8 Şubat Türklerle Süngü Süngüye No. 95 Nakili: A. DAVER Çanakkalede Inkılâb dersleri Bugünkü maçlar Üç sahada da lik maçla nna devam edilecek Lik maçlarına bugün üç stad yoroda da devam edilecektir. Bu > giinkü maçların en mühimmi, Fener stadmda yapılacak olan Besiktaş Vefa maçıdır. İki hafta evvel Galatasarayla karsilaşan Vefa, o müsabakayı arzu edilmiyen bir sekilde bitirmiş, sadece kazanmak kaygusile tatbik edilen sert oyun şeklinin nekadar fena neticeler ver diği anlaşılmıştı. Vefanın bugün karsılaşacağı Besiktaş takımı da kuvvetli bir rakibdlr. Ayni sert oyun buna da tatbik edilmeğe tesebbüs edilirse vaziyet daha feci bir şekil alabiliır. Onun için bugün her iki tarafa da ağır başlı ve temiz bir oyun oynamalanıu tavsiye ederiz. Şeref stadmda da Fenerbahçe • tstanbulspor takimlan karşılaşacaklardır. Fenerliler, bugünkü vaziyette Istanbulspor takımmdan üstün mevkidedirler. Fakat bu maçı kazanmak için çok çalışacakları da süphesiz dir. Istanbulsporlu Salâhaddin, bir ekzersis maçmda köprücük kemiği kırıldığı için bugün oynayamıya caktır. Taksim stadmda da Beykoz Süleymaniye karşılaşacaktır. Bu maçın neticesi bkinci kümenin sonuncusunu tayin edecektir. Onun için iki tarafm da bütün gayret ve kuvvetini sarfetmesi beklenebilir. Bugün yapılacak maçların programı sudur: Taksim stadmda Kasımpaşa Anadolu saat 10 hakem Şazl Tezcan, Süleymaniye Beykoz saat 14,45 hakem İ. M. Apak. Besiktaş Şeref stadmda Fenerbahçe İstanbulspor saat 10 genc takımlan hakem Zarif, Fenerbahçe İstanbulspor saat 11,15 B. takımları ha . kem H. İbrahim, Altmordu Beylerbeyl saat 13 A, takımlan hakem Adll Giray, Fenerbahçe İstanbulspor saat 14,45 A. takımlan haücem Sadl Karsan. Fenerbahçe stadmda A Büyük alanda: Besiktas Vefa saat 10,30 genc takımlan hakem H. G. Ezgü, Hllâl Eyüb saat 11,45 A. takım lan hakem Nuri Bosut, Beşiktas Vefa saat 15 A. takımlan hakem Suphl B Küçük alanda: Beşiktas . Vefa saat 12 B. takımlan hakem Ali Rıdvan. Galatasaray kulübünün senelik kongresi bugün saat onda kulüb lokalinde toplanacaktır. Kongrede yeni idare heyeti seçilecektir. tiyazatı mezhebiye» ye ise, üstelik bir de kanun mahiyeti verilmisti. Mahmud Esad bahsin bu yerinde dedi ki: € tjin, en acıklı tarafı ise, o devirde böyle birseyin sakatlığını ortaya koyacak kuvvetli hukukçu • larm se» çıkarmaması idi. Ses çı karmak söyle dursun, bu kanun üstelik hukukçular tarafınd'an alkıs • lanmıstır da. Bunu modern Türk hukuku tatihi, acı acı yâdedecektir ve etmelidir. Bu hâdise, biz hukukçular a da ibret olmalıdır. Bu kanun mesrutiyetle beraber öldü. Esasen yasayamazdı* ölü doğmuştu, ölü kalacaktı...» Mahmud Esad, yeni Türkiyenin doğuşundan sonra da tadil i kava nin komisyonlaruıın çahsmaya basladıklarını anlatmaya geçti: Cumhuriyetin yeni kanunlarını bu ko misyonlar yapacaklardı. Yeni Türkiye Lozan muahedesile büyük çapta adlî ıslahat yapmayı da deruhde etmiş bulunuyordu. Kabul ettiğimiz esaslardan bki, belki de birincisi hukukumuzu modernize etmekti. Bu, Türk milletinin muasır milletlerle boy ölçüşerek yafayabilmesi için ayn bir zaruretti. Mahmud Esad, 1340 yilında, General tsmet Inönü kabinesinde Adiiye Bakan'ığı islerini deruhde ettigini, hükumetin ve bilhassa Atatürkün yeni Cumhuriyetuı adli sahada ilk isleL'inden biri olmak üzere yepyeni bir medenî k^nun yapılmasını is • tediklerini söyledi. Medenî kanunu ve borçlar kanununu hazırlamakta olan komisyonların çalısmalarında tuttukları yolları anlattı. Bu esas lacla «bize göre kanun» dlyerek, tmam Şafiiden modern hukukçu • Iara kadar muhtelif fikirleri birbi rine kanstıra^ bir halita yapılmıs olduğunu izah eden Mahmud Esad, böylece hazırlanacak lâyihanın gülünclügünü gösteren misaller verdL Mahmud Esad, o zaman, Türk milleti için adalet müesseselerinin Mahmud Esad, bu komisyonla • böyle halitalarla değil, en medenî rîn yıllarca çalıstığını, birçok pa milletin, en son kanunları, müm • ralar harcandığını, fakat ortaya kün olduğu kadar aynen alınarak <su> denebilecek bir eser konamakurulması icab ettigini ileri sürmüs, dığını kaydettikten sonra, Cihan Atatürk te bu yolun doğru okfu Harbi içindeki «hukuku aile kararğunu, behemehal muvaffak olun namesi» ni ele aldı: Padisahın iramasmı emretmJIerdir. desile tatbika giren bu eser, Ali PaMahmud Esad, Atatürk emredineanın düsücıüp te basaratnadığı ise ce, tutulan için başarılamamasma benzemiyordu. ÂIi Paşa, daha raimkân olmadıguıı heyecanla kay • dikaldi ve daha ileri düsünmüstü. dettikten sonra, dersini söyle bitirdi: Hukuku aile kanunu ise, bir nevi < Biz o milletteniz ki yeni mehukuku Babil kulesi idi. Hukuku deniyetin besiğini sallamısız. Bizim aile meselelerini, evlenme, boşan ihzarı kavanin komisyonları ise büma islerini mollaların, papazların, tün bunlardan bihaber, millete Sihahamların elinden alıp tmparator yam kanunlarını tatbik etmek istiluk mahkemelerine vermekten bas yorlardı. Bir milletin, yaşamak istiyen bir ka birsey değildi, Şer'î örf, âdet ve içtihadlardan ibaret olan cami, ki milletin kendini geri gömreğe hakkı yoktur. Hele Türk milleti için bu lise ve havra ahkâmına böylece bir kanun sekli verilmisti. Mahke hiç vaıid degildir. Bence medeni • yetin ölçüsü, döğü:mesini başka milmeye çıkan islâmsa ayn bir fasıl, letlerden üstün bilmek ve yapabil hıristiyansa başka bir fasıl tatbik mektir. Bu sözümü samimî ve ciddî edilirdL Hahamın gördüğü işe, Imtelâkki ediniz: Döğüşmesini bilen paratorluk hâkimi bakardı. Tarihin ve yenen en medenî millettir. yürüyüsüne tamamen zıd olan bu usul, muasır medeniyette değil, Tarihe ve hale bakınız: Kurunuvustada meselâ Şarlman ImDöğüşmesini bilmiyenter boyun paıratorluğunda bulunabilir. Bir larında zincir, ayaklarında bukağı eser vücude getirdiklerini vehme • taşıyorlar. denler, daha gerilemisler, KurucıuDünyayı daha dün, Atatürkün vustadan örnek almışlardı. Fatih başbuğluğu altında yenen bir mil zamanmdanberi kaldırılamıyan <im let değil miviz?» Eski Adiiye Vekili, tzmir saylavı Mahmud Esad, Unîversite inkılâb kiirsüsündeki derslerine dün de devam etmiştir. Yıl içindeki bütün konfeanslarını daha geniş bir şekilde ve tasnif edilzniş olarak ki tab haline getireceğini dinleyicile • rrae haber veren Mahmud Esad, Türkiyemizde, medenî kanunun tatbikı bahsini ele aldı ve bunun ta • rihçesmi anlattı: Türkiyemizi, bir kentsel yasa (medenî kanun) ile, muasır medeniyetin prensiplerine uygun bir kentsel önen (hukuku medenîye) ile teçhiz etmek fikri ta Ali Paşa zamanmdan itibaren batıra gel miştir. Ali Paşa Girid ihtilâlinde Fransız medenî kanununu adada tatbik etmek istemisti. Pasaya göre, bu bir tecrübe mahiyetrade o • lacaktı. Muvaffakiyetle neticele • nirse, tmparatorluğun her yanın da tatbik edilecekti ve müslüman, hıristiyan ve Yahudilerin seriat hukuku, bu kanunla, yerlerini, medenî Fransız kanununun hükümle • rine bırakmıs olacaktı. Ostnanlı tmparatorluğunım kentsel önemi de, böylece lâiklesecekti! Hatib, bu suretle kısalttığımız başlangıçtan sonra, tanzimatm büyük adamlarmdan olan Ali Paşanın düşüncesini tatbika tnuvaffak olamadan öldüğünü sözlerrae ek ledi. Zamanın zihniyeti, böyle prensipleri kaldırmaya müsaid değildi. Münevverler pek azlıktı, hele on Iara bas olacak liderler hiç yoktu. Ali Paşadan sonra, tmparator • Iugu hukuku medeniye prensiplerile teçhiz etmek fikri uzun zamanlar uyudu; fakat 1908 ihtilâli, mes rutiyet bu tezi tekrar ele aldı. Adiiye Nezareti, o vaktm tabirince bir «tadil ve ihzarı kavanin komisyo • nu> teşki etti. Komisyonun belli bash işi lmparatorluğun bütün kanunlarını gözden geçirmek ve memleketin ihtiyaçlanaa uygun kanunlar hazırlamak olacaktı. Stnerrn en büyiig tıltni. ılâhı' yı'dız RADYO 12,30 plâk neşrlyatı 18 Otel Tok&öı yandan transmisyon, çay jjaatl, tclalz caz18,20 çocuk saati. masallar . 19,50 haberler 10 Tektas şan, plyaro İle 20,39 havaiyen gitar, Siret ve arkadaşlan 21,15 son haberler 21,30 radyo orkestarası . 22 radyo, caz ve tango orkestralan. MOSKOVA: 17,35 konuşma, . 18,35 şarkılar 19,35 opera parçalan ve senfanlk konser 21.M radyo plyesl 22,05 Çek dlllnde konferans . 23,10 İngilizce neşriyat 24,10 almanca neçrlyat. MOSKOVA (Stalm): 17,05 konser 18,25 opera temslll nakll22,25 dans havalan ve muhtelif parça . lardan mürekkeb konser. BUDAPEŞTEÎ Eskî Adiiye Vekili Mahmud Esad, dün medenî f Bu aksamki progranO kanunun Türkiyede nasıl tatbik olunduğunu anlattı İSTANBUL: Mükemmel bir Türk nişancısı, üstüne yapraklardan dikilmiş bir manto giyerek uzun müddet Avustralya nakliye kollarına dehşet salmıstı! Filvaki, sanki bir a n kovanı i çindeyiz. Kurşunlar vızıldıyor, M lık çalıyor, bazan bir yere çarpa* rak çatlıyor. Bütün gece, kurşun lann inanılmaz nağmelerile dolu geçti. Bu kurşunların herbiri baş ka bir telden çalıyor ve bu cehennemî orkestra her taraftan bizi sarıyor, çam dalları arasına gömü lüyor, boğuk bir sesle yumuşak toprağın içinde eziliyor, mazgal lardan içeri giriyor, hemen hemen insan iniltilerine benziyen sesler çı.iararak can çekişiyor, ölüm hı rıitıları geçiriyor, baskına uğramış yavru kuşların annelerini çağıran cıvıltılannı yahud da bir süpap tan kaçan havanın ıshklarını tak lid ediyordu. Nöbetçiler, bu kur şun yağmuru altında diz çöküyorlar. Bekleşiyoruz: Güllelerin pat laması bize daha boğuk geliyor; fakat rüzgâr bunlardan çıkan kimyevî dumanın bugularını bizim üstümüze savuruyor. Onbaşılar nöbetleşe uyuyoruz. Haiiften karakol gezmek lâzım. Vara gece yarısı önceden tayin eâilen dört neferle ben karakol yapacağım. Kendi kendime bu kurşun fırtınasından nasıl kurtulacağımızı soruyorum. Saat ona doğru, karanlık bir çalı yığını içinde bir takım sesler duyduk. Bir kimse, ihtiyath ve aca mi hareketlerle otlan kanatırıyor. Mevziimizin meçhul vaziyeti ve beklemenin verdiği asabiyet le, sinirlerimiz gergin din liyoruz. Kimbilir, belki de, orada pusuya yatmış bir casus vardır. Çalı yığının üstüne tabancamı çevirdim. Oteki onbaşı süngüsünfl bütün kuvvetile çahların ortasına sapladı. Birşey yok! Biraz mahcub olarak kalkıp, çam dallan altındaki yuvamıza döndük. Serin ve sert bir rüzgâr eaiyor ve bazan kurşun seslerini örtü yor. Bu arada mülâzim beni çağırdı. lyi ingilizce bildiğim için, civar daki Avustralya bataryasile irti bat tesisine gönderdi. Muvakkat bir sükunetten istifade ederek tek başıma yola çıktım. Karanlıkta, tabancam elimde yürüyorum. Önümde, siyah yığınlar halin de dalgalanan bir çam korusunun meçhulâtı var. Çukurlara, hendeklere yuvarlanıyorum. Şimdi, o cehennemî tüfek ateşi tekrar başladı; hem de daha büyük bir $id detle... Arkamdan kurşunlar yağıyor, vızıltılan, ıslıkları kulağıma ölüm şarkılan söylüyor. Tırmanı yorum, iyi kötü istikametimi ta yin ettim: Ağacların arasında, yumuşak kum tepeleri peyda oldu. Ilerledikçe, kurşunların sukut noktalarına yaklaşıyorum. Biraz evvel başımın üstünden geçen kurşun lar, şimdi, omuzlarımın hizasmdaki çalılıklan delip geçiyor. Birdenbire aklıma geldi: Ya bu ıssız yerlerde yaralanırsam feryadımı kim«eye duyuramaz, imdadıma kim seyi çığaramazsam... Sırttan aşağı doğru indikçe gözlerim daha az görmeğe başladı. Cehennem gibi karanlık korunun ölüm sessizliği beni titretiyor. Kümbelti gibi bir çey gördüm. Bir elimle tabancamı tutarak, öteki ile de elektrikli ceb fenerimi yakarak kümbeltinin içini muayene ettim. Boştu. O kurşun yağmurunun nasıl olup ta beni sıyanet ettiğine hâlâ şaşıyorum. Şimdi artık, hiç kımıldamıyorum; yanağıma birşeyler sürünse bile... Kımıldamak neye yarar? Hiç te cesur olmamakla beraber, kımıldamanın da faydası olmadığım biliyorum. Sonra, gecenin karanlık boşluğu içinde, benim bulundu ğum yerin haricinde, bütün uçuşan kurşunlara yetişecek kadar yer olduğuna inanan manasız ve budalaca bir itimadım var. Eğer bu itimadımda yanıhyorsam kımıldamakla hiçbirşey değişmez. Eğer yanılmıyorsam kımıldamanın faydası ne> Bu yeni harb mantığı, cerh ve reddedilemiyecek kadar kuvvetli olmakla beraber bir türlü lngiliz topçu tarassud mevkiini göremiyorum. Biraz sola giderek dikenli fundalıklar arasında kaybol muştum, külotum yırtılmıştı. Kurşunlann toplanma yeririi bırakarak geri döndüm, kumluklan tekrar çıktım. Büsbütün kaybolmaktan korkuyordum. Hiçbirşey bulamadan mülâzimin yanına döndüm. 18,05 klarinet konserl 18,35 dres 19,03 spor neşriyatı 19,20 muslkl . 20,20 ko. nusma 20,30 operet 23,35 hava raporu23,40 cazbandla dans havalan 24,25 Çin. gene orkestrası. 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 18.05 radyo orkestrası 19,05 haberler19,20 radyo orkestra konserlnln devamı 20,05 konferans 20,25 gramofon 20,55 konferans 21,15 senfonik konser . 22,05 konferans 22.25 senfonik konserin de vamı 23,05 son haberler. PRAG: 17 radyo orkestrası . 17,50 ders 18,05 yeni Çek musEdslnden parçalar . 19,05 zlraat konuşmalan . 19,15 ameleye ald neşriyat 19,25 almanca ders 20 haberler 20,15 konuşma . 21 cazbandla dans havalan . 22,05 piyes 23.20 gramofon 23.25 konuşma 23,30 gramofon 23,35 rusça haberler. VARŞOVA: 18.20 gitare konserl . 18,55 kcmnşma 19,05 haberler 19,15 piyano ile blrllkte viyolonsel konserl 19,50 konferans 20.05 şarkılar 20,25 zamane nesriyatı 20,35 gramofon 20,50 konuşma . 21.20 senfonik konser 23.35 şilrler . 23,45 rek lâmlar 24,05 konuşma 24,10 dans mu. «ikisl. Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardlr: Mehmed (Büyukada), Tanas (Heybeli), Agob Minasyan, (Eminönii). Sirrl (Çemberlitaş), Asador (Gedik paşa). Necati (Cibali), Asaf (Şeh radebaşl), Şeref (Aksaray), Rıdvan (Samatya), Nazlm (Şehremini), Ke mal (Karagümrük). Hilâl (Baklrköy). Arif (Fener), Yeni Türfciye (Has köy), Yeni Turan (Kaslmpaşa), Re eeb (Beşiktas). Mişel Sofranyadia (Galata. Mahmudiye caddesi), Tak sim (Taksim), Beyoğlu (Kalyoncu kulluk). Halk (Şişli. Hamam). Saa det (Muvakkithane, KadlkSy), Os man Hu'usi (Söerüdlüre'Tne. KadıkövN Galatasaray kulübünün kongresi lngiliz mi, cas)s mu ? Sipere döndükten sonra, üşü memek için kaputumun eteklerini dizlerime örterek kıvrıldım. On dakika kadar uyuklamıştım ki nöbetçi bağırdı: Dur! lArkast wzrl Sovyet Amerika münasebatında gerginlik tarafı birincl sahitede] ler aırasinda geçen müazekerelerin akamete uğramis olmasile, şimdilik lüzumu kalmıyan bu memuriyetle rîn böylece ilgasına karar verildiği zannedlliyor. Vasington 7 Eski borclar meselesine aid Sovyet Amerikan müzakerelerinin inkitaı üzerine Amerika hükumeti nümayişkârane bazi tedbirler almış, bu meyanda Sovyet Rusyadaki diplomasi memurlaruiı azaltmıştır. Moskovadaki Amerikan askerî ataşeleri geri çağırılmıştır. Bu şehirde bulunan Amerikan konsoloshanesi ilga edilmiştir. Sefaret kadrosu da son derecede kısılmıstır. c Yeni eserler idare Bugün M i L L î sinemada filminde G A B Y M O R L A Y bütün eserlerin fevkinde dâhiyane bir muvaffakiyet göstermiştir. 1DEMİRHANE MÜDÜRÜ 2OLUM KERVÂNI Senenin iki büyük fümi birden Rıı fiiirrde pöriilen şeylerin hiçbirinin heveca > no' san defildir. ^ Dün akşamdanberi S A R A Y Sinemasında ^^ m Bu^ün Pangaltı MARLENE DIETRICH tarafmdan yaratilan f CL1VE BROOK ANN HARD1NG ve küçük DICKIE MOORE tarafmdan temsil edilen pek mükemmel bir eser. Uâveten: JNUHUN GEMİSI; Renkli muhteşem bir SiLLi SENFONi ve FOX JURJVAL. HAYAT KURBANLARI 1 Müstesna programı büyük muvaffakiyet kazanmaktadır. T A N Sinemasında Htrkesin görecejhneşe kahkaha fılmi UARİE GLORY J K A N MURAT ARYUND BERN'^RD. Tcl. 43374 Dakt fo Ev'eniyor KIZIL KRALİÇE Bugön sı^t 1( de ttnzilâtlı mati e vardır. Fransı/ca sözlil Paramoant filml. MELEK Sinemasında nihayetsiz bir muvaffakiyet kazamyor. j B E l # sineması tamiratının devamı dolayısile ' • ™ " ^ daha birkaç gün kapalıdır. Paris Komedl Fransez artisitlerinden: MARY MAR QUET ile LEAN MAX ve FRANÇOiS ROZET tarafmdan temsil •difaı muazzam aşk «• his filmi Bugün saat I I de tenıilâtlı matine Kıyamet Günleri SAFO (ALPHONSE OAUDET) nin ölmez şaheseri Bugün TÜRK sinemasında Bugün SUMER Sinemasında ( 1914 1918 harbi) Dahiliye Vekftletl tarafmdan çıkanlan aylık < İdare» mecmuasmm 82 nci sayısı çıkmıştır. Bu sayıda Basvekll İsmet Inönü tarafmdan artınm ve yerll mallar haf tasında. söylenen söylev ile Dahiliye Veklllnin ekonomik ulkumüzü anlatan söylevt, klsveler kanunu, lntihabı mes'usanın bazı maddelerinln deglşmesine datr kanun, hava ve seyir ve sefer, beynelmllel sıhhl mukavelenamesi, kadastro ve tapu tahrirî kanunu, tapu kanunu, uluslar arası çeftlrge mücadele mukavielena mesi ve llkkânun 1934 te meclisçe ka . bul edilen kanun eklemeleri ve kararlar, İstanbul ve İzmlr liman müdürluklerlnin vazifelerlne ve mürakabelerine dair nl . zamnamenin metnl vardır. Gayrlresml kısmında Nacl Kıcıman tarafmdan yazüan uluslararası mahalll idare kongre lerl adlı yazı bulunmaktadır. «İdare> bütün İs adamlannm lüzumunda kolayca müracaat edebileceklerl de ğerli bir mecmuadır. Mündericatının tanzim ve tertiblnde gösterilen muvaf faklyet aynca lşarete değer. VEF AT Kefelioğlu Sabrinin oğlu Hayati müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak vefat etmiştir. Cenazesi bugün «aat on bir bu • çukta Moda Ukelesi civarında Çı • nar »okağmda S numarah evinden kaldınlarak Kadıköy Osmanağa camisinde namazı kılınarak Kara caahmeddeki kabristanma defne • dilecektir. Allah, baba ve ananna sabri cemil ihsan eylesin. CUMA GÜNÜ HALK NEREYE GİTMELİ Büvük harb filminde : POİİNCARE CLEMENCEAU WİLLSON \n^]h kralı RUSYA ÇARI LE.Nİ1NE, TROIZKİ H1NDENBÜRG vesaire ... gibi en büyük polit.ua a ! .mları görülmektedir. Bu film yaşanmiş bir dram kuvvetini haizdir. Bütün dünyavı alâkar ve büıüo milletlere müracaat eder. İlâveten : FOX JURNAL ve MİKE MAVS Çok acıklı bir irtihal Meclisi âyan mümeyyizliğinden mütekaid, memleketin çok değerli evlâdlanndan Bay Fethi Numan, duçar olduğu hastalıktan kurtula mıyarak salı aksamı vefat etmiştir. Cenabı Hak ailesi efradma ve kendisini seven dostlancıa sabrı cemil ihsan etsm. Iki, güzel, büyük, dâhiyane, nefis ve unutulmaz eseri bir arada oynıyarak kimsenin yapamadığını, yapmadığım yapan Bugün saat 11 de matine FEDORAKazakKalbi Bu iki büyük eser bir arada olmasına rağmen duhulive 20 kuru* ALEMDAR Sinemasında LA DAM O KAMELYA (ALEXANDRE D U M A S Fils ) in meşhur aşk şaheseri CLiVE BROOK ve Oynıyanlar: PİERRE FRESNAY Üsküdar Hâle Sinemasında ROMA ÇILGINLIKLARI tlâveten: Dünya haberleri.