30 Birinciteşrin 1935 CUMHURtYET i CEPHELERDEN MEKTUBLAR: ((Adua îtalyanların elînde \ kaldıkça sulh olamaz!» Habeşistanîn eski Paris sefiri 35,000 muharible harbe giderken İmparatorun önünde böyle dedi Kadıköyde tramvay kazası oldu İki araba çarpıştı, üç yolcu yaralandı Yalnız koca Sinan değill Daha eski Türk mimarları da mükemmel resim yaparlardı Bursadaki Yıldırım ve Yeşil camilerile, İstanbuldaki Şehzade ve Süleymaniye anıtlan bunun harikulâde muvaffak olmuş bir nümunesidir GUNDE BU] Kadjn ve yuva 2 stanbul Adliyesinde önemli bir mevki II sahibi olan bir dostumla konuşuyor dum. Söz, bir aralık, nasılsa kan koca arasındaki davalara intikal etti. Son yıllarda boşanma davalan artıyormuş, öyle mi? diye sordum. Hayır! dedi; bilâkis! Senden seneye azalıyor! V* hayretimi sezdiği için, izahat verdi: Eskiden, şer'î nikâh zamanmcia, istatistik tutulmasına imkân olmadığı için, her sene vuku bulan talâkların vasati sayısı ne tutardı, bilmem? Fakat, medenî kanunun tatbik olunmağa başladıgı iik zamanlarda, senin bugünkü kanaatinı teyid edecek bir vaziyet olmadı, diyemem. Zâhir, insanlann sinirlerini bozan, seciyelerini sârsan, ahlâk'annı sakatlıyan harb senclenrden o vakit, bugünkü kadar uz Jdaşmamıştık. Evlenenler, kısa va deli. deneme izdivaçlan yapıyorlardı. iki yılda, bir yılda, hatta birkaç ayda biribirlerinden heveslerini ahp, U3anc gerJren kan kocalar az degildi. Genclik, hangi cmsten olursa olsun, aile mefhu munu kavramıyor, kavramak ^stemiyor du. Onun için, Tannnın günu, mahkemelerde boşanma davalan eksik olmuyordu. Çok şükür, bu vaziyet bugün tavsamıştır. Anlaşılan, sukr durulmuş, sinirler yatışmış, akıl ve şuur nehs üze rindeki eski hakimiyetini yeniden elde «tmiş ve aile düzeni, kan koca geçimi tekrar sosyetemizde bir ideal olmağa başIamış.. Ben bunu böyle tefsir ediyorum. Dostum haklı idi. Sonradan ben de etrafıma bakınmağa, evlenmek çağında bulunan, tanıdığım gene kızlan ve delikanhlan tetkike başladım. Ve gör düm ki, hepsinin değilse bile, bir çok larının emeli devamlı bir yuva kurmak ve seçecekleri eşi ellerinden geldiği kadar mes'ud etmektir. Dün Kadıköyde iki tramvay çar pışmış, üç yolcu yaralanmıştır. Vak'a şöyle olmuştur: Saat 15,20 de Kadıköyden Bağ larbaşma hareket eden 167 sayılı vat man Ismailin idaresindeki tramvay Kadıköye doğru gelen 135 sayılı vatman Yaşann idaresindaki tramvayja İbra himağa tren köprüsü altmdaki tek hatU karşılaşmıştır. Karşılaşma anî oldu ğundan vatmanlar fren yapmağa vakit bulamamış ve iki tramvay olanca hızile birbirile çarpışmıştır. Neticede her iki tramvaym da camlan kmlmış, ön taraflan hurdehaş olmuştur. Tramvaylarda bulunan yolculardan Ulviye, Hamdiye, Makbule adlarındaki kadmlar başlanndan yaralanmışlardır. Yaralılar hemen tedavi altına ahnmıştır. Vak'a yerinde yapılan keşiften sonra carpışmada kabahatin 167 sayılı vatman Ismailde olduğu anlaşılmıştır. Hazin bir ölüm Dün aldığımız bir telgraf bize Muğlanra kıymetli çocuklarından Hacı Kadızade Aâitababadan eephe gerilerindeki hastaneîere ttbbi Hafız Sabrinin ölümü haberini getirdi. malzeme ve battaniye gönderiliyor Merhum, vilâyetın en temiz ailelerin Adisababa 25 (tngiliz gazetelerinin Bundan sonra împarator onu yanına den birine mensubdu. Zekâsı, ahlâkı ve meziyetlerıle bütün muhiti kendisi özel aytarlan bildiriyorfcır) Bugün oturtur ve iltifat eder. ne sevdirmiş ve sırf şahsî çalışmalarile Adisababa, cephelere gitmelc üzere HaAltın torbalı muharibler edindiği insanî vasıflarile sade mektebbeşistanın muhtelif yerlerinden gelen on Habeşistanîn altın ülkesi denılen Val de değil, hayatta da genclere hocalık, ve binlerce muharible dolu. Iageden gelen muharibler çok garib bir rehberlik etmiştir. Hafız Sabri çevre Hapta Mariam, 10,000 kişilık bir manzara arzediyorlar. Bunlar beraberle sinin intikal ve inkılâb devrelerinde içkuvvetle Vallaga eyaletinden ve Habe rinde, boyunlanna asılı torbalar içinde, timaî vazifesini derin bir hulusla ifa etşıstanm eski Paris sefiri Ras Getaço da toz veya külçe halinde yüz binlerce İira miş, Cumhuriyetçi elemanlann iddia 35,000 muharible Kafadan gelmişler, kıymetinde altın getirmektedirler. Bu al5iz ve imanlı, en temiz tiplerindendi. sarayda, împarator tarafından kabul e tınlar mukabilinde gümüş taler, siiâh, Birkaç dil bilir, âlim ve alaturka musidilmişlerdir. Hususî müzakerelerden son cepane ve katır satm alıyorlar. Pazaf kide hakikî bir üstaddı. ra her iki reisin kuvvetleri de tmparato meydanına tezgâhlarım kuran Ermeni Lâkin ne yazık ki birkaç sene evvel Hafızın ciğerlerine yapışan amansız run önünde büyük bir resmigeçid yap esnafın masaları bir iki saat içinde altın hastalık, onu pek erken hayattan ayırtnışlardır. yiğınlarile dolmaktadır. mıs ve Muğlajn. güzide bir evlâdından Hapta Mariam Imparatora hitaben General Nasibu Adisababada mahrum etmiştir. bir nutuk irad ederek: « Ben ve büKendisine rahmet dilerken kederli aHarrar valisi ve Ogaden havalisindeki tün maiyetim, sizin gibi azametli, kuvkuvvetlerin kumandanı General Nasibu ilesine ve hemşehrilerine taziyetlerimizi Vetli, âdil ve zeki bir hükümdar için ölda bugün buraya geldi. Kendisıle gö sunarız. meğe hazırız. Sizin, milletinizi kurtar rüştük. Cicigadaki tahkimatın son dere öıak ve yükseltmek üzere yapmış ve yapMısirda grev ce kuvvetli olduğunu, buraya daha da rnakta olduğunuz ıslahatı bozmak, HaIskenderiye 29 (A.A.) İyi bir günasker tahşid edilmekte olduğunu söyl°di. beş milletini esir menzilesine indirmek isdelik elde etmek için besledıklerı ümidjlalvan. tayvarelerinin attıkları bomba tol.oJ.Wul, c*mi;cn 130O pamuk ; p « Benim gibi, Habeş milletinin her ferdı larla bırçok Habeş askerlerinin telef olmalı grev yapmışlardır. Arabacılar da de sizin için hayatmı fedaya hazırdır» duğu rivayetlerini gülerek karşıladı ve grev yapmak tehdidinde bulunmuşlar îtalyanların Garahai ve Vebe Şibeli demiştir. dır. Anlaşmazlık, derhal İtalyaya gön Ras Getaço da şu sözleri söylemiştir: nehri boyundaki muhtelif yerlere attık derilmek üzere yapılan büvüİc miktarda « Babam, Ras Avata 1896 Adua ları yüzlerce bombalardan ancak altı as pamuk siparişlerinden ileri gelmiştir. muharebesinde bir Habeş ordusuna ku kerin öldüğünü ve üçünün de yaralan rnanda etmiş ve Italyanları püskürtmüş dığını bildirdi. Cicigadaki kuvvetlere kumanla ede toplan birkaç tane de otomatik tüfekleri tü. Ben de babam gibi Aduanın kurtuvardı. Kayahklar arasında bulunan ve luşuna yardım edeceğim. Çünkü bu şehir bilecek adamları olup olmadığını sor zehirli gaz, tank ve hava hücumlarından Habeşistanîn elinde olcnadıkça kat'ıyyen duk: ma«un olan bu yerlerin zaptedilemiye Evet, General Hapte Mihail \e bir sulh mevzuubahis olamaz.» eski Osmanh Generallerinden Vehib Fa ceği zannediliyordu. împarator her iki kumandanını ku Habeşlerin buralardan çekilmeleri üşa vardır. Her ikisinin de iktıdar ve zecaklamıştır. zerine, şimdi Garahaiye giden iki yol da kâlanna büyük itimad besliyorum. ceAffedilen Nazır îtalyanların eline geçmiş oluyor. l Q 30 vabını verdi. tmparatoru tahkir ettiğinden dolayı da İtalyanlar tarafından inşa edilen bu Adisababadaki mühimmat bir zamanlar nefyedilmiş olan eski Haryollar, Müstahil ve Firfirde başlamakta fabrikası biye Nazın Fiatari Bisu, affedilmiş ve ve Garahaiye doğru uzanmaktadır. Gcrkendisine bir ordu kumandanhğı veril împarator, Adisababanın biraz dışa logubiden giden üçüncü bir yol da daha miştir. Habeşistanda gözden düşmüş na rısında Sarrafyan isminde bir Ermeni ta evvel îtalyanların eline geçmişti. Onun 2ir, vali ve kumandanlann afri bazı ga rafından idare edilen silâh ve mühimmat için, son Gabririhari bombardımanmdan rib merasime tâbidir. Împarator, tahta fabrikasına büyük alâka gbstermekte&ir. îtalyanların pek yakmda Garahaiye takurulur; ve affedilecek zat ta, omzunda Bu fabrikada 40 amele çalışmakta ve arruz edecekleri anlaşılıyor. büyük bir taş olduğu halde huzura gi günde 1,000 bomba imal edilmektedir. Vebe Şibeli vadisinde, îmide birçok rer. Bu taş onun kabahatini ve çektiği Cenub cephesinde neler oluyor? Habeş kuvvetleri vardır. Bunlann Davicdan azabmın yükünü temsil eder. Ay Garahaideki telsiz istasyonu on tayya gaşo Modo ve Dananda, Harrar kuv ni zamanda da mücrimin af dilediğine renin yardımile ilerliyen bir İtalyan kuv vetlerile, ve bu vasıta ile de Dagah Bur bir alâmettir. Imparator merasim muci \etinin Habeşlerin Ogadendeki ıleri ka ve Gabridihari üzerinden şarkî Ogadsnbince evvelâ bu zatın mevcudiyetinden rakollannı teşkil eden Tafere Katama deki kuvvetlerle irtibatlan vardır. Ras haberdar değilmiş gibi davranır, sonra ile Şebeneyi işgal ve bur*da bulunan za Desta da îmideki Bale kuvvetlerile sıkı birdenbire ona döner ve çoktanberi göı yıf Habeş kuvvetlerinin ric'at ettiklerini irtibat tesis ettiği takdirde Habeşlerin cemediği bir dostunu karşılar gibi memnu bildiriyor. Filvaki bundan bir ay evvel nubdaki hatları sağlam bir surette örül rriyet izhar eder. İmparatorun bir emri buralan ziyaret ettiğimiz sırada, bu iki müş olacaktır. Fakat burada, nakliye üzerine hizmetçiler koşarak affedilen za noktadaki Habeş askerlerinin 600 kişi müşkülâtı şimal cephesindekinden çok datm omzundaki tası alırlar. den ibaret olduğunu görmüştük. Küçük ha fazladır. U r Türfe amtlarımn resimle meydana getirîlmis ince işçîlikterinden Bursada Yıldtrım camisinin cümle kapısındaki ittilaktitler ve Yeşilcamide bir pencere gepengi Dedelerimizden kalma tarihsel ve'rini yani plân, makta ve elevasyonunu kıymetli anıtlarımızın bizlere intikal tersim edemezler. etmiş resim ve plânları mevcud olma Çok ince, fakat kanşık ve şaşırtıcı dığı ve şimdıye kadar mimarî tarihi hendesî kavaide bağlı olan bu tezyinamiz üstünde araştırma ve incelemelere tm her üç bakımdan vani plân, kop ve hiç değer verilmemiş olması yüzünden elevasvonunu yapmadan mermer üze Bekâr hayatmın ne türlü bir sefalet dir ki bugün bizlere ve bütün dünyava rinde tatbik edebilmenin imkânı yok hayatı, kimsesizliğin ve garibliğb nasıl hakikatin birçok incelıkleri örtük kal tur. bır demirden leblebi olduğunu bugünün 2 Yeşil cami anıtlarında gerek henmıştır. Fakat beri taraftan gözönünde gencliği iyice anlamış gibidir. Onlar, yubütün ihtisamile yaşıyan anıtlarımızın desî ve gerek nebatî esaslar üzerine va kurmak zevkini, bir önceki nesil gibi gösterdiği baş döndürücü san'at yüce yapılmış çini mozaıklar vardır. Bunlar köhne ve gülünc bulmuyorlar. liği daima muhayyeleleri işletmiş, ya iki üç metrodan, düz çini imiş gibi gölan yanlıs tahminlere sürüklemiş, hatta rünür. Fakat yaklaşınca anlaşılır ki Bizim borcumuz, sosyetenin borcu, evvelce de bir münasebetle söylediğim bunlar ayrı renlkerde çinilerden kesilip kendilerine sağlam geçim yollan temin gibi efsanevî hıkâyeler bile yaratmış oyularak yekdiğerine hayret verici bir ederek, bu arzularının tahakkukunu kotır. Bu meyanda Koca Sinanın bile re intibak ve imtizacla kestirilerek mo layla,$tırmaktır. sim ve plân yapıp yapmadığı hakkın zaik işlenmiştir. Bu mozaik çinilerin de VrcBmend Ekrem TALÜ daki tereddüdler de almış yürümüştür. önceden çok hassas ve mahir bir elle resim ve kalıbları yapılmadan tatbik eBu plân ve resim meselesinde Sinan dilebilmesine imkân yoktur. Geçen gün bir fıkramda, dostlanm devrini bırakıp daha evvellere, Osmanlı dan bir avukatm bir entari sevenler ce3 Gene bu anıtlarda tahta kapı ve mimarisinin başlangıç devrine kadar pencere kepenkleri var. Bunlar da birmiyeti kurmak hevesin >n, böyle bir tegerilere dönüp daha oralarda bu nok metro murabbaı satıhta binlerce küçük şebbüsü tenkid ederek, bahsetmiş ve butadaki genel tereddüdü rahat rahat halve muhtelif şekillerde parçaların kesilip nun bir şaka olmasmı temenni eylemiştim. ledebiliriz. Hem bu tereddüdleri kö yekdiğerine (zivana lâmba) edilmiş ve Bay Rami Başarandan, temennimde alkünden halledebilmek için kütübhane birbirlerine geçme olarak yapılmıştır. danmadığımı gösteren bir mektub aldım. fıhristlerinde, kitab sahifelerinde vesiBu binlerce küçük parçaların birbir Şakacıhğı kadar, açık ve ileri düşüncekalar, kayidler aramak zorunda bile delerile imtizacı o kadar samimî ve mahi lerini esasen bildığim sayın avukatın meğiliz. Çünkü her türlü kitabların, ka ranedir ki 50 santim mesafeye kadar seleyi bu suretle tavzih etmiş olmasına vidler ve vesikaların üstünü olarak en sokulmayınca çok yerlerinde faslı müş en önce sevinen benim . kesin ve hâkim ifadeye malik vesikalar terekleri görülemez. Bunlar da gene bizzat bu anıtlarımızın kendileridir. E. E. T. şaka götürmiyen jeometrik tersimata Meselâ Bursaya gidelim. Burada Yıl dayanmaktadır. Bunlann da resimsiz dırım camisi ve Yeşil abideleri bizim i yapıldığını hiçbir mimar aklı kabul e manımızdaki gibi resim ve proje ile çin en mufassal ve en mükemmel bir demez. yapıldığı için bunları releve etmek çok kitabdır. Bu kitabı okumasını bilenler Uzun uzun tafsilâttan vazgeçerek di { müşküldür.) demişti.. Halbuki bilâkis derhal iman eder ve (bu binaları yapan vebilirim ki şu üç kısımda her hangi bir ben şimdiye kadar bu eski binalarımızTürk san'atkârları evvelâ mükemmel Avrupalı veva bir Türk mimar veva dan hiçbir eserın relevesinde en ufak mimarî resimlerini yapmış, ondan sonmühendisi: (Bunlar resimsiz de yapıla müşkülâta rasgeldiğimi hatırlamıyo ra eserlerini bu resme göre tatbik et bilir..) diyebilir ve bunu da ispat ede rum. Hangi eserimizi releve etti isem mişlerdir.) dive haykırırlar. bilirse ben de ricat ederim. Halbuki o eser üstadının her şeyden evvel ter Plânda ve kompozisyonda Yıldırım böyle bir iddiava girişemezler. Her mi sim kurtuna saygı ile baş iğdim.. Dedecamisinin benzeri olan Yeşil caminin > mühendis buna imkân bulamaz, lerimizin bize bıraktığı bu kıymetli ahele tezyinat ve tafsılât kısımları bu le benimle beraber olmağa mec nıtlar içmde yalnız Bursadaki Orhan yönden dikkate değer birer hazinedir. burdurlar. camisi plânının kapıdan mihraba kadar 1 Yeşil camide kapı üstünde ve sa1419 yılında yapılmış olan Yeşilcami uzanan mihverinde hata vardır. Bu bir ir birçok yerlerinde mermere işlenmiş binasmda bu bahiste kat'î deliller üstü tek binamız için ısrar edemem ki bu da r tstilâktit tezvinatı çok zengin olup bu ne parmak basabildikten sonra artık Osmanlı devrinin ük 5 apısıdır; ho§ görtezyinat ta hiç şaka götürmiyen jeolo Sinanın, Türk san'atinin en mütekâmil melidir. metrik (hendesî) tersimat esasma da devresinde yaptığı eserlerin plânlı veBınaenaleyh bu noktadaki yanlış kayanır. Hem övle ki kuvvetli bir mele ya plânsız yapıldığı hakkında münaka naatleri doğrultmak mecburiyetini bi keye sahib olmadan bugünkü mimar saya tahammül bile edilemez. Bunun lerek ve kendi tereddüdlerimizi terkelarımız bile bu istilâktitlerin resimle la beraber Sinan eserlerinden de bazı derek müsterih ve imanla araştırmaıarımızda devam edeceğiz. nündeki masanm üzerinde reçete yazı leşen bakışları doktorun gözlerinin içini, notlar arzedeyim: yor. Şehzade camisinde: Büyük kubbeyi dudaklannm kenarını araştırıyor: Evet bugün, bu anıtlarımızın elde kaîMehmedin yüzü pembe, pembe kızar Yoksa, diyor, doktor yoksa?.. taşıyan dört fil avağmın yekdiğerine o mış resimleri yoktur. Bunun sebebi de lan mesafeleri (16,52) dir ve bu rakam Üçüncü Ahmed zamamnda başlıyan ahmış, Seza endişe ile hem doktorun, hem Sakın?.. de çocuğunun yüzüne bakıyor. Sonra Ve elleri iskemlenin arkasındaki tah dört yerde de tek santim şaşmamıştır; şab inşaat usulüdür. Ahşab inşaat başbu dört fil ayağının beden duvarlarına ladıktan sonra vakit vakit îstanbul ve Edebî fioman: 3 2 Yazan: Suad Derviş Mehmed almanca bilmediği için sözlerini taları eziyorlar attığı kemerlerin portesi (5,72) dir ki sair yerleri yalayan yangınlar birçok tartmağa lüzum görmeden: Evet... Bu hahra sanki büyük bir zıncirin bir maymun kafesinin karşısına ne zaman bunlar da sekiz defa tekerrür ettiği hal kıymetli şeylerimizle beraber bunlan Doktor neler söylüyor?.. Evet mi de gene tek santim hata etmeden tat da yakmıs, yok etmiştir. Fakat bunlann Babasmm hastalığının ne olduğutek halkası... Şimdi bu halkaya takılmış gelmişler.. bik edilmiştir. Bu kadar sıhhatli başh yok olması hakikati hiçbir suretle tahdiğer halkalarile hatırasmın zinciri onu Gördün mü anne? Tıpkı insan gi nu size söylemiştim, diyor, yavrum ha dedi?... Oh doktor. Allah muhafaza etsin yan plânın havaya yücelettiği mimarî rif edemez. Zira dediğim gibi bizzat bu baştanaşağı sarıyor... Sıkı, sıkı... Bu bi tokat atıyor bu maymun yavTusuna... fıf bir soğuk alsa bana dehşet geliyor. teşekkülâtm isabet ve doğruluğu bir re abideler bizlere mükemmel birer kitabHâlâ reçete yazmakta ve hâlâ susmak ben ne yaparım?... naltacak kadar... Görmedin mi? Neye gülmüyorsun?.., ta olan doktorun karşısında, korktuğu bu Şimdi ona biraz evvel yolladığı mek Telâşa ve üzülmeğe mahal yok. sim veya projenin tatbikatı bakımından dır. Teknik ve san'at bahsinde istediğiAnnesinin yüzünü görmek için başını nizi arayınız. bulur ve okursunuz. sükutun bir nihayete ermesi için gene Henüz bir başlangıcdayız. Yalnız bir bir şaheserdir. tubu, mektubun içindeki o mânasız, o arkaya deviren Mehmed onun gözlerin Süleymaniyede: 7,800 metro murab kendi konuşuyor: adeta yabancı ve iğrenç sözleri zihninde deki yaşlara merhametle bakıyor. Böyle olmakla beraber her yönden abaşlangıç... Fakat çocuğunuz zayıftır, eezberden okuyor... Küçük bir soğuk algınlığı değil sasen irsiyet te var... Çok iyi tedavi edil bama varan bir sahaya kurulmuş olan raştırmalarımıza devam etmek ve bu Ağlama, anne ağlama! diyor. bu camide 48 metroluk bir irtifa (içiçe) Allahım ne yaptı?... Neden ona mek Yavrusunun canı çok yanmadı. Bak o mi?... Zannederim korkacak birşey mesi, iyi beslenilmesi lâzım. Hastalık ve 27.44 metro kutur taşıyan ulu birna hız vermek mecburiyetindeyiz. Kütüpanelerimizde bulamadıklanmızı hayok... Ateş pek yüksek değil... Fakat başlıyalı birkaç ayı geçmiş olamaz. tub yazdı?.. Ona nasıl böyle bir mektub rada kardeşlerile oynuyor! kubbeyi 33,70 metroluk bir kaideye ka zinei evrakta, orada bulamadıklarımızı yazdı?. Mektubun içindeki sözleri Seza Ve oğlunun bu saçma sözüne Seza ne de olsa annelik... însanın içi rahat Seza şaşkın, şaşkın konuşuyor: dar yükselttikten sonra dört ayak ara Evkaf sicillerinde, vakıfnamelerde bu etmiyor ki. nasıl söyliyebildi?... Seza neler yapı kahkaha ile gülüyor. Yavrumun daha iki, üç gün evveli sındaki tam bir murabbam içine bu lacağız ve bilhassa şurada burada mahyor? Ne kadar küçülüyor?... günkü .perkârımız ve tersim vesaitimiz fuz bulunan henüz didiklenmemiş evrak Doktor reçetenin altına mânasız iki ne kadar hiç birşeyi yoktu. Gözündeki yaşlar kurumadan. Ve böyle küçüldüğü, bu kadar ıstı üç çizgiye benziyen bir imza attıktan ve 9 Zannetmem. Farketmemiş olacak le sağa sola tek santim şaşmadan tam arasında pek kıvmetli vesikalar bulu frab çektiği ve onun tarafından bu kadar Biraz soğuk almış... Onu üşütmü mürekkebli kalemini büyük bir ihtimamla sınız... Hastalık herhalde bir iki yadır daire olarak çizebiliyoruz. Edirnedeki nacağına pek inanclıyım. Selimiyenin de sekiz ayak üstünden doumulmaz bir merhametsizlikle hayatın şüz değil mi doktor?.. kapayıp gene büyük bir ihtimamla cebi başlamış olacak... Fakat ne olursa olsun kanaat ; miz c'"laşarak yekdiğerine atlıvan kemerlerin dan uzaklaşhrıldığı halde onu hâlâ ne ne yerleştirdikten sonra: Mehmed şezlongun üzerine uzanmış, Seza titriyor... Evet farketmemiş ola arasına 31.27 metro kutrundaki daha diden «u noktada verle^melidir: kadar seviyor?... Ne çok seviyor... annesi şezlongun yanına çekilmiş, bir is Endişeye mahal yok, diyor. Yal cak... îki üç aydır... Hatta beş altı ay büvük bir kubbeyi ayni hassasiyet ve Bütün gecmişteki Türk mimarlan Anne... Anne, bak maymun, ço kemlenin arkasmda ayakta duruyor ve nız fazla ihmale de gelmez... Sız ken dır. O çocuğile meşgul olmadı kı.. mükemmel resim yapıyorlardı ve tek doğrulukla çizebilmiştik. puğuna nasıl tokat attı. asabî ellerile iskemlenin arkasile oynu diniz çocuğun babasının hastalığını bana îştahsızhk nekadar zamandır başMerhum mimar Kemalettin bile klâ mü eserleri birer proje mahsulüdür!. Küçük Mehmedin kahkahalan gene yor. söylediniz. sik mimarımizin âşıkı bir zat olduğu Mimar ladı? bahçe yollannı çınlatıyor. Yeniden Karşıdaki koltukta oturan doktor ö Gözlerinin birdenbire camlaşan, sabithalde bir dersinde (eski eserlerimiz zaSEDAD ÇETlNTAŞ (Arkan var) HİÇ