12 3 TELGRAF HÂBERLERİ Sîlâhları azaltma Kendi hükumetini tenkid eden İngiliz mnrahhası Tüyler ürpertici bir facia Dün Beyoğlunda ahşab bir ev yıkıldı, 4 kişi öldü, birçok ta yaralı var \Ba9 tarafi blrtna sahifedel sar sokağında Bahriye mütekaidleriüden Alinin üç katlı evi dün sabah saat 10,30 da büyük bir gürültü ile yıkılmıstır. Bu evde ayrı ayrı bes aile oturmakta ve hepsinin nüfusu da 20 kişiye baliğ olmaktadır. Bu inhidam büyük bir gürültü çıkardığı için etraftan derhal birçok kimseler koşuşmus, bunlar bir ta • raftan zavallı kazazedeleri kurtarmağa çalışmışlar ve diğer taraftan da zabıtayı haberdar etmişlerdir. Zabıta, İtfaiyeyi de yardıma çağırarak enkaz altında kalanlan kurtarmağa başlamıştır. Yıkılan evin en üst katrnda bir odada kolonyacı Mehmedle karısı Hatice, karşısındkai odada Niko, karısı, oğlu, kızı, kayınvalidesi o • tu maktadır. Bunlardan Nikonun karısı, ka • yinvalidesi ve kızı Marika çökme hâdisesini müteakib hemen ölmüşlerdir. Nikonun oğlu Aleko ile kolonyacı Mehmedin kansı Hatice ağır surette yaralanmışlardır. Ayni katın diğer bir odasmda da Mm. Aso isminde bir kadmla kızı Angiliki ve oğlu Stavro oturmak • tad*ır. Bunlardan Angeliki de enkaz altından ölü olarak çıkar'.labilmiştir. En alt katta Mustafa ve karısı Avse, k m Safiye i!e yumurtacı Mustafa, Ibrahim ve Sakir isminde diğer kiracüar oturmaktadırlar. Alt katta oturanlardan ölen olmamtftır. Yaralılar hastaneye kaldırılmışlar • <Lr. Yunanistanda yeni divanıharb kararları GUNDE Çocuğunu atan kadın ünkü akşam gazetelerindcn biri yazdı: Kasımpasada Ester admda bir kadın, iki yaşındaki çocuğunu, götürüp Da • rülâcezeye teslim etmesi için ya • bancı bir adama beş lira vermis. Fakat bu adacn, her nedense bu işi görmekten vazgeçerek, zavallı yavruyu polis merkezine götürmüş, bırakmış.. Bu hikâye yeni değildir. Şimdiye kadar, gazete sahifelerinde, bu na benzer nice vak'alar okumuşuzdur. Açlık, sefalet, daha bazı iç • titnaî sebebler dolayısile sokağa, cami, kilise ve havra kapılanna bırakılan masum yavrulann hazin, elirn serancamlan matbuatın ezelî havadis mevzularmdan biridir. Çocuğunu, kendi içinden kopan, kendi varlığmdan bir parça olan evlâdını atacak kadar ye'se düsen bir ananın kanunen müstanak oldu» ğu ceza nedir, bilmem. thtimal ki, böylece terkedilen yavrunun hayatına birşey olmadıkça, kanun, o an* neye karşı hiçbir ceza tayin ettniyordur. Lâkin, onun büsbütün ce • zasız kalacağına hükmetmek için de, vicdan mefhumunu inkâr etmek lâzımdıtr. Bir daha bahtiyar olamaraak, «. vini, muhitini, vakit vakit bomboş hissetmek, sokakta oynıyan bir çocuk gördükçe, «öteki» ni hahrla . mak, kendi ciğer paresini yanında banndıramıyacak kadar nefsini âciz, onu sokağa atacak derecede ruhsuz, duygusuz, hain hissetmek, ikidebir, gayriihtiyari: «Nerede?, Nasıl? Kim bakıyor ona acaba?.» diye kendi nefsini sorguya çekmek, bir ana için az azab, az mücazat mıdır ? I j Hele, hayatm gunü kavuşup ta, üzerine îhtiyarlığm ezici yalnız lığı çoktüğü vakit: Ah! O şimdi yanımda olsa Birçok asiler kiireğe mahkum oldular, idam edflecek Dün şehrimize gelen Mm. kimse yok, halk kararları sükunetle karşıladı Ashly neler anlatıyor? Atina 11 (Hususî) Harbiye mektebini basanlardan îkinci ka • file asileri muhakeme etmekte o lan divanı harb dün akşam saat yedide kararını tefhim etmiştir. Asilerden yüzbaşı Kladakis ile yüz • başı muavini Cumas yirmişer sene, yüzbaşı Kostopulos ve yüzbaşı muavini Komidis on altışar sene, yüzbaşı Skanavis, Nikolapidis, Kurte • lis ve Rullis onbir sene, yüzbaşı Yanopulos ve yüzbaşı muavini Varsadakis onar sene küreğe mahkum edilmişler, diğer zabitlerin beraet • lerine, mahkumlann rütbelerinin de ref'ine karar verilmiştir. Sivil suçluladan altı kişinin de on beş sene ile iki sene arasında muhtelif müddetlerle hapislerine hükmedilmiştir. Selânik 11 (Hususî) 19 uncu Serez piyade alayından isyana iş • tfrak eden 63 zabiti muhakeme e den divanı harb hükmünü vermiştir. Bu hükme göre yüzbaşı Hacınikolav, Farsaris, Samotrakis, Kara • copulos ve Vafopulos müebbed küreğe, iki yüzbaşı yirmişer sene küreğe, bir binbaşı ile bir yüzbaşı sekizer sene, miralay Despotopulos dört sene hapse, bir yüzbaşı mua • •ini on sene küreğe ve bir takım zabitler de altışar ay hapse mahkum edilmişlerdir. Suçlu zabitlerden 11 kişi beraet etmiştir. dilen zabitanra rütbelerinin ref'i merasimi yarın yapılacaktır. Bu seferki hükümleri halk sükunetle karşılamıştır. Gazetelerde de şikâyet yoktur. Uluslararası Kadınlar Birliği Beş • kanı Mm. Corbette Ashly dün şehri • mize gelmiştir. Bu hususta ikinci sa • hifemizde tafsilât bulacaksınız. Dün bir rouharririmiz Mm. Ashly 0e şayanı dikkat bir mülâkat yaprruştır. Bunu aynen dercediyoruz: Son zamanlarda süâhsızlanma konferansuıdaki tngiliz murahhas beyetinden istifa ettiğinizi tngiliz g?zetelerinde okuduk. Bunun sebebini izah eder misiniz? Hükumetimin takib ettiği siyasete taraftar olmadığım için çekildim, Biliyorsunuz ki tngiliz hükumeti neşrettiği Beyaz Kitabla roillî müdafa bütçesini on buçuk milyon artırmak istiyordu. Fakat ben bunun için istifa etmedim. Eğer tngiliz hükumeti sadece memleketin müdafa?sı için millî mudafaa bütçesine 10 mflyon zam yapmak mecburiyetindeyiz» demiş olsaydı, buna kimse birşey diyemczdL Halbuki hükumet, bu arhrm'ya sebeb olarak Uluslar Kurumunun bir iş görmediğini, sflâhsizlanma komisyonun • dan bir netice çıkmıyacağını il»ri sü • rerek zam yapnvk istiyordu. îjte benim kat'iyyen kabul edemiyeceğim nokta bu şekildeki delillerin ileri sü • rülmesidir. Acaba tngiliz hükfimeti sulhu temrn etmek için elinden gelen berşeyi yapmış mıdır ki, böyle bir neticeye varmak istiyor? Benim kana?tîme göre, bilâkis tngiltere umumî teş • riki mesai sahasmda fleriye doğra bir adrm bile atmak istemiyordu. Büyük devletler, Uluslar Kuruımına yardım etmezlerse, onun kendi başma îs görebflmesinin ihtimali var mıdır? İstifa • mm asıl sebebi işte bu mühim mese • ledir. tngiltere bugun hava misakına girmek istiyor. Halbuki üç sene evvel teşrîki mes?i usulü kabul edilmiş olsay • dı, bittabi bugünkü gerginlik te mevcud olmazdı ve sOâhsızIanma m de çoktan tahakkok etmis olurdu. O laman Almanya müsavat istiyordu. Halbuki tngiltere, Almanya Cemiveti Akvamdan çekflinciye kadar aldırmadı ve v?ziyet bugünkü hale girdi. O zaman Fransa emniyet îstîvordu. Onun bu talebi de nazarı itibara almmadı ve iş işten geçti, hâdi • seler bir bir ini takib ettiler. Ben, süâhsızlanma komisyonun da bulundukça bu vaziyet aleyhine cephe alamazdım. Fakat çekildik • ten sonra artık hakikati alenen söy» lemeği kendime bir borç bildim. Bu hareketim umumî işlerde kadVnların insajuyete yapacakları hizmetlerin nekadar büyük olduğu göstermektedir. Hiç şüphe yoktur ki eğer dünyayı idare edenler arasında nüfuzlu kadınlar da bulunsaydı, buyün uluslararası münasebatı büsbütün ba<ak bir şekil almış olurdu. tngilteren;n bundan sonra da tek kalmasma, yani me«hur Splendid iso • lation siyasetini takib etmesine imkân görüyor musunuz? Bu, belki tngiltere için an'anevi bir roecburiyettir, fakat bugünün yeni şartlan bu siyasetin tatbikma müsaid değildir. Harbden sonra büsbütün ye • Firarilerin muhakemri Atina 11 (Hususî muhabirimiz • den) Burada teşkil edilen yeni bir divanı harb cumartesi günü Venizelos, Papolas ile cumhuriyeti koruma derneklerine mensub as * ker ve sivillerin muhakemelerine başlıyacaktır. Pazartesi günü Ka • valada da başka bir divanı harb kaçak Kamenos ile arkadaşlannı gıyaben muhakeme edecektir. Muhalif parti Vderleri muhakeme edileckler Asi bir general Oniki adaya kaçtı Atina 11 (Hususî) Buradaki ttalyan elçisi 1 mart gecesi Har biye mektebinde çıkan isyanı ida • re etmekle müttehem General Vlahosun bir motorle on iki adalara geldiğini ve siyasî mülteci olarak kabul edildiğini Yunan Harİciye Bakanlığma bildirmiştir. Atina 11 (Hususî) tsyan ha • reketile alâkadar olduklan yapılan tahkikattan anlaşılan muhalif parti liderlerinden Papaanastasiyu, Kafandaris, Milonas, Sofulis ile mebuslardan Sanidis, Hacıbeifis, Ten • didakis, Marselos ve V. Karapana • yotis haklarım'a birinei ordu ku • mandanlığınm talebile divanı harb müstantikliğinden tevkif müzek keresi kesilmiştir. Pek yakında muhakemelerine başlanacaktır. Kazadan kurttdanlann anlattıklan Çöken evin en üstkatında oturan kolonyacı Mehmed, vak'a hakkmda bir moharririmize şunlan söylemiştir: c Bir arkadasuna, sabahleyin bulusmak Szere soz vermiştim. Kahvaltı Yeni kararlar nastl karfdandt? Atina 11 (Hususî tnuhabirimiz • den) Divanı harbce mahkum e* ..".».«ımmımmfimmınııııım Tahkikat papütrken mı yaphm, giyindim ve sokak kapısından çıkhm. Daha iki adım atm'dan oturduğumuz evin büyük bir pahrdı fle ikiye ayrıldığını, sonra yıkıldığını gördüm. Hemen vak'a yerine topla • nan halkla beraber enk?zın içhıe gir • dik ve kanm Haticeyi kurtardım. Di • ğer komşulanmı da kurtarmağa brş!arken itfaiye ile temizlik işleri amelesi geUi ve işe başladı.» En altkatta otur?n Mustafa da: « Ben ytrmurta satmağa sokağa çıkmışhm. Kanm Avse komşularda çamasır yıkıyordu. Çocuklarım da sokakta oynuyorlarmıs. Verilmiş sada • karmz varmiK.» demektedir. Çöken evin yanmdaki evler de boşalhlarak başka bir kazanm önüne geçilmiîtir. Temizlik amelesi büyük bir gayretle ç'lışarak beş yavmda bir çocuğun olümüne ramak kalmışken kurtarmulardır. Hadiseye miiddeitnnum'itk te va • zıyed ederek tahkikata başl'm^tır. Heyeti fenniye raporunda evin yıkı'masmın sebeblrini söyle anlaîmak • tadır: «Evin haricî kısmmda bir çürükiük yoktur. Hâdise bir yangım müteakib kullanılan harcın fenalığındon ve altı odalı küçük bir evde bu kadar k?labalığın oturmasmdan ileri ge'miştir.» Litvanya sınırmda Alman tayyareleri Bir filo üç gündenberi talimler yapıyor K » n a ı 11 (A.A.) Siluteden alman haberlere göre, altı tayya • reden mürekkeb bir Alman hava filosu, üç gündenberidir, Litvanya hududu üzerinde, mütemadiyen u çuş talknleri yapmaktadır. Bu filo, gene bundan iki ay ev • vel bir ağır topçu alayı yerleştiril • miş olan Tilsiti karargâh ittihaz etmiştir. Tayyareler, muntazaman Niyemen nehrinin sol sahili üzerinde uçmakta, nehir boyunca ceve • etmektedir. Geri alman yasak kararı Girmeleri menedilen bazı gazetelere izin verildi Ankara 11 (Telefonla) Takriri sükun kanununun tatbikı sı rasında bazı yabancı gazetelerin memlekete sokulması yasak edil mişti. Bakanlar Heyeti bu gazete • lerden bir kısmınm Türkiyeye gir mesine izin vermiştir. Bunlardan bir kısmı şunlardır: Şamda çıkan Eleyyam, Elkabis, ( Elesba, Senedilarab, Elahali, Elmisak, Elvakit, Ettekaddüm, Beyrutta çıkan Elbelag, Ennida, Elâhrar, Elitidal, türkçe gazetelerden An • takyede Yeni Gün, Doğru Yol, Halebde çıkan Vahdet, Antakyada çıkan Karagoz, Ermenice gazetelerden Lübnan, Hallbde çıkan Bay • rak, fransızca La Syrie ve L'Orient ve Şamda çıkan L'Echo, Le Levant, tskenderunda çıkan Echo d'Alescandrette, Halebde çıkan Covrier de Syrie gazeteleri. Ha şunu bileydiniz! Raşid Rıza trupu Istanbula geliyor {Başmakaleden mabaid] latanbulun emniyet ve selâmeti için zaten haksız ve mantılcsız olan Boğazlar, Trakya ve Iâtanbul hakkında mevcud askerî yasakların ortadan kaldırılmasından başka çare yoktur. Yukanki teljjTafta soylendiği gibi «Bulgar statüsü meselesinin hususî bir hal tarzma bağlanması» düşüncesine gelince, bakalım, Bulgarlar veya biz ıngilizlerin flüçündüklerini kabul eder miyiz? Boğazların ve Trakya smırlannın durumu bir silâhlanma yanşınm başladığı şu zamanda kökünden halledilecek bir iştir. lngilizlerin keskin görüşünü ve iyi anlayışını takdir ederiz: Bulgar ordusunu bağhyan bağlar çözülünce Türkiyeyi bağlıyanlar da çözülmelidir. ABtDİN DAVER ni bir dünya karşUinda kaldık. Artık eski siyasetlerin de yeni vaziyetlere uymasl Iâzımdır. Eski kafalılarin yerine bugünkü düşencelerle hareket eden gencler geçmelidir. Emin olunuz ki bizim çocuklarimiz ve torunla»imiz bu • gün yaptığnniz işlerra tarihmi okuduklar zaman: «Bu adamlar kurunuvustada ya;iyorlarmiş!» diyeceklerdir. Fakat her ne olursa olsun, dünya uluslararasi teşriki mesaisine doğru gitmektedir ve bu sahada kadmlara büyük bir rol verilmiştir. Biz rolümüzü hakküe ve tamamile ifaya azmetmiş bulunuyoruz.» Ankara 11 (Telefonla) Raşid Rıza tropu hazirana kadar Istan bulda çalışmağa karar vermiştir. Artistlerden Yasar Nezfh dün ak • şam hareket etmistir. Hüseyin Ke« mal, Necati, Şaziye, Seniha, Ayhan diğer bazı aktörler de bu akşam bareket edeceklerdir. Raşid, obür gün hareket ede • cektir. tstanbulda Halide ile Şayestenin de tropa iştirak edecekleri zannediliyor. Ankara 11 (A.A.) Kamutay bugün Hasan Sakanın başkanlığın • da yaptığı toplanhda Urfanm Harran kazasında Derfil oğullarmdan Ibrahim, Şibinkarahisarm Bülbül ma • hallesinden Köle oğullarmdan Mehmed oğlu lbrahim, Beyşehirin Hü • seyinler köyünden Dirhem oğulla > rmdan Mehmed oğlu Ahmedin ölüm cezalarına çarpılmalan hakkındaki mazbataları kabul etmistir. Af kanununun üçüncü ve dördüncü maddelerinin birden fazla suç işliyenler hakkmda ner bir suç için verilmiş ve verilecek olan cezalar • dan ayrı ayrı indirme yapılmak su • retile tatbîk olunacağına dair tefsir fıkrası tasvib ediltniştir. Kamutay bundan sonra 1934 yıh umumî muvazenesine dahil bütçe lerin muhtelif fasıl ve maddelerin • den 268.899 liranın indirilerek 266 bin 841 lirasmm diğer tertiblere ilâvesine, 2,858 lirasmm da Maarif Bakanlığında açılan yeni bir fasla fevkalâde tahsisat olarak konulmasına karar vererek cumartesi günü toplanmak üzere dağılmıştır. Kamutayın dünkü toplantısı idü. Diyip te, hayıflanmak kadar acı birşey olur mu? Çocuğunu büyütecek, ona bakaeak kudreti kendilerinde bultiiı yan kadınlara yardımda buluna cak bir müessesetniz neden yok, a» caba? Nüfus siyasamızın başında b5y« le bir kurumun mevcudiyeti ne ka • dar lâzun, ne türlü yakısıklı olur « du! Birkaç gün sonra çocuk haftası • na giriyoruz. Bu hafta, çok iyi düşünüimüş, yerinde bir iştir. Fakat, ana baba bucağında yaşıyan, azj çok mes'ud yavrulann kıymetli var» lıklarını bütün bir hafta kutlular « ken, beri yanda, açlık, sefalet ve daha bazı soysal sebeblerden ötürii atılmak tehlikesine maruz bulunan zavallı beşeriyet kurbanlarının da birer çaresini bakmalıyız. Onların da yaşamak ve yetişmek haklarıdır, çünkül Ercümend Ettrem TALU Adliye terfih encümeninüe Ankara 11 (Telefonla) Adli yedeki terfih encümeni hâkimlerin kıdemlerini tetkike devatn etmek tedir. Saylavlığa intihab edilenîerden açık bulunan tstanbul ve An • kara Müddeiumumiliklerinin de u« mumî tayinlerle birlikte çıkacağl zannediliyor. Ekonomi kurumu kongresi Ankara 11 (A.A.) Ulusal e • konomi ve arttırma kurumunun genel toplanışı başkan General Kâzıra özalpm başkanlıği altında yapıl • miş ve kongrenin 25 nisan 1935 perşembe günü saat 10 da Sergi Evinde toplamnası onaylanmıştır. Moskovada idama mahkum edilen haydutlar. Moskova 11 (A.A.) Uzun müddet Toula sehrine dehşet salmış olan bir haydud çetesi dün Moskova hususî mahkemesi huzuruna çık • mıştır. Üç şaki, idama mahkum e • dilmişlerdir. Diğerleri de ağır ha • pis ve nefi cezalarına çarptırılmıştır. Tarife müdürlügU Ankara 11 (Telefonla) Li manlar Umum Müdürü Muhsin Naim Tarifeler müdürlüğüne tayin e " dilmistir. Örnek: Vapurun çarhmt tahrik eden buhardtr s= Vapurun çarktnı isîeten buğardtr. Tahrik etmek = Uyandırmak Örnek: Vatanperverlik hissiyatını tahrik etmek, (harekete getirmek) =r Yurdseverlik duygusunu uyandırmak, Tahrik etmek = Kışkırtmak Örnek: Fransada mensucat amelesini tahrik edenler tevkif olunmuştur = Fransada dokuma isçilerini ktskırtanlar tutulmustur. 1 ö z türkçe kökleıden gelen sozlerin karşlsıTahırik etmek = Harekete getirmek = (Fr.) Mettrı na (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bun!aen mouvement nn her biri hakklnda slrasile uzmanlarlmlzln (müteÖrnek: Makineyi tahrik ettl = Makineyi harekete getirdi. ^ hassls) yazılarlnl gazetelere vereceğiz. Tahrikamiz = Kışkırtıcı 2 Yeni konan karşlhklarln iyi aylrd edilnıesi Tahrikât = Kışkırtım. için, gereğine göre, fransızcalarl yazllmış ayrlca 8rHarf = Harf (T. Kö.) nekler de konulmuştur. Harfendaz = Lâfatan 3 Kökü türkçe olan kelimelerin bugünkü işHarhara = Hnnltı lenmiş ve kullanılan sekilleri aknmlşUr. Ash ak olan Hariç == Dış, dışarı hak, ash ügiim olan hüküm. türkçe «cek» kökünden Dahil = tç gelen sekil gibi. Haricî Dış Müteharrik = tçler. Ğrnek: Buharla müteharrik makine = Buğarla işler makine. Örnek: Haricî cephe = Dış yöney Hariciye Vekalet. D:ş Bakanlığt. Müteharrik bizatihi = Kendi işler. Dahilî = tç Örnek: Müteharrik bizatihi makineler, büyük bir terakkiye vastta olmuştur = Kendi igler makineler, büyük bir üerleme Örnek: Dahili cephe = İç yöney Dahiliye Vekâlett = Iç Bakanltğu ye araç olmuytur. Haricen = Dıştan, dışarıdan Gayrimüteharrik = Oynamaz, kımıldamaz, hare ketsiz. Harif = Güz Örnek: Gayrimüteharrik bir cisim çfbi durdu =: Ktmüdan Harifane (Bak: Arifane) = Ortaklaşa maz (oynamaz) bir cisim gibi durdu. Hârika = Tansık Harikavî = Tansılı Kuvvei muharrike = tşletge = (Fr.) Force motrice Harikulâde (fevkalâde) = Görülmedik, îşitilmedik, Örnek: On dokuzuncu asnn kuvvei muharrlkesi buhar idi, yirmind asnn kuvvei muharrikesi elektrikiir ss On dokuzun. duvulmadık. eu asnn işletgesi buğar idi, yirmind asnn işîetgesi elektriktir. Örnek: 1 Harikulâde (fevkalâde) bir basiretle = Görül • Tahrik = Harekete getirme, kıskırtma, uyandıcma, medik (isitilmedik) bir öngörürlükle = Avec une clairvoyance l tıtraordinairt. Tahrik etmek = tfletmek 2 GÖTiümedik, ititilmedik sey == üne chose inouie. I Osmanlıcadan türkçeye karşılıklar kılavuzu: 17 3 (Konusurken) harikulâde, fevkalâde yerine: Olur sey değil = C'est eıtraordinaire Olmaz sey = C'est merveittuex. Harikulâde (fevkalâde) = Usnomal = (Fr.) Ex • traordinaire, inoui, merveilleux Örnek'. Harikulâde bir sây = Usnomal bir çalışma = Un travaü ertraordinaire. Harîm = Gizey, avlu = (Fr.) Sanctuaire, enceinte Mocree, enceinte Ornek: Ev, tnsamn harimidir r= Ev, insantn gizeyidir = La maison est le sanctuaire de I'homme. Mahrem = Gizli, özdeş = (Fr.) Confidentiel, in • time. Ornek: Mahrem evrak = Gizli kâğıdlar = Pieces confidentielles. Mahremiyet = Gizlilik, özdeşlik, içli dışlılık = (Fr.) Confidence, intimite Örnek: Bu dosyanm mahremiyeti = Bu dosyantn gizliliğt. iki arkadas arasındaki mahremiyet = İki arkadaş arasvnda» ki özdeşlik. Mahremane = Gizli olarak = (Fr.) Confidentiel • lement. Örnek: Bunu size mahremane söyliyorum Bunu size gizli olarak sölüyorum. Mahremi esrar = Gizdeş = (Fr.) Confident Harir = tpek Harita = Harta Has, mahsus = Özgü = (Fr.) Propre a Örnek: Onun kendine has bir yazıst var = Onun kendine özgü bir yazısı var = II a une maniere d'ecriture propre a lui. Tahsis etmek = özgülemek = (Fr.) Affecter, consacrer, râserver, destiner, allouer. Örnek: Bu mağazanm kirası vergiye tahsis edilmiştir. Bu mağazanm kirası vergiye özgulenmıstir = Le loyer de ce ma. gasin est affectt â l'impöt. Hassaten, bilhassa, alelhusus = H»Ie, yalnız Haua, hasiyet, hususiyet = özgüllük = (Fr.) Prop riete, particularite Örnek: 1 Madenlerin hassası = Madenlerin özgülüğü sa La proprUtS des metauı. 2 Mesaiperverlik onun mizactndaki hrtusiyetlerden biri idi = Çaltşkanlık onun özgülüklerinden biri i H = L'amour du travail formait un des particularitis de son t, ~actere. Cevher = ö z = (Fr.) Substance, essen^j, fond Asliyet = özgünlük == (Fr.) Originalite Örnek: Bu yazıda bir asliyet görünüyor r= Bu yazıda bir SZm, günlük görünüyor = On remarque de loriginaliti dans cet ar ticle. Aslî = özgün = (Fr.) Original Hususî, çahsî, zatî = özlük = (Fr.) Personnaliti Örnek: Yüksek bir sahsiyet = Yüksek bir özlük = Une haute personnalite. Hasad = Biçme Hasad etmek = Biçmek Hasar = Zarar (T. Kö.) Hasbihal = Söyleşi, sbyleşmek, soylet (monoloğ anlamma). Mübahase etmek (Münakaşa etmek) = Aytısmak, çatısmak. Mükâleme, muhavere = Konuşu, konuşma Müaakaşa (Mübahasa) = Aytışma Muhabere = Haberleşme, yazızma Müzakere = Görüşme, görüşü Müzakere = Belletim (Okula terimi). Müzakeı.eci = Belletici. Müzekkere = Asbitik Teatii efkâr = Oyla ma * Tezekkür etmek = Görüşmek Tezkere (Tahrirat) = Bitik. Hasbeliktiza (Bak: İktiza) = Lüzumundan dolayı Hasebiyle = Dolayı, ötürü Örnek: Boyle olmak hasebiyle = Böyle olmaktan ötürü, böy. le olmak dolayısile. 4