TENKtD VE TAHUL • Cumhariyei '• FAZIL AHMED Şairi: Fazll Ahmed Aykaç Basan: Akşam kitaphanesi Gerdun verirdi çehrei mlhrü mehe kesad Hvfzı guban hatvnma bir yer istesem Ttabi Şaktrdler siler süpürür hurdevatı hep Dukkânda ben hasır bulamam mınder istesem! Hevayi Dağtttın h&bı nâzı yan ey feryad neylersın Edıb fıtneyle dunyayı harab âbad neylersln"> ' Behayi ' Dağıttın arpavü buğdayımı ey bâd ' neylersin Edıb harmengehim yekser harab âbad neylersin'' Müthiş bîr kurd ve Görünür görünmez köpek harbi.. kaza buna derler! Konya köylerine kurd sürüleri saldırıyor Dağdan kopan bir kaya kasabaya yuvarlandı ' Konya (Hususî muhabirimiz ^e") Kış pek şiddetli geçiyor. Birkaç gün için açan hava, tek rar kapandı ve soğuklar gene başladı. Dalayman köyiinden Kurdular köyöne gitmekte olan AIi adlı bir yolcu Davarcık belinde on üç kurddan mürekkeb bir kurd sürüsünün hü • cumuna uğramış, güç halle çıkabildiği bir kaya üstünde mucize kabilinden hayatını kurtarmıştır. O civarda otlamakta olan birkaç ko «Fazıl Ahmed» adını tanyan güyun sürüsünün çobanları Alinin ferzel eseri ele ahnca Mensengesin bu yadını işiterek bir tehlîke olduğu sahnesini hatırladım, üzüldüm. Çünnu anlamışlar ve yanlarına köpekkü e»er, saygı değer şairimizin vaklerini de alarak o tarafa koşmuşlar, Dediğimiz gibi tehzilde bir örtile basılmış, sevile sevile okunmuş, yaklaşınca kurd hücumunu anla • neğe bağlılık olmasaydı san'atkârın birçoğu da hafızalara geçmiş ya yıp köpeklerini kışkırtmışlardır. KSciddiyeti bililtizam ihmal ederek vılannı tasıyor. Lâkin onun, yarapeklerle kurd sürüsü arasında başyazdığı manzumeler edebiyat ile dıhsmdaki terennüm kudretini yıplıyan müthiş mücadele köpeklerin alâkasınm derecesine göre ya miranmaz bir genclikle çağdan çağa galibiyetile neticelenmiş ve kurd zah, ya hicv olurdu. Fazıl Ahmed, ifittiren bir san'atkâr olduğunu düen ziyade eskilerden, bazan da ye ! sürüsü dağılıp kaçmağa mecbur olşünerek, dünkü varlığından bugün nilerden seçtiği örnekler üzernde , muştur. bir zerre kaybetmediğini hatırlıyanüktelerini işler. Bu sebeble mizahrak o üzüntüyü giderdim. Vilâyetimizde ikinci bir kurd hücı ve hicivci olmaktan ziyade tehzil cumu daha olmuştur. Kirli köyü Evet, Fazıl Ahmed, yatağına sığci görünür. bekçisi Kadir köy civAnndaki or • mıyan bir suyu andırıyordu. Coş mandan hayvanlarına yaprak top • Tehzil, gelişi güzel mizahtan da, kun ve taşkmdı. Hemen ber gün lamak üzere çıkmış ve bu ormanda uluorta hicvden de güçtür. Çünkü köpürürdü; köpüklerinden renk sayısı on besi geçen kurdların hü bu san'atte, ele alman örneğin üsrenk nükte, kahkaha ve top top iğcumuna uğramıştır. Ne yapacağım Iubunu muvaffakiyetle taklid etne, çimdik teşekkül ederdi. Bir elşaşıran bekçi silâhile bu sürüye mumek şarttır. Eski edebiyatta tehzil maspare biçiminde tebellür edip kavemet etmek imkânı olmadığını ile uğraşanlar, nihayet bir veya iki ebediyete amrağan kalan o nüktegörünce dernal bir ağacın üzerine şairin gene bir veya birkaç eseri ler ve kahkahalar, o iğneler ve çimçıkmış ve bu suretle hayatını kurüzerinde hüner gösterebilmişlerdir. dikler Fazıl Ahmedin şiirleridir. tarmıştır. Fazıl Ahmed, dört asrın bütün büUzrun yıllardanberi susup din • Gencek nahiyesinin postacısı ts • yük üstadlannı tehzil etmiştir ki lenmeğe koyulmuş olan şair, kendimail de postayı Seydişehre götür bu, değme şairin baş^rabileceği iş ni sevenlerin yüreğinde, hasret nemekte iken Zekeriyya köyü civarındeğildir. mi damlatır bîr hatıra idi. Son ayda Gödenalan mevkünde yol üstünDeğerli şairin muvaffakiyeti. larda onun gene şen ve dinc de bir kurd sürüsü görmüş ve he • yalnız şekilleri benimsemekle kal • terennüme başlaması ayni yüreklemen yolunu değiştkerek bunlardan mıyotv Eğer öyle olsaydı kendine re sevinc verdi. Kendi adını taşıyan uzak bir patikada yoluna devam esadece kuvvetli bir mukallid deni • kitab da bu sırada basıldı. Bu iyi iş dip postayı yerine götürmüştür. Bu lirdi. Nitekim onunla bir çağda tehgeçen yıl yapılsaydı, Mensonges civarda karın toprak üstündeki yükzile üzenip birçok yazılar neşreden tekî ilhamı tükenmiş san'atkâr gisekliği bir metrodan fazladır. yarun düzüne şair ve nasir daha bi Fazıl Ahmedin de ayakta duBu kurd sürüleri, avcılar için müvardrr. Fakat bunların çoğu onun rabilmek için geçmiş günlerden him bîr fırsat olduğundan eline bir kazandığı şöhreti elde edemedi, uyardım aradığına hükmedip yanarsilâh geçiren kurd avma çıkmıştır. nutulup gitti. Çünkü meşrutiyet dık. Onun yeni ve pek canli eserdevrinde ortaya atılan o genclerden lerini okuduğumuz giinlerde eski meyi» de gene Nedimin içinde «nim hiçbiri Fazıl Ahmed gibi şair doğyazılannı bir arada basılı görmeksun peymaneyi saki tamam ettin mus, onun gibi şüri iyi anlamış ve le bu acıdan kendimizi korunroş beni» mısraı bulunan gazelini örhazmetmiş bulunmuyordu. Tered • oluyoruz. nek tutarak yazmıştır. Kitabdaki düdsüz söyliyebiliriz ki mizahî, tehyazıların yarısından ziyadesi böy Fazıl Ahmedin adını taşıyan bu zili, hicri yolda eser bırakan Türk şairledir, Füzuli, Ruhi, Nabi, Nedim, kitab, onu bütün edebî karakterile leri içinde • hamame sahibi ŞeyhiKemal, Hâmid, Ziya, Naci, Cenab, aksettiren »adık bir aynadır. Kuvden zafername sahibi Ziya. Paşa • Ekrem, Süleyman Nazif gibi dört vetli bir bilgi, içleri dışa çekip çiya kadar hiçbir kimse Fazıl Aha*ır içinde yetişip ün almış şair ve karan yaman bir görüş kabiliyeti, med derecesinde yüksek san'at nasirlerm hepsini tehzil eden Fazıl engin bir tasvir kudreti, şuh ve kıvgösterememiştir. Ahmed, bütün bu üstadlann üslu rak bir üslub bu aynada görünen Yalnız bir noktayı tekrar isaret bunu kalemind'e canlandırmış ve simanm ana hatlarıdır. etmek isteriz: Fazıl Ahmedin değekendi nüktelerini, iğnelerini onlann Bu hatlar pek açık, pek bellidir. rini iyi anlamak için dört yüz yıllık ağzında yaşatmıştır. Lâkin onlann delâletile Fazıl Ahedebiyat tarihini gözden geçirmiş medi tanımak, bu yüksek şair ruŞurasmı da unutmamahdir ki olmak, meşrutiyet devrile mütareke hundaki bütün incelikleri kavra • yıllannda'ki hâdiseleri ve şahsiye.tFazıl Ahmed, meselâ Füzuliyi örmak o kadar kolay değildir. Çünkü nek tutarken yalnız kelime, terkib leri bilmek gerektir. Başka türlü Fazıl Ahmed (herhangi bir şair give üslub itibarile on altıncı asrın bu ince ve nefis yazıların zevkine şairi olmuştur. Düsünce bakımin • bi, tek bir şahsiyet olarak yasamaerilemez. Şair, tehzil eder gibi gödan yeni, tamamile yenidir. O, geçmıştır. Onda koca bir edebiyat taründüğü ve fakat hakikatte çağ > miş günlerin diline bugünün zevkirihinin hususiyetleri göze çarpar daş hâdiseleri, şahisları tehzil için ni, sezisini, göriişünü takan bin san'atve o, hemen her eserinde başka bir alet olarak kullandığı örneklerin kikârdır. Kavuk giymiş görünürse de edebî varlığın hüviyetini de canlanme aid olduğunu ekseriya söylemişapkalıdrr. Samur kürke büründü • dırır. Bundan ötürüdür ki Fazıl yor. Bu da işaret ettiğimiz zarureğünü hissettirirken simokinlidir. OAhmedi iyi anlamak, onun yaratıp ti büsbütün kuvvetlendiren ayn bir nun san'atkârlığı da zaten buradayaşattığı inceliklerden tam bir zevk sebeb oluyor. Meselâ elimizdeki kidır. alabilmek için on altıncı asırdan tabda Abdülhak Hâmid baslıklı bin yirminci asra kadar süzülüp gelen şiir var: Büyük şairimizin adını taşıyıp edebi telâkkilerin, edebî cereyan Eyvah ne zer, ne zâr kaldı bütün edebî ömrünü sahife sahife ların ve bilhassa edebiyat üstad ihtiva eden bu güzel kitabın, eski Mısraile başhyor. Bunun ne yalarnun ruhunu kavramış olmak geve yeni edebiyat ile yakın tarihi bir man bir tehzil olduğunu anlamak rektir. arada canlandıran pek değerli bir için Hâmidin: Bizzat Fazıl Ahmed, kendinin Eyvah ne yer, ne yâr kaldı eser olduğunu söyliyerek her ede • hicv ile meluf olduğunu söyler, bir biyat severin bundan bir tane edinDiye başlıyan şiirini okumuş, dâçok yazılanna hicviye diyip geçer. hi şairin de hayatını bilmiş olmak mesini tavsiye ederken bir de fıkra Onu tahlil eden intikadcılar da saiicab eder. Gene kitabda «Namık Ke nakletmek isteriz: İkinci meşruti rin hâdiseleri mizah menşurundan mal» başlığmı ta>ıyan mensur bir yetin ilânı üzerine meb'us seçilme işine geçirdiğini söylerler. Biz Fazıl Ahyazı görüyoruz. Bundaki inceliği girişildiği, halkm büyük bir heye medin hicviyeci de, mizahcı da olkavramak için de: Kemalin Cezmi can ile bu işe sarılmış olduğu bir madığına kailiz. O, düpedüz tehziladlı romanmdaki mukaddimeyi bilsırada Recai oğlu Ekremle Süley • cidir. Hezelle hicv arasında büyük mek, meşrutiyetin ilk yıllanndaki man Nazif kjgrşılaşırlar, birlikte ve bir mesafe vardır. Hezelle mizah ta, hâdiseleri tanımak lâzımdır. Ziya konuşa konusa yürümeğe koyulurPaşanın «Harabat> ına karşı Namık lugat itibarile değilse bile, edebiyat lar. Beyazıd meydanında önlerine Kemalin kaleme aldığı tahribdeki: bakınmndan ayrı ayrı şeylerdir. BiEy valeıfı her makamı rumun süslü bir deveye yükledilmiş, çi • zim anladığımıza göre Hezelle miBir adt da Van mx Erzurumun çeklerle bezenmiş intihab sandığı zah ve hicv, birinden diğerine ko nı götüren neş'eli bir kalabalık çılayhkla geçilebilen, biribirine pek Beytini bilmiyenler «Fazıl Ah kar. Süleyman Nazif heyecana kayakm olan yollardır. Lâkin arala med» deki: pılır: «Sandukai intihabda bu» mısnnda gene derin ayrıhklar sezilir. Ey vakıft cumlei hafayâ Bizce tehzil, dudaklara tebessüm ramı söyler. Recai oğlu çülümser, Türkün vavt varsa nerde aya getirir; mizah, kahkaha yaratır; gene mevzun olarak «sanduka deBeytile başlıyan nefis raanzumehicv, kızdınr!.. Bunların bîrincisi ğil dolabdır bu!» cevabım verir. den; Nacinin: acıtmaktan ziyade düşündüren bir Fazıl Ahmed de «Tazmini meza Muessir perdepusi Kibriya, asâr hayrette dürtüş, ikincisi sert bir gıdıklayıs, min» baslıklı manzumesinde bu Mısraını ihtiva eden gazelini oüçüncüsü tekmeleyis ve ısırıştır. nükteyi hatırlatacak surette kalem kumıyanlar bu kitabdaki «HayretBu farklar, o yollarda yürümüş ten hayrete» barlıklı şiirden tam oynatıyor: san'atkârlann söhretleri üzerinde bir neş'e alamazlar. Gene Fazıl Bin türlü mücevher saçvrır verlere sandtk d« tebarüz eder. Meselâ Tokadlı Ahmedin: Gezmekle sokaklarda bugün bir kuru Kâni, tam bir mizahcıdır, pek seysandtk Handeler gelsin dilersen çehrei giryamna Bak Stanbulun bugün bir hayli rek hicv kaçar. Nef'i, Sehamı ka*Eyvah, bu baziçede bizler gene yandik mebusanına! zasmda, Siirüri de hezeliyatmda Diyor. Ekremin, zihninde canlaBeytile başlıyan manzumesindehicviyecidirler. Halbuki mürekkebci mveren nükteyi Süleyman Nazifin ki şüri iyiden iyi emebilmek, NediHevayî bütün manzumelerinde, Zikulağına fısıldaması nihayet mahmin: ya Pasa zafernamede tehzilcidirler. rem bir mülâtafa sayılır. Fakat FaBak Stanbulun su sadabad nevbünyanına zıl Ahmedin bu manzumeyi ittihad Tehzilin hicvile mizahtan en Beytile başlamakta olan kaside • hükumetinin hükümran olduğu büyük farkı, bu san'atm mutlaka sini okumuş olmağa bağlıdır. Sairigünlerde yazıp bastırmasi gelisi bir örneğe dayanmasıdır. Söz gelimiz, «Hastalık beyitleri» baslıklı güzel bir lâtife olmaktan çok fazla mi Hevayî, herhangi bir şairi tehzil yazıyı Namık Kemalin: bir şeydir. Yüksek şairin yazılarınetmek isteyince onun bir eserini el< Görup ahkâmı asn münharif stdku daki değeri katmerleştiren amillerahr; kafiyece, vezince ayniyet göselâmetten Seterek eş yazar. Orijinal ciddidir; Çekildik izzetii ikbal ile babı hukumetten den biri de işte budur!.. es mizahrmsıdır. Iste söyle: M. TURHAN TAN Matlâlı kasidesini, «Vedadna * Ünlü Franstz romancısı Paul Bourget, Mensonges adlı eserinde • san'atkârhk heyecanını müsrif ve düsüncesiz bir cömertlikle boyuna sarfeden bir şairin, üstünde yaşadıgı şöhret ehramını sarsıntıdan, kendini de düsmekten korumak içm vaktile yazdığı aşk mekhıblannı basürmağa karar verişini, onları tmutulmuş seygiliden isteyişini tasvir eder. Kuruyan kalemin kanıyan kalbe yaptığı bu yakarış çok acıkh ve çok düşündürücüdür. Bu tanrısal varlığı yüceltmek gerektir Celâl Esat Arseven İnsanm (hay van) dan ayır tmrn konuşabil meskıdedir, der ler ve bir çok bilginler insanı komışan bir hayvan diye çejiler lerse de bu ay nlık onun ko nuşmasından artıkrak, ar duy gusundadır. Ar üzerinde konuşmalar Ankara FakUlteleri icin hazıriık Tarihten önceki insanların fildisi parçast Buradaki arın üzerine kazdıklart bir çizi anlamı iş usta • vanlar arasında yaşadığı ve tarihin lığı anlamına gelen ve eskidenberi bilmediği ve yazmadığı devirlerde bizde her ikisi de birbirine karıştınlarak san'at denilen arım ve irtem yapılmıştır. Bugünkü ressamların bile güçlükle yapabileceği kadar dedeğildir. rin bir anlayış ve görüşle çizilmiş Insanlar gibi hayvanlar da yapı olan bu çizi belki daha konuşmasmı cılığı bilirler ve onlarda da bir yapı bile bilmiyen bir ilk adamın yap armı vardır. Fakat ar erki ve duy tığı bir ar isidir. gusu yoktur. Arılar, kırlangıçlar, karıncalar ve hatta birçok kuşlar Bugün acunun müzelerinde böyle ve balıklar yuvalarını yapmak için ilk adamlann yaptığı çiziler pek saşılacak ustalık ve'irtem gösierirçoktur. Insan bunlara bakınca ar duygusunun insanlarda nekadar esler. Bir örümeceğe bakınız. Yiye Dağdan kopup çehre düşen taş ki olduğunu anlar. ceği avı yakalamak için ne hesablı Ayancik «Hususî» Ayancık kaYemek pişirmek için bir kab, yat» bir ağ kurar. Bir leylek kendisini zasinı dairaa korkutan iki tehlike var korumak için topladığı dallarla yük mak ve sığmmak için bir ev yap dır. Biri deniz, biri arkasındaki dağ. sek daralarım ve bacaiarın üstüne ne masını daha bilmiyen o yan hay Bu defa dağın tepesine yakın bir yervan insanların çevrenlerinde gör • ustalıklı yuvalar örer. En zorlu eden büyücek bir taş düşmüş ve halkı dükleri bütün korkunç hayvanlan sinlere dayanacak bir hesabla bu çok korkutmuştur. Yılbaşı gecesi sa • gene onlardan yakalayıp öldürdükdalları birbirine bağlar. at 9 da şehirde büyük bir güriiltü du lerinin dişleri ve kemikleri üzerine Sanılır ki bir yapı (mühendisi) yulmuş, herkes kaçişmağa başlamıştır. ucu sivri bir çakmak tası veya bir dir. öyle ama leylek bu yuvayı ya4 ton ağirlığindaki ta; 150 metro irti tunç parçasile kazarak bedizlemeparken salt o yuvamn sağlam ve i?e fadan koparak önüne topladığı taş, Ieri bizi çok düşündürecek ve şaş» yarar olmasından başka bir (şey) toprak ve ağaçlannda beraberinde o • tıracak bir soraktır. dü'ünmez; onu çiçekler ve yap • larak bir kahveye danvndan girmiş, Demek ki ar insanlıkla birlikte her tarafı yikıp delerek sokağin orta • raklarla süslemek veya onun güzel baîlıyor. görünmesi için üstüne parlak böcek ıina kadar gelraiştir. Dağda daha kaykabukları kaplamak gerekliğini duyMüzelerde bu ilk adamlann ar isma tehiikesi gösteren taşlar vardır. lerini araştırarak derinleştirir ve bumaz. Bunu demek, hayvanların da Hâdisede nüfusça bir zayiat yoktur. fcfizele ve güzelliğe karşı bir duygu günkü beğendigimiz ar işlerin dek geVüayetten gelen mühendis tetktkat lan yoktur demek değildir. Tavuklirsek insanlığın gittikçe nasıl ileryaparak raporunu vermiştir. leyip geliştiğini daha iyi kavranz. lar neden güzel bir horozu daha çok severler? Erkek tavuskuşunun o gü Insan arm bugünkü basamağına varÜNİVERSİTEDE zel çizevli ve renkli tüyleri (acaba) mak için on binlerce yıldanberi caIışmı;tır. dişi tavuslaf üzerine bir dokunak Onun en karanlık, en sıkuttıh yapmak için değil midir? Yalnız şuHukuk Fakültesinde imlihan tali • nu görüyoruz ki onlardaki bu güzel günlerinde ve can koruma savaşile matnamesi mucibince sene sonu imti • lik kendi bilgileri içinde olmıyan uğraştığı kurunlarda bile an bir ya* hanlan birbirini takıben yirmi mayısna brrakmamıştır, onunla uğraş birşeydir, doğanın ve varlığın yaptan itibaren çok kısa bir müddet içinmak tan bir soluk geri durmamıştır, tığı bir iştir. Yoksa kendi ar bilginde bitirilecekti. Görülen lüzum üzerine tnsanlar sava«laj, tutsaklıklar, liklerile yaptıklan bir işin izi de imtihanların haziran ayı sonuna kadar vebalar, kıtlıklarla çarpışırken hiç bitirilmesi kararlaştirilmistir. bir yaralığı olmıyan an bir yana atOnlar iftsanlar gibi arla uğraş mazlar. Avustralyanin ormanlarında maması da gösterir ki ar insan için dirim değerinde güclü bir bağdır. Universite fakültelerinde talebeye bir veya (kutbun) buzları içinde in • En'acıklı günlerinin avuncunu sanlara gelince onlann en geri kalkolaylık olmak üzere ders takrirleri taonda bulmuştur. Ar ona karanlıklan mış soylannda bile arla uğraşmak lebe cemiyetleri tarafmdan her sene aydınlatan bir Tann ışığı, ona umud özlüğü olduğunu görürüz. Bugün basümaktadir. Yalnız son zamanlar • Afrikada ve Amerikada yaşayan ve veren kutlu bir aydın olmuştur. da bilhassa Hukuk Fakültesinde not Bu kadar Tanrısal ve uluksal bir insanlığın en aşağı basamağında olann gayri muntazam bir şekilde çıkaduyguyu büyültmemek ve kaynağı lan insanlara bakarsak hep arla rüdığı, notlarin imthanlara birkaç gün Tannda olan bu güzelliği bilmemek kalarak bile tamamlanamdığı hakkin • büyük bir bağları olduğunu ve o insanlığa yarasır mı? İşte bunun ida birçok şikâyetler yapilmıştir. For • nunla uğraşhklannı görürüz. Bunlar, savaş aygıtlannt. öte berHerini, çindir ki Türk ulusunu yükselt malann çok yüksek fiatlere satıldığı canak çömleklerini, evlerinin duvar mek istiyen Büyük Atatürk ona ben. da Heri sürülmüştür. Universite Rek liğini vermeğe çalışırken kültür larını bir takım oymalar, süslerle törii Cemil Bilge talebenin dersleri programmin başına da ar sözünü bezerler, gövdelerini, gerdanlarını, muntazaman takrirlerinde takip etnoeyazmış ve buna doğru yürümek sıkollarını, bacaklarını deniz tarak • lerini temin maksadOe fakülteler tale • rasmin geldiğini göstererek «ço lan, böcek kabukları, yemiş çekirbe cemiyetlerine ucuz not çikarmalan cuklar ara doğru arş» demiştir. için iki bin Hra tahsisat vermiştir. Bun dekleri, renkli taşlar ve boncuk larla süslerler. Başlarına yaprak • CELÂL ESAD ARSEVEN dan başka ayrica profesörlere de mulardan veya tüylerden yapılmış süskaveleleri mucibince ya bir an evvel Buyruk: Emlr Ayırtım: Fark Büler takarlar ve hatta yüzlerini ve derslerine aid kitablarinı çikarmalan, gin: Alim . Çeşllemek: Tasnlf etmek yanaklannı bıçakla çizerek süsler yahut ta kitablar hazirlanincıya kadar Artıkrak: Ziyade Ar: Güzel san'at yaparlar. Çadırlarını, giyesilerini cemiyetlerin not bastirraasinı teminen Anlam: Mana Arım: San'at, zanaat • • boncuk veya renkli kaytanlarla iş • kolaylık göstermeleri için tebligatta irtem • Hüner Erk: Kudret Esln: Rüx. lerler. Giydikleri derileri veya bağbulunulmasi kararlaştırilmiştır. gâr Salt: Sade Cizev: Şekil, reslm ladıkları kuşakları boyarlar. İşte Doga: Tablat Ozlük: Hususiyet Pusat: bunlar hep ar duygusile yapılan şeySilâh Bezemek: Tezyin etmek . Giyesî: lerdir. Ankarada kurulacak Tarih ve CoğElbise Kurun: Zaman . Çizi: Resim rafya Fakültesi için lâzım gelen prog • Geçik: Tarih . Denli: Kadar Acun: Bu duyguyu insanların daha hayrami hazirlamak üzere buradaki bazi Dunya Çevrem: Muhit Bedizlemek: vanlar gibi dağ kovukları ve inlerprofesörlerden mürekkeb bir heyet teş de yaşadıklart kurunlarda bile Resmetmek Sorak: Mesele Ve bile: kil edilmiştL Bu heyet bir müddetten Hatta Savaş: Muharebe Tutsaklık: buluruz. beri çahşarak fakültelerin kuruluşu Esaret . Dirlm: Hayat Gtic: Kuvvet Bakınız, yukarıda bir fildişi parhakkinda bir rapor hazırlamişbr. Ra Teselh: Avunc . Umud: Ümid: Kutlu: çası üzerine kazümı; bir fil çizisi por Kültür Bakanına verilecektir. Mukaddes Aydın: Nur Uluksal: Ulvî göreceksiniz. Bu çizi insanların or POLISTE manlarda korkunç ve yırtıcı hay • Tannsal: Üâhl. Imtihan müddeti uzatıldı Ders notları meselesi Garson Ismail Hakkı dostımu vurdu Kafkasyali olup Beyoğlunda Yeşil sokakta Iskeçe aparbmanının kapıcısı Yusufun yanınd'a misafirlikle oturan 25 yaşlarmda Bedia, dün ak•am saat 23,30 da yanına tanıdığı garson Ismail Hakkı adındaki adamı alarak otomobile binmiş ve doğruca Şehremini Saraymeydanı cad desinde 66 numaralı ahçı dükkânma gitnüştir. Burada bir müddet beraberce oturduktan sonra her nedease aralarmda kavga çıkmış ve İsmail Hakkı bıçağını sıyırarak dostu Bediayı omuzundan yaralamış ve kanlar içinde yere sererek kaçmak istemiştir. Yetişen polisler derhal İsmail Hakkıyı yakalamijlar ve yaralıyı da Gureba hastanesine kaldınnışlardır. Yardım edilen ı Sardan göçmen akını Metz (Fransada) 20 Sardan göçmen akını devam ediyor. Dün de 550 kadar mülteci Strazburg ile Tuluz istikametinde Forbahla Sargeminden geçmişlerdir. Roşfor Sürlamer 20 500 Sar mültecisinin gelmesi beklenmekte dtr. (jeçen sene ders sonlarında kurulan Beyoğlu 1 ve 2 inci melcteb • leri Himaye Cemiyeti çok hayırlı işler görtnektedir. Cemiyet geçen sene üç ay haftada dört gün 50 yavruya sıcak yemek dağıtmıştı. Bu sene de 100 çocuğu ayni sekilde doyurmağa başlamış, ayrıca 70 yavruya kıslık ayakkabı, çorab ve göğüslük vermiştir. Hamiyetli vatandaşların idare ettikleri bu şefkatli kuruma daha pek çok muvaffa kiyetler dileriz. Resim vardım edilen çocukları ve Cemiyet azalaruu göstermektedir.