14 Birinciteşrin 1935 ÇUMHURÎYET NÜFUS SAY1M1NA DAİR: Kaç kişiyiz? • t Biz bize Kötü adam Aliyi nasıl bulursunuz? Bırakın şu serseriyi. Ahlâksizîn biridir. Veli hakkında ne düşünürsüniiı? Heyecan içindeyiz. Çünkü nüfusumuzun miktari millî hayatın bütün faaliyet şubelerile alâkadardır İngilizler, îtalyan ordusunun vaziyetini nasıl görüyorlar? , BUGUN DEİ Iki kundakcı erak edip te, İstanbul yangınlarının tarihini inceliyenler, bu koskoca şehri birkaç defa baştanbaşa kül eden afetin yüzde doksan iki sebebden ileri gelmiş olduğunu hayretle görürler. Bu evbark söndürücü, katil kundakçılardan biri pathcan kızartması, öteki ise, Meryem Ana kandilidir! Bunun böyle olduğu o derece muhakkaktır ki, eskiden, bekçinin can tırmalayıcı feryadı: Yangın var! Diye çınladı mıydı, evlerde kadınlar, mahalle kahvelerinde erkekler: Ey! Pathcan mevsimi.. Gene yangmlar sıklaştı! Diye söylenirlerdi. O zamanlar, Istanbulun riaya kesafeti bulunan semtleri ayn idi. Rumların ekseriyeti Beyoğlunda Tatavla, Sinemköyü ve Tarlabaşı, İstanbulda Fener, Yedikule, Edirnekapısı laraflarında otururlar. Ermeniler Kumkapı, Samalya semtlerile, Üsküdarda Icadiye ile Kuzguncuk arasındaki sırtı tercih ederlerdi. Boğaziçinde Arnavudköyü, Yeniköy, Tarabya, Adalarda Bü yükada, Anadolu kıyısında Maltepe, Kartal, Pendik Rumların, Ortaköy, Yenimahalle, Kınalıada Ermenilerin sayfiyeleri idi. Buralarda da yangın oldu mu, uzunboylu sebebini araştırmağa lüzum kalmazdı. Ateşin, Meryem Ana kandilinden çıktığı yüzde yüz muhakkaktı. Soluk bir tasvirin önünde çipildeyen, bu ölü gözü kadar fersiz, bir damlacık cılız kandilin «ateş olsa, cürmü kadar yer yakar!» temsilini kaç kere yalanladıgı bütün eski Istanbullularca malumdur. Gene de, bu elektrik ve havagazi asrında, körboğazımıza inecek iki dilım pathcan kızartması için kucakla tahta parçalan tutuşturur, meskuk bir şefaat uğruna odamızm perdeleri dibinde yağ kandili yakarız. Bereket, mükemmel ve fedakâr bir itfaiyemiz var! Yoksa bu kafa bizde iken, bu züğürtlükte, bugünkü günde hepimiz viranelerde birer çadınn altına sığmmış bulunurduk. ^K Rakam aramak, bulmak ve beğenmek şekkil bu sayım talimatnamelerini istatis Terbiyesizdir. Ahmede ne dersiniz? hususunda nekadar titiz davranırsak dav tikçiler işte o kadar zevkle mütalea ve ranalım şurasını teslim etmek lâzım ge lelkik edebilirler. Talimatnamelerin yal Bulaşık ruhlu bir adamdır. Onlir ki memlekette bir istatistik hareketi nız kıtab karıştırılmak ve yahud masa dan sakınırım. «Taymis», 10 birinciteşrin tarihli nüs bir mesafeden başladığı halde dort günuyanmıştır ve bu hareketten alâkadarla başında yalnız aklı selime müracaat e Ya Mehmed? hasında şu başmakaleyi neşretmiştir: rın istifade cdebilmcsi için İstatistik ida cîilmek suretile vücude getirilmediği hcde hedefine vâsıl olamadı. Bunun neti Aman... Lâkırdısma bile tahamresi «mümkün olan» ı yapıyor. Zaman men her sahifesinden anlaşılır. Burada miil edemem. «Cenevrede işlerin yavaş, bizzarure ya cesi olarak, arazinin müşkülâtmı düşünzaman intişar eden ve herbiri bir suretle hiçbir madde lâf olsun diye konulma Iki kişiyi, bir üçüncünün şahsiycti vaş gitmesi bize gözlerimizi bıran için miyen halk, İtalyanların bu ileri hareketcalıbı alâka olan monografiler bir tarafa mıştır. Sayıma, sayım gününe aid olarak hakkında fikir yürütürken dinlerseniz, Şarkî Afrikaya, orada cereyan etmekte lerıni pek te iftihar edilecek askerî bir dursun, idarenin yıllıklan bu vaziyctin hemen hemen hiçbir ihtimal gözden uzak yüzde doksan yukarıdaki cümlelere ben olan vakayie çevirecek vakit bırakıyor. muzafferiyet telâkki etmiyorsa, bunun şahididir. Memleketin nüfus ve sıhhatine, tutulmamış ve bu ihtimallerden herhangi zer şeyler duyarsınız. Muhtelif şahıslara Aduanın zaptından sonra İtalyanların kabahatını italyanların kendi neşrıyat maarif ve adliyesine, ziraat ve sanayiine, birinin tahakkuku halinde ittihazı zarurî dair tanıdıklarınızın size. sizin tanıdık ileri hareketinde, bir durgunluk görünü lannda, kendi tafrafüruşane reklâmlarınticaret ve maliyesine, nafıa ve sairesıne veya münasib tedbirin iraesi ihmal olun larınıza söylediğiniz düşünceleri şöyle yor. Bu zaten beklenilen birşeydi, hatta da aramak lâzımdır. Bırşeyi olduğundan aid ahval ve harekât hakkında yıllıklar mamıştır. bir toplayıp hesablarsanız, göreceksiniz îtalyan taarruzunun şimdiye kadar temm baska göstermek, hakıkati mubalâğa etdan mücmelen müstefıd olmak imkânı Memleketin ahval ve icabatı; halkın ki tenkıd ettiğiniz. beğenmediğiniz in ettiği muvaffakiyet derecesi de beklenil mek, vak'aya uzaktan seyirci olanlar bulunduğu gibi tafsilât ve teferruat sa ruhiyatı; kalabalık binaların, şehirlerir., sanların sayısı, bütün dostlannızm sayı mıyen birşey değildi. Maamafih ıstilâ üzerinde, çok defa, bir aksülâmel husule hasında monografiler de çok faydalı bi merkezden uzak vilâyetlerin hususiyet ordusunun malik bulunduğu harb vesa getirir. İlk intıba gittikçe söner. Nitekim sından pek az eksiktir. rer merci teşkil etmektedirler. leri; geçen tahririn tecrübeleri bu tali itile karşısındakilerin ellerindeki silâhlar ' Habeşistandan gelen ve sonra da İtalHalbuki bunlann hepsile merhabalaMemleketin «istatistik sahası üzerinde matnamelerde ayrı ayrı nazarı itibara nazarı itibara alınacak olursa, İtalyanla yanların kendi resmî tebliğlerile de teeygözlerimizi dolaştırırken bir takım ehem alınmış olduğu görülür. Meselâ talimat şıyor, görüşüyor, hatta sevişiyor, öpüşü nn bu ilk hamlesinin muvaffak olması, yüd eden haberlerden, Habeşlılerin mumiyetli boşluklfara da tesadüf ettiğimiz ta yaş meselesine müteallik birden naza yorsunuzdur. herhalde 1914 1918 senelerinde gün kavemet etmedikleri, maksadlar:nın yok mudur? rı dikkati celbedecek bir maddenin göze . O halde bu çekiştirmek, bu beğennıe lerce topçu ateşinden sonra bir tek düşîtalyan ileri harekâtını tehır etmek için Şüphesiz ki vardır. Umum memleks çarpmaması mümkün değildir. Geçen tah mek nedir? man hattını zaptetmek için yapılan umu onlan oyalamak ve hırpalamaktan ibaret te şamil nüfus harekâtı, zeriyata, rekol rirde de yaşa aid sual: Tarihi tevellüd Ben, kendi hesabıma söyliyebilirim ki, mî bir hücumun muvaffak olmasından olduğu bugün artık tamamile anlaşılmışteye müteallim rakamlar bu meyanda şeklinde irad ediliyordu ve nazariye iti bütün bütün nefret ettiğim, hiç hoşlanma çok daha emin birşeydi. O zamanlar datır. Habeşlılerin bu mukavemeti de, kenpekâlâ sayılabilir. Fakat insafla tesiim barile 5Üphesiz ki en sağlam sual şekli dığım bir adam yok gibidir. Herkes^n iyi hi, asıl mesele böyle bir muvaffakiyet etmek lâzım gelir ki bu noksanları I budur. Bu defaki sayımda ise sualin şek ve beğenilecek taraflannı arar, bulmaga elde edıldıkten sonra ortaya çıkıyordu. di kuvvetlerini maddeten azaltmıyacak bir surette ve büyük bir basiretle tertib tistik idaresine değil, memlekette köy teş li değiştirilmiş. olduğu görülüyor. Hiç çalışırım. Bir hamle daha yapıp biraz daha ilerüeedilmiştir. Asıl bu cihet hayret uyandırkilâtınm, teşkilâtı mevcudeye rüşeym ol şüphe etmiyomz ki istatistik idaresi bu Mademki cemiyet halinde yaşıyoruz, re sokulmak kabil olamazsa, elde edilen mıştır. Çünkü Imparatorun ta uzaklar masj lâzım gelen köy idaresinin henüz defa sual şeklini değiştirmekte mühim içınde bulunduğumuz muhiti herşeyi ile bu muvaffakiyet, yapılan sarfiyata, veridan bile halkın üzerindeki nüfuz ve tesitaazzuv edememiş bulunmasına izafe ey sebebler görmüş olacak. Tarihi tevellüd len zayiata hiç te tekabül etmiyordu. beraber sevmeğe mecburuz. rinin zannedildiğinden çok daha büyük lemek iktıza eder ve gene hiç şüphesiz denilince garb memleketlerinde hatıra Ve eğer yeni tanıdığımız birisi için Düşman cephesine atılmak nekadar ko olduğunu ispat etmiştir. Habeşistanda bu ve emsali mühim boşluklar yalnız ih bir tek tarih gelir: Milâdî tarih. Bizde laysa, o cepheyi yanp içerilere dalmak ta fikrımizi sordukları zaman, ademi memnuniyet emareleri de görülsaî zaviyeden değil, daha başka ve da ise bu hususta kaç tarih mevzuu bahsolo kadar güçtü. Askerî noktai nazardan Aman bırakın şunu! ha mühim hayatî bakımlardan da bir an maz: Hicrî tarih, rumî tarih, milâdî ta memektedir. Bilâkis, İtalyanların karşı o zamanki halle bugün İtalyanların karDersek, bunda cemiyeti teşkil eden evvel izale edilmelidir. Işte o şosluklann rih. Tahrıre vasıta olacak anasıra sonra lannda zannedildiğinden daha müttehid, şılaştıklan ve halletmek mecburiyetinde dolmasına intizaren bugün de İstatistik ihsa mevzuu olan ferde hicriyi, rumiyi, ferdlere karşı en büyük vazifemizi onlan daha toplu, daha muntazam bir millet bulundukları meseleler arasında manidar l'daresi, yukarıda irad eylediğimiz sua milâdiyi, aralanndaki gün ve sene fark anlamak vazifesini ihmal ettiğimizi ilân bulunmaktadır. bir müşabehet vardır. Fakat bu müşabelin, yani memlekette kaç kişiyiz, sualinin larını anlatıp ta bunları halen mer'î ve etmiş oiuruz. Eğer Habeşliler bu millî disiplini muN. het burada kalır. Çünkü bu iki harb ara hafaza eder, muvakkaten bir miktar aracevabını vermiye hazırlanmaktadır. mevzuu bahsolan milâdî tarihe çevirt sındaki fark, Avrupanın dar bir sahasın1927 senesine gelinciye kadar yukan mek ve ondan sonra vahidi tâdadın ya da yapılan bir siper harbi ile Afrikanın zi kaybetmekle yese düşmez ve yahud ki suale kat'î bir cevab vermek imkânı şını bulup tesbit etmek hususundaki müşvâsi sahalannda yapılan hudud muhare bundan müteessir olarak düşüncesiz bir hiç yoktu. 1927 de bu suale cevab ve külâtı bilhassa uzak vilâyetlerde, bu beleri arasında bulunan büyük farktır, harekete kalkışmazlarsa ve hava bom ücra köylerinde tasavvur rildi. Fakat aradan yedi sekiz senelik vilâyetlerin bundan maada Büyük Harbde ileri ha bardımanlarına hedef olmamanın yolla bir müddet geçtikten sonra itiraf etme edıniz. Bir gün ıçınde olup bitmesi mül reketi yapılmazdan evvel zemin topçu nnı biraz daha öğrenirlerse, hiç şüphe liyiz ki kendimizi bugün gene o 1927 ta tezem bir tahrir için idarenin o klâsik ateşile hazırlanırdı. Halbuki şimdi bu yok ki müstevliler dahile doğru ilerledikrıhinden bir gün evvelki vaziyetteymişiz şekli suali ipka etmeğe güvenmediği an(Başmakaleden devam) vazifeyi hava kuvvetleri görmektedir. çe işleri daha ziyade ağırlaşacak, ve vagibi hissetmekteyiz. O kadar merak ve a laşılıyor. şükranına hak kazanan yeni bir büyük Japonlar, Jeholü fethederlerken bu yeni ziyetleri tehlikeye düşecektir. Düşmanm deta helecan içindeyiz. Nüfusumuzun lük göstermişti. Bu hareket tarzı büyük silâhın maneviyat üzerindeki tesirinin ne dahile sokulması, müdafilere akınlar yapmiktan nedir? Bu husustaki tahminler Demek isteriz ki talimatnameler uzun Kralın takib ettiği yüce insanlık siyasa derece büyük olduğunu gördük. Maddî mak, münakale yollarını kesrr.ek, hatta birbirini hiç tutmuyor. 14 milyondan bajsına da pek uygundu. Bugün bütün Yu tesirlerine gelince, bu da müdafilerin mukabele etmek fırsatını verecektir. Dalatarak, 15, 17. 2 0 hatta 25 milyona uzun tetkiklerin, tecrübelerin ve belki de mahsulüdür. goslav milletini büyük ve kahraman Kra bulunduğu vaziyete ve dar yerlere sokul ha şimdiden istilâ ordusunun cenahlan etkadar ortaya rakamlar atılıyor. Hakikat uzun uzun münakaşaların hn hatırası önünde tekrar toplanmıs gör mamak, toplu bulunmamak hususunda rafında Habeşlilerin manidar bazı harenerededir, bilcmeyiz. Meselâ üzerinde Fakat îstatistik idaresinin istihzaratı ne ketlerde bulunduklan bildiriliyor. Gerçi düğümüz zaman Yugoslavyanın bütün gösterecekleri kiyasete bağlıdır. nekadar tevakkuf edilse, nekadar sabır kadar genış ve nekadar ciddî tutulmuş İtalyanlann eilerinde bu gibi tehdidlere dostları ayhi saygt ve sevgile bütün bu tızlık gösterilse okadar yerindedir. Nü olursa olsun ve tahrir günü adeta onun Îtalyan gazetelerinde mütemadiyen karşı koyacak bir hava kuvveti vardır. hatıraları kafalarında canlandırdılar, ve fusumuzun miktan milli hayatın hangi emrine geçen bütün teşkilâtı hükumet vabüyük mılletin saygılı ve cidden saygı de görülen (îtalyanlann büyük zaferlerinin Tayyareler bugün seyyar ihtiyat kuvvetzifesini nekadar dikkatle yaparsa yapsın faaliyet şubesile alâkadar değildir? Londrada yaptığı azim tesirler, uyandır lerinin yerini tutmaktadır. Karada bulubizzat halk gerek tahrirden evvel ve ge ger matemine kalblerinin en derinjerin*** dığı hayret) serlevhalannı okuyanlann nan düşmanın manevra yapmasına vakit den gelen duygularla ortaklık ettiler. Klâsik bir tasnif ihsaî ameliyatı dör rek tahrir günü bu sayım işile bizzat alâçoğu herhalde buna hayret etmiş olsalar bırakmadan bir yerden bir yere kısa bir Büyük ve kahraman Kral Aleksandr 'de ayınr: Istihzar, tadad, telfik, istin kadar olmaz, istekle, şuurla idareye yargerek. zamanda yetişebilir. Alınan bazı haber tac. Bunlardan hiçbirinin ehemmiyeti di dım etmezse bu hususta bikayd davranır Büyük Şefimizin ve büyük • milletimizin îtalyan gazetelerinin bu şayanı hayret lerden İtalyan bomba tayyarelerinin ceğerinden az olmamakla beraber denile sa tahrir işinin şuradan buradan aksaması dostuydu. Arsıulusal insanlık hayatının iddialan, yalnız karilerine hoşlanna gi nahlarında haber verilen böyle tehlikeli bilir ki istihzarda vuku bulacak en ufak ve alınacak netıceleri azçok şaşırtması en güzel örneği sayılmak değerinde olan den şeyleri söylemek, işitmek istedikleri bir iki hareketin önüne geçtikleri anlaşılbir falsonun müteakıb diğer üç ameliye gayrimümkün değildir. Bunun için mem Balkan Antantı başlıca onlann eseridir. şeyleri duyurmak maksadile yapılıyorsa maktadır. Fakat tecrübeleri arttıkça Haüzerinde müessir olmaması, bunlann leketin bilhassa okur yazar tabakası bu Büyük ve insan Kralın bize olan dostlubuna diyeceğimiz yok. Fakat bu, ayni beşliler de tayyare kuvvetleri onları da cümlesini birden az veya çok tağlit eyle işe daha bugünden zahir olmak lâzım ğu Türklere ondan kalma en değerli bir zamanda başhbaşına bir zihniyeti, bu ğıtmadan evvel kendi kendilerine dağılmemesi imkânı yoktur? istatistik idaresi dır. 2 0 teşrinievvel adeta bir seferberlik yadigârdır ki biz onu kayidsiz ve şartsız günkü vahim vaziyetin husule gelmesinde mağı ve tayyarelere hedef olmamak usulişte şimdi bu isthzar devresindedir. îdare günü olacaktır. Okur yazar tabaka için yürüttüğümüz ve yüriiteceğimiz Türk büyük bir amil olan, İtalyanların haki lerini öğrenecekler, gündüzleri gizli ve îhsa mevzuunu tesbit, plânını tertib ve o gün sayıma filen maddeten yardım et Yugoslav dostluğunda idame edip gidevesaiti maliyesini temin eylemiş; 2 0 teş mek adeta milli bir borcdur. Bu borcu ceğiz. Yugoslavyaya gelince orası için katlere göz yummak, ona lâkayıd kal geceleri de karanlıkta hareket ederek darbelerini rinıevvel günü yapılacak asıl tadada aid eda edebilmek için de mevzuu bahis ta en kesin bir emniyetle şu kanaati taşıyo mak istidadlarını göstermektedir. italyan hedeflerine yaklaşacak ve ların elde ettikleri muvaffakiyetin derece indireceklerdir. Karanlık modern silâh vesaiti o güne manen, maddeten hazırla limatnameleri evvel a kendi okumalı, ruz: lcabında kanlı cinayetlere sürüklemakla meşguldür. sonra sayım günü bunu derece derece a nen düşmanlann değil, büyük ve insan si, bu memlekette* harekâtın bidayetin lann düşmanıdır. Onun için Habeşliler denberi tahmin eailen dereceden fazla asıl taarruzlannı gece vakti yaparlar ve Nüfus sayımı hakkında îstatistik ida ilesi, mahallesi, semti halkına tatbik ede Kralın dedığı, yaptığı ve düşündüğü odeğildir. Bu muvaffakiyetlerin Londra gündüzleri de uzun mesafeden düşmanı resinin ihzar etmiş olduğu talimatname, bilmek için elinden geleni yapmalıdır. T a Iacaktır. halkında uyandırdığı «azım» hayrete ge hırpalamakla iktifa ederlerse çok iyi hadaha doğrusu iki talimatname, yalnız ki zahirde sanıldığı kadar basit buluna YUNUS NADl lince, halk îtalyahların muzafferiyetin reket etmiş olurlar. Eğer bu dersi öğre tadad günü bu işle meşgul olacak kim mıyan ve hemen hemen hiç kimseye beş den ziyade, bu muzafferiyetin neden ge nirlerse, kendi noksanlarının bir çoklannı selere değil, nazarî, amelî istatistikle u para verilmediği halde memlekete beda Yumurta fiatleri yükseliyor ciktiğine, İtalyanların niçin daha süratle telâfi eder ve ileride de memleketlerini zaktan, yakından alâkadar herkese ?a vaya malolmıyan bu sayım işi için muetmektedir. istilâ edenlere pek nahoş darbeler indı yanı tavsiyedir. Meslek zevkini duy hassas yanm milyon liraya karib masraf Yumurta piyasasında son günlerde ilerliyemediklerine hayret Halk, ilerliyen bir ordunun elde ettiği rebilirler. muş her kimse için kendi şubei ihtısasına ta son santimine kadar mahalline masruf ağır, fakat emin bir yükselme görülmekİtalya kumanda heyetinin bu cihetleri aid bir eser, o kimseye bir şîîr manzara olsun; yani şu yurdda kaç kişi yaşıyoruz, tedir. Bunun başlıca sebebi mevsim do muvaffakiyetlere bakar; bu ordunun üzerinde ilerlediği arazinin müşkülâtmı düşündüğüne ve takdir ettiğine şüphemiz sile göriinür: Bu hal her şubeler münte bunu hatasız meydana çıkarabilsin. layısile az yumurta gelmekte olmasıdır. sıblerine nekadar garib gelirse gelsin Merkez Bankası malî müşaviri tri, taze yumurtaların sandığı 24,5 lira hiç te nazarı itibara almaz. Nitekm îtal yok. Şu sırada da, daha ileriye gitmez yan taarruzu Aduadan ancak 20 mil den evvel kazanmış olduklan araziyi tahbiri 50 ve diğeri 25 maddeden müte ya kadar yükselmiştir. NAM1K ZEKl Times «Biz İtalyanların zaferlerine hayret etmişiz; hayır buna değil, bu zaferlerin neden geciktiğine şaşıyoruz!» diyor Yugoslav tarihini omzunda taşıyan bir facianm matemli yıldönümü Ercümend Ekrem TALV Sayım hazırlığı Nüfus sayımı münasebetile dün her mıntakada toplantılar yapılmış ve ilgili işyarlarla kontrollar birbirile tanışmış lardır. Dün bütün memurlara imza mukabilinde sayım defterleri teslim edilmiştir. Kontrollar 2 0 teşrinden en az dört gün evvel kendi bölgelerindeki memurlarla buluşarak mıntakalaı» gezecekler ve kontrol, sayım memurlanna kendi böl gelerindeki bina, ev, otel, apartıman ve saireyi göstererek tesbit edeceklerdir. kim etmekle meşgul olduklan anlaşılıyor. Plânlannın ne gibi hatlar üzerinde inkişaf edeceğine dair ortada hiçbir işaret yok. Cenubdan Somaliden dahile doğru üç yoldan ilerlemek kabildir. Sağda, Fafan nehrinin yukan sahillerini takıb ederek Harrara varılabilir. Merkezde, Webbe Şibeli tarikile ilerlenebilir, solda da Juba nehri boyundan içerilere girilebilir. Söylediğimiz son iki yolun bu lunduğu sahada İtalyanlann bazı hare • ketleri görülmektedir. Fakat bize kahrsa İngiliz Somalisinin hududuna muvazi oIarak ilk yol takib edilirse daha seri bir muvaffakiyet elde edilebilir. Bu taraflarda bir faaliyet görülmemesi de şaşılacat birşey değildir. Çünkü Habeşlilerin bu cenahtaki mevzileri çok arkada bulun * maktadır. Maamafih bu havalideki sular çekildiği için Habeşliler bu mıntakadaki ileri karakollarım geri almışlardır. Susuzluk İtalyanların ileri harekâtına da mâni olabilir. Süratle ileremek istenildiği takdirde, bu yoldan ancak mahdud miktarda ve ancak makineleştirilmiş bir kuvvetle geçilebileceğini de unutmamalıdır. Eritrenin cenubundaki köşeden, H a beşistanın ortalanna doğru giden yol da ayni müşkülâtı arzeder. Alınan bazı haberler İtalyanların Musaali civannda büyük kuvvetler tahşid ettiklerini ve Dessieye doğru taarruza geçeceklenni bildiriyordu. Böyle bir harekette buİun* mak için evvelâ Danakilin büyük ve ce hennem gibi sıcak ve susuz çöllerini gfçmek lâzımdır. Onun için biz bu habere inanamıyoruz. Mevcud şerait altında en pratik ve binaenaleyh en muhtemel olan hareket makineleştirilmiş kuvvetlerle hü cum etmektir. Böyle bir kuvvet te mahdud kıt'alardan ibaret olacağı için, bu nun hedefi de ancak demıryolunu elde elmek ve yaylada yerleşmek olabilir. Maamafih yerleşilen bu mevki seyyar bir üs5Üİhareke şekline konabilir ve buraaan uçacak tayyareler Habeşistanın içerile rini ve Adisababayı tehdid edebilirler.» HİÇ Edebf Roman: 16 Yazan: Suad Deuris Seza uzun kirpikli gözlerini ona kal yorum... Çünkü Mehmed... Gene kadın fazla dinlemek istemiyor.. dınyor, dudaklan titriyerek onu dinli • yor ve içi istiyor ki ellerini kendisine u Gülerek sözünü kesiyor: İyi bir anne olduğumdan şüphe zatsın ve: etme Atıf, diyor. Ben oğlumun istikbali Gitme kal! Desin. O zaman Seza gene gidecek, ni düşünüyorum. Muhakkak gıdeceğım. Atıf bu sözdeki sitem manasmı anla çünkü mevzuu bahsolan şey Mehmedın istikbalidir. Atıf onlann gitmesinin neka mamazlıktan gelmek istiyor. dar lüzumlu birşey olduğuna onu öyle Fakat Seza öteki kadının dönüşün inandırdı ki... denberi sanki bu kadar değişmiş olan ve Evet «gitme kal» dese o gene gidecek kendisine bu kadar yabancı kalmış bulufakat mes'ud olarak. Çünkü: « O benim nan erkeğine bakıyor. gittiğimi istemedi, o benim gidişimden Daha üç, dört ay evvel âşıklann en yeis duydu» diyecek ve bu ayrılıkta son ateşlisi, en kıskancı olan adam şimdi busuz bir iç rahatı bile bulacaktı: « O be gün yanında eski ve müşfik bir dost gibi nim gittiğimi istemedi.» konusuyor. I Halbuki Atıf o sözü söyledikten sonKüçük bir molörün içinde Boğaza ra birdenbire çok fazla söylediğini dü doğru uzaklaştıkları mehtab gecelerinin Atıfı nerede?.. jünüyordu.. ( Onu öyle büyük bir iştiyakla hatırh Gittiğine üzülüyorum ama; diye sozüne devam ediyor; bu gidişin öyle yor, bu Atıfın yanında o Atıfm hasreelzem ki «gitme yanımda kal» diyemi tini öyle büyük bir acıyla çekiyor ki! Hiç... O, motör Boğazda çılgm bir süratle *** ilerlerken Sezanın önünde oturur, ko • Haydarpaşanm, Üsküdann ışıklan ucaman başını, Sezanın ince dizlerine dayayıp uzun uzun sessiz durur, ve ara zakta ışıldıyor. Dolmabahçe önündeki da bir kendi sükutunu yalnız bu sözle bo gemiler birer silik hayal oluvermişler... Akşam serin, hem oldukça sert bir rüz zardı: Seni seviyorum! Seni ne çok sevi gâr da var. Terzi elbiselerini bitirdi mi? yorum! Hepsini... Seyahat için yaptırdığım Sonra birdenbire başını bu dizlerden tayyör öyle güzel oldu ki... kaldırır. Onun kollannı sımsıkı tutardı. O Sezanın düşüncelerini başka yol Ve: lara akıtmak istiyordu. Muvaffak oldu Bedbahtım, çok bedbahtım! Hağunu biraz zannediyor, fakat öne doğru yatımı onun hayatile bağlamadan evvel iğilmiş başının bu iğilişindeki manayı seseni tanımadığım için. Senden bu kadar zince bu uğraşışın pek beyhude olduğuyaşlı olduğum için ve hayatımın senin nu idrak ediyor. Seza yalnız birşey dühayatmdan bu kadar evvel başladığı için şünüyor. Onun kendisini sevmedığini... öyle bedbaht, o kadar bedbahtım ki! Belkis geldiğindenberi bütün sözleri, dıye inler ve sonra: bütün tavırlan değişti diye ıstırab çek • Belkis gelince, Belkis gelir gelmez mekten, kendini üzüp, harab etmekten ona herşeyi söyliyeceğim, bütün hakikabaşka hiç, hiç birşey yapmıyor. ti anlatacaaım, aramızdan çekilip gitmeV e Seza durmadan, dinlenmeden hep sini rica edeceğim. kendi kendine soruyor: Mademki kansını Diye yemin ederdi. böyle seviyordu. Neden sevdiği bu kadıO Atıf şimdi bu Atıf değil miydi?. nt kendisile aldattı. Ve nasıl kendisine bu O Atıf bu Atıftı, ortada değişen insan sonsuz sevfiyi gösterebildi. O halde eğer kansını sevmiyorsa, neden o gelir geimez değil, değışen bir duygu vardı. Susuyorsun Seza! N e düşünüyor bütün maceralannın mihveri o kadını bir şeyden haberdar etmemek kaygusu oldu. sun? Belkis görür diye şehrin adeta dışında veya en tenha köşelerinde dolaşıyorlar. Belkis duyar diye sokakta veya bir dost evinde birbirlerine rasgelseler, sadece çok uzak ve birbirini pek sathî tanıyan iki ahbab gibi yalnız »elâmlaşıyorlar. O görürse, o duyarsa ne olacak? Esasen o herşeyi duymuş değil mi?.. Atıf anlattı. Seyahatten döner dönmez Sezanın mektublannı eline geçirmış... Mektublar... Sezanın mektublan... Belkis burada değilken Atıfın ısrarile pek az ayrıldıkları saatlerde yazdığı o çılgm mektublar... Birbirlerine veda ederken son söyledikleri «seni seviyorum» sözünü tekrarlamak için yazılmış en çılgın, ,en ateşli bir sevginin şahidi olan o mektublar Belkisin eline geçtiği zaman; gerie Atıfın söyledğine göre; kan, koca arasında çok müthiş sahneler olmuş, haftalarca birbirlerine dargın kalmışjar, hatta Belkis bir tabanca ile kendisini öldürmeğe kalkışmış... Fakat bütün o sahnelerden sonra, işte kan koca gene beraber yaşıyorlar. *Hergün Atıf bir haber getiriyor: Belkis ailesinin yanına, Izmire gidecek... Gitmek için ısrar ediyor. (Arkası var)