! Camhuriyet 19 Şubat Türklerle Süngü Süngüye No. 106 N*kiü: A. DAVER Çanakkalede Bulgarya Türkleri Soydaşlarımız yobaz müf• tilerin elinden neler çekîyorlar? Bulgaristandaki soydaslanmız • dan biri tarafından gönderilen bir mektub aldık. Aynen esrediyoruz: 19 mayıs inkılâbından sonra yapılan bazı idarî değişiklikler sıra • sında, Bulgaristan Türklerinin ce • maat islerinde de değişrklikler yapılmıştı. Bura Türklerinin ulusal işleri, bu tarihe kadar iki kanaldan idare oluaznakta idi: Mekteb encümenleri ve «Cema ati Ulâmiye» kurumu. Bulgaristandaki azhklar arasın • da yer tutan Türkler, resmi Maa • rif müfettişlerinin kontrolu altın • da, kültür islerini çevirtnek için her üç yılda bir (Mekteb encümenleri) seçerdi. Bundan başka, (Cemaati islâmiye) adı altmda, gene halk tarafından üç yılda bir seçilen ayn bir kurum da, memleketteki milyonlar • ca leva değerinde olan vakıf mülklerini idare eder ve cami islerine kansırdı. Eskiden atalarımızdan kalma, oldukça kabank bir ulusal zengin liği ellerinde tutan (Cemaati islamiye) kurumu, idare bakımından. Başaıüftülügün ve müftülerin eli altmda olduklan için, bu gelir kayaağından gereği gibi istifade o lunamıyor, atalanmızm 'evvelden (kara gün için bıraktıkları ak akçeler), çesid dolambaçlı yollar • dan harvurulup harman savrulu • yordu. Bunda asıl aslan payı, iş • kilsiz ki gene Basmüftülügün ve onun. dolayında bir parazit gibi ya»ıyan ve ulusal varlıkla baglantı sını kesmis, kutsuz kurumlara dü • süyordu! Bunda biraz da eski (partizanlar) rejiminin suçu vardı. Iktisat Işleri Bir merminin patlarken açtığı çukur kahve içen bîr Fransız neferine mezar olmuştu Morto koyunun sıcalc kumla rında ve ılık sulannda deniz banyosu yapmak, ölüm dolu ve 5lü kokan siperlerde geçen müthis günler arasında, bizim sinirlerimizi yatıştıran, ruhumtıza ve vücudlanmıza rahatlık veren biricik zevkimizdir. Kara bir iç aıkıntısı, bir maneviyat bozukluğu içinde bunalan 2 nci Fransız fırkası askerlerini General Daryu elinden geldiği kadar neşelendirmeğe çalışıyor. Fakat fırkanın alaylan Türk kurşunlan, Anadolu sahilinin obüa leri ve Alçıtepenin 77 lik sahra bataryalarile hergün biraz daha eriyip gidiyorlar. iğmiyen dev gibi binbaşımız Ma rion, sırma şeridli kepisi, mestur yolun kenarlarından meydana çıktıgı için, kafasına bir kurşun yedi. Yanındaki nefer: Binbaşım baçımzı iğin! diye bağırmıç, o da omuzlarını sil * kerek neferi «öyle bağırmah) diye azarlarken sözü yanm kalmıştı. Onu, daracık siperin içinde, dağ gibi vücudile bir teskerenin üstünde, kan içinde yatarken gördüm. Henüz ölmemiş, can çekişiyordu. Ayağındaki iri çizmelerile her tepinişte,. siperin topraklannı yere düsürüyordu. Türk esirleri, onu sahilde, güneşe karşı bir mezara gömdüler. Binbaşının cesedini ileri hatlardan deniz kenarına indirinciye kadar birçok defa durmak ve dinlenmek lâzım geldi. Onun ağır vücudünü tasıyan teskereciler kanter içinde kalıyor ve deliye dönmüş sinekler, bunların terli yüzlerine müthiş bir hücum yapryorlardı. Fransa memleketimizden mal almağa mecburdur Ankarada açılacak müzakerelerin, iki memleket arasındaki ihtilâfı ortadan kaldıracağı umuluyor Aaracmzda kliring anlasması mucibince Fransa Türkiyeye, memle • ketimizden yaptığı ithalâtm yüz • de 70 i kad&r mal ihrac edebile • cektir. Fransızlar kliringe dayanarak, Türkiyeye genis mikyasta mal ithal etmişler, buna mukabil, memleketimizin ihrac hakkını tanımaz bir vaziyet takınmışlar, daha doğrusu, Fransaya Türk malı sokmaya meydan bırakmamışlardır. Fransanın son zamanlarda al dığı ziraî tedbirler ise, ihrac sahaJannı büsbütün daraltmıstır. Bu tedbirler 1935 yılradan itibaren tatbik edileceğinden alâkadar Fran siz ricali verdikleri sözü önümüz deki yılda bile yerine getiremiye ceklerini açıkça söylemişlerdir. Bilhassa Fransız tktısad Nazın M. Marsandonun beyanatı, ihtilâfı hüsnü niyetle takib eden memleketi • mizde iyi intibalar br akmaktan uzak telâkki edilmistir. Maamafih, Türkiye Cum^uriyet Merkez Bankasında, Frajısanın memleketimize sattığı fazla * a l lann bedeli olan mühim bir yekC • nun birikmis olması, Frsvnsa ticarî mehafilinde bu ihtilâfı ortadan kaldırtnak yolunda esash hareketlere sevketmistir. Söylendiğine göre, bugünlerde Ankarada bizimle temaslara ge j R ADYO aksarnki programj İSTANBUL: Siper hayatı Nezaketsiz Türk tencereleri bizi çırılçıplak denizden kaçınnca aı ğınaklara gömülüyoruz. öğleyin öyle müthiş bir sıcak var ki ne Türklerde, ne bizde ateş edecek hal kalmıyor. Saat üçe kadar öğle uykusu uyuyoruz. O zaman da Bademlikteki leyleklerin takırdısı rahatımızı kaçınyor. Bazan çadırlarda yatıyoruz; fakat çadırların içi bir fırın gibi... O kadar ter liyoruz ki hâki üniformalanmız bile sırsıklam oluyor. O zaman kendimizi siğınaklara atıyoruz. Ba zan Fransadan gelen gazeteleri okuyoruz. Bunlarda masabası er • kânıharbleri veya salon sevkül ceyşçileri, halkı vatan uğrunda fedakârlıklara davet ediyorlar. Bazı akademi azası, siperlerin gayet iyi ve rahat olduğunu yazıyorlar. Bu iddiayı ispat için bastıklan asker resimlerinde neferler büyük bir neşe ile gülüyorlar. Böylece uydurma ve saçma bir masal, yaşayıp duruyor: Harbeden ve ıstırab çeken askerin yattığı yerle sürdüğü hayat, harbden korkan ve kaçanların neşrettikleri yalanlardan ibaret kalıyor. Bu adamlar, harbin paramparça olmuş yüzünü, iskelet haline gelmiş vücudunu, boğucu lea kokusunu, iki para etmez edebiyatlarının çiçeklerile örtüyorlar. Bir sabah, gene böyle yalan dolu gazete ve mecmualan okuyor, içi sinek dolu «oğuk ve pis kahvemizi içiyorduk. Siperimizin 4 metro ilerisine 130 luk bir mermi düştü. Mermi parçalan etrafa yayıldı. Çorba pişirmek için yakılan ateşi söndürdü. Yarı yanmıs odunları, kazanları, içindekileri orada çalı şan bir Ingiliz işçi bölüğünün alât ve edevat arabasının fistüne savur* du. Oracığa çömelmia., elindeki maşrapadan kahve içen zavallı bir Fransız topçu neferi, parça parça olmuş kanlı bir et yığınından ibare kaldı. Merminin patlarken açtıgı çukur, ona mezar oldu. Yanıba şında böyle iki mezar daha vardı ki yerleri, etrafına çevrilmiş dikenli teller ve taş yerine dikilmiş pi rinc mermi kovanlarile belli idi. Topçu gömüldükten sonra tngiliz askerleri yüksek sesle bir dua okudular. l#te Fransız gazetelerinden muharrirlerin ballandıra ballandıra yazdıklan siper hayatından bir parça. Serseri kurşunlardan ölenlerin haddi hesabı yok. Şuracıktaki mevzide, birsiperde yatan bir nefer sabahleyin uyanmıyor, dürtüp uyandırmak istiyorlar. Gene uyanmıyor. Bir de bakıyorlar ki gece kalbine giren serseri bir kurşunla, bir daha uyanmamak üzere uyu yakalmış. Yeni yapılan bir çeş meden su almağa gitmek için 77 lik Türk sahra toplarımn iki yayhmı arasında kelleyi koltuğunun altına ahp öyle gidip gelmek lâzım geliyor. Siperlerde dolaşırken hiç başıni Kaniı bi yanlışlık O aksam, bir Ingiliz ikinci mülâzimi, bir gece evvel elim bir yanlışlık neticesinde ölen Ingiliz as kerlerinin cesedlerini aramak üzere kendisile beraber ileri hatlara gitmemi rica etti. Bu yanlışlık şöyle olmuştu. Geceyansı Fransızlara haber vermeden keşfe çıkan bir Ingiliz müfrezesi, Fransız siperlerine doğru ilerlemiş ve yolunu şaşırmıştı. Bir Fransız mülâzimi, gece karanhğında, başlarına koyu renkli birer dağ külâhı geçirmiş olan bu hâki gölgeleri görmüş; avcıya yayılmış olan tngilizleri Türk zannederek evvelâ, üzerlerine bir yaylım ateşi yaptırmış, sonra da bir yanm takımı süngü hücumuna sürmüştü. Bu askerlerin, tngiliz olduklan anlaşıhncıya kadar yarısı süngülenmişti. İngiliz mülâzimi, su dolu bir çukur içinde, bacaklan kıvrılmış yatan bir tesedi" tanidı. Bu, ayni takımda çavuş olan kendi kardeşi idi. Fransızlar, üç lngilizi öldürmüş, beş tanesini de ağır surette yaralamışlardı. Fransız mülâzimi, Ingiliz arkadaşının elini sıkarken yesinden ağlıyordu. Bu göz yaşlan o kadar acı idi ki miralay elini omzuna koyarak: (Ba? tarafi WHnet tahifede) rüzgârda harab olan bir evin enkazı alfanda kalarak ölmüstür. 48 saattenberi, Lehistsnda kuvvetli bir kasırga hükiim surmekte ve bSyok hasarlan mncib olmaktadır. Varsovada birçok demlar uçtmtş, an'enlerin çogn kopmustur. Kar ve buzlann erimesinden birçok nehirler tasımşhr. Lodz kasabasmda, 60 amele ailesi, su albnda kalan evlerini bosaltmi«lardir. Sdler birçok köp. ruler! abp gotürrmtştür. Londra 18 (A.A.) Hafta tati Avrupada şiddetli bir fntına büyük zararlar yaotı Bulgaristandaki azlık Türk ulusunun kültür i»i, ayn mekteb en cümenlerinin elinde ve Kültür Bakanlığının gözcülüğü altmda olduğu için, tnüftüler buraya di» batı > ramıyorlardu Bastan, yaptıklan büyük yay garalara karşı, mekteblerde Arab yazısı yerine, Türk harfleri kabul edilmis ve sen Türk yavrulan da asrî terbiye ile yetistiriliyordu. Türk muallimleri mekteb dısın • da okuma kursları da açarak yas • Iılara yeni harflcrimizi ögrettiler. Böylelikle okuma yazma bilmiyen »oydaslarımız, az vakitte bilgisiz ltkten kurtuldular. Soysal devrimde, gencler dil savaşma da yabancı kalmadılar. Bazı genclerin toplantılarında, ulus sever muallimleriain önderliği al tında, bayanlar ve baylann sular gibi parlak öz türkçemizle söylestiklerini gördüm! Soysal devrimi . mizin, sın.raştrı soydaşlarımız ara Evlâdım, dedi, bir yanlışlık sında ne denlü kök saldığı bundan oldu; fakat bundan siz mes'ul deanlasüır. ğilsiniz. Siz vazifenizi yaptınız. Siyasal 19 mayıs devriminden Kaza ve kader böyle imiş!» sonra, temelli bir degisme oldu: Tunc heykeller gibi güneşten Ayn mekteb encümenleri kaldıyanmış tüysüz ve sarışın İngiliz rılarak, kültür işlerimiz cCemaati teskereci neferlerinin götürdükleri islâmiye» lere göçerildi. Basmüf • ölülerin ve yaralılann peşinden tülük ve müftüler salt bunu bekliFransız mülâzimi de ağlıyarak yüyorlardı. lik isleri, Türk münev • rüyordu. Silâh arkadaşlanm yan verlerini, kültür kurumlarıaı kü • kumete yirerek onları is başından lışhkla olsun öldürmek ıstanbını çok çekmedi. 4 haziran günü, 2 nci uzaklaştırdı. Meydanı bos bulduk sanarak mekteblerde okuma isleri taburumuzun döküntülerile bera oi altüst etmeğe ve Arab harfleri ber Türklere hücum ederken o da ni kabul ettirmek için encümenleri yanlışlıkla öldürttüğü Ingilizlere ve muallimleri zorlamağa basladıiltihak etti. lar. Bulgaristan Türklerile müftüler arasında yamacı bir savaş basladı. 21 haziran, Fasulye denilen mevŞimalî Bulgaristandaki bazı mek • ziin zaptı için yapılan kanlı taarteb encümenleri ve muallimleri, bu ruzun günüdür. hak ve dogru yol savasınm en kızısık alanında bulunuyorlar. Müftü Bir tarafta Ingilizler, zaptı im Hasan Tahsin hoca, kaytakhktan kânsız olan Alçıtepeyi faydasız aldığı hızla, elindeki din ve Arab cephe hücumlarile ele geçirmeğe kalkanı ile Türk kültürüne saldırıuğraşıyorlardı. Müttefik bulduk, yor. Yurdun temel yasasını da çiğdişlerini sert bir taşa çarparak kıniyerek, yıl ortasında Türk mektenp duruyordu. Halbuki kendisi, bi muallimlerini mektebden atmak en küçük bir darbe ile denize yu istiyor. varlanacak vaziyette, bir kumsala Fakat mekteb encümeni, hocanın ancak takılabilmişti. ö t e tarafta, buycuğuna boyun iğmiyerek, mubiz Fransızlar da daha iyi bir vaallimlerin azil kararnamesini imza ziyette değildik. Bu vaziyeti dü etmiyerek istifa etmiştir. Bütün zeltmek ve ilerliyebilmek için önütehdidlere basvurduğu halde, kimseye söz geçiremiyen müftü, kapı müzde Fasulye denilen Türk mevkapı encümene aza olacak adam ziini zaptetmek lâzımdı. Çünkü bu aramağa başlamıştır. mevzi yolumuzu kesiyordu. Kasabada bu düskünlügü göste(Arkan vari recek adam bulamadığı için etraf köylere ve kasabalara baş vurmuçtur. Müftü, guya islâmın serefini kolinde fngüterede pek şiddetli bir fır rutnak ve Kur'an yazısını ( ! ) ka tma olmushır. Rüzgâr bazı yerierde sabul ettirmek için, kış ortasmda atte 70 mtlderi fazla bir süratie esmismuallimlerm ocağıtu söndürmek ve tir. Fırtma üe beraber tufanı andmr (350) Türk yavrusunun banndığı yağmurlar yağmıştır. kültür yapısımn üzerinde (kleri • Bazı ovalan su basmışhr. Yrgmur kal) diktatörlüğünü kurmak sev • dasına düsmüştür. ve fırtma denizde ve karada zararlara Bakalım, hak mı üstün gelecek, sebeb olmnştur. yoksa müftünün diktatörlüğü mü?.. Beynelmilel kartel de afyon almak niyetinde Taarruz hazırlığı Türk Yugoslav muhtelit afyon satıs bürosunun, afyonlu tıbbî müstahzarat fabrikaları beynelmilel kartelile giriştiği müzakereler, muhtelif safhalar geçirdikten son • ra, bir neticeye vardırılamamıştı. Kartelin simdilik mevcud stoklarla is görmeğ^e karar verdiği ve bu suretle geçecek müddetin de, müs • tahsilleri, kartelin dilediği fiate afyon vermeğe mecbur edeceğini umduğu anlasıhyordu. öğıendifknvee göre, kartele mensub fabrikalar dan bir kı&nu yeniden, büroya müracaat etmişler, afyon almak iste diklerini bildumislerdir. Böylece yeniden açılan temaslardan bu sebeli). Beşir Kcmal (Sirkeci), Übeyd fer büro hesabına iyi neticeler alı(Cağaloğİu). Sltkl (Lâleli). H. Hüsnü nacağı umulmaktadır. (Küçükpazar), Ismail Hakkl (Şehza Şurayı Devlet azalığından mü • debaşl), Nuri (Aksaray), Teofilos Uyusturucu maddeler tnhisarı da tekaid merhum Bay Saminin keri • bir tacaftan, dahilden afyon muba(Samatya), Hamdi (Şehremini), A mesi, Tahran sefareti müsteşarı yaatına devam etmektedir. rif (Karagümrük), lstefan (Baklrköy), merhum Bay lrfanın zevcesi, Bay Emilyadi (Fener), Halk (Hasköy), Neyirin kainvalidesi ve Ahmed Re Merkez (Kasimpaşa), Riza (Beşik fik Gamsisoğlumm validesi Bayan taş). Hidayet (Galata). Kanzuk (TakSıruye kısa bir hastalıgı müteakıp sim), Karakin Kürkçüyan (Pangaltl), vefat etmiştir. Cenazesi bugün E Giine? (Taksim), Necdet Ekrem (Kurrenköyündeki köskünden 11 de kal tuluş), Faik lskender (Moda), Mah Dinl bayramlarda yapılması zarurl bir dırılarak Caddebostanmdan romor mud (Altlyol), ömer Kenan (Üskü İş olmus olan tbrlkler ve zlyaretlerln 1 körle tstanbula naklile Merkez E • dar, Çarşlboyu). cab ettirdiğl mjsraf epeyce bir tutara fendiye defnedilecektir. varmakta ve çekilen zahmet te yoTguTiAllah rahmet eyliye. luğu mucib olmaktadır. Hilâllahmer Beyoğlu kaza çubesinden: Bu zahmet ve masraf yapılmakla beBeyoğlu 29 uncu mekteb talebesl Marraber birçok klmseler aradığını bula Kartonpiyerci m:ra adalarındakl felâket görenlere yarmamakta ve aranıld.ğı zaman evde bu dım olmak üzere aralarında topladıklan lunamamakta yapılan m:sraf ve zah . 1383 kuruşu şubemlze göndermlşlerdlr. metler beyhudeye gitmektedir. vefat etmiştir. Cenazesi 20 şubat Vatan yavrularmın bu lnsanlık duy Üzücü ve yorucu olan bu bayram teb. çarşamba günü öğleden sonra gularından ötürü teşekkür olunur. rik ve ziyaretleri yerine tebrik ve zlya Şubemlz bu gibi yardımlan almaktasaat 14 te, Pangaltı Feriköy, Erretler İçin yapılan masrafı «Çocuk E dır. meni kilisesinden kaldınlarak sirgeme kurumuna> ermağan etmek, Si«li Ermeni mezarhğma gömü inkılâblarımıza ve yeni düşünüşlerimize nekadar uygun düşecek. lecektir. HllâHahmer Şişli çubesinden r Varlıklı yavrular sevinç İçinde bay Arkadaş ve dostlarına daveti HUâliahmer Şlşll çubesinin 16/21935 ram yaparken yoksul çocuklann da sırt ye nıakamına kaim olmak üzere cumartesi günü toplanan 1935 yılı konlarının giydirilmesine, kanniannın do gresinde ekseriyet olm3d:ğından mez esefle ilân ederiz. yurulmasma yarayacak bu usulü kabul kur şubeye yazılı azanın 23/2/1935 cu ederek kurumumuza para verenlerin i . Zevcesi ve Cocuklaart martesl günü saat 17 deki toplantıda bu. simleri bayramdan evvel gazetelerle neşlunmalan rlca olunur. rolunacak ve bu lyllik seven lnsanlar büyuklerüü ve dostlannı tebrik ve ziyaİşte beklediğin z aşk • Heyecan • İhtiras ve yüksek macera filmi ret etmiş ve dostlarınmtebrik ve ziya retlerini kabul etmlş addolunacaklardır. Zahmetli, külfetli tebrik ve ziyaretler yerine geçmesl bu şefkat alanında bayramlaşılmış olması yurd yavruları İçin de çok yararlı olacak ve İş adamlan İçin bayramlarda dinlenmiye imkân vere Bu derece mnazzam bir filra pek az görülmnştür. cektir. Bu usulün kalblerde yer tutmasıO\nıvan : BRiGiTTE HELM persembe matinelerinde nı yurddaşlardan rica ederiz. Para ka bulüne başlanmıştır. İyilik sevenlerin listesi arifeden İki gün evvel İstanbul ve Ankara gazetelerinde neşredilecektlr. 4 17,30 lnkılâb derslerl, Üniversiteden na. kil, Slnob saylavı Yuauf Kemal 18,30 Jimnastik, Azade . 18,50 dans musikisi, plâk 19,30 haberler 19,40 Şehlr H yatrosu artlstlerinden Semiha 20 Ma 11ye Bafcanlığı namına konferans 20,20 demir caz . 21,20 son haberler 21,30 Mü nlr Nurettin, radyo, tango ve caz orkes tralan. çecek olan Fransız miimessili M. V1YANA: Perse, Fransız tacirlerinin Türki 17,15 gramofon 17,55 beynelmilel otcyedeki bloke paralan hakkmda bamobil müsabakası haberlerl 18,30 kon. zı tekliflerde bulunacaktır; buna ser: Mozartm eserleri . 19,05 ulusal neşmukabil, salâhiyettar mehafilimizde, Türkiyenin bugünkü dünya buh rtyat 19,30 fransızca ders 19,50 fennl konuşma 20,20 haberler ve hava raporu ranı içinde hiç ayrılmıyacağı poli 22,20 Avrupa konseri 23,05 sarkı kon tikanın «malımızı alanm malını al • serl . 24 son haberler 24,20 eglenceU tnak> oldugu çimdiden hatırlabl • konser 24,50 sarküı cazband orkestraa. maktadır. BERLtN: Esasen Fransız tktısad Nazırı da 18,45 şarkılar . 19,10 gendlğln zamanıbu vaziyetin Fransız ihracatçılanru Türkiyeden sipariş almamaya da • 19,35 koro konseri 20,35 konuşma 20,4! günün aklsleri 21,05 haberler . 21,15 yanacağından endise edilebileceğieglencell konser 22,05 plyes 22,35 eg. ni açıkça söylemistir. lenceli konserin devamı 23,05 haberler Fransız istatistikleri de hakku 23,25 plyano konseri: Mozartm eserleri . mızı tesbit ediyor 24,05 Hamburgdan nakil Son çıkan Fransız istatistiklleri BUDAPEŞTE: de, Fransanın memleketimize ithal 18,05 opera orkestrası tarafından konettiği eşya değerinde mühim bir ser . 10,05 konuşma 19,30 cazband ta fazlalık olduğunu kaydetmekte • kımı 19,55 güzel san'atlere ald neşrlyatdirler. 20,25 Budapeşte operasından nakten «CJ. Fransa, 1934 te memleketimize çan Holandalı> operası 22,45 haberler 79 milyon 173 bin franklık mal sat 23,35 Çlngene orkestrasu mıs, buna mukabil 33 milyon İSS BELGRAD: bin frank değerinde mal almıstır. 17,30 radyo orkestrası 19,25 konuşma. 1933 te ise Fransız ihracatı 69 mil19,30 ders 20.05 reklâmlar 20,10 grayon frangı bulduğu halde, Türki • mofon . 20,15 haberler 20,30 ulusal neşyeden ithalâtı 63 milyon raddesinrlyat 21,05 gramofon . 21,40 filârmonlk de idi. Aradaki açıklığın lehimize heyet tarafından senfonlk konser 22,45 ^larak kapanması icab ederken, haberler 22,55 gramofon. Fransa, Türkiyenin ihracat imkân • BRESLAV: larfc't mütemadiyen kısarak haricî 17,30 haflf muslkl neşriyatı 19.05 koticaretin;{xde aleyhimize olan farkı nuşma 19,20 halk konserl . 19,50 ko 9 misline çık.\7nııst«r. nusma . 20,05 Alman halk havalan 20,50 konuşma 21,05 günün haberlerl 21,10 piyes 22,05 keman konseri . 23,05 haberler 23,25 konuşma . 23,35 dans hats Baokasmın Zonguldaktaki s5mikok fabrîkasının makineleri AvVAKŞOVAt 18,05 eıkestT?. konssrl 18.25 komışma.rupadan gelmis ve montajlarma 18,35 şarkıl:r . l*,05 faiuşma 19,15 orbaşlanmıstır. Fabrikanm haziranda kestra konserl . 19,45 konuc^a 20,05 çalısmaya başlaması muhakkak gikjnuşma . 20,20 zamane h,'uerlerl 20.3C bidir. Bu fabrikanm çıkaracağı sö şarkılar 20,55 konuşma 21 05 hafif mu. mikok antrasit derecesinde hara slkl konserl 21,45 haberler . 21,K ko rete maliktir ve kok sobalannda da nuşma 22,05 gramofon . 22,15 Vlyanadaı nakil 23.05 reklâmlar 23.15 dans ha yanabilecektir. vaları 23,45 konferans 24,05 dan* hi»o Pasabahçedeki sîse fabrikası da valan. mayısta ise baslıyarak evvelâ kıhi> sarjarın ve süthanelerin sise ihti yacıçı temin edeçek* sonra ampul Bu "âkşam nöbetçi olan eczaneler ve diğer cam mamulâtını yapacaksunlardlr: tır. Şinasi (Büyükada), Yusuf (Hey Sömikok va cam fabrlkalsrj Nöbetçi eczaneler İRTİHAL Çocuk esirgeme kurıımunun (Hmayeietfalin) yurddaşlardan tiilegi Felâketzedelere yardım Bay Parseh Cezairliyan Davet CASUS KALBİ i P E K Sinemasında ALEKSANDR KORDA'nın emsalsiz eseri HENRl Azerî gencler egientisı Cetin Inçilterede Şehrimîzde bolunan Azerî Türk Gençîer Birligi ba persembe akşami için Ayazpaşada Park Oteli salonunda bir eğlenti hazirlamislardir. Uskiidar Hâle Sinemasında Asrî talebe llâveten : Dünva haberlerl rollerini pek miiketnmelpn Oyuıyanlar: DOUGLAS FAIRBANKS v e MERLE OBERON o>jiamaktarlır'ar. Fransızra mükâlemeli fılm o\ SARAY Sinemasında BATA1LLE 'un romanı