24 Ağustos 1935 CTTMHURÎYET I Çocuklarımız ne'halde? \ \JL Biz bize Dünyanın en güzel yeri Geçenlerde İngiltere Avam kama rasında şiddetli bir münakaşa olmuş. Ayrı ayrı partilerin meb'usları kürsüye çıkarak dakikalarca söylemişler, bağırmışlar, çağırmışlar. Bütün bu gürültüye sebeb olan kim imiş bıliyor musua*jz? Küçük bir kız çocuğu. Mesele şu: Bir ilkmekteb hocası, çocuklara »dünyanın en güzel yeri neresidir» diye bir tahrir mevzuu vermiş. Küçük İngilizler de akılları erdiği kadar şurasıdır, burasıdır diye bir şeyler yazmışlar. Fakat o minimini kızcağız hiçbir arkadaşının yapmadığı bir şeyi yapmış: Dünyanın en güzel yerinin İngiltere olduğunu iddia etmiş. İşte Avam kamarasmda fırtınaya sebeb olan hâdisenin başlangıç noktası. Çünkü, hoca. kızm bu hareketini mo dern pedagoji usullerine uygun bulmamış, tenkid etmiş. Dünyanın en güzel yerinin îngiltere olduğunu söylemek şovenliktir demiş, hatta kızcağızı azarlamış bıle. Sonra ne olmuş bilmiyorum, fakat her halde kızın babası da çocu ğunu haklı bulup şikâyet etmiş olaeak ki iş Avam kamarasına kadar aksetmiş. Muhafazakâr meb'uslar Kültür Bakanını sorguya çekmişler, yarının İngilizlerini böyle acayip bir zihniyetle yetiştiren bir terbiyecinin işten çıkarılma sını istemişler. komünist meb'uslarla uzun münakaşalar yapmışlar. Fakat en sonunda Maarif Nazırı kürsüye gelerek herkesi susturmuş, hocanın haklı ol duğunu, bundan kimsenin şikâyet edemiyeceğini, küçük çocuklarm şoven bir zihniyetle yetiştirilemiyeceğini söyle miş ve meseleyi kapatmış. Birçok kimseler, İngiltere Kültür Bakanının bu hareketine hayret edi yorlar. O muhafazakâr mekteb nasıl olur da çocuklarını bu şekilde yetiştirir diyorlar. Ben bunda şaşılacak bir şey görmü yorum ve ilkmektep hocasına hak Teriyorum. Öyle ya. dünyanın dörtte bu kada rına sahib olduktan sonra. o sisli, yağmurlu, küçücük adaya âşık olmakta mana var mı? N. 3 Çocuk doktoruna göre * Dı\ Kadri Raşid diyor kL Hamdolsun bizde çocuk vefiyatı azdır, çunkü onlara anne sütü veriyoruz» Doktor sevimli gülüşile bana gülümedi. Çocuk ölümü bizde korkunç biv ıdede varmaz, dedi. Ben bir aralık isatistik tutmuştum. Bana hasta çocu »ile müracaat eden her anneve soruvoruyordum: <Kaç çocuğun oldu? Kaçı 31dü? Kaçı yaşıyor?». Ayni şevi merlum Asaf Paşa da yaparmış. Karşılaşırdığımız zaman istatistiklerin birbirili tuttuğunu gördük. Yirmi yaşına kaiar olan ölüm bu istatistiklere nazaran riizde yirmi beş. yirmi altıya kadar çıkıyordu ve inan bana kızım; bu Avrupa rakamlanna nazaran hiç te korkunç deeildir. Bu adedlerin böyle az olmasın daki sebeb, bizdeki annelerin çocuk larına meme vermek âdetinde olmala rıdır. Ana sütü ilk yaşlardaki ölümün önüne geçmektedir. ingiltere harbe karşı ciddî kararlar alıyor (Bastarafı 1 inci tahifede) suslarının da tetkik edildiğini tahmin et mek kabildir. Kabine toplantısınm, Sir Samuel Hoare taralından I ağustosta avam kamarasmda söylenen sözleri teyid ettiği sanılmaktadır. Sir hoare, o söyle vinde bilhassa şunları söylemiştir: « Biz Uluslar Sosyetesi paktı kar şısındakı soravlarımızı (mes'ulıyetimi zi) tamamen bilıyoruz ve onları yerine getirmeğe azmettik.» M. Edenin Paris konuşmaları hakkmda verdiği rapor Londra 23 (A.A.) Reuter ajansının tahmınine göre, kabine toplantısında M. Eden, Paristeki Üçler konferansı görüşmelerı hakkında tafsilâth bir rapor vermıştir. Hatırlardadır ki, Paris toplantısından sonra M. Eden, Büyük Britanya hükumetinın 4 eylulde yapılacak olan Ulus lar Sosyetesi konseyının toplantısına ka dar, Fransa hükumetile daimî bir temas muhafaza edeceğını ve ıkı hükumetin I talya hükumetile diplomatik vasıtalarla anlaşmazlığa banşçıl bir çözge bulmak için görüşmelere devam edeceklerini bildirmişti. Mevcud intıbaa göre, bu kararlar tasvib edılmiştir ve İtalya hükumetile diplomatik vasıtalarla görüşmeler yapılması hakkındaki karar, temmuzda italya ve Habeşıstana sılâh ihracına müsaade edılmemesi hakkında verilen kararda bir değişiklik yapmıyacaktır. Reuter ajansı, kabinece verilen ka rarın, silâh ihracı yasağı hakkındaki emrin 4 eylule kadar mer'iyeti muhafaza edileceğine delâlet etmediğini öğrenmektedir. Mesele, devamlı bir şekilde tetkik e dilmiştir ve tetkikata devam olunacak tır. Reuterin sandığına göre, Büyük Britanya hükumetinin birçok fırsatlarda bildirildiği gıbi, Uluslar Sosyetesi ve paktı karşısındakı durumunu değiştirrn>ı için hiçbir sebeb yoktur. Kabine başka bir toplantı günü tesbit etmemıştir. İngiliz donanması Mısır toplanıyor sularında dolgun gündeliklerden ötürü, İtalya hizmetinde çalışmağı kabul etmektedirler. Napoli 23 (A.A.) Mitağlia uçak gemisi, birçok bombardıman ve keşif uçağı filolannı alarak Musavvaya doğru yola çıkmıştır. Habeşistan Yunan tayyarecilerini kabul edecek Atina 23 (Özel) Habeşistan hükumeti Yunan tayyarecilerinin Habeş ordusuna kabul edileceğini Yunan hükumetine bildirmiştir. Habeş ordusu hazırlık emrini aldı Londra 23 (Özel) Rö'yter ajansının Adisababadan aldığı haberlere göre, Habeş ordusu her ihtimale karşı hazır bulunmak emri almıştır. Fransaya malumat verildi Londra 23 (A.A.) Fransa hü kumetine, İngiliz kabinesinin dün yaptığı toplantıdan, diplomatik va sıtalarla malumat verilmiştir. İtalya hükumetinin de İngiliz hü kumeti tarafından bu toplantıdan haberdar edildiği hakkındaki söylentiler hiçbir esasa dayanmamaktadır. İngiliz hükumeti İtalya hükume tine hususî her hangi bir tebliğde bulunmak niyetinde değildir. M. Edenin Parise yeni bir göret yapacağına dair olan haberler yalanlanmaktadır. İngiliz elcisi vasıtasile Habeş hü kumetile daimî bir temas muhafaza edilmektedir. Londradaki tarihî toplantıdan sonra DE BLLI Evlilikte ahenk lmanyada, geçenlerde bir ruhl hastalıklar kongresi toplandı. Dünyanın her köşesinden gelen akıl uzmanları üç gün sabahlı, akşamlı bir sürü lâf ettiler. Yabancı gazete lerde okuduğuma göre, bu meyanda bazı hatibler karı koca dirliğine, aile geçimsizliklerinin ortadan kaldırılması çarelerine de temas etmişler. Bu nazik ve çapraşık meseleyi so nuclamak için, kimin ne teklif ettiğini bilmiyorum. Ihtimal ki çok sinirli kadmlarla, fazla demevî kocalara bazı müsekkin ve müleyyinlerin tatbikinden fayda umanlar ve bu husustaki noktai nazarlannı misallerle teyid edenler ol muştur. Karı koca kavgalarınm yüzde sek seni kıskançlıktan ileri geldiğine, kıs kançhğın da bir psikoz, marazî bir ha leti ruhiye olarak kabul edildiğine göre, hekimliğin buna karşı âciz bulunmaması lâzım gelir. Şu halde, geçimsizliğin tıb ben tedavisi ihtimal ki günün birinde mümkün olacaktır. A Halbuki Avrupada ilk yaştaki çocukların ekserisi inek sütü içtikleri için nevi ailelerde kadınlarm bir çoğu da kocalarından şikâyet ederek mahkemeçok vefiyat verirler. Bizimkileri anaları emzirdikleri için ye müracaat ederler. Tabiî bir taraftan bu yaşlarda ölümden kolay kurtuiur nafaka tedariki için çalışan ana, dığer lar. Fakat şunu söyliyeyim ki, son se taraftan da çocuğuna nasıl bakar? El nelerde maalesef meme vernıek ârfeti bette ihmal eder değil mi? Peni doktor, dedim. Ana, baba ihbizde de azalmağa baslamıştır. Kendi mal edmce veya güçleri yetmeyince başahsî istatistiklerime göre bundan \ ir mi sene evvel memleketimizde 193 an kımsız kalan bu çocuklarla meşgul olan ne çocuğunu kendi emzirirdi. On sene kurumlar yok mu? Belki bir iki tane hayır cemiyeti evvel tuttuğum istatistik yüzde dok vardır. Fakat bütün memlekette yalnız sana indi. 932 933 senelerinde yüzde seksen yedi buçuğa inen bu aded 1934 hayır cemıyetlerinin yardımile bu büsenesinde ise seksen iki buçuğa dü&ü yük iş başarılmaz» verdi. Hasta çocuklara meccanen bakıl Doktor biran sustu, sonra: mıyor mu? Bakılıyor. Meccanî muayenelıane Fakat, dedi, gene memleket Türk ler var. Fakat bu muayenehaneler re analanna minnettar kalmalıdırlar. Çünkü onların çocuklanm kendilerinin em çete veriyorlar. Fakir ananın ilâç yapzirmeleri ve evlâdlarına karşı duvduk tıracak parası yok ki!.. Sıhhî rejim para ları büyük muhabbet sayesindedir ki ıle yapılır. Fakat para nerede?.. Ya çocuk hastanelerimiz. doktor? çocuklarımız yaşıyorlar. Onları koru Bizde kaç çocuk hastanesi var?. yan bir tek şey vardır; ana muhabbe tü.. Yalnız ana muhabbeti!.. Bir tane. Şişli Etfal hastanesi. Bir tane mi?. Koca tstanbulda bir Bizim memleketimizde çocukları koruyucu teşekküller, onlara yapılan hastane nasıl olur? Hem ben sözümu de yardımlar yok mu doktor? anlatamadım doktor... Ben yalnız îs Her memlekette çocuk ve ana me tanbulu sormamıştım. Bütün memleketselesi birinci plândadır. Mebzul hüku te kaç çocuk hastanesi var. diyorum?. Doktor manası değişmiyen ayni yüz met teşkilâtlarmdan maada bundan dave ayni gülümseme ile: ha mebzul halk ve mahalle teşkilâtları Bir tane. diyor. Kırk beş yatakh vardır. Halbuki bizim çocuklarımız bu geylerden tamamile mahrumdurlar. Ço Etfal hastanesi... Bütün memleket içinde mi? cuğu büyüten anadır. Halbuki bizde a Evet! namn istiane edeceği bir tek teşkılât Nasıl olur? diyorum, mümkün mu? yoktur. Ne fakir bir anayı doğurduk tan sonra beslij'ecek, ne de evini ısıta Nasıl olur? Bilmiyorum, nasıl olur, diyor. fa cak bir yardım yurdu memlekette bulamazsınız. Mademki fakir annelerden kat bu bir hakikattir. Türkiye hudud bahsediyoruz. Biraz da onların kocala ları dahilinde çocuklara mahsus olan 1 rından bahsedelim. Fakir muhitlerde hastane.. Yalnız kırk beş yatakh Etfa . Müracaat eden fazla erkeklerin içki ve hovardalığa pek düş hastanesıdir... çocuklar yer varsa baş kün oldukları görünür. Bunlarm için hasta de ailesine merbut olanlar yoktur de ka hastanelere kabul ettirilir!. Bizde çomiyorum. Fakat tahsilleri ve seviye cuk hastanesi olan hastane kırk beş yalerıle okumuş ve münevver insanların takh Etfal hastanesıdir, o kadar .. Doktorun biraz yukarıda söylediğ: kindem aşağı oldukları için onlar bir kere kendılerini eğlence ve zevke ver sözü hatırlıyorum: tBizim çocuklarımızı koruyan nicğer diler mi, aile bağı, vicdan mes'uliyeti gibi şeyleri pek inceden inceye düşün hakikaten j'alnız ana s mezler. Evlerini ihmal ederler ve bu SUAD DERV1Ş Çocuk doktoru Kadri Raşid Nazilli fabrikasmm dün temeli atıldı fBastaraft 1 inci tahifede) söylevle karşıhk verdi. Celâl Bayar, söylevinde bu müVemmel esere kavuştuklarından dolayı Nazillileri tebrik etti. Bu eserin ancak devletcılik sanayıi ile vücut bulabildiğini söyledi. Kapıtülâsyonlann lâğvınm temınıle bize bu eserleri kazandırdı. Atatürk ve Basbakan İsmet İnönü hakkmdaki hürmet hislerıni halkın coşkun tezahüratı arasında izhar ettı ve fabrıkanın temeli atılarak törene son verıldı. Na7İlliler bu gece bayram yapıyorlar. Celâl Bayarın i z m i r d e yaptığı t e t k i k l e r lzmir 23 (A. A.) Ekonomi Bakanı Celâl Bayar, bugün öğleden evvel Halk Partisi Başkanı ve üzüm incir ihracatçılarile müstahsiller mümessilleri arasında yapılan toplantıya başkanlık ettikten sonra saat 13 buçukta mensucat fabrikasımn temel atma töreninde bulunmak üzere Nazilliye hareket etmiştir Berlin 22 (Özel) Komadan verilen haberlere göre îngilterenin Akdeniz donanması eylul ve birinciteşrin ay larında Mısır sularında toplanmak için emir almıştır. Harb gemileri Iskenderiye ve yahud Portsaıdde demırlıyecekler, Süveyş ve İsmailıyede Süveyş kanalının girilecek yerinde toplanacaklardır. lngilterenin Mısır içlerınde bulunan kuvvetlerinin de Portsaide gönderildiği haber verilmektedir. Londra 23 (Özel) Ay nihayetinde büyük manevralar yapacak olan İn gilterenin Akdeniz donanması Maltada toplanmak emrini almıştır. ttalyanın gönderdiği kuvvetler yeni Bununla beraber. kongre azasından bir hekimin orada sölyediklerini de yabana atmıyalım. Bu adamın anlattığına göre, Hindistanda, bosanma vak'aları çok azmış. Bunun da sebebi Hindlılerin bugüne kadar riayet ettikleri pek eski bir âdetmiş. Hindliler, yılda bir defa ailece topla nırlarmış. Toplantı tamam olur olmaz, her taraftan haykırmalar, küfürler, sitemler başlarmış. Herkes, karısınm, kocasınm, anasının, evlâdının bir senelik kusurlarını bağıra bağıra yüzler, coşar, Amerikalılar vaziveti nasıl köprür, söver ve nihayet öfkesini almca, göriiyorlar ? bitab, kendini yere bırakırmış. Sonra da, Nevyork 23 (A.A.) Nevvyor akşam oldu mu idi, umumî barış görüş Herald Tribune yazıyor: olur, herkes kolkola, elele, yeri yerine ingiliz kabinesinin kararı Uluslar dönermiş. Sosyetesine son bir muvaffakiyet imBu suretle bütün bir sene zarfında bikânı vermektedir. Fakat maalesef riktirilen hmclardan eser kalmaz, ertesi böyle bir muvaffakiyet ihtimali pek yıla kadar ailede dirlik, düzenlik pürüzte büyük değildir. süz devam edermiş. Uluslar Sosyetesi gayrimuktedir Bu îcadar patırtı ve gürültüden, kavga olursa Büyük Britanya belki de yalve söğüntüden sonra nasıl barışılıyor dinız basına harekete geçecektir. Ve bu hal İngiltere tarafından yalnız Ak ve soracaksmız, değil mi? Gayet basit! denizde değil, dünyada hâkim bir va Bu toplantıya iştirak edenlerin hepsi. önceden, kulaklarını, pamukla ve kemali ziyet alınması demek olacaktır. itina ile tıkarlarmış. Ve böylece, hıçbiri, Nevyork Times gazetesi de şu sadiğerlerinin haykırdıkları şeylerden bitırları yazıyor: rini olsun duymazlarmış. M. Musolinin «zecrî tedbirler satşte mükemmel bir usul! Evlilikte dirvaş demektir» yolunda uçurduğu balik. düzenlik sağlamak istivenler, çok lon, eğer müthiş bir blöf değilse, madefa kulaklarını tıkar, vurdum duy nasız bir seydir. Eğer bir blöf ise, bu mazlığa gelirlerse, muradlarına knlayblöf Ingiltereyi siyasasından çevirelıkla ereceklerine şüphe yoktur. bil«"cek kuvvette de Tanıdığım bir çocuğun dediği gibi: Amerika şubata kadar bitaraf «Tanrınm insanlara ikişer kulak vermiş kalacak olması, işitilen lâfların, birinden girip, Nevyork 23 (Özel) Parlâmen ötekinden çıkması içindir!» to Dış Işleri komisyonu Italyan HaErcümend Ekrem TALU beş ihtilâfında bitaraf kalmak hususunda âyan kurumu tarafından ka bul edilen takriri tasvib etmiştir. An nm istiklâlini vaktile tekeffül eden cak komisyon bu kararın 29 şubat devletlerden biri Habeşıstana saldı 1936 yılına kadar carî olabileceğini racak olursa, ayni durumda bulunan bizim gibi küçük devletler büyük bir , "| şart kovmustur. Küçük devletler başladdar endişeye Almanlar Ingiltereden istikraz yapacaklar Londra 23 (A.A.) Daily Herad gazetesine göre, Almanya Finans Bakanı M. Schacht Londrada kolaylıkla bir istikraz yapabilmek umudile îngilız şe hirlerinde bir seri konferans verecektir. Sarı nehrin suları taşıyor Şanghay 23 (A.A.) Kıyangsu ilinin kuzeyinde bulunan Hoşavdan bildirildiğine göre, bu bölgedeki Sarı nehrin sulan kabarmakta ve bendlerin yı kılmasile suların tehdıdı altında bulun maktadır. Napoli 23 (A.A.) Madda Ve race ve Gala vapurları piyade kuvvetlerile, yük hayvanları ve harb gereçi yükVefat lü olarak Musavvaya hareket etmişler Eski valilerden Ahmed Muhtar uzun dir. bir hastahktan kurtulamıyarak vefat etLondra 23 (A.A.) Times gazetemiş, cenazesi dün kaldırılmıştır. sinin İskenderiyeden öğrendiğine göre, İtalyanlar, asker sevkine devam etmektedirler. 3500 subay ve asker yüklü iki Üsküdarda Moskoflu fırm sahibi Mehmed Zeki vefat etmiştir. Cenaze na gemi, Süveyş kanajını geçmişlerdir. Damazı bugün öğleyin Kasımpaşada Bü ima yeni kuvvetlerin geçmesi beklen yük camide kılmacaktır. Allah rahmet mektedir. eylesin. Birçok amele, kendilerine teklif edilen Vefet Brüksel 23 (Özel) Belçika gazeteleri Italyan Habeş ihtilâfına kctşı büyük bir alâka göstermektedirler. Gazeteler, Uluslar Kurumuna üye olan bir devlete karşı diğer bir üye tarafından harbe girişilmesine müsaade edilio edilmiyeceğini endişe ile beklediklerini yazarak diyorlar ki: «Habeşistan gibi, Belçika da Uluslar Kurumuna üye küçük bir devlettir. Habeşistan gibi bizim istiklâlimiz de büyük devletler tarafından tekeffül edilmistir. Saved Habesista endişeye düşeceklerdir. Avrupanın ve dünyanın barı.şını temin etmek istiyenler Uluslar Kurumu paktma herkesin riayet etmesini temin etmeli Hir.» Musolininin oğulları ve damadı da Afrikaya gidiyorlar Londra 23 (Özel) İki büyük nakliye gemisıle yarın Napoliden doğu Afrikasına 6000 İtalyan askerî daha gbnderilecektir. Doğu Afrikasındaki İtalyan ordularında gönüllü kaydolunan M. Musolınının iki oğlu ile damadının da bu vapurlarla Afrikaya gidecekleri haber verilmektedir. Peki, o zaman ne olurdu?.. Sevgili yavrum, teessüf ederim amma, aramızda her şey bitmiş olurdu. Konstantin bunları kızmadan söyledi, fakat sesinde öyle bir şey vardı ki Aryana tesir etti. Genc kız, gene meharetle sözü, zihnini işgal eden meseleye çevirdi. Fakat beni sevmiyorsunuz ki? Bu başka iş.. Fakat şimdi ma dem ki benimsin, seni kimseye ve remem. Çok tuhafsınız. Ben böyleyim işte, bunda mü nakaşa edilecek bir şey yok. Her şey açık, artık mevzuu değiştirelim. Göze çarpan bir lâkaydi ile adi bir mevzu üzerinde konuşmağa başladılar. Aryan grtmek için ayağa kalktığı vakit Konstantin hemen üstüne atıldı. Onu duvara yapıştırdı, ve ellerini omuzlarına dayadı, gözlerinin içine bakarak: (Arkan var) Yazan: Klod Ane " Cumhuriyet „ in edebî romanı: 24 A'N Çevlrenler: F. Varal ve F. Osman O halde çayı bizde içmek için i§ yahat yapmalıyım. Bir an evvel hareket lerinizi ona göre tanzim ediniz. Her za ederim olur biter.» Konstantin Mişel, bu düşüncelere rağman istediğiniz saatte serbest olduğumu men; saat yediye doğru, Aryanın telebilirsiniz. Gece geç vakte kadar bu tatlı kadının fonla gelmiyeceğini söylemek ihtimalinyanında kaldı. Oteline gitmek için boş den korktu. Aryanm bunu, sırf dün kensokaklardan geçerken gök şimal cihetin Jdisini yalnız bıraktığından öc almak için de aydınlanıyordu. Sinirleri yatışmış ve yapacağı muhakkaktı. Fakat Konstan tin boşuna sinirlenmişti. Aryan telefon zihni rahat etmişti. Kendi kendine: etmedi ve her zaman olduğu gibi tam « Bu, makul ve emin olmanın verdiği bir rahatlık, diyordu. Romalı va vaktinde, saat sekiz buçukta Sadovaiatandaşların temiz bir yaşayıştan sonra daki evin kapısında gözüktü. çekıldikleri zaman dedıkleri gibi otium Konstantin, genc kızın ince hatları cum dignitate (ünlü bir dinlenme). zira, na, yaratılışının nefis manzarasına hayitiraf etmeliyim ki.hergün değişen şu kı ran hayran baktı. Genc kızın yalnız klzın bir kaprisine kurban gidebilirim. Hiç nmda ve gözlerinde bir kuvvet ifadesi bir eksiğim yok, fakat hâlâ başka şey a ckunuyordu. Aryana karşı bırdenbire, rayorum. Bu abestir. Sadovaia mesele kendisinde cok garib yeni bir duygu; bir sini başımdan atacağım. Bu macerayı acıma hıssetti. Onun, herşeye rağmen, • çünkü bu, bir maceradan başka bırşey kücük bir kız, hayatın fırtınasına yalnız değildir kısa kesmek için Kiyefte bir se başına atılmış küçük bir kız olduğunu düşündü. Muhakkak bu da, cesaret dolu bir inad ve meydan okuyan bir halle fırtınaya atılan birçok benzerleri gıbi parçalanıp gidecekti. Şuna bakın ki, yolun bir dönemecinde sert bir kayaya; ona, Konstantin Mışele çarpmıştı. Geleceğı açık bir şekilde gördü. « Bu meselenin sonu senin için fena olaeak, yavrum, diye düşündü. Ne ya parsan yap, bana bağlanacaksın, ve ben de günün birinde NevvYork veya Changhaia giderek seni, büyük bir in san denizi olan, bu Rusyada yalnız bırakacağım.» Bir aralık derin bir heyecan duydu. Aryanın karışık mazisini ona bağışladı. Aryan da, genc yaşında bir ülkü peşinde kosmuştu ve ona irişemeyince hatalannı işte böyle rasgeldiklerine ödet tirivordu. Konstantin genc kızın koluna girdi, kendininkinin üzerinde sıktı ve onu otele götürdü Bütün geceyi tatlı tatlı hulyalar ve sevinc içinde geçirdi. Aryan da dostunun keyifli olduğunu farketmişti. Genc kız, Konstantin Mişelin gönlünden gelen dayanılmaz sevda dalgasına kendini bıraktı. İlk defa olarak rolünü bir tarafa bıra kıp dostnun kollarında kendini unuttu ve man olmuştu.) Erkekler ekseriya çok buonun yanından kalktığı vakit te, çocuklu dala olurlar. Onlardan istediğinizi aldığunun, Konstantini kırmıyacak en çılgm ğınız anda dilleri tutulur... hıkâyelerini anlattı. Konstantin gizli gizli içerliyordu. FaBu kısa bir perde arası oldu. Birkaç kat Aryanı nasıl susturmah? Mevzuu gün sonra, kurnaz ve bitmez tükenmez değiştirmek istedi. Aryan daha yüsek bir mücadele tekrar başladı. Aryan, hasta mantıkla sözü gene oraya çevirdi: olduğu bir akşam, münasebetlerınden ba Fakat, mademki serbestiz, hohis açtı. şumuza giden her şeyi yapmak hak Burada da arkadaşımın nekadar kımızdır. Sizin bir metresiniz olabi makul olduğunu, herşeyi nekadar iyi an lir. (Kostantin âlâ, diye düşündü, deladığını görüyorum. Sizin karakterinız mek meseleyi duydu!)... Ve ben de aramızda herşeyi açık ve aydınlık tutu kendime bir dost bulabilirim. Bu, biryor. İki tarafh hiçbir bağlantı yok. I birimizi aldatmak olmaz, mademki kimiz de hareketlerimizde serbestiz. Ken sevişmiyoruz ve hâdiseleri birbirimize di zevklerimizi aramak için geçici bir bir evvelden haber veriyoruz. lik kurduk. Çekinmeden söylemeliyim ki Konstantin: bu zevki bana siz verebildiniz. An, hayır, hayır! Ben ortaklığa Konstantin: gelemem, diye haykırdı. Hayır, yüz Bu az şey değil, diyerek genc kı bin kere hayır! Benim olduğun müd zın sözünü kesti. Şair Vignynin şu bey detçe baskasmın olamazsın. Bunu iyi bil. tini bilirsin değil mi? O kadîntn sevdiği zevktir; Ya buna rağmen bir dostum varErkek kabadır, zevkahr, fakat verrsesi sa? Bundan nereden haberiniz ola ni btirnez cak? Bu beyti bilmiyorum, fakat ifade işte burada yanılıyorsun. Öyle ettiğini hayatta gördüm. (Konstantin bir şey olsa öğrenirdim. Hem de ça Mişel bu parçayı söylediğine çok piş bucak.