5£u»at 1 <5 Edebt büyük romant 3 okyuzu Yazan: Reşad Nuri Güntekin = • İki günlük hulâsa <Romamn kahrarnanı, Fatih Çarşambasında südkardeşi Raşid çocuğun evine gidiyor. Raşid eski bir bahriyelidir, yerti tekaüd olmuştur. «Kiiçiik bey» demeğe ahştığı bu altmışlık südkardeşinin ziyaretinden pek memnun kahyor ve ona deniz maceralannı anlatıyor. Küçiik bey hitabı, Raşidin tekaüdlüğü ve dinlediği hâdiseler ona maziye sürüklüyor. Küçiik bey artık a'tmısını geçmiştir. Fakat ne hazin ki Raşid çocuğu «işte biz hayalı böy'e geçirdik!> diye öğündüren maceralara mukabil onvm hayatı bomboş geç mistir. Ne bir hatıra, ne bir aile yuvası... Çarşambadan dönüşte Unkapanma giden karanlık yollarda kendini rnazinin hayallerine kaptınyor. Bir ımeydanhktaki çınaTin altında oturuyor, kahve söyliiyoT ve hatrralara dalıyor. ] Yüksek bir doktor olmak, bir çok insanı ölümden kurtarmak, hatta Avrupayı şaşırtacak keşifler, icadlar yapmak bana pek küçiik görünüyordu. Benim gibi dünyaya pek nadir gelen bir insan böyle küçiik şeylerle nasıl doyardı? Meaelâ memlekette idare bozuktu; hürriyet yoktu; zalim padışah millete etmediğini bırakmıyordu. AvTupaya karşı iki paralık itibanmız kalmamıştı. Bu işleri ben düzelt mezsem kim düzeltecekti? Herhalde programımda bu meselelere de ehemmiyetlice bir yer vermeliy dim. Bundan başka dünya kurulahdanberi halledilememiş bir takım büyük davalar, muammalar vardı: Allah, din, ruh, cennet, cehennem ve saire davalan... Bunlar yalnız zihinleri kanştırmak, insanlan ümid, tereddüd, korku gibi yıpratıcı eluygular içinde kıvrandırmakla kalmıyorlar, milletleri, kıt'alan birbirine düşürüyor, boğazlatıyorîardı. Demek ki ben müsbet bilginin son basamağına çıktıktan sonra oradan metafizik ve meçhul âlemine doğru bir uçuç hareketi yapmalı, yeryüzüne bu isler hakkında kat'î bir haber getirmeliy dim: I«te o vakit kendime çizdiğim hayat programım!... Mektebde bir yandan Te*tunün tcşrihini, Ganonun fiziğini ezberlerken öbür yandan karmakanaık bir surette Volterî, Ogiut Kontu, o zamanın piyasasında hayli sürümü olan Bühneri anladım sanarak okuyordum. Namık Kemalden Biblioteque Sosyalictein küçük kırmızı propaganda kitablanna kadar birçok yasak kitablar da caba.. Babam ben sekiz yaşında iken Blmüştü. Annemi ise hiç tam * mam. Ben amcamın Kıztaşmdaki konağında büyüdüm. Amcam gün görmüş bir adamdı. Vaktile Abdülâzize mabeyincilik etmiş, sonra fcirkaç sene Mamuretülâziz vali liğinde bulunmuştu. Bahsettiğim tarihte Şurayi Devlet azasidi. Amcamı sevmez değildim. Kendi halinde sessiz sedasız, tatlı bir adamdı. Fakat küçük görürdüm. O zamanki fikrimce, istibdad idaresine hizmet etmiş bir memunın temiz, değerli bir insan olmasına imkân yoktu. Ben bir aralık iyice gemi azıya almıştım. Cesaretten ziyade dünyanm kaç bucak olduğunu bilmemekten ileri gelen bir pervasızhkla politikadan, dinden, türlü türlü tehlikeli şeylerden uluorta bahsettiğimi işitince amcamkâh naaihat eder, kâh beni azarlardı. Ben bunu onun idraksizliğin ıden ve korkaklığmdan ileri geliyor zannederek istihfafla dudak bükerdim. Gitgide işi oyle azittım ki nihayet bir nkşam beni mütaleahaneden müdür odasına çağırdılar. Biraz sonra kapah bir arabada ya nımda bir kanun neferile Beşik taştaki Hasanpaşa karakolunu boyıluyordum. Gidiş o gidis... Beni saraya kimin ne şekilde jurnal ettiğini ne o vakit, ne de sonradan öğrenemedim. Fakat mektebdeki dolabımda tutulup karakola getirilen kitablar, onların kenarına yazdığım ipsiz sapsız notlar beni en korkunc bir ihti lâlci tanıtmağa kâfidi. Hasanpaşa karakolunda son derece fena muamele gördüm. Bu hatıralar sonradan birçok defa öğünmeme vesile teşkil et miştir. Fakat bugün herşeyi olduğu gibi anlatmak ihtiyacmda olduğum için itiraf edeceğim: Karakolda geçirdiğim günler hakikatte hayatımın en sıkmtılı, telâşlı ve zeJil günleridir. Kahramanlığım bir sabun balonu gibi sönmüştü. O birkaç günden sonra, hatta tutulduğum gecenin sabahı bana kabahatli bir bebek gibi ağlıya ağlıya tövbe ettirmek işten bile değildi ve böyle bir tövbeden sonra muhakkak dünyanm en uslu, uysal bir adamı olacaktım, fakat ne vazık ki hâkimin düseni kaldırmağa, kırılanı tamire vakti yoktur; onun isi sadece suçluyu vurmak tır. Karakolda beni en pervasız bir ihtilâlci sanjyorlardı. Dolabım» da tutulan kitablara, onlann kenarlanna kırmızı kalemle yazılmış notlara göre hakları da vardı. O birkaç gün içinde uçan kuştan meded umdum. Korkak sandığım biçare amcam beni bir kahraman gibi müdafaaya çalıştı; çalmadığı kapı bırakmadı. Fakat ok yaydan çıkmıstı. Böyle bir meselede bir kere kâğıda mürekkeb damladı mı kimse birşey yapamazdı. Tevkifimin dokuzuncu günü beni birkaç Harbiye talebesile beraber bir asker vapuruna atarak Garb Trablusuna gönderdiler. Trablusta dört sene kaldım. tlk seneki halimi ne siz sorun ne ben •öyleyim! Sürgün benim için ö lüm gibi birçey ohmıştu. Htç beklenilmedik bir zamanda yedi ğim tokmağın .seraemliği bir türlü A gitmîyordu. Ekseri muvazenesi bozuk zayıf mhlu insanlarda olduğu gibi bende de orta yoktur, daima ucdan uca giderim. Nerde o birkaç ay evvel dünyayı dar görerek gökyüzünc saldırmağa kalkan çılgm çocuk, nerde bu dünyaya küsmüs korkak, uyuşuk, bedbin insan karikatü rü?.. Bu güneş memleketinde ucsuz bucakaız bir tünele dalmıç gibîydim. önümde en ufak bir ümid ıçığı görmüyor, ölünciye kadar bu karanlık içinde yasayıp gidecegim sanıyordunu Trablusta amcamın tanıdıkla nndan yerli bir arab ailesinin evine inmiştim. Aylarca dıçan çıkmadım; odamda sırtüstü yattım. Anadolunun bazı yerlerinde eski bir kocakan itikadi vardır. Allah •inekleri Fatma anamız evde sıkılmasm, onlan koğup eğlensin diye yaratmıştır, derler. Fatma anamız gibi ben de odamda aylarca biri kalkıp bini konan yaz sineklerini koğmakla eflendim. Bir eğlencem de günde birkaç kere bahçemizdeki kuyudan su çekmeğe gelen güzelce bir arab kızını pencereden gözetlemekti. Buradan kurtulmaktan o kadar ümidimi kesmiştim ki bir aralık bu kızla evlenmeyi bile düçün düm. Bereket versin Trablustaki bizim sürgün hemçerilere... tArkası var) { Şehir ve Memleket Haberleri j Silolardaki buğday\f ©@^" "G&\\ HM ölçülmeğe başlandı Acaba bu semt ezhaTahkikat b'rkaç güne kadar bitecektir Ziraat Müsteşan Atıfın baskanIığında buğday satışları işlni tah kik etmekte olan heyetin işi bit mek üzeredir. Müste^ar Atıfla Ziraat Bankası idare meclisi azasından Kemal dün Ziraat Bankasmda alâkadariardan bazı kimseleri dînlemişler, geç vakte kadar araştırmalara devam etmiş • lerdir. Tahkik heyeti araştırmaların kat'î netîcesini a'mak üzere miifettisler heyetile eksperlerin vere ceklerl rapotIa^ı beklemektedir. Aakara buğday işleri şefi Talâ • tm başkanlığında çahşan tâli he • yet «ilolar ve ambarlardaki tetki • katmı bitirmektedir. Silolardaki stoklar miktannın tcıbiti için p7ânlmetre ismlndeki aletler Ankara • dan »ehrimize getirilmişt'c. Ş'mdi silo ve ambarlann hendesî usullerle resimleri çizilerek bu aletlerin ibresile bu çizgiîer üzerinden de • polarm mesahası bulunmakta ve mevctıd buğday miktan tesbit e dilmektedir. Heyet daha dört gün bu ölçme ameÜye'cıe devam ede rek raporunn bir baftaya kadar verecektir. Eksperler heyeti de dün Ziraat Bankasında toplanarak heyetin sorduğu bazı teknik »ualler üzerine tetkikatla meşgul olmuftur. Eks perler heyeti bilhassa rutubetten çürümek üzere iken Kasımpaşadaki an fabrikasında an haline geti • rilen mühim bir buğday partisi 0lerinde tetkiklerde bulunmakta • dir. Bu heyet te raporunn birkaç güne kadar tahkik heyetine tevdi cdecektir. Tahkik heyetîni teçkil edea Atıf ve Kemal bu iki raporu aldıktan aonra Ankaraya dönecekler ve asıl tahkikat fezlekesini orada hazırlıyacaklardır. Bu araytırma ifi dolayisile, buğday kanununun ve buğday satıs kanununun değistirileceği hakkın • da ortaya eıkan eayialann doğru olmadığı anlafilmiftır. Ziraat Mü»te?an Atıf, dün bir muharririmize. şu «özleri »öyle miftir: € Ortada donen «oxTere ragmen ne buğday kanununda bir nok*an, ne de tlım ve safam teşkiİâttnda bir kusur görülmemîştir. Tahkikatt icab ettiren husutat olsa olsa çalışma tarzmda ve başka eîhetler üzerindedir. Buğday kanunu, buğday siyasetimizi tamamen tatbika imkân verecek bir kuvvettedir.» Siyasî icmal Lehistan ve Almanya ütün dünya, bir taraftan Londrada tngiliz ve Fransız devlet adamlan arasında cereyan eden görüşmeleri takib ederken diğer taraftan Varçova da Almanya Hava Nazm General Göringle Lehistamn mukadderatını elinde bulunduran Harbiye Nazırı Mareşal Pilsudiski, Başvekil M. Kozlovski ve Hariciye Nazırı miralay Beck arasında yapilan mülâkatlara karşı büyük bir dikkat ve alâka göstermiştir. Bu iki yerdeki görüşmeler arasında sıkı münasebetler vardır. Londrada Fransanm emniyeti, Almanyanın silahlanmış olmasi ve Franttfiın istediği şark misakı meseîelerinin görüşüleceği malum olur olmaz Lehistan ve Almanya devlet adamlan bir taraftan Fransız ve İngiliz devlet adamlarına Almar.ya ile Lehiatanm kendi aralanndaki meseleleri hallederek sıkı bir birlik teşkil ettiklerini anlat mak, diğer taraftan Londra müzakerelerinde verilmesi muhtemel kararlara karşı müşterek vaziyet almak için daha evvel temas ve müzakerede bulunmayı kararlaçtırmışlardır. General Göringin Lehistana gitmesinin Rusya Çarlarının av yeri ve av köşkü olan Bialoviça ormanlannda Avrupada cinsi ender olan hayvanlan avlamak maksadına münhasır olmadığı M. Hitlerin General Göringle Mareşal Pilsu diskiye hususî bir mektub göndermis, olmasile de sabit olmuştur. Bu mektubda Almanyanın mu kadderatını elinde bulunduran Reisicumhur ve Başvekil M. Hitler Lehistanda ayni mevkide bulunan Mareşal Pilsudiskiye ileride Lehistan Almanya münasebatile aîâkadar olmak üzere çıkabilecek herhangi müşkülâtm uzlaşma yolile bertaraf edileceğini temin etmiştir. Bu sözlerle ileride iki komşu devlet arasındaki münasebatı bozacak herhangi bir hâdiseye imkân bırakıîmıyacağı temin edilmiş oluyor. Varşovada mühim mülâkatlar yapılırken Lehistan Hariciye Nazm miralay Beck parlamentoda Alman %leh münasebahndan e hemmiyetle bahsetmiş, bir sene evvel imzalanan Leh Alman misakınm hayatiyetinin iki devlet arasında muallâkta bulunan mesele lerin bertaraf edilmesile sabit olduğunu bildirmiçtir. Mumaileyh M. Göbbels ile General Göringin Lehistanı ziyaretleri esnasmda yapilan müzakerelerde ziyadesilehüsnüniyet gösterildiğini ve Leh Alman misakının esaslan dahilinde görüşülmüş olduğunu da ilâve etmiştir. Lehistan Hariciye Nazırının bu sözleri Londra müzakereleri üze rinde derhal tesirini göstermiş, İngiliz Fransız devlet adamlan ara«ındaki görüşmeler daha müspet ve kat'î bir şekil almıçtır. Leh ve Alman devlet adamlannm Varşo vada yaptıkları mülâkatlar Avrupada yeni bir siyasî zümrenin tebellür etmekte bulunduğunu, bu zümrenin şimdiki azalarının Lehistanla Almanya olduğunu, bundan sonra Almanyanın Sovyet Rusya ile eski samimiyetinin bir daha avdet edemiyeceğini, Lehistamn Fransa ve Romanya ile mevcud ittifakmda da eski samimiyetin kalmadığım ispat etmiştir. Lehistaı çark misakına girmesini Alman yanm girmesine talik ederek Al manya ile Lehistan arasında bey nelmilel siyasî sahada teşriki mesai bulunduğuna şüphe bırakmamıştır. Bu teşriVi mesat Avrutsa «• yasetinde yeni bir ami! teşkil ediyor. MUHARREM FEYZİ TOGAT rici memleket mi? Ker gün yenî bir şayia... Takas işinde mürum zaman o'duğu söyleniyor Kereste takasmdaki yolsuz işleri meydana vuran tahkikat evrakı, henüz ihtısas mahkemesine verilmemiştir; fakat evıakın önümüz • deki hafta basmda mahkemeye verilmis olacağı kuvvetle söylenmektedir. Bu mesele münasebetile Anka raya çağırılmıs olan müfettiş Ali Kemal iehrlm'ze dönmü^tür. ö ğ • feid'iâirnize göre, Ali Kemal, bir buçuk yıllık tahkikatm neticesini göfteren evrak üzerinde hem Gümrükler, hem de Ekononıi Bakanlı ğında izahat vermi^t'ı*. Tahkikatla varılan netice, suçlularin kaçakçı • Iık kar.unu mucibince ihtısas mah kemesine verümesi lüzumudut*. Yalnız dün akşam çıkarılan bir söze göre, alâkadarlardan bi'* k's»^», i*te müruruzaman olduğunu ileri sürmüşlerdir. Evrakm mahkemeye verilmeden evvel, bir de bu cihetten tetkik olunduğu bu sayiaya eklenmektedir. Yenikapi, tske!e caddesinde 2 2 5 numaralı evde oturan Kadriden al • dığımiz bir mektubda deniliyor kit « Yenikapi. Davudpam Iskeîe caddesi, sahil boyu olmak dolaylsi le ötedcnberi halk'n bir tenezzüh maha'lidir. Halbuki iskeleye ve ev lerimizin arkaslna kadar dökulen çöpler, molozlar ve sokaklarin bir çamur deryasl halini almasl bura da oturmağa imkân blrakmanV'ştlr. Bu çöpün buradan kaldlrllmasl ve denizin biraz ötetaraflna dökii'mesi için aîâkadar memurlara yap tiğimlz bütiin müracaaîler gemeresiz kalmlştlr. Bu pislık, sadece bu semti kirletmekle kaJmiyor. umumi sih hat üzerinde de pek fena tesir ya u plyor. Vergi, tcnvirat, tanzifat, yol ' parasl, Evkaf vergist ve saire ver diğiriz halde, maa'esef bu civar halkl içrn ne bir karls yol yapllmi?, ne de sokaklara bir lâmba asllm'ştîr. Bizleri ehrgun zehirliyen bu pislık lerin buradan kaldlrllmasl hususun da aîâkadar makamatln nazarl dikkatini celbetmenizi rica ederim • Kariîn aniattığı vaziyet cîd • den fecidir. Yoluna ve uığina ba • kıîmiyan bir semti ustelik mezbe • leye çevirmek ise büsbütün fena.. Acaba burasi ezharici memleket mi, diyoruz; ADUYEDE Bir lise talebesi mahkum oldu Vazifesîni ifa sirasinda gümrük mahafaza memurlarindan Celâle taarruz etmek ve bu meseleye müdahaîe eden polts Emine de gene vazife halinde hakaret etmekle suçlu lise talebesinden Murad isminde bir gencin muhakeme«i dün üçüncü ceza mahkemesinde neticelenmiftir. Suç meydana çiktığı için yirmi beş gün hapsîne, ayrtca yirmi beş lira ağir para cezasi almmasina; ta • lebe olmak itibarfle devlet kanunlan • na daha ziyade riayetkar olmasi lâ • zun iken bu ciheti de ihmal eylediğin • den cezalannin tecü edilmemesine karar veriimistir. I Do^ru d«ğil mi? Talebenîn şikâyeti Kadirga Talebe yurdundan birkaç genc çıkarıldı Maarîf cemiyçti Kadirga Talebe Yurdunda bulunan talebe, dün ak•am idarehanemize gelerek *u dU lekte bulundular: < Yurdun nizam ve sükununu bozan ve bazı hâdiselere meydan veren sebeblerin tetkik» için Yurd müdürüne ve Türk M^arif cemiyeti reUine müracaat ettik. Hidise Yurd idare müdirile alâkah olduğu için müdür tarafmdan talebenin sikâyetine vasıta olan arkad^slann Yurddan çıkanlmaaile neticelendi. Maarif cemiyeti reisine yaptığı • mız müracaatten hiçbir netice alınmadı ve »ikâyetlecimiz bile dinlenmedi. Hiçbir kabahatleri olmadığı halde Yurddan çıkarılan arkadas • lar, emrin tebliği ile beraber poIU vasıtasile gece olueken kapıdlsan atıldılar. Aklımıza bile getirmedî • ğimiz boyle bir haksızlığa uğrayan bütiin Yurd talebesi bizler, hâdUenin aîâkadar bir makam tarafın dan tetkikını rica ediyoruz.» Yurd »iki talebe «ikâyetlerinin dinlenmemesi doğru değildir. Bu sikâyetler dmlenmeli, tetkik edilmeli, tahkikat yapılmah. Haklt ile haksiz ayrılmahdır. Kabahati o lanlar cezaland'ınlmahdm Talebe • ve karşı Yurddan atılmak gibi gösterilen «iddetler, hakh olmalıdar ki talebe arasında hakka dayanan bir disiplin teessüs ets'n. Pıreden getirilen çantalar kimin? Sekizinci ihbsas mahkemesî, dün, Pire tskend'eriye seferi yapan vapurlanmızdan birinin çarkçtbası • •ile, iki tayfannı muhakemeye baslamıstır, Mesele, tayfa.nın elinde bulunan çantanıa çarkçıbaştya aid olufu, bu çanta içinde de 6 tane ucuz cinsten kadm çantasile, bir miktar kumaf. bnlunusudur ki hepsi ancak lg» 16 lira değerindedir. Çarkçtbası, eve götürmesi için tayfaya açık olarak verdiği çantaya, ancak cam&;ır!annı koyduğunu aöylemekte, çikan esyadan haberi olmadığmı ilâve etmektedir. Dün Gümrük Salon müdüru En • verle, kamarot Hasan şahid" olarak dmlenmislerdir. Mahkeme, bu mesele münasebetile Denizyollarmda yapilan tahkikat evrakı suretlerini celbe lüzum görmüstür. Vapurun süvarisi de seferden donüsünde sahid olarak dinlenecektir. SAGLIK İŞLERI Zührevi hastalıklaria mücadele Deri ha*talıkları ve Zührevî has> talıklarla mücadele c^miyeti, hal • kı; frenginin toysal felâketlerin d*en korumak ve gencliği; cin»î, ahlâkî, »ıhhî ve terbiyevî noktalar • dan uyanık bulundurmak yolundaki çalışmalarına devam etmekte • dir. Cemiyet, Universitede ve lise • lerde bu maksadla hazırlanmıs fi • limler gö«termekte, konferanslar verdirmektedir. Bundan ba«ka, tstanbul Valisi nin yardımile, zührevî hastalıkla • nn terbiyevî noktai nazardan pek güzel bir tenuili olan «Zehirli ku cak> piyesinin her hafta sah günü paj:a»ız olarak halka gö»terilme»i de temin edilmiştir. Halkevlerinde d'e frengi ve »a ir zührevi hastalıklara dair meccanî decsler tertib olunacak, molâjlar gösterilecektir. İcradaki yoîsuzluk Dosyalarda tahrifat yapmak sure • tfle icra veznesinden fazla para almakla suçlu olarak tevkif edilenler hakkindaki tabkikata devam edilmektedir. Müddeiumumî muavinlerinden Muhlis dün de bu mesele ile meşgul olmus ve birçok kimselerm malumatlarina mü • racaat etmiştir. MUTEFERMH Mcnedilen piyesler Matbuat Umum MüdürlSğü Deli Dolu piyesi üzerinde tetkikat yapmiş ve bu operetin men'ine lüzum görmetnis • tir. Menedüen piyesler arasında Ha • nimlar Terzihanesi, Bora, Faruk Na • h'zin Canavar piyesleri vardır. Bir hırsız tevkif edildi Hirsizlıkla suçlu Suphi isminde bi • ri yakalanarak Adliyeye teslim olun • mus, istmtak hâkimliği tarafmdan hakkinda tevkif karan veriimistir. Bir tayin tstanbul Nafia mektebi müdüru mShendîs Cevdet Diyarbekir dordüncü simf mühendisliğine tayin edümiftir. ECNEBİ MEHAFlLDE Amerıka Başkonsulosu Amerika bafkonsolosluğuna ta yin edilen Cenubî Amerikanın Yohannesburg şehrindeki eaki Amerika konsolosu Maktvel Morhed dün Itanbnla gelerek yeni vazife*ine Başbakanm dünkü gezintisi £konomi Bakanlıgında muamsle Ekonomi Bakanlıgında, muanelele • ri, alelâde meselelerde 48 saat, tetki • ke mnhtaç meselelerde bir hafta için • de intae re alâkadarlarina teblig edîl • tnemiş hususları ve bu babda alâka darlar tarafindan vaki olacak şikâyetleri takib için muamelât müfettişliği adile husasî bir müfettişlik tesis edil • misti. Bu müfettiflik tarafmdan yil sonn fnüna»ebetile yapilan istatistiğe naza • ran 934 yihnda Ekonomi Bakanhğı merkez datrelerine 52,603 mektub gelmis ve ferek bunlara cevab ve gerek resen olarak ta 49,401 mektub çik • tniftir. Aradaki rakamlar hıfzedilen veya mnameleye muhtaç olmiyan kâğıdUrâtr. Muameleleri bitmediğtnden dolayi 1935 senesine devredilmif kâğıd «de Kayseri fabrikası Sümer Bankin Kayteride karduğu tüyük pamukla dokuma fabrikajinin montojma başfanmntir. Fabrikaya San'at mektebi mezonlarmdan olop asker • liklerini bitiren'erden 50 isçi alinacaktir. Istiyenler 2 0 ftıbata kadar Kay seri fabnkasina müracaat edecekler • dir. Bunlar sitaj gördükten sonra ib • tisas yapmak Szere yabancı memleketlere gönderileceklerdtr. Uluslararası Kadınlar Birliği reisi Madam Aşbî dün Türk Kadınlar Birliği idare heyeti azasile bera • ber camileri gezmistir. öğleden sonra Park otelde Türk Turing kulübü tarafmdan Madam AsLi şerefine bir çay ziyafeti veriimistir. Madam Aşbi ve muavini Madam Manus perşembe günü Istanbuldan Avrupaya gideceklerdir. h.ııı. Aşbi şerefine ziyafet VtL YETTE Baytar mUdürleri Ankarada Vilâyet ve Belediye baytar müddr • leri Vilâyete aid ifler hakkmda Ekim Bakanlığfle temasta bulunmak üzere Ankaraya gitmişlerdir. Heyet yarö) »v:r GÜMRÜKLERDE Cumhuriyet Niithası S fCuruttar j Türkiye Bajbakan Ankara eaddesinJen Türbe meydamna çıkarken Başbakan lsmet lnönü dün ak • sama doğru Dolmabahçe sarayın • dan otomobille çıkmu} ve şehkde bir gezinti yaprmstır. lsmet Inönfi yerTerde yaya olarak halk arasında yürijmüştür. Bu meyan • da S:> keciden Ankara caddesi • Beyazıd yolunu takiben Aksaraya kadar gitroi» ve q£adan otomobille •araya Beîediyeye bir şikâyet Bomonti bira fabrikmsi cSvarmda oturan halktan bir kumı Belediyeye müracaat ederek fabrilunm civartna attığı çöplerden fena kokular çıkarak halkı rahatsız ettiğini bildirmişler ve buna mâni olunmasını istemisler • dir. Bu bususta tetkikat yapılacak Açı .ücretleri indirildi :ıcı lstanbul ve Galata giimrüklerind*e ithalât esyasının açıcı ücretleri tarifesindeki «fevkalâde olarak esyanm hepsi acıldıği takdirde diğer kablardan cn kurus almır» kaydi değistirilmis ve yeni tacife tasdik ediloiştir. Yeni tarifede bu ücret on kurustan bes kurusa indirilmis tir. şeraiti i için <çin Hariç Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Alt. ayhk 750 1450 Üç ayhk 800 Bir ayhk 400 <rii 1 7 1 dir. 150 yoktur