11 ASiı«;tn<i 193S CUMHtTRfYET Güzel Adana 10 yıl sonra yepyeni bir şehir olacak Profesör Yansen tarafından çok güzel bir şehir plânı yapıldı, plân 10 yılda tatbik edilecek Kadıköyünde miyiz, Kerbelâda mı? Çocuğun harareti kırk... Hastalık tifo... Doktorlar başucunda. Anne kapı nıa dışında ağlıyor.. Buzlu çarşaflara sarılı çocuk sayıklıyor: Beyaz pa*buçlarımı getirniz, gezmeğe gideceğim... Doktorlardan birisi, kapının dışında ağlıyan anneye yakHşıyor: Çabuk bir banyo hazırlaymız. Su yok efendim.. Yırmi dort saattir, sular akmıyor. *** Gece saat iki.. Bırbirine kol atmış ahşab binalar uykuda.. Yalnız merdivenm yanında üzeri küllü mangal uyamk... Küllerin arasından kımıldıvan yaramaz bir kıvılcım, annesinin e^nden kaçan bir afacan gıbi yerdeki seccademn üzerine atlıyor. Çarçabuk sarmaş dolaş oluyorlar.. Kızıl alevler merdiveni sarı yor.. Yanık kokusundan uyananlar bağrışıyorlar... Yangmı söndurmeğe gelenler muslukta: Su yok.. Kırk sekiz saattir, sular akmıyor. *** Toprakta, ve denizde insanlara hayat veren üç büyük unsur var. Su, hava, gıda... Tabiat cömerd, üçünü de bcl bol vermiş... Fakat biz teşkilâtlı cemiyptin insanları, kocaman bir medeniyetin ortasmda, insanları bunlardan mahrum etmenin çeşid çeşid yolunu bulmuşuz. Karanlık, basık, havasız evler... Aç, çıplak, gıdasızhktan verem olan. ölen insanlar... Susuzluktan Kerbelâ raey danında kıvranan Hasan ve Hüsej in glbi, tarlasma su, evine su, içmek için su arıyan insanlarm arasmdayız. Istanbulun imarına Eyüb caddesinden başlanacak Bu arada tarihî eserlerin muhaafzasına ve güzelleştirilmesine önem verilecektir İstanbul Urayı nm son zamanlarda, şehrin baym dırlığma fazla ö nem (ehemmiyet) verdiği malumdur. Bayındırlık husu . sunda İstanbul ci heti, Beyoğlu ta rafından daha mü said olduğu için Uray da evvelâ buradan işe başlamıştır. Almanyadan getirilmiş olan imar müşavıri Her Wagnere Eyübsultan ile Eminönü Eyüb yolunun hali Eminönü arasındaki caddenin müstak tası üzerinde işaret edilmış olduğu, bu bel şeklı çizdırilmış, ve caddenin profili binaların da Yenicami, Mısırçarş'sı, yaptırılmıştır. Rüstempaşa camisi, Gül camisi, Ay Eyübe kadar üzerinde tramvay hattı vansaraydan başlıyan sur parçaları, Euzatılacak olan bu caddenin etrafında yübsultandaki camılerle, Cıbalıde irayapılacak istimlâk hakkında da müte ret edılen bazı binalar olduğu zikredilhassısm fikri alınmıştır. Wagner ver miştir. Harta üzerinde gösterilen camiler. evdiği raporda Eminönünün deniz cihe tinden şehrin bir kapısı sayılması lâ kafa, çeşmeler uraya, türbeler ise müzım geldıği ve bu itıbarla şehrin dört ta ze idaresine bağlı bulunduğundan, şehrafına ayrılan caddelerin ba;langıcı olan rin imarı namına buralarda yeni bir inEminönünün gayet modern bir şekilde şaat veya tamirat yapılmak lâzım geltanzim edilmesi, Türk mimarî san'atinin diği takdirde bu idarelerin de Uraya şaheserlerinden biri olan Yenicammin yardım etmeleri zarurî sayılmaktadır. Şehir mütehassısınm bu cadde ve Ebütün azametile, ta uzaklardan, görünebilmesi için etrafındaki dükkânların minönü ciheti hakkmda çizdiği plân geistimlâk edilerek yıktırılması lâzım gel niştir. Bu plâna göre lüzum gösterilen istimlâklerın yapılması, Urayın bu sediğini ileri sürmüştür. Uray şehrin imarına başlarken ta neki bütçesi için mümkün değildir. Erihsel bir kıymeti olan eski eserler hak sasen mevcud istimlâk kanunile, şehir kmda bir fikir edinmek için müzeler mütehasbismın ortaya attığı imar fik idaresine de müracaat etmiş ve şehir rini tahakkuk ettirmenin de imkâm hartası üzerinde eski eserlerin yerleri yoktur. Bmaenaleyh şimdılik bu yol ünin gösterilmesini istemişti. Müzede zerinde yalnız tramvayın işlemesine yatoplanan bir komisyon bu işle meşgul rıyacak şekilde bir cadde açmak için olmuş, Uraya cevab vermiştir. Bu ce lâzım gelen istimlâkler yapılabilecektır. vabda eski eserlerden sayılan ve tarih Esasen Uray bütçesinde bu maksada sel bır kıymeti olan binaların şehir har tahsis edilen para da gayet azdır. |BUOUN DEBU. Yolcu terbiyesi artalda oturan cRauf Duran» adh bir okuyucumdan bir mektub aldım. Duran bu mektubunda, geren gün Kartala giderken, trende rastlamış olduğu münasebetsiz bir yolcunun hal ve tavrını tasvir ile bundan zarıf bir li sanla şikâyetçi olduktan sonra, diyor ki: «Geçenlerde, bir mecmuada oku duğuma göre, Alman demiryollar ida resi yolcularm bazı münasebetsiz ha reketlerinin önüne geçmek için gayet hoş bir çare bulmuş. (Tren yolcuları için 10 öğüd) adı ile bastırılarak her trenin kompartımanına dağıtılan levhalarda, yolcuları.» bir takım fena âdetleri birer birer yazılmakta, fakat sanki burların yapılması tavsiye olunur gibi bir lisan kullanarak işin kötülüğü gözlere daha fazla çarpmakta imiş. Meselâ bu levhalarda şu cümleler yazılı imiş: 1 Bütün bir kompartımanı kendi başma işgal et. Her tarafa birer parça eşya koy ve kapının önüne dikil Öteki yolcular, varsın kendi başlarının çaresıne baksmlar. 2 Ayaklarını daima, karşıdaki kanapenin üzerine uzat. Evde de elbet öyle yapıyorsundur. 3 Tren memurlarının nazikâne ihtarlarına sakm aldırma. Ve daima iddia eyle ki, Demiryolları idaresi, senelerce tecrübelerden sonra elde ettiği esaslara göre nizamnameleri, sırf seni kızdırmak için yapmıştır. 4 Sigara dumanına dayanamyan insanlarm oturduğu, ve sigara içmi yenlere mahsus kompartımanlarda, içeceğin sigara veya pipo sana daha çok haz verir. 5 Eğer kondöktör, nezaketle sen den biletini göstermeni rica ederse, kabil olduğu kadar yüksek sesle, tren yolculuğunda insana yapılan hesabsız eziyetlerden şıkâyet et. 6 Kabil olduğu kadar fazla ve büyük bavulları beraberine al ve bunlarla tekmıl rafları doldur. Sonra da, kendi bavulları için yer arıyanlara küfret... 7 Vagon koridorunu bavullarla tıkayıp geçılmez bir hale koyarsan çok mühim bir iş görmüş olursun. Başka msanların bacak kemiklerini senin ba vullarına çarpıp acıtmalarından daha kevifli ne vardır? 8 Tren bir dakıka geç kalırsa. yüksek sesle, bu gibi yolsuzlukların ancak trenlerde olduğunu şıkâyet et. 9 Mektebe bile giden koskocaman çocuğunun dört yaşını doldurmadığÖu iddia et. Çünkü yavrun bu idd'anı işitir, ve doğru söze karşı sevgısi artar. 10 Daima, tren ücretlerinin çok pahalı olduğunu iddia et. Bılhassa tenzilâtlı tarife ile seyahat ettığın vak't ler... Çünkü geçenlerde ahbapların scni otomobille bir gezintiye davet ettıkleri zaman hiç para vermemiştin! Bu levhalar. gayet hoş bir lisanla ve alaya boğularak yazıldığı için volcu lar üzerinde pek iyi tesır yaptığı tesbit edilmış imiş. Acaba bu lehvalar bizde de tatbik edılse, ne netlce hasıl olur, dersımz?» Ne netice mi hâsıl olur? Ben size söyliyeyim. İşimize geld'ği için, bu tavsi yelerın doğruluğuna kanaat eder ve hiç istifimizi bozmayız! Ercümend Ekrem TALU ADAHAÎ AIATÜJ5K PA&KI MEBMAKN 3ANSEN B£OIİN Profesör Yansenin plânt tahakkuk Alatürk parkt bu hali Adana (Özel) Şehrimizin müstakbel bayındırlık plânını yapma isini profesör Yansen üzerine almıştı. 2430 aya kadar bitirilmesi şart olan bu plânlar dan ilk olarak «Atatürk parkı» çevresinin alması gerekli şeklıni tesbit eden plân ve resim Uraya gelmiştir. Profesör Yansen «Atatürk» heykelinni etrafında, çok önemli, modern tesisatın vücude getirilmesini uygun buimaktadır. Zaten geniş bir alan olan bu parkta iki katlı büyük bir şehir oteli, açık ve kapalı konser yerleri, mükemmel bır kazino, altı tane tenis kordu, seyirciler için tri bünler, 1 2 x 5 0 metro genişltğınde bü yük bir yüzme havuzu, yüzme yarıslarını seyredecekler için tribün, kışın sıcak su da verilebilecek şekilde genel Uanyo yerleri, güneş banyosu almak için geniş bir kumsal, çocuklara mahsus oyun bahçesi, annelerin oturmaları için ^eniş bir tribün, ayrıca fıskiyeli bir havuz, gül bahçesi, büyük çim alanlan, kcruluk teşkıl edecek şekilde ağaclarla bezenmiş edince alacak Adanada Parkın batı ve kuzey yönleri, bodur ve kış yaz yaprağını dökmiyen ağaclarla çevrelenecek; biri doğruca istasyona gitmek üzere 30 metro, diğeri de abıdenın simdıki asfalt caddeye bakan yüzünde Seyhan ırmağı doğrusuna uzanmak üzere 25 metro genişliğinde ağach iki büyük yol açılacaktır. Parkın güney yönünde de ayn ayn bahçeli ve ayni tipte özel 1 1 tane köşk yapılmak üzere yer ayrılmıştır. Profesör Yansenin hiç şüphesiz büyük bir isabetle tasarladığı bu plânm tatbikı için en çok on yıllık bir zaman bırakıl mıstır. Adananın yarın alacağı modern şekille tam bir ahenk yaratacak olan bu tesisat, nüfus ve ekonomik önemi hergün bir parça daha artan Adana için en yarayışlı ve en göz ahcı bf durum yarataca ktır. Bu plânın tahakkuku için önümüzdeki yıl bütçesine tahsisat konacak ve vakit kaybedilmeden işe başlanacaktır. Atatürk heykeli ve bunun yanlarındaki Adana kurtuluş savaşı sembolleri tamamen bitmiş ve yerlerine konulmuştur. Açış töreninin önümüzdeki Cumhuriyet bayrammda çojc canlı ve anlamlı bir şekilde yapılması için şimdiden hazırlıklaNACl AKVERDÎ ve yer yer banklar konulmuş yerler, genel halâlar, bol elektrik tesisatı, küçük anıtlar için aynca bir köşe, Atatürk abidesinin batıya bakan yüzünde 3040 bin kişi alabilecek büyük bir tören alanı, bayrak direkleri ve ayrıca bir abide tri ra girişilmiştir. bünü bulunacaktır. Viyanada gürültüye karşı savaş Viyana zabıtası son zamanlarda gürültü ile mücadele meselesine fazla önem vermeğe başlamıştır. Resimde gör. düğünüz makine bulunduğu sokağın gürültülerini ölçmeğe mahsustur. Pencereye konulan bir mikrofon oradaki gürültüyü makineye taşımakta, ma kine de bu gürültünün haddinden fazla olup olmadığını kaydetmektedir. Viyana zabıtası bu makineden şehrin muhtelif cihetlerindeki polis merkez lerine birer tane koydurmuştur. Belediye, şehrin sıhhatini temin için avucunuzu dolduracak bir kanun, bır nizamname yapmış.. Suyun en bü\ük sıhhat âmili olduğunu bize o öğretiyor. Fakat nedense, bu nizamı en çok bozan da kendisıdir. Bir şehirde su kesilemez.. Kesmek için zarurî bir sebeb varsa, evvelden haber verilir. Ağustosun 12 ve 13 uncü günleri Kadık'jyünde ve bütün Anadolu yakasında sular akmıyor.. Tifolu çocuğun anası Taşde len suyile çocuğuna banyo yapıyor. Elinizi, yüzünüzü yıkamak için su yok tur. Evinizi temizlemek için su yoktur. Yangınınızı söndürmek için su yoktur.. Kendi kendinize soruyorsunuz? Acaba Kerbelâ meydamnda mı yız?.. traniler Kerbelâ şehidlerini anmak için senede bir defa matem töreni ya parlar.Biz de susuzluktan verdığimiz kurbanları, kumpanyanın yüz:jnden çektiklerimizi kutlulamak için bir bayram günü seçsek yerinde olur. samrım. SABİHA ZEKERİYYA Üsküdarda bmbaşı Rüştüye, Yazdığmız mevzuu ben bu süfunlarda müdafaa ettim. Dul kadınlarm maaşlarının kesilmesi korkusile evlenemeEsnaf ve tşçi Birliği bürosu tarafından giydirilen yavrular diklerini, hatta çalışamadıklarını, bu İzmir (Ozel) Esnaf ve Işçıler 3ır zanurat \e gosterdıkleıı sevmc, orada yüzden meydana gelen zararîarı say liği bürosu, kendı üyelermin bakımsız, bulunanların gözlerini yaşartmıştır. dım. Fakat hâdiseleri değıştirmek için yarı çıplak çocuklar için yerinde bir Yavrulara bu münasebetle bırlik sa sadece yazmak kâfi değil. S Z. karar vermiş ve derhal bu kararmı tat lonlarında öğle yemeği verilmiştir. Çocuklar Atatürkü selâmlamışlar, cumhubık için işe başlamıştır. Büro, bu yıl içm 500 yavruyu giydıre riyet marşını söylemişlerdır. Köpek kavgasının sonu Elbise ve ayakkabılar ay sonuıid ka cek, kendilerine elbise, ayakkabı, tam Bursa (Özel) Umidalanı köyün takımlar yaptıracaktır. Bir heyet, es dar bitecektır. Buro. 9 eylul ıhtifalmde bu \ avruları gıydırecek ve büyük bır den Halil oğlu Hasan, ayni köyden Yunaf ve işçi muhitlerini gezerek bunlarkafile halinde ıhtifal alayına iştırak etsuf oğlu Hasanı tabanca ile karnından dan en ziyade yardıma muhtac ailelerın tırecektır. ağır surette yaralamışhr. Vak'a yerine çocuklarmı tesbit etmiş ve hepsini bügiden Müddeiumumî muavini Edıbin Büroda tatbik edilen çalışma sistemı, vaptığı tahkikat sonunda hâdiseye; bu iki ronun Kordondaki binasında toplıyarak herkes tarafından takdirle karşılanmakköylüye aid köpeklerin birbirlerini boğ ölçülerini almıştır. O gün büroda, bu ta ve esnaf, işçi üyeler arasmda büyük zavallı. düşkün yavrularm yaptıkları te bir sevinc uvandırmaktadır. masmın sebeb olduğu anlaşılmıştır. İzmîrde giydirilen yoksul yavrular Türk Yunan tecim andlaşması Atina 13 (Özel) Ekonomi Bakan lığı Türkiye Yunan tecimi andlaşma sının bir ay daha uzatıldığını bir tebliğ ile gazetelere bildirmiştir. Aryanın adı da kanştı. Bir akşam yiyip içip kafayı dumanlıyan iki hovarja, gece saat on bire doğru yanlarındakı kadınlarla beraber Londra oteli kapıcısının şehir kenarındaki küçük evine gitmeği kararlastırırlar. Burası maceralarını gizli tutmak istiyenler için, çok emin bir yerdi ve bundan vaktile birkaç kere istifade etmiş olan bu adamlar, evi çok iyi biHyorlardı. Fakat burasının, yaz başlangıcmdanberi mühendis Mişel Boğdonofa kiralanmış olduğundan haberleri yoKtu. Yazan: Klod Ane " Cumhuriyet „ in edebî romanı: 15 Çevirenler: F. Varal ve F. Osman Doktor Aryana doğru o kadar iğil mişti ki Varvara dostile yeğenıni yanak yanağa vermişler zannetti. Varvara, çok güclükle kendini odasına atabildi ve zili çaldı. Birkaç dakıka sonra bütün ev halkı onun hasta olduğunu duyarak etrafına koşuştu. Ertesi günü Aryanı yanına çağırarak: Fikrimi değiştirdim ,dedi, seni burada alıkoymağa hakkım yok. Hayatını istediğin gibi kullanmalı ve ıstediğin kadar okumalısın. Moskova, Petersburg, Liyej veya dünyanın hangi cehennemindeki üniversiteye gitmek istersen git. Sana yaşıyacağın kadar para vereceğim. Ayda iki yüz ruble ile zengin bir üniversiteli olabilirsin; hem de cici eibiseler, ince çamaşırlar ve Paris kokularile... Lâkin Aryanın verdiği cevab onu şaSirtb. Genc kız: Ayni akşam Aryan, etrafta hiç kimse olmadığına kanaat getirdikten sonta telefonu açn vc verilen numaraya kısa bir pümle söyledi. *** Aradan bir ay geçti. Sıcak ve hrtınah bir yazın ortalarıydı. Dvoran=kayadaki büyük evde bir vak'a patlak verdi. Varıvara Petrovna araba gezintisinden dönmüşrü, evin kapısmı açık buldu ve zili çalmağa lüzum kalmadan îçeri girdi. Hafif, fakat canlı bir yürüyüşü vardı, yemek salonunu hiç kimseye duyurma dan geçti. Aryanın oda kapısı açıktı. ıVarvara odanm dibinde genc kızı göridii. Duvara dayanmıştı. Üstünde beyaz, ince bir rob vardı. Vlâdimir Ivanoviç Aryanın önünde durarak iki elini genc kızın iki tarafından duvara dayamıştı. Böylelikle Aryan onun kollan arasında kalmıştı. Evet, doğru, dıyordu, üniversiteye gideceğim, buna çoJctan karar verdim. Fakat paraya ihtiyacım yok... Teşekkür ederım... Ben onun icabına baktım. Hürriyetimi kaybetmek istemiyorum ve daima hür kalacağım. Varvara yeğenini söyletmeğe uğraştı, muvaffak olamadı. Merakı çok ziyadeydi; genc kızdan birşey öğrenememesi onu daha meraklandırdı. Aryan hiç izahat vermeden çıkıp gitti. Yalnız kalınca Varvarayı düşünceler sardı. Daha dün gibi, doğduğunu bildiği ve üç senedenberi yanında otuıttuğu yeğenine dair meğer hiçbir şey bilmiyordu. Aklı buna erince vaziyet hoşuna gitmedi. Kolayca ele geçer sanılan bu genc kızda Varvaranın sırrına eremed'ği karanlık bir varlık, bir mahiyet vardı. Aryan üzerinde hiçbir etkisi (tesiri) olmadığını da ilk defa olarak aniadı. Yeğeninin şahsiyetini kavrıyamamışti. Aryan kimdi? Meçhul... Varvaranın zihni o kadar karısmıstı ki Aryanın söyledıklerini ve endiselerini Vlâdimir İvanoviçe anlatmaktan kendini alamadı. Vladımır de onun bu duygu lanna ortak oldu. Ikisinin de boğazını sıkan o heyecan içinde, Vlâdimir, Ar yanı çılgınca sevdiğini metres;nden saklıyamadı. Sahne çok garib ve çok dokunaklı oldu. îki âşık gözyaşlarını birbirlerininkine kattılar. Çoktanberi bu kadar derın bir samimiyet saati yaşıyamamışlardı. Yaz ortalarına doğru, şehirde, Aryan Nıkolaevna hakkında fena dfdikodular dolasmağa başladı. Londra o'elıne sık sık gidenler, onu iki gece otel koridorlarından geçerken gördüklerini söylüyorlardı. Bunlardan biri; genc kızın geceyan sından sonra, otelde «şampany? içilen» bir odaya girerken, diğer biri de yalnız olarak otelin büyük merdiveninden inerken gördüğünü anlatıyordu. Artık çenesi düsüklerin bunları nasıl süsliye süsliye tekrarladıklarını varın siz tasavvur edin! Muhakkak ki Aryan Nikolaevna, bu bosboğazların, dostları olduğunu söyle dikleri ilk genc kız değildi; fakat, ahlâkm çok sıkı olmadığı bu şehirde bile, insanın, haddıni aşmaması lâzımdır. Bir genc kızın bir flörtü bulunmaiina ve hatta, bunda bıraz da ileri gitmiş olmısına, herhalde, şaşacak bir Rus buiunmaz! Bunlara kolayca bir kulp takılır, buna şaştıklarını söyliyenler ahmaklardır. Fa kat eğlenceler... Londra otelinde akşam yemekleri... ve halkın ağzma düşmek... Işte skandal buradan başlar. Bu dedikodular karşısında Aryan Nikolaevnaya kimse acımadı. Zaten genc kızlarla kadmlar onu hiç sevnıiyorlardı. Aryanı yalnız erkekler beğeniyorlardı. Ona yaklaşan adamların hemen hepsi genc kıza âşık oluyordu. İşin bir garib tarafı da Aryanın kendısini kadınlara sevdirmeğe aldırış etmemiş olmsıydı. Onun, kendisini beğenir, herkesle alay eder bir hali vardı, kadınlann Aryandan nefret etmesi de bundan ileri geliyordu. Birbirlerine en ziyade bağlı kan kocayı, en mes'ud çiftleri ayırmak Aryanın pek hoşuna gidiyordu. O yaz, sankı benliğine şeytan girmişti. Şundan bundan öc almak ister gibi neden? Böyle yaptığı bilin miyordu erkeklerin, bilhassa rabıtaları çok tanınmış olanların aklını çeliyordu. Bu adamlara ne verdiğini hiç kimse bilmiyordu. Fakat işin mahiyeti ne olursa olsun onun hakkında çok fena seyler düşünülüyor, hele onun birçok dostu olduğu söylendıği için, bu hususta hiç müsamaha edılmıyordu. İki sarhoş araba ile oraya gidip kapıyı çaldılar, kimse cevab vermeyince fena halde kızan sarhoşlar kapıyı tekme lemeğe başladılar. Nihayet kapıyı ihti yar bir hizmetçi açarak evi Boğdanofun kiralamış olduğunu ve mesele çıkarma dan gitmeleri lâzım geldiğini söyledi. Fakat sarhoşları ikna edemedı. Gelen ler, mutlaka içeri girip içki içmeğe ka rar vermiş olduklanndan onun söyledik lerine kulak bile asmamışlard'. İhtiyar hizmetçi bağırmağa, sarhoşlar onu ite rek merdıvenletden çıkmağa başladılar. Koridorda karşılarına, elinde bir bas « Aksi gıbi günün birınde, herkesin gör tonla Mişel Boğdanof çıktı. (Arkan var) düğü bir skandal daha patldı ve buna