11IkinriVânnn°35î TELGRAF HABERLER Karsta hararet sıfırın altında 31 derece! Karin kalınlığı Sarıkamışta bîr metroya yaklaştı, bütün nakliyat kızaklarla yapılıyor Ankara 10 Ziraat Vekâleti Meteoroloji Enstitüsünden alınan malumata göre son 24 aaat için* de yurdun Trakya ve Ege alanları yağışh geçmiştir. Yağışlar Trak ya ve Çanakkalede kar vc İstanbul çevreaile Ege alanında yağmur seklindedir. Yurdun diğer yerlerinde hava tamamile açık geçmiştir. Gece suhunetleri düne nazaran 4 derece etrafında olmak üzere yükselmiştir. En düşük suhunetler Karsta sıfinn altında 31. Erzu rumda 26, Sıvasta 24, Kastamu nuda 23, Boluda 21, Ankarada 17, Malatyada 10 ve Edirnede 1 derecededir. Edirne çevresi ve Orta Anadolunun Uşak, Isparta, Konya çev relerinden maada yerleri, doğru Anadolusu ve Karadeniz kıyılannda Rize çevresi karla örtülüdür. Kann kalınlığı Sarıkamışta 79, Karsta 41, Erzurumda 25, Afyonda 20 santim ve diğer yerlerde de 4 ilâ 1 2 santimetro arasındadır. kadar devam etmektedir. Dort gün •üren fırtına yüzünden yollarda bulunan birçok kimseler büyük güçlüklerle tehlikeden kurtulabil mislerdir. Tevfik Rüştü Arasm sulha hizmeti Belgrad gazetelerinin yaphğı nesriyat Dili derinleştirmek için ne yapılmalı ? Dilinin I Talih ugün tayyare piyankosd çekiliyor. Memleketin «iörtbir buca ğında, bugün dönmedol^bm içinden, masum bir elin çekip çıkaracağı bir tek numraya gonül bağlıyan, oradan: «Pırrl» diye uçaçak talih kusunun gelip te kendi ba*ına konmasını bekliyen binlerce kişi var. Bunlann içerisinde, birdenbire fakirlikten zenginliğe erirhcek, ya» hud ki esasen var olan zenginliğine biraz daha katacak birkaç bahtiyara bedel, bir aydanberi kurdtığu tath hulyalara bir anda veda edecek nice zavallılar olacak. Bu pek tabüdir. Talih eğer btt kadar kıt olmasaydı, ona bu der»ce bağlanmaz, onu bu kadar mez, üzerine bu mertebe dik. Bir emeli uzun müddet lemek, bazan o emle kavuamak • tan daha ziyade insana haz rerir. En mes'ud açk, ekseriya baili meram olmakla söner. Hiç de^ilsa şiddetini kaybeder. Bu böyle oldu* ğu gibi, talihin tecellisini beklemek te gÖnül için tath bir işkencedir. Beni okuyanlann, bu ifademeî «Züğürt tefellisi!» diyerek, dudak bükeceklerini tahmin etmekls beraber, kendi tecrübelerime binaen gene fikirlerimi, bir kanaat halinde ortaya atmaktan çekinmiyeceğim. Talih kusu, kovalanmaÇa jrel miyen bir mahluktur. O, konacağı baçı, hemen daima, kendisine kar« «ı bigâne olanlar arasından aeçer. Onu ele geçirmek, kendi tarahna celbetmek için ne yapılaa bostur. Gelecegi varsa gelir. Bütün düzenler, tertibler, inceden inceye hesablar, mantıkî, gayrimanbk! nazariyeler talihin karsısmda oyuncaktır. Geçen çekiliste büyük O c ramiyeyi kazanan bilet filân giçeden alınmıs, yahud ki numaran falanca rakamla bitiyormuş gibî düsüncelerle, biletini o giseden alan, yahud numarasmın ayni takamla bitmesine dikkat eden kimaeler tahminlerinde yanıldıklan gibi, bir yere talih iki defa konmaz mülâhazasile gişe ve rakam ^de ğiştirenler de pekâlâ hata etmîs olabilirler. Bu tarz hesablar Harbi Umumide, ateş hattında da vaki olurdu. Bir defa gülle isabet etmiş olan bir noktaya ikinci bir merminin düçmiyeceği kanaatini besliyen ve maatteeasüf bu kanaate kurban o lanlar vardı. ı Tesadüfte, talihte, mantık, ittı' rad, insicam aramak abestir. Dediğim gibi, çapkın, hoppa, hovarda kuş, konacağı baçı seçmeğe bile İüzum görmez, rasgele konar. Biz de bunu bildiğimiz için, her» cai bir sevgiliye nasıl daha siddetli bir aşkla baglanıyorsak, talih kuşuna da öylece bağlanır, onu bazan bütün ömrümüzün devamınca bekler dururuz. i Ve şayed, biri çıkıp ta: «Ben talihin teçellisinden ümidimi ke»tim; artık beklemiyorum!» diyecek olursa, sakın inanmayımz..« Yalandır! Ereumend Ekretn TALV Bütün soneklerimizi, önek yerinde kullanılan sözlerimizi diriltmeliyiz Yazan: M. Nermi Nietzsehenin birkaç kepini (»a yıfasını) çağdas Avrupa dillerin • den birine çevirmeğe çalısınız. Bastanbasa yeni sözlerle dolu bir Nietzsche, nasırlanmış dillerin içine girinee temelinden degisir. Çükü: Türk dilini bir yana bırakırsak, almancanın söz cojusu, hiçbir dilde yoktur. Söz ve gönül, dilimizde olduğu gibi, biribirile kucaklaşmıs gibidir. Karanlık bir gecede topragın gizine (esrar ve hafaya) dalar gibi, Türk dilinin derinliği ile kar • sikarsıya kaldınız, onun anlam u • zaklıklarına yayildımz mi, sözleri • mizin tek bir daldan binbir filizle fiflnrdığını gorürsünüz. Fakat bi • zim dilimiz, çarpık ve kötü örnek • lere tepmmak yüzünden donmuf bir ırmaiı andırmaktadır. önekle rimiz, soneklerimiz (lâhikalarımız) tektük sozlerde yasıyor: Uy Sal, Soy . Sal, Yok • Sul, gibi.. Buna benzer, ne çok soneklerimiz vardır. Biz burada kamusunu siralıyacak degiliz. Dillerin en büyük diriligi, en erisilmes zenginligi hep bu soneklerdedir. SEL ve Sal soneki ile bütün bir dil kımılabilir. Biz yan > lış ornekler yüzünden dil derinli • ğini sözyığmlannda aramısızdır. Halbuki, 8z dilimiz, bu yönden d« •a genis dillerden hiç geri kalmas. TBrklük, Almanl.k, Islavlık, v. «., •Szlerinin karsıhğım fransızcada bulabilir mİsraiz? Pek çok dîllerde genellik bildiren sonekler, yoktur. Bizim soneklerimiz, bashbasına bir acundur, binbir gönül panltisı hıtusturmak için tann eli bekliyen bir acun... Dilimizi kcndine getirmek, onu katılastıran ttesnelerden sıyırmak • la olur. Bütün soneklerimizi, önek yerinde kullanılan sözlerimizi, düfunmeden diriltmeliyiz. Türk dili •özlügünün «n büyülü anahtarı buradadır. Biz Su sözü ile Sulak, Sulaklık, Sulandırmak, Sulandıncı, Sulandırıs, Susal, Susallık (maî, Hquide) v. k., gibi bir sürü sSz yaratabiKrken, neden Larousseun EAu (su) su karsısıada bSnbon duruyor ve çok tersine yerlerden kendhnize kartılık anyoruz? Biz aquatique ile liquide sözlerini neden ayn ayn kaynaklarda anyalım? Bizim dilimizin üreme ve üretme fflresi çok bafkadır, bunu, artık kavraraahyız. Dillejin dısi, söz molozları defil, onları diriltici bir solukla kımıldatan dil • güreselligi (dynamisme) göz önünde tutulmalidır. Donmuş ırmagi çozmek, onu 8s akısina kavu»turmak; yalnız kendimizi yanlıs görüs bağlann • dan kurtarmakla olabilir. Eski elenccnin lâtinee ve elence gibi bir blIkn sözfi bankası ve bizim gibi her dil bankasında açık kredisi yoktu. Eski çagtn bu büyük dili Herakleitosu, Platonu, Aristotelesi, Sophoklesi, v. k., ile kendisini yaratti. Osmanhlıgnı yüz deve yükü sözü ise, bkr keçlik çağdas yazıyı pürüzsüzc« anlatamıyacak kocaman bir bosluk ve yokluktan baska bir nesne değİtdir. ratır. Fakat bîz, simdiye değin olduğu gibi, gönül ölçümüzü elden kaçırmamalıyız. Yaslı ağacı, yas tıkınarak karnını çişirmiş, dallan • mıs sanmak bir Türk için olmıyan nesnelerdendir. Dilimiz, yalnız, buna benzer sözlerle değil, üstelik, böyle aykırı söz diyislerile de doludur. tfte dilimizi bımlar bulandırı yor. Derini ve güzelseli (bedüyi) ba$ka yerlerde aramağa alifmif olanlar için Türk dilinin tadına ısınmak çok çetin bir istir. Fakat bilinmelidir ki söz inceliği ve anlam derinliği yalnız çağdas Avrupa dille • rine verilmis bir tann armağam değildir. Çok gez, derinlik sandığtmız nesne, kavrayısımızm bulanıklığından ve sisliliğinden ileri gel • mektedir. Nirvana sözünün, bunu kavramamıs olanlarda yarattıği anlam derinliği gibi... Bu gibi de • rinlikleri Muhyiddin Arabîde, Beyazıd Bastamîde, Hallac Mansurda, v. k., bolbol bulabiliriz. Fakat bu derinlikler, zaten bir türlü çözül miyen karanlığm «öze bürünmüs derinliğidir. Bizim istediğimiz de • rinlik, bu, değildir. Türk dilinin derinliği dibi görOnen ank deniz derinliğine benzer. Fakat biz islamsal (islamî) şark acununun «FESAHAT VE BELA • GAT» ülküsüne, daha sonra çok yanm yamalak anladığımız batısal (bilhassa Fransızlık) yazılarm güzelliğine kapıldığımız için özdili • mizin tadına yadsal kalmısızdır. Yüzyıllarca erisilmez bir «feaahat ve belâgat* örneği gibi yasatılmıs olan «MUALLAKAT KASİDELE . Rl». daha sonra cBURDEH ve E • MALt KAStDELERİ>, bunun arka•mdan gelen Fars edebiyatı, biz* karmakanfik tad ölçüleri vermis tir. Türk dilinin «FESAHAT VE BELAGATλ için yazılmıs bir sürti eski bitüklerden vazgeçerek daha sonraki yazılara (Manastırh Rifat gibi) gözgezdirirsek bunu anla • makta güçlük çekilmis olmaz. Batı» sal edebiyat kültürüne yaklaştığı mız sıralarda bile, eski tad yolun • dan aynlamadığımızı görürüz (Menemenlizad* Tahirin ve daha son • rakilerin edebiyat bitükleri gibi. ö z dilimizin derinliğini kavra • mıj görünenler tektük parıltılara benzerler ki soiuuz karanlığı gev setemeden sönmüslerdir. Yüzyıllarca türmüf ve tinin en erisilmez bu • caklanna sinmis, asağı yukan altsezgilesmiş (tahtessuur haline munkalip olmus) bir tad ve ölçti sapıkhğım (öz yoldan çıkmif olusluğu) yenmek, ortadan kaldınnak, ' biliyoruz, kolay bir if değildir. ts • lâm tasavvufunun LİBASI FENA DAN TECERRÜDü HAKK AL Yakin olabilmek için en baslıca bir sarttır. Bunun anlamı şudur: Tannsal kavusma (Vasli ilâhî) için bir yol vardır: Yersel (hakî) Ölçüler den sıynlmak.. Bu yöndemin tan • nsal özüye (unsur, element) lannı bir yana bırakırsak, Bergsonun Metaphysikine girmiş gibi oluruz. Her Yeniyi, her Yeni Derini an lıyabilmek için, onun ölçülerini anlamak, onu yeni ölçülerile değer • lendirmek gerektir. Türk dilinin tadına, derinliğine ıtıi kavusmak istiyoruz, değerlerimizi ve ölçülerimi • zi değiştirmeliyiz. Türk dilinin kendine göre fesahati, kendine göre belakati, kendine göre güzelliği vc inceliği vardır. Halbuki biz samanı, tarıevi bilmiyen samanı, gotik kilisesinin duvarlan arasında anyoruz. Kendimize doğru attığımız her yeni adımla Türk kaynağınm sesini daha yakın duyuyoruz. Kendi sesimiz bu, îçimizin derin sesi bu... Derinliğimizin en derin sesi bu... Şimdi, biz, bu sesi baska bir değer öl çüsile yasıyoruz. Kollarımız, artık, boş inançlarla bağlı değil. Yadsal zincirlerini koparmıs Tur dili, maddeden sıynlan alev gibi karanlığı eritiyor ve kendi alev derinliğise yol açıyor. Arnadt diyor: Tutsak istemediği için tann demirî yarattı. Biz diyoruz: Tann demiri yenmek için bize dil verdi.. BÜecikte potta otomobili kara »aplandt Bilecik (Hususî) Yenisehirden Bileciğe gelmekte olan posta otomobili kann fazlahğından Zey beğin Çamlığı denilen mahalde kara saplnarak devrilmiçtir. Yolcular eşyalarmı bırakarak gece (Pelidözü) koyüne kadar on kilometrodiui fazla yürümüşler dir. Kann, soğuğun fazlahğından yürüyüçlerini pek güçlükle ilerle ten yolcular ölüm tehlikesi geçir mislerdir. Ya[vş devam ediyor. Hararet sıfırın altında «ekiz buçuktur. Donan bir ne/ıır Varjova 10 Vutül nehri bütün bdyunca donmugtur. Danzig limanı da buzlarla örtülmüstür. Vapurlar hemen hemen hareketsiz kalmışlardır. Kargda yedi gündür kar yağıyor Kars 10 Yedi gndür şehir ve eivanna kar düşmektedir. Kann yüksekliği yanm metroya yakın • dır. Erzurum Sankamıs, hattı kapanmıştır. Bu yüzden İstanbul postası üç gün geç kalmıştır. Bundan sonra bütün nakliyat •e aeyahat kızakla yapılacaktır. Yunanittanda kış Atina 10 (Hususi) Bütün Yunanistanda siddetli kıs devam etmektedir. Epir, Makedonya, Trakya, Tisalya ve Atinkide kar '.durmaksızın yağmaktadır. Selâ nikle Atina arasındaki telefon direkleri yıkılmış ve muhabere durmustur. Sair yerler de ayni vazi yettedir. ölüm tehlihennden kurtulanlar Karaköse 10 (A.A.) Üç gün evvel baslıyan kar ve tipi bugüne Amerika ve Adalet Divanı Amerika Âyanı girme kararını tasdik etti Vasîngton 10 (A.A.) Ayan ditan ifleri komisyonu, Amerikania Lahey uluslar aran adalet divanı na girmesini ban sartlar altında tasdik «traiştir. Komisyonun karar suretinde Amcrikanm adalet divanına gjrdiği ancak bu divanın Amerikanın alâkadar bulunduğu hiçbir meselesi hakkında Amerikanm muva • fakati almaksızn karar veremiye • , ceği yazilıdır. Buğdayı koruma kanunu Maliye Bakanlıgınm iki mühim tamimi Ankara 10 (Telefonla) Mali • ye Bakanlığı buğdayı koruma ka • nunurrun tadili münasebetiU vilâ • yetlere yaphğı tamimde elek»iz de* ğirmenler muafiyet* tftbi oldugun • dan artık bu gibi değirmenlerin kontroluna iüzum kaknadıgından memurlar re bckçilerin vazifeleri • n« nihayet •erilmesiai, un satan dükk&nlarla pazar yerlerinin mu • rakabesi için vergi hasılatınra on da btrile birer muhafaza mernura istibdamını TC hasılât müsaid olmıyan yerlerde Belediye ile anlasıl raasmı bildimif, diğer bir tamimle de kursun mühürlerin feklini anlatmı«tır. 1 k&nunusaniden itibaren eleksiz değirmenler gibi tadilftt yapmak istiyen degirmencilerin müracaatler\ in Bakaniıga bildirilmesi karar • lasmışbr. Belgrad 10 (A.A.) Türkiyc Dısan tsleri Bakanı Tevfik Rüstü Arasm Belgrada muvasalati müna • sebetile gazeteler uzun makaleler ne^retmiçlerdir. Bu arada meb'us Dimitriyeviç diyor ki: « Tevfik Rüstü Aras, Türkiyenin halledilecek birçok dış mesele» leri oldugu 1925 tenberi Türkiye cumhuriyeti dı$ siyasatının basın • da bulunmaktadır. O, Türkiye aiya« Miraa aklıaelimi ve bir devlet olarak sonuna ermif ve fakat Atatürk tarafından millet olarak yükseltilmis bulunan eski imparatorluğun bütün usullerinden ari bir realizm getirmiftir. Rüştü Arastn bütün faaliyetinin başında Avrupada ve Asyada bü tün komşularla barış fikri bulun • maktadır.» Dimitriyeviç bundan aonra Tev • fik Rüstü Arasm bansı temin ve muhafaza için simdiye kadar Avrupa merkezlerine ve Cenevreye yaptiği sayısız seyahatleri hatırlatarak diyor ki: « Tevfik Rüstü Aras, memle • ketine bansı tamin için yaptığı hizmeti e beraber ayni zamanda gerek Avrupada, gerek Asyada genel bansa da hizmet etmiştir. Uluslar kurumundakî faaliyeti ve belfigati ikna edici ve daima barif fikrinden mülhem oltnustur.> Dimitriyeviç, Tevfik ROstü Arasın Sovyet Rusya, Lehistan, Çekoslovakya, Romanya, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imza edilen müteamzm tarifi andlafmasınm akdindeki rolünü kaybetmekte ve Ankara seyahati esnasinda kendi • sile yaptığı mülâkah hatırlamakta dır. Türkiye Dısan Isleri Bakanı, bu mülakat esnasmda, Aayadan çok daha ziyade Avrupaya aid bulunaa Türkiyenin Balkanlar mmtakasın « da bansa hizmet etmek hakkında • ki kat'i £rzusu üzerinde ısrar etmistir. Cebelitarık boğazında tünel Ispanyol komisyonu ' faaliyete geçti Madrid 10 (A.A.) CebelHa • nk boğazı tüneli projesmin tetkiki* ne memur komisyon toplanmıs, Paris ve Londraya bir beyet gSnderil* mesine karar vermistir. Bu heyet Fransız Transafriken şimendifer kumpanyası ve Kahire • Kap hattını insa tasavvurunda olan tngiliz kampanyaaüe müzakerede buhma • caktar. Müntehibisani seçimi Ankara 10 (Telefonla) An • Icarada müntehibisani seçimine a • yıa 20 sinde baslanacaktır. bazı viIâyetlerde bu seçime başlanmıştır. Ankarada kış sporlari Ankara 10 (Telefonla) Ankarada kıs tporlan bütün hararetle devam ediyor. Bugün tdman Cemiyçjleri reisî Aziz, Her Abraham Dağcılık ku hibü azasmdan tlyas beraberce Y«nişehir ru bendleri yanıadaki ka • yak yerinde tetkikat yapmıslardv. Elraa dagmda gelecek ıcne tesisat yapılacaktır. Maliye Bakanı bugün geliyor Izmir 10 (Husus!) Bir mBddet • tenberi sehrimnde bulunan Maliye Ba« kani Fuad bu akşam Izmir vapurfle Utanbula hareket ettL Atina Ermeni piskoposu çıkarılıyor Atina 10 (Hu.u.1) Ermeni başpiskoposu Karabet Mazlam • yan Yunanistandan Kudud hariei • nm çıkanlacak iken müracaati üzerine evrakt tekrar tetkik edilmek için bir neyete verirmişti. Heyet tetkikab neticesinde piskopocun hu • dud haricine çıkanlmati kararını vermistir. İngilterede ziraî inkişaf için mühim kararlar Londra 10 Basbakan, radyo ile yapmış olduğu bir »öylerde ytixbinlerc* soyun toprağa dönmeleri için çalısıldığını bildirmistir. Deyli Telegrafın yazdığına göre bu proje tngilterede büyük bir canlılık uyandırmış.tır. Proje bu isjn «ekonomîk düşgünlflğe uğratms yerler> de oturan 180,000 soya dokunacağmı götter • mektedir. üç, beş donüm büyüklüğünde çiftlikler yapılacak, bunla • ra 150, 200 kUilik grublar yerles • tirilecektir. Her gruba çiftlik yasayısmı öğretecek bireT hoca verile • cektir. Çiftlik için ae lâzım.a hükumet verecektir. Varsova 10 (A.A.) Polİs Mongol kotnünisti tssak isminde birini tevkif etmiştir. Kendisine halı t ü o ean süsü veren tssak beyaz Rus a* laymda Mançurinin istikl&li için çalısmış ve sonra Çini bolsevikles • tirme çetelerine dahil olmustu. Suçlu Lehistana bir vazife ile gelmiş • tir. Varşovada yaka'anan şllpheli bir adam Amerika ile Kanada arasındaki itilâf Vafington 10 (A.A.) 1929 da bir Amerika »ahil muhafaza gemi •i ta^afından batırılan tmalone ka • çakçı vapurunun ziya mes'uliyeti hakkında tahkikat yapmak üzere Kanada ile Amerika tarafından teskil edilen hakem komisyonu Amerikanm tarziye ve 25 bin dolar tazminat •ermesine karar vermit • tir. Avusturyada tevkifler Viyana 10 (A.A.) Jandarma yukan Avusturyadaki Ried tnnk • reisdeki tnillî sosyalist mıntaka merkczine bir baskm yapmış ve önderleri tevkif etmiştir. Valterlerin muhakemesine başlandı Viyana 10 (A.A.) 25 haıiran 934 (e o zaman Veldende bulunan Milast •m almaya tesebbüs eden Valter kar • deslerin mabkemest bu sabah başla • miftv. Japonyanm pamuklu ve sun'i ipek ihracatı Paris Elçimiz Lavalle görüşto Paris 10 (A.A.) Dısan îsleri Bakam M. Laval, Türkiye büyük elçisi Suadı bugim kahul ederek ken» «Usile «zun müddet Tokyo 10 (A.A.) Japonya 1934 te iki milyar beş yüz milyon metro pamuk kumas ihrac etmisttr ki, 1933 senesine aisbetle yüzdc yirmi fazladır. Japonyanm sun'î ipek imalâtı da bir evvelki seneye nisbetl* yiizde elli artmif v« beş yü» milyon kiloya çıkmifbr. Dilimiz kendi bilim sözlerini kendi güresel varhgindan verebilirken baska dillerin kapısını çalmamız ve çanağımızı uzatmamız çok düsündürücü bir nesnedir. Bunu aiçin yapıyoruz? Ya kendimizi yıldızlara yakın bir yerde göstermek istiyonız, veya bilknsözlerinin öz anlamlannı bütün açıklığile kav • nyamıyoruz. Her ikisi de acınacak nesnelerdendir. Bu yüzden dilimi • ze büyük anlam ve tad aykırılıklaCincinnati (Amerikada) 10 (A. n girmistir. ömerin çocukluğu gibi A.) Kentuki devleti içinde Mount arık bir yazı yazmıs Muallim Naci, Nernovda, bir aile kavgası esnasmtuyuglarmda, bir tann ığimıdır da, bir çiftçi yedi kisiyi oldürmüf (felâketidir). Bakınız: Me, me ditür, bu devlet içinde aile intikam yişin alır karanm Bus etmede kalcinayetleri an'anevî bir haldedir. Po • •naz ihtiyarım.. Bu sözler Türk lis katili öldürmüştür. gönlüne, Türk tadına uygun mu • dur? Eski edebiyatın salhordesi (yıl yemis, yani ya?h), neyzen (ney vuran, ney üfliyen). v. k., bunun Barselon 10 (A.A.) Dün akbelgeleridir. Fars, Arab, Fransız fstm kahvede bir tethiş hâdisesi olAlman, v. k., dil sezgisi kendi öl mustur. ü ç sahıs elleriode rüvelver* çüsüne, kendi Jekoruna, kendi gönlerle kahveye girerek kahve sahibi lüne göre sözler üretir, sözler ya • ni, garson ve müsterilerini bitisik odaya kapamışlar ve tezgâh üzerlne bir bomba bırakarak gitmiflerdlr» Ankara 10 (Telefonla) Talât Odadakiler dı;anya çıktıkları stra(Çankırı), Aziz Sami (Erzincan), da bom^a patlamış ve birkaç kifi Mahmud Nedim (Malatya) ve ts • yaralannuştır. hak Refetten müteşekkil Dil heyeti komisyonlarından biri bir aydanberi bütün Anadoludan gelen 13S bin fisin mânalarına göre yeni fişlere geçirilmesi ve sarf noktasından vaReşad Nurinin "Cumhuziyetlerini tayin etmektedir. Bu komisyonun hazırladığı fişler merkez riyet, t e hazsrladığı bttheyetince tetjjikten sonra tnütehasyOkromanın adıdır sıslann mütalealanna arzolunacak * tir. Amerikada bir çiftçi 7 kişiyi öldürdü Dün gece bîr cinayet oldu Sabıkalı bastoncu P gene birini bıçakladı Barselonda bir zorbalık 135,000 tiş tasnif edıiiyor Royterin haberi tekzib ediliyor Gökyüzü Dün gece bir cinayet olmus, Mati mudpafada Yanm handa babasınua dükkânmda çalt^an Armenak adında bir çocuk, sabıklılardan bastonci Nuri tarafından birçok yerlerinden bıçaklanmıstır. Geçenlerd'e, Yesildirek karakolu yakınında bir bahriyeliyi de bıçak" lamış olan bu azılı serir, bu seferkl cineytini istediği iki kilo rakıyi pa.rasız alamadıği için yapmıstır. M. NERMİ Armen&k veresiye veremiyeceğin söyleyince, Nuri eline geçirdiği pastırma btçağını çocuğa rastgele inMoskova 10 (A.A.) Reuter ajandirmeğe baslam*», böylece ellermi sı geçen gün Nahka gölü civarmda delik de.sik ettikten başka basma • < Mançukoyla Rusyayi birleştiren gizli boynuna da vurmustur. Armenak bi bir tünel bulunduğu ve Japon kuvvet • aralik kurtularak kanlar içinde kaçlerinin takib ettiği sakilerin buradan maya baslamı^sa da, Nuri elindeki Sovyet arazisine sığmdıklarinı bildîr • bıçakla kovalamaya koyulmustur. miştL Nihayet, bu azılı serir yetisen bekv çiler tarafından yakalanmıs ve eli» tzveztiya gazetesi bu haberin bazı deki bıcaği alınmıştir. Bu svrada bel harbin membalarinin yeni bir uydur • çi Salih te elinden yaralanmıştır. masi olduğunu yazdıktan sonra, Mos • Yarası tehlikeli olan Armenal kova mehafilinin Reuter ajansmm böyj Cerrahpasa. hastanesine kald'tnlmss le manasiz şeyleri nakletmesini rok gatir. rib bulduklarmı Dâve etmektedir.