Türklerle Süngu Süngüye No. 83 Nakili: A. DAVER Çanakkalede { Şehir ve Memleket Haberleri j Siyasî icmal Tayyare şehidleri Muhtelit Türk Adliyeye yapılan ihtifali yarm... bir cinayet ihban Yunan mahkemesi 20 günlük çocuğu babasile ebe boğmuşlar... Emine Şükran Uminde bir kadının ihban üzerine zabıta, kücük bir çocuğu öldürmek suçile Ihsan, ebe Araksi ve kocaıı Jiraer isminde üç kişi hakkinda tahkikata başlamıstır» Şükramn anlattığuıa göre thsan, kendîsîni Arabyan hanmd'aki yanhanesânde daktiloluk ederken kandırmış, ondan gebe kalmntır. tbsan bunun üzerine kendisini Beyoğlunda Sakızağacında ebe Araksiye götiirmüş, kadın orada doğurmuftur. Fakat ebe ile Ihsan, En\in« Şükranı birçok bahanelerle iki gece evdea uzaklaştırmışlar. Şükran tekrar Araksintn evine döndüğü aanuua çocu* ğunu bulamamı». Komfulara sormu», Sofijre isminde bir kadta çoouğun geceyarısına kadar oiladığmı, sonra birdenbire tesmin ketildiğini •öylemlf. Ana oocuğunu aramıs ve nihayet öldikiildüğiinü ögrenince polise gelerek: c thtan, Araksi ve kocasi jravrumu 20 günlük iken boğdular. ö lüsünü de Mecidiye köyündeki £rmeni mezarlığına gömdüler» diye haber vermiftir. Sırçlular tamamen kıkâr roluna •«pmıslardır. Her ücü de dün mev cud"en Miîddeiumumilîğe verlhniş • lerdir. Müddeîunuun! muavinlerinden Sefik tahkikatla mesguldttr. "Camhtmydr 2>lkıncıkaııuıı o= Orta Avrupa meselesi enevrede Uluslar Kurul tayında görüşülen mese lelerle beraber; hususî o larak büyük devlet adamlan a rasında yapılan görüşmeler de nihayet bulmuştur. Şimdi bir ta raftan Londrada lngiliz ve Fransız devlet adamlannın gayriresmî konferans şeklinde yapacakları görüşmelere hazırhk olmak üzer* iki devlet arasında mühim müzakereler yapılıyor. Diger taraftan Romada Fransa ile ltalya arasında yapılan anlaşmanın orta Av rupaya aid kısmını tahakkuk ettirmek üzere bu iki devletle Tuna devletleri arasında diplomasi mü zakereler başlamıştır. İkinci müzakerelerin toptan yapılması için Musolininin Küçük Itilâf Hariciye Nazırlarını Romaya davet eylediği ve bu devletlerle müttehid bir zümre olarak müzakereye giriseceği şayi olmuşsa da haber doğru çıkmamıştır. Musolin! Habsburg imparatorluğu yerinde büyük bir devlet, yahut müttehid devletler camiasının teşekkülüne siddetle muhalif bulunduğundan Küçük İtilâfı yekvücud siyasî bir zümre olarak bundan sonra da tanımak istemiyor. Zaten Fransa ile ltalya arasında Roma anlaşma sından evvel yapılan müzakere » lerde en büyük engeli Musolini nin bu noktai nazarı teşkil etmiş ti. Avusturyanın istik.la.lini temin maksadile yapılacak mukaveleye Küçük İtilâfın hep birden dahil olmasına Musolini son derecede mümanaat göstermişti. Bunun için orta Avrupa anlasmasına Romanyanın birinci derecede alâkadar devlet olarak değil belki Lehistan gibi uzakta ve alâ kası ikinci derecede bir devlet o larak iştiraki kararlaştırılmıştı. Orta Avrupa anlaşmasmı tahak kuk ettirmek için şimdi tutulan müzakere usulüne göre Fransa ile ltalya alâkadar devletlere birer muhtıra göndermek suretile siyasî teşebbüslerde bulunuyorlar. Bu teeebbüs üzerine alâkadar devîet, Fransa yahud ltalya ile müzakereye girişiyor. Bu müzakereler ne ticelendikten sonra anlaşmanın kat'î metnini tesbit için bir kon ferans akdolunacaktır. Konferansın akdi tahakkuk ederse Pa riste toplanacağı umuluyor. Bidayette bu müzakerelerin çok uzun süreceği tahmin olunuyordu. Lâkin Sar reyiâmında almanlığın ve nazilerin kazandığı kat'î zafer Avusturyalıların ırkî duygulan üzerinde kuvvetli tesir yaptığın dan ve Avusturya nazilerini yeni faaliyet ve gayret göstermeğe sevkettiğinden Avusturya meselesi nin ehemmiyeti bir kat daha artmıştır. Avusturyanın Almanyaya iltihakı tehlikesinin kuvvet bulma• Tuna havzasma aid müzakere ı leri tesri etmektedir. Sar reyiâmı neticesi olarak A vusturyada vaziyetin fenalaşması Avusturya hükumetini de telâşa düşürmüştür. Bunun için Avus ' turya Başvekili ile Hariciye Na zm Roma anlaşmasmın Avustur ya istiklâline aid kısmınm biran evvel tahakkuku lüzumunu anlatmak için Paris ve Londrayı ziya rete karar vermişlerdir. Orta A r rupa meselesi çok ehemmiyetlen • miştir. MVHARREM FEYZİ TOCAT Denizaltı kemisinin torpili Majestic zırhlısının tam bel kısmına isabet etmişti! Düşman tarafından parlak bir surette tatbik edilmiş o lan hücumun, kuvvei maneviye üzerindeki tesiri çok derin olmakla beraber, umumî harekât plânı üzerinde icra ettiği maddî ve filî te«irle mukayese edildiği tadirde, ehemmiyetsizdi. Bu hâdise, sahile îevazım ve mühimmat yetiştirmek meselesinde yeni müşkülât çıktığını gösterdikten başka orduya artık zırhlılarla daimî bir muavenet ve muzaherette bulunmanın mümkün olamıyacağını da ispat etmişti. Triumph battıktan sonra, Amiral Nikolson, Majestic zırhlısile geceyi geçirmek üzere Kefalo koyuna çekildiği gibi, diğer harb gemileri de Mundros limanına gittüer ve bunlann yerini muhribler aldı. Fakat bu ders, daha kuvvetli su rette, bir kere daha tekerrür cdecekti. Ertesi gün (26 mayıs) başka bir hâdise olmadı. Yalnız Boğaz methalinde bir Fransız zırhhsı, bir düşman denizaltı gemisi gördüğünü haber verdi. Bu hâdise vuku bulduğu »ırada, Fransız zırhhsı Seddilbahirle Kumkale arasında zik zak •eyretmekte idi. Birdenbire gemidtfn yüz yarda mesafede, bir peritkop görüldü. Fakat Fransızlar için bir talih eseri olarak, o anda, zırhlı istikametini değiştirmek üzere bulunduğundan düşman torpiline hedef olacak yerde denizaltı gemisinin üstüne doğru yürüdü. Hatta geminin efrad ve zabitlerinden bir kısmı düşman teknesinin ikiye bölünmüş olduğuna kanaat getirdiler. lngiliz ve Fransız muh ribleri, hemen düşmanı aramağa başladılarsa da hiçbir şey bulamadılar. Sabahleyin tekrar İlyas burnuna gelmiş bulunan Amiral Nikolson da muhtemel hücuma karşı yapılması mümkün bütün ted birleri alarak mevkiinde kaldı. su üstünde bulunduğundan dip levhalarile omurgasmın prova ucu denizin yüzünde olmak üzere prova direğine istinad ederek karaya düşmüş bir balina şeklinde kaldı. Majestic elden gitmiş ve onunla beraber ordunun levazımını ver mek ve onu takviye etmek için alınan usullerin sonuncusu da battal olmuştu. İhtimal şimdiye kadar, hiçbir askerî hareket, bu kadar küçük ve ehemmiyetsiz vesait yüzünden bu derece derin surette müteessır olmamıştı. Düşman denizaltı gemisini kullanmak ve idare etmekte gösterilen parlak meharet ve dirayet için lngiliz ordu ve donanmasının tahsin ve takdirden başka söyliyecek sözü yoktur. Ve bu hareket tarzı da tahtelbahire kumanda eden zattan cidden beklenilebilecek birşeydi. Çünkü sonradan anlaşıldı ki bu denizaltı gemisi kıdemli yüz başı Hersingin kumandası altında bulunuyordu. Hersing nisan ayında U. 21 denizaltı gemisini bütün müşkülâta rağmen Şimaldenizinden Cebelitank Boğazı yolile Ak denize getirmiş olan azimkâr zabitti. Bu suretle o vakte kadar vukuuna inanılmıyan ve imkân verilmiyen bir işin, yani yarı yolda bir üssülharekesi olmadıkça bir denizaltı gemisini Adriyatik denizine getirmenin mümkün olduğunu ıspat etmişti. Hersing sarnıclarında ancak yarım ton yağ olduğu halde 13 ma yısta Kattaro limanına vardıktan sonra bir hafta dinlenmiş, sonra Canakkale Boğazına doğru yoluna devam etmişti. Salı günü Izmir ve Atinaya gidiyor Türk Yunan muhtelit hakem mahkemesi önümüzdeki salı günü Izmir ve Atinaya giderek bazı da • valann tenviri için oralardaki »ahidleri dinlryecektir. Mahkeme reisi M. Boeg bu seyahat hakkmda bir munarririmize sunlan söylemijtir! < Kanunî mühletimiz olan ni • •an sonuma kadar islerimizi bitire • bilmek için ikinci defa olarak tzmire ve Atinaya giderek buraya gelemiyen bazı «ahidleri dinHyecegiz. Buralarda on iki dava ile alâkad*ar yetmiş k^dar »ahid rardtr. Dava lar arasında tzmirdeki eski subeleri hakkmda Şaek ve Arina Bankaları tarafından açılan davalar da bulunuyor. Şubatın 15 inde Istanbula done rek 21 uıde celselerünîze tekrar başlıyabileceğimizi umuyoruz. Daha bakılacak 75 kadar dava kalnuftır. Zannederim bunları da nisan sonuna kadar bitiririz. Bunlann ekseriyeti tzmir ban kalarından vazıyet edilmiş kasa • lara aiddir. Bundan başka bazı env lâkin iadesine ve zarar ziyan talebine dair davalar da vardır. Abdülhamid veresesile Evkaf tarafından Yunan hükumeti aleyhine açılmış bazı çiftliklerin iadesi da • vaları da bunlar arasm<fadır.> Merasim Fatihte saat 14 te basîıyacak .Tayyare şehidleri ihtifali yann Fatih Tayyare parkmda yapılacaktır. Tayyare cerrJyeti ihtifal programı na aid hazırlıklan bitîrmistîr. Yalnız gorü'en lüzum üzerîne program biraz değistirilmictir. Evvelce, ihtifalin sa at 12 den 13 e kadar devaım ve Fatüıteld Tayyare parkmda saat on birde toplanJması düsünülmüstü. Bilâ • hare bu program değistiriuniştir. th • tifal yann saat 14 ile 15 arasında yapıiâcak; davetliler, kıt'alar, mekteb • liler ve ha?k saat tam 13 te Fatihte toplnnacaklardir. . Merasrm, saat on dortte Beyazıd, Selimiye, Taksim ve Maçkadan »h • lacak toolrla başlıyacaktır. Fatihteki toplanhda merasimi Istanbul Knmandanı açacaktar. Kumandan balkı bütün şehidleri selamlamağa d^vet edecektir. Kıt'alar, mektebler selâm vaziyeti alacakiar, sivfller de sapkalarnM çıkararak selâm rcsmine istîrsk edeceklerdir. ... ^ .. Ba nrada şehrin her tarafında bayraklar yavas yavas yanya indirilecek, fabrikalar ve gemiler düdük çalacak lardır. Ayni dakikada bütün nakliye vasıtaian ve herkes bir dakika dura • cakhr. Selâm tnerasimînden sonra F?töı parkmda ordu narmna bir zabit namxedi, Tayyare cemiyeti namına bir zat ve halkt'n bazı kimseler «öylevler söyliyeceklerdir. j Soylevlerden sonra rnızıka matem I navası calaeak, bir zabit kumanda • | smda Harbive mektebi t?lebesfnf'en | bir manga havaya üc defa ateş ede • cektir. Müteakıben geçid resmi bashya • caknr. Gecid resmfne «rasile H»rbiy« mektebi, Maltepe askerî lisesi, Hava gedikli kücükzabit mektebi, bir piyade tabunı, bir süvari bolügü, btr topea bataryas^ bir polis tabunı ve mektebliler işrirsk edeceklerdir. Milli Türk Talebe birliği genel yazganlıgmdan: 27/1/935 tarihinde Tayyare şe sidleri ihtifali vardiT. Bırlik üyeîerinin •aat 13,5 ta Fatihte birlik bayraği altında toplanmalan. MALÎ MEHAFİLDE tstanbul Ziraat Bankası müdür lü'TÜne Adana Ziraat Bankası müduVrü Fazlı tayin edilmiştir. Istanbul Ziraat Bankası MüdürlüğU Tramvayda unutulan eşyalar dün satıldı İnniliz, Fransız gerrileri büsbütün kaçıyorlar Hersingin bu hayret ve takdire değer teşebbüsünün veıd'ği muvaffakiyetli neticelerin mühim ve vahim manevî tesirleri gizlenebılecek mahiyette değildi. Duçar ol dukları zayiat ve muvaffakiyetsızliklerle şevklerini kaybetmiş olan ve denizden yapılan şiddetli bombardımanların tesirile kuvvei maneviyeleri kırılmış buk'ian yüzlerce Türk askeri, en ziyade korktukları şey olan İngiliz gemilerinin karmakarışık ve alelâcele kaçtıklarını görmüşîerdi. Sonra lngiliz askerlerinden binlerce kişi de, bu hâdiseyi ve gemilerinin battığını pekâlâ müşahede etmişler, artık kendilerine, hergün yaptıklan siper muharebelerinde muavenet edecek kruvazörlerle muhriblerden başka birşey kalmadığını anlamışlardı.» İHHİSARLARDA Rusya ile afyon müzakereleri Memleketimizle Sovyet Rusya »rastnda afyon müzakerelerine gelecek ay içrade baslanacaktır. Uyu*tucucu Maddeler tnhisan müdürü Moskova ticaret mümes»ilile birlikte Moskovaya giderek bu ko« nu malarda bulunacaktuv Bu müzakereler mü»bet blr feküde bitince, Ti» kiye, tran, Sovyet Rusya ve Yugoslavya gibi en fazla afyon yetiştiren dört müttahul memleket bir kartel vücude getirmi» olacaklardır. fflükemmel bir torpii atışı Düşman denizaltı gemilerinin maksadı, kâfi derecede sarihti. Türklerin harekâtına en büyük engel lngiliz ve Fransız zırhhlarının top ateşi idi. Düşman, evvelâ, bundan kurtulmak istiyordu. Zırhlılar bertaraf edilinceye kadar nakliye gemilerine müsaade edilebilirdi. Binaenaleyh nakliye gemileri arasına tokulmuş bir zırhlı düşman denizaltı gemilerine karşı nisbeten mahfuz bir yerde bulunuyor demekti. Majestic zırhhsı da yarımadanın cenub kıyılanna Îevazım ve mühimmat çıkarmakta olan nakliyeler arasına, torpii şipkalarile donanmış olduğu halde ve müm kün olduğu kadar sahile sokula rak demirledi. Demirlediği yer, düşmanın başlıca mevzilerine de hâkim bulunuyordu. Nakliye gemilerinin dış tarafında muhribler karakol yapıyor ve Boğaz metha linde de topsuz balıkçı gemilerinden mürekkeb bir kordon bulunuyordu. Majestic zırhlısmın mevkii Alman denizaltı süvarisinin me haret ve cür'etine nazaran bile kâfi emniyet ve selâmeti haiz bulunuyordu ama mayısın 27 nci günü güneş doğarken alınan bütün bu tedbirlerin ne derece eksik olduğu anlaşıldı. Saat 6,45 te Majestic zırhlısmın iskele kemere istikametinden an cak 400 metro mesafede bir pe riskop denizin sathından birden bire yükseldi. Majsstic hemen periskopun üzerine alc^e başladise de artık, bu esnada, v h l ı y ı ihata eden nakliye gemilerinin teşkil ettikleri perdedeki birkaç açıklığm birinden yaklaşan torpilin izi görüldü. Bu, en usta torpidocuların bile gıpta edecekleri mükemmel bir atıçtı. Torpii, çipkaya vurup hiçbir mukavemet görmeksizin geçti ve zırhhnın tam bel kısmına isabet etti. Anında ikinci bir torpii, bi rincisini takib etti. Bir zaman ln giltere kanal filosunun medan ıftihar ve gururu olan ve Kraliçe Viktorya devrinin bütün düşünce ve tecrübelerinin neticesi bulunan bu meşhur eski zırhlı yedi dakika içinde albura olup gitti. Fakat disiplin ve intizam o derecede idi ki hemen hemen bütün mürettebatm kurtanJması mümkün oldu. Infilâk veya şipkaya takılma yüzünden kırk kişi ölmüştü. Gemi tamanoile batmadı. Yalnız dokuz kulaç ECJSERÎ MEHAFtLDE SEHIR İSLFS M. Pol Bastid geldi Mutul petroUarını Akdentz* nakIedsn demir boru yolunun açılif me» rasimrnde hazır bulunan Fransıs murahhas heyeti reUi ve radikal sosyalist fırkası umumî kâtibi Pol Bastid dün aks&mki Toros ekspre sile Istanbula gelmiştir. M. Heryo hasta olduğundan Suriyeye gidemerrustir. Ait» ay içinde tramvayda unu • tnUn ve sahibleri çikmiyan eşya • lar, dün sabah tramvay hareket müdürlüğünde müzayede ile »atılmıstır. Esya arasında pek muhtelif seyler bulunuyordu. Bihassa şem • siyelerin çokluğu nazan dikkati celbediyordu. Satış hayli hararetlt olmuştur. Resimlerden yukaridaki, eşyalardan bir kısmını, asagıdaki satışı gösteriyor. Kapalıçarşı tamir edilecek Kapalıçarsının tamiri için 200 bin lira lâzım geldiği anla/îilmıstır. Şimdilik ^ı ziyade tamire muhtaç yerlerm tamiri yapılacaktır. Bir heyet hangi kısmın daha evvel tamiri lâzım geldiğini tetkik etmektedir. Alman deniza'tı gemileri geç kaîmışlardı (Inşjliz deniz harb tarihinden a'dlğlm parça burada bitiyor. Alman de nizaltl gemilerinin Çanakkaleye gel mesi, önce, ordumuzun maniveyatınl yiikseltmiş. lngiliz, Franslz kltaatlnln da kuvvei maneviyelerini klrmlstı. Fakat bu gemilerin Boğaz muharebeleri üzerindeki bütün tesiri bundan ibarettir. Hakikatte, Alman denizaltl gemilerinin Boğaza gelmeleri kara muharebeleri içîn maddeten zararll olmuştur. Çünkü liman'ara kaçan büyük lngiliz zirhhlarınln yerine monitorler gelmiş; su kesimlerinin azlığı ve küçüklükleri dolayisüe denizalu gemilerinden kor kusu olmıyan bu gemiler, klsa yani karadaki obüs toplarina müşabih toplarla mücehhez olduklari için, mermilerini siperlerimizin içine düşürmek imkânlnl bulmuşlardir. Zirhhlarin atişl, mestur mevzilere karşl tesiri az kuru gürültü den ibaret olduğu halde, monitörlerin mermileri çok daha müessirdi. Bu iti barla zlrhlllarln gidişi bize faydalı değil zararlı olmuştu. Eğer Ajman denizaltı gemileri, ilk ihrac günlerinde Bo ğazda bulunmuş olsaydllar, düşmanın vaziyeti cidden feci olurdu. Fakat mayls nihayetinde bir ay gec kalmlşlar dl A. D.) Şimdi Fransız dostumuzun ki tabına dönelim. Fransız yüzbaşısı Majestic zırhlısmın battığını an lattıktan sonra, 27 mayıs gününe ait hatıralarına şöylece devam ediyor. (Arkast var) Hayir cemiyetlerine yardım POFJSTE Elektrik fabrikasmdan kömür aşıranlar Evvelki gece Haliçte iki komür hırsızı yakalanmıtır. Karaağaç sa> hilinde devriye gezmekte olan memurlar, karanlıkta fenersiz giden bir kayıktan süphelenerek takib et misler ve kayjğı Eyiib onlerinde yakalamiflardır. Kayikta 500 kiio kok k3müWl bulunmustur. Yakalanan Ntıri ve Hüseyin isimlerindeki iki sabıkali kömürleri Silâhtarağadaki elektrik fabrikasmdan çaldıklannı itkaf et • mişlerdir. Belediye, sehirde mevcud hayîr cemiyetlerine her sene yardım ederken son iki yılda bütçe darlığın • dan buna imkân bulamamaktadır. Bunun için Belediyece bu hayir ce • îstanbul kütüpanelerinde ve tek miyetlerine toplu olarak para verilmesi fikri üzerind'e tetkikler yanüsha halînde bulunan tarihî eser • lerin büyük bir kütüpanede top pılmaktadır. Diğer taraftan fakir lanmasi düsünülmektedir. Diğer ta lere daha faydalı olmak üzere bu raftan kütüpanelerin yeniden fihrUt cemiyetlerin birlestirilmesi de dü•ünülmektedir. leri yaptnnlmaktadır. Tarihî kitablar Beşiktaş kulübünün balosu Alacaklısını vurmak isterken Besiktaşta kömürcü Tah»in, dün sabah dbkuzda Ihlamur caddesinde oturan Ismail isminde birismin evine giderek alacağını istemiştir. j Ismail, ufak bir alacak için k3 mürcünün evine kadar gelmestne Içerlemiş ve bıçağını çekerek Tahsini vurmak istemiştir. îsin f enaya varacağını gören kS • miircü kendini zor kurtarmıs, lcm*> il de bıçağile beraber polisler tara* fmdan yakalannnştv. Süvari birinci mülâziml Bençct ve karısı Fikret <Aşan>, süvari binbasılığmdan mütekaid Ahmed ve ailesi «Tüzün Türk» soy adını al miflardır. Soy adı Bir tashiL Çra Türkistanmdan gelen soydaf' larımızdan birinin beyanatı olarak 22 ikincitânun tarihli sayunızda çıkan sözlerden, memleketlerin si • yasî vaziyetine ve islerine dair olan kısunlarının kendileri tarafmdaa •öylenmemiş olduğunu tavziha lü zum gordSik. Meyhaneci de sarhoş olunca!... Cumhuriyet Nüshası 5 Kurustur Tahtakalede oturan kahveci Şaban dün Necatiwsy caddesinde A cem Alinin lokantasına giderek kafayı tütsülemeye baslamıstır. Şaban bir aralık bir bahane bularak diL'ckân sahibine çatnus, esasen sarho» Bursa (Hususî) Kurşun ve ba • olan Acem Ali de mü*terisine murutunu Vilâyet Ziraat Müdürlüğü ve kabele edince iş dövü?e doküimüs> Beşiktaş kulübfi tarafından evvelki gece Perepalas salonlarında gürerek vilâyetin dağ mintakalarindaki tür. İki sarhoş birbirlerine girmiş zel bir balo verilmiş, baloda kulüb mensublorile güzide davetliler bütün koylerde büyük bir domuz sü ler, camları çerçeveleri îndimisler, rek avı yapilacaktir. Ziraat Müdürlü • ortahğı altüst etmislerdir. PolU i bulunmuş, ve sabaha kadar eğlenilmiştir. Yukariki resim baloda bulunanlardan bir kışmım göstennektedir. ğü bu i$ için hazirlanmaktadir. kuini de yakaİAsnıstır. Bursada domuz avı şeraitil * JTürkiye İD Hariç için 1400 K Senelik Altıayhk 750 Üç aylık 400 150 Bir ayhk 170Ö Kr. 1450 800, yoktur