8 Temmuz 1935 CUMHUR1TET Atlılanmızın dönüşünden görünüfler Borsa hareketleri Beykoz deri ve kundura Hafta içinde neler oldu? "Avtupada y&zömüzâ ağartan değerlt atltlartmtz: Soldan eu£a Coğra blrind mülâztm Cevad GSrkan, birinci mulâzun Eyüb öncü, Suvari Binicilik Okul Direktörü ekib kumandanı miralay Cevdet Bilgişin, tüvari müfettişi GeGeçen ayırı 26 sında Pariste, Fransa neral Münel, Okul lkinci Direktörü erkâniharb kaymakamı Saim, yuzbaşı Cevad Kttla, birinci Cumhur reisi tarafından tecim arsıuiumülâzim Saim Polaikan sal odalarınm sekizinci kongresi açıldı. Kongrede dünyanm dört bucağından gelen kırk kadar milletin bine yakın dılgeleri hazır bulundular. fabrikasında bir saat İstanbul Borsasınîn 7 günlük durumu Beykoz, şarkm en eski ve Balkanların en büyük deri ve kundura fabrikasıdır Fransız dilgesi açılış söylevinde, acunun ekonomık vaziyetini çözeleyerek (tahlil ederek) bunun iki sene evveli sine nazaran daha berbad bir halde olidugunu ve işin en fenası, genel durumda hiçbir yeğrım (ıslah) alâimi henüz belirmedığıni anlattıktan sonra, iş adamlarının, ister alışverişte olsun, ister ı tıhsal ve tevzi veya alacaklarını tahİ '1 sırasmda olsun, yani faaliyetlerinin er adımında, hükumetlerin müdahaI ?lerine maruz kaldıkça, teşebbüs fıkri| nn uyanamıyacağını söyledi. İş adamîrınm tecimin normal tehlikelerindcn ımdiye kadar hiç kaçınmadıklarını, ( albuki kendilerini korkutan seyin bu 'eğil, asıl şu birkaç sene zarfında sun'î urette kendilerine çıkarılan zorluklar lduğumr anlattı. Ve arsıulusal tecim dalarının ödevi (vazifesi) bu zorluk lan bütün dünyaya ilân eder*>k ilensi SirJzecl gannda değerlt atlJarımız halkın omuzlart üstünde için takib edilecek yolu göstermek olduğunu ilâve etti.. Sonra sözü tekrar iki sene evvelki duruma getirerek dcdi ki: < Eğer o vakit tekliflerimiz kabul edilmiş olsaydı herkesin geçinme yolunu kolaylaştıracak arsıulusal daha iyi bir iş bölümü husul bulmuş olacak, daha sağlam paralar tedavül edecek, eşya fiatleri daha az çalkantıya maruz kalacak ve sonucda (netice) itimad yeniden doğmuş olacaktı, halbuki, ne gördük? Tecim daha sıkı bağlarla bağlandı, paralarda daha büyük bir kararsızlık göruldii, bir yerden dığer yere para nakli güçleştirildi ve şımdiye kadar hiç işi tılmemiş bir itımatsızlık baş gösterdi.» Ingiliz dilgesi Dr. Gregory, herkesin dikkat nazarını çeken söylevinde. umudun hılâfma olarak Ingilterenin tuttuğu para siyasası aleyhinde bulundu ve guya kambıyo fıatlerini idare maksadıle Gazetemiz tarafından kahraman «ubazı memleketlerde teşkil olunan baylanmıza armağan edilen kupa (fonds de regularısation) ları tenkıd e(Kupanın üstündeki plâkada «CumTıu Kahraman eüvarilerlmlz ve onlan içten gelen coşhun törenle harşılv I derek bunları mevcud zorlukları çoğalriyet, değerli atlılanmızın utkusunv, yan binlerce geyicci hep bir ağızdan Jstiklâl marstmızı söylüyorlar I tan yeni bırer teşevvüş unsuru olarak kutlular.» yazilıdır.\ ~ * ~ tavsif etti. I Buna mukabil diğer îngiliz dilgesi Lord Pavenham, Îngiliz sıyasasma taraftar göründü. cParayı istıkrar ettirmekteki zorluklar, onu arzu etmemekliğimizden değil, fakat başlıbaşına bir fayda temin edeceğinden şuphe etmekliğimizden ileri geliyor» dedı. Ondan sonra Alman dilgesi fiat meselelerini tetkık etti. Amerika Birleşik hükumetlcri dil gesi arsıulusal tecimin maruz kaldığı müşkülâttan bahsetti; Lehistan dilgesi kambiyo tahdidatının yavaş yavaş kaldırılması luzumunu ileri sürdu, hulâsa her dUge müşterek gaye etrafında herTren Sîrkecide dururken ARilarımızeı trende «Comftafryer» ın suaiıerıne kesle müttefik görünmekle beraber kencevab veriyorl di ulusal arzularını saklıyamadı. Bundan dört sene evvel de devletlerin resmen iştirakile Londrada, sonra Stresada, daha sonra Geneverîe buna benzer ekonomik konferanslar toplanmış ve sonuç ta güzel umud ve temennilerle dağılmıştı. Şimdıkı kongrenin de amelî bir fayda temin etmiyeceği hemen hemen kat'iyetle söylenebilir. Yalnız bu gıbi toplantılarm manevî bir iyilişı dokunduğu inkâr olunamaz. O da halkı bir müddet daha oyalamak, yani uytıştu nıcu maddeler rolünü oynamaktır. Sttmer Bank Beykoz deri ve hundura dtşarıdan genel görünüşü Arnavud kaldırımlarınm üstünde seke seke ilerliyen araba, çayırın toprak yoluna gelince, asfalt bir yolda kayan en lüks bir otombile benzedi. Ne din gillerinin titreyişi, ne de tekerleklerinin sıçrayışı hissediliyor. Sağda eski bir çeşmenin önünde küçük çocuklar biraz serinlemek için başlarını, yüzlerıni, kollarını yıkıyorlar. Solda kaz sürüleri koşuşuyor. İleride İstanbulun en ihtivar ağacları. Evet İstanbul ağaclarının Zaro ağaları kocaman gövdelerini hâlâ dımdık tutuyorlar ve hâlâ yeşil ve taze yapraklarımn serin gölgesini yollarm üstüne serpiyorlar... Sağda kahveler var... Ve denize doğnı akan bir suyun yanında iki genc kadın çımenlere uzanmışlar. Biraz daha ileride deniz; çocuğunu uyandırmaktan çekinen, fakat muhabbetini yenemiyen bir ana şefkati ile kıyıları dövüyor. Dünyanın en romantik bir tahta köprüsünün başındayım. Ve arkamı dönüp biraz geride kal^n Beykoz kasrı korusunun yosun ve sarmaşıklarla örtülü duvarlanna, ihtiyar ağach bu gezinti yerine, denize ve sonra önümdeki tahta köprüye bakıyorum. Geldik... Ya!... Peki fabrika nerede? İşte'.. Fabrika mı?.. SoMİacak şey, dünyanın en mukervu>v4 sayfiyesi ancak buraya kurulabıhr... Ak sakallı bir kapıcının bekledıği bir köprüden geçiyorum.. Biraz sonra ince demiryollar üzerinde demir arabaların dolaştığı yollardayım. Ve kulaklarım bırdenbıre makınelerin yeknasak, ve eğemen (hâkim) seslerile doluyor... Sağdaki bınanın açık pencelerinden içeri baktığım zaman kolları savüı, saçlan dağınık gürbüz delikanlılarm birer kurma bebek gibi mütemadiyen ritmık hareketler yaptığını görüyorum. *** Sümer Bankın Beykoz deri ve kun dura fabrıkasmdayım. Bu fabnkaya Türkiyenin, belki şarkm en eski fabri kası denilse doğrudur. Çok eski bir zamanda Hamza Bey isminde bir zat burada bir un değirmeni, bir de debağhane açmış. Un değirmeninin yerinde yeller esiyor amma!.. Her halde karşıda gördüğüm şu aşı boyalı bina o devirden kalma olacak... 1816 senesi burasının fabrika olarak kurulduğu tarihtir. O senede hükumet burasını satm almış... Etrafıma bakındıkoa görüyorum 3d çok modern binaların arasında cskiler de var... Bu fabrika meşrutiyete kadar hükumet tarafından çalıştırılmış, fakat fabrikanın asıl ilk inkişafı meşrutiyetten sonra başlamış. Meselâ o devre kadar asker avakka fabrikanmn I bıları dışarıdan gelirmiş. Halbuki fabrikaya bazı parçalar ilâve edilerek burasını süel imalâta mahsus bir şekle koymuşlar... Ve ordu ihtiyacınm mü him bir kısmını buradan temine baş lamış, fakat asıl hakıki genişleme ve hakikî büyüme 1925 ten sonradır. Çünkü fabrika o senede Sanayi ve Maadin Bankasına devredılmişti. O zaman banka, zannederim, beş yüz yetmiş şu kadar bin liralık bir kıymet olarak devraldığı fabrikaya yedi yüz yetmiş beş bin lira kadar bir sermaye daha koyarak burasını ıslah ve tevsi etmiştir. Ve o gündenberi daima daha genişlediğini, daha ıslah edildiğini duyduğu • muz bu kocaman fabnkanm içindeyim. *** Kocaman fabrika diyerek mübalâğa etmiyorum. Boğazın mavi sularına ba • kan odasırr' bir an penceresinden bu mavı sulara bakamıvacak kadar hummalı bir faaliyet içerisinde çalışan ticaret şefi Fahri, işinin arasında beni büyük bir nezaketle karşıladı ve fab rikanm faalıyeti ve mesaisi hakkmda ' uzun, uzun malumat verdi. Fabrikanın evvelâ deri kısmı vardır. Gerek memleket dahilinden. gerek haricden satın aldığımız derilerı buralarda muhtelif şekıllerde işleriz. Bu muhtelif şekiller nedir? Meselâ bir ayakkabı için lâzım gelen bütün derılerden sonra podüsüet eldıven yapılacak deriler, sonra sarraciye derileri, bunlar ayrı ayrı işlenirler. En çok yaptığımız deri kundura derisidir. Burada yalnız ayakkabı için senede asgarî iki yüz bin deri işlenir. Elli bin de kuzu derisi... İşlenen derilerin hepsini burada mı kullanırsınız? Hayır bir kısmını piyasaya satarız. Bir kısmını doğrudan doğruya fabrikada kullanırız. Fabrikada kullanılan deri en fazla ayakkabı derisidir. Çünkü bizim burada bir de ayakkabı fabrikamız vardır. Bu kısım da ikiye ayrılırt Asker kundura fabrıkası, sivıl kundura fabrikası. Asker kundurası kısmı daha geniştir. Ordunun butün ıhtiyaclannı bız yaparız ve istersek bir ekiple günde dört bm çift kundura çıkarabılırız. Şim*. [ dıki halde ne kadar imal ettiğimizi söyliyemem. Çunku bu ordunun ihtiyacın» göre değışmektedır. Sıvil kundura kısmının tesisatı, senede yüz yirmi bin çift kundura üstüne kurulmuştur. Fakat ufak tadilâtla arzu ettiğimız zaman iki yüz bin çifte çıka» rabiliriz. Şımdi imalâtımız seksen bin raddesine yakındır. Tam randımanı he* nüz tutamadık. Fakat senede imalâtımız vasatî olarak yirmi, yirmi beş artmaktadır. Neden tamam randımanı bulamı yorsunuz? Bunun sebebi halkm henüz makine kunduralarının meziyetini anlamamış olmasıdır. Fakat halk tecrübelerle bunu anlamağa başlamıştır. Makine, de] riyi otomatikman gerdiği ve esneyince müsamaha etmediği ve parçaladığı için makinede fena deri kullanmak imkânı yoktur. Bunun için fabrikamızın ayakj kabıları pek sağlamdır. Makine çürük malzeme kabul etmez. Bir ayakkabınm yüzü biraz hafıf olursa makıneye gi İ rerken parçalanır. Kosele ikinci nevi,' yahud hafıf bir kösele olursa gene ma a kine dıkerken keser, iplık çürük olursa koparır. Suvarılerimizin dtlart Kbprü üstünden geçirilirken Sirkeci gannda Talebe Birliği Başkanı söyleü verirken Bir aile geçimsizliğinin sonu Tire (Özel) Burada Boynuyolu köyünden Emir Ali, Hatice namında genc bir kızı sevmiş ve onunla evlenmişlir. Fakat biraz sonra kızı arasıra şehre götürmeğe, içki masalarına taşımağa başlamıştır. Haticenin kardeşi Halil, bundan müteessir olmuş, eniştesine yalvarmış ve dinletemeyince kızkardeşini yanma al mıştır. İki taraf ta neticede hakyerıne düşmüşlerdir. Birkaç gün evvel her iki genc, muhakeme için Tireye gelirlerken şehir civannda kavgaya tutuşmuşlar, Halil hançerini çekerek eniştesini yedi yerinden vurmuştur. Yaralı hastanede ölmüştiir. Katil kaçmış, fakat yakalanmışür. Markın durumu Berlin 7 (Telsizle) Markın kıy metten dıişürüleceğine dair bazı yabancı Paris 7 (A.A.) M. Franklin Bougazetelerde çıkan haberler resmen tekzib illon tarafından kurulan yeni parlamenlo edilmektedir. grupu, «îç ve dış barış işlerinde genclik Uzakdoğuda durum iyi değil faaliyetine taraftar cumhuriyetçi cephe» adını almıştır. Londra 7 (Telsizle) Uzakşarktan Grupun başlıca kaygusu, ülkeyi ihti gelen haberlere göre, 2000 Çin asisi Pelâle sürüklemek tehlıkesi altında bulun kinin 30 kilometro uzağında toplanmış duran sebebleri ortadan kaldırmaktır. tır. Bu haber Japonları büyük bir en Yakında bir beyanname neşredecek odişeye düşürmüştür. Ahalinin asilerle birleşmekte olduğu da haber verilmektedir. lan grpup eylulde bir propaganda toplanPekinin cenubunda da külliyetli Çin tısı yapacak ve bütün illerde faaliyet gösasilerinin tahşidat yapmakta olduğu bildi terecek ve parlamento dışında gruplar KUrilmektedir. racaktır. , Fransada yeni bir siyasal grup kuruldu Mevduatı koruma kanunu mucıbince bankalarm kasalarmda muayyen nıs bette nakid veya devlet eshamı saklamak mecburiyetinde oldukları malumdur. Bu eshamın istenildiği takdırde Merkez Bankasına depozito edılerek mukabilinde avans alınabilmesi temin edildiği hakkında hafta zarfında çıkan bir havadis piyasamızda çok iyi bir tesir bırakmışsa da Avrupa ve bilhassa Paris borsasınîn meşkuk vazıyeti ışlerin inkişafına mâni olmuş ve bütün fondolarımız geçen haftaki düşük fıatlerini muhafaza etmişlerdir. ANADOLU GRUPU olarak kapandı. BANKALAR Merkez Bankası 58 lira fiati mu hafaza etmektedir. İş Bankaları da keza 9,50 (nama) ve 9,70 (hâmiline) lirada sabittirler. TECİM ve ENDÜSTRİ ŞİRKETLERİ Hareket yoktur. Yalnız Aslan Çı mento üzerıne bir parça muamele ol muş ve fiat geçen haftakinden beş kuruş fazlasile 10,15 lirada kalmıştır. BORSA HARİCÎ MUAMELÂT Mısır Kredı Fonsiye tahvıllerinde cüz'î mıktarda gerilemeler vardır. Son Fabrikada ne kadar ameleniz var»; fiatler şunlardır: dır? 1886 tertibi 124.50 lira Yalnız bu grupa dahil kâğıdlarda Bin iki yüz elli amele.. 1903 » 84,50 » cüz'î bir miktar tereffü vardır; cumar Kadın amele? 1911 » 81 tesi günü: Yetmiş bir kadar bir şey.. Altın ve gümüş mecidıye 941 ve 59 Tahvıller 44,35 lira *** kuruşta geçen haftaki fiatlerini muHisse senedlerl 25,75 » İmalât ambarlarında, birbirinden gü» •*• Mumessıl senedler 45,20 (kuponsuz) hafaza etmektedırler. (Lutfen aahifeyi çeviriniz) istanbul Borsasında durum