapurculuk Şirketi yeni sene başından itibaren tatbik edilecek yeni hat taksimatında kendisine gene yüzde kırk hisse verılmesıni istemektedır. Habluki bu sosyetenin yüzde kırk hissesini temin eden tonaj miktarına geçenlerde Anadolu Karaburnunda oturan ve kullanılamıyacak durumda olan Gereze vapurile bir senedenberi işletmeden çekerek iskartaya cıkardığı Bülend ve Millet vapurları da dahil bulunmakta idi. Şimdi bu üç vapur mevcud olmadığına göre, Vapurculuk Şirketine daha az hisse verilmesi lâzım geleceği ileri sürülmektedir. Fakat şirket faal kadrodan çıkardığı varnırlar yerine başka. vapurîar satm alarak eski tonajını muhafaza et meği düşünmektedir. Yakında iki müessese arasında baslı yacak olan müzakerelerde hakikî ve kat'î tonaj tesbit edildikten sonra hatların bölümü yapılacak ve yeni program Ekonomi Bakanlığınca tasdik edilerek 1 ikincikânun 936 tarihinden itibaren kapotaj da fa^bika başlanacaktır. Dün gelen göçmenler Havalar düzeldiği için Köstenceden göçmen nakliyatı devam etmektedir. Nazım vapuru dün 1800 göçmenle limanımıza gelmiştir. Getirdiği göçmenleri Geliboluya çıkaran Bursa vapuru da bugün Köstenceye gidecektir. Silistre ve civarından Köstenceye in dırılmiş olan göçmenlerin taşınma ış,ı bu ay sonuna kadar bitirilecektir. VİLÂYETTE Merkez memurları arasında Ankara Emniyeti Umumiye Direktörlüğü memurlarından Şükrü Akyor Usküdar merkez memurluğuna, Usküdar merkez memuru Mehmed Kadıköy merkez memurluğuna, Ankara Emniyet Direktörlüğü parmakizi mütehassıslarından Fıkri Oktar ile Nâzım dördüncü şube emrine tayin olunmuşlardır. Emniyet Direktörlüğü merkez memurlarından Nâ zım da Erzurum polis direktörlüğüne tayin olunmuştur. Terfi eden polıs erkâ nına muvaffakiyetler dileriz. ŞEHİR tSLERİ Karaağacda iskele Belediye Karaağac kurumlarının önüne, on sekiz bin küsur lira sarfile bir ıs kele ilâve etmeğe karar vermiş ve iskelenın inşasına başlanmıştır. Kurum dai releri arasındaki alana, ayrıca beş bin küsyr lira sarfile kaldırım döşenecektir. Saat düdüğü seyahate çıktı! Galata kulesine konulan düdük mü teahhıdıle Belediye arasındaki anlaşa mamazlık bir barışla bitirilmiştır. Bunun için Belediye mahkemedeki davadan feragat etmiş, müteahhid de düdüğü tamir ettırmek üzere Almanyadaki fabrıkası na göndermiştir. ÜNtVERStTEDE Edebiyat kurumunun faaliyeti Edebiyat fakültesi yeni Talebe Ku rumu dünden itibaren faaliyete başlamış ve ilk iş olarak talebelerin öğle yemek lerini yedikleri lokantayı kendi idarele rine almıştır. Bundan sonra talebelere hem çok ocuz, hem temiz yemek yedirilmeğe ça lışılacaktır. Kurumun basım kolu da faaliyete geçerek birçok profesörlerin eser lerini bastırmağa başlamıştır. Genclerimiz, ölümünün dönüm senesi yaklaşmakta olan Yusuf Akçura için bir ıhtıfal hazırlamaktadırlar. Belediye kooperatifi üyelere borc da veriyor Avrupaya giden talebe delegeleri Bundan bir müddet evvel Millî Türk Talebe Birliği, kurumun hariciye şefi Hakkı ile delegelerden Fehmi adında iki arkadaşı Avrupadaki talebe birliklerile temas etmek üzere seyahate göndermişti. Delegeler dün şehrimize dönmüşlrdir. Genclerimiz evvelâ Romanyaya uğra mışlar ve bundan evvel İstanbula gele rek Millî Türk Talebe Birliğince ağır lanan Universiteliler tarafından iyi ka bul görmüşlerdir. Gencler Berlin, Viyana ve bilhassa Belçikada arsıulusal talebe kurumları hakkında incelemelerde bulunmuslardır. Belçika Üniversitelilerinden mürekkeb 50 kişilik bir kafile kış tatilinden isti fade ederek İstanbula gelecektir. Çocuk diş tedavisi dispanseri açılıyor ECNEBİ MEHAFİLDE Feriköy mezarlığında tören Mütarekenin yıldönümü münasebetile Genel Savaşta ölen askerler için dün Feriköyündeki katolik mezarlığında Fransız elçisinin başkanlığı altında bir tören yapılmıştır. Bu törene îngiliz ve İtalyan elçilikleri süel ataşelerile eski muharib ler iştirak etmiştir. Bundan başka Beyoğlundaki Sen Lui kilisesinde Fransızlar, Sent Antuvan kiIisesinde İtalyanalr, İngiliz kilisesinde de Ingilizler ayrıca dinî âyinler yapmışlardır. îngiliz kolonisi öğleden sonra Haydar pasa mezarlığını ziyaret etmiştir. İtalyan Kralının isim günü İtalyan Kralı Üçüncü Viktor Emmanuelın yıldönümü münasebetile dün İtalDispanserde dişleri tedavi edilen çocuklar yan konsolosanesinde bir resmi kabul terTürk Doktorları Muhadenet Kurulu dar 100 ü mütecaviz ilk okul talebesinin tib edilmiştir. nun İstanbul Çocuk Esirgeme Kurumu dişleri tedavi edilmi'tir. Dün di«leri teYak'nda memleketimizden ayrıl^cak b'pa«nda artı^ı çocık d:ş t°davi di*i! n clavi ed'Imek üzere 25 talebe daha mü olan İtalyan baskonsolosu bu mün^ebetseri önemle çalışmaktadır. Ş imdiye k» j racaat etmİ5tir. le İtalyan kolonisile vedalaşjnıştır. Belediye memurlarının iştirakile kurulan kooperatif son zamanlarda, üyelerinin yiyecek, içecek, giyecek ve yakacaklarına varıncıya kadar bütün ihtiyaclarını temin ediyordu. Kooperatif, ev kiralarına ve eğlencelerine sarfedilmek üzere üyelerıne bırer maaş nısbetinde bir de borc İngiltere yeni konferansı etraflı düsüpara vermeği kararlastırmış ve bu hususnerek ve hazırlıyarak davet etmiş olmakta Zıraat Bankasile de uyuşmuştur. Üyela beraber bundan evvel davet ettiği ihler, aldıkları borc parayı altı taksitte zarî konferans gibi yeni konferansın da Dün öğleden sonra Balıkçılar Cemiyeti ödiyeceklerdir. muvaffakiyetsizliğe uğraması çok kuvvetidare heyeti toplanarak aralannda seçim KVRVMÎARDA idir. Bunun sebebi İngiltere ile diğer deyapmışlar, başkanhğa Ahmed Muhtarı, niz devletleri arasındaki ihtilâftan ziyaveznedarlığa Yusuf Hocaoğlunu, mu îzmir berberleri pazar tatili de bir taraftan Amerika ile Japonya ve hasibliğe de Mehmed Şefiği seçmişler yapınca... diğer taraftan Fransa ile îtalya arasındadir. Cemiyetin fahrî başkanlığını da KüIzmîr berberleri İzmir esnaf bürosunun ki rekabettir. Japonya Amerika ve îngiltahya saylâvı Hacı Mehmed kabul et kararile pazar günü tatile karar vermiş tere ile müsavat temin etmeğe azmetmiş miştir. tir. Pazar günleri tatil yapmıyanlardan bulunuyor. Vaşington ve Londra muaBu yıl balığın bir türlü ucuzlamadığınTicaret Odası kararile 5 liradan 200 li hedelerini de bunun için feshetmişti. Adan bahsedilmekte ve halkın bu paha raya kadar ceza ahnacaktır. merika ise Japonyayı dun bir mevkide bıhlık karşısında bolca balık yiyemediğin Bu vaziyeti öğrenen İstanbul berber rakmağı Büyük Okyanustaki menfaatlerı den şikâyet edilmektedir. leri yeniden teşebbüse girişmişlerdir. için elzem görüyor. İtalya dahi geçen kâYeni başkanla konuşan bir muharri Etıbba Odasının kütübhanesi nunusanide Romada Fransa ile yaptıgı rimize Ahmed Muhtar balıkçılık işleri Etıbba Odası içinde Tıb Fakültesi ta anlaşmaya rağmen bu devletle deniz hakkında şu malumatı vermiştir: lebesi için yapılan kütübhanenin inşaatı kuvvetlerinde müsavat davasmdan vaz « Dünyanın hiçbir tarafında biz son bulmuştur. Şimdi dahilî taksimatı ya geçmemiştir. Yaptırmakta olduğu her bideki kadar ucuz balık satılmaz. Bugün pılmak üzere hazırlanan projc bir müte ri 36,000 ton hacmindeki iki muazzam zırhlıyı şimdiden donanmasının lıstesine torik 35 kuruştur ve bir torik 8 kilodur. hassısa verilmiştir. ithal ve keyfiyeti ilân etmesi de bunu gösKilosu beş kuruştan ucuz et nerede bu Aidattnı vermiyen doktorlar teriyor. Zecrî tedbirlerin tatbikında . lunabilir? Oda yönetim kurulu mecmuu 12,000 Fransanın îngiltereden ayrılmamış olmaSonra balıklar Balıkhanede müzaye lira tutan aidatlarını vermiyen 300 dok sı Fransız ve îtalyan deniz rekabetinin de ile sahlmakta, îstanbulun ihtiyacı ka tora 15 şer gün fasıla ile ihbarname göndevamına yeni bir vesile teşkil etmektedir. dar olan bırakılmakta, fazlası limanı derecektir. Üçüncü ihbarnamede borcuHulâsa Londrada neticesinden ümid mızda bekliyen Yunan ve ttalyan gemi nu ödemiyenler hakyerine verilecekler olmıyan yeni bir konferans toplanıyor. lerine verilmektedir. Bu yılki kadar ih dir. MUHARREM FEYZI TOGAY racat hiç yapılmamıştı. Balığımızın fazHava kurumu rozetleri lasını harice sattığımızdan bu yıl denize Türk Hava Kurumuna teberruda bupek az balık attık ve balıkçı esnafı da lunan yurddaşlara aid rozetler îstanbul birkaç para gördü. şubesine ^plmiştir. Bizzat teberrulaMaamafih idare heyetini y^ıi elimize rını cemiyete yatıranlar müracaat edip Nüthası 5 Kuruftur aldık. Bundan sonra 'ialkımızın ve ba alabileceklerdir. Vilâyetlere aid rozet | Türkiye Hariç lıkçıların menf'.ati için ne yapmak lâ ler de buradan gönderilecektir. İÇİD MÜZELERDE zım gelirse yapmaktan çekinmiyeceğimiz IÇID Balık bolluğu Yunanistan ve Italyaya ihracat yapılıyor Cumhuriyet Umanımızda beş İtalyan, iki Yunan balıkçı gemisile on iki motör Yunanis tan, İtalya ve Yunan adaları için pala mut ve torilc almakta, balıklar Sarıyerle Sirkecide yüklenilmektedir. İki lâhid bulundu Süleymaniyede yapılmakta olan kanalizasyon inşaatında Bizansa aid olduğu anlaşılan iki lâhid meydana çıkarılmıştır. Müzeler îdaresi lâhidlerin temizlen , mesi için bir memur göndermiştir. 1400 Kr. Senelik Altı ayhk 750 y Ü ayük Üç 400. Bir aylık 1SO şeraiti yokhır 1700 Kr. t4S0 800

Bu sayıdan diğer sayfalar: