Cnmhuriyml' Î61kincikânun Türklerle Süngu Süngüye No. 74 Nakilİ: A. DAVER Çanakkalede f3ehlr ^ e Memleket Haberleri J Siyasî icmal Sulhun kazandıgı zafer arda yapılan reyiâmcfe 539,542 rey sahibinden 527,995 ki«i reyini kullanbunlardan 477,109 u hav mış, Almnayaya iadesi le zanın rey vermiştir. Cemiye hine ti Akvam idaresinin deva ^ mı lehine rey verenler 46,513 kişidir. Havzanın Fransaya verilmesi lehinde ise ancak 2124 kiai reyini kullanrnıştır. Bu netice on beş sene evvel Versay muahedestle Almanyadan ayırd edilerek muvakkaten Cemıyeti Akvam idares: altına konulan bu zengin havzada halkın yiizde doksandan fazla, yani kahir bir ekserıyetle tekrar Alman idaresi altına girmeği Cemiyetı A W vam ve Fransız idarelerine tercib ettiğini gösterıyor. Sar Almanyanındı. Almanya nın kalacağı da muhakkaktı. Fakat son zamanlarda Sar ahalisi arasında bazı tefrika izleri belirmişti. Almanyada fırkaları yıkan, komünizme harb açan, ırkî hakimiyet ve birliği her gayenin üstüne koyan Hitler rejimi VdZİyete hâkim olduktan sonra muhtelif fırka ve unsurlara mensub elli bin mülteci Sar havzasına gelmişti. Bunlar tabiî yerli halkın siyasî ve iktısadî dü «ünceleri üzerinde tesir yapıyorlardı. Almanyada dınî teskilâtı da birleştiımek için yapılan teşebbüsler Sar halkınm dinî duygulan üze rine derin tesir 1er yapmıştı. Diğer taraftan Sarın Fransız giimrük hududu dahilinde bulunması havzaya zengin ve geniş. bir iktısadî saha açmıs, büyük menfaatler temin etmişti. Sar havzası halkı üzerine tesir yapan bu amillerden baçka Fransanın elindeki siyasî ve asker. kuvvet ve kudretle tesir yapması ihtimali de vardı. Hatta bu devletin reyiâmdan evvel asayişi muhafaza için Nansi, Meç kolordularım seferber hale koymuş olması havzanın Almanyaya avdetine mânı olmak için burasını askerî işgal altına alacağına bir delil addedilmisti. Fakat Flanden ve Laval hükumetinin uzlaş:cı bir dış politikası takib eylemesi. İngilterenin faal bir rol oynaması, İtalyanın tavassutu, • papalık makamının bitarafhğı, Hitlercilerin muvaffakiyetlerinden emin bulunmalarından tevellüd eden itidal ve vekan, havzadaki siyasî mültecilerin haricden teşvik görmemeleri üzerine yeis ve fütura uğramalan Avrupa sulhunı kurtaran bugünkü neticeyi ver miştir. Bunun ehemmiyetini anlamak için reyiâm netıcesi malum olduk tan sonra M. Hitlerin irad eylediği nutukta Almanya ile Fransa arasında artık arazi meselesi kalmamıç olduğunu ilân ettiğini nazan itibara almak kâfidir. Sar havzasmın Almanyaya iadesi Avrupa milletlerinin artık bir birlerile didinmekten usanarak Avrupa medeniyetini kurtarmak için uzlaşmak ve teşriki mesaide bu lunmak yoluna girmekte olduklannı gösteriyor. Sar reyiâmının neticesi sulhun Umumî Harbden sonra kazandıgı en buyük bir zaferdir. MUHARREM FEYZt TOGAt Rus ressamları sergisi 2 inci Fırka gece mevzie girmiş, daha intizamını tesis etmeden, hücuma sevkedilmişti! Cephede bütün gece ateş muharebesi devam etmişti. Bu ateşe bizim taraftan sebebiyet verildiği pek muhtemeldir. Ateşin açılmasına bizira taraftan sebebiyet verilmemiş olsa bile hemen sabaha lcadar devamına sebebiyet verilmişti ki bu ates düsmanı uyanık bulundurdu ve bizim hücumun düşmanı gafil bulması ihtimalini yok etti. Mevzi muharebslerinde kendi mevziimizi ve etrafımızı tanımak pek mühimdir. 2 nci fırka efradı mevzii tanımadıkları ve ara siperlerinde ve ikinci hatlarda bulunan efrad da kendiîerini ileri hatta zan nile fırladıkları ve ates ettikleri için bu suretle kendi atcşimizle zayiatm çoğalmasına sebcbiyet verildiği kuvvetle zannolunur. 2 nci fırkanın kendi mevcuduna nisbetle cephesi dardı Bu dar cepheye çok kuvvet sokmak maksa • dile siperlere, irtibat hendeklerine, ikinci hatlara efrad pek sık olarak doldurulmuştu. Biraz mübalâğa ile adeta kımıldanmaça bile müsaid olmıyacak kadar denilmesi ca iz olan bu kalabalık ta ne ilerlemeğe, ne fırlamağa müsaade etmedikten başka cepane ve saire ik mali ve mecruhlann nakilleri gibi hizmetleri de zorlaşhnyordu. Birçok yerlerde siperlerin dahili de düşman ateşine maruzdu. Efrad da ayakta duruyor ve vücudlerinin tamamen kapalı kaîmasına o ka dar dikkat etmiyorlardt. Bu sebeble fırka hendekler içinde pek bü yük zayiata uğradı. 2 nci fırkanın daha hiçbir iş yapmadan uğradığı bu büyük zayiat, maneviyatım o kadar sarsmıştı ki en büyük ümidler kendisine bağlanmışken hücumda muvaffak oimak şoyle dursun, gittikçe mevziini müdafaadan bile ümidini kesiyordu. Zaten gece de ateş muharebesi evvelâ bu ftrka cephesinde başlamı^tt. Velhasıl 2 nci fırka hücumda taze ve fakat bütün manasile acemi bir kuv vetti. Hazırlanmış mevzüere hücumun ilk şartlarından bhi ce mevzii iyi tanımaktır. Bu fırka için böyle yapılmamıştu Gece mevzie girmiş ve belki daha intizamını tesis etme den, vaziyeti anlamadan hücuma sevkedilmiştL 16 nci fırkanın ilk narekâtı düşman mevziine atılmak değil, yaklaşmak denilse daha doğrudur. Pırka bu ileri harekâtı düşman mev ziine girmek suretinde mübalâğah şekillerle bildirmi?ti. Belki düşmanın ileri postaJartnın vücude ge tirdikleri mevzilsr işgal edilmişti. Fakat asıl mevzie gidildiğini hiç zannetmem. Şimal grupu kumandanlığımn, gündüz olduktan sonra baskm hareketi beklenilen muvaf fakiyeti temin etmedıği halde de, hücuma devamı emretmesi icra karanndan büyük bir hatadır. Ancak 2 nci fırkadan maada öteki fırka lann ilk haberleri baskının muvaffakiyetle yapıldığmı ve düşman mevziine girildiğini bildiriyordu. İşte bu iyi fakat hakikatte doğru olmıyan haberler, çimal grupu kumandanlığının hücumunun deva mında muvaffakiyet ümid etmesine sebeb olmuştur; denilebilir.» [Arkası var\ Bir işçi kızı az kalsın ısırarak öldürüyordu Beyoğlunda Tünelde Sümbül sokağında korkunç bir vak'a olmustur. Beyoğlunda doktor Fotozi onun Nikola Vorkides admda aklı ve şuuru pek te yerinde olrrıyan bir hastası vardır. Doktor hastasını tedavi etmekle beraber bir taraftan da kanınm tahliline lüzutn görmüş ve bir tavsiye mektubile hastayı Tünel meydantnda Sünbül sokağın» da Bakteriyoloğ Yakovidise yollamıştır. Nikola yanına kainvalide sini de alarak kimyagerin nezdine gitmiştir. Hastanm kanı ahndıktan sonra kimyager, yukanya çıkmış ve kimyagere yardım eden işçilerinden Matmazel Aleksandr Papadopulo hastaya makbuz keserek bir kaç gün sonra gelmesini öylemis tir. tş buraya kadar yolunda git • mişken, hasta, kanının hemen tahlil edilmesini istemiş ve kız da, bunun derhal olamiyacağını sa>.».vinr Dün Akademide merasimle halka açıldı Siperlerden çabuk fırlıyamıyorduk Düşman ateçi altında çok zaman kalmamak için siperlerden çabuk fırlamak, düşman mevziine kadar ateş altında olan araziyi azamî süratle geçmek ve süngü musademesinde de kazanabilmek için düşman mevziine düşmana faik süngü adedile varmak lâzımdı. Bunlar da evvelden hazırlanmamış olduğu için yapılmadı. Siperlerden çabuk fırlamak için hiçbir tertibat yoktu. Efrad, siperlerden tırmanmak, birbirlerine omuz vermek ve yukandan çekmek gibi tarzlarla çıkıyorlardı. Efradın az bir kısmı siperler haricine çıktığı esnada bir çoğu daha siper içinde bulunuyordu. Dışarı çıkanlar artık düşmanı ikaz etmislerdi. Bunlar için iki hareket tarzı düşünülebilirdi: 1 Arkadaşlanm beklemiyerek düşmana atılmak. Hücumun i!k safhalan böyle oldu; bunlar raecruh ve şehid verdikten sonra bir kısım kuvvetlerile düşman siperlerine kadar da vardılar; fakat orada düşman süngülerile şehid oldular. Çünkü hasmı tepelıyecek kadar faik değildiler. Diğer geride kalanlar da bunlann peşinden gene böyle parça parça atılmak suretile zayi oldular ve yahud siperlerden çıkarken düşman ateşile •erdikleri zayiatla maneviyatlan sarsılarak ve kendilerinin evvelce atılan ar kadaşlan gibi ileride zayıf kala • caklanm görerek atılmadıiar, Mevzilerinde kaldılar. 2 ve 5 inci fırkalar cephesinde hücumun ilk safhası böyle geçmişti. 2 Siperden ilk çıkanlar ileriye atılmak için kendiierini az ve yalnız görerek arkadaçlannın çıkmasım beklediler ve bu esnada verilen zayiat umumun kuvvei maneviyesini kırdı ve ilerliyemediler. Hücumun devamında da ahval umumî surette böyle idi. Zayiatımızı arttıran sebebler 2 nci fırkada zayiatm büyüklüğüne katılan başka sebebler de vardı. Fırka daha geceleyin mevzie girmişti. Zabitler bir gün evvel aiperleri gezmişlerse de gene gayrikâfidi. Denilebilir ki fırkanın ne zabitan ve ne de efradı ne düşman mevziini ve ne de kendi mevziimizi tanımıyorlardı. Yıldız yığınlarıdır, lekelenmez bu topraM Basmaya kıyamazsın; Görkemli bir doğusun Isık çağlıyanından süzülmüs yıkanarak! İçinde hiç sonmiyen senid gozleri yanar... Kanımızdan yeşermiş birer Tubâ ağaçlar! Bir şehid dudağıdır, titrer durur her yaprak! Bir ulkü uçmağı ki, duygudur e«en yeller, Coşkun düfüncelerdir kcıpiirüp ta e an seller, Korular binbir sesle geleceği ez$pler' SAKARYA günerile DUMLUPINAR güneşi Türlü ışıklannı bu güze! yurda sermiş: . Işıklı türlerini çiçeklerine vermiş! O küflü duygularla, kara düçünceler!*? Bu Iekesiz toprağa yarasır mı dönükl^r Yurekleri çürükler, beyinleri sönukier* O beyinler, yürekler öyle yomnludur ki. A lın yazısı d c l e r hertilctfimSislerkan: Ulüş adı verirler her öle«i dislerken' Bitmedi F. SACID ÜLKV Değiştm: fnkılâb . U«: San'atkâr • Minez: Sedye . Yumus: Vazlfe Üzel: Bzel Melek: öz türkçed bilinmlyor, belki de özü tttrkçedlr Kıpma: Lâhza . Tevlr: Renk . üzut: Şeytan Biçim: Şefcil Erdem: Fazllet Sur: Özel bir ad (nususl bir Islm) oldugu için, öz türkçeye çevrilip «boru» demek doğru olmaz Soysallık: Medeniyet öcekler: Gölrün burvîan Dönüklük: Irtica . Göriemli: Muhtesem Şehid, Tuba . Öz türkçe'eri bilinmlyor . Ezgilemelc: Bestelemek Güner: Feclr . Tür: Renk . Alın yazısı: Mukadderat Üktüm: Rezalet Ülüs: Rızık . ölef: Lâse. [K.arsldaW DOyük tab!o Drekanln tivil tayyarecllık eseridir.T Sovyetler birliği il« d'san ülkeler arasinda kültfir nSnascbetleri tesisine çalisan V. O. K. S. ccmiycti dün U tanbul Halkevinin hinıaycsi «tttnda GSzel san'atler Akademisinde bir re sfan ve heykel sergisi açmı?tır. Sergi yeni Halkevi reisi Refi Celil Bayar tarafından Insa bir soylevle açilmif ve Güze! san'aüer Akademisi DÜdürü Namik Ismai] kordelâyi kesmistir. Merasimde sehrimii'n maraf res samlart, san'atkârlarile birçok konsoloslan ve ecnebi davetliler, gazetecüer hazır bulunuyorlardu 14 Sovyet artktinin «ctıLIan ba sergide bulunan eserlerin baslica mevznrenam Broctkinm eaerit lan Sovyet birligindeki scsyalist Ira • Smolai tarayında Lenin... rulusundan alinmiftır. BunLarin bir • çoklari birindtefrin inkılâbımn 15 inci sorguya çeküisi) çok dikket toplamakyıldönümü dolayuile Moskova üe L«tadir. ningradda açilan sergüerde göstcril Eserlerinde realüt olmausilc göze HâdUenin eereyan ettiği muayens» miftir. Ba sergid* bajruk tcknik nstaçarpan Vtlyanum (Yıkanan kadm • hanenin sahibi doktor Yakovidi» bğı ile Sovyet birliğind» iyi Unilan lar) tablosu en fazla onünde tlurulan maharririmize vak'ayt anlatıyor Brocskinin tabloları da vardır. Bu eserlerdendir. Rıajski fle Bogorodski san'atkânn iki (kiş) tablosu üe (Smoini ce Nikolanın kanı beynine «ıçıra Sovyet ülkesinin yeni adamlumm re • saraymda Lenîn) ve (Vorofüof) mıs ve gözleri yuvalanndan fırlıyasimlerini veriyorlar. Bunlardan birincîtabloları çok kiyme<i»dir. Bundan rak aradaki küçük tahta kapıyı sinin (Kayaktı kız) ve bilhassa (Kı kırıp tezgâhtan atlamış ve matma* sonra Sovyet ressamlvinm eski ne • zilordu genç askerlerinin siyatal dersi) sUlerinden olanlann atıltn geli>or. zelin saçlanna sarılmıstır. Hasta adlı tabloları en raıla beğenden eserkızı yere yatırarak her tarafını ısır> Bunlar içinde Petrof Vo<ik.nm (Sa • ler arasmdadır. bah) tablosu Leningrad n~.üze»tndedir. mağa başlatnstır. Heykeltraşi kummda da Efimovun Kuprinin (Donanma mancvralan) ile Zavallı kızın feryadlan üzerine islenmis bakırdan (Hindi) si ile (Sa • (Bahçesaray • Çürüksc) tâololan gü> kimyager Yakovidi» yetismis ve pobah • horoz) u ve Muhinanm (bir kazeldir. Gerasimofun (îr.kılâb çeteci.'elisler gelinciye kadar kızt deiinin dm) ve Çaykonun (En çalişkan işçi) rinin and içmesi) üe (Arkangel li • elinden almağa çabalamts, yetisen heykelleri g&zeldİr. manı) ve (Kdlboz gece btkçııı) tabpolisler deüyi yakalamıslardır. Resim kummda zikretmeden geçe • loları dikkati eekracktcl«. Polislerin gelmesinden büsbütün miyeceğuniz Sovyet Ermenistaninm en Sergide inkdibdan »ı nr* ySfret saaklını kaçıran Niko bu sefer polisbüyük resim üstadı Saryamu eserleri ler e saldirmıs, birini uırmıs, birine <fe hibi olan ressam'ar da Ta». Meselâ bunlardan Deyneka Rusya «Iıamda bir de mühim bir yer tutuyor. Saryan Fran< çok kuvvtli bir tekme vurmus, fasiz artistik kültürünü, kendi memlekeçok »ergilere girmiy olup e»eı!eri Ruskat polislerin soğukkanlılıgı sayetinin kültür ve an'anelerüe birlcftir yada ve orta Avrupa devleUerinin sinde iple bağlanarak karakola jömektedir. Sergideki en güzel eseri (Emüzelerinde teshir edilnjcktedır. Bu türülmüstür. Deiinin elinden kurtarivanda bir köprii) tablosudur. ressamtn üç mühim ^en bu sergide nlan Matmazel Papadopulo her tagosterilmektedir ki bunlardan birinciSergide eserler umumiyetle dost rafından yarah ve baygın olduğu si Moskova yemek fabrika^ı i^in yapSovyetler birliğinin 15 yillık san'at çahalde evine kaldmlmıs ve ancak tığı (Sivil tayyarecıük) tabiosj baş • Iismalannin bilânçosunu göstermese bi12 saat sonra kendine gelebilmistir. tanbasa bir duvan kaplamdktadır. le, Sovyet san'atinin tuttuğu yeni yol • Deli. iki saat sonra karakolda Ressamm diğer ki eseri: (Kızıi ordulan, busan'atin realist temayüllerini tabiî haline gelmif ve uslu bir adam da mânia yarışı) ile bilha*. a (Aklarin gostermektedir. Sergi 15 gün herkeıe olmuştur. Polis kendisini derhal erkiniharbiyesinde bir inkılâbcinin açıktir. Tıbbı adliye evketmistir. Tıbbı adlide yapılan muayene neticesinde deli dün Bakırköy hastanesine kaldırılmıstır. öğrendiğimize göre Niko iki senedenberi hastadır ve eksetiyetle iki üç ayda bir muvakkat delilik gecirmektedir. Evi Tatavladadır. Bir de karısı vardır. Niko iri yarı ve kuvvetli olduğundan delirdiği sırada kendisini zaptetmek çok güç olmuştur. Bu kadar uzun zamandanBu sene seyyah mevsiminde lima • Mülga Rıhtım Şirketi tasfiye heberi deli olduğu halde nezaret al mmiza gelecek olan gemilerin büyük yeti Çinili Rıhtım hanına yerlcfmiş tına almması için ailesinin müra • bir kumı seçilmiştir. Alman, Ingiliz, ve tasfiye işlerine başlamıştır. He caatte bulumaması akrabalarını ve Amerikan, Fransız bayraklarinı tası • yetle yeni idare arasında devir ve tedavi eden doktoru mes'uliyet alyan büyük transatlantiklerden başka tesjim işleri devam etmektedir. mühim miktarda hususî vapurlaruı da tına düsürmektedir. Zabıta ve adHeyet şimdiye kadar eski sirket bu sene memleketimize uğriyacağı hajiye tahkikata el koymuştur. memurl^çma tazminat olarak 80 ber almmijbr. küsur bin lira dağıtmıştır. Yalnız, LIMANDA Bu yil tstanbula uğrayacak olan büM. Kannonjm reisliğinde çalışan bu yük vapurlar şunlardır: heyet tazminat listesine yalnız üc12,250 ton hacmind'e bulunan Maretli ecnebi memurları koymuş, riyet Paşa ve Providans vapurları ay Türk memurları bundan hariç tut nihayetine doğru İstanbula geleceklerLondon ve Dovonçir isimlerindeki muşrur. dir. son sistem iki tngiliz kruvazörü yann Halbuki evvelce verilmiş bir Karadenizden Iimanımiza geîecekler 2 şubatta Marsilyadan kalkacak Te. karar mucibince şirketin maaşlı dir. Dovonşir burada iki gün kalacak, offl Gotye vapurile de Fransiz ve Almemurları seyyanen ve bir senelik diğeri Akdenize gidecektir. man seyyahlan gelecektir. mubassasatları nisbetinde bir tazDovonşir kruvazörü ilkbaharda 5 şubatta Nevyorktan yola çika • minat alacaklardı. Sonradan anlaSisam adasında iken bir sandalla Kuşcak olan 45,700 tonluk Akitanya vaşılamıyan bir sebeble Türk memuradası sahiline yaklaşan geminin cer purile İstanbula 1200 Amerikalı sey larının bu haktan mahrum ediltnerablarmdan bir mülâzim, muhafizlariyah gelecektir. sî alâkadarları bazı tesebbüslere mızin attıği kurşunla vuramuştu. tngi6 şubatta Liverpuldan yola çtkacak sevketmişlerdir. liz sefareti gemi süvarisine bir ziyafet olan 19,700 tonluk Lakonya vapurile verecektîr. Miktarı 200 e yakın olan şirketngiliz seyyahları gelecektir. Gemi sövarisi usulen valiyi zîyaret tin Türk memurları tasfiye heye • 15 şubatta Marsilyadan yola çika • edecek, vali tarafından da iadei ziya • tinî bu hareketinden dolayı res cak olan 11,900 tonluk Patriya vapuret olunacaktir. etmişler ve ayrıca rile Fransiz ve tsviçreli seyyahlar ge • men protesto hükumete de müracaat eylemiflerdir. lecektir. Ekserisi yeni şirkette muvazzaf bu16 şubatta Gotenburg limanından Ekonotni Bakanlığı Deniz ve Halunan bu metnurlar toplu bir halde yola çikacak olan 18,000 tonluk Grisva müsteşarı Sadullah ile Limanlar mahkemeye müracaat edeceklerdir. holm vapurile beş yüz kadar tsveçli, Umum Müdürü Muhsin dün sabah Danimarkalı ve Norveçli seyyah, 11 Ankaradan sehrimize gelmislerdir. tanya, 15 martta Marsilyadan kalka • martta Venedikten yola çikacak olan Müsteşar Sa<yllah dün öğleye kacak Sfinks, Cenovadan 4 nisanda kal17,000 tonluk Mivoki vapurile de dar Deniz ticaret müdürlüğünde kacak General Ştöyben, 6 nisanda ttalyan, Macar ve Çek seyyahlan gemesgul olmuştur. DenizyoUannm on kalkacak Konte Bianka, 7 nisanda lecektir. bir ayhk sefer programlannı boleMarsilyadan kalkacak Providans ve 11 12 martta Cenovadan yo!a çikaeek ve deniz idarelerinin bilânço • nisanda Cenevodan kalka<ak Monte cak olan 15,000 tonluk Gensral Ş t ö y larını tetkik edecek olan komis Rosa vapurlarile muhtelif milletlere ben vapuru mühim miktarda Alman yonlar dün Deniz ticaret müdürlümensub binlerce seyyah tstanbula geseyyahı getirecektir. ğünde ilk toplantılarmı yapmıslarlecektir. Bunlardan bazılari tzmire d« 14 mart tarihinde Nevyorktan dir. Her iki komisyon bugün de uğrryacaktir. yola çikacak olan 45,700 tonluk Akitoplantılara devam edeceklerdir. . Sergi açthrken , Bu sene İstanbula Hakkı verilmiyen çok seyyah gelecek Rıhtım memurları Seyahat programlan şimdicîen hazırlandı Hem protesto, hem dava ediyorlar ŞEHİR Î Bir sokagın hâli Aldığımiz briçok şikâyet mektub lanna nazaran, Fatihte Gelenbevî caddesi kaldırunsız, fenersiz bir mez • bele halindedir. Yeni evler de yapıl • dığı halde o semte gelmeği göze alan çıkmamaktadir. Çünkü yol çamur içindedir, işığı ohnadığmdan akşam altıdan sonra gelip gîtmek imkânsU dir. Belediyenin nazan dikkatini eelbederiz. İki Ingiliz kruvazörü yann geliyor HAIKEVİNDE: Başkan degişti Evvelki gece toplanan Halkevt idare heyeu" başkanlığa Ressürans müdâriı Refi Celâl Bayarı seçmiştir. Deniz komisyonları çallşıyor Cumhuriyet Nüshası 5 Kurustur Abone J T ö r k i y e şeraitii ^ n Senelik 1400 K*. 170Ö Kt. Attıayhk 750 1450 Üç ayhk Bir ayhk 400 150 80Û yoktur