12 ^irincîtcşrin 1935 CtTMHTJRtyET Şark müverrihlerine nazaran Habeşistan Yazan: Ercümend Ekrem Talu Şark uluslarinîn tarih ve edebiyatm da, Habcşistanm önemli bir mevkii vardır. Eski Türk, Aarab ve Yahudi masallannda Habeş padişahı, kızı, kansı, ordusu, köleleri, adları sık sık geçen kahramanlardır. Habeş ilinîn, Kızıldeniz, Hinddenizi ve Akdenizin doğu kıyılarında yerleşik uluslarla daima sıkı münasebetleri ol muştur. Habeşistandaki esir pazarlarının yağlı müşterileri hep bu şark uluslanydı. Fatih Mehmed îstanbulu Bizanslılar dan, bütün kötü âdetlerile birlikte alınca, harem bekçısi hadımağalarının ço ğunu, Osmanlı padişahlan Habeş ilinden getirtir oldular. İstanbulun her burjuva ailesi, evinde birer Habeş halayık bulundururdu. Osmanlı limanlarından, Habeş limanlarına o zaman Musavva ve bütün E ritre Habeş hükmündeydi sefer eden tecimerler, oralardan köle, cariye, baharat, akamber, aslan postu, kahve ve sıcak iklimiere has olan «envai tuhef ve tefarik» getirmekle kalmazlar, gezdikleri yerleri ve gördükleri şeyleri, bire bin kalarak hikâye ederlerdi. Onlann muhayyilesi Habeşistanı bi r efsaneler ve harikalar ülkesi olarak tasvir ediyordu. Hayvanları başka, orman]an başka, zenginliği ve güzelliği baş kaydı. Habeşistan, onlann anlattıklanna göre hâlâ Peygamber Süleymanın hükmünde, dünya güzeli Seba Melikesinin füsunkâr tesiri altındaydı. 1 Habeşistan hakkındaki bu rivayetlere iulak asanlar arasında şairler, müverrihler, coğrafyacılar, heyet ilmi bilginleri 'de vardı. Oteden beriden topladıklan bu malumatın içinden, masalı, mubalâğayı, Jdoğruyu, iğriyi ayırd etmiyerek kitablara geçirdiler, ahlâfa bıraktılar. ı Bu mevzua en ziyade önem verip cildJer dolusu eser yazanlar, Arablar oldu. İBunların, ün almış simalanndan Mes'uidî, Idrisî, Kazvinî gibi ileri gelen sey yah ve müverrihleri «Habeşistan» ı doğu ^frikanın her tarafile bir tutarak, hep eine birden Diyan Zenc adını vermiş lerdi. Eserlerinde bu ülkeden, onun feyiz jve bereketinden, toprağının altlı üs^ü fcenginliğinden hayranlıkla bahsederler. I Bılhassa Idrisî, zencler dıyarırun baharatını, akamberini, fıldişini sena ettikjlen sonra, orada çıkan altmı söyliye söyliye bitiremez. Ifadesine nazaran, H a * be^istanda bulunan altın zerreleri cins, miktar ve irilik itibarile her yerdekindeıı Lstündür. ' Bizim ülkemizde yabani ot nic; biterse, orada altın da öylece mebzul idür! der. ' Ebulfeda, doğu Afrikanın şimalişarkî îstikametinde denize doğru uzanan ve bölgenin cenub kısmında elli mıllık bir saha kaplıyan Haranî adında bir dağ zikreder. 1 Anlattığına gore bu dağın çok garib bir hususiyeti vardır. Kara tarafına uzanan kısmında ise «demiri cezbeden miknatis taşı (?)» bulunur. Habesistanda demir cevherinin bolluğundan Idrisî de bahseder. Hindistan harikalanna tahsis ettiği bir eserde, bu müellif: «Zencler diyarında iki yüce dağ bulunduğunu ve bu dağların arasında uzanan vadide ateş izleri, yanmış kemik ve deriler» gordüğünü söyler. Zaman zaman bu vadiyi alev kapladığını ve bu alevin rasgeldiği sürülerle, kervanları kasıp kavurduğunu da gene ayni müellif ten öğreniyoruz. Acaba bu bir volkan mıydı? Yoksa dağlardan sızan petrol nev'inden bir mayiin aradasırada tutuş masından mı bu alev ileri geliyordu? Buralan bizce meçhuldür. Kazvinî, hassaten Habeşistanın filleriui sena etmiştir: «Fil bu diyarda 400 yıldan ziyade muammer olur. Bura fıllerinin dişleri uzunluk ve beyazlık itibarile Hindistanınkilerden üstündür. Ger gedan boynuzunu da burada tıpkı fildişi gibi işlerler. Bundan, ümera için bıçak saplan yapılır. Zehirli bir yemeğe yaklaştırıldıkta bu saplar buğulanır ve o saat yemeğin zehirli olduğu meydana çıkar.» Idrisî ile Mes'udînin rivayetlerine göre de, gergedanın boynuzu, türlü nazarrüba şekiller arzeder, garib bir metadır. Bundan başka, Arab seyyahları, al nının ortasmda, ileriye doğru uzanmış tek bir boynuz taşıyan bir hayvandan bahsederler. Kazvinînin eserlerinde adı geçen bir hayvan daha vardır ki yetmiş iki dala aynlan boynuzunun her bir dalından, hayvan nefes aldıkça, lâtif nağ meler çıkar! Gene ldrisînin iddialanna göre Haranî dağının hizasından geçen gemiler, e ğer hamuleleri içerisinde madenî eşya bulunacak olursa, oracıkta mıhlanır, kalır, ne ileriye, ne de geriye gidemezler, zira dağın» içindeki miknatis onlan çekermiş! Akamber denilen çok kıymetli madde de ekseriya Habeşıstandan gelırmiş. Kazvinî bu maddenin aslını bir türlü tayin edemiyor. «Bazılar, bunun denizlerin altındaki bir kaynaktan çıktığını, bazı lan da, sabahleyin yağan çiğin kayalıkların arasında toplanarak tekâsüf etmek suretile akambere istihale ettiğini söylerler. Gene bazılarının fıkrince de, bu, meçhul bir hayvanm tersidir. Muhakkak olan birşey varsa o da akamberin deniz den çı' vığı ve dalgalarla sahile atıldığı dır..» dıyor. Doğu seyyahlarınm, Habeş ülkesin de bol bol mevcudiyetinden bahsettikleri tefarik bunlardan ibaret değildir. kâfuru, Bağa, zamk, itriyat, inci, yakut, safran, asilbend, günlük, züyut, kaplan postlan.. Hep bunlar bir alay efsaneler, söztem silleri ve şairane beyitlerle sena edilmiştir. Tevekkeli, bu zengin topraklar bugünkü medenî insanlarm tamah nazarlannı çekmiyor! Ercümend Ekrem TALU Biz bize Sınıf ve millet Fransız kabinesinin başında bulunan Laval, üç dört gün oluyor, radyoda bir nutuk söyledi. Dünyanın gecirmekte olduğu tehlıkeli buhranı öne sürerek bütün Fransızlann iç politikada birleşmeleri zamanının geldiğini heyecanh bir dille anlatmağa çalıştı. Lavalin hiçbir partiye bağlantısı yoktur ve eğer aldanmıyorsam o, son senelerin Fransasında bir partinin yardımı olmadan kendini gösteren biricik adamdır. Lavalin bu yolda hareket etmesinî, bütün Fransayı parti kavgalanndan uzaklaşmış, tek düşüncesi yurdun selâmeti olmuş, idealleşmiş olarak görmek istemesini tabiî buluruz. Fakat Lavalin yerinde koyu bir partici olsaydı ne yapardı? Meselâ, en büyük Fransız sosyalisti Heryoyu alalım. Bu babacan Fransız Lavalin yerinde olsaydı ve mikrofonun basında bulunsaydı ne söylerdi? Hiç şüphe etmeden cevab verebiliriz: Ayni şeyleri. Sınıf kavgası, tarihle beraber başlar. Cemiyet, muhtelif sınıflardan ortaya çıkmış bir insan kalabalığıdır. Bu kalaba lık toplu bir benliğe malik olduğu zaman ona millet diyoruz. Cemiyet içindeki çarpışmalar hiçbir zaman bitemez. Yalnız, her sosyolojik hâdisede olduğu gıbı muvakkat bır sükun devresı geçırir. Bu sükun devresini meydana getiren sebeblerden biri de cemiyetin dışandan gelen bir tehlike karşısında duyduğu reflekstir. Yalnız bu cemiyetin, benliğine sahib olması, yani bir millet olması şarttır. Son günlerin hâdiseleri bu ilmî iddiaya güzel birer etüd mevzuu teşkil edebilirler. Lavalin nutku bana bunları hatırlattı. Dünyanın en karışık parti entrikalanna sahne olan Fransa, millî varlığını tehli keye koyan herhangi bir hâdise karşısında hemen birleşecektir. Tarihte bunun misallerini fazlasile bulabiliriz. N. Tayyare piyangosunun 6ncı keşidesi çekildi 200,000 liralık büyük ikramiye 7,009 numaraya çıktı, bir hizmetçi 20,000 lira kazandı Tayyare piyangosunun on dokuzuncu tertib altmcı keşidesi dün Beyoğlunda Asrî sinemada çekilmeğe başlanmıştır. Bu keşidenin en büyük ikramiyesi olan iki yüz bin lira 7009 numaraya çıkmıştır. Bu numaralı biletin bir parçası Konya Ereğlisinde, bir parçası Lüle burgazda ve üç parçası da İstanbulda satılmıştır. îstanbulda satılan biletler den biri Emirgânda Mekteb sokağmda oturan Ünyon Sigorta Şirketi memur larından Müfidenin hizmetçisi Habibede; bir parçası da Beşiktaşta Valdeçeşmesinde oturan Ahmeddedir. Bunlar yirmişer bin lira alacaklardır. On bin lira kazanan biletin onda birini de Bomontide oturan harb malullerinden tek gözlü Cemal kazanmıştır. İki yüz bin lira kazanan numaranın yirmi aşağı ve yirmi yukarısında bulunan biletler de beşer yüz lira mükâfat alacaklardır. Dünkü keşidede ikramiye kazanan numaralar sıra tertibile aşağıdadır. 27536 29783 160 701 1269 2059 2833 3516 5058 5564 6290 6562 7510 3338 8834 9537 9877 10342 10735 11044 11844 12155 12582 12897 13551 13879 14577 15192 15698 16281 16758 17218 17732 18143 18886 19597 19888 20383 21027 21380 21870 22479 23354 23876 24486 25166 25447 25807 26155 26769 27099 27464 27889 28569 28970 29684 77 310 823 1134 1284 1959 2336 2520 2807 3188 3404 3703 3909 4117 3224 4510 4860 5274 5519 5707 5768 5889 6070 6305 6452 6787 7086 7700 7939 8069 8279 8555 8793 9020 9270 9980 10505 10797 11196 11496 11691 12026 12457 12975 13157 13508 13756 14111 14410 14538 14690 14878 15285 15492 15822 16073 DE BU.J Buhranın iyi tarafı 200 bin lira 7009 15 bin lira 10914 12 bin lira 27402 10 bin lira 18089 1500 lira 136*7 13666 15140 17012 21917 22536 28441 Odadan çıkanlan genclerin müracaati Şimdiye kadar Tecim Odasında stajyer memur olarak himaye kasdıle çalış tınlan ve şimdi yüksek iktısad mektebine geçen talebelerin talebe encümeni kara rile çıkarıldıklarmı yazmıştık. Bu staj yerler Ekonomi Bakanlığı başespektör lüğüne müractat ederek haklannm aranmasını istemişlerdir. Tahkikata başlan mıştır. Bu arada bu stajyer talebenin çıkanlmasına Oda talebe encümenının değıl Oda idare heyetinin karar verdiği anla şılmıştır. Odalar nızamnamesıle kurulan talebe encümeninin uzun zamanlardan beri İstanbul Tecim Odası tarafından filen kaldırıldığı da sabit olmuştur ki bu hal odalar nizamnamesinin tatbik edil medığıni meydana çıkarmıştır. Odala r nizamnamesinin daha bazı maddelerinin de Istanbul Odası tarafından tatbik e dılmedıği söylenmektedir. 1000 lira 283 13814 15169 15450 16920 17795 21492 23985 25489 27037 200 lira kazananlar 719 4728 6663 7850 9441 15394 17292 19329 22078 25696 38950 34 461 1949 2969 3859 5530 6571 7522 8203 9960 10881 12345 13041 14617 15407 16425 17637 18448 19137 20539 21117 21944 23398 24794 25781 26888 2517 4863 6941 8301 9825 16030 18463 19412 22261 26364 29599 50 808 1974 3071 4031 5991 6599 7588 8214 10071 11158 12387 13278 14781 15488 16602 17670 18650 19531 20622 21274 22968 23859 24911 25800 26908 3096 3784 3939 5054 5447 5696 6991 7412 7676 8912 9075 9234 10364 11842 12428 16085 16508 16527 18612 18704 18826 19892 20254 20682 23463 23751 24019 27366 27709 27987 29924 194 1017 2078 3424 5018 6072 7125 7634 8648 10117 11219 12668 14054 14930 15641 16638 17764 18686 19838 20662 21293 23132 23967 25243 25869 26958 266 1054 2385 3504 5025 6202 7249 7887 8954 10214 11736 12683 14473 14972 15953 16841 17842 18825 20196 20766 21425 23142 24055 25502 26466 27161 322 1503 2390 3698 5271 6284 7427 7971 9091 10556 12049 12850 14598 15305 16254 17325 17934 18918 20220 20890 21551 23222 24069 25508 26526 27357 4690 6113 7679 9279 14461 16945 19310 20731 25629 28532 çinde yaşamakta olduğumuz karar sız ve bazan da endişeli çağın, in sanlarda bir takım ahlâkî meziyetieri, hassasiyet damarlarını uyandırmak sure 27683 28687 28706 29119 29775 tile faydalı bir tarafı bulunduğuna kana* 29822 29988 at edenlerdenim. Ortalık güllük, gülüstanlık iken, bol Iuk yeryüzünde asıl olduğu zamanlar 268 306 555 637 673 753 1150 1183 1207 1232 da, insanlık ister istemez kayidsizhğe, 1395 1404 1709 1784 1898 hodgâmlığa mütemayil buluyordu. O 2068 2365 2526 2609 2820 vakitler zevkimize, safamıza çok daha 2954 3212 3376 3492 3513 düşkündük. Kendimizi bir nevi huzuzat 3813 3828 4200 4244 4775 hırkası içine bürünmüş görmek isterdik. 5157 5163 5217 5410 5545 En küçük müşkülât, en ufak ıshrablar, 5645 5789 5823 5860 5967 hatta en önemsiz aksilikler bizi şikâyete, 6408 6413 6418 6426 6470 isyana sevkederdi. Çekilmez olurduk. Halbuki dünyanın ekonomik ve sosyal 6949 7118 7234 7269 7442 7542 7877 8008 8105 8166 durumu bozulunca, insanlar, kaybettik 8360 8490 8578 8800 8829 leri şeylerin yerine kültür alanında, a8968 9040 9246 9499 9530 ile hayatında, dostluk münasebetlerinde 9546 9700 9840 9846 9863 bir takım karşılıklar aramağa mecbur 10000 10093 10109 10142 10324 kaldılar. Bu kaygu hepimizin fikirleri 10398 10415 10504 10534 10631 mize, huylanmıza ve hatta enerjimize iyi 10810 10817 10872 10879 11017 tesirler yaptı. Bütçelerimizi kısmak zaru11053 11467 11584 11639 11729 reti bir çoklanmızı evlerımıze, çoluk ço11851 11941 12008 12020 12140 cuğumuza bağladı. Sokağın zevklerine 12275 1239412485 12533 12534 feda edegeldiğimiz aile saadetini daha 12648 12676 12690 12748 12754 yakından tattık. Bu saadeti temin husu13054 13337 13383 13413 13495 sunda, aılenın bütün erkânı elden geleni 13590 13596 13755 13854 13868 yaptılar. Karşılıklı fedakârhklardan ha> ırlı bir ahenk doğdu. 14123 14231 14321 14361 14519 Derd müşterek olursa tesellisi kolay 14748 14951 15061 15066 15139 bulunur. Hele kadının, aile reisinin tasa15379 15440 15610 15621 15637 15747 15821 15951 15956 16158 larına iştiraki günün her saatinden bir 16346 16498 16568 16574 16620 teselli kaynağı çıkarmağa kadirdir. Buhranın çözmüş olduğu birkaç aile 16844 16901 17011 17046 17081 bağına karşılık yüzlerce evbarkın bu sa17382 17424 17425 17476 17642 17780 17864 17946. 17957 18122 yede daha da sağlamlaşmış, perçinlenmi§ 18575 18606 18659 18662 18713 olduğunu zannediyorum. Pek çok mahrumiyetler, kan kocayı 19168 19220 19247 19394 19397 biribirlerine daha çok yakınlaştırmış, on19650 19785 19794 19836 19850 19967 19970 20087 20158 20238 lara geçim hoşluğunun, aile saadetinin pa20432 20530 20889 20996 21008 ha biçilmez lüzum ve değerini öğretmiş21111 21189 21215 21308 21332 tir. Aleyhinde o kadar atıp tuttuğumuz 21546 21645 21707 21749 21776 buhranın bu iyi tarafını da takdis ede • 21921 21939 22243 22315 22380 22617 22692 23129 23161 23350 lim; kadirşinaslık etmiş oluruz! Ercümend Ekrem TALU 23376 23399 23403 23579 23711 § Adanada, İskenderunlu Bay Dün24107 24308 24320 24388 24405 24531 24615 24710 24818 24867 dardar Kılıca: Bana adresinizi bildirin, 25191 25193 25246 25402 25411 size mektubla cevab vereceğim. E. E. TALU 25450 25515 25550 25742 25802 D ° 50 lira kazananlar 70 lira kazananlar 356 1628 2826 3751 5291 6497 7456 8144 9622 10744 12334 12858 14614 15369 16259 17493 18096 19090 20499 21046 21639 23375 24253 25571 26633 27529 25835 26240 26881 27149 27574 27990 28582 29014 29697 153 549 882 1168 1299 2102 2402 2578 2892 3250 3413 3711 3954 4140 4341 4530 4873 5376 5554 5708 5790 5910 6104 6358 6500 6813 7143 7710 7970 8079 8287 8560 8794 9022 9281 10012 10539 10995 11197 11571 11725 12101 12467 12976 13180 13549 13662 14144 14421 14563 14739 14975 15320 15497 15838 16079 25856 26290 26928 27217 27742 27999 28625 29398 29867 163 592 961 1171 1497 2131 2424 2578 2958 3324 3641 3746 3999 4154 4440 4544 8911 5438 5560 5715 5815 5971 6148 6364 6631 6825 7188 7741 7979 8111 8397 8594 8840 9082 9468 10132 10547 11096 11206 11592 11888 12223 12499 12982 13210 13570 13782 14214 14460 14578 14757 14989 15327 15616 15940 16106 25879 26324 26988 27322 27784 28082 28667 29524 29895 186 674 1042 1173 1500 2181 2460 2594 2970 3335 3650 3816 4007 4221 4447 4596 5041 5444 5638 5726 5855 5986 6163 6365 6638 6829 7215 7812 7994 8151 8408 8634 8841 9109 9184 10153 10571 11141 11401 11652 11899 12234 12686 13068 13256 13575 14041 14332 14474 14608 14796 15022 15402 15648 15944 16316 25997 26563 27004 27370 27813 28433 28758 29570 25999 26571 27098 27395 27818 28547 28955 29665 Afyonculara nasihatler Uyuşturucu maddeler monopolu afyon ziraati yapan bütün müstahsillere bır tamim yapmıştır. Bu tamimde piyasada zor« luklar dolu olmasına rağmen şimdiye kadar monopola getirilmiş olan afyoniann peşin para ile alındığı ve bunun her yıl böyle olması isteniyorsa şu şartlara riayet edilmesi bildirilmektedir: Çok afyon yetiştirilmemesi, yüksek morfinli temiz mal yetiştirilmesi, ileride inhisar konaklı afyonları almıyacağı içia konaksız afyon toplanması, afyonlarm evsafı bozulmaması için demir veya te neke değdirilmemesi, ötedenberi afyoncu olmıyanların afyon ekmeğe kalkışma ması, ötedenberi ekilen tarla miktannın arttınlmaması. Bu tamim posta ile her müstahsile gönderılecektir. 16567 16778 17037 17363 17632 17928 18296 18455 18573 18980 19322 19492 19792 19944 20406 20604 20818 21283 21426 21646 21901 22173 22770 23175 23569 23829 24198 24492 24966 25188 25537 25829 26440 26619 26847 27015 27343 27535 28085 28385 28560 28842 29244 29421 29746 16618 16825 17059 17465 17681 17979 18297 18515 18671 19050 19361 19513 19795 20037 20422 20730 20857 21323 21429 21714 21960 22304 22826 23203 23641 23921 24244 24509 24983 25239 25541 25842 26542 26639 26852 27025 27428 27639 28147 28419 28591 28922 29265 29558 29759 16651 16656 16715 16895 16990 17004 17094 17124 17125 17537 17546 17604 17713 17717 17730 18114 18126 18131 18303 18349 18381 18542 18548 18566 18799 18849 18949 19161 19190 19201 19367 19385 19426 19565 19583 19633 19815 19883 19900 20114 20162 20210 20448 20501 20578 20745 20753 20755 20909 20934 20954 21372 21383 21414 21437 21453 21469 21789 21860 21879 21989 21992 22044 22491 22513 22543 22827 22853 23086 23309 23369 23934 23684 23694 23711 23990 24033 24068 24265 24328 24420 24587 24590 24741 25025 25102 25129 25295 25410 25455 25595 25716 25730 25934 26173 26208 26558 26584 26587 26778 26789 26819 26901 26902 26910 27189 27191 27201 27453 27460 27468 27662 27724 27799 28171 28181 28203 29491 28507 28513 28770 28782 28798 28936 28997 29017 29284 29340 29364 29581 29591 29655 29788 29897 29990 16755 17020 17352 17608 17787 18292 18412 18571 18963 19244 19491 19730 19905 20280 20579 20763 21049 21415 21587 21886 22055 22635 23152 23555 23794 24195 24455 24754 25177 25484 25822 26377 26602 26841 26999 27210 27520 28052 28306 28529 28812 29153 29416 29663 40 lira kazananlar 195 694 1071 1185 1515 2310 2476 2644 3012 3346 3690 3861 4044 4268 4485 4610 5069 5452 5687 5733 5877 6011 6224 6382 6704 6935 7265 7819 8024 8200 8428 8763 8971 9154 9754 10263 10578 11179 11483 11669 11965 12257 12724 13134 13468 13625 14043 14380 14516 14649 14861 15086 15412 15664 16058 16482 252 696 1088 1246 1721 2329 2507 2722 3014 3377 3693 3872 4101 4312 4502 4687 5106 5512 5708 5744 5878 6033 6283 6409 6777 7022 7472 7900 8044 8227 8526 8787 8994 9190 9819 10500 10590 11185 11494 11682 12025 12337 12810 13136 13497 13722 14086 14409 14519 14679 14875 15148 15414 15745 16064 16501 Yumurta piyasaları açılıyor Son zamanlarda yumurta piyasası ol dukça hareketli geçmektedir. Almanyadan başka son günlerde Malta, îtalya v» az miktarda olmakla beraber devamlı bir surette Çekoslovakyaya ihracat ya pılmaktadır. Ispanya ile cereyan eden ticaret an lasması konuşmalarının da sona yaklaş tığı anlaşılmaktadır. Bu anlaşma yapılinca yumurtalarımız için çok büyük bir mahrec olan Ispanya açılacaktır. ttalyanm verdiği yeni siparişler îrandan bize iltica eden şakiler Uluslar Sosyetesinin Italyaya karji fcecrî tedbirler almasına karar verişi dün Istanbul pıyasasında derın akısler bırak mıştır. Piyasada bir kısım tecimenler bu vazıyette daha fazla ıhtıyatlı davranır ken bir yandan da bazıları şu son gün lerin durumundan azamî istifade yolunu tutturmuşlardır. Piyasada temin edildiğine göre dün Italyadan muhtelif yiyecek maddeleri üzerinde ehemmiyetli siparişler alınmıştır. Bu siparişlerin Tuna yolile ve MacaTİstan üzerinden gönderileceği söylenmektedir. 1 İrak gazeteleri şu havadisi vermek tedir: Irak ve Türkiye kuvvetlerinin tazyikleri neticesi olarak şaki Halil Huşinin îran arazilerine iltica ettiğini yazmış tık. Şimalden alınan haberlere nazaran Halil Huşi şimdi de avenesile beraber Türkiye arazisine iltica etmiştir. Türkiye topraklannı bunlardan temizlemek için tedbir almıştır. Şimdiye kadar otuz kişi hükumete teslimi nefs etmiştir. Mütebakisi dağlarda gezmekte ve affedilmeleri icin mektublar yazmaktadırlar. Çocuk sahifemiı Bugün mündericatımızın faz • lahğı dolayısile koyamadık. Yarınki sayımızda neşredeceğiz. O belki muharebede ölmüştü. Belki sakat kalmıştı. Belki Sezanınkiler harbin nihayetinde Almanyaya kaçarlarken Ittihad ve Terakki mensubu Damad yüzünden o Anadoluya geçmişti. HİÇ Edebî Roman: 14 Ve onun iki elini birden kendi dudakIanna götürerek bu elleri tekrar, tekrar öpmüştü ve: Hayatımda en güzel gecem dün' gece olmuştur, demişti. En temiz bir sa adetle sarhoş olduğum gece dün gece idi. Siz bir kadın değil bir meleksiniz.. Se za... Benim küçük Sezam. Tam bu esnada tren sallanarak tevakkuf etmişti. Viyanada idiler.. Viyana da... Avuclan zahmetle birbirinden çözülmüştü. Seza hıçkırıyordu. • Yusuf... Seza... Ağlamayınız... Ağlamayınız, pülünüz bana... Gülüyorum. Ve kirpiklerinin ucunda yaşlar sallanırken gülmüştü. *** Yazan: Suad Derviş bu senelerin büyük bir yekununu onu bekliyerek... hayır hayır onu bir daha göreceğınden en ufak bir ümidi bile o! madan onu severek geçırmışti. Ve bundan arta kalan gene kızlık hayatında kayde değer hiç, hiçbir şey yoktu. olmuştu. Onu bir daha görmemişti. Berline gittiğinden sonra ona bir mektub yazmışh. Fakat teyzesinin yanında bulunan bu küçük kızın bu mektuba bir cevab almasına imkân olmadığı için ona ikinci bir mektub yazmağa cesaret edememişti. Tıpkı vüzıinü görmediğiniz bir insanla konuşur gıbiydı. Teyzesile oturduğu otelin adresini ona nasıl verebilırdi. Küçük kızın bütün mektubları bilâistisna teyzesinin elinden geçmiyecek miydi... Onu bir daha görmemişti. Bütün hayatında bu tesadüfün bir rüya mı veya bir hakikat mi olduğunu kendi kendine sorduğu birçok anlar olmustu. Viyana istasyonunun sisli kalabalığı içinde serviler gibi dik ve uzun boyile onun uzaklaşısının hayalini, evet bu ay• Ve işte onun gene kızlığının en büyük rılışın hayalini bir daha gözünden sile macerası, en büyük saadet ve sevinci bu memişti. Bütün gene kızlığı, soğuk, heyecan Harbin sonu öyle bir kıyametti ki... sız ve hareketten uzak geçmişti. Baba oğlunu, oğul anasını, koca karısını Mermerden bir heykel gibi hissiz gökaybetmişti. rünen bu gene kıza rasgelen erkekler ona Seza onun ne olduğunu bilmiyordu. büyük alâkalar duymuşlardı. Ne olduğunu, nereye gittiğini bilmediğı On sekiz yaşında olduğu zaman, beşbu adama karşı kalbınde duyduğu hissi ten fazla çocuğu olan bır aıle babası senelerce bir gizli din gibi saklamıştı. Senelerce bıkmadan onu düşünmüş, seneler onu sevmişti. Bu adam kırk beş yaşlarınce bıkmadan bır ölünün hatırasını sever daydı. Tıpkı Atıf gibi, fakat onun Atıfa gibi sevmişti. Fakat o eğer ölmemişse mu benzemiyen bir tarafı vardı. O da kendıhakkak gene kıza kendisini daima hatır sını hakıkaten sevmis olmasıydı. O herşeyini, karısile olan rabıtasını hatta çocuklıyacağına dair ettiği vadi unutmuştu. Eğer unutmamış olsaydı ne yapar, ya larını Sezaya feda etmek, hayatını Seza par kim olduğunu bildiği bu çocuğu ile birleştirmek, ona gelmek, ona rahat cephe dönüşünde arardı. Fakat o on al ve zengin bir hayat vermek istemişti. tı yaşmda bir çocuk değil, koskoca bir adamdı... Ve kimbilir hayatta daha nice ehemmiyetli ve hakikî reel meşguliyetleri ve derdleri vardı. Şimdi gene kızlık hayatının his mu hasebesini yaparken görüyor ki bu hayatta başka bir duygu macerası olmamış.. O Seza onu sevmemış, Seza onu istememışti. Hatta bır gün o ayaklarına kapanarak ağladığı zaman iskarpıninin buinile onun alnına vurarak onu yanından kovmuştu. Aşka ve ona karşı hain olacak kadar soğuk kalmıştı. ÇArkan var)