13 Nisan 19?5 Divanıharblerde faaliyet Atina divanıharbinde idam talebi yok, Selânikte ise altı kişinin ölümü istendi Atian 12 (Hususi) Tersane fcaskuu suçlula/rını muhakeme eden divaniharbde dün hükumet komi • »eri iddianamesini söylemis ve suçlulann isyan hareketindeki vazi yetleri ve kendilerine teveccüh e • den mes'uliyetleri saydıktan sonra idam cezası olmaksızm muhtelif şeikilde cezaland'ırümalarını i*te • miştir. Bu suçlulardan en ağır itham altında bulunan Venizelosun vaftiz çocuğu ve Hanya meb'usu Pistolakise de idam cezası vlrilmemesi içim hâkimlerin vicdamna müracaat ettiğini söylemiştir. Bundan sonra avukatlar müdafaalanru yapmağa başlamışlardır. Divan yarın hükmünü verecektir. ki divaniharbde Seeez asilermden bir takım zabitleria muhakemeleri bitmek üzeredir. Bu zabitlere atfedilen cürümler şimdiye kadar mu hakeme edilenlerin hepsinden ağırdır. Bunlar İstrumcada hükumet askerlerile yapılan muhaırebede büyük siddet göstermislerdir. Hükumet komiseri yüzbaşı muavhri Ksipolitos, bmbaşı Amuncas, kaymakam Lekanidisle diğer iki zabitin idam cezasnna mahkum e • dilmelecini ve diğerlerine muhtelif cezalar verilmesini istemiştir. Ya rtn hükmün verileceği tahmin edilmektedir. TELG RAF K Â B Eİ5 L ERI |BUGUNDE Nfl Prens Pol dün T. Rüştü K Dil alışıklığı! amaradan içeriye girdi. Izbandut gibi bir adamdı. Derhal nazan dikkatimi celbetti. Kanlı simasındaki buru şuklara rağmen genc ve dinc görünüyordu. Doğruca geldi, karşım daki kanapeye oturdu. Yanına te sadüf eden adamla tanışıyorlarmış ki, ona nazikâne bir eda ile aşınalık etti. Sonra, cebinden çıkardığı gazetenin mütaleasına daldı. Selimiye önlerine geldiğimiz zaman, okumasını bitirmişti. Gaze tesini katladı, tepesindeki paket ağınm içine fırlattı, bir sigara yaktı. Sağına, aoluna göz gezdirişin den, birisile hasbıhal etmek ihti yacını duyduğu anlaşılıyordu. Nihayet, yanında oturan o aşınasına hitab ederek: Ahval gene karışıyor.. dedi. Evet. Öyle, maalesef! Bu cevabdan cesaret alarak, devam etti: Gene simal tarafı kara bu lutlarla kaplanıyor. Siyasa baro metrosu düşük. Henüz kayalara çarpmadık ama, bocalıyoruz. İn giltere, Fransa, İtalya fena yalpa hyorlar. Batacak olurlarsa, bizi de dibe sürüklerler diye korkanm. Vakıâ, Uluslar Kurumu, armayı sağnaktan korumağa çabalıyorsa da, gemi her taraftan su almağa basladı. Etrafta, köpek balıklan, ağızlannı açmış, lokma bekliyor • lar. Ingilizler öteye beriye sefer ettiler. Bundan da birşey çıkmadı. Almanlar, yanaşmadılar. Polon ya, atılan palaman tutmadı.. Camharîyet '• Dış Bakanımızın Beîgraddeki temasları 'HFİM NALINA MIHINA Arasîa bir saat görüştü Ta5ryare mi, dretnot mu? (Baştarafı btrind sahifede) mahsus müdürii ve sefaretimiz erkâm bulunmuçlardir. Ziyafet çok biiyiik bir samimiyet içinde geçmiş ve saat 16 ya kadar de • vam etmiştir. Ziyafette; ne Balkan misakuia, ne de Kiiçük İtilâfa dahil el çilerden hiçbiri bulunmamiştir. Ziya • fetten sonra Tevfik Rüştü Aras, Bel • grada dönerek elçilik binasmda Fransiz, Yunan, Romanya, İtalya, Çekos lovakya, Arnavudîuk, Arjantin sefirlerlni kabul etmiştir. Dış Işleri Bakanimız, seHrleri kabul ettikten sonra M. Yevtiç elçilik bina • sina gelmiş, tekrar Tevfik Rüştü Arasla görüşmüştür. reye gelecektir. Başbakanınızla görüseceğim şeyleri bir defa da on • larla görüşeceğim. Gayet tabiî o • Iarak naibi Kcaliniz Prens Pola da hürmetlerimi takdkn edeceğim ve kendisine Kamâl Atatürkün selâmlacını bildireceğim.» Tevfik Rüştü Aras, Pariste Sovyet Rusya ile Fransa arasında im zalanacağı söylenen misak hakkında da şunlari söylemiştir: < Fransız Hariciye Nazırı M. Lavalin Kiiçük İtilâf ve Balkan itilâfına dahil devletlecin elçilerile Sovyet elçisine verdiği bir ziya fet esnasında Fransa ile Rusya arasında şimdi imzalanmak üzere ol • duğu söylenen misakın mahiyeti hakkında kendilerine îzahat verdi • ğini şimdi trende işittim. Bu husustaki teferrüatı Belgradda öğreneceğim. Fransa ile Rusya arasında imzalanacak olan bu misak, Rusya ile Çekoslovakya arasında imzalanan misak gibi daha evvelden malum • du. Bu, fevkalâde bir hâdise değildir ve bunda şaşılacak birşey yok tur. Balkan misakına dahil devletler, her zaman böyle tnisaklan takdir ve kabul edeceklerdir. Biz her zaman iki taraflı misaklara taraf tar olduğumuzu ve bunlacnn bugünkü AvTupa sulhunu muhafaza edebileceğini söyledik ve bunun için de biz, şimdi Rusya ile Fransa arasında akdedileceği söylenen misaktan dolayı memnunuz. Biz, Şark misa kına taraftar olduğumuzu da evvelden söyledik. Fakat bu misak maalesef henüz imza edilemiyor.» Tevfik Rüştü Aras, Stresa kon feransı hakkında da şunlari söyle • miştir: « Ben, Stresadan muayyen neticelerle çıkılacağından şüphe ediyorum. Bu konferans büyükler a • rasında bir taatii efkâr olacaktn*. Fakat bu görüşmelerde prensip itibarile büyükler arasında bir anlaşma vuku bulacağına kaniim. Bu anlaşma ise bütün Avrupanın men • faatine olacaktır.» T ecavüz ve müdafaa silâhlari a • rasında daimî bir mücadele vardır. Kıhçla kalkandan, taş gülle ile kale duvarindan tutunuz topla zırb, kiiçük torpido ile büyük harbi gemisi, makinelitiifekle tank, 42 lik topla beton istihkâm, zehirli gazle maske, su bombasile denizaltı gemisi ve nihayet tayyare ile drednot arasinda bu mücadele devam edip gider. Bu savaşta bunlann kâh biri, kâh öteki galib gelir. Meselâ zirhm daya niklüığı artmca çok geçmeden topun çapi ve tesiri artar. Fakat mücadeleyi taarruz süâhlarinin daha kolay kazandıklari muhakkakhr. Dış tşleri Bakantmızın muhabirimize beyanatı M. Yevtiçin mülâkatı bittikten sonra Diş tşleri Bakanunizı ziyaret ettim; Belgrad mülâkatlarinin kendisinde bıraktığı inhbaları sordum. Çok mem • nun bir çehre ile bana şunlari söyledi: « Buradaki temaslaritndan fevkalâde memnunum. Buraya zaten çok raemnun olarak gelmiştim. Şimdi ise daha memnun olarak ayriliyorum. Yugoslavyada bize karşı gösterOen ve her yerde hissedilen fevkalâde büyük te veccüh, Atatürk Türkiyesinin her sahada gösterdiği muvaffakiyetlerden ileri gelmektedir.» Dış Işleri Bakanimız, refakr.tlerin de Afet ve Emel, Riyaseticumhur Seryaveri binbaşı Celâl ve Refik Amir olduğu halde bu gece 21,55 te eks presle Cenevreye hareket etb'Ier. ts • tasyonda M. Yevtiç, M. Puriç, Yu nan, Arj?ntin, Arnavudluk sefirleri, Yugoslavya Hariciye erkâm, sefirimiz Ali Haydar ve sefaret erkâm tarafından teşyi edflmişlerdir. Bir meb'as daha tevkif edildi Selânik Divamharbinde idamt istenenler Selânik 12 (Hususî) Burada İtalya, Habeşistanla anlaşmak istiyor Cenevre 12 ( A A ) ttalya hfikumeti, Habeşistanla kendi arasında doğrudan doğruya yapılmış olen müzakerelerin tarzı hakkmda Habeşistanm serdetmiş olduğu mütalealan açıktan açığa reddetmektedir. Habeşistan hiikumetinin hareketi htlâfma olarak ferlya bükumctinin doğrudan doğruya müzakereler icra • sına devam edümesi mütaleasında bulunduğu eheromiyetle kaydedümekte • dı'r. Habeşistan ve İtalya hükâmetleri nin 19 kânunusani 1935 tarihli nota muclbince her türlü ihtilâfı 2 ağustos 1928 tarihli ttalyan Habeş murhe • desi ahkâmma tevfikan yani ya uzlaşma veya hakeme müracaat tarikile halletmeği taahhüd etmiş olduklan ha^rlatilmaktodır. Bir de 1928 tarihli muahhsr nota lar'a her Bri hükumetm herhangi bir ihtilâfm hakeme havalesi takdirinde ikişer hakem tayin etmeği ta'hhSd eylemiş olduklan beyan olunmaktadır. . Bu sebebden dolayı İtalya, dof»ru dan doğruya H'beş hükumetme müracaat ederek bu şerait dahüinde kenjisile uzlaşmağa amade olduğunu bi'dirmek niyetinde olduğunu beyan ve ilân etmiştir. r Atina 12 (Hususî) tsyan ha reketile alâkadar olduğu anlaşılan Sakız meb'usu Pozakis tevkif edil miştir. ınıııt m Almanya ile ticaret itilâfı imzalanıyor * Berlin 12 (A.A.) Anadolu ajansımn hususî muhabiri bildi riyor: Türkiye ile Almanya arasında bir ticaret ve klering anlaşması yapılması için Dışan tşleri Ba kanlığı umumî kâtibi Numan Menemencioğlunun başkanlığındaki heyeti murahhasamızla Alman h^yeti arasmda bir müd dettenberi devam eden müzakereler bugün muvaffakiyetle neticelenmiştir. Anlaşma pazartesi gümü im zalanacaktır. öyle oldu. Evetfe ama, fena! Bu akıntı ya bütün milletler kapıldılarmıy 6ı, dünya şapa oturur. Geçen se ferki yaraların kalafatı henüz bit meden, bir daha bodoslamadan bindirecek olursak, dünyanm o murgasmdan hayır kalmaz. Siyasa denizinde, rota değiştirmemizin zamanı gelmiştir. Akıntıya kürek çekmekten, hâdUelerin cereyanı na yelken uydurmaktan vazgeç meliyiz. Umumî Harbde anafora alışanlar gene bulanık suda ba lık avlamak sevdasındadırlar. Onlann kazanları bir daha kayna sın, hazneleri dolsun diye, gemi yi engine salamayız; değil mi, iki gözüm? Biraz limanda sabreder de, beklersek, duman sıyrıhr, su lar durulur, hava açılır. O zaman palaman çözer, sulh denizine açı lırız. Ne dersin? Haydarpaşaya yanasmıştık. O da oraya çıkacakmış. Sualine ce vab alamadan, kalktı, gitti. Arka sından, o hitab ettiği zata sordum: zat?. Affedersiniz. Kimdir bu Kral Alektandrtn mezartna konan muazzam çelenk Dış tşleri Bakanimız bu sabah te • mas ve ziyaretlerini yaparken Riyaseticumhur Seryaveri binbaşı Celâl, Afet ve Emel, Belçrad ataşemiliterimiz, refakatlerinde Yugoslavya harieiyesin den bir raemur olduğu halde Belgrada 85 kilometro mesafede bulunan mü teveffa Kral Akksandrin mezarinı zi yaret ettiier ve Reisicumhurumuz Kamâl Atatürk namina kırntfzi karanfü ve beyaz gülden yapılmiş fevkalâde mükellef ve büyük bir çelenk koydu • lar. Reisicumhurumuz namina konulan bu çelenk burada Türkiye lehine çok büvük bir tesir birakmiştir. Yugoslavya matbuatı, Diş tşleri Bakanımizm Belgrad ziyaretinden büyük bir memnuniyetle babsetmfktedirler. Gümüş fiatleri yükseliyor Londra 12 (A.A.) Dün öğleden sonra gümüşün resmi fiatrain tesbitin den sonra, Amerika besabına vaki o • Ian talebler, yeni bir tereffüe bais ol • muş ve gümüş onz basina 1/4 peniyi bulmuştur. Külçe gümüfün fiati bu su • retle peşin olarak 29,15,16 ve iki aylık vadeliıinin fiati de 30,1,16 /a çtk miştir. Bundan başka resmi fiatin tesbiti aninda Çinlüerin gümüş satın almiş ve fakat tesbitten sonra bu gümüşleri satmiş oldukları haber verümektedir. Yavaş yavaş Amerikan siyasasinin beyaz maden fiatini kontrol etmekte olduğu kanaati hasil olmustur. Londra 12 (A~A.) Ruzveltin yeni çikanlnuş olan gümüşün hazine ta • rafindan satin alma fiatini onz basina 64 boçuk sentten 71 sente çikaran karan, dün Londrada gümüş piyasasi nin yükselmesmi intac etmiş ve külçe halindeki gümüş peşin fiati 28,15,16 dan 29,11,16 ya ve iki ay vadelisi nin fiati de 31,3,8 den 32,3,16 ya çikmiştir. Bu fiatler, dokuz senedenberi tes • çO edilmiş olan bütün fialleri geçmiş tir. Tayyare, Büyük Harbde müthiş ve istikbali çok açik bir silâh olduğunu, yaptığı işlerle ispat ettikten sonra, drednotla tayyare arasında da bir mücadele açüdı. «Tayyare mi, drednot mu?» Veya hava filosu rou, deniz donanmasi mi?» gibi münakaşalar bü tün Avrupa askerî mecmua ve gaze telerinde durmadan münakaşa edilir, ikisinin de hararetli taraftarlan vardır. Büyük Harb bitip te o muhteşem Al man donanmasi kismen Skapa Flovda iş işten geçtikten sonra aklı basina gelen mürettebatı tarafmdan batırildık • tan, kismen de galibler arasında tak • sim edfldikten sonra, Amerika kendi hissesine düşen ganimet Alman dred • notlanni muhtelif tecrübeler için kul landı. Bu tecriibelerden biri de «tay • yare mi, drednot mu?» meselesini halledecek sanüan bir mahiyette idL A merika tayyareleri sabık Alman drednotunu bomba hücumüe batirdılar. Batirdılar ama, bu gemi denizin ortasinda harektsiz duruyor, kendini asla müdafaa etmiyordu. Sonra, harbden evvel, tayyarenin henüz bir tehlike teşkil etmediği zamanlarda yapilmiş olduğu için havadan gelen bombaîara karşı muhafazalı değildi. Tayyare ta raftarları, bütün bu tecrübeden tayyare karşismda drednotun sifira indiği manasmı çıkardılar. Fakat gene Amerıkahlar drednotlarmı muhafaza ettüer ve Japonyaninkileri azaltmağa çaliştılar. Şimdi de Ingütere Bahriye Na zirı, Averofun Yunan tayyare hücüm • Iarina mukavemet etmesinden aksi manayı çikararak zirhlılarin lehinde bu lunuyor. Bakalim, Yunan tayyareleri, asi de olsa, biricik Yunan gemisi olan Averofa hakikaten ve tam bir düşman gibi eanlaba;la mı hücum ettiier? Gemi yi batiracak iri tahrib bombalan mi attılar, yoksa asileri korkurtmak için küçük yangin bombalan mı attılar? O zaman gelen haberlerde bu ikinci cins bombalann kullanildığı bildiriliyordu. Eğer Averof belinin ortasma 500 ki loluk bir tahrib bombasi yeseydi çok • tan, Girid sularina gömülürdü. Onun için, yarin tngiliz Hava Nazirı da bu nun aksini iddia edebilir. Benim şaş tığim, tngiliz Bahriye Nazirinin şüp • heli bir Averof hâdisesinden bu kadar kat'î bir hüküm çikarmasidır. «Tayyare mi, drednot mu?» meselesini yarı nin harbi büe halledemiyecektir. Çün • kü, her silâhin ayri yeri ve ayri kıymeti vardır. \ Memduh Talât TEZEL Feribot işi ne oldu? {Başmakaleden mabaıdl ağırtoplar, hava müdafaa toplan, büyük ışıldaklar, sahra telsizleri çoğalmıştır. Bunlann hepsinin süratle taşınması, ancak olduğu gibi feribotlara bindirilecek trenlerle kabil olur. Ve tekrar tekrar indirip bindirmeğe lüzum kalmaz. Bu sürat yılında saatlerin bile kıymeti vardır. Eski seferberliklerde ve harblerde, bir bataryanın araba vapurile Üsküdardan Sirkeciye getirilmesi saatler sürerdi. Bu bataryanın Haydarpaşa istasyonunda ir.dirme, Sirkecide bindirme işi de çok vakit kaybettirirdi. Feribot bütün bütün bu sıkıntılan, vakit kaybetmeleri ortadan kaldıracaktır. Yolculann rahatı, ticaret eşyasının kolayca ve ucuz taşınması gibi iyiliklerinden başka millî müdafaa bakımından da feribotun Anadoluyu Istanbul ve Trakyaya, Avrupayı Asyaya bağlaması gerektir. Bu işi vakit kaybetmeden başarmağa çalışmahyız. ABÎDİN DAVER Çubuk barajında inşaat Ankara 12 (Telefonla) Ba ymdırlık Bakanı Ali bugün (dün) öğleden sonra Çubuk barajna gide • rek i n a a h tetkik etmiştir. Tevfik Rüştü Arasın Yugoslav gazetelerine beyanatt Dış tşleri Bakanimız dün akşatn Belgrada gelirken yolda Reme gazetesinin hususî muhabirine şu mühim beyanatta bulunmuştur: « Başbakanımız M. Yevtiçle iki memleketi ve Avrupanm siyasî vaziyetini alâkadar eden meseleleri görüşebilmek için, gördüğünüz gi bi hiçbir fırsatı kaçırmıyorum. tki memleket arasında bu meseleler hakkında tam bir fikir mutabakati bulunduğunu söylemeği kendimce zaid addediyorum. Bu vaziyet karşısırda hiç kimse bizim dostlu ğumuzu bozamıyacaktır. Şimdi Başbakanınızla Cemiyeti Akvamın ö nümüzdeki içtimamda Balkan mi • sakını imzalıyan devletlecin tutacağı hattı hareketi görüşeceğiz. Ro • manya Dıs İşleri Bakam M. Titu lesko da Cenevrede bulunuyor. M. Maksimos ta bugünlerde Canev Çocuk Esirgeme Kurumunda bir sergi Ankara 12 (Telefonla) Ço cuk Esirgeme kurumunun halktan topladığı tebenru mahiyetindeki esya ve saire bugün bir sergi halinde teşhir edîldî. İş Bürosu İdare M3<îlisi Cenevre 12 (A.A.) İş bürosu idare meclisi, M. de Michelisin ba*kanlığuıda toplanmıştır. Almanya, Amerika., Arjantin, Brezilya, Şili, tspanya, Fenlandiya, Fransa, tngiltere, Hindistan, ttalya, Japonya, Meksika, Lehistan, Çekoslovakya ve Sovyet Rusya hali haznrdaki içtima devresinin idare mecli • sine dahil bulunmaktadırlar. Amerikada toz fırtınasının yaptığı zararlar Nevyor 12 (A.A.) Toz ftrtma • ları şimdi Teksasm cenubu garbisine doğru gitmektedir. Kansasda zarar ve ziyan yirmi milyon dolar tahmin edil mektedir. Yüzlerce aileler, harab olan mmta • kalardan kaçmaktadirlar. Mütekaid bir kaptandır ama, dedi, adını şimdi ben de hatırlıyamıyorum. Ercümend Ekrem TALU Feci bir kaza Nevffle Mariland 12 (A.A.) Bir otobüsle bir tren çarpişmasi neticesin de otomobilde bulunanlardan on dÖrt çocuk ölmüş, bes çocuk ağir yaralan • miştir. Ingilterede yeraltı depoları Londra 12 (A.A.) Deyli Herald gazetesine göre hâlen mühimmat depolarinı bomba tesirinden muhafaza için Salisburgda yeraltı depoları yapilmaktadir. I Osmanhcadan türkçeye karsılıklar kılavuzu: 18 | ö z türkçe köklerden gelen sözlerin kaTşlsına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmustur. Bun'.arın her biri hakklnda slrasile uzmanlarlmlzln (mütehassls) yazılarini gazetelere vereceğiz. 2 Yeni konan karşlllklartn iyi aylrd edilmesi için, gereğine göre, fransızcalarl yazllmış ayrlca 8rnekler de konulmuştur. 3 Kökü türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenmiş ve kullanllan sekilleri allnmlştlr. Asll ak olan hak, aslı ügum olan hüküm, türkçe «çekı kökünden gelen şekil gibL Haver = Doğu Havf = Korku Havfetmek = Korkmak Haif = Korkak thafe etmek = Korkutmak Mahuf = Korkunç Örnek: Mahtıf bir frrtvna =s Korkunç bfr fırtına Hiras = Korku Hirasan = Korkak Havi olmak, ihtiva etmek = tçine almak, kaplamak Örnek: Bu kitabtn havi olduğu (ihtiva ettiği) fasıllar = Bu .fOtabın için» aldtğı aynçlar Havza = Havza (T. Kö.) Hayâ = Utanç HaTâsız Utonınaa Hayâaızhk = Utanmazlık Hicab = Sıkılma Mahcub = Utanga», Örnek: Çok mahcub bir çocuktur = Çok utangaç bir ço cuktur. Hayal = Hayal (T. Kö.) Hayalet = Görümsü Hulya = Kuruntu Hayat = Hayat (T. KB.) Hayİde == Bayat Örnek: Bir takım hayide sözierle .başımtst şişirdi .s= Bir takım bayat sözlerle başımızı şişirdi. Hayıflanmak (Telehhuf) = Yazıklanma Hayh = Haylı (T. Kö.) Haylulet etmek = Araya girmek, yol kapamak Örnek: Haylulet eden manialar dolayısile = Araya giren engetter dolayısile. Hayme = Çadır Hayr = Hayır (T. Kö.) Hayret etmek = Şa?mak = (Fr.) S'etonner Hayran = Hayran (T. Kö.) Hayran kalmak = Hayramak = (Fr.) Admirer Şayani hayret = Şaşılacak Örnek: Şayani hayret bir hareket =ı Şaşüacak bir hareket Mütehayyir = Şaskm Meftun ve meshur olmak = Tansımak = (Fr.) S'emerveiller Haysiyet = 1 Onur, 2 (Bak: Keyfiyet, mahiyet) Hayşum = Geniz Hayt = tplik, tire Hajrvan = Hayvan (T. Kö.) Hayyen = Diri olarak, diri dîri Örnek: Hayyen mi, meyyiten mi derdest edildi? = Diri olarak mı, ölü olarak mı yakalandı Hayyen, meyyiten = ölü, diri Haz = Haz (T. Kö.) Hazan = Güz Hazfetmek = Kaldırmak, çıkarmak Örnek: Bu kelimenin bir harfini hazfedince = Bu kelimenin bir harfini kaldırınca {çıkanr.ca) Kabili hazf = Kaldaılabilir Örnek: Bir noktası bile kabili hazftır denemez = Bir noktası bile kaldırüabüir denemez. Hazer = Çekin îçtinab = Kaçmma İçtinab etmek = Kaçmmak Örnek: Her türlü fenalıktan ictinab eder = Her türlü fena. lıktan kagtnır. Müctenib = Kaçıngan Tevakki = Kocunma, sakınma Ornek: Büyük soz söylemekten tevakki lâzımdtr ^ Büyük söz söylemekten sakınma gerektir. Tevakki etmek = Korunmak, sakmmak Örnek: Herkes sari hastalıklardan tevakki etmelidir = Her~ kes bulaşık hastalıklardan korunmalıdır. Gencler, yalancüıktan tevakki ediniz Gencler, yalancı lıktan sakınmtz. Mahzur = Çekinecek Örnek: Bu isin mahzurlu bir tarafı yoktur = Bu işin çekinecek bir tarafı yoktur. thtiraz = Çekinme Örnek: Onun bu işte ihtirazına hayret ettim = Onun bu işte çekinmesine şaştım. thtiraz etmek = Çekinmek Muhteriz = Çekingen Haznr = Hazır (T. Kö.) = (Fr.) Pret thzar etmek = Hazırlamak = (Fr.) Priparer tstihzarat = Hanrlıklar = (Fr.) Preparations, priparatif» Müstahzarat (t ttbbiye) = Hazır ilâclar = (Fr.) Specialite pharmaceutique Ornek: Eskiden memleketimizde müstahzaratı ttbbiye imal olunamazdı = Eskiden yurdumuzda hazır ilâclar yapüamazdı. Müstahzart (t kimyeviye) = Hazırlamalar = (Fr.) Preparation Hâzik (Bak: Mahir) = Uzel Örnek: O, hâzik bir tabibdir = O, uzel bir dişçidir. Hazakat = Uzluk Örnek: M. hazakatile müştehirdir := M. uzluğu ile tanmmıstvr. Hazine = Hazne (T. Kö.) Hazım = Ezim, sinirme Hazmetmek = Ezimek, sinirmeK Hazmi kolay = Singin, Heba = Boş, boşuna Heca = Hece Hediye = Armağaa Hedmetmek = Yıkmak Helâk olmak = Bitmek, yoğalmak Örnek: Düsman ordusu açlıktan helâk oldu =s Düşman or. dusu açlıktan bitti. Bu senenin mahsulü kargalar yuzünden helâk oldu s s Bu yılın ürünü kargalar yüzünden yoğaldt. tstihlâk = Yoğaltım Örnek: Şeker isühlâki gitgide artıyor = Şeker yoğaıumı gu. gide artıyor. tstihlâk etmek = Yoğaltmak Örnek: Ankarada günde nekadar buğday istihlâk edüir? = Ankarada günde nekadar buğday yoğaltüır? Müstehlik = Yoğaltmaa Örnek: Almanyada müstehlik kooperatifleri çoktur sz Al manyada yoğaltman kooperatifleri çoktur. Helecan = Çarpmtı Helezonî = Yılankavi Hem = Hem Heman = Hemen (T. Kö.) Hemağuş = Kucak kucağa Hemasıl = Aslıbir Hemayar = Denk