' Cumhuriyet = 14 Nİsan Jürklerle Süngü Süngüye No. 153 A. DAVER Çanakkalede Bugünkü maç Viyanahîarın karşısına Güneş îstanbulspor muhteliti cıkacak Şehrimizde bulunan Viyanah Libertas takımı bugün saat beşte Taksim stadyomunda Güneş takımile ikinci maçı yapacaktır. Viyanah oyuncular, ilk maçta Galatasarayla berabere kaldıktan sonra, yol yorgunluğunu ileri sürerek iyi oynı yamadıklarım iddia etmisler, mü teakıb maçlarda hakikî kabiliyetlerini göstereceklerini söylemişler dir. Bu iddiaya bir dereceye kadar hak vermek lâzımdır. Bunun için bugünkü macın, cuma günkü maç gibi golsüz olmıyacağı beklenebilir. Güneş takımının da bugün îs tanbulspordan bir iki oyuncu alarak Güneş tstanbulspor muhteliti şeklinde çıkacaçı söyleniyor. Güneş takımının şu şekilde çıkması muh • temeldir: Corcoviç Asım, Faruk Nejad, Hasan, Enver Rebii, Bam bino, Rasih, Salâhattin, Celâl Şefik. Bu takım bu şekilde çıkarsa Galatasarayın cuma günkü takımına nazaran çok kuvvetlidir. Bilhassa muhacîmler, gol yapabilecek evsafı haizdirler. Bilhassa Kurtuluştan Bambino çok iyi bir muhacimdir. Maçm neticesini tabiî şimdiden kestirmek kabil değildir. önümüzdeki cuma günü Fenerbahçenin Libertasla yapacağı ma • çın da Taksim stadyomunda oynanacağı hakkında bir şayia vardır. Dost Sovyet artistleri Çîktısad haberierf) Deri ayakkabıcılar diin Istanbula geldiler Lâ«tik aleyhîne tekrar Heyet çok samimî karşılandı. San'atkârlar 1 akşam Ankaraya hareket ettiler \Baş taratt btnnrt sahifede\ kevi t3rafından Güneş Kulübünde san'atkârlar şerefine bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette Belediye başkan muavini Hâmid, Konservatuar Müdürü Ziya, Halkevi Başkanı Ref'i B?yar, Cemal Re*id, Sovyet General konsolosu M. Areçnîkof hazır buhmmuşlardır. Ziyafet sonunda Türk Sovyet dostluğu hakkrad'a hararetli nutuklar söylenmiştir. Sovyet ar tistlerî dün akşamki ekspresle Ankaraya gitmişlerdir. Verilecek temsillerin. programı An karada tesbit edilecektir. tstanbul Sovyet Konsoloshane sinde ve Dolmabahçe sarayında iki hususî temsil verilecektir. 4 Kıymetli Tüık artistleri, Halkevi ve resmî makamat tarafından bize karşı gösterilen samimî hüsnü kabul, by mazhariyete yalnız dost Türkiyede nail olabileceğimizi biz* göstecdi. Muhterem gazeteniz vasitasile Vali Muhittine, resmî makamata, Halkevine ve Türk artistlerine de rin teşekkürlerimizi bildirmenizi bilhassa rica ederim. Temsillecimizin programı Anka rada tesbit edilecefi için bu hususta şimdilik size malumat verebilecek va7İyette değilim.» öğrendiğimize göre kemancı Davit Goystral salı günü Istanbula gelerek, arkadaslarile birlesmek üzere avni günün akşamı Ankaraya gi • decektir. Iki taraftan atılan tenvir fişekleri gecici ışıklarile muharebe meydanının oanaromasını aydmlatıyor! faaliyet, bugün sabahleyin saat Bu suretle, 6 ağustos günü kat'î 9,40 ta tekrar başladı. Bugün yalneticeli bir gün olacakken, tngiliz kıt'aları ileriye doğru bir adım binız İngilizlerin cephesi değil, bi le atmadan koca gün beyhude gezim cephemiz de alevlenmiş ve çip sidiyor. Bu hareketsîzlik, her muharebe Boğaza kadar dayan teşebbüs için, hassaten bir baskın mıstı. için pek uğurauz olmuştur. İngiliz monitörleri Alçıtepeyi ve Yarımadanın ucunda, bizim kareteklerini bombardıman ediyorlarşımızdaki Türk ordusunu (yani dı. Muharebe, öğleden sonra da cenup grupunu) tevkif etmek ve bütün şiddetile devam etti. Fakat bu ordudan Suvla mıntakası için akşamüstü, Ingilizler, Türklerin kuvvet ayrılmasına mâni olmak işiddetli bir mukabil hücumuna uğçin, saat 1 3 te, Seddilbahir mınta radılar ve bir gün evvel 10 uncu kasmdaki tngiliz kıtaatı, umumî fırka cephe fırkasında, Kirte derebir taarruz yapıyorlar. Fransız sile Kanhdere arasında, zaptettikmıntakası, bu ileri hareketine mihleri iki siperi kaybettiler. ver vazifesini görecekti. Biz de, Kerevizderede bir siper Saroz körfezinde dolaşan İngi parçasını Türklere kaptırdık. Bu liz monitörleri, Türk hatlarını a rasmı geri almak için üstüste üç gır mermilerle durmadan ıslatı mukabil hücum yaptık. Bu mu yorlar. Zığındere ile Kirtederesi kabil hücumlar, son derece kanlı arasındaki Türk siperleri ve tahkioldu. matı tahrib edilmişti. Fırttna ve sinekler Saat 1 5 te, topçu ateşi bütün cepSabahleyin açık ve güzel olan heye sirayet etti. Kirte mmtakası, hava, öğleden sonra kapandı. Şidbir demir ve ateş yağmuru altına detli bir şimal rüzgân çıkarak sert a''ndı. Çünkü, müttefiklerimiz Insağnaklarla yarımadayı silip sü gilizlerin asıl gayreti, bu mıntakapürdü. Daha doğrusu toz toprak ya müteveccihtL Filvaki, biraz içinde bıraktı. Kalın toz bulutları sonra, topçu ateşi ileri doğru uzakasırga gibi geçiyor ve havayı tetılıyor. Ingilizler, »ığınaklanndan neffüs edilmez bir hale getiriyorfırlıyorlar. Süngü takmıç olan lndu. giliz askerleri iki Türk siperini Bu müthiş fırtınadan o mel'un zaptediyor ve 10 uncu Türk fır ve müthiş sinekler bile yılarak kakasını geriye sürüyorlar. Bu Türk çacak yer arıyorlardı. Hepsi bir fırkası evvelâ çekiliyor, fakat aonden sığınaklara, siperlere, bütün ra mukabil taarruza geçiyor. Piyade faaliyeti, bütün gün ve kapalı yerlere doldular, yapışkan ve kımıldıyan kütlelerile konacak bütün^gece devam etti. Tüfekler çatırdıyor, iki taraftan atılan ten ne varsa hepsinin üstüne yapıştı vir fişekleri, geçici ışıklarile mu lar. Havayı sarsan her top patladıkharebe meydanının panoramasını ça bu sinek ordulan kondukları aydınlatıyorlar. yerlerden ve eşyadan bir bulut giAsker var, kumandan yok! bi kalkıyor, sonra gene konuyor, 7 ağustos cumartesi Bek tekrar cehennemî bir savletle yer»Iemedikleri Suvla baskınile önlerinden fırlayıp dolaşıyorlar, sonce gafil avlanmış olan Türkler çara tekrar konuyorlardı.* " " *"** : " bucak kendilerîni topladılar. Muva8 ağustos, pazar Söylendiği sala hatlannın maruz bulunduğu tehlikeyi görerek kendilerini teh ne göre, Başkumandan General San Hamiltonun muhribi, Imroz adid eden felâketi atlatmak üzere, dasında Kefalo burnundaki mev şimdi büyük bir gayret sarfedi kiinden kalkarak Suvla körfezine yorlar. Bizim cephemizi biraz bodoğru gitmiş. Anlaşılan Suvlada şaltarak elde ettikleri kıtaatı yeni işler hiç te yolunda gitmiyor. tehlikenin geldiği geriye doğru gönderdilej. Suvla taarruzu gibi geniş ve ÇaHalbuki bu esnada Suvlada munakkalenin talih ve akıbetini tayin harebe henüz başlamamıştı. Ka edecek ehemmiyette bir hareketin raya asker ve malzeme çıkarılmış, idaresi için, Başkumandanın, daha fakat bunlan kullanacak bir teş ilk andan itibaren, bizzat muha kilâtçı yollamak unutulmuştu. Bürebe sahasında bulunması lâzım yük kumandanlar, gemilerde kal gelmez miydi? mışlar ve maiyet kumandanlan, Yanmadanın merkezinde muhainanılmıyacak bir karışıklık için rebe olmuyorsa bile ucunda, yani de, Suvla koyu kumluklarında Seddilbahir mıntakasında, müca birbirlerile münakaşaya tutuşmuşdele bir an bile durmuyordu. Franlardı. sız kolordusu, şiddetle hücum e Bu suretle Çanakkale seferinin derek zaptettiği araziye yapışıyor en iyi dü.şünülmüş bir hareketi, li ve sıcağa, yorgunluğa, susuzluğa yakatsiz generallar yüzünden elim rağmen mevkiini muhafaza edi bir surette akim kalmak üzere buyordu. (Su gayet kıt olarak dağı lunuyordu. tılıyordu.) Maamafih akşamüstü, Bizim mıntakamızda, Türkleri her iki taraftan da ateşin şiddeti tesbit etmek için bir gün evvel yaazaldı. pılması emredilmiş olan şiddetli \Arkast var] Hulul etmek = Girmek, geçmek, yanaşmak Örnek: Mevsimi şita hulul etmiştl ^ Kış girmi$ti. Zenginlere hulul etmesini bilen bir adam =r Zenginlere ya naşmasvnı btten bir adam. Hulus = 1 Yaranma, 2 • (Bah: Samimiyet) Örnek: Ona arzı hulus etmek istemedi = Ona yaranma göstermek istemedi. Huluskârhk = Yaranmahk Örnek: Huluskârliktan hiç te hoşlanmaz =: Yaranmaliktan hiç te hoslanmaz. Humma = Sıtma, nöbet, ateş = (Fr.) Fievre Hunnak = Boğaz Hunia = Kanlı Örnek: Hunin bir ddal = Kanıı tnr Kavga. Hunriz = Kan dökücü Örnek: hunriz bir adamdı =. kandökücü bir adam. dı. Hurafe = Samka, urasa Örnek: Türk çocuğu hurafeye kulak asmaz m Türk çocuğu sanikaya iurasaya) kulak asmaz. Hurde = Kırıntı, lcüçikek, ufak, ufarak Örnek: Hurda demir parçalan s= Kırıntı demir parçalan. En hurde mana tarklanm büe sezdi = En ufak anlam ayvctımlannt bile sezdi. Hurdehâş olmak = Paramparça olmak, kırıhp dö külmek Örnek: Pencereden düserek kafatast hurdehas. oldu ^ Pencereden düşerek kafatast paramparça oldu. Esya yoîâa hurdehaş olmus = Eşya yolda tnruıp dökülmüş. Hurdehâş etmek = Kırıp dökmek Örnek: Otomobil bir mraoaya çarparak her tvafını hurdehâş ('*i •= Otomobil bir arabaya çarparak her yantnı kırıp döktü. Hurdevat = Kınk dölriilc, öteb«ri harekete geçtiler Deri ve lâstik ay?kkabı rekabeti iki taraf arasında devam etmektedir. Ham kauçuktan alınan 100 ve mamul lâstik ayakkabıdan alınan 150 kuruş resmin, her ikisinin istihlâk ver gisi oiması ve bir maddeden iki defa istihlâk resmi ahnmaması için ilk alınan 100 kuruşun usulü dairesinde tenzüi icab ettiği hakkında gelen e • mir üzerine deri ayakk?bıc.Iar yeniden faaliyete geçmişler ve alâkadar ma kam'ara müracatte bu!unmuşlpdır. Lâstikçiler, ayakkabıdlann kullan dıklan mevaddı iptidaiyenin yüzde seksenini haricden getirdiklerîni buna mukabil kendüerinrn haricden aldık lan iptidaî madde miktannm yüzde on beşi bile bulmadığım iddia etmektedirler. Bu meseleler hakkında bir mu h~rririmize tanınmış bir ayakkabıcı demîştir ki: « Haricden gelen iptidaîî mad • delere çok muhtacız. Yalnız ayak • kabıcılık ve dericilik himaye edildikçe bu miktar çok pzalacaktır. Aksi halde çoğalacaktır. Bu yüzden memîe kette deri veren hayvan nesilleri ıslah edilemiyecek ve bu is büsbütün ö'üp gidecektir. Bu münasebetle bizim is • teklerimiz yalnız bizim değil bütün b'y« van yetiştiren müstahsilin ve köylünün M. Arkanofun sözleri Heyet başkanı Arkanof, Sovyet konsoloshanesinde bir muharriri • mizi kabul ederek ;unları söyle mistir: « Türkiyeyi ziyaretimizin başhca dört maksadı vardır. 1 Sovyet san'atini komşu ve dost Türkiyede göstermektir. Bu nun içindir ki grupumuz en iyi artistlerimizden tesekkül etmiştir. 2 Dost Türk ulusunun musiki sahasında yapmakta olduğu musiki inkılâbına yardım etmek, 3 Sovyet san'atinin tam mü messili olarak buraya geldiğimiz den dolayı hepimiz son derece memnunuz. Rusyada musikinin inkişafı Rusyada musiki hareketile bera ber musiki aletleri imalâtı da art maktadır. 1935 te Sovyet Birliğinde piyano 40,000, keman yayı 32,000, gitara, mandolin 2,000,000, balalayka, armonik 32f)00, nefe» müzik 200,000 aletleri yapılacaktır. Halbuki eski Rusyada keman hemen hemen hiç yapılmıyordu. Di • ğer aletlerden de meselâ 1914 te gitara, mandolin ve balalayka yalnız 400,000, nefes musiki aletleri 4,900, piyano ise 10,000 tane ya • p<İTn«h. Esnaf bürosundaki yo'suz'uk Birleşik esnaf cemiyetleri müş terek bürosunda bazı yolsuzluklar olduğunu yazmıştık. Bu cnesele hakkında cemiyet u • mumî kâtibi Galib Bahtiyar dün kendisile görüşen bir muharririmize demistir ki: « Mesele, esnaf cemiyetleri arasında hesab katişıklığı ve yeri ne sarfedilmemiş olan hususî sar fiyattan ibarettir. Yeni intihab edilen idare heyeti geçen senelerin işin içyüzünü meydana çıkaracak • hesab tasfiyesile de meçgul olarak işin iç yüzünü meydana çıkaracak tır. Maamafih şimdiden buna suiistimal çeşnisi vermek doğru de • ğildir.> Birleşik esnaf cemiyetleri yeni îdare heyeti dün öğleden sonra da biı toplantı yaparak aralarmdan bir reis, rets vekili, umumî kâtib seç • mi«lerdir. Yapılan seçim neticesinde Zıya Kılıcoğlu başkanlığa, Halid Ali reis vekilliğine, Perhan umumî kâ tibliğe ve Celâl da muiakıbliğe seçilmişlerdir. Olimpiyakos takımı geliyor Yunanistanın en kuvvetli futbol takımlarından biri olan Olimpiya • kes, Galatasaray ve Beşiktaş ku lübleri tarafından şehrimize davet edilmiştir. Bu takımın 3 ve 5 mayıs tarihlerinde Beşiktaş ve Galatasa rayla iki maç yapacağı haber ve • rilmektedir. VEFAT İbnül Emin Mahmud Kemal ve Selimin validelerî vefat etmiştir. Bugün (pazar) saat 11,30 da Mercandaki evinden kaldırılıp Beyazıd camisinde öğle namazı kılındıktan sonra Merkezefendi kabıristanına defnedilecektîr. VEFAT Senelerdenberi çaliştığı muhtelif vazifelerde muvaffakiyet gösteren, bli • kamet ve dürüstliğile âmirlerinin te • veccühünü ve memurlarinin hürmeti • ni kazan&n Beyoğlu zabıtai belediye başmemuru Bay Muhlis; Fransiz hastanesmde barsaklarından yaptirdığı ameliyat neticesinde rahmeti rahm&na kavuşmuş, Sariyer camisinde namazı kılındıktan sonra Anadolukavağinda • ki aile kabristanma merasim!e defno • lunmuştur. Kederdide aüesine beyani taziyet eder ve sabırlar dileriz. L L m Mübadele edilecek köylüler Korfallı Bulgarlarile Bulgaris . tanın Köyören Türklerinin tnüba delesi yarın yapılacaktır. Bu sevk işine nezaret etmek üzere bugün sehrimizden Korfallıya memurlar gönderilecektir. Bulgarlar mahal • linden trene bineceklerdir. Ayni zamanda Köyören Türkleri de memleketimize hareket edeceklerdir. MEVLİD General Kemalettin Saminin ru • huna ithaf edilmek üzere nisanın on beşinci pazartesi günü Eyüb cam:i şerifinde öğle namazından sonra mevlidi şerif kıraat edilecektir. VEFAT Yugoslavyanın (eski Kosova vilâyetimizin) Köprüiü kazasın dan Selim Divane Kadiri dergâhı «eyhi, şeyhlerin reisi ve avukat Haydar Medih ile Dr. Cudi nin babası «eyh Mustafanın 28 mart perşembe günü vefat eyle diği haber alınmıçtır. Kendisi Istanbulda zamanı * nin en yüksek tahsilini görmüş, İstibdadın son senelerinde, vak • tile Mısırda Kanunuesasi gaze • tesini çıkaran Askerî Divanı Temyiz azası iken tstanbulda vefat eden kardeşi Muhittin ile birlikte, hürriyet mücadeleîeri • nin başında bulunmuş, münev • ver halka daima yenilik fikîrle • rini ve inkılâb hareketlerini tel kin eden degerli ve faziletkâr bir zattı. 80 yaşını tamamlamış olmasma rağmen vefatı muhitinde bir boşluk acmıştır. Takdir ve rahmetle anarız. A Ş K ve K A N ( LiLiOM ) Rej'sörü t Meşhur Metropolis film'nî yaratan « . F R İ T Z L A N G ^ ^ En büyük Fransız arlisti C H A R L E S B O Y E R tarafından yaratılan Keyetimiz Isparıyaya gidiyor Yeni hazırlanacak olan Türkiyelspanya ticar^t mukavelesi için tetkik ve te.naslarda bulunmak üzere Madrkfe gidecek heyet bugün hareket edecektir. Heye» başkanı Necmi dün yumurta taci/i ile görüsmüştür. Pek fqxla ragbet bulan v* genç kızların görmemesi lâıımgelen filmi bu hafia S U M E R Sinemasında görülmemiş bir mvvaffakiyat kozanmaktadır. Oynıyarlar : MARIE BELL • P1ERRE RlCHARÜ WİLM CHARLES VANEL • ^ ^ . ^ îlâveten : F0X JURNAL BÜYÜK OYUN Nöbetçi eczaneler B J gece nöbetçi olan elzaneler: Mehmed (Büyükada), Tanaş (Heybeli), Salih Necati (Bahçekapl), Eş ref (Alemdar), Cemil (Beyazld). Yorgi (Küçükpazar), Asaf (Şehzadeba şı), Sarim (Aksaray), Teofilos (Sa matya), Nâzltn (Şehremini), Suad (Karagümrük), . Istefan (Baklrkoy), Vitali (Fener), Yeni Türkiye (Has köy), Yeni Turan (Kaslmpaşa), Re • ceb (Beşiktaş). Hilâl (Findlklı), Ga latasaray (Taksim), Vinikopulo (Yüksekkaldırim), Şişli (Şişli). Büyük (Kadlköy), Üçler (Yeldeğirmeni), Ömer Kenan (Üsküdar, Çarşlboyu). r iPuhafta S A R A Y Sifiemasında w I Bu büyük ve Banger ailesinin mühim ve alâkabahş hoyatını tasvir eden emsalsiz ve zengin filmini gidip ğörünüz. Oynıyanlar : CFORGFS ARLiSSBORn KARLOFFLOREİTA Y O I J N G ROÇİLD Örnek: Sokakta hudevat satan bir adam gördü = Sokakta kınk dökük (öteberi) satan bir adam gordu. Huruç = Çıkma, çıkış Örnek: Kaleden huruç zamanı gelmişti = Kaleden çıkma (çıkış) zamanı gelmişti. Huruc etmek = Çıkmak Huruşân = Coşan, çağlıyan Örnek: Kızdığt zaman huruşan bir sele benzerdi Kızdığı za*nan coşan (çağlıyan) bir sele benzerdi. Husran = 1 Zarar, 2 • (Bak: Mahrumiyet) Husuf = Ay tutuhna Husus (Bab anlamına) = İş, yol, konu, sorum, şekil, yön, bakım, için, üzecine Huş = Akıl Huşu (Bak: Tevazu, arzı ihtîram) Huşyar = Ayık Huzur = Kat, kıt Ornek: Huzurunuzda bulunmakla şerefyabım r= Katınızda (kıtınızda) bulunmakla onurlanmaktayım (onurlanıyorum). Huzur = Bulunma Örnek: Sizin, aramızda huzurunuzu faydalı görüyoruz » Sizin, aramızda bulunmanızı faydalı görüyoruz. Huzur = (Huzur ve âsâyiş anlamına) = Güvenlik Örnek: Halk burada huzur içinde yaşıyor = Halk burada güvenlik içinde yaşıyor. Huzur (Huzur ve sükun anlamına) = Eaysallık Örnek: Kafastyla çalışan kimseler için huzur ve sukun en lâzım bir şeydir = Kafastyla çaltşan kimseler için baysallık en lüzumlu bir şeydir. Huzur (ü kalb anlamına) = tç rahatı Örnek: Bir işi muvaffakiyete erdirmek kadar insana huzuru kalb veren bir şey yoktur=. Bir işi başarmak kadar insana iç ra~ hatı veren bir şey yoktur. Hübub = Esin, esmti Hübub etmek = Esmek Örnek: Rüzgâr hübub eder, kum savrulur = Yel eser, Tcum savrulur. Hücum = Hücum (T. Ko.) Hüda = Uzyön = (Fr.) Intmratıon qui pouue dans la voie du salut Hükümdar = Hükümder (T. Kö.) Örnek: İngittere Hükümdarlarından = İngütere Hüküm . derlerinden. Hükumet = Hükümet (T. Kö.) Hüma = Oma Hüner = Hüner (T. Kö.) Hür = Gür, özgen, özgür Hürriyet = Hüriyet, özgenlik, özgürlük Örnek: Hürriyetimizi hiçbir şeye değişmeyiz = Özgenligimhi hiçbir şeye değişmeyiz. Hürriyetperver = özgenel, özgürel Hürmet = Saygı Ornek: Hürmetlerimi takdim ederim = Sayguanmı suna nm. , •..».>• Hürmet etmek, ihtiram göstermek = Saymak Örnek: Ben kendisıne çok hürmet ederim = Ben kendisini çok sayartm. Hürmeten = Sayarak Örnek: İhtiyarhğtna hürmeten r= lhtiyarlığını sayarak Muhterem = Sayım Örnek: Muhterem samilerim! = Saytn dinleyicllerim! Hürmetkâr = Sayar Örnek: Hürmetkânnız = Sayarınız. Hürmete lâyık (vacibülihtiram, şctyanî hürmet) = Saygıdeğer Hüsn = Güzellik Hüsnüân = Güzellik Hüsnü hâlü hareket = Uzgidim Örnek: Hüsnü hâlü hareket numarast Uzgidim numarasu Hüsnü hat = Uzyazı = (Fr.) CalligraphU Hüsnü idare = Uzyönetim Örnek: Hüsnü idaresiyle bütün arkadaşlannın sevgisîni ka zanmıştı = Uzgönetimiyle bütün arkadaşlannın sevgisini ka. zanmıştı. Hüsnü imtizaç = îyi geçînme Örnek: Zevc ile zevce arasır.da hüsnü imtizaç lâzımdır =s Kan ile koca arasında iyi geçlnme gerektir. Hüsnü kabul etmek = İyi karşılamak Örnek: Beni hüsnü kabul etti = Beni iyi karşıladı. Hüsmü muamele etmek = tyi d&vranmak Örnek: Kendisine hüsnü muamele edince şımarmağa baş « ladı = Kendisine iyi davrandıkça şımarmağa başladı Hüsnü nazar sahibi = Arıbakışh Örnek: Hüsnü nazar sahibidir, kimsenin kötülüğünü gör mez = Arıbaktşhdır, kimsenin kötülüğünü görmez. Hüsnü niyet = tyi niyet Örnek: Hüsnü niyetle bu işe başladı = İyi niyetle bu işe başladt. Hüsnü şöhret sahibi = ! y i tanınmış Hüsnü tabiat sahibi = Zevkli Örnek: Hüsnü tabiat sahibi bir adam olduğu glylniş.Uıden belli = Zevkli bir adam olduğu giyinişinden belli, Hüveyda (Bak: Âşikâr, ayan) Hüzal = Bitkinlik Hüzün, teessür = Uzün = (Fr.) Tristesse Örnek: Gönlünüz daima hüzünle doludur = Gönlüntiz her vakit üzün doludur = Vous avez toujours beacoup de tristesse dans le coeur. «