Tutankamonun karısının Bulgar kabinesi [ îzmir futbolunda "Nüfus 15 milyon; çocuk niçin değişti? bir mektubu bulundu! Kralın salâhiyetleri tah kopan fırtına! hastanesi ise 40 yataklıî,, Boğazköyde çıkan bu mektubda, dul Kraliçe evlenmek iizere Etî Kralının bir oğlunu Mısıra istemektedir. Eti Hiyeroerlifi nihayet okunuyor IBat taraft birinci sahifedei dar edecek derecede mühimdir. Esasen bütün dünya Eti medeniyetine yakından «lâka göstermektedir. Boğaz köy harabelerini ilk defa 1834 te Fransız arkeloğlarından Şarl Teksiye meydana çıkardı. 1905 ten 1912 y© kadar da Makridi ile [VVinkler heyetleri hafriyata devam ederek Etilerin eski payitahtlarını, Te tarihî eserlerini buldular. Bu payrtatın adı Hatusastır Te Milâddan 2000 sene evvei yapılmıstır. Bun dan evvel Eetilerin Kusar admda diğer bir payitahtlan daha vardı. Fakat maalesef henüz onu bulmak kabil olamadı. Hatu$as, Babilden •onra zamanm en büyük »ehriydi. lsgal ettiği u U 2X1,5 kilometro tutuyordu. Milâddan 1200 yıl evvel bu fehir Finikeliler tarafından tahrib edilmistir. Yaptığımız hafriyat neticesinde Hatusaçta 4 mabud, 2 aaray ve 4 şato meydana çıkardık. 1931 den 1934 yılına kadar krahn oturduğu büyük kalede hafriyat yaptık. Duvarla sarümıs olan bu kalenin iç tarafında bir »aray bulduk. 1933 te gene büyük bir kütüpane bulduk. Bu kütfrpanede 4000 aded kitabe Tardi ki bunlann içinde kıyntetlileri pek çoktur. Bu sene de 6 çded kral mühürfi bulduk. Bu mühürler üzerindeki yazılar hem Hiyeroglif, hem de Kuneiform sekilde iki luanla yazılmıs'fcır. Bu mühürlerin Milâddan evvel 1200 yıltnda yaşamıs olan Kral '(Hatu$Uis) • aid. olduğu nlasıl tnaktadn*. Bu mühürler, bilhassa Eeti Hiyerogliflerini okuyabilmek için sağlam bir esas teskil etmektedir. Bunlar •ayesinde simdiye kadar okunmau kabil olmryan (yazılı kaya) daki o'lçüde genisletebiliriz. Biz çağdaf 'Avrupa kültürünün yapamadığı bir budunsal emilisi onun için, yerinde bhnıyan bir kuruntu sayıyoruz. 01•a olsa dilimiz, Avrupa ülkelerin • ijde olduğu gibi yayılır, ve ülkemiz"de yasıyan ufak soy adacıkları, bu yolla, bize daha çok ısınmak ola • ganlıklannı (imkânlannı) bulabi • lirler. Tantflreleri büsbütün budun•al bir boyada olan soylar i»e, dilsel kültfire kavussalar bile, Türk tarihinin costurucu anlamım bizim (ibi yasıyabilecekler midir? lste burası çok ifkillidir. Tarih ve budun sezgisi, bunlardan doğan, »ıraıkında kisiye kanını esigetmiyen u9us sezgisi (suuru) istemekle gönüllerin dibjne indirilir bir nesne de • rîldir. Böyle derin ve köklü bir luygu her nesneden önce, uzun larihsel bir evrimin malıdır. Bizi ^mtün çaprasık ve karanhk ülküler karsısmda yüzyıllarca granit bir lcaya yalçmliğile durduran, yurdun |ıer bucağı, bir daha kalkmatnıyatak gibi yıkılmıs görünürken bizi çağdas ve uluslar, yenmis Avrupa • em karsııına çıkaraa, süngüye, topa, tanka dal gSgde ile Hayır.~ Hayktrtan, her Türk gonlünde bir fcurtulus yanardagı tutusturan, adkız Türk kızını Alp yapan iste buidur, bu tarihtir ve bu benliktir. Boyle kSpüren, tutusan bir kanı, bir •Cmntmriyet 27 ikıscıkauun did edilmek istenmedi IBat tarafı birtnd taMfedel diselere bir göz gezdirmek lâzımdir. Kimon Georgiyef kabinesinin son günleri büyük bir heyecan içinde geçmekte idi. Bugün hakikatte memleketi idare etmekte olan Askerî birliğin bir kısım azası baslannda kâtibi umumileri miralay Damyan Velçef olmak üzere, Bulgaristan da cumhuriyete doğru gidecek bir idare »istemi istemekte idiler. Kralın birçok hukuku elinden alınıp bu haklar Damyan Velçefin riya set edeceği bir devlet surasına verilecek ve böylelikle Kralın kuvveti ve salâhiyeti hiçe indirilecek, memleket bu devlet surasının intihab edeceği bir palâtnento ile idare e • dilecek, nazırları bu devlet furası azil ve tayin edecekti. Yani Kral yalnız bir gölge olarak kalacaktı. Son gayesi Bulgaristanda cumhuriyet rejimi tesis etmek olan Damyan Velçefin bu tasavvurları önce memle kette büyük bir aksülâmel uyan dırdı. Bulgaristan halkı Krallannı seviyorlardı. Halk, Kimon Georgi* yef kabinesini Damyan Velçefin e* linde esir olarak telâkki ettiği için bu kabineye karsı itimadı sıfıra inmıstı. Herkes, jrannm ne olacağı bilinmediğini düsünerek islerini ona göre tanzira etmege basladı. Kimon Georgiyef kabinesfcün bir bomba gibi patlıyan yerli yersiz reform lan memlekette itimadı ve krediyi hiçe indirdi. Ticarette ve alısverif lerde büyük bir durgunluk hisse • dildi. Diger taraftan Damyan Velçefin cumhuriyet rejimi hakkındaki ta • •avvurlan askerî birlik azası ara • sında da bir ikilik vücude getirdi* Ve Bulgaristan iki cepheye ayrıldu Bir tarafta büyük bir ekseriyeti haiz olan Kral taraftarlan ve diger tarafta da Damyaa Velçef basta olmak üzere cumhuriyet taraftarlan. Askert birligin Sofyadaki dairaî icra komhesi Damyan Velçef ta taftan idiler. Bunlar kabinede tebeddülât yapılmasina ve Dam • yan Velçefin riyaseti albnda yeni bir kabine teskil edilip bu tasavvnrun mevkii icraya konulmatına karr verdiler. Fakat Askerî birligin vilâyetlerdeki azası böyle mühim bir nieselede yalnız icra komite • sinra karar veremiyeceiini söylediler ve Askerî birligin umumi kon • gresinin Sofyada toplanmasını i»tediler. Bundan bir hafta evvel Sofyada içtimaa davet edilea Askert birligin nmuml kongresi memleketin çpk nazHc vaziyetini nazan Hibara alarak Damyan Velçefin ri yaseti alhnda bir kabmenin iş basma geçmesini tasvib etraedi. İcra komitesine itimadıızlık beyan etti ve bugünkfl vaziyet için en münasib ola» General Zlatef kabinesinin te»kiline karar verdL Çünkü General Zlatef ayni zamanda Kralın da itimadını haiz olan bir şahsiyetti. tfte General Zlatef kabinetinin mevkii iktidara gelmesini bu hâdiseler doğurmustur ve General Zlatef kabinesinin mevkii iktidara gelmesile Bulgari»tan büyük bir da • hilî sarsmtıdan kurtulmuş oldu. Sofya siyasî mehafili General Zla • tef kabinesini Bulgaristanı normal siyasî hayata sevkedecek olan bir tntikal kabinesi olarak telâkki et mektedir. M. Talât Ttzel Birinci sıruf 4 kulüb birÇocuk doktoru Nihal «Saylav olsaydım ilk isim memnîçin likten çekildi lekette bol bol çocuk hastanesi açmak olurdu» diyor taraft bi^inei tahifede) veya anlamak için, yalnız sporcu değil, tzmirli olmak kâfidir... Bunlann hangisi niçin hakhdır? Hangisi haksızdır diye anlamak veya bir hüküm vermek için her iki tarafı dinlemek lâzimdır. taraft birinci tahifede) | lanmiz var! Hem de fiziyoloji kadm • lann aleyhinedir. Erkekte metanet, cesaret, adale kuvveti, bazu ne büeyim mukavemet, âsab hersey kuvvetlidir. Aksini iddia eden varsa, gelsin bana corsun. Ben doktorum. (Asker oîu nız) iddiasinda bulunanlarin sozü züppelikten baaka birşey değudir. Siz hayalâta dcğ;1, maddiyata bakin. Biz kadm doktorlar, bu kadar modem yeti» • tigimiz, cesedler arasinda büyüdüğü9 • müz halde, hükumet tabibliği bile ya • pamiyoruz. öyle ata binip, beline de tabanca asip cürmü roe;huda hiçbiri miz gidemeyiz, dogrusu!.. Hem ka • dmlarm 30 gün içinde saglam devirleri Profesör Mazhar Osmanin dediği gibi 7 günü geçmez.. Açık ko • nusursak kadm barbedemez. Süngüyü alıp siperden çıkamaz, çiksa da sağlam donemez!.. Mesele buradaH Fakat bütün bunlara rağmen surası muhakkaktir ki kaf i bir zanıret olursa Türk kadinı asker de olur, har be de gider. Bunun misalleri çoktur. Kadm ve erkekten bekârlık vergisi alinmasına taraftar mısmiz? Ben buna sundi değil, eskiden berL. Ve iki cepheden taraftarim, bi * ri nüfusun artması, diğeri de hayatin Mıntakaya vereceğiz.» mazbut olması noktasmdan.« Vergıyı yalnız erkekten almalıdir. Hera de a ğır, nekadar momkünse o kadar ağtr!.. Kadmdan bekârlık vergisi alınmasma gelince, buna şiddetle aleybtanm. Çünkü kadinı erkek isterse alir Yoksa, kiz gidip (aman, beni al) diyemez. Binaenaleyh burada kizlarin ne kabahati var ki vergi versinler?. Erkekler öyle değil; onlara müstahaktir!.M Çocuk doktorunun Kadinlar Birliğî hakkindald fikrini öğrenmek için sor dum: Hükumet kadina bStün siyasal haklarinı kendiliğinden verdikten sonra, siyasal iddialı bir «Kadm Birliği» nin mevcudiyetini nasıl bulursunuz?.. Benim siyasetle alâkam yok, kendi köşemde, hast&nemde çallfip, duruyorum. Kadmlar Birliği hakkin • da da bildiklerim, gazetelerde oku • duklanmdan ibarettir. Kadmlar Birli • ğinin balosu, tenezzühü, yok bilmem ziyafeti fflân... Bir »ürii gürultfi, patirtı, neticede elde birsey yok. Yalniı ir> sad heyetleri lüks ve yakm köylere gidip, dönüyorlarmiy, diye ifitmiştim. ts tanbulun yanıbasindaki köye herke» gider. Marifet tstanbula gelebüen köy lünün değfl, buraya gelemiyen köylS nün ayağma gitmektir.» Reliyeflerle Hiyeroglifleri okuyabileceğiz. Bu seneki hafroyatımız diğer mfihim bir neticeye daha vardı: Malumunuz olduğu g'ibi, Mısmn meshur Kral Tutankamon 20 21 yaslannda ölmüstü. T.utankaroonun dul kalan kansı o zamanm Eeti Kralı (Şuppiluliumae) a «1380» bir mektub göndermistir. tste bu mektub bu sene elimize geçti! Dul kraliçe bu mektubunda koea•mın öldüğihm Eti kralına bildir • dikten »onra diyor ki: «Birçok ev lâdmız olduğumı haber aldım. Ben bir Mutrh ilç evlenmek utemiyorum. Oğullarınızdan birîni bana gönderiniz; onunla evlenip Muır kralı yapacağım!.» Göcülüyor ki Etiler, Muır üzerine de hâkimiyetlerini kurmak için çok güzel bir fusat karşısında kalnus • lardrr. Ancak Eti kralı, yapılan teklife innamamı», tereddüde düsmü» ve bunun ne dereceye kadar ciddi olduğunu tahkik etmek üzere bir generalint Mısıra göndermistir. Fakat bu tereddüd müddetmde Kral Amonun adamlanndan rahib Eye birçok entrikalar çevhmistir. General Mısırdan dönüjünde o zaman Halebde bulunan Etî kralınm huzuruna eıkarak dul kraliçenin teklifinin ciddt olduğunu söylemiftir. Bunun üzerine Eti kralı bir oğlunu Mısıra göndermisse de, rahib Eye onu derhal boğdurmustur. Bu »uretle, sırf bir tereddüd yüzünden Etüer, çok büyük bh fırsat kaçır • xmslardır.> Pofesör Bittel önümözdeki temmuz ayında mesaisine devam etmek üzere yeniden Boğaz köye gi decektir. benligi yalnız tarihin eli afihya • bilir. Bizim benligimiz, binbir fırtınanm içinde çalkanmıs ve perçinlen • mistir. En korkunç tarfl» çaglannda bu benlik, bu tursal (turani) güre orman kaynagı gençligile belirmis, her vakit genc bir diriliş yaratmiftır. Bizim büyük varhfımızı yasa • tan bir benlik ise çok köklü, çok derin, derinligi ölçülmez bir benliktir. Onun için benlikleri, bafkm budunlann bellibajh tarih çagla • nndaki birçok irnesnelere dayanaa emmı •• emilmeme güreleri ile değil, ugradıgı yerlere balmumu gibi istedikleri biçimi verebilmelerine göre değerlendirmelidir. Şamanstl Türklügün Asyada eşsiz sonunclar vermiş emme güresi çok büyüktür. Türk ön ve uzak Asyada, Nietzsc • henin sozile her çagda ilk adım, ilk kımıldanif ve ilk hız olmuştur. Yeryflzünüa hiçbir budun kayna gındao, bizim soy kaynagımızdan olduğu gibi, yer yer ve arka arkaya zengin kültürler Hiçbîr budunun içiaden, bizim sop> sal varlığımızda oldugu gibi, yıgın yıgm tskender, Annibal, Cesar, v. s. çikmamiftır. Bu sağlam ve diri benlik her vakit geleceğin, belli olmıyanın dizginini elinde tutabi • lir M. NERMl Futbol heyeti reîsi ne diyor? Altınordu kalesini birçok sene ler müdafaa eden fzmir Futbol heyeti reisi Mustafa diyor ki: « Oa bir haftadır Izmirde likler tmmtazam bir surette devam ediyordu. Son hafta program muci • bince: Altay, Buca ile tzmirspor da Şarksporla çarpısacaktı. Ben her hafta olduğu gibi bu defa da sahada hazır bulunuyordum. Oyun »aati geldiği zaman, hakem Zeki ilk maçı yapacak takımları sahaya çağırdı. Buca ile çarpısacak olan Al • tay takımı rakibini sahada yalnız bıraktı ve hakemin davetine ica • bet etmedi. lkinci tnaçta hâdise bir kat daha katmerlenerek; bu defa iki takım da, yani ne tzmirspor, ne de Şarkspor sahaya çıkmadılar. Bu hâdâse karsısmda cumartesi aksann fevkalâde bir îçtima yaptık. Meselenin hakikî mahiyethti teskil eden kısmmi General Vali Kâzım Dirikm riyaseti alhnda toplanarak yaptıgımız içtimada konustuk. Vali Kâzım Dirik futbol heyetini teskil eden arkadasları birer birer dinledikten »onra: «Sizin dürütt bareket ettiğinize eminim! Kulüplerl infiale sevkeden sebebleri de aynca arastıracağım.. Likler hiçbir zaman bozulmıyacak ve devam • decektir> demiftir. Maamafih bu dakikaya kadar çekildigini soyle • digim kulüblerin hiç birinden re» • men bir müracaat olmamıştır. Anlaşmak şüphe yok ki çok iyidir. Fakat geae onlann hepsfaıe birden cevab vereyim kl: Biz bu mevkie gene onlann arzularile düştük.> tzmirtfior kaptamnm sozleri Vehabtn $öytedikleri Altay lralübOnün kaptanı Vehab da funları söylüyor: < Liklerden çeki!dik.M Karst • yakatun bir su derdi vardı. Ona bile bir çare bulundu. Yalnız su bizim yaraya bh merhem süren yok!» Türk»por, Altmordu maçınday dı. Oyunun bitmesine yirmi daki ka kalat 31 maglub vaziyette bulunan Altmordu takımı topu pat * latmak suretile maglub vaziyetten kurtulub oyun tekrar edilmek b • tendi ve muvaffak ta olunamamı* degildi. Yalnız, iste ikmd derd; futbol heyetinm büyük rolfi ise yardımcı oldu. Evvelâ hakemin idaresizligi kabul edildL Sonra da hak« ı denen hakemin verdigi rapor fizerine Türkspor kaptamna ttç ay ceza verildi. Bununla kalsa, gene iyi! Şimdiye kadar sahada hiç gor* mediğimiz Reyad namında birinin futbol heyetine hakemlik yapmak için verdigi mektub hiç tahkikat yapılmadan derhal kabul edildL Ne tarafında baksanız; katayı ya hakemde veya futbol heyetinde göreceksiniz! tyte bizim çekilmemi zin ea büyük iki sebebi.. Geçen cuma sikâyet ve derdlerimizi yazdı • gımız raporu dört kulüb imza ettik. Izmirsporun takım kaptanı Sabri de funları söyledi: < Bizim liklerden çekilmemiz her şeyden evvel hakemlerin ida • resizli^lerinden ileri geliyor. Gerçi bakem tarafeynin arzusile seçili yor. Fakat son zamanlarda buna da arhk lüzum görmediler. Futbol heyeti her iki tarafın muvafakati olnadan böyle bir hakem buldu. Bunda hiç kimsenin şüphesi kalmasın diye söylüyorum. Bu hakem «K. S. K.> tan Rızadır. Fıza, bizimle Göztepe arasmdaki maçı idareye me • mur edildL Bunda yalnız Göztepenin arzusu vardı. Seçilen hakem ne kadar dürüst olsa kendisine itimad göstermiyen bir takı mın lehine hareket etme • sine imkân yoktur. Yalnız bu • rada Futbol heyetinin büyük bir kabahati var. Futbol heyeti evvelâ hakemin îdaresizliğini kabul etmisken, sonra onun verdiği raporu na* zarı dikkate aldı ve Türkspor kaptanını oyundan çıkarmakla beraber üç ay ceza verdi. Binaenaleyh derd bakem meselesjdir. tzmirde hakem bulunmadıkça bu kargasalık ola * caktır. Liklerden çekilmemize se beb hakem ve Futbol heyetinin idaresizliğidir..» Kınk kanadlar iBaş tarafı birinei taltifede) Merasime, tam saat 14 te Fatüı parkı, Beyazk), Sdimiye, Taksim ve Maçkadan ablacak olan toplarla baslanacak, tstanbul ve Merkes Komandanlan, tstanbul. Vali ve Bele * diye Reisi Muhktin, Firka VOâyet idare heyeti reisi, hükâmet, bele • diye ve Firka erkâm, Harblye mektebi, askerî ve »rvıl liseler, muallim mektebleri, bir piyade taburu, bir süvari bölügü, bir topçu bataryasi ve bir polis taburu merasime iştirak edecektir. tstanbul Merkez Kumandanı top seslerinden sonra merasimi açarak orada hazir bulunanlan, hava se • hidlertni ve bütün şehkflerimizi se • lâmlamağa davet edecektir. Bu sirada bir borazan ti isareti verecek, askerler selâm vaziyetl alacak, »iviller yapkalarini çıkaracaklardir. Tam bu anda resmî yerlerdeld ve vapurlardaki bayraklar yavaş yavaş yariya indirilecek ve fabrikalar dü • dük çalacaklardir. Şehirdeki bütün nakn vasitalan ve halk bir dakika duracaklardir. Sükutu muteakıb ordu, Tayyare Cemiyeti ve halk namı na hhabeler irad olunacaktır. Hitabelerden sonra mizıka ma tem havasi çalacaktir. MSteakıben Harbiy* mekteM talebesbden bir manga havaya fiç el sflâh atUktan sonra geçid resmi baylıyaeakbr. Ko* lordu, Belediye, Cumhuriyet Halfc Fırkası ve Tayyare Cemiyeti namina abideye çelenkler konacaktir. Onu inkâr ediyor değilhn. Fakat siz de takdir edersmiı ki hakem ol< duktan sonra oyuada müessir ola> mamak çok acıdır. Ben oyun esnasında burada söyliyemiyeceğim • bir takım ağza ahnmıyacak sözler isitir ve tahammül edersem, • zaman ne oyunun ne de tasıdığnn vasfın kıymeti olur.» Hakemin »oyledikleri üzerinde dedikodusa olan sanık îzmir muhteliti ve Karsıyaka mii dafii Rıza da diyor ki: < Altay, Izmirıpor, Şarkspor ve Türksporun liklerden çekilvıe. • lerinin aebebini ben pek geri kalmalannda buluyorum. Aciz vaziyete düsen bir takımın bu yekilde hareketi de pek tabiidir. Gerek AlUy, grek tzmirspor ve gerekse diğer takımlann üzerime idaresi verilen maçlarmda dünyada en mukaddes şey üzerine yemin ederim ki taraf • girlik aklıma bile gelmedi ve gel • mez de! Belki hatalarım vardv. "Cumhuriyetn in tefrikasıt 82 Ycumt Bdgar ValUu Tencüme edent ÖMer Fehmi Bana Levîn ağzından iki mektub yazdı da ondan.. Yazısım o kadar benzetmisti ki ben bile kandım. Ve bu aldanıs bu sabah Londra gazetelerini okuyuncıya kadar devam etti. Affedersiniz, bu soylediklerinizden birşey anlamadıra. Sabırlı olun. Herşeyi anlıyacaksmız. Evvelâ size muammanın anahtannı vereyim. Harri Stov s=»§dır ve Lev Daney ölmüştür. E• ct, doğru soylayorum. Neye oyld v Mister Kunleyi çağıracak olursa gözlerinizi açıyorsunuz? Sizin nız ağzımı kaparım ve tek kelüne Lev Daney tarafından yapüdığını söylemem. Henüz sinirlerim yatı?zannettiğiniz birçok isler Harri madı. Bu anda Kunleye tahammül Stov tarafından yapılrmştır. Bunu edemem. Size gelince siz benim hosiz tahmin etmeliydiniz. Çünkü o suma gidiyorsunuz. Bana bir sigaHarri Stovun yapmıyacağı birçok ra dahaveriniz! işler, birçok budalaca isler yaptı. Nihayet bu sabah ölümüne sebeb Tim kadina yeni bir sigara uzaolan zehirlenme hâdiseai de bu bu tarak yaktı. dalaca işlerden biridir. Sigara benim en bas ilâam. Neler söylüyortfunuz? O da Bu tütün de çok güzel. Ha ne diyor dum... Ben Daneyin ölümü mı oldu? nakkında bu sabaha kadar hiçbir ~ Evet. çey bilmiyordum. Daney, Haıri Zehirlenerek mi? Stovdan biraz korkardı. Harri ona Evet, fakat derhal akla geiki üç defa fena oyunlar oynamıçlen manada zehirlenmek değil... tı. Eski arkadaşının Londrada buGeceleri bir türlü uyuyamaz ve lunduğunu biliyordu. Nihayet bir daima veronal ahrdı. Bunu son zagün ona telefon etti. Görüştüler. manlarda o kadar çoğaltmıştı ki bu ilâcm kendisine nihayet fena bir o Bu mülâkatın nerede vuku bul yun oynıyacağını ihtar etmege duğunu, neler görüşüldügünü ve mecbur oldum. Fakat dinlemedi ve nasıl neticelendiğini de henüz yecezasını da çekti. ni öğrenmiş ve keçfetmiç bulu nuyorum. Tim ayağa kalkmak istedi. Kadm mâni oldu. Lev, Harriye Hampsted Hed Yok.. yok oturunuz. Biraz da de randevu vermişti. Daneyin bu ha... Cezasını bu suretle görmüş mülâkatta Harriyi temizliyeceği olması isabet te oldu. Çünkü eğer ni sanıyordum. Tahminime göre o kendi kendisini öldürmeseydi, Lev Daney Harriye evvelâ bütün onu ben öldürecektim. Bu sabah sırlannı söyliyecekti. Nekadar pagazeteleri okuyup ta Levin ölmüş rası olduğunu, bunları nerelerde olduğunu anlayınca buna karar sakladığını ve saire... Lev kedile vermiştim. rin farelerle oynadıklan gibi kurTim eline telefonu alarak sor •banlarile oynamasını pek severdi. du: Harriye herşeyi anlatacak, sonra O nereded;r? da onu öldürecekti. I^ekadar acelecisiniz> Eğer Bilâhare Harri Stovu hayatta go rünce tahminimde aldandığıma hükmetmiçtim. Halbuki bu sabah aldığım malumat bütün bu düçündüklerimin doğru olduğunu anlattı. Yalnız bir noktayı hesablıya mamıçtım. Harrinin Lev Daney den daha evvel davranarak onu oldüreceği ihtimalini... Gölden çıkanlan cesed bunun böyle oldu ğunu anlatıyor. Şimdi bu şekle göre sunlara hükmetmek lâzım: Harri Levi öldürdükten sonra Mister Okvraytın evine koşmuş, Stokere Levin hazi neyi istediğini söylemiş, Stokeri yolda öldürmüştür. Levin cesedini göle atmadan evvel bütün ceble rini kanştırdığı için onun muhtıra defterini de bulmuştur. Levin bütün esrarını bu deftere kaydetmek âdeti idi, Harrinin bu defterin yardımile beni Severne çağırması gayet kolay olmuştur. Kendisile orada bir hafta geçir dim. Harri bana Levin gizlendiğini ve benden dilimi tutmakhğımı istediğini söyledi. Bundan sonra bir de Levden bana yazılmıs bir mektub gösterdi. Bu mektubun sahte olabileceğini düşünemedim. Budala gibi kandım. Levin saklandığına, onun yerine Harrinin i; göreceğine inandım ve hiçbir mukavemet göstermeden her dediğini yaptım. Şimdi nerede bu adam? Sabredin söyliyeceğim. Bu sabah Londra gazetelerini okuduktan sonra yanıma bir tabanca alarak onun odasına girdim. Fakat nafile zahmet etmişim. Veronal benden çok evvel onun içini görmüştü. Işte yüzbaşı olup bitenler bundan ibaret... Size daha ne söyliyeyim? Connitimin ölümünden ha berdar değil misiniz? Hayır, hatta genc Okvraytın öldürüldüğünü dahi b.ilmiyordum. Ben Jennings binasından daha evvel ayrılmıştım. Harri, Levden miras olarak bir çok ecnebi parası eîde etmişti. Fakat bunları geçirmesini beceremedi. Nihayet zengin akrabasından miras kalan paralan almak için bir plân kurdu. Bunlan bana bırakı yor ve ölüyordu. Anhyorsunuz ya elimdeki vasiyetname taklid değil, hakikidir. Tim eline tekrar telefonu aldı. Kadm bu sefer hiçbir itirazda bulunmadı. Mükâleme bitince: Harri Stovun cesedini aşağıda uşaklara mahsus odalardan birinde bulacaksmız. dedi. O da iyî fransızca konuşur. Herkes onu benim çoförüm ve kâtibim zanne derdi. Siz ona Afrikada rasgelmiştinîz. Kendisini gayet iyi tanıyordunuz. Bundan dolayı sizi öldürmek istiyordu. Biz sizden ancak birkaç saat ton* ra Londradan aynlmıştık. Harrinin küçük bir tayyaresi vardı. *** Mister Kunley biraz sonra geldi. Madam Daneyi alarak götürdü. Kadını saatlerce isticvab ettiler. Fakat o Time söylediklerinden ba{ ka tek kelime söylemedi. Harri Stov, Lev Daneyi öldüren ve onun namina i; gören Harri Stov ölmüştü. Mesele bundan ibaretti. Hayduda veronah veren eczad bulundu. Fakat o da için içinden sıyrıhp çıktı. Elinde muntazam reçeteler vardı. Yalnız eczacı değil, hatta Madam Daneyi itham edecek madde bile bulunamıyordu. O Daneyin şeriki cürmü idi, fakat bunlan ceb ren yaptığım söylüyordu. Zaten soygunculuklara filân da iştirak etmemişti. Mister Kunley istîcvabdan sonra gördüğü Time bunlan anlata rak: Adeta bu kadina acıyaca ğım geliyor, dedi. Niçin? Harri Stovun yarim milyonluk servetine konacağı için mi? Tim ilk tayyare postasile Londraya döndü. Artık Mari Grirle evîenmekten baçka yapılacak işi kalmamıstı. SON