CUMHURÎYET 3 fkinclteşrin 1935" KUçük hikâye Kendi düşen ağlamaz! = ^ = K S Iş kanunu Endüstri Birliğinin broşürü Ankaraya gitti Yeni iş kanunu projesi üzerinde yapılan incelemeler ve endüstri erbabının mütaleaları üzerindeki etüdlerden sonra Ulusal Endüstri Birliği bu proje hakkındaki noktai nazarını tesbit ederek bir brosür halinde tabettirmiştir. Bu broşürler dün akşam Kamutaydan iş kanunu projesini tetkik etmek üzere ayrılan karışık encümen azalarına dağıtılmak üzere Ankaraya gönderilmiştir. Oğrendiğimize göre Ulusal Endüstri Birliği projede mevcud olan fabrikatora | hapis cezasının kaldırılması, muhtelif para cezalarının yarıya indırılmesını, sıhhî kayıdların tadilini istemektedir. Bunlara ilâve olarak Ulusal Endüstri Birlığj proje haricinde kendi mütaleasını da ekle mistir. Kirahk îstanbulda, Türbede, Belediye karşısında 19 numaralı Sinanağa daireterinde kirahk apartıman. Kalorifer, jjaz, elektrik, bol su Bugün bu Senenin ilk büyük Fransız filmi Mahmud Yesari Genc kadın, üşümeği andıran bir titreyişle, çenesini kürk mantonun yakasile örttü, ve otomobilin bas döndüren bir hızla geride bıraktığı yerlere bakmaktan usanmış gibi gözlerini kapadı. Otomobil, bir dönemecde hızını kes misti. Genc kadın, gözlerini ağır ağır açtı, çenesini kürk mantonun yakasmrian sıvırdı; yanında, başını arkaya dayıya rak yorgun bir susuşla oturan kocasına baktı; yavaş bir sesle sordu: Kıskanc mısın? Kocası, başını doğrultmuştu: İnsanım... ve ... erkeğim.. Bu, cevab değil... Beş senedir evliyiz... Beni hâlâ tanıyamadın mı?.. Biraz tanıdım... Fakat insanların huyları, zaman geçtikçe anlaşıhyor. Benimle evlenirken, anlaştığımızı, beni anladığını sanıyordum! Beraber yaşadıkça, insanlar, bir birlerini daha iyi anlayorlar. Kıskanc mısın? Niçin soruyorsun? Açıkça söyle... Kıskanc mısin? Kıskanclıktan kıskanclığa fark vardır. Manasız, sebebsiz kıskanclıklan anlamam; gülünc bulurum, hatta iğreni rım. Sence manalı ve sebebli olan kıskanclıklar, nedir, meselâ? Ne mi? Tuhaf soruyorsun? Sonra konusuruz. Hayır... Şimdi konuşmamız lâ zım! Neden? Biraz anlatayım... Evlenmezden e\vel, evlendikten sonra, seni, hiç kıs kanc zannetmiyorum. Aşagı yukarı, her crkek gibi, sende de biraz kıskanclık vardı. Bunu, benliğimi, gururumu duyurdugu için hoş görüyordum. Hiçbir Kadm, hatta kocası sevmese bile ihmale, al dırış edilmemezliğe boyun eğemez. Kıskanılmış olmak, kadınların en zayıf da mandır. Fakat bu, bir sınıra gelir, da yanır. Her şeyin fazlası gibi, bunun da sınırı asması can sıkar. Bunları, ne diye söylüyorsun? İyi anlaşmamız için... Sen, öyle can sıkıcı kıskanc gb'rünmüyordun... Fakat geçen hafta pittiğimiz baloda, içime kurt girdi; görüşüm ve düşünüşüm de ğişti... Garib şey! Neden? Ben de garib buldum. Kiminle dansa kalktımsa, gözlerini benden ayırmıyordun. Kiminle konuştumsa, gözlerin bende idi. Konustuklarımı, dans ettıklerimi, hep soruyordun: Kim bu? Nereden tanıyorsun?.. Beni, adeta göz hapsine almıştın... O gece, canım sıkıldı. Belkı sinirli bir gecendir, diye açmadım, sus tum... Bu gece,ben giyinirken, sen, elin çenende, dalgm dalgın, bakıyordun... Neler diisünüyordun, bilmiyorum. Çok tuhafsın, karıcığım! Giilme... Bunda tuhaflık yok... Ciddî konuşuyoruz. Eğer bu gece de, beni göz hapsine alacak, her hareketımi kontrol edecek. ahiret sualleri soracak san, baloda ona göre davranayım ve çok durmıyalım, ağzımızm tadını kaçırmadan dönelim... Manalı ve sebebli kıskanclık bahsini de evde konusuruz! *** Genc kadın, baloda kocasından ay rılmıştı. Siyah saçları, favurili bir gencle dans ettikten sonra dostlarından birinin masasına gitti, oturdu, şakrak kahkahalarla güldii, sigara içti. O masadan kalktı, sarışın bir gencin kolunda büfeye doğru yürüdü. Kocası, ona bakmıyor gibi duruyor, fakat göz ucile, onun her hareketine dikkat ediyordu. "Cumhuriyet., fn bölemi: 75 Genc kadın, esmer bir delikanlı ile dansa kalkmıştı; dans bıtınce, orta yaşlı birinin kolunda, hole çıktı. Biraz sonra etrafında sekiz dokuz genc, tekrar saıonda göründü. Genc kadın, parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigarayı keyifli keyifii içiyor, şakrak kahkahalarile ortahğı çınlatıyordu. Caz başlayınca, genclerin a rasından sıyrıldı, kıvırcık saçlı bir bah riyeli ile dans etti. Caz susunca, yorulmuş gibi, içini :ekti ve kocasının oturduğu masaya yaklastı: Yalnız başına mı oturuyorsun, kocacığım? Sıkıldın mı? Erkek, dudaklarında tuttuğu sigarayı çekti, tablaya bastırdı: Evet, sıkıldım... Fakat senin he sabına... Genc kadın, kocasının yanına otur muştu: Benim hesabıma mı? Neden? Karışıyor, deme... Eğer beni dinlersen, mantonu giy ve hemen çıkalım. Peki ama, niye? Kıskandın mı yoksa? Hayır... Burada söyliyemem. S\nirlenirsin... Evde anlatırım. Kocası, bunu, o kadar kat'î bir tavı.lı söylemişti ki genc kadın, yerinden kalktı, vestiyere yürüdü... *** Bana, kıskançsın, dıyordun... Se ni, göz hapsine aldığımdan, her haıeketini kontrol ettiğimden şikâyet ediyordun... Senin gençliğini, güzelliğini kıskanabili • rim, bu, biraz da hakkımdır. Fakat da ha fazla hakkım olan kıskanclık ta, senin serefin ve haysiyetindir. Şerefim, haysiyetim mi? Evet... Baloda, »inirlenirsin, diye söylememistim. Bir ara, sekiz dokuz gençle beraber dolaştın. Sigara içiyor. kahkahalarla gülüyordun... Bir ikı ka deh te şampanya içmiştin, neş'eliydın... Sonra bir bahriyeli ile dansa kalktın... Biraz evvel, beraber gülüp konuştuğun pencler, benim yanımdaki masaya gel mişlerdi; seni gösteriyor ve gülüyoılardı. Ne diye gülüyorlardı? Söyliyeyim mi? Söyle... Söylemeni istıyorum... Söylemen lâzım... Ne igrenç insanlar var, yarabbi! Seni gösteriyorlar: Ne kuş beyinli ka dın! Eevli kadına benzemiyor... Kokot olmalı... Tuvaletine bakmayın, hem de yırtık bir kokot... Çabuk ökseye basar. . Genc kadının yüzü morarmıştı, ayağa kalktı: Yetişir... Sana, teşekkür ederim kocacığım... *** O L Ü M Ü gece ^^^^^^^^^^ KARTALLARIN sinemasında RADVO Bu aksamki program J İSTANBUL: 12,30 plâk neşriyatı 18 çav saatf, Tokathyan otelinden nakil 19 türkçe operet parçaları (plâk) 19.30 son futbul maçları hakkmda konuşma, Said Celebi 20 Ziraat Bakanlığı adına konferans 20,30 radvo caz ve tango grupları 21.35 son haberler, borsalar 21,45 Eminönü Halkevi gösterit kolu ta'rafından almancadan çevrilme komedi, (Mürebbiye). VİYANA: 18,55 operet parçaiarı 20.05 spor, programlar ve saire 20.15 operet parçaları 21.05 piyes 23,25 haberler, spor 23.35 keman konseri 24,05 ko nusma 24,20 cazbad takımı. BERLİN: 17.05 Kolonyadan 18.05 konuşmalar ve karışık program 19,50 spor 20.05 piyes 21.05 opera binasından naklen «Sihirli flüt» operası 22.20 ve 24.15 te haberler 24,25 Münihten 1,05 orke3tra konseri. BUDAPESTE: 16,55 viyolonsel konseri 18.05 saıon orkestrası 19.35 Çingene musikisi 20.35 konferans 21.05 operet 23.15 haberler. spor 23,40 gramofon 24,05 cazband takımı 1.10 haberler. BÜKREŞ: 18,05 orkestra konseri 19,05 konfe rans 19.25 konserin devamı 20,05 haberler 20.25 filim ve operet parçaları 21.05 konferans 21,20 orkestra konseri21,45 spor ve musiki 22 konserin devamı 23,20 gramofon 24 haberler. PARİS (Radio Paris): 19,05 hafif musiki 21,05 şiirler ve şarkılar 21.35 radvoda at cambazı 22.35 haberler 22,50 piyes 24,50 dans orkestrası. ROMA: 18,05 gramofon, spor 18,35 Milâno dan 19,50 spor 20,35 gramofon 20.50 haberler 21,05 spor, gramofon 21,45 gramofon, senfcraik konser 23,05 ko medi, dans havaları 24.05 haberler. Şehzadebaşı H İ L Â L Mevsimin en eğlsnceli ve en güzel musikili filmi FOLİ BERJER Oynıyan: Şen artut MAURtCE CHEVALtER Ayrıca: S İ Y A H GÖLGELER avantür filim Bugün saat 11 den itibaren devamlı matineler Fiatler: Duhuliye 20, paradi 15 kuruftur. W0NDER BAR Hazin bir ölüm Ashabı emlâkten merhum Bav Akifin kızı İstanbul Telgraf ve Telefon mü diri psbakı merhum Bav Sadığın gelmi ve Ali Haydarın zevcesi Bavan Hafize Behicp henüz pek genc va^ında iken müptelâ olduğu hastalıktan bütün gav ret ve ihtimamlara rairmen kurtulamı yarak evvelki eün Allahın rahmetine kavusmus ve Kadıköyündeki hanesin den ihtifalâti lâyika ile kaldırılarak Karacaahmedde ailesi makberesindeki istirahatgâhı ebedisine tevdi edılmiştir. Kendisi çok hayırsever ve fıkaraya vardımdan kaçınmaz bir çencdi. Allahtan rahmet ve ailesine sabırlar dileriz. Alenî tejekkür Böbreklcrinden ehemmiyetli surette hasta olan annemi tedavi edip tamamile afiyet kesbedinciye kadar gösterdiği fedakârane dikkat ve ihtimamla bütün ailemizi minnettar bırakan profesör urolog operatör Bay Behçet Sabite alenî teşekkürlerimizi sunarız. Aile narruna mühendis Ahmed Kemal Çehk İG büyük yıldızın 10000 harikası. POLOR 1 7 0 DEL RİO AL JOLSON KAY FRANCİS RİCARDO CORTEZ DİCK POWEL ilâh.. 5000 güzeî kız T Ü R K S İ N E M A S I Pazartesi ak«amı saat dokuzda başhyor. Ilâveten: Istanbul itfaiye töreni ve FOX dünya haberlen SEVMEK YASAKMI? Oynıyanlar: NORMA SHEARER FREDERİC MARCHE CHARLES LAUGTON . . ^ . Emsalsiz bir film Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şun lardır: îstanbul cihetindekiler: Bahçekapıda (Salih Necati), Bakır kövünde (Merkez), Cerrahpaşada (Şeref). Cibalide (Ahmed Necati), Çem berlitaşta (Sırrı), Fenerde (Arif), Gedikpaşada (Asadur Vahram), Karagümrükte (Kemal), Samatyada (Teofilos), Saraçhanebaşında (İbrahim Halil). TODkapıda (Nazım). Beyoğlu cihetindekiler: Beşiktaşta (Rıza), Fmdıkhda (Hilall, Galatasarayda (Galatasaray), Hasköy de (Yeni Türkiye). Kasımpaşada (Merkez), Şişlide (Şişli), Yüksekkaldırımda (Vinikopulo). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada (Şinasi), Heybelide (Yusuf), Kadıköy Muvakkithanede (Saa det), Kadıköy Söğüdlüçeşmede (Osman Hulusi), Üsküdar İskelebaşında (Mer kez). Fevkalâdeliğin fevkinde... Adeta çılgınhk... 1001 harikalı... Dans ve şarkılar fılmi... MARAHUANA şaheseri. Bu hafta at SARAY Sinemasında fa ANNA STEN ve FREDERİC MARCH gösterilmekte olan İPEK »inemaıının muvaffakiyetidir. Ilâveten: Ankarada Cumhuriyet bayranu merasimi intıbaatı ve Genc kadın, kocasına minnettar ol muştu... ... Bu yalanı sezmedi • *** *.. Fakat genç kadın, balodakı genclerin hakaretini unutmadı ve bağışla madı. Onların yüzlerine güldü ve hepsini teker teker avcu içine aldı; hepsini, birer köle gibi kendine bağladı... *#* Tehlikeyi savuşturmak için bulduğu yalana sevinen koca, yağmurdan kaçar ken doluya tutulduğunu sezemedi! PARAMOUNT JURNAL Bugün saat 1 1 de tenzilâtlı matine Fransızca sözlu büyük aşk ve ihtiras filminde bütün seyircileri gaşyediyorlar ve gözlerini kamajtırıyorlar Ilâveten : HOL1VUDDA BİR MÜSAMERE hakikî bir MIKI MAVS ve P A R A M O U N T J U R N A L slâv îhtiraslar Çıgan musikisi dinlemek ve muhteşem bir filim seyretmek istiyenler : görülmemiş bir muvaffakiyetle Bugün görülecek güzel film Pangaltı T A N sinemasında ANNABELLA HARRY BAUR Cumartesi, Çarşamba gunleri saat 1 2 12 ve 4 12 matinelerinde iki film gösterilecektir. Moskova Geceleri Tel. 43374 Bugün SUMER Sinemasında G U S T A V F R O E H L I C H ' i n S İ N E M A S I N D A S UA Di Y E Bosna Sevdalıları f MAHMUD YESARt STRADİVARİUS ( Kemanlar Çalarken ) büyük müzikal filmini görmelidirler. Hüseyin Cahid Yalçın tarafın dan neşredilmekte olan Fikir Hareketleri mecmuasının 106 ncı sayısı çıkmıştır. Bu sayıda: Büvük adamlara karşı halk, san'at ve devlet, meşrutiyet hatıraları, şark ve garb, ekonomiye dair konuşmalar, bugünün sahiblerinden Litvinof baslıklı makaieler vardır. Fikir Hareketleri • Bugün T Ü R K SİNEMAS1NDA REKS VAHŞI ATLAR KIRALI P R E N S E S rebilir misiniz? Burada hazır bulunan Mösyö Bultrovski ve diğer zevat bildiklerini jjyliyeceklerciir. Evvelâ Mösyö Drumonda sorunuz. Polis müdür muavini Drumonda dönerek sordu: Bu genc kadının mevzuubahıs cinayeti irtikâb ettiği doğru mudur? Evet, doğrudur demek için birçok sebeblere malıkım. Polis müdür muavini cebinden bir dcfter çıkararak bir şeyler yazdı. Sonra Alise sordu: Siz Matmazel Valdenin sözlerinin doğru olup olmadığına dair birşey söylemek istemez misiniz? Genc kız küçük mendilile gözlerinin yaşlarını silerek mırıldandı: Korkuyorum... Korkuyorum. Evet bunlar doğrudur. Polis müdür muavini ayni suali Kont dö Sanjaka da sordu. Ihtiyar asık bir çehre ile şu cevabı verdi: Cinayeti işliyenin bu kadın olduğuna isterseniz yemin edebılırım. Bundan sonra polisler Matmazel Valdeni yanlarına alarak odadan çıktılar. Kadın aynlırken Drumonda bakarak bir Bugün matine 16 ve suvare 20.30 da S FRANSIZ TİYATROSU UREYYA Opereti B A Y B A Y A N Büyük operet Yazanlar: Mahmud Yesari ve Necdet Rüştü. Besteliyenler: Sezai ve Seyfettin Asaf Gise gündüz açıktır. Telefon 41819, Fiatler: 25, 50, 75, 100, loca 300, 400. Ne tuhaf kadın, değil mi? Zerre kadar müteessir görünmüyor. Arkadaşı başını hâkimane bir tavırla salladı: Ben böyle kadınlar gördüm. Muhakkak ki onlar teessürlerini erkeklerden fazla gizlemeğe muvaffak oluyorlar. Maamafih hepsi değil. Hâlâ bugün olmuş gibi gözlerimin önündedir; gene böyle genc bir kadın isticvabı esnasında gülu yordu. Fakat yanımızdan çıktıktan beş dakika sonra intihar etti. Ne de olsa bu kadın benim merakımı celbetti. Evet, şayanı dikkat bir tip. Bana kalırsa ona sıkı bir şekilde nezaret etmeliyiz. Bana niyeti bozuk gibi görünüyor. *** Matmazel Valden birkaç saat scnra hapisaneye nakledildi. Derhal boş bir höcereye naklolundu. Höcerenin kapı sında mahkumların üstbaşJarını aramağa, bulacağı sılâh ve emsali şeyleri almağa memur kadın bekliyordu. Matmazel Valden içeri girmege ha • » zırlanırken: Biraz durun bakalım, dedi. Ne istiyorsunuz? TUrkçe heyecan ve dehşet filmi ve E G L E N I Y O R boş! Pamuktan başka birşey yok!.. Pamuk parçasm» eline aldı, katladı, buruşturdu ve yere atarak ilâve etti: Bombayı beraberinde götürnıüş; Şimdi Bultrovskiye rusça ne söylediğıni anlıyorum. *** Matmazel Valderıi evvelâ en yakın karakola götürdüler. Orada ifadesinı tesbit ettiler. Sorulan sualler polis müdür muavininin sualleri olduğu gibi mücrimin verdiği cevablar da Drumondun evinde verdiği cevabların ayni idi. Ne bir keüıne eksik, ne bir kelime fazla. Kadın, ayni soğukkanlılık içinde, ayni serbestlikle: Katil benim! dedi. Fakat cinayetin sebeblerine dair hh tek kelime söylemedi. Yapılan bütün tazyiklere sükutla mukabele etti. Son derecede sakindi. Ifadesini ihtiva eden kâğıdı imzalarken sanki her hangi bir mek tuba imzasını koyuyor gibiydi. Bu iş te bitince bilâhare hapisaneye nakledilmek üzere muvakkaten bir höcereye konuldu. Mücrimin soğukkanlılığı karakolda memurların bile nazarı dikkatlerini celbetmişti. O odadan çıkınca kâtiblerden biri ötekine seslendi; WÎU.t FRİTZ LlLIAN HARVEY HANS ALBERS KATE DE NAGY ilâh. büyük ^ H yıldızların müzik ve neşeli filmi. Dünya haberlen w^^mm^^m^amm^^m^mmmmm hareket yaptı. Bundan masa üzerinds bıraktığı çantasına mukayyed olmasını, bir kaza vukuuna imkân bırakmamasını istediği anlaşılıyordu. Kadın çıkıp gittikten sonra Bultrovski Kont Sanjaka döndü. Adam, Alis iyeri girelıberi yerinden kımıldamamış, söz söylememiş, hatta nişanlısına bile bak mamıştı. Matmazel Valden de giderken ona bir «Allahaısımarladık» bile dememişti. Maamafih delikanlınm derin bir ıstırab ve heyecan içinde bulunduğu anlaşılıyordu. Mösyö dö Sanjak, Matmazel Valdenin sizinle aidettiği mukaveleyi ne zaman mevkii tatbika koyacağız? Ne vakit isterseniz. Bankerimin ismini biliyorsunuz. Siz çeki ibraz edince o da parayı sıze verır. Bultrovski iğildi ve hiç bir söz söyle meksızin cıkıp gitti. Kapı kapanınca Drumond çantayı emniyet altına almak için masanın yanna gitti. Onu eline aldı, ihtiyatla yokladı. Fakat yoklamasile beraber derin bir şaşkınlık içinde donup kalması bir oldu. Çantayı açarak içine baktı, elini soktu, sonra bağırdı: Bomba burada yok! Çanta bom Tercüme eden: ömer Fehmi Bnşkut K I Polis memuru ona lâkay, canilerle leaıasa alışmış bir adam kadar hissiz bakışlarla baktı. İsminiz nedirı ; Ismim Ida Valden.. Evvelrc Mis Misin yanında hizmetçi idim. Mis Alıs .Vlarkiz dö Suzanjın hemşiresidır. 3 mayıs gecesi ben ona aid bazı şeyleri jjivdim, odasından bir rövolver aldım ve Mösyö dö Sanj'akın konağına gittim îşte kendisi de şimdi burada hazırdır. Konakta Malam dö Sanjakla aramızda bir münakaşa oldu. Benim istediğimi vermedi. Ben de kendisini bir rövolver kurşunile öldiirdüm. Matmazel bu söylediklerrıizin ehemmiyetini iyice idrak ediyor musu nuz? Tamamile. Onu öldürüp te odadan dışarı çıkacağım zaman genc bir kadın içeri girdi. Onun hâdiseden kat'ıyyen haberi yoktu. Madam dö Sanjakın c«edi bir perdenin arkasında gizli idi. O beni ev halkından biri zannetti. Ne istediğini sordum. O bana kapının önünde bir çanta ile bir anahtar bulduğunu, bunlar cv halkından birine aiddir zannile getirdiğini söyledi. Bunun üzerine ben odadar çıktım. Demek onun cinayette kat'iyyen dahli yok. Kat'iyyen! Zavallı kızcağız! O içeri girdiği zaman herşey olmus bıtmişti. Kendisini tanır mısınız? Asla! Ben onu evvelce hiç görmemiştim. O geceden sonra da görmedim. Gazetelerden onun isminin Kler Buval olduğunu ve cinayetle itham edildiğini öğrendim. Bu ifadenizin doğruluğunu teyid ve tesbit edecek daha başka malumat ve (Arkatı var)