23 Ekim 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

23 Ekim 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CTJMHURÎYEÎ 23 Birinciteşrîn 1935 " f Şehlr ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Tarihî roman : 84 Yazan : M. Turhan Tan Akmcılar sınır suyunu aşar aşmaz atlarından yere sıçradılar, yüzlerini toorağa sürdüler, uzun bir zaman öyle secde durumunda kaldılar! On keskin pala, on sönmez şimşek gibi akıncılara yol açıyordu ve bu şim şeklerden gözü kamaşan dısılı erkeklı bes altı yüz kişi sessiz bir saygı içinde onlara yol veriyordu. Bütün bu kalabalık on!ann aynlısından ölümün uzaklastığını se zerek derin bir sevinc duyuyorlardı Atık Türkün ne olduğunu, Turkün ncieı yapabüeceğini anlamışlardı. Onlarla daha fazla bir arada bulunmak ıstemiyorlardı, çünkü korkuyorlardı. Kıhsede de kalmaktan çekiniyorlardı. Çünkü evme ve kendine vekillik ettiklerini söylıyen avJınnlara yardım etmiyen tanrının Turkler gıttikten sonra harekete geçmesi ve hiç olmazsa papazların coşkunlaşınası mıim kündü. Kalabalık bu durumu da gör mek istemiyordu. Türklerin uzaklaşma sile beraber eteklerine ıslık caldıra çal dıra koşacaklar, evlerine kapanacaklar ve belki günlerce sokağa çıkmıyacak lardı. İşte bu düşüncelerle Türklere yol veriyorlar, onların kapıya doğru akışlannı hayret ve hayraniyetle seyrediyorlardı. Biraz sonra onlar göze görünmez ola caktı ve herkes bu saniyeyi, bu büyük ânı bekliyordu. Fakat tam kapı önünde bir çığlık koptu. Bir kadın on iki palanın çizdiği keskin hattı aşarak Musta fanın boynuna sarıldı,' haykırdı: Nereye gidiyorsun, beni bırakıp nereye gidiyorsun? Mustafa, nazik bir durumda nezaket göstermeğe kalkışmanın manası^hğını dügünerek silkindi, sert bir sesle cevab verdi: Yurduma! Kadın gene atıldır Ya ben ne olacağım? Yurdunda kalacaksın! Ya çocuğun? Mustafa sarsıldı, başduacıyı yakalayıp yere yatıran yiğit Doğan kaşlarmı çattı: Yürü eksik etek, dedi, Bevın rerkisine bin. Onun çocuğu onun yanında doğar!... Bu kadın Jozefindi ve biraz sonra Mustafa Beyin terkisinde tozu dumana katan bir yürüyüşle Sebenikodan uzak laşıyordu! *** Doktorların kazanc vergisi dereceleri Maliye Şubesi 4 üncü dereceyi lâğvetmişî Bundan bir müddet evvel kazanc vergisine tâbi tutulmalan için doktorların Etıbba O.l'sınca beş sınıfa ayrıldıklannı yazmıştık. Haber aldığımıza göre İstanbulun bütün maliye şubeleri Etıbbı Odasmın yapmış olduğu tasnifi kabul ederek doktorların vergisini bu tasnife göre tahakkuk ettirdikleri halde yalnız Divanyolu, Hocapaşa ve Küçükpazar maKye şubeleri Etıbba Odasının sınıflara ayırdığı doktorları bir sınıf yukansma çıkartarak dördüncü sınıfı lâğvet miş ve doktorlara da bu şekilde tahakkuk varakalan gönderilmistir. Böyİe bir haksızlığa maruz kalan doktorlar derhal tırer istida ile mensub olduklan malıye şubelerine müracaat ederek 2751 numaralı kanunun sınıflara ayırma işini rneslekî tesekkül bulunan şehirlerie rrtnhasıran Etıbba Odalarına vermiş o'duğuna göre tahakkuk memurlannın itirazını kanuna aykın bulduklannı bildirmislerdir. Diğer taraftan da Etıbba Odası telgrafla Finans Bakanlığına müracaat ederek keyfiyeti bildirmiş ve ilgililere lâzım eelen emrin verilmesini istemiştir. Ilbayın gazetemize diyevi Fransadaki âyan seçimi ransada âyan azalığı müdde * ti dokuz senedir. Âyan meclisi azalannm üçte biri üç senede bir defa yapılan seçimle değisir. Böyle bir seçim geçen pazar yapıldı. Fransanın dahilen karışık bulunduğu şu za • * manda bu seçimin büyük ehemmiyeti vardır. Fakat Habeş meselesi yüzünden Avrupada vaziyetin hâlâ gayet gergin olması Fransadaki seçimi gölgede bırak* tı. Fransada âyan, belediye meclisîerî tarafından seçilir. Belediye meclislerinin siyasî ehemmiyeti de bundan ibarettir. Bu seçimin en hararetli dairesi Paristir. Çünkü 30 âyan azası çıkaran Parisin varoşlannda son belediye intihabında sosyalistlerle komünistler büyük bir muvaffakivet kazanmışlardı. Başbakan M. Laval Paristen namzedliğini koyduğu halde sosyalistlerle komünistlerin engel çıkarmasından endişe edildiğinden ay rıca bir evine sahib bulunduğu taşradaki bir dairede de namzedliğini koymuşru. Çünkü burada kendisine rakib başka bir namzed yoktu. Seçimin dikkate değer olan başlıca neticesi mumaileyhin her iki daireden seçilmiş olmasıdır. Bunlardan birini tercih etmek kendisine aiddir. Bu muvaf fakiyet sol partiler ve memurin sendikası gibi kuvvetli teşekküller mumaileyhin kararnamelerile istediği gibi memleketi idare etmesine ve bilhassa maaş ve ücretleri indirmesine şiddetle muh/ılif ol •> duklan halde ekseriyetin mumaileyhi düşürmeğe taraftar bulunmadığmı ispat etti. Mezbahada kesilmiyen etleri yemek aleyhinizedirl Muhiddin Üstündağ «Hastane, yol, temizlik «tiyorsunuz. Belediye varidatı azalırsa bunlar nasıl yaoılabilir?» diyor lstanbul îlbayı Muhiddin, dün bir muharririmize şu diyevde bulunmuştur: Bir iki gün evvel şehrin bazı yerlerindeki fırınlarda görülen tehacüm kalmamıştır. Zaten şehirde buna sebeb olacak ve halkın fırınlara hücumunu icab ettirecek bir sebeb yoktu. Her fırında lüzumu kadar un, ve şehirde en az otuz bin ton buğday vardı. Her fırıncı da fazla un bulundurmağa mecburdur. B u n dan başka Ziraat Bankası elindeki buğdayı olduğu gibi muhafaza ediyor. Nihayet fırınlarda araştırmalar yaptık. lstanbul fınnlarının, geçen cumartesi pışirdiği ve sattığı ekmeğin evvelki hafta cumartesi günündekinden iki buçuk misli fazla olarak çıkardığını gördük. 3u suretle şehirde lüzumsuz yere fazla ekmek alındığı anlaşıhr. Bazı kimseler ki bunlardan birkaçını yakaladık nüfus sa yımı dolayısile dükkânların bir gün kapah kalacağını gözönünde tutarak fazla ekmek alıp bir, iki kuruş fazlasile sat mak maksadile fınnlara hücum etmişlerdir. Binaenaleyh hâdiseyi belediyenin i daresizliği seklinde telâkki etmemelidir. ayni şeyin kayıkçılar ve liman dahilinde yolcu ve yük taşıyan nakıl vesaiti içm de varid olduğunu kayıkçılara vesaitlerini motörleştirilmelerini, ve kürekli sandallarla gemilerden yolcu nakline müsaade edemiyeceğini söylediğini beyan etmiş tir. On iki Türk, belki yüz on iki köyden geçtiler ve bu köylerin her birinde yerine ve gereğine göre beşer onar d=ıkika veya birer ikişer saat hükumet sürdüler. Girdikleri yerlerde söz onların oluyor. Köy halkı kaç kişi bülunursa bulunsun Eyvallah yiğitler. Köyden değir, mutlaka buyruğa boyun eğiyor ve bo mene! yunduruğa giriyordu. Bu, bir düzüne a Ne var, ne yok? kıncının değil, Türk adının yarattığı bir Hayırlar! eserdi. O ad, o yüce ad, yüz kbyü on ikı Akıncılardan ne haber? atlıya biran içinde köle yapıp bırakı Onlar bu yıl toptan Arnavudluga yordu. gittiler. İşkodrada yaman savaş var! Mustafa ile arkadaşları işte bu biçimde Mustafa, arkadaşlarının yüzüne bakve çok hızla yol aidılar, günde bir ikı tı. Hepsi gülümsüyordu ve hepsinin gözkere hükumet kurup gene kendı dilek lerınde ayni özlem parlıyordu. Delikanlerile bozdular, bınlerce yabancıya Türk lı, kendi yüreğinde tutuşan ateşin eşini gücünün enginliğini tattırdılar, ardlann onların da kalbinde bulmaktan gelme bir da silinmez izler bırakarak smıra vardı hazla sordu: Iar. Eve mi, savaşa mı? O devirlerde sınırlarda ne karakol varOn bir ağız, tek bır cevabı haykırdı: dı, ne tel örgü, bir su, bir taş, bir ağaç, Savaşa! bir hendek iki devlet sınırını ayırmays Öyleyse atlanalım, şu eksik eteğı yeterdi. En belli işaret, nişane ve alâmet bir köye emanet koyup yollanalım. ise kılık değişikliği, dil değişikliği idi. Bir Beş on gün sonra onlar îskodra önüne armud ağacının beş on metro sağmda gelmişlerdi, yoldaşlarına kavuşmuşlardı. macarca, beş on metro solunda ise türk Bu, umulmaz bir geüş olduğu icin bü çe konuşulurdu. tün akıncılar arasında sevinc uyandır Akmcılar, düşmanlar için aşılmaz denizler kadar geniş ve dalgalı görünen ve fakat kendi gözlerine bir gümüş şerid gıbi dar gelen sınır suyunu aşar aşmaz atlanndan yere sıçradılar, yüzlerini toprağa sürdüler, Uzun bir zaman öyle secde durumunda kaldılar. Vatan toprağını bir gül gibi kokluyorlar, kokluyorlar, kok li'vorlardı. Oraya kadar onlarla bile gelen Jozefin, hayran hayran, onlara bakıyordu Gök'ere boyun eğmiyen bu şehbazların, bu yığit adamların toprağa alınlannı davıyarak, toprağa yürekjerini yapıştırarak andan gelen bir saygı ile yurdu selâmlamaları Sebenikolu kızın gözlerine yaş getiriyordu. Dağa, ırmağa, ovaya, ateşe, öiüme ve bütün tabiate yüksekten bakan Türklerin yalnız vatana karşı küçüldüklerini ve bu küçülüsle bir kat daha bü vüdüklerini görmek onu iliğine kadar hayranlığa düsürmüştü. Bu sahneyi pek yüksek buluyor ve Türkleri toprağa yüz sürerken göklere doğru yükselir gibi görüyordu. Yurdu» selâmlamak ödevini yerine getirdikten sonra ayağa kalkan akmcıların yüzleri ve bakışları enikonu değişmişti. Her vakit çatık duran kaşlarda şimdi bir açılış, kızıl bir çelik sertliği taşıyan du daklarda şimdi bir yumuşaklık seziliyordu, gülüyorlar ve pek şen görünüyorlar dı. Jozefin, yurd havasının ve yurd toplağmda bulunmaklığın onlara getırdığı Finans Bakanlığının cevabı bugünler bu değişikliği de sezdi, gözlerini kapıyade beklenmektedir. rak Sebenikoyu, orada kalanlan düşündü. Önündeki yüksek sahneden ilham aMUTEFERRlh larak o da bir şeyier, acıklı bir şeyler düşünmek istiyordu. Orada kendine yaDördüncü Enspektör kim kışan ancak ıstırabdı. Fakat vatamnı ve vatanında kalanlan düşünmekle aradığ: olacak? ıstırabı bulamadı, kapah gözlerile gene Şark vilâyçtleri için yeniden ihdası Mustafayı seyretti ve bir Türkü seven düşünülen fevkalâde salâhiyetli gencl kadının artık başka bir sevgiye yüreğinde enspektörlüğe getirilecek süel erkân arayer veremiyeceğini anladı. sında ordu müfettişi General Ali Said vc Mustafa, Jozefinle ilgili değildi, ar General Abdullahm adlan geçmektedır. kadaşlarile konuşuyordu. Akıncılann şimÇevrimi çayet geniş olarak tesbit edidi nerede bulunduklan üzerinde oranla len bu genel enspektörlüğe bağlı bütün malar yürütüyordu. Onlar, yurda kavu idarî makamlara süel elemanlar tayin eşur kavuşmaz yoldaşlarm özlemini taşı dileceği söylenmektedir. maya başlamışlardı. Evlerinden ve evlerEcnebi terziler de çalışade bulunanlardan önce onlan görmek ismıyacaklar tiyorlardı. Mevsim, tam akın mevsimi idi. Akıncılar, mutlaka sınırları aşmış, Ecnebi terzilerin de küçük san'atler geziye çıkmış olacaklardı. Fakat nerede kanununa tâbi olduklan bunların da diidiler?.. İşte ^ralarında bunu kesürme ğerleri gibi çalışamıyacaklan alâkadar ğe savaşıyorlardı. lara bildirilmiştir. Bu sırada, atına iki çuval buğday yükBursaya gidecek izcileı leterek değirmene doğru giden bir köylü Feyziâti lisesi izcilerinden altmış kişigöründü. Bu, aylardanberi rasgelinen ük yurddaştı. Mustafa ile arkadaşlan, ba lik bir kafüe başlarında tarih öğretmeni balarını veya kardeşlerini görmüş gibi Samih Nafiz olduğu halde cumhuriyet heyecanlandılar, hep bir ağızdan bağır bayramından istifade ederek Bursaya bir gezi tertib etmişlerdir. îzciler bu aksam dılar. Yalova yolile Bursaya giderek Uludağa Uğur ola hemşeri, nereden nere çıkacaktır. Gezi bir hafta sürecektir. ye? Et satışları Şarbay. et meselesinde ihtikâr olma dığını yalnız et işinin görüldüğü gibi olmayıp bir cins etin meselâ dağlıç eti nin birincisi, ikincisi, erkeği ve dişisi, dişisinin de ayrıca birinci ve ikinci olmak üzere kısımlara aynldığını, aradaki fiat farklannm bunlardan ileri geldiğini, birinci derecedeki et fiatinin diğerlerinden fazla oluşunun bu sebebden tabiî sayı lacağını söylemiş ve: « Biz her sene 60,000 hastalıklı barsak imha ediyo ruz» demiştir. Bu hayvanlann etleri de şüphesiz ki hastalıklıdır. Etrafta kesilip getirilen etleri yememeğe ve damgası bulunmasına dikkat etmelidir. Şehir hududu haricindeki etle Istan bulda satılan et arasında ancak beş kuruş fark vardır. Şehir haricinde satılan etler mezbahalarda bizim celeblerin be ğenmiyerek sakata çıkardıklan etlerdir ve tabiidir ki şehir dahilinde kesilen hay van etlerinin fiati onlardan farkhdır. Çünkü onlar mezbaha resmi, baytar üc retı vermezler, diğer rüsumu tediye et mezler. Böyle olmakla beraber İstanbu hemşerileri aradaki bu cüz'i farkı elbette verecektir. Zira temiz et yiyecektir. Küçük termayeli esnaf Bununla beraber bazı ufak sermayeli fırınlann buğday piyasasının biraz te reffüüne karşı un tedarik edemedikleri de görülmektedir. Bunda da bittabi belediyenin kabahati yoktur. Kendilerine vaziyetlerini ıslah etmelerini, hatta bir şirket haline girmelerini mükerreren ih tar ettim. Şimdiki halde kat'î bir karanmız yoktur. Fakat bu vaziyetlerinin devamına müsaade edemiyeceğiz. Fırıncı larin ufak sermayelerinin muhafazası arzumuzdur. Ancak nihayet birinci dere cede cemiyetin menfaatlerini düşünmek mecburiyetindeyiz. Gerek şehir halkı gerekse belediyeyi iz'ac edecek şekilde harekete devam edecek olurlarsa belki de Uray ekmek' işini kendi eline srlrrrağı ve makincleştirmeği düşüneccktir.» Lavali Paris seçimînde daha zi • < yade sağ radikaller tutmuştur. Sol radikallerle sosyalistlerin ve komünistle rin teşkil ettiği (halk cephesi) teşkilâtı daha ziyade fazla aza çıkarmakla meşgul olmuşlardır. Hakikaten bunlar ilk seçimde yedi tane fazla rey kazanmışlar Beldiye işleri için para lâzundır dır. Bu sayede komünistler ilk defa o + larak âyan arasına girmişlerdir. Bu kaSonra da bizden her gün hastane is tiyor, yol istiyor, temizlik istıyor, fene zantf radikallerin zararına olsa da âyanıstiyorsunuz. Bu belediye mükellefiyet da hâlâ 163 azaları bulunduğundan en demek olan para da verilmezse Beledıy büyük parti gene bunlarındır. bunları ne ile yapacaktır? Son senelerde Laval hükumetinin yaşayıp yaşama Belediye varidatından hemen hemen ikı ması gene bu partinin arzusuna bağlıdır. milyondan fazla para kaybetmiştir. Şe Radikallerse memleketin dahilen ve hahir mükellefiyeti de olmazsa istenilen bu ricen çolc karifik olduğu §u zamanda bir kabine buhranı çıkarmağa tarattar go <* işler nasıl yapılabilir?» Muhittin Üstündağ burada ufak serMuhittin Üstündağ, Belediyeler kon rünmüyorlar. Son derecede müşkül vamayeli esnaf ve san'atkârlann münferid gresinde bulunmak üzere bu akşam An ziyette bulunan M. Lavalin yerine bu hareketlerinin mazarratından bahsetmiş, karaya hareket edecektir. gün kimse gözdikmiş değildir. M. Laval dahi parlâmentonun şu sırada dağılmasını ve memlektin bu yüzden sarsıntıya uğramasmı istemiyor. Gazı koprusu Tifo azalıyor Dört Alman f irması için «lstanbul Muhibleri» cemiyeti bir karar verilecek kurulacak Geçen perşembe günü münakasa müddeti biten Gazi köprüsüne aid tek'.iflerin incelenmesi için tâli bir komisyon ku rulmuştu. Bu komisyon mesele hakkın daki araştırmalan yapmıştır. Bu araş tırmalarda Fransızlarm ve diğer grup lann takas ve yahud diğer döviz güçlüklerinden dolayı münakasaya iştirak etmedikleri, yalnız dört Alman grupu nun münakasaya girdiği, bunlardan bir grupun da ayrıca dört Alman inşaat grupunu temsil etmekte olduğu ve bu son dört grupun da bir konsorsiyom halinde çalışmakta olduklan, tekliflerıni arala rında anlaşmak suretile yapbklan so nucuna varmıştır. Bu itibarla, bugün akşam karar vermesi lâzım gelen tâli komisyonun bu dört firmadan herhangi birinı tercih etmenin memleket için zararlı olaeağını düşünerek kat'î kararını vermiyerek genel komisyona bırakması muhtemeldir. Senelerce evvel Istanbulda biıçok münevverler bir araya toplanarak «Is tanbul muhiblerb> cemiyeti kurmuşlar ve birçok işler de görmüşlerdi. Bilâha»'e harb ve saire gailelerile cemiyet ortadaa kalkmıştı. Son zamanlarda tanınmış münevver lerimizden bir çoklan bu cemiyeti canlandırmak arzusunu hissetmişlerdir. E fier fazla taraftar bulursa cemiyet yeni den teşkil edilecektir. Tesekkül eski eserleri halka tanıtmak ve sevdirmeği de üstüne alacaktır. Alelusul yeni intihabm gelecek ilkbaharda yapılması icab ediyor. Fakat mumaileyhin frangı kurtarmak uğrunda her türlü fevkalâde tedbirleri almağa salâhiyettar bulunduğundan buna daya * Bundan birkaç gün evvel Sağ'.k Ba narak umumî seçimi bir sene daha ge •* kanlığının şehrimizde karahumma bu cıktirmesi bekleniyor. * lunduğuna ve buna karşı aşılanmak lâ Hulâsa şimdilik kabinenin düşmesî ve zım geldiğine dair bir ilânı vardı Sağlık parlâmentonun dağılması ihtimali yok giDirektörü Ali Rıza bu mevzu hakkın bidir. Şu kadar var ki haricî vaziyet da şunlan söylemiştir: Fransadaki partiler arasında dehşetli bir Fakat sağlığınız için hemen asılanınız Dağcılık kulübünde kohser « Şehrimizde karahumma (yani tifo) yoktur, diyemem. Ancak her gün kaydedılen vukuat normalin üstünde değildir. Bilâkis bundan bir müddet evvel günde 8 vak'aya kadar çıktığı göıülür ken bugünlerde 4 e kadar düşmüştür. Bu da şüphesiz halkın aşılanmağa baş lamasından ileri gelmektedir. Dağcılık kulübünün bu sene verecegi konserlerden birincisi bu akşam kulfib salonlarında, Konservatuar profesörleri tarafından verilecektir. Gencliğin kon serlere iştirak edebilmesi icin gayet az bir mıştı, şenlik yapılacak kadar heyecan r!o duhuliye konulmuştur. Konserden sonra ğurmuştu. Bosna beyliğine geçirilmis clan saat bire kadar kulübde dans edilecek Iskender Paşa, seçme dört bin atlı ilç ve eğlenilecektir. orada idi. Kardeşi Ali Bey, sekiz bin akmcınm başında olarak muhasaraya ıştiDEN/Z İŞLERİ rak ediyordu. Malkoç oğlu da ayni yerde idi. Müsteşarın tetkikleri ŞEHtR İŞLERl Uraylann yabancılara yardımları Iç Bakanlık, bütün Uraylara gön derdiği bir tamimde, yurdda yardıma muhtac birçok kimseler varken Belediyele rin bir takım yabancılara yardım etmek suretile bunlann yurd içinde serbest gezmelerine meydan verdiklerini ve böyle bir hareketin yurd için zararlı olacağını binaenaleyh bu gibi hareketlerden çekinilmesini bildirmiştir. gerginlik peyda etmiştir. Halk cephesi partileri dış politika sahasında M. Mu • * soliniyi ve îtalyan faşizmini zâfa uğratmak için son derecede çalışıyorlar. Do^ layısile Fransanın faşistleri saydıkiarı i * çin sağ (lig) lerin nüfuzunu kırmağa uğraşıyorlar. Ligler ise bütün kuvvet ve gayretlerile büyük savaşa hazırlanıyor Memlekette böyle bir tehlike vnrken Iar. Bu noktadan Fransada vaziyet çok' nazik tir. ve bu tehlikenin izalesi aşı ile mümkün MUHARREM FEYZÎ TOGAY iken ve fazla olarak bu aşı da beledi yelerde, dispanserlerde ve bizim dairede bedava yapılıp dururken hemen asılanmamak için hiçbir sebeb yoktur. Sizden rica ediyorum. Yazınız ki halkımız uuyGarson okulu açılamıyor sun ve gelip aşılansın!.» Garsonlar cemiyeti bizde de bir g KURUMLARDA (Arkası var) Sütçüler Cemiyetinin seçimi başlach lstanbul Sülçüler Cemiyetinin yeni idare heycti seçimi başlamıştır. Resmimiz intihabdan bir safka ile sütçülerin kullana caklart yeni ve numaralı güğümleri gösiermektedis. Urayın îstinye ile Büyükdere arasında beton olarak yaptırmakta olduğu yol ikmal edilmiştir. Sur haricindeki yolların Şirketi Hayriyenin sabah bazı kısımlan bitmiştir. Cumhuriyet baypostalan ramında bu yollarm açılma törenleri yaBoğaziçinde oturan yolculardan bir pılacaktır. kısmı Şirketi Hayriyeye, sabah vapurlaTerkos süzme havuzu nndaki izdihamdan şikâyet etmişler, tagenişletiliyor lebe için de ayn vapur aynlmasını iste mişlerdi. Terkosun kâğıdhanedeki su süzme Şirket bu dileği muvafık bulmus, sa havzu genişletilmeğe karar verilmiştir. bahleyin aynca bir vapur koyarak hem Burada inşaat kânunuevvelin sonuna talebenin vaktile mektebe gitmelerini te kadar ikmal edilecektir. Bu ilâveden sonmin etmiş, hem de vapurlardaki kalaba ra Terkos suyunun içilebilecek hale geIığın önüne geçmiştir leceği temin ediliyor. Birkaç gündenberi ilimizde bulunan Ekonomi Bakanlığı Deniz İşleri Müs tesarı Sadullah yarın Ankaraya döne cektir. Sadullah burada Romanyalı göçmenlerin nakliyat işlerile mesgul olmakta, kabotaj hatlarına aid bölüm meselesi etrafında incelemelerde bulunmaktadır. Müsteşar Sadullah bu etüdlerini bitire rek Ankaraya döndükten sonra Vapur culuk sosyetesinin kabutaj hissesi etra fındaki isteği üzerinde kat'î bir karar verilecektir. SAĞL1K tŞLERi Profesör Fahrettin Kerimin konferansı Tıb Talebe kurumu tarafından tertib edilmekte olan ilmî konferanslar serisinden biri dün Halkevinde profesör Fah reddin Kerim tarafından verilmiştir. Fahreddin Kerim konferansına mevzu olarak hekimliği seçmiş ve dünya tababet tarihinden bahsederek eski Türk taba betinin büyüklüğünü ve Ibni Sina gibi büyük Türk hekimlerini anlatmış, he kimliğimizin bundan sonra skolâstik bir cereyana kapılarak gerilediğini ve dok torluk yerine üfürükçülüğün hâkim ol duğunu söylemiştir. Fakat bundan bir asır evvel tekrar ordunun içinde ve onunla beraber inkişafa başlıyan doktorlarımızın Genel Savaşta ve İstiklâl Savaşında yaptıklan büyük hizmetleri sayan profesör dcktorluğumuzun ancak cumhuriyetten sonra soysal sahada yürümeğe başladığını ve son yıllarda büyük adımlarla ileriliyerek ilim yolunda büyük merhaleler kateylediğini söylemi§tir. son okulu açılması teşebbüsünde bulun muş, dileklerini Tecim Odasına bildir • mişti. Oda garson okulunun açılmasınî şimdilik geri bırakmıştır. Gayrimübadillerin Ankaraya göndereceği heyet Gayrimübadiller idare heyeti bugüa bir toplantı yapacak ve yeniden para tevziatı için hükumetten talebde bulunmak üzere Ankaraya bir heyet gönderilmesini görüşecektir. Heyet emlâk satışlannı kıymetlendir mk ve fazlalaştırmak imkânlan üzerindrf de bir rapor hazırlamaktadır. İkmal edilen yollaı Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruçtur şeraiti' {TOrkiye Hariç km Senelik 1400 Kr. Altı ayiık 750 Üç ayUk 400 Bir aylık 1S0 yoktur 1700 Kr. 1450 800

Bu sayıdan diğer sayfalar: